REŞAT EVRAN VEFAT ETTİ

REŞAT EVRAN VEFAT ETTİ

Mudurnu nun REŞAT ı Vefat etti. Bundan kısa bir süre önce  Sitemiz yazarlarından Mehmet CANTÜRK ün  kaleme aldığı yazı yı hatırlatarak, Allah tan Rahmet geride bıraktıklarına Baş sağlığı dileriz.

MUDURNU HABER AİLESİ ADINA

www.mudurnuhaber.com

Aydın ÖZPELİT

Reşat’ı kurtaracak bizim sevgimizdir…..

Bundan önce yazdığım köşe yazılarında kaybettiğimiz somut olan ve olmayan kültürel mirasları, el sanatlarımızı hızla kaybeden bir kasaba olduğumuzdan sıkça bahsettim.

Yaklaşık iki aydır ahaliden bir ses çıkaran olur mu diye bekliyorum. Lafa geldimi deyim yerindeyse mangalda kül bırakmıyoruz.

Lafı uzatıp”lastiklemeye”gerek yok… Manisa derken 1960 lı yıllarda vefat eden tarzanı Ahmet Bedevi akla gelirken bizim yaşayan ve kasabada kimseye zararı olmayan kıyafetiyle ufak tefek “sevimli” arızlar oluştursa da kasabamızın yaşayan değeri REŞAT’ımız yaklaşık dört aydır nerede ne yer ne içer… Ruhu sonsuz özgürlüğe alışmış Reşat’ımız dört duvar arasında nasıl yaşar bunu düşünen Mudurnu’lular varmı…

İkna etmenin zorluğunu biliyorum ama el ele verip Reşat’ın yaşadığı alanın yanına küçük bir Mudurnu evi yapıp orada özgürce yaşamasını sağlayamazmıydık ?

Reşat’ın kime ne zararı vardı… Reşat barınağında olsa idi en azından bu günlerde sokaklarda sıkça karşılaştığımız “uyuz köpeklerden” birçoğu daha sağlıklı olarak sokaklarda dolaşırlardı…..

Türkiye’de 1990 doğumlu gençler yaşam alanlarına sahip çıkmak için iletişim araçlarını, sosyal medyayı ve mizah güçleriyle dünyaya mesaj verdiler….bundan alacağımız bir ders yokmu …şimdiye kadar olduğu gibi bütün değerlerimiz yok olup giderken sessiz,sinmiş kaderine terk edilmiş “bana ne “halimiz bundan sonrada devamı edecek…

Ormanlarımız günden güne yok oluyor ses çıkaran yok..çöplükten pis gaz kokuları geliyor duyan,gören yok,Mudurnu çayı kan revan içinde ses yok…. ne olacak bizim halimiz…bizi kurtarmaya “mehdi” gelsin diyemi bekliyoruz.

Artık el ele verme zamanı geldi ilk işimiz Mudurnu’nun yaşayan simgesi Reşat’ı “uygun bir mekân yaratarak” yeniden hayata döndürmek olsun… Reşatı sağlıklı hale getirecek olan dört duvar arasında kıstırılmış bir “hapislik” değil ..özgür dünyasında bizim vereceğimiz sevgidir.

 

Mehmet Cantürk

25.6.2013

www.mudurnuhaber.com

 

CHP YENİ YÖNETİMİN DEN MUDURNU ZİYARETİ


CHP  YENİ YÖNETİMİN DEN MUDURNU ZİYARETİ

 

Ağustos ayında yapılan CHP Bolu Olağanüstü il Kongresi’nde  il Başkanlığına seçilen  CHP Bolu İl Başkanı Kazım KARSU ve beraberindekiler Mudurnu ilçe ziyaretinde bulundular.

 

CHP Bolu Millet Vekili Tanju ÖZCAN , Bolu İl Başkanı  Kazım KARSU , Mudurnu ilçe Başkanı Selçuk RESNE ,CHP Mudurnu Belediye Başkan Aday Adayı Hulusi DİKER ve Parti yönetimi Mudurnu  Fuat Beyler Konağı  bahçesinde bir süre sohbet etti.

MUDURNU’YA 45 YILDIR GELİRİM

CHP Bolu İl Başkanlığına yeni seçilen  Kazım KARSU , Mudurnu’ya 45 yıldır gelir giderim, siyasi olarak,arkadaşlar vasıtası ile ve ticaret vasıtası ile  Mudurnu sürekli geldiğim bir ilçedir, Ben kendimi biraz da Mudurnulu olarak görüyorum, 70 li yıllardan bu yana bu bölgede siyasi olarak çalışma içersinde bulunuyorum.

NERDEN ÇIKTIN SEN DEDİLER

CHP Bolu il Başkanı  Kazım KARSU, bana soruyorlar nerden çıktın sen, siyasetçiler ile gelip gidiyordun ama , senin öyle bir niyetin yoktu dediler, ben de dedim ki bu bir görevdir bir bayrak yarışıdır, Bayrak insanın eline verilir, bu bayrağı kişi gücü yettiği yere kadar götürmelidir, yok sa birilerini torpil yaparak bir yerlere getirmek için gelmedik, Partimiz bizim için her şeydir, bizim hayatımız Parti ile geçti, Partimiz için her şeyimizi feda ettik ve her şeyede varız, yoksa birilerini Millet vekili, birilerini Belediye Başkanı  yapmak için niyetimiz yok dedi.

 

EN SORAMAYACAĞINIZ SORULARA BİLE AÇIĞIM

CHP Bolu İl Başkanı Kazım KARSU Mudurnu ilçesindeki partilileri ile bir araya gelişinde  bana her türlü suyu sorabilirsiniz, ben Ticaretten geliyorum, Babam ve Ağabeyim Siyasetçiydi ama, onlarda kaldı o iş, bana böyle bir görev verdi arkadaşlar, o görevi beraber sürdürelim diye, başarılı olursak , başarılı olduğumuz yerde bu işi bitiririz, bayrağı başka bir arkadaşa verir, o arkadaşımız devam eder, bu işin yaşlısı genci yok, her şey fikirdedir, hepimiz genciz, bende sizin gibi kendimi genç kabul ediyorum, çünki çok genç torunlarım var dedi.

CHP YÖNETİMİ MUDURNU KAYMAKAMINI ZİYARET ETTİ

Bolu Milletvekili Tanju ÖZCAN , CHP Bolu İl Başkanı Kazım KARSU ve beraberindekiler Mudurnu Kaymakamı Kerem Süleyman YÜKSEL i Makamında ziyaret ederek hayırlı olsun temennisinde bulundular.

