Seben Günlüğü…

Seben Günlüğü…

         Atalarımız tebdili mekânda ferahlık vardır demiş… Yeni yılın ilk günlerinde eşimle birlikte komşu ilçemiz ve sınır komşumuz Seben’e doğru yola çıktık. Geçmişte hısımlık ve ticari bağlarımızın çok güçlü olduğu önemli coğrafi ve tarihi özelliklere sahip Elma diyarındayız. Bu arada Elma diyarı diye bilinen Seben’imiz de Elmacılık can çekişiyor ilgilerle önemle duyurulur!

          Seben’de sevgili dostum Reşat Demirel’ile buluşup Kozyaka köyü Çavuşlar mahallesine harekât ettik köyün girişinden görünen ıssız ve sessiz evlere rağmen köyün eskiden yoğun bir nüfusa ev sahipliği yaptığının ipuçlarını veriyordu.

         Bizi önünde durduğumuz üç katlı ahşap evin kapısında baba dostu Abdullah abi her zamanki güler yüzü ve tevazusu ile karşıladı, daha kapıdan içeri girmeden hoş beşe başlayıp köy ve ev hakkında sorular sormaya başladım.

         Reşat Bey ve Abdullah abiden bilgiler alıp etrafa göz gezdirirken sobası yanan sıcacık odada candan bir hoş geldiniz’le güler yüzlü yengemiz buyurun dedi. Daha yerimize oturmadan kediden çok kuzuya benzeyen “Osman”da bende buradayım diye kendini gösterdi.

         Hal hatır sorma faslında ara verdiğimiz köyün tarihini konuşmaya sofraya gelen nefis yemekleri yerken devam ettik.

 

İsmet İnönü’nün konuk olduğu evde zamana tanıklık etmek…

         Misafir olduğumuz evi yaptıranlar Mudurnuda Boyalı konak diye bilinen(Havlu Mah.İlk kız mektebi) evin sahipleri 1800 lü yıllarda Mudurnu’dan yazları yaylak olarak geldikleri yeri zamanla benimseyip yine Mudurnulu ustalara bu evi yaptırmışlar.

        Kozyaka köyü Kurtuluş savaşında birçok tarihi olaya tanıklık etmiş… İstanbuldan Anadolu’ya geçen İsmet İnönü ve arkadaşları köyden Asim beyin öncülüğünde sağlanan özel müfreze ile Bolu’dan alınıp köyde misafir edildikten sonra ertesi gün Nallıhan’a kadar eşlik edilerek Ankara ya uğurlanmışlar.

         Yemekten sonra çaylarımızı içip tarihi sohbette köyün içinde devam etmek üzere dışarı çıkıyoruz ilk durağımız geçmişte Seben ve çevre ilçelerde Karakahya bıçak ve çakıları ile ün salan Hasan ustanın el emeği göz nurunu katarak çakı ve bıçaklar ürettiği atölyedeyiz. Dünyanın en seri üretim yapan modern bıçak fabrikasına gitseniz geçmişte Hasan ustanın bu mütevazi atölyede sevgisini, ustalığını katarak ürettiği bıçak ve çakıları bulamasınız.

          Atölyeden hemen yanındaki Reşat beyin dede, baba yadigâr evine geçiyoruz. Günümüzde insanların modernleşme adına  “Toki tabutluklarına” yerleşmek için yarış ettiği bir zamanda Reşat dostum dede, baba ocağı yok olmasın diye sahip çıkıp emek ve para harcamış, geçmişten aldığı kültürü geleceğe taşıma sorumluluğunu üstlenmiş.

          Bana göre bu sorumluluk en büyük erdemlerden biri, büyük dedesinin, babasının evini, ailesinin kültür ve geleneklerini, doğasını bilmeyen bireyler, toprağa, ağaca, çiçeğe, böceğe saygıyı nerden bilip; gelecek kuşaklara temiz bir dünya bırakma sorumluluğunu taşıyacak.  

