AK PARTİ CHP Lİ BELEDİYE Yİ ENGELLİYOR MU?

AK PARTİ CHP Lİ BELEDİYE Yİ ENGELLİYOR MU?

Yerel seçimlere az bir süre  kala siyasi Partiler çalışmalarına hız verdi.

 

Sizce AK Parti  Mudurnu ya gelen yatırımları engelliyor mu?

Vatandaşlar, Mudurnu da AK partinin herhangi bir engelleme yapmadığını savunarak bizler görüyoruz, 2 hafta önce üzerinde Çevre ve şehircilik Bakanlığı hediyesidir yazan Çöp kamyonunu gördük, şimdi ise seçimlere 2 hafta kala  Belediye temizlik işçileri  Üzerinde Çevre ve Şehircilik bakanlığı hediyesidir yazan ÇÖP Konteynırları eski çöp konteynırları ile değiştirilmiş, demek ki Hükumet Mudurnu’da siyasi parti ayrımcılığı yapmadan hizmet veriyor dediler.

 

 

www.mudurnuhaber.com

 

 

Belediye den Zorunlu açıklama

Mudurnu ilçesinde yapılması planlanan,  Mudurnu Devlet Hastanesi için yer bulunamaması yerel seçimler öncesinde  Belediye Başkanlığı Facebook adresinden  bir açıklama yapıldı.

MUDURNU BELEDİYESİN DEN ZORUNLU AÇIKLAMA

Geçtiğimiz günlerde Bolu’da bir yerel gazeteye açıklama yapan AKP Bolu Milletvekili Sayın Fehmi Küpçü;

Mudurnu’da söz verdikleri hastane yapımına hala başlanamadığını söyleyen AK Parti Milletvekili Fehmi Küpçü, buna gerekçe olarak CHP’li Mudurnu Belediyesi’ni gösterdi.

“BELEDİYE YER TESLİMİ YAPINCA BAŞLAYACAĞIZ”
“Mudurnu’daydım hafta sonu. Mudurnu’da da aynı şekilde Mengen ve Dörtdivan’la beraber Sağlık Bakanlığı’nın ödenek ayırdığı bir hastanemiz var. Maalesef orada Belediye’nin yer teslimi yüzünden hastanemize başlayamadık. Buna üzülüyor oradaki insanlar ‘acaba’ diyorlar. ‘Siyaset arası bir çekişme mi var? Burası CHP Belediye başkanı diye mi?’ Kesinlikle değil. Kesinlikle bizim hizmet kriterimizde bu yok. Ama Bolu’daki insanımız da şunu bilmeli ki bu işler belediye temelli oluyor. Yer tahsisini bizim yapacak halimiz yok. Ben oradaki hissiyatı Mudurnululara şikâyet etmiş olayım. Bilsinler. Sağlık Bakanlığı projeksiyonunda parası, projesi her şeyi hazır. Belediye yer teslimini yaptığı an biz ihalesini yapıp mevcut olan sağlık hizmetine biraz daha yüksek standartta sahip olunması noktasında biz o katkıyı zaten AK Parti iradesi olarak sahibiz. Zaten paramız da hazır bir an önce başlamış oluruz”

Şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.

Konu ile ilgili olarak, T.C. Bolu Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, ilçemize yapılması düşünülen 15 yataklı ilçe hastanesi için Kaygana Mah. Beşkavak Mevkii 136 Ada 8 Nolu parseldeki arazinin tahsisi için talep gelmiştir. Bu talep Belediyemizce 02.05.2011 /784 tarih sayılı yazı ile cevaplanmıştır;

– Söz konusu parsel Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığımızla 13.03.2007 tarihinde yapılan protokol gereği 10 yıllığına Belediyemize tahsis edilmiştir. Fiilen tahsis süresi dolmamıştır ve tahsis kalkmamıştır.

– Mudurnu Halkı ve Belediye Meclis üyelerinin hastane yapılacak yerin İmar Planında spor alanı olarak ayrılan alanda olması nedeniyle yapılan çalışmaların yasal olmadığından olumsuz bakmaktadırlar.

– Bilindiği üzere İmar planında hangi amaçla ayrıldığı belirtilen alanların amacı dışında veya Belediye Meclis kararı olmadan uygulama yapılamayacağı, uygulama yapılması düşünülen alanlarda ve talep gelmesi durumunda Meclisin uygun görüp veya görmemesi göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Uygun görülmemesi durumunda kamu zararı oluşabileceğinden,

Yukarıda bahsedilen sebepten dolayı bundan sonra yapılacak işlemlerde imar planı değişikliği yapılması ve onaylandıktan sonra çalışmaların yapılması hususunda Belediye olarak görüşümüzü bildirdik.

– İlçemize yapılması düşünülen hastanenin yer seçimi ile ilgili olarak Belediye Meclis İmar Komisyonu ve Meclis Üyelerimizin ortak görüşü sonucu profesyonel bir çalışma yapılması için davet edilen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Yüksek Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer ve Belediye Meclisimizin tüm üyeleri ile birlikte, ilçede hastane olabilecek yerlerin gezilmesi sonucunda oluşturulan rapor, bilgi amaçlı 24.05.2011 / 904 numaralı yazıda T.C. Bolu Valiliği Sağlık İl Müdürlüğü’ne ulaştırılmıştır. Rapor içerisinde Belediyemizce hastane yapımına uygun görülen 10 farklı arazinin zayıf ve avantajlı yönleri yer almaktadır.

Mudurnu İlçe Hastanesi Baştabipliği’nin 18.08.2011 / 1370 tarih sayılı plan tadilatı talep yazısı elimize ulaşmış olup, söz konusu talep yazısı Belediye Meclisimizin 04.10.2011 tarihindeki toplantısında ele alınmış ve 04.10.2011- 83 sayılı Meclis Kararıyla hastane talebinin değerlendirilmesi sonucunda;

– Mudurnu İlçe Hastanesi Baştabipliğinin 18.08.2011 gün ve 1370 sayılı yazısında, ilçemiz Kaygana Mahallesi 136 ada 8 nolu parsel üzerine hastane yapılması için; Mevcut İmar Planında spor alanı olarak gözüken alanın İmar Planı tadilatı yapılarak sağlık alanı olarak tahsis edilmesini talep etmekte, konu ile ilgili 26.09.2011 tarihinde sivil toplum örgütleri mahalle muhtarları ve vatandaşlar ile toplantı yapılmış olup;

1) İlçemiz Yıldırım Bayezıt Mahallesi Bolu Caddesi üzeri Karayolları’na ait ve atıl durumda olan şantiye binasının olduğu alan,

2) İlçemiz Kaygana Mahallesi E-1 bağlantı yolu trafo binasının kuzeyinde kalan Ertan PAMUK’a ait olan yer,

3) İlçemiz Yıldırım Bayezıt Mahallesi Orman İşletme Yolu sağında, Çarşambalıoğlu benzin istasyonu arkasında bulunan Tevfik TÜRESİN’e ait yerin,

Yukarıda belirtilen sıralamaya göre hastane yapılacak yer olarak belirlenmesine, işaret sistemi ile yapılan oylama neticesinde, oy çokluğu ile karar verilmiştir.

– Belediye Meclisimizin bu kararı 16.12.2011 / 2237 tarih sayılı yazıyla İl Sağlık Müdürlüğü ve Mudurnu İlçe Hastanesi Baştabipliğine ulaştırılmıştır.

Belediyemiz hastane yeri ile ilgili olarak üzerine düşen sorumluluğu Belediye Meclisi, Sivil Toplum Kuruluşları ve halkın katılımıyla “ halkçı” bir anlayışla yerine getirerek, 10 adet hastane yapılması düşünülen yer ile ilgili Yüksek Şehir ve Bölge Plancısı hocamızla birlikte rapor hazırlayarak yerine getirmiştir.

Sağlık Bakanlığı projeksiyonunda parası, projesi her şeyi hazır olan hastanenin ilçemize yapılması için daha fazla beklemenin gereği olmadığını düşünüyoruz. Belediyemizin gösterdiği 10 adet yer ortadadır. Konu ile ilgili olarak hazırlanan rapor incelenebilir ve söz konusu raporun istenmesi halinde paylaşılacağını bildiririz.