 

www.mudurnuhaber.com

 

Haber: Aydın ÖZPELİT &Foto ve Video: Özgür KOCABAY

 

HABERİN FOTOĞRAFLARININ DEVAMI MUDURNU FACEBOOK SAYFAMIZDA

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=652101111481741&set=pcb.652109994814186&type=1&theater

EV TELEFONLARINIZI  AVANTAJLI TARİFEDEN  YARARLANARAK İLK 6 AY 14.90 TL YE  TÜRKİYE NİN TÜM İLLERİNDEN ORİS TELEKOM A   TAŞIMAK İÇİN MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK’A MÜRACAAT EDEBİLİRSİNİZ.

ADRES: Seyrancık mah. Demirciler cad. No:17 MUDURNU Tel.0 374 421 28 83 Gsm: 0535 735 91 64

Reşatı kurtaracak bizim sevgimizdir…..

Reşat’ı kurtaracak bizim sevgimizdir…..

Bundan önce yazdığım köşe yazılarında kaybettiğimiz somut olan ve olmayan kültürel mirasları, el sanatlarımızı hızla kaybeden bir kasaba olduğumuzdan sıkça bahsettim.

Yaklaşık iki aydır ahaliden bir ses çıkaran olur mu diye bekliyorum. Lafa geldimi deyim yerindeyse mangalda kül bırakmıyoruz.

Lafı uzatıp”lastiklemeye”gerek yok… Manisa derken 1960 lı yıllarda vefat eden tarzanı Ahmet Bedevi akla gelirken bizim yaşayan ve kasabada kimseye zararı olmayan kıyafetiyle ufak tefek “sevimli” arızlar oluştursa da kasabamızın yaşayan değeri REŞAT’ımız yaklaşık dört aydır nerede ne yer ne içer… Ruhu sonsuz özgürlüğe alışmış Reşat’ımız dört duvar arasında nasıl yaşar bunu düşünen Mudurnu’lular varmı…

İkna etmenin zorluğunu biliyorum ama el ele verip Reşat’ın yaşadığı alanın yanına küçük bir Mudurnu evi yapıp orada özgürce yaşamasını sağlayamazmıydık ?

Reşat’ın kime ne zararı vardı… Reşat barınağında olsa idi en azından bu günlerde sokaklarda sıkça karşılaştığımız “uyuz köpeklerden” birçoğu daha sağlıklı olarak sokaklarda dolaşırlardı…..

Türkiye’de 1990 doğumlu gençler yaşam alanlarına sahip çıkmak için iletişim araçlarını, sosyal medyayı ve mizah güçleriyle dünyaya mesaj verdiler….bundan alacağımız bir ders yokmu …şimdiye kadar olduğu gibi bütün değerlerimiz yok olup giderken sessiz,sinmiş kaderine terk edilmiş “bana ne “halimiz bundan sonrada devamı edecek…

Ormanlarımız günden güne yok oluyor ses çıkaran yok..çöplükten pis gaz kokuları geliyor duyan,gören yok,Mudurnu çayı kan revan içinde ses yok…. ne olacak bizim halimiz…bizi kurtarmaya “mehdi” gelsin diyemi bekliyoruz.

Artık el ele verme zamanı geldi ilk işimiz Mudurnu’nun yaşayan simgesi Reşat’ı “uygun bir mekân yaratarak” yeniden hayata döndürmek olsun… Reşatı sağlıklı hale getirecek olan dört duvar arasında kıstırılmış bir “hapislik” değil ..özgür dünyasında bizim vereceğimiz sevgidir.

 

Mehmet Cantürk

25.6.2013

www.mudurnuhaber.com

Yavuz Sultan Selim’in İhanete Cevabı…..

Yavuz Sultan Selim’in İhanete Cevabı…..

Bir Gün Padişah Yavuz Sultan Selim pazarda gezerken keklik satılan bir tezgah görür ve keklik satılan tezgaha yönelir. Bütün keklikler 1 altındır fakat bir tanesi ayrı bir kafes içinde ve 100 altındır.
Yavuz Sultan Selim sorar:
-Bunlar 1 altın da bu neden 100 altın?
Satıcı:

-Hünkarım 100 altınlık olan ötüşüyle diğer keklikleri kendine çeker ve yakalanmalarını sağlar.
Yavuz Sultan Selim 100 altını çıkarıp adama verir ve

-Ver o kekliği bana! der.

Herkes şaşkınlık içinde napacak acaba koca Padişah bir kekliği diye düşünürken Yavuz Sultan Selim kekliğin kafasını tuttuğu gibi gövdesinden ayırıverir ve der ki:
-KENDİ IRKINA İHANET EDENİN SONU BUDUR!!!

Kaynak :Çiftlik Dergisi www.ciftlikdergisi.com.tr

www.mudurnuhaber.com

 

GENÇLEŞİYOR MUYUM ? SEBEBİ NE ?

EVET, gençleştiğimi hisseder gibiyim. Şair diyor yaaa, yaş 35 yolun yarısı diye, çok değerli bir hocam ise, be Mübarek Hâşâ Allah ile aranda senetmi yaptın 70 yaşına kadar yaşamak için nerden biliyorsun 35 yaşında yolun yarısında olduğunu diye vaazlarında şaire çatıyor.

Günlerden 13 Mart 2013 bir Ankara ziyareti dönüşüne geçtiğim anda Cep telefonumda tanımadığım bir ses, efendim biz sizi Mudurnu Yarışkaşı Konağı Nevzat ANLITAN bey in vasıtası ile arıyoruz, sizin ile bir konu hakkında görüşmek istiyoruz dedi. Bende ben Ankara dayım Bolu’ya geliyorum, orada görüşsek olurmu? dedim.  Tamam, gelince görüşelim dediler. Konuyu bilmediğim için hemen Nevzat abiyi aradım, bana dediki birisi size bir şey tanıtacağız, çok faydalı dedi bende benim bu işlere ayıracak vaktim yok, bunu yapsa yapsa Mudurnu’nun kâhyası bizim Aydın var onu arayın dedim dedi. Bende iyi o zaman abi  ben gidip bir bakayım bakalım neymiş dedim.

Ankara dan Bolu ya gelene kadar, acaba şu mu acaba bumu, acaba yeni bir termal proje varda bana bir şeymi teklif edecekler diye gelene kadar çatladım. Nihayet Bolu’ya geldim ve buluştuk. Orada Alp ve Hüseyin Bey diye iki arkadaş ile tanıştım. Dedim arkadaşlar buyrun konu nedir bir anlatın, teklifinizi bekliyorum. Arkadaşlar dediler ki bizim işimiz sağlıklı beslenme ile ilgili, ben hemen daha önceki bilgilerime dayanarak hay Allah keşke gelmeseydim, bunlar bana bir şeyler satacaklar. Biraz arkadaşları dinledim, ban çeşitli slâytlar ve görüntüler seyrettirdiler ve kendileri ile ilgili daha önce çekilmiş ve şimdiki hallerini gösterdiler.