          Köy içinde yapılan gezi ve aslan başlı çeşme ziyaretinden sonra ev sahiplerinin  “tekrar bekleriz” sözleriyle vedalaşıp Seben’de başka bir dostla buluşmak üzere yola çıkıyoruz.

Cuma Camileri…

         Köyden Seben doğru giderken geçmişte insanların sosyal hayatında önemli bir yeri olan ibadetin dışında başka bayramlar, seferberlik ve haberleşme gibi toplanma merkezide olan Cuma camileri burada’da kendi haline terkedilmiş.

          Akşam karanlığında caminin içini gezerken kim bilir insanlar burası yapılırken nasıl çalıştı, ilk ibadete açılırken ne duygular içindeydi burada seferberlik çağrısı yapılan ve gidip dönmemek var diyen insanlar bu meydanda sevenleri ile nasıl vedalaştı.

          Düşündüm! Acaba  “farzı” dışında hac ve umre ziyaretlerini ticarete çevirenler ve gidip, gelme sayısıyla övünenler… Cuma camilerini, akmayan çeşmeleri, köy okullarını, eski köy mezarlığının çitlerini, tamir ettirdim, okuma imkânı olmayan iki çocuğu okuttum, burs verdim diye övünseler, sevap ölçüsünü bilmem ama insanlığa da faydalı oldukları için Allah onları daha çok sever.     

 

Sebenli “Ayarsuzlar şahı”  

 

         Akşam olurken önceden geleceğimizden haberdar olan Turhan(Yılmaz)dostum geldiniz mi diye sormadan telefonda nerdesiniz dedi ve az sonra buluştuk. Haydi, doğru eve gidiyoruz deyince düştük peşine eşinin hazırladığı birbirinden güzel yöresel yemekler eşliğinde başladık sohbete gece boyunca halk bilimi, yöresel şive, yöresel kelimeler, turizm, tanıtım, Kınıkçı kanyonu, Seben’in muhteşem coğrafyası, doğa yürüyüşü, konuştukça konular birbirini izledi.

          Turhan dostum halk bilimi, folklorik değerler yöresel şive, özlü söz, vb. tarih belgeleyicisi, Ülkemizde birçok il ve ilçede müze yokken çevresinde ne var ne yok toplayıp sergilemiş böyle bir kültür ve geleneğin oluşmasını örnek olan ve bıkmadan, usanmadan elde avuçta ne bilgi, belge varsa toplayıp, arşivleyen bir “ayarsuzlar şahı” yol ve gönül dostluğu yapılacak zamane dervişi, sırtınızı güvenle dönebileceğiniz ”herkese lazım” denen türden… İnsanlığına diyecek bir şey yok ama bu kadar yeteneği kıskanmamak elde değil.  

 

VEGKE Ailesinin “VEGKE Solaklar Kütük Evleri”

          Seben’de turizm ve tanıtıma önem veren yöneticiler var… Şimdi değilse bile önümüzdeki yıllarda Seben koca yayla göleti, Solaklar ve Muslar kaya evleri, Çeltik dere Kilisesi, fosil ormanı, kaplıcası, vadi ve kanyonları ile turizmden önemli derecede pay sahibi olmaya aday.

            Bundan önce Seben in muhteşem coğrafyasını görmeye gelenlerin akşam konaklayacakları yer sınırlı idi. VEGKE kütük evleri ile artık bu sorunda ortadan kalkmış oldu. İşletmeci Volkan beyle tesisi gezerken düşüncelerimi söyledim… Bizim memlekette yapılan işe kusur bulanda öneri getiren çok olur tesis karar verilip yapılmış bundan sonra bize düşen Seben’in çevresel turizm potansiyelini görmeye geleceklere akşamları konaklayabilecekleri çok güzel bir mekânları olduğunu söylemek.

