Şehremini….
Önümüzdeki yıl yapılacak yerel yönetimler seçiminde Belediye başkan adayları ve il
genel meclisi adaylıkları konusunda kasabamızla ilgili düşüncelerimi yazmayı planlarken
geçmişte kim neler yazmış diye araştırma yaparken geçen dönem Çiğli Belediye başkanlığına
aday adayı olmuş Sn.Ali Talak Belediye başkanı nasıl olmalıdır diye görüşlerini kısaca
özetlemiş… Ülkemizde söylemlerle eylemler genelde birbirini tutmasada tarihe not düşmek
adına yazıyı okuyucularla paylaşmak istedim.
“Belediye başkanlığı görevini yürütecek kişinin pek çok özelliklere sahip olması gerekiyor”.
“Çağdaş toplumların en önemli nitelikleri kentleşmeyle doğru orantılıdır. İyi bir kentleşme, iyi bir
yönetimden geçer. Bu da kısaca belediye başkanı ve ekibi demektir. Belediye başkanı bir kentin bel kemiğidir.
Hizmet ettiği kentin ve yaşayan halkın geleceği, ortaya koyacağı vizyon ile belirlenecektir.
Belediye başkanlığı görevini yürütecek kişinin pek çok özelliklere sahip olması gerekiyor. Bu nedenledir
ki; belediye başkanının vizyonu ve bunu gerçekleştirmek için gerekli prensip ve kuralları olmalıdır. Hizmetine
talip olduğu kentin, sosyal ve kültürel özelliklerini çok iyi bilmeli, takip edilen amaçlar hiçbir zaman kişisel
olmamalıdır. Belediye başkanı seçilmek için vaat ettiği tüm talepleri, seçildikten sonra, koltuğa oturduğunda
da unutmamalı, yerine getirmelidir. Makamının kapısı vatandaşa her zaman açık olmalı, ulaşılamayan değil,
vatandaşla iç içe olan biri olmalıdır.
Kentin ve yaşayanların sorunlarını yerinde dinleyen ve zamanında
çözüm getiren biri olmalı, temsil ettiği kentteki insanlarla birlikte yaşadığını unutmamalı, onların dertlerini
ve sevinçlerini paylaşarak hissetmeli ve onlardan biri olmalıdır. Halkın çıkarları her zaman ilk hedefi olmalı,
çalışmalarını en üst düzeyde yılmadan yapmalıdır. Adil, halktan yana, şeffaf ve güvenilir olmalı, verdiği
sözleri tutmalı, kararlı ve dürüst olmalı, ekip çalışmasına yatkın, önerilere ve fikirlere açık olmalı, teknolojiyi,
dünyadaki gelişmeleri, kentleşme ile ilgili yenilikleri yakından takip etmeli, kendini sürekli yenilemelidir.
Yeniliklerde ve hizmetlerde öncü olmalı, olayları objektif değerlendirerek, doğru analiz etmeli ve analitik bir
zekâya sahip olmalıdır. Mücadeleci bir ruha sahip olmalı ve hiçbir zorluktan yılmamalı, hızlı düşünme, karar
verme ve karar alma yeteneğine sahip olmalıdır. Devrimci, modern, aydın, ileri görüşlü olmalı, sivil toplum
örgütlerinin önemini benimsemeli ve çalışmalarına destek vermelidir. Kibar, anlayışlı ve uzlaşmacı bir tavır
sergilemeli, cesur olup, kararlarının arkasında durmalıdır.
Partiler üstü hizmet vermeli, din, dil, ırk ayrımı gözetmemelidir. Onurlu ve gururlu olmalı, tek başına değil, vatandaşıyla birlikte hareket etmelidir.”
Ülkemizde olduğu gibi kasabamız açısından da çok önem taşıyan yerel seçimlerde
aday adayı olan arkadaşlarda adaylarda yukarıda belirtilen niteliklere sahip olmalı, eğilip,
bükülmeyen, duruma göre renk değiştirmeyen, her havaya oynamayan, günü kurtarmak
yerine geleceği planlayan olmalı… Her aday seçilsin yâda seçilmesin. Küsmemeli, rakiplerini
düşman değil paydaş olarak görmeli. Her zaman olduğu gibi bu günlerde ortak iş yapmaya
ihtiyacımız bu günden planlanması gereken çok işimiz var. Mudurnu’nun çevresel faktörleri,
Trafik planlaması, Alternatif yol, Korumaya alınmış ilçemizin teneke cumhuriyeti olmaktan,
ekten. Kökten kurtarılması… Yok, olan el sanatlarının sosyal projelerle yeninden var edilmesi,
yok olmaya başlayan somut olan ve olmayan kültürel mirasımızın bir an evvel kayıt altına
alınması. Termal turizm faktörlerinin ileriye yönelik planlanması… Yeraltında ve yer üstünde
bulunan kültürel miraslarımızın kaleden başlayarak ortaya çıkarmak..eğitimden sağlığa
yapacak yazmakla bitmeyecek çok işimiz var.
Bunlar ve benzer projeleri olanları geleceği iyi planlayabilenleri tarih şu dönemde
belediye başkanı diye duvarda asılı çerçeveden çıkarıp halkının gönlüne ve vicdanına yazar.
“Gündem”
Türkiye gündem değilken birden ortaya çıkarılan “meşgul” eden konulardan birini
T.B.M.M genel kurula Ak partili dört kadın milletvekilinin oturuma katılması ve meclisteki
diğer partilerin muhalif olanlar olsada genelde kabul görmesi ile atlattık.
Bu güne kadar meclise katilin, hırsızın, dolandırıcının, hortumcunun girmesiyle
yıkılmayan Cumhuriyetin başları örtülü vekiller nedeniyle “yıkılamayacağı”da tescillenmiş
oldu.Yıllar önce bir tv.programında izlemiştim..başının zorla açtırıldığından şikayetçi olan
kadın öğrenci “sizin açınızdan”benin başımın kapalı yada açıkmı,yoksa içinin boş mu dolumu
olduğu önemli diyordu.
İki yüz yıllık kurumsal geçmişi olan ABD, Hintlisi, Yeni Zelandalısı, Çinlisi, İngilizi,
kısaca kozmopolit ahalisiyle “ülke” bütünlüğü ve bağlılığını yaratan sistemini kurabilirken
Altı yüzyıllık Osmanlı imparatorluğunda ve doksan yıllık Cumhuriyet kendi yurttaşını
yaratamadı…. insanlarını başının açık ya da kapalı olması değil… Düzgün, adil bir yöntemle
din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet farkı gözetmeden herkese eşit vatandaşlık temelinde bakabilen
bir rejim yaratırsanız kısa donluda, cübbelide, kapalıda, açık da o sisteme saygı duyar yaşatır
ve sahiplenir…..
Bu güne kadar mağdur olduğundan şikâyetçi olanların inanç ve itikatlarına saygı
duyarak… inaç ve itikatları kadar da vicdan ve duygudaşlık yapmalarını temenni ederim.
Mevlanın bir sözüyle konuyu kapatalım.
Ahlak örtüsü olmayanı, Başörtüsü dindar yapmaz.
Mehmet Cantürk
02 Kasım 2013
www.mudurnuhaber.com