Tabiî ki ben arkadaşları daha önceden tanımadığım için, işin açıkçası güvenemedim. Efendim biri 95 kğ den 65 kğ ye düşmüş, biri 130kğ den 80kğ ye düşmüş ve çok sağlıklı görünüyorlar. Dediğim gibi arkadaşları tanımadığım için, pazarlama taktiği olduğunu düşündüm. Bana dediler ki Yılmaz GÜNEY i tanıyorsunuz değil mi? Tanımam mı?  Evet bu sinema sanatçısı bizim programımız sayesinde bu kadar genç görünüme sahip.  Kendi kendime,  bu işler boş işler dedim. Arkadaşlar size bir analiz yapalım, ücret felan istemiyoruz, sadece bilgilerinizi size söyleyelim. Şunu da hatırlatayım, buraya gelmeden 3-4 gün önce başlayan bir problemden dolayı sürekli başım dönüyor ve çok huzursuz olduğumdan dolayı çareyi ÇEK -UP yaptırarak rahatlamakta bulmuştum. Orada da doktorlar Karaciğerinizde yağlanma var,  biraz gıdalara dikkat edin diye uyarmışlardı.

Neyse biz teraziye çıkıp tartılarak bilgilerimizi verdik, kilo 95, yağ problemi ve normalde 42 olan Metobolizma yaşımın dengesiz beslenmenin ve her gün çeşitli gofret ve Çikolata beslenmem ile beraber 57 olduğunu öğrendim.

Kilomdan rahatsız olduğum için ayaklarımda ve diz kapaklarında zaman, zaman problemler yaşıyordum. Alp ve Hüseyin Bey, isterseniz bir deneme programı yapalım dediler. Anlatılanlardan sonra kaybedeceğim hiç bir şeyin olmadığını düşünerek deneme programına başlamayı kabul ettim.

Sonuç, önce Nevzat abi den sonra Alp ve Hüseyin Bey den beni ikna ettikleri için teşekkür ederim. Aradan 16 gün geçmiş ve ben 95 kğ den 92 kğ ye inmişim, zaten kendimde de hissedebiliyorum.  Ayrıca programa girdikten sonra gözle görülür farklılıkları kendimde görmeye ve hissetmeye başladım. Mesleğimiz ve birazda Siyaset ile uğraşmamızdan dolayı çok çabuk sinirleniyor ve çok fazla yüksek sesle konuşuyordum. Artık bazı alışkanlıkları otomatikman bıraktım. Eskiden bir oturuşta bir çorba ile bir büyük ekmeği neredeyse bitirirken, şimdi ise sadece bir dilim Ekmek yeme hissi içimden zor geliyor.

CAN BOĞAZ DAN GELİP, BOĞAZDAN ÇIKIYOR

Atasözü, Can boğaz dan gelir, EVET, Boğaz dan geliyor ama maalesef Kalp krizi, Damar Tıkanıklıkları, Alçak ve Yüksek tansiyon ve benzeri şeylerin ana kaynağıda  Boğazdan kaynaklanıyor, Boğazımıza sahip çıkamadığımız için, dengesiz beslenerek  hayatımızı hastane köşelerinde, o doktor senin bu Doktor benim  koşturarak geçiriyoruz. Benden size tavsiye, kendiniz için vakit ayırın ve sağlığınıza özen gösterin. Yol yakinken…

 

Saygılarımla

CARLOS MARTİN MUDURNU YA HAYRAN KALDI

http://www.youtube.com/watch?v=XFpjaDbgR1g
İtalyan Manken  MUDURNU ilçesi çok ilgimi çekti, sordum nereye gidebilirm diye bana MUDURNU yu tavsiye ettiler dedi.

carlos martin

Biscolota reklamının yakışıklı erkeği  İtalyan  Manken Carlos Martin Beyaz’a konuk oldu. Programda Programın yapımcı ve sunucusu Beyazıt ÖZTÜRK Türkiye de  neyi merak ediyor dedi, Ünlü Manken Carlos Martin  ben Türkiye de Doğu yu merak ediyorum dedi.

ÖZTÜRK, Daha önce Türkiye de  CARLOS un Ankara yı , ESKİŞEHİR İ Bodrum u ve Mudurnu yu gezdiğini  belirterek Mudurnu ya niye gittin, Tavuk  çiftliklerinimi gezdirelim  dediler, sebep neydi diye sordu.

CARLOS, en sevdiğim şehir  yer Mudurnuydu, Mudurnu ya bayıldım dedi. ÖZTÜRK tüm MUDURNU lulara buradan sevgiler dedi ve CARLOS şu anda buradan müthiş bir MUDURNU reklamı yapıyor dedi. ÖZTÜRK, CARLOS a özellikle gel seni bizim bir MUDURNUMUZ var götürelimmi demişler dedi, Carlos, aslında doğa ve dağlık bir yer içinde olmak istedim, beni MUDURNU ya yönlendirdiler dedi.Beyazıt ÖZTÜRK , Ben bir BOLU doğumlu olarak MUDURNU yu övecez yani güzel yerdir dedi.

www.mudurnuhaber.com

Gelin Manileri (1)

Gelin Manileri (1)
 
 
saçları lüle gelin
benziyor güle gelin
yardan ayrı kalınca
her günü çile gelin…

ay gelin çilli gelin
incecik belli gelin
sende kara sevda var 
gözünden belli gelin…

elinde testi gelin
gönlümün dostu gelin
el ele göz gözeyken
nedense küstü gelin…

dağları aşma gelin
peşime düşme gelin
gönül kapımdan geçip
derdimi deşme gelin…

eli kınalı gelin
beli aynalı gelin
mecnun oldum gezerim
sana yanalı gelin…

gözleri ela gelin
düşme sen dile gelin
ay battı şafak attı
gelmedin hala gelin…

gergef işleyen gelin
yari düşleyen gelin
şu garip yüreğime
sevda düşüren gelin…

pınara geldi gelin
el ettim güldü gelin
yari beklediğimi
nasıl da bildi gelin…

hasretlik çeker gelin
gözyaşı döker gelin
yari gurbete gitmiş
yollara bakar gelin…

bahçeye çıktı gelin
seslendim baktı gelin
koparıp gonca gülü
göğsüme taktı gelin

bir bakış baktı gelin
yüreğim yaktı gelin
gözleri pınar olup
içime aktı gelin…

bağıma geldi gelin
gül verdim aldı gelin
meramı gül değilmiş
benimle kaldı gelin…

yoluma durdu gelin
yarini sordu gelin
‘yarin gitti’ deyince
kendini vurdu gelin…

ay gelin çengi gelin
gönlümün dengi gelin
aşkınla küle döndü
yüzümün rengi gelin…

 

dağlarda gezen gelin
zülfünü çözen gelin
bir hayırsız yüzünden
gönlünü üzen gelin…ay gelin,akça gelin
elleri pakça gelin
zalım anan duymadan
gel bize sıkça gelin..

 
baharda dalmış gelin
dallarda gülmüş gelin
yar yolunu beklerken
uykuya dalmış gelin…
 
sevdaya düştü gelin
dağları aştı gelin
ne karaymış yazısı
kötüye düştü gelin…
gönlümü çalan gelin
sevdaya salan gelin
üstüne yar sevmişim
vallahi yalan gelin…

badeleri iç gelin
gerdanını aç gelin
bağımdaki gülümsün
kokuları saç gelin…

 
al fistanı dar gelin
sende gönlüm var gelin
başkaları inan ki
olmaz bana yar gelin…
zilleri takan gelin
oyuna kalkan gelin
cilvesiyle nazıyla
yüreğim yakan gelin…

dağımda ki kar gelin
bağımda ki nar gelin
yarini eller almış
senin işin zor gelin…

al şalvarı bol gelin
sen de mutlu ol gelin
benden başka seversen
sararıp da sol gelin…

 
bağları bozdu gelin
göz ettim sezdi gelin
liraları takınca
düğmeyi çözdü gelin…bana göz eder gelin
kışımı yaz eder gelin
durma kapım önünde
eller söz eder gelin…

yarine gülen gelin
çeşmeye gelen gelin
kabına su yerine

sevdalar koyan gelin…
 
gönül yari bulunca
‘samanlık seyran’ olur
bir de yarsız kalınca
saraylar viran olur…
 
Abdullah ATAY MUDURNU HABER

 www.mudurnuhaber.com

 

KIZIN ADI (AB Ve ABD Açılımı)

KIZIN ADI    (AB Ve ABD Açılımı)
 

Kızın adı Teri’dir
Bakışları eritir
Boy huy güzelliğine
Ne söylense yeridir.Kızın adı Barbi’dir
Her bir sözü harbidir
Bir kez sevdimi seni
Ömür boyu yar bilir.

Oy Oksana Oksana
Biraz bana baksana
Şu gönül ocağımı
Tutuşturup yaksana.

Kızın adı Sahara
Gönlü benzer bahara
Tutulunca ona sen
Bakmazsın başka yar’a.

Zengin kızı Edra’dır
Hep bindiği kotradır
Kaşı gözü boyalı
Eli yüzü pudradır.

Kızın adı Ellene
Onu fazla elleme
Bir giderse zor gelir
Anasına yollama.

Kızın adı Sabrini
Erken kazar kabrini
Dırdırı zır zırıyla
Taşırır hep sabrını.

Kızın adı Birdine
Düştüm onun derdine
Öyle bir milletiz ki
Saygılıyız her dine.

Kızın adı Olga’dır
Nede hırçın dalgadır
Onu sıkı sararsan
Hep peşinde gölgedir.

Bakın bir de Fara’ya
Gönlü benzer saraya
Ruhunla kaynaşarak
Merhem olur yaraya.

Severseniz Eden’i
Ateş sarar bedeni
Gönülleri hoş tutmak
Yaşamanın nedeni.

Vaz geçemem Kevin’den
Farkı yok ki Nevin’den
Ölümüne bağlıdır
Hiç ayrılmaz evinden.

Görünce Ben Hazel’i
Oymuş dünya güzeli
Gonca gülüm dururken
Ne yapayım gazeli.

Zengin kızı Melissa
Azıcık boyu kısa
Bir kusuru daha var
Her şeyi eder tasa.

Kızın adı Tarin’dir
Bakışları derindir
Hiç de zora gelemez
Çıtkırıldım narindir.

Kızın adı Eva’dır
O gönlüme revadır.
Yokluğundaki yaşam
İnanın ki havadır.

Kızın adı Belinda
Bülbül şakır dilinde
Onla olduğun zaman
Her şey gider yolunda.

Unutamam Piper’i
O gönlümün dilberi
Kaş göz güzelliğiyle
O gerçekten bir peri.

Alırsanız Feme’yi
Akşam yakar yemeği
Hayırsıza düşenin
Heba olur emeği.

Kızın adı Gala’dır
Fethedilmez kaledir
Gönlünü kazanırsan
O sana kul köledir.

Kızın adı Desire
Sana olur esire
Dört avrat helâl derler
Razı olamam bire(!)

 
Abdullah Atay  www.mudurnuhaber.com  
 
 

KIZIN ADI  (TÜRK AÇILIMI) 

Gider isen yaylaya
Selâm söyle Ayla’ya
Mahallede bayılır
Dedikodu yaymayaAlırsanız Ayça’yı
Demletir size çayı
Yemek vakti gelince
Sallatır hep kalçayı

Unutmadım Emel’i
O’dur gönlün temeli
Sevgi bilmez kalpsize
Bilmem ki ne demeli.

Oy Alkız’ım Alkız’ım
Gönül kapım çalkızım
Yüreğim derya deniz
Hiç bekleme dalkızım.

Kızın adı Makbule
Kendi benzer ak güle
Bir kötüye düşerse
Çeker daha çok çile.

Oy Haskız’ım Haskız’ım
Dedi(ği) m yere bas kızım
Anan bizi görmesin
Şu lâmbayı kıs kızım.

Bakın bir de Havva’ya
Girivermiş havaya
Çok peşinde koşarsan
Emek gider havaya.

Kızın adı İlâyda
Yok ondan bize fayda
Hep günleri geçiyor
Discotek cafe barda.

Alırsanız Pelin’i
Olur evin gelini
Yalnız bir kusuru var
Tutamıyor dilini.

Kızın adı Olgun’dur
Eti budu dolgundur
Peşinde koşanların
Beti benzi solgundur.

Haber saldım Kiraz’a
Gelecekmiş bu yaza
Bu yazda gelmez ise
İşim kaldı niyaza.

Alırsanız dört avrat
Hepsinden ayrı surat
Omuza binen yükten
Geçilir mi şu sırat.

Sarışınlar koşturur
Esmerlerse coşturur
Çok bilmiş güzellerde
İş yapmadan boş durur.

 

Abdullah Atay www.mudurnuhaber.com

Gönlünüzdeki güzellikler daim olsun…

Sakın Kimliğinizi Kaybetmeyin Yoksa.

Nüfus cüzdanı kaybedilince ne yapmalı?

Kimliğini kaybedenler dikkat! Kimliğini kaybettikten sonra herhangi bir yasal başvuru yapmayıp ve ilan vermeyip sadece kimliğinin yenisi çıkartanları büyük bir tehlike bekliyor.

Dolandırıcılar kayıp ve çalıntı kimliklerle bankalara başvurup kimlik sahibi adına kredi kartı çıkarıp kredi başvurusunda bulunup büyük meblağlarda dolandırıyor. Gelen icra ile şok olan kayıp kimliğin sahipleri ise mahkemenin yolunu tutuyor.

ORTAK ŞİKAYET BANKALAR

Seneler önce kaybettiğiniz kimliğiniz seneler sonra karşınıza büyük bir borç ve icra kağıdı ile çıkarsa ne yaparsınız. Şikayetvar.com’a gelen şikayetlere göre; kayıp kimlik mağdurları azımsanmayacak kadar fazla. Hepsinin ortak şikayeti ise kaybettikleri kimliklerine bankaların sadece kredi kartı vermekle kalmayıp bir de o kimliklerle büyük meblağlarda kredi vermesi. İşte kayıp kimlikleri nedeni ile mağdur olan vatandaşların şikayetleri şöyle:

KAYIP KİMLİKLE KREDİ KARTI

“2006 yılında kayıp olan kimliğimle bankaya başvuran bir vatandaşa; ‘Sen kimsin’ diye sormadan kredi kartı verip, bu kredi kartını kullanmasına müsaade edip, bu borcunda sorumlusu olarak beni gösterdiler. Yaklaşık 2 sene bu sıkıntılarla uğraştım. Kimi zaman hesaplarımı bloke ettiler. Ticari itibarımı zedelediler. En sonunda borcun bana ait olmadığını kabullendiler ve bununla ilgili yazılı bir evrak gönderdiler. Geçtiğimiz günlerde kredi başvurusunda bulundum. Daha önce kredi kartı ile ilgili bir sorun yaşadığımı (az önce anlattığım mesele) bahane edip reddettiler. Bankadan şikayetçiyim. Umarım başka mağdurlar yoktur.”

13 BANKAYA BAŞVURDU

“Kimliğimi kaybetmiştim. Yenisini çıkarttıktan sonra kayıp kimliğim ile 13 bankaya kredi başvurusu yapıldığını öğrenince şok oldum. Benim gibi birçok tüketicinin olduğunu öğrendim acil önlem alınması gerekiyor.”

BAŞVURUYU İNTERNETTEN YAPIYORLAR

“Çok değerli hukuk insanları benim babamın başına gelmiş ve içinden çıkılması çok zor bir durumla karşı karşıyayız. Babam bundan seneler önce kimliğini kaybetmişti. O zaman için herhangi bir ilan filan vermedik gidip kimliğin yenisini çıkardık sadece. Şimdi değişik bankalardan alınmış kredi kartı borçları geldi ama babam bu bankalardan kart almadı. Bazı borç gelen bankalardan da kredi kartı mevcut ama onlarında ödemesini düzenli olarak yapıyor zaten. Başvuruların tamamı internet üzerinden yapılmış ve ortada bir kimlik fotokopisi filan yok. Biz bu gibi bir durumda ne yapmalıyız acaba?”

NE YAPILMASI GEREKİYOR?

Kayıp kimlik dolandırıcılığı ile ilgili çok fazla şikayet aldıklarına dikkat çeken Şikayetvar Yöneticisi Dr. Ömer Deveci, nüfus cüzdanının kaybolması durumunda neler yapılması gerektiğini şöyle aktardı: “Ortalıkta bir sürü dolandırıcı varken çok dikkatli davranmak ve en kısa zamanda bu kayıptan dolayı tedbir almak gerekiyor. Her nüfus cüzdanının seri numarası farklıdır. Sizler de kaybettiğiniz gün eski cüzdanınızın hükümsüz kılınabilmesi için gerekli yasal başvuruları yapmanız gerekmektedir.

Bununla ilgili bilgi şöyle ki;

1) Nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanı vermek. www.mudurnuhaber.com

2) Emniyete ve

3) Vergi Dairesine nüfus cüzdanı kaybını bildirmek gerekiyor.

Emniyet birimlerince düzenlenmiş nüfus cüzdanının çalınmış ya da kaybedilmiş olduğuna ilişkin belgenin aslının vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir. Nüfus cüzdanını kaybeden veya çaldıran kişilerin emniyetten aldığı tutanak ve birde dilekçe eşliğinde bir vergi dairesine başvurması durumunda kayıp olan nüfusunun bilgisi sicil kayıtlarına alınıyor. Kaybedilen nüfus cüzdanını bulan kötü niyetli 3.kişi herhangi bir dolandırıcılık yapmak isterse sistem uyarı veriyor.”

www.mudurnuhaber.com

 

Huzur Sokağının Baş Rol Oyuncusu MUDURNU LU

Mudurnulu Namık ÖZTÜRK ün Kızı  Sinem ÖZTÜRK geçtiğimiz yıllarda Arka Sıradakiler adlı Dizi ile adını  duyurmuştu.

Şimdi ise ATV Televizyonunda yeni başlayan  “HUZUR SOKAĞI” dizisinin Baş rol oyuncu kadrosunda yer alan Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar dileriz.

“HUZUR SOKAĞI” dizisinde  Şükran  Karekterini Canlandıran,  Sinem Öztürk “Huzur Sokağı insanları sınıflandırmayan, ötekileştirmeyen bir iş” dedi ve ekledi: Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz.

ŞÜKRAN’I ÇOK SEVDİM

Dizide başörtülü bir kızı canlandırıyorsunuz. Teklif geldiğinde tereddüt yaşadınız mı?

Görüşmeye gittiğimde bana genel hatlarıyla ‘Şükran’ı anlattılar. Karakteri ve hikayeyi çok beğendim. ‘Şükran’ı çok sevmem bu projeye dahil olmamda çok etkili oldu. O çok naif, gururlu biri ve içinde çok büyük bir aşk yaşıyor. ‘Huzur Sokağı’ eğer insanlar arasında uçurum yaratan, onları sınıflandıran bir proje olsaydı, bu işe girmezdim. Hepimizin başörtülü arkadaşları, akrabaları var. Dizide de herkes kaynaşmış ve iç içe yaşıyor. İnsanları ötekileştirmeyen bir proje bu! Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz. Başörtülülerin de hikayelerini anlatmamız lazım.

Bundan sonra bu tarz projeler olacak mı sizce?

Bizde cesaret konusunda sıkıntı var ama bundan sonra daha cesur projeler çıkabilir. Kimseyi dışlamaya hakkımız yok! ‘Şükran’lar da, başörtülü kızlar da kendilerini ekranda görmek istiyor. Bizim çok temiz bir hikayemiz var.

Dizide ‘Bilal’, ‘Feyza’ ve ‘Şükran’ arasında bir aşk üçgeni mi yaşanacak?

Öyle bir durum var ama yaşananlar onları farklı noktalara sürükleyecek. Üçünün de haklı nedenleri var.

“İlişkileriyle bir yere gelenlere sinir oluyorum” demişsiniz. Bazı oyuncular haketmedikleri yerde mi?

Konservatuarlı olsun olmasın, bu iş için çok emek veren insanlar var. Ancak bazıları başka şeylerle gündeme geliyor ve bazı işlerin tepesine oturuyorlar. Kapris yapıp birilerini aşağılıyorlar. Geçmişlerinde ise hiçbir şey yok! Ben buna karşıyım.

Mudurnulular olarak Dizide Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar diler,   Dizinin 1-2 bölümlük bir kısmında Mudurnu ilçesininde  Turizm yönünden katkı sağlamak amacı ile işlenmesini dile getiriyoruz.

www.mudurnuhaber.com

Fabrikayı Kapatırım Ha !!

SİZDEN GELENLER- SİZDEN GELENLER

 

Fabrikayı  Kapatırım Ha !!

 

Bugün İlçemizde Festival var. Aylardır Kaymakamlık ve Belediyemiz İlçemizin Turizmi, kültürü, tanıtılması için çalışıyorlar, etkinlikler 3 gün sürecek. Dışarıdan misafirler gelecek, gösteriler yapılacak. Stantlar açıldı. Yoğun bir faaliyet. Basın, festivali haber yapacak. İlçemiz tarihi ile, kültürü ile, son yıllardaki turizm atağı ile yeniden gündeme gelecek. Konağımıza da 2 çift festival duyumu ile geldi.

Evim Yarışkaşında, tepede, bahçe içinde Her sabah 6 da bahçeye çıkar çiçeklerimle, tavuklarımla, meyve ağaçlarımla ilgilenirim. Bugün Festival var. Saat 7.30 oldu. Aman Allahım, yahu bugün olsun bu kokuyu salmayın, Otelde konuklar var. Hemen koştum. Çiftin biri ötelin önünde kendi aralarında bu kokunun ne olduğunu konuşuyorlar. Bana soru sormalarına fırsat vermeden yanlarından geçtim. Allahım bana bir güç verde üfleyip bu kokuyu defedeyim.

Bu yaşadığım bir masal değil bu sabahki gerçek. Festival sabahı

Aylardan beri Pak Tavuk fabrikasına bu kötü koku rahatsızlığımı, bizzat fabrikayı da ziyaret edip duyurdum. Duyarsız kaldılar.

 

Araştırdım; Her tavuk fabrikasında “Koku Giderici” olarak adlandırılan bir cihaz var. Kokunun resmi adıda “Kötü Koku”. Geçen yıl yönetmeliği çıktı. Bu kötü koku kesimhanenin ayak, tüy, bağırsak, kan vs bütün artıkları rendering denilen tesiste yüksek ısıda bir nevi kızartılıyor, kurutuluyor, un haline getirilip tekrar tavuklara yediriliyor. Bu rendering devamlı çalışmıyor. Atıklar birikince çalıştırılıyor. Ancak çalışırken de müthiş bir kızarmış bacak kokusunu çevreye yayıyor. Bu her fabrikada var. Avrupa’da bu atıklar şoklanıp depolanıyor ve başka bir yerdeki tesiste işleniyor. İşte “Koku Giderici” dediğimiz cihaz bu kokuyu filtre edip çevreye yayılmasını engelliyor. Adana, İzmir ve Adapazarı’nda bu cihazı yapan firmalar var. Maliyeti ise yalnızca 60–70 bin TL. İçinde 2 adet fan var, talaş ve karbon filtreleri. Elektrik gideri böyle bir tesis için yok denebilir. Ayrıca da yalnızca atık işlenirken çalıştırılıyor. Zorluğu şu: Atık işlenirken cihaz mutlaka çalıştırılmalı, talaş ve karbon filtreleri zamanı geldiğinde mutlaka değiştirilmeli, bir eleman bundan sorumlu olmalı. Başka hiçbir zorluluğu yok. Tabii birde çevreye karşı sorumluluk bilinci zorluğu.

Bu cihaz 3 ay öncesine kadar Pak Tavuk ta yoktu. Yeni koydularsa bilmiyorum. Ancak koku derseniz sürekli ve belirsiz saatlerde hep var.

Sonuç gelmeyince O zamanki Kaymakam’a gittim dilekçe verdim. Dilekçeyi aldı dedi ki ben bunu kendileri ile görüşeyim öyle işleme koyayım.  Netice alamadı ki işleme koymuş. Valilikten cevap geldi. Tarih 15 Mart 2012. sayı.3192. 

Diyorki :

“Konu ile ilgili Pak Tavuk Gıda San ve Tic.A.Ş.’nin 29.02.2012 tarihli bilgilendirme yazısında: İşletmenin rendering tesisinde koku giderme sisteminde oluşan arıza nedeniyle çalışmalar yapıldığı belirtilerek ve alınan önlemlerle koku probleminin 25 gün içersinde çözüleceği bildirilmiştir. Söz konusu problem Valiliğimiz Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce yapılacak denetimler ile takip edilecektir.

Yazı aynen böyle. Aradan 90 gün geçmiş. Kokuya aynen devam ve Festivale değerli büyüklerimiz gelecek.

Fabrika ilk kurulduğu tarihlerde arazi şehir dışında idi, böyle bir koku da olmazdı, galiba rendering yoktu. Şimdiye gelince YİBO, Üniversite, yerleşimler, ağaçlıklı modern giriş yolumuz, oteller arasında kalan ve Turizm için festival yapan etrafı çam ormanları ile çevrili güzel ve tarihi ilçemiz.

Bu koku var oldukça İlçemize turist gelmez, gelende bir daha uğramaz. Kokuyu duyunca yoldan döner.

Kızılcığın Mudurnu’daki adı eskiler bilir “Hekim döndü” dür. Rivayet Mudurnu’ya gelen bir hekim yolda kızılcık ağaçlarının bolluğunu görünce; atını durdurmuş ve geri dönüp gitmiş. Soranlara cevabı : “Orada kızılcık çok, insanlar hasta olmaz aç kalırım”.

Yatırımların önünde bir engel.

Arsamda toplu konut projesi planladık. 240 konuttuk modern bir site. Camisinden, yüzme havuzundan, kreşinden her şeyi düşündük. (www.mudurnutoplukonut.com). Projeler, Broşürler, tanıtımlar vs. Sn Güray Önal sınıf arkadaşım. İstanbul’da oturur. İhtiyacı da var. Telefon ettim davet ettim. Gel buraya üye ol . Cevabı şu: Orası kokar ben girmem.

Oteli büyütme projem var, 30 evlik bir “ekolojik köy” projemiz bitti, yatırım aşamasına geldik. Turizm Festivali varken dahi bu kötü koku olacaksa…

Mudurnu ekonomisi için çok önemli olan fabrika, bu kötü kokuyu çok basit ve de ucuz tedbirler ile yok edilebilecekken yapmıyor. Bir dayatma var.

Ve Tepemizde Demoklesin kılıcı.: “Fabrikayı Kapatırım Ha “

Ah benim güzel ilçem.

 

Nevzat Anlıtan

İnş.Y.Müh..  Yarışkaşı OTELİ MUDURNU

 

www.mudurnuhaber.com

 

AKŞAM ŞİİRİ BUNLAR

AKŞAM ŞİİRİ BUNLAR

gelin dostlar gelin
akşam şiiri bunlar…

sıcak sıcak
yürek yürek
buram buram sevgi
aşk hasret kokuyor.
el işi gönül işi
kalem işi bunlar…

sözcükleri nakış nakış işli
mısraları motif motif süslü
hasretlerde dile gelmiş şiirlerim var…

mayası sevgi
suyu gözyaşı
aşk ateşinde pişmiş
gönül potasından taşmış
sevgi deryası bunlar
sevdalılar bunu anlar…

anana babana
bacına balana
eşine dostuna
okula giden yavruna
yavukluna daha nice hediyelerim var.

her derde deva
şiir mani rubailerim var.
geçim derdini unutturur
aşk rüyasında uyutturur
gurbete düşmüş sevgilinin
hasretliğini avutturur.

daha neler var daha
sevgiyi bilenlere bedava! ..

manilere de buyrun;

şapkası var hasırdan
yeni gelmiş mısır’dan
sevgisiz taş kalpli o
kalbindeki nasırdan…

yar peçeni aç da gel
al bohçanı kaç da gel
yoluna güller döktüm
gece saat üçde gel…

tabağımda üzüm yok
el kızında gözüm yok
yarim bana darıldı
barışmaya yüzüm yok…

hadi yanaş abim,ablam
söz söz dize dize dolu tablam…

değirmenin arkı yok
hem arkı hem çarkı yok
şu hercai gönlümün
kelebekten farkı yok…

yarim seni sorarım
esen seher yeline
şu gönlümü bağlarım
saçının her teline…

gergef bezeten güzel
gönlüm azıtan güzel
iğnesinin gözünden
beni gözeten güzel…

gerdanı allı güzel
mor donu güllü güzel
döne döne oynuyor
her yanı zilli güzel…

hicranlı sevdalardır yürek yakan
gönül kasırgasından sizlere
sevgi esintileri getirdim
bahar kokan…

sevgiliye sitem şiirlerim var! ..

ben allı morlu güller döktüm yollarına
sense harlı korlu küller döktün kollarıma…

yakmayın siz ağıtı
dinleyin şu beyiti:

fala bakmaz istersen, iç telveli kahveyi
dile düşmek istersen, seç cilveli kahpeyi..

sevda şiirlerime de bir bakın.

kınan oldum parmağına yakıldım.
güzeller içinde sana takıldım
al gül olup bağlarına dikildim.
sulayıp koklayıp sevmen mi dilber?

dağları delerdim tek bir sözünle
yaşamdan bezdirdin bin bir nazınla.
yalanın,riyanla,sahte yüzünle
hicran ateşini sen yakıyorsun.

sevdiğim bakınca sevda gözüyle
dalımda açıyor gülüm yaprağım
dilinden dökülen veda sözüyle
serpilir üstüme ölüm toprağım…

gönül deryasından sevgiler damla damla
dolmasın gönlünüz hicranla gamla…

gelinlere de söylenecek sözlerım var:

gergef işleyen gelin
yari düşleyen gelin
şu garip yüreğime
sevda düşüren gelin…

pınara geldi gelin
el ettim güldü gelin
yari beklediğimi
nasıl da bildi gelin….

badeleri iç gelin
gerdanını aç gelin
bağımdaki gülümsün
kokuları saç gelin…

sevdaya düştü gelin
dağları aştı gelin
ne karaymış yazısı
kötüye düştü gelin…

bağıma geldi gelin
gül verdim aldı gelin
meramı gül değilmiş
benimle kaldı gelin…

delikanlılar var sırada
bu arada:

sevdiğine kul oğlan
çiçeğine dal oğlan
dağlar geçit vermiyor
gece bizde kal oğlan…

bahçası gülsüz oğlan
parasız pulsuz oğlan
yarini alamamış
üst başı çulsuz oğlan…

dağlarda seken oğlan
hasretlik çeken oğlan
gördüğü kurda kuşa
derdini döken oğlan…

saçın uzatan oğlan
bıyık kazıtan oğlan
saçına boncuk dizip
işi azıtan oğlan…

uzaktan bakma teyzecim,amcacığım…
yaşınız ne olursa olsun sizin içinde dörtlüklerim var:

yar saçını taratmış
mevlam neler yaratmış
gönül ferman dinlemez
yaşın olsa da altmış…

yare bal kaymak gitmiş
o da yarime yetmiş
gönüller kocamıyor
yaşlar olsa da yetmiş…

yıllar çabuk geçerken
gül yaprağın dökerken
hayat yine güzeldir
yaşın olsa da seksen…

gönül gözüyle baksan
kalpten kalbe aksan
kış kapıya gelirmiş
yaşlar olunca doksan…

aşığız biz gül yüze
bal damlayan her söze
‘sessiz gemi’ kalkacak
yaşlar gelince yüze…

askere gidecek kınalı yiğitlerimi hiç unutmadım.
alın da astınızı,üstünüzü dostunuzu sevindirin:

davulla zurnayla göreve gider
ana baba eş dost bayramın eder
kışlaya varınca dağılır keder
askerlik andını içer Mehmetçik.

vatan için silah alır eline
yiğitlik türküsü dolar gönlüne
yurduna göz diken hain zalime
namludan kurşunu saçar Mehmetçik.

kimi topçu tankçı kimi piyade
vatanın sevdası yardan ziyade
en ileri safı tutar cephede
çiğneyip düşmanı geçer Mehmetçik.

dinleyin beni
bakın şu dörtlüklerime bir de
her mısrası dermandır derde.:

gurbet elde olunca
zulüme ne gerek var
yardan ayrı kalınca
ölüme ne gerek var…

can kuşun nefesiyle
dirildi bu bedenler
şimdi selâ sesiyle
dönmüyor bu gidenler…

kişi darda kalınca
yakınları el olur
aşkı yarda bulunca
dikenleri gül olur…

eğleşir tanrı kulu
‘iki kapılı handa’
insanlığın yolu
barıştır bu cihanda…

kefesi sevgi dolu
gönüller bir terazi
her insan tanrı kulu
tartma kinle garezi…

gönül denilen kantar
nice sevgiler tartar
cömert ol sen sevgide
sevgi verdikçe artar…

bu gök bu deniz bu yer
yaşamda bir sahneymiş
kürkler kostümler meğer
bu dünyada sahteymiş…

öğretmen ve öğrenci için söylemlerim var:

barışta güvercin savaşta şahin
geçit vermez dağda yoldur öğretmen…

gazimin diktiği ulu çınarda
yaprağa çiçeğe daldır öğretmen…

yunus Veysel gibi çalıp söyleyen
aşığın sazına teldir öğretmen…

kardeşliğe yürüyün
sevgi ile büyüyün
bu günümüzü veren
atamızla öğünün…

senin asil kanın var
şöhretin var şanın var
dünyada hiç olmayan
tek çocuk bayramın var…

büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemâl Atatürk için ne dense azdır:

sayesinde yükseldi minareden ezanlar
laikliği bilenler Ata’mı iyi anlar…

mavi gözü dalgalı derin okyanus gibi…
O barışa sevdalı Mevlâna Yunus gibi

namerde aman vermez Ata’mı sen de tanı
dişiyle tırnağıyla kurtardı bu vatanı…

bu vatanın uğruna döküldü nice kanlar
ata’mın değerini yurdunu seven anlar…

şehit kanıyla dolu her karışı bu yurdun
düşmana geçit vermez destanlar yazan ordum.

verdiği ilimlerle karanlığı boğarız
Ata’mızın izinde bir ölür, bin doğarız…

daha bitmedi gönlü sevgi dolu
yolu Atatürk yolu
dostlarım daha bitmedi
yarin yine beklerim..

abdullah atay diyor ki;

kalbimde yeriniz var
dostluğunuz bana kar
yarın yine beklerim
bu günlük de bu kadar…

açma herkese derdini
sırrını kendine sakla
dostlar kalın sağlıcakla…

Not:Bir simitçi çocuktan esinlenerek yazmağa çalıştığım duygularımdı.
 Abdullah ATAY  MUDURNU HABER MUDURNU www.mudurnuhaber.com

MANİLER(17)

MANİLER(17)
 

Mudurnu şirin yöre
İçinden akar dere
Tabip doktor gelse de
Yarama olmaz çare…

Mudurnu’nun ereni
Onlar gönül yareni
Yüce mevlam hoş tutar
Aşka ömür vereni…

Yarim beni sarmadı
Halim nedir sormadı
Bağımda gonca gülü
Neden hala dermedi…

Gönül düştü evliye
Benzer boyu serviye
Ceylan gözlü o güzel
Haktan bana hediye…

Sabah seher yelinde
Bülbül öter gülümde
Onca kızı sevdim de
Yine gönlüm gelinde…

Saçları güllü gelin
Uçları telli gelin
Sende gizli sevda var
Gözünden belli gelin…

Dağları aştı gelin
Yarine koştu gelin
Sarmaş dolaş olunca
Coştukça coştu gelin…

Bağları geçti gelin
Yarine kaçtı gelin
Yare kavuşunca
Saç bağın açtı gelin…

A benim arsız gönlüm
Duramaz yarsız gönlüm
Her güzelin peşinde
Kalp çalan hırsız gönlüm…
 
Evinin önü rıhtım
Gülmedi yazık bahtım
Yar yabana gidince
Yıkıldı gönül tahtım…

Gül açınca yaz gelir
Gül dudaklı kız gelir
Yar yanımda olunca
Ölüm bana vız gelir…

Yar elinde masura
Nakış işler hasıra
Gönül seni arzular
Gel yarim ara sıra…

Servi boylu fidansın
Yokluğunda hicransın
Yar üstüne yar seven
Bir değil de bin yansın…

Yaylarlarda yaz serin
Gönlümdedir kız yerin
Senden başka seversem
Mezarımı kaz derin….

Sürme gözün siyahı
Sevmekmiş tek günahı
Yaralı şu gönlümün
Olmuyor hiç sabahı…

Hazanda sarı yaprak
Gazel olup düşüyor
Sarınca yari toprak
Yanan yürek üşüyor…
 
Başımda sevda yeli
Esiyor deli deli
Eriyen muma döndüm
Yarim benden gideli…

Bir yar sevdim işveli
Şen şakrak ve neşeli
Çıra gibi yanıyom
Ben bu aşka düşeli…

Sevda gelince başa
Yürek düşer ataşa
Cenneti de verseler
Yarimin yeri başka…

Ben baharı neyleyim
Yar yanımda olmazsa
Nerde gönül eyleyim
Gönül yari bulmazsa…

Gönül yarsız olunca
Baharlarım kış olur
Nazlı yarim gelince
Yüreciğim hoş olur…

Sensin yüzüm güldüren
Gönül sazım çaldıran
Hançer kurşun değil de
Veda sözün öldüren…

Alna yazılmış kader
Günü gelenler gider
Ecel başa geldi mi
Genç yaşlı ne fark eder…

Düşse gönül dengine
Yürek düşmez yangına
Bu dünyada hep rağbet
Güzel ile zengine…
 
Balıkesir Bandırma
Kız sen beni kandırma
El oğlunu varıp da
Yüreğimi yandırma…

Tasa koydum kavurma
Kız saçını savurma
İnce belin sarınca
‘Ana’ diye bağırma…

Bakır tasın kalayı
Sevdim gözü elayı
Yari güzel olanın
Bir ömürü balayı…

Kömür gözün karası
Serde gönül yarası
Düğünümüz var bizim
İki bayram arası…

Yar gülünde dal olsam
Peteğinde bal olsam
Gönlünün ocağında
Ateş olsam kül olsam…

Sarı buğday başağı
Yarim sarmış kuşağı
O kuşağı çözünce
Düşer belden aşağı…

Dağlar başı kar olur
Geçilmesi zor olur
Yar bu gece gelmezse
Yanar yürek kor olur…

Sırrın verme cahile
Düşürür seni dile
Kötü günde yok olur
Dost bildiklerin bile…
 
Abdulllah ATAY