Mehmet Cantürk

Mehmet_canturk14@hotmail.com

www.mudurnuhaber.com

 

“Seben Günlüğü…” için 2 yanıt

  1. çok değerli MEHMET BEY abicim o kadara güzel yazı yazmışsın ki sanki ben de seninle beraber gidip aynı şeyleri görmüşüm gibi bir hisse kapıldım.SEBEN ilçemize ait bütün turistik ve kültürel değerleri mübalağasız yazına yansıtmışsın.

    abicim senin MUDURNUMUZ adına kültür değerlerini,turistik yerlerinin tanıtımın için yazdığın tüm makalalelerinin tamamını takip etmekteyim.KÜLTÜR DEĞERLERİ için tanıtımların için teşekkürlerimi iletirim.yanlız MUDURNU daki kültür değerlerinin tanıtımında sürekli belirli bölgelerde dolaştığını çoğu kişilerin görüp de bazı MUDURNULULAR gibi senin de görmediğin veya göremediğin kültürel faaliyetler üzerine de yazılar yazmanı ve yazacağın yazıları okuyacağım günlerini heyecanla beklemekteyim.

    ben acizhane diyorum ki;istemeyerek de olsa ister farkında olarak veya farkında olmadan alışkanlık haline gelmiş bazı fevri davranışlarınız beni derinden üzmektedir.nasıl mı?MUDURNU dan BOLU ya giden yolun sol tarafında kalan
    -ABANT dibi köylerine kafanızı en son ne zaman çevirip baktınız?
    -MUDURNU nun kuzeyindeki köyleri; en son ne zamandan beri ziyaret etmediniz?
    -oralarda yaz aylarında yapılan hacet bayramı etkinliklerinin kaçına katılımda bulundunuz?

    benim sizden isteğim turistik değerler için yazdığın bu yazılarınızın manevi kültür değerlerimiz için yazılar yazmanız en büyük temennimdir.çünkü yazılarınız anlaşılır ve akışkan bir şekilde taraflı tarafsız beğeni kazandığı gibi okunduğunu da belirtirim.

    biz ABANT dibi köy vatandaşı olarak her ne kadar bazı kaybolmuş değerlerimiz olmuş olsa bile MUDURNU nun kültür değerlerine farkında olmadan çok şeyler kattığımız hatırlatmak isterim.

    bu zamana kadar ister siyasi isterse atanmış mülki amirlerimiz veyahutta ekabir tabakası her ne hikmetse yönleri ya BOLU istikametine,ya ANKARA istikametine veyahutta İSTANBUL istikametine çevrili oldu.MUDURNU dan kazandıklarını bu belirttiğim bölgelere yatırım yaptılar.bu kuzey istikametin de ne var bir türlü anlamadım yahu.biz ABANT dibinde yaşayanlar dan önce MUDURNU yu tarif edenler yukarıdan bahsettiğim elit tabakalardır.

    kaderine terk edilmiş ama MUDURNU sunu karşılıksız seven MUDURNU nun kuzey istikametinde yaşayan köylü çocuğu olarak bizleri daha fazla unutmayın der;unutulmamanız için birazcık da olsa yönünüzü kuzey istikametine çevirmeniz dileğiyle.bu köyler de illa akrabanızın olması şart değil bizler için misafirlerin değeri akraba değerindedir.

    ALLAH işlerinizi rast getirsin.hoş ve şen kalınız!..

  2. SEBEN İLÇEMİZİN TANITIMIYLA İLGİLİ YORUMLARINA DÜŞÜNCELERİNE ELLERİNE SAĞLIK MEHMET KARDEŞ. BÖLGEMİZDE TURİZM GELİŞİMİ MUTLAK GÖYNÜK MUDURNU SEBEN BOLU ABANT 3 GENİNDE PROGRAMLANMALI 3 GÜNLÜK EKO KÜLTÜR TURLARI DÜZENLENMELİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM SELAMIMLA TEŞEKKÜRLER.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir