Tavuk Eti Yüklü Tır Şarampole Devrildi, Şoför Yaralandı

Tavuk Eti Yüklü Tır Şarampole Devrildi, Şoför Yaralandı

Bolu’nun Mudurnu İlçesi’nde viraja hızlı girdiği öne sürülen TIR, kontrolden çıkarak şarampole devrildi.

Bolu’nun Mudurnu İlçesi’nde viraja hızlı girdiği öne sürülen TIR, kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada TIR şoförü 50 yaşındaki Halil Bayar yaralandı.

Kaza, öğle saatlerinde Mudurnu ilçesi Taşkesti beldesine bağlı Bekdemirler Köyü mevkisinde meydana geldi. Mudurnu‘da bulunan entegre tesisinden yüklediği işlenmiş tavukları taşıyan Halil Bayar yönetimindeki 81 GB 161 plakalı TIR, keskin viraja hızlı girince yoldan çıkarak şarampole devrildi. Kazada TIR’ın dorsesi parçalanırken, tavuk ürünleri çevreye saçıldı.

Kazada yaralanan TIR sürücüsü Halil Bayar, vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil ambulansı tarafından kaldırıldığı Mudurnu İlçe Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. TIR’ın çekici kısmındaki ‘Allah Korusun’ yazısı dikkat çekti.

Jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı. – Bolu

www.mudurnuhaber.com

 

 

Vakıf’ta TANSİYON yükseldi


VAKIF’TA TANSİYON YÜKSELDİ

Mudurnu Şeyh-ÜL İmran Vakfının  Yönetim Kurulu Seçimlerinin Yapıldığı  toplantısında TANSİYON yükseldi.Toplam 53 üyesi bulunan Vakıf 28 Üyenin imzası  ile  Mudurnu Keyvanlar Konağı Bahçesinde toplandı.

Vakfın faaliyet raporları okundu ve onaylandıktan sonra , dilek ve temenniler kısmında , üyeler sırası ile söz alarak düşüncelerini aktardı.

Vakıf Üyesi Osman USLUPAT, Vakfın bir Cami derneği gibi hareket ettiğini savunarak, neden  20 bin tl lik bütçeyi tartışıyoruz, bizim daha büyük düşünmemiz gerekir dedi. Bunun üzerine  Vakıf yönetimi, siz teklif verdinizde biz hayırmı dedik, ayrıca sizin bahsettiğiniz konular ile ilgili  maddi kaynağı nasıl temin edeceğiz, sorusuna ise USLUPAT, Büyük düşüneceğiz, kredi alırız cevabını verdi.

Daha sonra söz alan Vakıf Üyesi Reşat ÜNSAL, basında çıkan Şeyh-ül İmran Mezarı değiştirildi haberleri üzerine konuştu ve Vakıf Başkanı biz o konunun muhatabı değiliz, o konuyu Gazeteci Aydın ÖZPELİT e sorun dedi. Ünsal, Özpelit e neden bunu bu kadar  internetlere verdin, yerel basına değıttın dedi.

 

Gazeteci Aydın ÖZPELİT, sorulan soru üzerine  cevap hakkı isteyerek Vakıf üyelerini bilgilendirdi.

ÖZPELİT, biz haberimizde ne demişiz ?  diye soru sordu ve Reşat ÜNSAL bilmiyorum cevabını verdi. ÖZPELİT, sizler Resimlere  bakaraktan bu sorun Mudurnu’nun genel yapısı  resimlere bakaraktan hareket ediyorsunuz, resimlere değil altındaki habere bakacaksınız, siz dedikoduları daha iyi biliyorsunuz , ben çarşılarda Kahvehane köşelerinde konuşulanları dinledim ve ondan sonra tesadüfen Hacı  Seyhan amcama rastladım ve konuyu kendisine sordum ve oda  mezarların yerinin değişitirilmediğini, aksine mezarların şu  andaki yerlerinin gerçek yerleri olduğunu ifade etti ve bende bunları yazıp haber yaptım dedi.  Açıklama üzerine Reşat ÜNSAL bunu senin haber yapmana gerek yokki dedi ve Aydın ÖZPELİT te  bu haberi yapmamdaki amaç, sokak ve kahvehanelerdeki insanların sesini siz duymuyorsunuz, ben haberci olarak bilgilendirmek zorundayım dedi.

 

 

Vakıf toplantısında daha sonra çeşitli konular tartışıldı ve seçimlere geçilmek üzere  Divan Başkanlığına  Hayrettin ULU tarafından bir liste sunuldu. Listedeki isimleri gören Reşat ÜNSAL , ben bu listede gerçek hakedenleri görmediğim için ve onların dışlanmış olduklarını tahmin ettiğimden  ve ben sabahtan bir iki isim önerisinde bulundum, bizim önerilerimiz  kıymeti yok dedi ve   Vakıf üyeliğinden  ayrılıyorum benim gibi arkadaşlarımda ayrılıyor dedi  ve istifasını yazıp Divana sundu.

 

 GERGİN DAKİKALAR YAŞANDI

 

Divan Başkanı Nevzat ANLITAN , verilen listeye ek olunabileceğini tüm Üyelerin aday olabileceğini açıklamasına rağmen tartışma yaklaşık 20 dakika sürdü. Vakıf Üyesi Osman USLUPAT,  Hayrettin ULU ya neden Liste hazırlıyorsun, burada konuşalım   bazı şeyleri aramızda görüşelim bırakın liste meselesini  , niye oldu bittiye getirmek istiyorsunuz amaç hizmet  olmalı dedi. Daha sonra tansiyonun yükselmesi ile birlikte Üyelerden bazıları toplantıyı terk etti. Vakıf Üyesi  Reşat ÜNSAL ve Hayrettin ULU  arasında karşılıklı  tartışmayı  Divan Başkanı ve arkadaşları yatıştırmaya çalıştı. Hayrettin ULU kendisine  yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirtti ve Reşat ÜNSAL , sen niye liste hazırlıyorsun  bende veririm teklif ama sen baştan herşeyi hazırlamışsın , sana bırakıverelim yönetimi dedi.  Sonrasında ise seçimlere geçilip oy kullanıldı  oy sayımında ise  Orhan ASTARCI 19 Metin SOYGÜR 19 Mehmet KÜÇÜKATALAY 18 Hayrettin ULU 16 İsmail TÜRESİN 14 Seçkin BEYHAN 12 ve Mehmet İNEGÖL 11 oy alarak   Şeyh ül İmran Vakfının yeni yönetimi zorda olsa oluşturulmuş oldu.

www.mudurnuhaber.com

 

Haberin Diğer fotoğrafları MUDURNU HABER Facebook sayfamızda >>>

 https://www.facebook.com/mudurnuhaber/posts/640524285972757

Mudurnu Halk Oyunları Şenliği kutlanıyor

Mudurnu Halk Oyunları Şenliği kutlanıyor

Mudurnu ilçesinde Mudurnu Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından  organize edilen ve bu yıl ikincisi düzenlenen Mudurnu Halk Oyunları Şenliği başladı.

 

Şenlik  açılış Konuşmasını Mudurnu Halk Eğitim Merkezi Müdürü İlyas GEDİKOĞLU yaptı. Gedikoğlu konuşmasında bu yıl ikjincisi gerçekleştirilen şenliğin amacının Mudurnu İlçesine tanıtım katkısı ve insanların Mudurnu yu daha iyi tanıması için gerçekleştirildiğini ifade etti.

halk-egitim

 

Şenlikte misafir okullar çeşitli Halk Oyunları gösterileri ile Şenliğe destek verdi.

Şenlik etkinlikleri çerçevesinde akşam saat 20.00 de Mudurnu Düğün Salonunda  müzik ziyafeti verilecek.

halk-egitim1

www.mudurnuhaber.com

 

SAĞLIKTA HALK GÜNÜ SALI GÜNÜ YAPILACAK.

SAĞLIKTA HALK GÜNÜ SALI GÜNÜ YAPILACAK.

 Bolu Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğince organize edilen Halk Günü toplantısında Vatandaşlar sağlık hizmetleriyle ilgili isteklerini doğrudan Genel Sekreter ve Hastane Yöneticilerine iletebilecekler.

 Bolu Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr.Murat Özmen Sağlık hizmeti alan hastaların sağlık hizmetiyle ilgili  geri dönüşümlerini çok önemsediklerini ve   İzzet Baysal Devlet Hastanesi  Köroğlu Ünitesi Toplantı Salonunda 2 Nisan Salı günü Saat 13. 30 da başlayacak toplantıya tüm Boluluların katılımlarını beklediklerini, Ayrıca  vatandaşlarımızın herhangi bir problemle karşılaştıklarında her zaman 7 gün 24 saat 0 538 846 03 70 nolu cep telefon numarasını arayabileceklerini  ifade etti.

 

Halk Günü toplantısına Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliğine bağlı  Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Diş Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi Hastane Yöneticileri ile Başhekimleri vatandaşların isteklerini ve şikayetlerini dinlemek üzere hazır bulunacaklar.

Genel Sekreter Dr.Murat Özmen’’ Sağlık hizmetinin kalitesi çok büyük önem arzediyor. Bizde bunu değerlendirme adına bazı faaliyetlerde bulunduk. Bunlardan birincisi, bizden hizmet alan hastalar örnekleme suretiyle seçilen hastalar telefonla aranarak aldığı hizmetlerden memnun olup olmadığı anket şeklinde sorularla değerlendiriliyor. Bu değerlendirmeler sonucunda da biz eksik olduğumuz, hatalı olduğumuz veya iyi olduğumuz yönlerimizi tespit edip buna göre tedbirlerimizi alıyoruz.

İkinci yöntem her ayın ilk haftası Salı günü saat 13.30 da İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi Toplantı Salonunda halkımıza ve basınımıza halk günü toplantısı düzenliyoruz. Burada halkımızın sağlık hizmetleriyle ilgili bize geri dönüşümlerini çok önemsiyoruz.  Bu geri dönüşümler neticesinde de  kendimize yeni  planlamalar ve rotalar çizip halkımızın istediği arzu ettiği sağlık hizmetini daha kaliteli şekilde  sunmayı hedefliyoruz.

 Üçüncü olarakta Genel Sekreterliğimiz bünyesindeki hastanelerden hizmet alan  vatandaşlarımızın herhangi bir problemle karşılaştıklarında her zaman 7- 24 arayabilecekleri bir  0 538 846 03 70 nolu cep telefon numarası  oluşturduk. Bu numarayı aradıklarında görevli arkadaşımız sıkıntıyı derhal çözmekle ilgili girişimlerde bulunup,  şayet onun çözüm bulamadığı noktalarda da bana veya ilgili Hastane Yöneticisine ulaşıp sıkıntının anında ve yerinde çözülmesini  sağlayacaktır’’ dedi.

www.mudurnuhaber.com

mudurnu1-reklamver

GENÇLEŞİYOR MUYUM ? SEBEBİ NE ?

EVET, gençleştiğimi hisseder gibiyim. Şair diyor yaaa, yaş 35 yolun yarısı diye, çok değerli bir hocam ise, be Mübarek Hâşâ Allah ile aranda senetmi yaptın 70 yaşına kadar yaşamak için nerden biliyorsun 35 yaşında yolun yarısında olduğunu diye vaazlarında şaire çatıyor.

Günlerden 13 Mart 2013 bir Ankara ziyareti dönüşüne geçtiğim anda Cep telefonumda tanımadığım bir ses, efendim biz sizi Mudurnu Yarışkaşı Konağı Nevzat ANLITAN bey in vasıtası ile arıyoruz, sizin ile bir konu hakkında görüşmek istiyoruz dedi. Bende ben Ankara dayım Bolu’ya geliyorum, orada görüşsek olurmu? dedim.  Tamam, gelince görüşelim dediler. Konuyu bilmediğim için hemen Nevzat abiyi aradım, bana dediki birisi size bir şey tanıtacağız, çok faydalı dedi bende benim bu işlere ayıracak vaktim yok, bunu yapsa yapsa Mudurnu’nun kâhyası bizim Aydın var onu arayın dedim dedi. Bende iyi o zaman abi  ben gidip bir bakayım bakalım neymiş dedim.

Ankara dan Bolu ya gelene kadar, acaba şu mu acaba bumu, acaba yeni bir termal proje varda bana bir şeymi teklif edecekler diye gelene kadar çatladım. Nihayet Bolu’ya geldim ve buluştuk. Orada Alp ve Hüseyin Bey diye iki arkadaş ile tanıştım. Dedim arkadaşlar buyrun konu nedir bir anlatın, teklifinizi bekliyorum. Arkadaşlar dediler ki bizim işimiz sağlıklı beslenme ile ilgili, ben hemen daha önceki bilgilerime dayanarak hay Allah keşke gelmeseydim, bunlar bana bir şeyler satacaklar. Biraz arkadaşları dinledim, ban çeşitli slâytlar ve görüntüler seyrettirdiler ve kendileri ile ilgili daha önce çekilmiş ve şimdiki hallerini gösterdiler.

Tabiî ki ben arkadaşları daha önceden tanımadığım için, işin açıkçası güvenemedim. Efendim biri 95 kğ den 65 kğ ye düşmüş, biri 130kğ den 80kğ ye düşmüş ve çok sağlıklı görünüyorlar. Dediğim gibi arkadaşları tanımadığım için, pazarlama taktiği olduğunu düşündüm. Bana dediler ki Yılmaz GÜNEY i tanıyorsunuz değil mi? Tanımam mı?  Evet bu sinema sanatçısı bizim programımız sayesinde bu kadar genç görünüme sahip.  Kendi kendime,  bu işler boş işler dedim. Arkadaşlar size bir analiz yapalım, ücret felan istemiyoruz, sadece bilgilerinizi size söyleyelim. Şunu da hatırlatayım, buraya gelmeden 3-4 gün önce başlayan bir problemden dolayı sürekli başım dönüyor ve çok huzursuz olduğumdan dolayı çareyi ÇEK -UP yaptırarak rahatlamakta bulmuştum. Orada da doktorlar Karaciğerinizde yağlanma var,  biraz gıdalara dikkat edin diye uyarmışlardı.

Neyse biz teraziye çıkıp tartılarak bilgilerimizi verdik, kilo 95, yağ problemi ve normalde 42 olan Metobolizma yaşımın dengesiz beslenmenin ve her gün çeşitli gofret ve Çikolata beslenmem ile beraber 57 olduğunu öğrendim.

Kilomdan rahatsız olduğum için ayaklarımda ve diz kapaklarında zaman, zaman problemler yaşıyordum. Alp ve Hüseyin Bey, isterseniz bir deneme programı yapalım dediler. Anlatılanlardan sonra kaybedeceğim hiç bir şeyin olmadığını düşünerek deneme programına başlamayı kabul ettim.

Sonuç, önce Nevzat abi den sonra Alp ve Hüseyin Bey den beni ikna ettikleri için teşekkür ederim. Aradan 16 gün geçmiş ve ben 95 kğ den 92 kğ ye inmişim, zaten kendimde de hissedebiliyorum.  Ayrıca programa girdikten sonra gözle görülür farklılıkları kendimde görmeye ve hissetmeye başladım. Mesleğimiz ve birazda Siyaset ile uğraşmamızdan dolayı çok çabuk sinirleniyor ve çok fazla yüksek sesle konuşuyordum. Artık bazı alışkanlıkları otomatikman bıraktım. Eskiden bir oturuşta bir çorba ile bir büyük ekmeği neredeyse bitirirken, şimdi ise sadece bir dilim Ekmek yeme hissi içimden zor geliyor.

CAN BOĞAZ DAN GELİP, BOĞAZDAN ÇIKIYOR

Atasözü, Can boğaz dan gelir, EVET, Boğaz dan geliyor ama maalesef Kalp krizi, Damar Tıkanıklıkları, Alçak ve Yüksek tansiyon ve benzeri şeylerin ana kaynağıda  Boğazdan kaynaklanıyor, Boğazımıza sahip çıkamadığımız için, dengesiz beslenerek  hayatımızı hastane köşelerinde, o doktor senin bu Doktor benim  koşturarak geçiriyoruz. Benden size tavsiye, kendiniz için vakit ayırın ve sağlığınıza özen gösterin. Yol yakinken…

 

Saygılarımla

Mudurnu’da Orhan Veli KANIK Şiir Dinletisi


 

Mudurnu’da Orhan Veli KANIK Şiir Dinletisi

Bolu nun Mudurnu ilçesinde Mudurnu Milli Eğitim Müdürlüğü Organizesi ile gerçekleştirilen Şiir Günleri etkinliği çerçevesinde bir program düzenlendi.

 

Mudurnu Çok Programlı Lisesi öğrencilerinin hazırladığı ŞİİR DİNLETİSİ Orhan Veli KANIK anısına düzenlendi.

 

 

Öğrencilerin Mudurnu Düğün Salonunda düzenledikleri program sonunda bir konuşma yapan Mudurnu İlçe Milli Eğitim Müdürü Fuat GÜRLEYEN, Programı düzenleyen Öğretmen ve Öğrencilerimizi tebrik ediyorum, program çok güzeldi, nasıl bittiğini anlayamadık, tadı damağımızda kalsın diye, sanırım hocalarımız programı biraz kısa tutmuşlar, teşekkür ederim dedi.

 

 

Mudurnu Çok Programlı Lisesi Müdürü Salih CELEPCİ, öğrencilerimiz ŞİİR DİNLETİSİ ne öğretmenleri ile çok iyi hazırlandılar, bende Öğretmen ve Öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum dedi.

MUDURNU İHA AYDIN ÖZPELİT

www.mudurnuhaber.com

 

Evet, ADAYIM

Evet, ADAYIM

Bundan kısa bir süre önce “ Bende Aday olabilirim “ başlıklı bir köşe yazmış ve çevremdeki arkadaşlar ve sevenlerimden birçok e-mail ve telefon aldım. Tabiî ki, Mudurnu’da aday olabilirim deyince akıllara hemen Belediye seçimleri geldi, bazılarının sanamı kaldı dediğini duydum, bazı dostlar ise duyar duymaz gelerek, hayırlı olsun maddi ve manevi desteciniziz dedi, bazı dostlar da telefon edip çok doğru bir karar almışsın, Mudurnu’da değiliz ama seçimlerde gelir gece gündüz yanında canla başla çalışırız dedi.

Yerel seçimlere daha neredeyse 1 yıldan fazla zaman var, sağ olun beni o makamlara layık gören veya görmeyen Tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum. Şimdi ise size nereye aday olduğumu artık açıklama vaktinin geldiğini buradan duyurarak bana maddi ve manevi destek vererek Mudurnu’nun kazanmasında sizlerinde rol almasını ve daha iyi çalışmaların Mudurnu’nun hak ettiğini düşündüğünüzü bildiğimi hatırlatmak isterim.

Bilindiği gibi, hepimiz Topraktan geldik toprağa gideceğiz, hiç kimse ölümsüz değildir, insanlar yaptıkları icraatlar, yenilikler, çalışmaları ve iyilikleri ile öldükten sonra veya görev süresi dolduktan sonra vatandaşlar tarafından anılırlar. İnsanın kendisini iyi veya kötü andırması için bazı çalışmalar yapması gereklidir, bunun içinde ekip çalışması başarı getirir.

 Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığına Adayım.

Evet, Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığına aday olduğumu ve 17 Şubat 2013 tarihinde yapılacak olan Kongre için açık, açık çalışma yaparak üye ağabeylerim, kardeşlerim ve arkadaşlarım ile karşılıklı konuşarak bilgi alışverişinde bulunuyorum. Amacımız, Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığını en iyi şekilde temsil etmek ve örnek çalışmalar yaparak ilçemize ve Bölgemize örnek olmayı hedefliyoruz. Mudurnu ilçesinde Kızılay Üyesi olan değerli arkadaşlarım, birlikte bu çatı altında Mudurnu için gerekli tüm çalışmaları hedefliyoruz.

Kızılay kurumunun sadece Kan bağışı toplamak ile görevli olmadığını birçok sosyal faaliyetlerde yapabileceğini vereceğiniz destek üzerine inşallah birlikte göreceğiz. Allah nasip ederde başarı sağlandığı takdirde, daha önce Belediye Başkanlığı içinde ismimi telaffuz eden büyüklerim, küçüklerim ve arkadaşlarıma da Allah gönlümüze göre versin diye dua etmenizi istiyorum.

Kızılay Başkanlığı konusunda çevremdeki ve Mudurnu da yaşayan kişiler ile sohbet anlarında sorup, üye olup olmadıklarını eğer üye iseler benim ayın 17 sindeki Kongrede aday olduğumu ve destek vermelerini istiyorum.

Asla hedefim ortalığı karıştırmak ve 7 delikten 7 ayrı görünmek değildir, aday olduğumu her kesin bilmesini istememden dolayı bu köşeyi yazarak destek almak istedim. Belki ulaşamadığım ağabeylerim olabilir, kimse bana söylemedi diye kırılmasın, gelin birlikte konuşalım, sonuçta hepimiz Mudurnu menfaatleri için çalışan bireyleriz. Benim amacım daha güzel hizmetler olsun, Mudurnu nun adı değişik yerlerde duyulduğu gibi KIZILAY kurumunda da farklı olarak görünsün istiyorum. Şimdiden hepinize teşekkür eder, selam ve saygılar sunarım.

Aydın ÖZPELİT  www.mudurnuhaber.com

 

Bakan Eroğlu ABANT a geliyor

Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ormancılık sektörünün yurtiçi ve yurtdışında elde ettiği gelirlerinin artırılması için ortak çalışma başlattı.

_MG_5702

Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile TOBB tarafından başlatılan ormancılık sektörü çalışması kapsamında, orman ürünlerinin ülke ekonomisine katkısı, sorunlar ve çözüm önerileri belirlenecek. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yanı sıra TOBB’un 59 sektör meclisinden 14’ü çalışmaya katıldığı çalışmanın ilk önemli etkinliği 4-6 Ocak günlerinde Abant’ta “Ormancılık Sektörünün Geleceği Arama Konferansı” adıyla gerçekleştiriliyor.

_MG_5746

Konferansın açılış konuşmasını ise Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Dr. Nurettin Akman yaptı.

Akman yaptığı konuşmada düzenlenen bu konferansta ormanların, orman ürün ve hizmetlerinin milli ekonomiye katkısının müzakere edileceğini ifade ederek, problemlerin masaya yatırılacağını ve çözüm önerileri aranacağını söyledi. 

Türkiye’nin sahip olduğu toplam 21.6 milyon hektar orman alanı ve 1.4 milyar metreküplük orman serveti ile önemli bir güce sahip olduğunu vurgulayan Akman, “Ancak ormancılık sektörünün milli ekonomiye olan katkısının tam olarak bilinmemesi büyük bir problem olarak karşımıza çıkmakta, bu yüzden hak ettiği maddi ve manevi desteği alamamaktadır.  Hâlbuki gerek ihracat ve ithalat yapan, gerekse ülke içinde çalışan binlerce özel sektör firması bulunmaktadır.  Diğer taraftan başta madencilik olmak üzere, turizm, ambalaj, ahşap pelet, enerji, mobilya, kâğıt, ilaç gibi sektörler doğrudan veya dolaylı olarak ormancılıkla ilgili faaliyetlerdir. Ormanla bir şekilde bağlantılı olan tüm bu alanlar büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir, bu potansiyelin ortaya çıkarılması ve iyi yönetilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

_MG_5711

Türkiye’nin levha ürünleri üretiminde dünyanın ilk 10 ülkesi içerisinde olduğunun altını çizen Akman “Mobilya sektörü dünya ile rekabet eder, hatta liderlik yapar hale gelmiştir. Ormanlar gıda güvenliğinin temel unsurlarındandır. Mesela ülkemiz için son derece önemli bir gıda ürünü olan balın %80’i ormanlar ve orman sayılan alanlarda üretilmektedir. Çam balı tamamıyla kızılçam ormanlarından elde edilmektedir. Defne, kekik, kestane, ıhlamur, sakız, çam fıstığı, mantar gibi ürünler eklendiğinde ormanların katkısı daha iyi anlaşılmaktadır. Orman yangınlarının söndürülmesinde görev alan uçak ve helikopterler önemli bir “sivil havacılık” faaliyeti olarak değerlendirilmektedir” dedi.

Bu toplantıdan sonra öncelikle ormancılıkla ilgili sektörlerin net bir şekilde ortaya çıkacağını umduğunu ifade den Akman, bu şekilde ülkeye getirdiği katma değer daha gerçekçi bir şekilde görüleceğini belirtti.

“Toplantının “Arama Konferansı” formatında olması ortak aklı arama çabasının tüm fikirlerin özgürce tartışılabileceği, sınırlı olmayan bir düşünce ortamında gerçekleştirilmesine imkan verecektir” diye konuşan Akman, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın burada müzakere edilen konuları takip etmeyi, ulusal politika ve mevzuat başta olmak üzere tüm uygulamalarında esas almayı planladığını vurguladı.

4-6 Ocak günlerinde Abant’ta düzenlenen“Ormancılık Sektörünün Geleceği Arama Konferansı”nın kapanış konuşmasını ise Pazar günü Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu yapacak.

www.mudurnuhaber.com

 

Kızılcık tarhanasının faydaları yararları

Kızılcık tarhanası gripten korur mu?

Kızılcıktan elde edilen ekşi tarhana ya da kızılcık tarhanası, Soğuk algınlığı ve gripten korunmak için tüketilen besinler arasında yer alıyor.

  Yaz aylarında doğada kendiliğinden yetişen kızılcık bitkisinin meyveleri toplandıktan sonra kaynatılıyor. Çekirdekleri ayrılan meyvenin posası ile un karıştırılarak 7 gün kadar bekletiliyor. Kurumaya alınan tarhana sonra el ile  ufalanıyor ve pişirmeye hazır hale geliyor. 

  Mudurnu ve çevresinde , bir Şifa kaynağı olarak bilinen ve hemen hemen her evde bulunan , kızılcık tarhanasının özelikle grip ve soğuk algınlığının tedavisinde etkili olduğu belirtiyor, tarhananın astım hastalarına da iyi geldiği halk arasında bilinmektedir.

   “BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR”
 Tarhanayı kim yaparsa yapsın çok değerli bir gıda olduğu kesin. Bin yıllık bu mucize besini her kes tanımalı ve bu şifa kaynağından faydalanmalıdır.

Özellikle sağlıklı nesiller için çocukların tarhana içmesi gerektiği uzmanlar tarafından söylenmektedir. Anneler özellikle kış aylarında çocuklarına her gün mutlaka tarhana çorbası içirsin. Çocuklarının bağışıklık sisteminin güçlendiğini görecekler.” 

Uzman hekimlerin ve bilim insanlarının da protein, kalsiyum, demir, A, B1 ve B2 vitaminleri içerdiği için tarhana çorbasının sinir sistemine, baş ve mide ağrılarına iyi geldiğini belirttiklerini ifade ediliyor.

KIZILCIK TARHANA ÇORBASI
Malzemeler:
1 ½ su bardağı kızılcık tarhanası, 4 yemek kaşığı tereyağ,
3 su bardağı su veya et suyu, 1 yemek kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karabiber, ½ çay kaşığı toz kırmızı biber, 1 adet ince doğranmış kuru soğan, 2 diş ezilmiş sarımsak ( isteğe göre sarımsak daha fazla olabilir.)

Yapılışı:
Tencerede 3 yemek kaşığı tereyağ eritilip ince doğranmış kuru soğan ve ezilmiş sarımsak pembeleşinceye kadar kavrulur.
Et suyu ilave edilir, tuz ve biber eklenerek kaynamaya bırakılır.
Kuru kızılcık tarhanası bir kap içerisinde 1 su bardağı ılık su ile ezilir, süzgeçten geçirilir. Kaynayan suya karıştırarak yedirilir. Üzerinde oluşan köpük alınır. 4 – 5 dakika daha kaynatılır. Tavada tereyağ eritilir, toz kırmızı biber eklenerek yağ kaynayan çorbanın içine dökülür. Sıcak olarak servis edilir.

 

Mudurnu Dışından siparişleri www.mudurnumarket.com www.mudurnushoping.com www.mudurnuorganik.com  verebilirsiniz.

www.mudurnuhaber.com

 

Maddi Hasarlı Trafik Kazası

Mudurnu ilçe Merkezi Büyükcami Mahallesi, Saat Kulesi altı mevkiinde akşam saatlerinde  meydana gelen Trafik Kazasında  bir otomobil maddi hasar gördü.

 

Şehir merkezi istikametinden gelen Kamyonet   Saat Kulesi altında karşı yönden gelen  Otomobil  ile çarpıştı.

Çevreden gelen vatandaşlar bu bölgede zaman, zaman  benzer kazaların yaşandığına dikkat çekerek yetkililerden   burası için bir çalışma yapılmasını , hiç olmassa karşılıklı ayna sistemi uygulanmasının iyi olacağını belirttiler.

Vatandaşlar can kaybının meydana gelmediği kazaların tekrarlanmaması ve ölümlü kazalara sebebiyet verilmemezi  için acilen bu bölgede önlem alınmasını istedi.

www.mudurnuhaber.com

 

KEYFE KEDER AÇILDI

Mudurnu ilçesi Arasta çarşısında  KEYFE KEDER Kahvaltı salonu hizmete açıldı.

Mudurnulu Bayan işletmeci Nihal BERBER in işlettiği Kahvaltı salonunda  Trabzon yöresinden Kuymak yemeği müşterilerin en vazgeçilmezi haline geldi.

Kahvaltı salonunda Melemen, Çorba çeşitleri  ve Kahvaltı çeşitleri bulunuyor. İşletmeci, Mudurnu ilçesinde  böyle bir açığın farkına vardıklarını ve çevrelerinden gelen destek ile Kahvaltı salonunu açmaya karar verdiklerini ifade ederek, gelen tepkilerin iyi yönde olduğunu ve bundan  kuvvet alarak  hizmette yenilikler için çaba harcadıklarını ifade ettiler.

 Fotoğraf : EFE  www.mudurnuhaber.com

Kültür Bakanını Sirtaki ile Karşılamak!

               Kültür Bakanını Sirtaki ile Karşılamak!

               Halk arasında gerçek ama “gülmece” gibi bir olay olduğunda tam Aziz Nesinlik deriz. Mudurnu’da yapılan bazı olaylar ve yapılan işler üst üste gelince bunları yazmaya karar verdim. Bu yazıda yapılmak istenen şunu bunu hedef almak değil, bir zihniyetin eleştirisidir. Ayrıca bu yazı biraz sizlerin öneri ve yorumlarınızla şekillenecektir.

            Yıllar önce Kemal Sunal’ın oynadığı ve bir bölümü ilçemizde çekilen ‘Deli deli küpeli’ filmi vardı. Kaymakam olmayan bir ilçeye tımarhaneden kaçan iki “deli”den biri karlar kalkmadan “kaymakam” olur. Yani önümüz kış bize de böyle biri gelir diye korkuyorum. Yorum yazan olur belki, yazan olmadan ben yazayım; aslında bize böyle biri gelse daha iyi olur, hiç değilse kar da geç kalkarsa kaymakamsız kalmamış oluruz. İşin şakası bir yana bir ilçede beş senede sekiz kaymakam ve onun da yarısı ya stajyer ya da vekil. Bir haftalık, üç haftalık, iki aylık beş aylık seç beğen al… Bazı ilçelerdeki adliyeler kaldırılıyor bu arada bizi de ilçe olmaktan çıkarsınlar madem devlet atayacak kaymakam bulamadı böylece bu sorunda ortadan kalkmış olur! 

 

             Yapamadığımız işlerden birisi hatta en önemlisi ilçemize yapacağımız işlerin yapımında ortak karar alamayışımız ve yapılacak işlerde kontrol sürecinde herkesin kendi bildiğini söylemesi. Bu durum böyle giderse maddi ve  manevi çok bedel öderiz. Birincisi herkes aklını başına alsın Mudurnu’da siyaset yapmak mı önemli, geleceğe dönük yaşadığımız çağa dair sorumluluklarımızı yerine getirmek mi? Başbakan geldiği zaman ‘Abant yolu yapılsın’ dedi,  bir bölümü yapılacak oldu eğimi daha da fazlalaştı ve yol yapımından sonra daha çok kaza olmaya başladı. Oysa bilenler bilir, kurt kapanı mevkiinden, Abant’ın tepeye kadar bir eşek yürütüp gittiği yeri işaretleselerdi yolun eğimi daha düzgün olurdu. Bolu yolunda çalışma var umarım kışa sonuçlanır, Nallıhan yolumuz her halde bir kış geçsin diye bekleniyor. Sivil toplumu iş yapım ve kontrol süreçlerinde karar mekanizmasına dahil edemezsek bu sıkıntıları hep yaşarız. Lider ve sözcü bir kişi olur ama kararlar ortak alınamazsa birimiz yapar birimiz bozar dururuz.

              Kaplıca sorununu ve hastane yerini kim çözecek? Kışın “Deli Kaymakam”gelsin çözsün diye mi bekliyoruz.

              Yine yapamadığımız işlerden biri yapılan bir etkinlik sonrası oturup olumlu olumsuz değerlendirmesini yapmıyoruz. Kendi adıma yakın zamanda yaptığımız festivale en kısa sürede katılanlardanım. Festival programı toplantılarından birine ‘Kent Konseyi Başkanı’ olarak davet edildim ve zaman ölçüsünde görüşlerimi söyledim. Festival konusu uzun bir konu ama kısaca bir iki şey yazayım… Birinci görüşüm festivallerde biz kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Altı yıldır konakçılık da ”ev sahipliği” yapıyorum, festival zamanı bir Allah’ın kulu arayıp da ‘Siz de kültür festivali varmış geleyim mi?’ demedi. Bu konu araştırmalarıma göre ilçemizde ki konaklama yerleri için de aynı. Ulusal anlamda tanıtım yapamıyoruz çünkü festival çalışması devamlı bir kültür birimi tarafından bir yıl boyunca değil festivale iki ay kala başlanıyor!

               Kültür festivalleri bir ilçenin kültürel ve folklorik zenginliğini göstermek, tanıtmak ve yaşatmak için yapılır. Festivalde ilçemizde geçmişte yapılan el sanatlarından kaçını gösterebildik?  Ya da böyle bir çabamız oldu mu? Kendi kendimize erişte,yufka,dolmamı satıp duracağız?

                Kültür bakanı davet edildi, geldi. Liseli kızlarımız da olmasa bakanı “yeşil ördek” yerine ‘sirtaki’ ile karşılayacaktık. Nerde bizim çiftetelli, melek hanım, meşeli, Mudurnu zeybeğimiz? Bütün ulusların folkloru güzel ve ortak zenginliğimizdir. Buna itizarım yok ama festivale katılan yabancı folklor guruplarına da bizim seyirlik oyunlarını, birikmeleri, ahilik törenini, çiftetellimizi, melek hanımı, meşeliyi, zeybeği izletseydik onlar da bizi davet eder kültürel zenginliğimizi bu vesile ile duyurmuş olurduk.Kendi folklorumuzun tanıtım ve organizasyonunu yapamazsak yurt içi ve yurt dışından getirdiğimiz guruplarla nereye gideceğiz.Yönetimlerin görevi güncel işleri yapmanın yanında kendi kültürünü gelecek kuşaklarla da buluşturmak olmalı.

                Ayrıca gelen protokol konuk olduğu sürece bize tabi olmalı, bunu yapabilmeliyiz. Bunu yapabilirsek kültürel değerlerimizi daha iyi tanıtmış, zenginliklerimizi daha fazla göstermiş oluruz.

           Kısa sürede durduğum festival alanında protokol oturma biçiminde de sıkıntı vardı. İlçenin seçilmiş belediye başkanı nezaketen konuk gelen milletvekiline bakanın yanındaki yerini veriyorsa, bakanın yanında oturması gereken belediye başkanına da kim yer vermesi gerekiyorsa verecek.

               Sivil toplumu esnafı ilçe halkını karar süreçlerine katabilmeliyiz. Yapılan bazı işlerle ilgili kısaca düşüncelerimi yazmaya çalışayım.

                Çarşıda, pazarda, sokakta kaldırımcı dedemin ve daha eskilerinin emeği olan ne kadar taş varsa hepsini ortaya çıkarırdım. Esas zenginliğimiz bunlar! Asfalt, kilit parke ya da andezit taşı değil. Mudurnu’ya gelen andezit taşı, asfalt, kilit parke görmeye gelmez doğal olanı görmeye gelir.

                Çift yol başlangıcından itibaren direklerde ki ışıkları yeşil değil direkteki lamba ışığı tonunda ve amblemin çam değil eski çatı ve baca motiflerini çağrıştırmasını isterdim.

                Kırmızı-beyaz boyanan bordür taşlarının kahverengi-beyaz olması tarihi dokumuza daha uygun olurdu. Zira gelen konuklara girişten itibaren tarihi bir kasabaya geldiklerini hissettirmek çok önemli.

                Ana yurdu demir ağlarla öremedik ama Mudurnu’nun her yerini tellerle ördük. Mezarlıklar vb. çok güzel olan yerler var ancak kasaba girişi ve terminali ferforje ile yapılması daha uygun olurdu.  

               Geçtiğimiz aylarda Dokuder Derneği aracılığı ile kardeş belediye olma ve Eko yaşam alanları, müzeleri ile ilgili kültürel amaçlı ilçemize gelen ve İstanbul platformundaki Mudurnulu gönüllü arkadaşların da desteği ile ağırlanan İtalyan heyeti iadei ziyaret anlamında ilçemiz belediye ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini davet ettiler.  Bu davete sivil toplumun da katılması, kardeş belediye ve kültürel devamlılık sağlanması amacıyla, kent konseyi, Dokuder,  Muktuder adına birer temsilcinin de katılması ve ödenek ayrılması için meclise önerge verdim. Bu ve diğer yapılacak işlerle ilgili görüşmelerde, meclisin sivil topluma, kültürel olaylara ve ilçe için yapılması gereken ve yapılan işlerde daha donanımlı olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa sivil kuruluşlar işin takipçisi olmazsa seçilmişler tekrar seçilemeyince yapılan kültür alışverişi de biter.

             ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı)geçtiğimiz hafta Çekül vakfı başkanı ve beraberindeki delegasyon davetlisi olarak ilçemize ziyarette bulundu. Çekül vakfının web sayfalarındaki tanıtım yazıları şöyle idi; 

              “Belge bırakarak, üretilen değerleri yaygınlaştırarak, üretirken öğrenerek ve öğreterek, somut ve somut olmayan doğal, tarihsel, kültürel varlıkların kalıcılığını ve sürekliliğini dikkate alarak, ülkeyi dünyanın gündemine taşımayı, dün olduğu gibi bugün de ana hedeflerden biri olarak görüyoruz.”  Prof. Dr. Metin Sözen

Kurulduğu günden bugüne ÇEKÜL Vakfı yaptığı çalışmaları ve bağlı kaldığı ilkeleri kamuoyu ile paylaşmak amacıyla çeşitli yayınlar yapıyor ve etkinlikler düzenliyor. Çalışmalardan edinilen deneyim ve birikimi belgeye dönüştürerek geleceğe kalmasını sağlamak için çaba gösteriyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda, Anadolu kentleriyle ilgili yapılan belgelemeler, belgesel filmler, kentsel ve kırsal yörelerde yapılan fotoğraf ve kamera çekimleri de arşivlerde yer alıyor. Yayın ve tanıtım etkinlikleri kamuoyunu bilinçlendirmenin yanı sıra, koruma politikalarının oluşmasında ve uygulanmasında etkin rol üstlenen kamu kurumları ile yerel yönetimlerin de yararlanacağı kaynaklar olarak önem taşıyor. Web sayfasına ana ilke olarak bunları yazan Çekül heyetine ilçemize yapmış oldukları gezide Mudurnu’da ve diğer tarihi kasabalarda, taşınmaz kültür varlıklarının nasıl restore edilmesi gerektiğine örnek olan, 1840 lı yıllarda ki yaşanmışlığı günümüze taşıyan “işletmeci” mantığı ile değil ev sahipliği ile Mudurnumuzun geleneksel kültür taşımacılığı ile kültür paylaşımını amaçlayan Hacı Şakirler Konağını gösterebilseydik Çekül’ün ana amaçlarında yazdıkları koruma politikalarının oluşmasına katkı vermiş olurduk.

          Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir konu daha var; ilçemizde restorasyon adı altında bir sürü yanlışlık yapılıyor. Tamir edeceğiz diye o güzelim işleme dolap kapılarını, konak kapılarını, balkon işlemelerini yok edip yeni ağaçları boyayıp sıvayarak eski yaşanmışlığı yok ediyoruz. Bu işi acil rant işi olmaktan çıkarıp planlanması ve işi bilen uzmanlarca kontrolünün yapılması lazım. Henüz turizm bürosunda görevli bir eleman bulamadık umarım daha fazla bozulma olmadan mimari anlamda geleceğimizi planlayan bir mimar buluruz.

Mehmet Cantürk

17.07.2012

www.mudurnuhaber.com

DARICA DA BOLULULAR GECESİ


 

BAŞKAN KARABACAK İZZET BAYSAL’IN 10 ALTIN ÖĞÜDÜNÜ OKUDU

Geceye konuk olarak katılan misafir Belediye Başkanlarına Darıca’nın simgesi Gönül Birliği Kapısının maketini hediye eden Başkan Karabacak yaptığı selamlama konuşmasında ‘’ İsmi geçince akla gelen ilk şey yeşili ve mavisi,Batı Karadeniz’in göz bebeği,Anadolu’dan batıya geçenlerin umut kapısı,Abant Gölü,Bolu Çikolatası,Çam Balı, Köroğlu’nun Diyarı,türküleriyle zalim beylere kafa tutan,Kartalkaya kayak merkezi,yayları ve saymakla bitmez bir çok coğrafi güzelliği bünyesinde barındıran Bolumuzun gecesine hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Altı yıldır birlik,beraberlik ve kardeşlik duyguları içerisinde sürdürdüğümüz bir gönül birlikteliği olan organizasyonumuzda her gün farklı bir kültürle tanışıyor sizlerle birlikte farklı güzelliklere şahit oluyoruz.

Sizlerin hizmetine sunduğumuz sosyal donatı alanlarıyla dolu bu muhteşem sahilimizde düzenlediğimiz gecelerimize iştirak eden siz kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyor,hepinize iyi eğlenceler diliyorum’’ şeklinde görüşlerini ifade ederken, konuşmasını İzzet Baysal’ın 10 altın öğüdünü okuyarak tamamladı.

 

RAMAZAN ÇELİK SAHİLİ KARNAVAL ALANINA ÇEVİRDİ

Protokol konuşmalarının sona ermesinin ardından gecede sahne alan Mudurnu Halk Oyunları ekibinin folklor gösterileri izleyenleri mest ederken,gecenin asıl bombası olan Ses Sanatçısı Ramazan Çelik geceye katılan vatandaşlara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Çelik’in seslendirdiği birbirinden güzel türkülere ve oyun havalarına sahilin çeşitli noktalarında bulunan vatandaşlar oyunlarla eşlik ederken,başta Başkan Karabacak olmak üzere geceye iştirak eden protokol üyeleri ve vatandaşlar sahnede birlikte oyunlar oynayarak Bolular Gecesinde doyasıya eğlendiler.

BAŞKAN KARABACAK TAN MUDURNU YA 3 ENGELLİ ARABASI HEDİYE

Darıca Belediye Başkanı Şükrü KARABACAK Mudurnu ilçesinden gelen  Heyete 3 adet Engelli aracı hediye etti.

AK Parti Mudurnu Kadın Kolları Başkanı Müşerref YAŞLI , Başkan KARABACAK a teşekkür ederek, Mudurnu ilçesinde ihtiyacı olan vatandaşlarımıza araçlarını tesli,m edeceğiz dedi.

           MUDURNULULAR GECEDE BİRLİK MESAJI VERDİ

Mudurnu ve  Taşkesti Beldesinden 18 kişi Gebze Darıca daki geceye katıldı.

www.mudurnuhaber.com

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Regaip Kandili'ni böyle ihya edelim

Halk arasından üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu ayları diğer aylardan farklı kılan nitelikleri özellikle Recep ve Şaban ayının faziletine dair Efendimiz söyledikleri bu aylarda diğer aylara nazaran ibadet, hayır hasenat ve kulluk noktasında ilave olarak yaptıkları ve bu ayların Ramazan ayına hazırlık olmasıdır.

Peygamberimiz (a.s.m)’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.

Mübarek Kandil Gecelerini Nasıl Değerlendirmeliyiz?

1. Kur’an-ı Kerim okuyarak,

2. Peygamberimiz ( a.s.m)’ın mübarek duası olan Cevşen-ül Kebiri okuyarak,

3. Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet ederek,

4. Allah rızası için namaz kılarak,

5. Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yaparak,

6. Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek,

7. Sevgili Peygamberimize bol bol salât ve selâm okuyarak,

8. Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek,

9. Hastaları, yaşlıları ziyaret ederek; yoksulları, öksüz ve yetimleri sevindirerek,

10. Eş, dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek,

11. Dargın ve küskünleri barıştırarak, değerlendirebiliriz.

Receb Ayı ve Regaib Gecesi ile İlgili Hadis-i Şerifler:

• Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.[Gunye]

• Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. [Miftah-ül-cenne]

• Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Yala]

• Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir]

• “Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)

• İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)

• Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır.” (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)

• “Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)

• Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. )’dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: “Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)

• Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.] [Saadet-i Ebediyye]

• Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. [Taberânî]

• Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler. [Ebû Muhammed]

• Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)

www.mudurnuhaber.com