Kamouyuna saygıyla duyurulur.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu ISI Yalıtımına hız verdi

Mudurnu ISI Yalıtımına hız verdi

Geçtiğimiz yıl bazı Kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan ISI YALITIM ve Mantolama sistemi sayesinde Kurumlarda   yakıt tüketiminin  vatandaşlar tarafından fark edilmesi 2013 yılı yaz sezonunda vatandaşları binalarına ISI Yalıtım yapmayı tetikledi.

Yaz aylarının gelmesi ile birlikte ISI YALITIM yaptıran bina sayısı Mudurnu ilçesinde hızla artmaya başladı. Görülen o ki Mudurnu ilçesinde 2 yıl içerisinde ısı yalıtımsız bina kalmayacak. Bu sayede bina sahipleri ısınmada %50 ile %70 arasında bir  tasarruf sağlayacak.

www.mudurnuhaber.com

 

 

Anız Yangınları Toprağın Kalitesini Düşürüyor!

Anız Yangınları Toprağın Kalitesini Düşürüyor!

Bolu Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin hasatın ardından geriye kalan ürün atıklarının temizlenmesi için yapılan anız yangınlarının toprağa zarar verdiğini belirtti.

 

Bolu Orman Bölge Müdürü Yusuf Şahin hasadın ardından geriye kalan ürün atıklarının temizlenmesi için yapılan anız yangınlarının toprağa zarar verdiğini belirterek, “Bu yakma esnasında toprakta bulunan faydalı mikro organizmalar zarar görüyor. Hem mikro organizmalar yok oluyor, hem de toprağın kalitesi azalıyor” dedi.

Yusuf Şahin, yaz aylarında etkili olan aşırı sıcaklar nedeniyle meydana gelebilecek olası orman yangınlarına karşı ekiplerin düzenli eğitimden geçirildiğini söyledi. Köylere 70 adet üçer tonluk su tankeri dağıttıklarını belirten Şahin, “Bu tankerler hazır bir şekilde bekliyor. Çıkan orman yangınlarına 15 dakika içerisinde ulaşmayı da hedef olarak belirledik. Şu ana kadar tatbikatlarda ki performansımız 20 dakikadır. Bir yangın ihbarı alındığında bölgemizde hangi noktada olursa olsun ekiplerimiz o bölgeye 20 dakikada ulaşabiliyorlar. Hedefimiz bu süreyi 15 dakikaya indirmek. GöynükSeben, Kıbrıscık ve Mudurnu ilçeleri orman yangınlarına karşı hassas bölgelerimiz. Bu bölgelerde bulunan orman alanları için gerekli olan bütün tedbirleri aldık. Ekiplerimizi orman yangınlarına karşı eğitimlerden geçirdik ve ekipmanlarla donattık. Ekiplerimiz 7 gün 24 saat orman yangını nöbeti tutuyorlar” diye konuştu.

Yaz aylarında araçla hareket halindeyken ormanlık alana sigara atılmaması gerektiğini vurgulayan Şahin, “Orman yangınları konusunda vatandaşlarımız çok dikkatli olmalı. Özellikle seyahat esnasında sigaralarını araçlardan dışarıya atmamalarını, piknik yaparken cam şişeleri kırarak ormanlık ya da kırsal arazilerde dağınık bir pozisyonda bırakmamalarını istiyoruz” dedi.

Şahin anız yangınlarının toprağa hasar verdiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Tarımla uğraşan vatandaşlarımızın da özellikle hasattan sonra ürün artıklarını sahadan uzaklaştırma adına yakarak bertaraf etmemelerini istiyoruz. Bu yakma esnasında toprakta bulunan faydalı mikro organizmalar zarar görüyor. Hem mikro organizmalar yok oluyor, hem de toprağın kalitesi azalıyor. Beraberinde de orman yangınlarına neden oluyor.

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU’DA EMLAKÇILIK KURSU AÇILACAK

 

MUDURNU’DA EMLAKÇILIK KURSU AÇILACAK

Emlakçılığın cazip bir meslek haline gelmesi, sektöre donanımlı şekilde girmek isteyen gençleri de arayışa itiyor. Ülke genelinde bu alanda açılan çeşitli kurslar var. Mudurnu  ilçesinde  son yıllarda  Termal Turizm  yatırımlarının artması ile birlikte  gelecek yıllarda Emlakçılık gençlerin ekmek kapısı haline gelecek.

EMLAKÇILIK TA DEVİR DEĞİŞİYOR

Emlakçılık ta artık ‘bir masa bur kasa’ anlayışı tarihe karışıyor. Eskiden bir dükkan kiralayıp, içine bir masa bir kasa atan ve cama astıkları satılık veya kiralık ilanları ile müşteri bekleyen emlakçıların yerine artık donanımlı emlakçılar yetişiyor. Türkiye’de üniversiteler bünyesindeki emlakçılık yüksek okullarından mezun olan gençlerin iş bulma sorunu yok. Öyle ki; İTO’nun, Emlakçılar Odası’nın veya özel kurslardan mezun olan gençler de işsiz kalmıyor.

MUDURNU’DA EMLAKÇILIK

Mudurnu Haber sitemiz organizesi ile  Mudurnu Halk Eğitim Merkezi  tarafından ücretsiz olarak emlak komisyonculuğu sınıfı açılması için  çalışmalar başladı. Mudurnu ilçesinde EMLAKÇILIK yapmak isteyen Bay, Bayan tüm girişimciler isimlerini Mudurnu Fotoğrafçılık  Seyrancık Mah. Demirciler cad. No:17 adresine yazdırabilirler. Kurs toplam saati 120 saatten oluşmakta olup, Kurs sonunda Kurs bitirme Sertifikası verilecek ve bu sertifika ile  Emlak danışmanlığı yaparak ciddi anlamda ek gelirler elde edebilirsiniz.

Konu hakkında  detaylı bilgi almak ve  ön  başvuru için Aydın ÖZPELİT 0535 735 91 64 Nolu telefondan irtibat kurulabilir.

Kurs 12 Kişi ve üzeri  sınıflar halinde açılacaktır.

 

www.mudurnuhaber.com

 

 

MUDURNULU ŞEYH MEHMED TULÛÎ’NİN SEGÂH DURAK’I

http://www.youtube.com/watch?v=E9cJSxAjeXc

 

MUDURNULU ŞEYH MEHMED TULÛÎ’NİN SEGÂH DURAK’I

www.mudurnuhaber.com arşivinde bulunan bazı yazılarımızda Halvetî şeyhi Mehmed Tulûî’nin besteciliğinden söz etmiş, kısaca şunları aktarmıştık:

 

     “ Önceki yazımızda hayatından söz ettiğimiz Mudurnulu Halvetî şeyhi Mehmed Tulûî’nin kültür ve medeniyetimizin önde gelen san’atlarında da başarılı bir şahsiyet olduğu anlaşılmıştır. Tulûî, icâzet sahibi yetişkin bir hattât olduğu gibi, dinî musikimizin yüksek düzeyli san’at ürünlerinden durak formunda eserler vermiş bir bestecidir.

 BESTEKÂRLIĞI

Saadettin Nüzhet Ergun,  Mehmed Tulûî’nin bestelediği bir durakın elde olduğunu, bu eserin onun üstâd bir bestekâr olduğunu gösterdiğini kaydetmiştir.”

 

DURAK

Mevlevîlik dışındaki tarikatlerin hemen hepsinde zikrin birinci bölümünü teşkil eden ‘kelime-i tevhid’den sonra “ism-i celâl” zikrine geçmeden önce verilen arada bir veya iki zâkir tarafından okunan, serbest olarak bestelenmiş Türkçe manzumelere durak denir.[1]

Mudurnulu Halvetî şeyhi Mehmed Tulûî(ö1757), Yûnus Emre hz.lerinin “Ben bende buldum çün Hakk’ı şekk ü gümân nemdür benüm” sözleriyle başlayan şiirini durak formunda ve segâh makamında bestelemiştir. Duraklarda şiirin bir veya iki kıtası okunmaktadır. Biz Yûnus Dîvanındaki özgün haliyle şiirin tamamını aktarmayı uygun bulduk.

 

ŞİİRİN TAMAMI

Ben bende buldum çün Hakk’ı şekk ü gümân nemdür benüm

Ben dost yüzin görmez isem bu gözlerüm nemdür benüm

 

Gelsün münâcât eyleyen doksan bin hâcât söyleyen

Taşra ‘ibâdet eyleyen görsün ki dost nemdür benüm

 

Mûsî olup Tûr’a çıkam nûr oluban gözden bakam

Söz oluban dilden çıkam sûr u nagâm nemdür benüm

 

Mûsî varır Tûr’a çıkar anda varur nûra bakar

Dosttan gayrı zerre kadar bu gözlerüm görmez benüm

 

Uş ben beni cem’ eyledüm ol dosta imân eyledüm

Birliğine kıldum kâmet riyâ  tâ’at nemdür benüm

 

Ol dost bana ümmî demiş hem adumı Yûnus komış

Dilüm şeker gövdem kamış bu söyleyen nemdür benüm

 

Ümmî benem Yûnus benem dokuz atam dörtdür anam

Aşk odına düşüp yanam sûk u bâzâr nemdür benüm[2]

 

Yûnus Emre

 

ESERİN İKİ AYRI İCRÂSI

TRT Repertuarında 7590 numara ile kayıtlı olan eserin notası mevcut değildir. Ancak meşk yoluyla günümüze taşınmış ve kayda alınmış olduğunu tespit ettik. Şiirin icrâ edilen kısmı:

Beste : Şeyh Mehmed Tulûî Efendi (Ö.1757)

Söz: Yûnus Emre Hz.retleri

Ben bende buldum çün Hakk’ı
Şekk ü gümân nemdir benim
Ben dost yüzün görmez isem
Bu gözlerim nemdir benim
Yûnus benem ümmî benem
Dokuz atam dörttür ânem
Aşk oduna düşüp yanem
Suk u pazar nemdir benim

Bu eserin iki ayrı icrâsını alttaki linklerden dinleyebilirsiniz.
1)Merhûm üstâd Hâfız  Kânî Karaca tarafından:

http://www.youtube.com/watch?v=E9cJSxAjeXc

2)Sanatçı Ahmet Erdoğdular tarafından:

http://www.youtube.com/watch?v=lfQOSS7CikU

Ramazan ayınızı tebrik ederim. Saygılarımla…

Hakkı Duran


[1] Nuri Özcan, “DURAK” maddesi, TDVİA, Cilt 10, İstanbul 1994,  s.4.

[2] Yunus Emre Dîvânı, haz: Dr.Mustafa Tatcı,Akçağ yayınları, 2.baskı, 1998-Ankara, s.181.

 

Ramazan Ayı ve Mudurnu

Ramazan  Ayı ve Mudurnu

Mudurnu ilçesi bilindiği gibi Bolunun en eski yerleşim yerlerindendir. İlçede yaşayan vatandaşların çoğu ata dan, dede den  gelen  örf ve adetleri yaşatmaya çalışır.

Sessiz sakin bir  ilçe olan Mudurnu, Ramazan ayı nın gelmesi ile birlikte sessizliğine bir sessizlik daha katar. Bu yıl Havaların sıcak olmasından dolayı vatandaşlar çarşı pazar fazla dolaşmamaya gayret gösteriyor. Mudurnu köylerinde ise, durum biraz farklı, köylerdeki vatandaşlar  bir yandan tarlalarında yetişen meyve ve sebzeleri toplarken diğer yandan bölgede yetişen Buğday , Arpa gibi mahsullerin biçimine hazırlanıyorlar.

 

Nerede o eski zamanlar…

Evet, yaşı 70 i geçerek 80 e doğru yaklaşanlar, gözlüklerin üzerinden olan biteni kolaçan ederek, nerde o eski günler, teknoloji ne ilerledi beeee, diyerek iç geçiriyorlar. Onlar 1930 lu yıllarda Evin ortasında ateş yanacakmış dendiğinde Allah korusun, nasıl olacak o iş diye birbirine sorarlarmış. Ama şimdi bakıyorsunuz, Evin içinde Ateş Soba da yandıktan sonra, evin dışında yanıp evin içini ısıtan Kaloriferi gördüler. Daha sonra ise Güneş enerjisinden ısınan  ve evin her yerinden  24 saat sıcak su akan bir sistemi gördüler. Aylarca Harmanlarda 1-3   1-5 mahsulü  işleyerek buğdayı su değirmenlerinde günler bekledikten sonra Un yaparak Ekmek ürettiler. Şimdi  ise gelinen son teknoloji ile bu saydıklarımızın hepsi neredeyse saatlik işler haline geldi. Yüzlerce dönüm arazi üzerinde bulunan Arpa , Buğday ve benzeri ürünler Döver biçerler vasıtası ile aynı   gün ambarınıza giriyor.  Evet, nerde o eski günler.

 Yıllar öncesi Ramazan lar…

Yıllar öncesi Ramazan aylarında çeşitli etkinlikler yapılırmış. Tabiî ki o zamanlar Tv , internet, Cep telefonu olmamasından dolayı geceler daha bir uzun  bir o kadar gündüzlerde  farklı uğraşlar ile geçermiş. Hele hele , Mudurnu gibi küçük yerleşim yerlerinde Ramazan aylarında insanlarda birlik ve beraberlik en üst katlara çıkar ve insanlar çeşitli şakalar ile bu ayların feyzini yaşarlarmış. Bunlardan bir tanesi, Oruç tutmayan komşuyu  Bayram sabahı  Köy meydanında  Ekmek Teknesinin altına sokarlar veya  su dolu oluğa atarlarmış, bunu yapmalarının sebebi ise başkalarına örnek olması  açısından yapılırmış.

Gelelim şimdilere, maalesef artık toplum o şekilde bozulmaya yön tutmuş ki, artık  Ramazan ayı nın geldiği neredeyse anlaşılmayacak derecelere gelmek üzere, sokaklarda açık  Lokanta ve kahvehaneler, sokaklarda rahatlıkla sigara içebilen insanlara, toplum herhangi bir tepki vermez olmuş.  Bununda adını çağdaşlık koymuşlar.

Hayırlı ramazanlar. Allah ibadetlerimi Kabul ve Makbul eylesin.

Aydın ÖZPELİT

MUDURNU

e-mail:aydinozpelit@mudurnu.com

www.mudurnuhaber.com

Damada Arkadaşlarından OTOMOBİL Lastiği hediye edildi

Damada Arkadaşlarından OTOMOBİL Lastiği hediye edildi

 

Bolu nun Mudurnu ilçesi Samat Köyünde  Davut ve Ebru KURT un  Düğün merasiminde  yaşanan olay,  Düğüne katılanlardan büyük alkış ve dua aldı.

Davut ve Ebru KURT’un Düğün  törenine  katılan   arkadaşları Damada öyle bir sürpriz yaptılar ki, Takı töreninde budamı takılır cinsinden.

 

Damadın Arkadaşları, Takı töreninde sıra Damat tarafına takı takmaya geldiği anda   Damat Davut KURT a   Takı Olarak  OTOMOBİL Lastiği hediye etti.  Damadın arkadaşları, Takılarını takdim ederken arkadaşım sana  bu tek OTOMOBİL Lastiğini hediye ediyoruz, Allah inşaallah geride kalan Lastikler ide almak nasip eder dediler ve bu duaya etraftakiler yüksek ses ile Amin diyerek  dua etti.

www.mudurnuhaber.com

 

Yavuz Sultan Selim’in İhanete Cevabı…..

Yavuz Sultan Selim’in İhanete Cevabı…..

Bir Gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgah görür ve keklik satılan tezgaha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 100 altındır.
Yavuz Sultan Selim sorar:
-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?
Satıcı:

-Hünkarım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.
Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve

-Ver o kekliği bana! der.

Herkes şaşkınlık içinde napacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:
-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!!

Kaynak :Çiftlik Dergisi www.ciftlikdergisi.com.tr

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU DOĞAL GÜZELLİĞİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR

MUDURNU  DOĞAL GÜZELLİĞİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Mudurnu ilçesinde  kişilerden kaynaklanan bazı sorunlar olmasına rağmen, ilçedeki Doğal güzellikler ilçe dışından gelenleri kendine hayran bırakıyor.

İlçe genelinde dışı sıvasız duran Ahşap evler kimi zaman Bir Gelin Damadın Ömründe unutamayacağı pir Pozda zamanda dururken, kimi zamanda Konak Bahçesindeki Kına Gecesi Gelin Adayının unutulmazları içersine giriveriyor.

İŞTE BURASI MUDURNU

Mudurnu ilçesi aslında  Tarihi, Kültürü ve Gelenekleri ile   çok güzel ve şirin bir ilçe, ulaşım problemi olmayan Bolu’nun nadir İlçelerinden biri olan Mudurnu yıllardır bu değerlerini tanıtamamış.

Dünya’ca bilinen ABANT aslında Mudurnu ilçesine Bolu’dan daha yakın olmasına rağmen Mudurnu bu önemli değere sahip çıkamamış. Şimdilerde yaşanan siyasi ve Rant çekişmeleri   Mudurnu’da bundan 70 yıl önce de yaşanmış ve bu çekişmeler Dede den Toruna Miras  gibi kalıvermiş.

Tabiî ki bunları yazanlar ve bu işlere öncülük edenlerde bazı kesimler tarafından sevilmemiş ve zaman, zaman dışlanmışlar. Haklı iken haksız çıkarılıp susturulmuşlar veya susturulmaya çalışmışlar.

Her şeye rağmen, Mudurnu ilçesinde geride ayakta kalan bazı binalar ve Tarihi eserler yerlerine yenileri yapılmak, tadil edilmek için yıkılmış ve destek göremedikleri için şu an harabe şeklinde bekliyor.

İlçeye  dışarıdan gelen  Fotoğraf aşıkları MUDURNU ilçesinde  dijital Fotoğraf makinelerinin  hafızalarını doldurmuşlar. Buraya gelirken  acaba gidince ne ile karşılaşacağız diye içlerinde değişik düşünceleri olan Fotoğraf severler ve Doğa tutkunları MUDURNU ilçesinde her ikisini bir bulmanın  heyecanı ile ileriki bir zamanda tekrar gelerek incelemeye kaldıkları yerden devam etmek için Takvimlerdeki gelecek günlerini şimdiden işaretlemişler bile…

Tabiî ki ilçemiz Doğal güzellikleri ile çok zengin bir ilçe olmasına rağmen bu güne kadar ismini Tavukçuluk sektörü ile duyurduğundan  ve şu anda bizim Turizme geçiş yapmamızdan kaynaklanan bazı problemler  var. Bunların başında Mudurnu’ya her gelen  misafirin aklında kalan  kötü bir Koku, Turizm de bu tip olaylar hoş olmayan olaylardır. Bu kokunun sahibi bizleriz, eğer bu koku ve benzeri çevre olaylarının, mesela Çöp ü buraya Bolu dan getirip atmıyorlar. Gerek, ÇÖP olsun gerekse Koku olsun, çözülmeyecek sorunlar değil. Tek önemli olan bunların varlığına inanmak ve birlikte hareket ederek  kalıcı çözümler üretmektir.

Eğer burada yaşamak istiyorsak.

 

www.mudurnuhaber.com

 

KONYA GEZİSİ

KONYA GEZİSİ

 Mudurnu ilçesinden 3 gün sürecek bir Konya yolculuğu gerçekleştirdik. Mudurnu ilçesinden yola çıktık ve Nallıhan güzergahını takip ederek Tabduk EMRE , Sarıyar, Mıhallıçık,Yunus EMRE,Bolvadin,Çay ve Akşehir  üzerinden ilk durağımız Konya nın ILGIN ilçesine vardık.

 KAPLICA ŞEHRİ ILGIN

Evet, ILGIN ilçesini ben bu güne kadar Kaplıca Şehri diye hiç duymamıştım, ILGIN benim aklımda Şeker Fabrikası ile kaldı. Ama ilçe girişinde büyük bir tabela görünce demekki burada da kaplıcalar varmış dedim.

 

GÜLERYÜZLÜ İNSANLARIN YAŞADIĞI ŞEHİR

 

İlçe 35 bin Nüfusa sahip, ILGIN ilçesinin Pazartesi günü kurulan Pazarını gezmeye başladık. Pazarı gezerken ben  bir taraftan fotoğraflar alıyorum, diğer taraftanda yabancısı olduğum yerdeki insanlar acaba, çekmesene kardeşim derlermi diye biraz tedirgin yaklaşıyorum. Ama benim fotoğraf çektiğimi anlayan ve Önünde Çilek tezgâhı durak arkadaş abi çek çek diye bağırınca tabiî ki fırsattan istifade çekmeye başlıyorum. Sonrasında ise yanındaki tezgâhtaki arkadaş abi benide çeksene, diğeri abi benide çeksene diye seslenirken neredeyse Pazaryerindeki herkesin bir an fotoğrafını çekesim geldi. Güleryüzlü insanların maşallah gönülleride çok zengin, tezgâhlarda duran Çilek ve benzeri ürünlerin üzerlerinde  “YEMEK HELAL” yazısı görünce dikkatimi çekti. ILGIN Pazarında biraz dolaştıktan sonra Pazaryeri girişinde bir hatıra fotoğrafı aldık. Sağolsun ILGIN Belediyesi ilçeye çok modern bir Pazaryeri kazandırmış, inşallah Mudurnu ilçesine bizlerde böyle bir Modern Pazaryeri kazandırırız.

 

            ILGIN Pazarını gezdikten sonra ILGIN Belediye Başkanını bir ziyaret edelim istedik. Belediye ye girdik ve Başkanın Sekreteri Emine Hanım  a  Bolu Mudurnu dan Mudurnu Haberden geliyoruz, Başkan beyle  10 dakika bir sohbet etmek isterdik dedik. Oda hemen Başkanıma ileteyim diye cevap verdi.  Başkan Beye Sekreteri bizim geldiğimizi ilettikten sonra 5 dakika içersinde bizi içeriye alacaklarını şu an önemli bir toplantıda olduklarını ifade etti. Aradan 5 dakika geçtikten sonra ILGIN Belediye Başkanı İbrahim ORAL ın Makamına girerek kendimizi tanıttık. İbrahim Başkan, güler yüzlü ve samimi bir şekilde Hayırdır Mudurnu’dan buraya size nasıl yardımcı olabilirim dedi.

 

  Ben kendisine Mudurnu’dan ziyarete geldiğimizi ve çarşılarda dolaştıktan sonra bir uğrayıp tanışmak istediğimizi benimde bundan Önce Mudurnu Belediyesinde Meclis Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yaptığımı belirterek, Başkanım Önümüzdeki dönem inşallah beklide beraber çalışma fırsatı buluruz,  tüyo almaya geldik ILGIN daki insanların hepsinin yüzlerini nasıl güldürdünüz sorusu üzerine, Başkan İbrahim ORAL ın yüzünde gülümseme meydana gelerek inşallah Allah kolaylıklar versin sözü yer aldı. ORAL, insanlarla uğraşmanın hakikaten zor oluğunu bu işin içinde olan birisi olarak çok sabır gerektiğini ifade etti, ILGIN da şu ana kadar  hiç kimse ile herhangi bir polimiğe girmediğini ifade ederek, insanımıza hizmet etmek beni çok mutlu ediyor ve o nedenle önümüzdeki seçimlerde yeniden ILGIN dan aday olacağım dedi.

 

 Başkan İbrahim ORAL ile güzel bir sohbetin ardından ILGIN Kaplıcalarına doğru yol aldık. İlçede Belediye nin işlettiği ve birde Özel şahsın çalıştırdığı kaplıca mevcut.  Kaplıca nın en dikkatimi çeken yanı gece saat 23.30 a kadar hizmet vermesi oldu. İnsanlar Kaplıcaya adeta akın ediyorlar, suyu aynı bizim Mudurnu nun Kaplıca suyunun sıcaklığında 40 derece sıcaklıkta akan Kaplıcanın şahsın işlettiği bölüme giriyoruz. Burada eskiden Mudurnu Babas ta olduğu gibi odalar var, ve bir havuz 2 duş ve Buhar odası ve Hamam dan oluşuyor. Suyu kükürtüs ve berrak, birçok hastalık için şifa kaynağı bu kaplıca, ILGIN da yaşayanlar bu Kaplıcaların kıymetini biliyor ve hemen hemen her gün Kaplıca ya girmeden duramayanlar varmış. Ben bu bilgiyi aldıktan sonra ILGIN da yaşayan insanların neden bu kadar güleryüzlü olduğunu şimdi anladım, suyun verdiği enerji ILGIN insanın yüzüne yansımış.

 

ILGIN Merkezinde ILGIN Lala Paşa Külliyesi tarihi bir yapıyı günümüz şartlarına göre düzenleyerek Turizme açmışlar. İşletmenin sahibi Harun KOÇ, özenli bir şekilde Hanı düzenlemiş ve adınıda Sedirlihan  olarak  koymuşlar. Sedirlihan ı gezdikten sonra hayran kalmamak mümkün değil.  Sedirlihan girişinde solda ve sağda içe girişler var, buralarada oturma yerleri yapılmış, bizde oturup 5 dakika mola veriyoruz. Sağolsun görevli arkadaşlar bize Çay ikram ediyorlar. Sedirlihan dan çıkarak ILGIN ilçesinde dolaşırken  Toros dondurma Kasım TOPALOĞLU ağabeyin dükkanına girerek Dondurmalı Burma Tel Kadayıf ile damağımızı  tatlandırıyoruz.

 

ILGIN da geçirdiğimiz günün ardından ikinci gün KONYA merkeze doğru yola çıkıyoruz. ILGIN Konya 90 km civarında, her yerde oyluğu gibi burada da yollarda bakım çalışmaları dikkatleri çekiyor.

KONYA ya varıyoruz, Yeşil Kubbe hemen dikkatimizi çekiyor. Mevlana Hz. Türbesinin bulunduğu yere doğru ilerliyoruz ve içeriye giriş için tek kullanımlık geçiş kartını 3tl karşılığında alıyoruz. Dikkatimizi etrafta bulunan çok sayıda yabancı Turist çekiyor. Türbe ziyaretlerinin ardından KONYA merkezindeki diğer Türbe ve ziyaret yerlerini geziyoruz. Konya da önemli bir zat ise Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesinide geziyoruz. Konya nın Meşhur KONYA şekeri ve hediyeliklerinden alıyoruz.

konya17

 konya18

 

Akşam ILGIN a geri dönüyoruz. Ertesi gün  ILGIN dan Mudurnu ya yola çıkıyoruz.  Dönüş yolumuz üzerinde bulunan Akşehir de Nasrettin HOCA mızın Türbesini ziyaret ettikten sonra AKŞEHİR Evi ni Ücretsiz olarak geziyoruz. Akşehir de Akşehir Kültür Sağlık Eğitim Vakfı nın işlettiği evde adeta tarihe bir yolculuk yapıyoruz. Evin içersi tamamen Akşehir ilçesini yansıtıyor. Buradan ayrılmak zor olsada yolumuz uzak uğranacak birçok yer var deyip yola devam ediyoruz.  Akşehir ilçe merkezinde dikkatimizi Akşehir BATI CEPHESİ KARARGÂHI MÜZESİ çekiyor. Bu Müzeyede giriş ücretsiz, arkadaşlar Müze girişinde çok ilgili davranıyorlar. Müze içersinde Mustafa Kemal ATATÜRK ün kullandığı elbiseler ve değişik araçlar sergileniyor. Akşehir e vardığınızda mutlaka buraya da uğramadan geçmemenizi tavsiye ederiz.

 

 Akşehir den yola çıkıp Afyon istikametine doğru ilerliyoruz, Afyonkarahisar a bağlı Çay ilçesinden geçerken bir Mola veriyoruz. Mola verdiğimiz istasyondaki çalışanlar güleryüzlü bir şekilde buyurun bir şeyler ikram eldim diyorlar ve bizde ikindi atıştırmasını burada yapmaya karar veriyoruz. İstasyonda hareketleri ile genç görünümlü bir ağabey dikkatimi çekiyor. Bize doğru yaklaşan kişi istasyonun sahibi Yaşar KAYIKCI beymiş. Sohbet ediyoruz, Benzin isatsyonu yanında küçük bir bahçesinin olduğunu ve eşi ile birlikte burada domates, Biber fideleri diktiklerini anlatıyor. Bu sırada bohçamızdan çıkardığımız Börek ten ikram ediyoruz. Sonra da ekliyor, arkadaşlar buyurun eve gidelim, Çay Merkezinde bir soluklanırsınız diyor. Bizler yolumuzun uzak olduğunu ifade ederek ÇAY dan ayrılıyoruz.

Çay ilçesinden hareket ediyoruz ve Yunus EMRE diyarına kadar geliyoruz. Burada Yatsı namazlarını kılmak istiyoruz fakat Caminin kapıları kilitli olduğundan ve müsait bir yer olmadığı için namazları kılamıyoruz. Yunus EMRE Türbesini ve mezarlarını ziyaret ederek dualar ediyor ve Mıhallıçık yönünde devam ediyoruz.  Mıhallıçık ta görev yapan Hemşerimiz Kaymakam beyi ziyaret etmek için vaktin çok geç olduğunu fark ederek inşallah bir dahaki sefere ziyaret ederiz diye oradan ayrılıyoruz. Yolumuz üzerinde hem giderken hemde gelirken uğradığımız ve bize huzur veren Tabduk Emre Kabrinini yanında gece saatlerinde huzurlu bir şekilde Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz oturuyor çevreyi geziyor ve Mudurnu ilçemize doğru yola koyuluyoruz.

ŞİMDİ GELELİM BİRAZ DA SİYASETE

3 Günlük gezi süresince başka yerde görmediğim bir ayrıntıyı yazmadan geçemeyeceğim.  O kadar dağlar tepeler aşıp yaklaşık 500km yol katettik bu yolun en yorucu kısmı ise Nallıhan Mudurnu sınırından Mudurnu ilçesine gelmek bin bir cefa çektiriyor.  Yani o kadar netki, eğer gözleriniz kapalı olsun sizi Türkiye nin herhangi bir ilinden kaçırıp Mudurnu ya getirseler ilçeye yaklaştığınızı yollarda arabanın düştüğü deliklerden öğrenmeniz için hiçbir harita bilgisine ihtiyacınız yok.

Ar zor Mudurnu ilçemize geliyor ve bir dahaki KONYA gezimiz için tarih belirlemek için çalışmalara başlıyoruz. Eğer sizde bizimle birlikte KONYA turuna katılmak isterseniz bekleriz.

         Aydın ÖZPELİT

    MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com

 

 

VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET

Çok değerli hemşehrilerim sizlere ilk fırsatta bu yazımı yazmaya çalışacağım.bu yazımın konusu VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET,okuma sabrı göstereceğiniz için şimdiden şükranlarımı iletirim.

 
  Bu yazımı geçenlerde dinlediğim ve kendime göre yorumladığım bir şiirle başlamak istiyorum.
Etrafıma bakıyorum da şaşırıyorum
Canım sıkılıyor Allah canımı alsın
Zengin babaları sayesinde talan edilen
Vatan aşkını ve sevdasını ve aşkını 
paraya tercih edenlere
Kızıyorum;kızdığım gibi de acıyorum
Bana ne?diyemiyorum 
Takıyorum kafama bölüyorum uykularımı 
Çünkü bu VATAN bizim,bizim
 
Yazıyorum ya iki de bir yaralı yüreğim de 
Yaralamak istemezdim sizleri
Ama sev da ne demek? ama vefa ne demek?
VATANIM nasıl sevmişim seni vay ki vay!.
 
Ben insanların toprakla haşır neşir olduğu
Çocuklarına helal lokma için terler döktüğü
Eli nasırlı mı nasırlı,yüzü güneş yanığı 
Gönlü ezelden yanık buram buram dert 
Buram buram hasret VATAN sevdasıyla yanan
Hürriyet sevdalısı milyonlarca VATAN neferlerinden biriyim.
 
Gönül dersen gönül,yürek dersen yürek,aşk dersen aşk
Bırak duygularını,yüreğin de bul kendini
Gör ki nasıl sevmişim seni 
VATANIM vah ki vah!..
 
işte bu yüreğimi dinleyerek sizlere aktardığım bu şiir de  vatan sevgisiyle ilgili bir şeyler anlatmaya çalıştım.
 
Bizi biz eden,bizi farklı kılan vatan sevdası ve sevgisi her şeyin önünde olmasıdır.bizim sevgimiz bireysel menfeatimiz için değil,Allahın bize lutfettiği ve atalarımızın bize emanet ettiği bu cennet vatanımızı bir ömür boyu nesilden nesile emanet edeceğimiz şekilde koruyup sahip çıkmalıyız.
 
Ben yıllık iznimi özellikle ipek yolu festivali ŞEYHÜL İMRAN bayramına denk getirdim.küçüklüğümden beri içimden geçirdiğim halde ŞEHRİMAN bayramı öncesi MUDURNU’daki bayram hazırlığını görmek nasip olmamıştı.YÜCE MEVLAM 2012 de nasip eyledi.
 
Şuna kesinlikle inanın içimden geldiği gibi yazıyorum,Şehriman bayramı öncesi o manevi hava beni fazlasıyla duygulandırdı.esnafıyla işçisiyle,köylüsüyle,zenginiyle,fakiriyle yapılan o yardımlaşma ve koşuşturma ve ALLAHIN verdiği o bereket beni hayretler içinde bıraktı.bizler de bitmeyen o yardımlaşma ve bağış yapma duygusu beni geleceğimiz için fazlasıyla umutlandırdı.
 
Bizim tek eksiğimiz bir araya gelemeyişimizin bizleri bir arada tutacak liderimiz olmayışındandır.kimse kusura bakmasın ama bunu yazmak zorundaydım.
 
Bilindiği üzere 2014 yılında yapılacak seçimde MUDURNU’muzun 1 belde 73 köyden oluştuğunu bilen ve hatırlayacak olan,bizlere tepeden bakmadan,bizlerle içli dışlı olacak,bizlerin yani MUDURNU’muzun yani coğrafi sınırları içinde kalan yaylalarımıza,göllerimize,kaplıcalarımıza değer veren sahip çıkan başkan görmek istiyorum.
 
TOPLUMLAR LAYIK OLDUĞU LİDERLERİ SEÇERLER;
 
Sözünün iyi tarafına layık olacak halen daha safiyane duygulara sahip olan benim için çok değerli sayın MUDURNU halkımıza çok büyük sorumluluk düşmektedir.bu fırsat 5 yıl da bir gelir bu fırsatı kaçırmayalım lütfen!…
 
adam kayırmacılık yapmayan,doğuda ki gibi ilkel aşiret zihniyeti taşımadan,takım fanatiği gibi taraf tutmadan MUDURNU’muz için hayırlı başkan seçmekten geçer.
 
benim bu yaşıma kadar seçilen başkanlar hep 5 bin kişiye hitap edecek şekilde koltuğa oturdular.ilçemizin coğrafi sınırlarından bi haber günlerini geçirdiler.köylünün ayağına misafirlik için ve ayaklarına hizmet görmek için gittiler.köylünün hep ayaklarına gelmelerini beklediler.köylünün el pençe karşılarında durmaları onların koltuklarını kabarttı.ama benim köylüm bu saygıyı çekindiği değil gördüğü terbiyeden dolayı gösterdi.ilçemizde halen daha 1960 zihniyeti devam ediyor.ben bunu mum ışığında yemek pişirmeye benzetiyorum.
 
EMPATİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ
 
ilk önce EMPATİNİN ne olduğunu hatırlayalım
 
EMPATİ;Empati bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.bu tanım çok güzelde empati yapalım da neden hep karşı tarafın ne düşündüğünü beynimize kazımaya çalışıyorlar.pekala karşı tarafa aynı telkinde bulunuyorlar mı?bu kadar şehitler boşuna mı verildi?belkide evin tek evladı vatanı uğruna yani bizim huzur içinde evlerimizde rahat uyuyabilmemiz için şehit oldular.bu ailelerin çocukları empati yapınca yerine gelebilecek mi?
 
Bu arada 33 askerin izin dönüşü haince saldırı da şehit düşen KİLÖZÜ köyünden benim de yakinen arkadaşım olan ŞEHİT MUARAT MENTEŞi rahmetle yad ediyorum.
 
Empati konusundaki yorumların devamını da siz okuyucularımıza bırakıyorum.
 
ÇÖZÜM SÜRECİ;ne demek bunun hakkında da sizlerin ne düşündüğünü ise yoruma açık bırakıyorum.ben acizhane birkaç kelam etmek istiyorum.ülkemizde kürt sorunu yok,ermeni sorunu var.TECHİR zamanında göçe zorlanan ermenilerden oluşan aşiretlerin bir araya gelerek oluşturdukları sun-i bir sorundur.büyüklerimiz çok iyi hatırlarlar.bu sorun ilk önceleri iş ve işçi hakları aramakla başlayan daha sonra kardeşi kardeşi kırdırtan ermeni asala örgütünün planı değil miydi?
 
ihtilal sonra ise bu asala örgütünün adı sözde kürtlerin haklarını aramak amacıyla binlerce kürt gençlerinin kandırılarak dağa çıkartılıp askere ve polise ve hatta kendisini desteklemek istemeyen kürt aile ve çocuklarını kurşunladıklarına tanık olmadık mı?
 
Bu çözüm süreci biraz açıldığında ise altından ne çıktığını görüyoruz.anadilde eğitim,TÜRKLÜK isminin anayasımızdan kalkması ve TÜRKİYELİLİK isminin gelmesi.devamında ise EŞİT HAK VE HÜRRİYET.bu zamana kadar sanki eşit değilmiydik. 3 tane CUMHURBAŞKANI çıkarmış bir etnik guruptan bahsediyorum.kaldı ki şimdiki hükümette çoğu bakanların kürt olduğunu çoğumuz görebiliriz.
 
UYANIK OLALIM BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLALIM.DIŞARIDAN POMPALANAN BÖYLE BÖLÜCÜ KAVRAMLARA İTİBAR ETMEYELİM.ÖZELLİKLE VE ÖZELLİKLE ŞİRİN MUDURNUZUN geleceğine sahip çıkalım.
 
Sözlerime ULU ÖNDERİMİZİN sözleriyle son veriyorum.bu sözleri siyasi  yöne çekmeden kabullenelim. kökeni ne olursa olsun yıllardan beri olan ve var olacak olan bütün bireyler TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIDIR.bu kadar insanları bir çatı toplayan TÜRKLÜK tür.TÜRKLÜK bir alt kimlik DEĞİL BİR EVİN ÇATISIDIR!..
 
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
 
ÇOK DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM SÜRÇ-Ü LİSAN ETTİYSEM AFFOLA.İNANIN ŞİRİN MUDURNU’MUZ GÜZELLİKLERİN EN GÜZELİNE LAYIKTIR VE HAK ETMEKTEDİR.BEN DE İÇİMDEN NE GEÇTİYSE OLUĞU GİBİ ABARTISIZ SİZLERE AKTARMAYA ÇALIŞTIM.
 
HOŞ VE ESEN KALINIZ!..
 
Yusuf  TANRIKULU MUDURNU HABER
 

Mudurnu’dan Kocaeli ve İstanbul Gezisi

Geçtiğimiz Cumartesi saat 15.45 te Mudurnu Müftülüğü önünden hareket eden 32 Kişilik Mudurnu Ekibi, Kocaeli ve İstanbul’da çeşitli ziyaretlerde bulunduk.

IMG_7106

 

Mudurnu ilçemize yeni görevlendirilen BOSİAD Bolu Sanayici ve İşadamları Derneği Mudurnu Temsilcisi Ahmet Selim GEZİCİ nin organize ettiği gezide çok güzel anlar yaşadık.

 IMG_7103

 

 Mudurnu  ilçemizden hareket ile ilk durak yerimiz olan Kocaeli ye vardık. Akşam yemeğinde Kocaeli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği nin hizmet binasında Akşam yemeğinde MAKLÜBE ikramı ve Osmanlı tatlısının ardından Dernek yönetimi , Dernek hakkında bilgilendirmede bulundu.

Kasiad yönetimi ile bir süre sohbet eden gurubumuz, birlik ve Beraberlik ile neler yapılabileceğini bir kez daha gözleri ile görmüş oldu. Tabiî ki birlik ve Beraberlik olurken, düşüncelerin samimi ve içten olması gerektiği akıllardan çıkarılmamalı, orada bizlere Öğütler veren çok değerli büyüğümüz Atilla abi yaklaşık olarak 1 saatten fazla değerli vaktini ayırıp bizimle sohbet etti ve bizler ile tanıştı. Ben şahsen anlattıkları karşısında hayran kaldım.  Kocaeli nin durumu bizim Mudurnu nun kinden daha zor iken şu an orada neler başarıldığı yapılan hizmetlerden belli idi.

 

Bizler Mudurnu’dan giden 32 kişilik bir ekip, Atilla ağabeyin anlattıkları karşısında hakikaten şaşırmadık desem yalan söylemiş olurum.  Tabiî ki yapılan işlerde, gerek siyasi, gerek ise Ticari olsun, bir ekip halinde yola çıkar iken nelere dikkat edilmesini Atilla ağabeyin sözlerinden kapmış olduk. Benim bazı yazılarımda bir şifre görevi olarak yazdığım bir yazı vardır, o nu bu günü anısına bir kez daha sizinle paylaşmak istiyorum.

 

( Yola Çıktıklarını, Yolda buldukların ile değişirsen, hem yolunu hemde izini kaybedersin.)  Bir kez daha anladım ve paylaşıyorum, ister Ticari, isterse siyasi olsun, insanlar yol arkadaşlarını çok iyi seçmeliler, içtenlik ve samimiyet sadece iki dudak arasından değil Kalpte , yoksa bir ömür boyu akıllarda kalacak hataların onarımının olmadığını görüyoruz.

Gece’yi Kocaeli’nde geçiren ekibimiz sabah saat 4.45 te İstanbul Şehzade Paşa Camiinde Sabah Programına katılmak için yola çıktı.

IMG_7117

 

IMG_7125

Sabah Ezanları Okunurken İstanbul Büyükşehir Belediyesi yanında bulunan Şehzade Paşa Camiine vardık. İstanbullular Camiye akın, akın gelirken bizler gibi değişik bölgelerden gelen Cemaatlerinde olduğunu gördüm. Sabah namazı öncesi bir program sunuldu. Namaz başlangıcında Caminin doldu ve dışarıda da Cemaat taştı. Bu insanlar sabahın bu erken saatinde ne işi vardı. Esas işin farklı bir yönü ise, namaz sonrasında Hoca efendinin 1 saatten fazla süren programında Camiden  Cemaatin ayrılmaması ve program sonuna kadar bekleyerek programı dinlemesi çok dikkat çekiciydi.

 IMG_7124

 Namaz, sonrasında ise Caminin üst katına köşeye çekilerek Cami ile ilgili ve etraf ile ilgili bilgileri, Rehberimiz Ahmet Selim GEZİCİ  etrafına toplaşan Mudurnululara anlattı.

IMG_7146 IMG_7162

 Sonrasında Eyüp Sultan Camii ziyaretinde bulunduk. Ve daha sonra  Sadr-ı Azam Sokullu Mehmet Paşa  Türbesini ziyaret ettik.

IMG_7185

 

www.mudurnuhaber.com

 

Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)

          Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)  

            İlk izlenimlerimi bundan önceki yazımda ifade etmiştim, hafta içi programlarından sonra hafta sonu tarih kenti Salzburg’ga gitmek üzere Augsburgtan,Münihe oradanda trenle üç saatlik yolculuktan sonra  Avusturya Salzbuga ulaştık.

              Üç saat önce başka bir ülke topraklarında üç saat sonra başka bir ülkedeydik. Ne kimlik, ne dil, ne din soran vardı insanların farklılıklarıyla bir arada yaşayabilmesi ne güzel bir şeymiş! Bunu öğrenebilmek ve bir arada yaşayabilmek için kan dökmek mi gerekir diye düşündüm.

             Salzburg ta yeyenim Kenan ve Avusturyalı gelinimiz Andrea ile buluşup soğuk ve kar yağışı eşliğinde Salzbug sokaklarında yürüyerek adını bilemediğim başpiskopos prensin Metresi için yaptırdığı Mirabell şatosunu vardık, şato görülmeye değer! hanımı için yaptırsaydı daha iyiydi ama insana “ne sevgiymiş” dedirtiyor.

             Karşı tepede görünen kaleye doğru yürürken kenti ikiye bölen Salzach nehrinin üzerinde bulunan köprüden geçerken ilk dikkat çeken şey köprünün tel korkuluklarına dilek tutularak kilitlerin takıldığı ve anahtarlarının nehre atıldığını öğrendim.

             Bu durum hemen Anadolu daki dilek tutarak türbeleri ziyaret etme ve ağaçlara çaput bağlama geleneğini hatırlattı. Demek ki insanoğlu her coğrafyada maddi, manevi ihtiyacı olanı keşfediyor.

              Kaleye doğru ilerlerken beş, altı yüz yıllık binaların ara sokaklarından geçerek müzik dâhisi Mozart ın evinin önüne varıyoruz.

Evin önü kalabalık içeri girmeye sıra gelecek gibi değil… Noel ayı nedeniyle sokakta gezen insan kalabalığına göre yerlerin temizliğini görünce ”temizlik hangi imandan gelir” eğitimden mi kurallara göre davranan insan yetiştirmekten mi gelir düşünmeye başladım.

            Burada şunu da yazayım bizim atalarımız yere tükürmeyi “ayıp sayıp” cebinde mendil taşırken, Avrupalı pisliğini camlardan atıyordu.

            Pislikleri de kafalarına geldiği için şemsiyeyi icat etti. Avrupalı nın bir küvette on kişinin elini yüzünü yıkadığı ve kokudan kurtulmak için parfümü icat ettiği dönemde bizde altı yüz elli sene önce han, hamam, imarethane, tuvalet kültürü vardı’ da neden şimdi yol kenarları cam kırığı, poşet, pet şişe piknik alanları pislik içinde,

            Bize göre Ekmek nimetti, yere düşerse öper başımızın üstüne koyar, buğday, fındık tarlasını ziyan olmasın diye “başak” yapardık… Bugün bayram, mevlüt yemeklerimizin yarısı neden çöpe gidiyor düşünmemiz lazım.

            Salzburg kalesine çıkacak kapıya vardığımızda kapıda yoğun bir kalabalık vardı. 150.000 bin nüfusu olan şehre yılda“resmi rakam” 8.000 (Sekiz milyon turist geliyormuş)bu durumu öğrenince içim acıdı! Bizimde kültür varlığımız ve adını aldığımız Mudurnu Kalemiz var… Kalesi gitmiş”kale -cik“ kalmış… Ne olur daha fazla uyumayalım aklımızı başımıza alıp tarihi değerlerimizi kaybolmaktan kurtaralım.

            Bunu başarabilirsek geçmişimize de, geleceğimizde en büyük iyiliği yapmış oluruz.

Mehmet Cantürk

10.12.2012

Augsburg – Almanya

Not: Sonraki yazı, Dachau Nazi toplama kampı izlenimleri     

www.mudurnuhaber.com

       

 

Mudurnu Beypazarı Gezisi 2

Mudurnu Beypazarı Gezisi 2

( Geçen yazının devamı)

Beypazarı ilçesindeki gezimiz Fatma Teyze nin yerinde yaptığımız kahvaltıdan sonra devam ediyor.

Yıllar önce tanıştığımız Beypazarı Aşığı Turizmci Harun DEMİR ağabeyime bir gün önce telefon ediyorum ve neler yapmamız gerektiğini soruyorum. Bunun üzerine Harun ağabeyin işletmeye yeni açtıkları Hamam Müze yi ziyaret ediyoruz.

Hamam Müze de bize Rehber Arkadaşımız eşlik ediyor, Müze aslına uygun olarak tadilat yapılmış ve muhteşem bir şekilde her şey olduğu gibi sergileniyor, Hamam’ı gezerken adeta o eski günleri yaşıyorsunuz. Camekan içersinde sergilenen Hamam malzemeleri gelen Turistlerin çok ilgisini çekiyor. Tabiî ki Hamamı gezerken oradaki Rehber arkadaşımız Hamam hakkında bilmemiz gerekenleri bizlere aktarıyor.

Hamam Müze çıkışında sabahın erken  saatlerinde insanların Beypazarı’na adeta akın ettiğini görüyoruz , yöresel ürünler satan teyzeler , amcalar tezgahlarının başında müşterileri ile diyalog kuruyorlar ve  sorulara cevap verip  satış yapıyorlar.

Hamam Müze ziyaretimizden sonra Beypazarı sokaklarında ilerleyerek Harun DEMİR Ağabeyimizin bulunduğu YAŞAYAN MÜZE Konağına varıyoruz. Konak girişinde Taş oyunu Osman KARACA Arkadaşımızın çok ilgisini çekiyor.

Konak girişinde Oğlunu kaybetmiş Beypazarı Yöresel Kıyafetli bir teyze bize Oğlunu görüp görmediğimizi ve birde Sini nin kayıp olduğunu söylüyor ve başlıyor anlatmaya…

Meğer bu bir Masal imiş…

Tüm Misafirleri Konak girişinde bu şekilde karşılayan BEYPAZARI giysili Konak çalışanı, sanki gerçekmiş gibi bir karşılama ile misafirleri karşıladıktan sonra Yaşayan Müzeyi anlatıyor ve Müze de geziye başlıyoruz.

Gezi öncesinde Yaşayan Müze Bahçesinde Harun DEMİR Ağabeyimiz ile bir Çay molası vererek biraz  sohbet ediyoruz.  Harun Abi,  asıl Mesleğinin Matbaacılık olduğunu , eşi  Dr. Sema DEMİR in vesilesi ile Turizmciliğe adım attığını ifade ediyor.

Beypazarında ( Yaşayan Müze ) ve ( Hamam Müze ) nin  Proje Koordinatörü  ve Kurucu Müdürlüğü nü Harun DEMİR in eşi Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Sema DEMİR  üstlenmiş.

Müze girişinde Boya Baskılar yapan mı istersiniz, Kurşun Dökme mi istersiniz, olmasa kendiniz burada EBRU yapabilirsiniz.

Konağın ikinci katında ise Hacivat ve Karagöz perdesi var ve burada çeşitli sunumlar misafirlerin beğenisine sunuluyor. Bizde Hacı Abdullahlar Konağı İşletmecisi Osman KARACA ile birlikte Hacivat, Karagöz tiplemesini canlandırmaya çalıştık, fakat biz sahneye geçince nedense odada kimse kalmadı, buda tecrübeden olsa gerek.

Diğer bir odada ise birbirinden güzel Masallar anlatan Müze çalışanı, Masallar içersinde sorduğu sorulara cevap verenlere çeşitli hediyeler vererek, Beypazarı ilçesini ziyaret edenlerin akıllarında kalmayı başarmışlar.

Müze dışında küçük bir Atölye kuran Harun DEMİR Bey, Ekolojik ve Tarihi oyunları ve oyuncakları üreterek satışa sunuyor. Bu oyunların çoğu zekâ oyunu olduğu için dikkatleri çekiyor.

Yaşayan Müze ziyaretimizin ardından hemen yanı başında bulunan Beypazarı Hâkim Evi, Abbaslar’ın Konağı’nı ziyaret ediyoruz. Bize burada arkadaşlar çok sevecen ve samimi olarak yaklaşıyor. Mudurnu dan geldiğimizi ve Konağı gezmek istediğimizi söylüyoruz. Arkadaşlar odalarda temizlik olduğunu ama gezmek istersek gezdirebileceklerini ifade ettiler. Konak ta gezi ye başladık, odaları çok güzel dizayn edilmiş, Tarih resmen yaşatılıyor, hele hele , Konağın en  üstte bulunan Kuşluk kısmı bir harika, bakıyoruz her yerde elemanlar temizlik yapıyor, soruyoruz yanımızda bize rehberlik yapan arkadaşa , burada sistem nasıl işliyor diye,  oda burada çalışan personelin hepsinin Ankara   Üniversitesinin Öğrencileri olduğunu ve burada  uygulama yapıldığını ifade ediyor.

Konak gezimizin ardından, Konak Müdiresi Hanımefendi ile odasında sohbet ediyoruz. Müdire hanım dan da aynı ilgiyi görüyoruz, Mudurnu yu anlatıyoruz, bakıyoruz ki Müdire hanım zaten Mudurnu’yu çok iyi biliyor ve takip ettiğini belirtiyor. Bize burada anlatamayacağım bazı eksilerimizi söylüyor ve diyor ki, Tv programlarında reklâm amaçlı Mudurnu’nun her şeyini apaçık gösterelim derken hatalar yapılıyor, dikkat edin, biz notumuzu Osman bey Özgür Kardeşim ve ben alıyoruz, ilgililere iletmek üzere.

Ve ziyaretimizde Mudurnu ya geri dönüş yolculuğu başlıyor ve aracımızın yanına geri döndüğümüzde Çarşıların Kilitler ile kilitlendiğini görüyoruz. Buraya geldiğimizde aracımızı bırakırken, bir tabela gördük, saat 10.00 da bu bölgenin kilitleneceği ve Trafiğe kapatılacağı yazıyordu. Denemek her zaman iyidir. Biraz bekledikten sonra görevli gelerek bizim yolumuzu açıyor ve Beypazarı’ndan Mudurnu istikametine doğru yola koyuluyoruz.

Yol üzerinde Ankara nın Denizi olarak nitelendirilen ÇAYIRHAN Beldesine uğruyor ve göl kenarında biraz hava alıyoruz. Burada Mesire yerleri oluşturulmuş ve örnek alınması gereken bir çalışma yapılmış, her yer cıvıl cıvıl insan sesleri ile dolup taşıyor.

Güzergahımızda Nallıhan İlçesi var, ve burada Tarihi Camide ikindi namazı ve ardından Çarşı merkezinde Tost evinde Tostlarımızı yedikten sonra Mudurnu ya hareket ediyoruz. Aynalı kaya ya geldiğimizde Mudurnu yu görüyor ve şehir merkezinde günü değerlendirdikten sonra başka bir gezide beraber olmak üzere ayrılıyoruz.

Not: Gezip, görmek çok güzel bir şey olmak ile birlikte, yaşayan her insan için Elektrik boşalmasına ihtiyaç vardır. Bu tip gezilerde, hem yeni insanlar ile tanışırken, ticari olarak kazanımlarda olabilmektedir. Akıl, akıldan üstündür mantığı ile yola çıkıldığında, hiç kimse her şeyi sadece kendisinin bilebildiğini söyleyemez. Mutlaka bizim ve sizinde bilmediğiniz ve başkalarından öğrenebileceğiniz çok şeyler vardır.

Mudurnu ilçemizde eğerki Turizm yapılacak ise,  mutlaka örneklere bakılmalı ve buna göre hareket edilmelidir. Mudurnu aslında eşi benzeri bulunmayan çok zengin ve tarihi Milattan öncelere dayanan bir ilçe olmasına rağmen bir türlü Kabuğundan çıkamamasının ve üretememesinin sebeplerinden en güçlüsü birlik ve beraberliği yakalayamaması olduğu bir gerçektir. Beypazarı gezimizde  her yerde üreten insanlar ve Ortaklıklar gördük,  örnek olarak verilecek olursa, Beypazarı Kuru su, Beypazarı Tatlı  çeşitleri, Lokum ve Şekerleme çeşitleri, hediyelik eşya çeşitleri, aynı şeyler bizim Mudurnu’muzda da var, fakat bir farkımız var, biz Beypazarı ve Safranbolu dan alıp Mudurnu diye satıyoruz, onlar ise ürünleri ortaklaşa kendileri üretiyor. Mudurnu Kazanacak ise Mutlaka kendi hediyeliklerini üretmelidir.  Genç girişimci arkadaşlarımız , birlikte hareket ederek güçlerini birleştirmeli, küçük çapta çeşitli hediyelik ürünler ve gıda üreterek , fason üretim bile başarı getirecektir.

 HER ŞEY MUDURNU İÇİN…

Aydın ÖZPELİT MUDURNU HABER www.mudurnuhaber.com

Bu Yolculuğumuzda bize sponsorluk eden Osman KARACA ya teşekkür ederiz.

www.mudurnuhaber.com