2013 HAC KURALARI ÇEKİLDİ

Diyanet İşleri Başkanlığı 2013 yılı Hac organizasyonuyla kutsal topraklara gitmek isteyen hacı adaylarının heyecanla beklediği kura çekimi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı konferans salonunda gerçekleşen kura çekimine katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 2007 yılında başlayan kura sistemiyle yedi yıl boyunca kuradan ismi çıkmayan hacı adaylarının 2 yıl içerisinde kurasız olarak kutsal topraklara göndereceklerini açıkladı.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez “Geçen yıl bu salonda size bir vaadim vardı. Yedi yıl boyunca hac kura çekimlerinden ismi çıkmayan hacı aday adaylarımızı kurasız götüreceğiz demiştik. Bu yıl itibarıyla bu rakam 120 bine ulaştı. Bu sene 30 bin hacı aday adayının isminin bu kurada çıkacağını düşünüyoruz. Geriye kalan 90 bin kişinin kutsal topraklara gidebilmesi için 2014 yılında kura çekimi yapmayacağız. 90 bin kişi arasında yapacağımız kura ile 70 binini kutsal beldeye götüreceğiz. Kalan 15-20 bin kişiyi ise 2015 yılında kurasız olarak hacca götüreceğiz. Böylece vaadimizi yerine getirmiş olacağız” dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak her sene hüznü ve sevinci birlikte yaşadıklarını kaydeden Başkan Görmez konuşmasında şunları söyledi;

“Her sene Diyanet İşleri Başkanlığı olarak böyle bir günde milletimizle birlikte bir heyecan yaşıyoruz. Aynı gün sevinenlerle seviniyor, üzülenlerle üzülüyoruz. Sevinci ve hüznü birlikte yaşıyoruz. Sabah namazından sonra salonun dolmaya başlaması milletimizin kalbinde Allah’ın Beytine karşı, Efendimize karşı ne büyük bir özlemin olduğunu, hasretin olduğunu gösteriyor.”

“Hac, iç içe geçmiş altı yolculuktur…”

Hac, sadece Kâbe’ye olan yolculuk, bir ülkeden bir ülkeye yapılan sıradan bir seyahat değildir. Hac, iç içe geçmiş altı yolculuktur aslında. Bu yolculuğun ilki yüreğinize kalbinize gerçekleştirdiğiniz yolculuktur. Aslolan yolculuk budur. İkinci yolculuk, mahşere, ebedi aleme, ahrete yaptığınız yolculuktur. Âdem’le başlayıp İbrahim’le ve İsmail’le devam eden, Resul-i Ekrem’le süreklilik kazanan tarihe yolculuk ise gerçekleştirdiğiniz üçüncü yolculuktur. Dördüncü olarak, kardeşlerinize, kardeşlerimize yaptığımız yolculuk, beşincisi Kabe’ye yolculuk son olarak ise altıncı yolculuğumuz Kabe’nin Rabbine yaptığımız yolculuktur.

Kuradan ismi çıkmayanlardan fıkhen hac yükümlülüğü kalkmıştır…

Hac sıradan bir seyahat değil, bütün bu yolculukları içine alan çok büyük bir yolculuktur. İslam fıkhına göre de belli şartları vardır. Kabe’yi tavaf etmek, Safa ve Merve arasında say etmek, Arafat’ta vakfeye durmak gibi. Kabe’yi ziyaret etmek, Ravza’da Efendimizi ziyaret etmek, İslam’ın rahmet ikliminde yaşamak, Sahabe-i Kiram’ın izinde yürümek her Müslümanın gönlünde, yüreğinde bir arzudur. Bu hasret tüm dünyada büyüyen bir hasrettir.

Bu talep arttıkça mekân küçük olduğu için tüm Müslümanların arzusuna karşılık vermek mümkün olmuyor. Bütün Müslümanların bu ibadeti tamamen yapabilme imkânı bulunmamaktadır. Fıkhende mana ve muhtevası değiştiği için imkanlarını seferber ettiği halde başvurusunu yaptığı halde ismi çıkmayanlardan Allah bu ibadeti sormayacaktır.

“Her yıl tüm dünyadan 30 milyon başvuru yapılıyor…”

Üzüntüyle ifade ediyorum ismi kurada çıkanlar gidecek çıkamayanlarsa gidemeyecek. Ama bunlardan sorumluluk kalkmış olacak. Her yıl tüm dünyada 30 milyon insan kutsal topraklara gitmek için başvuruda bulunuyor. Başvuru yapanlar arasında bu imkana sahip olacakların sayısı ise 4 milyon kadar. Her yıl 30 milyon talep ediyor ama bunlardan 4 milyonu gidebiliyor. Fıkhende mana ve muhtevası değiştiği için imkânlara başvurduğu halde çıkmayanlara Allah bu ibadeti sormayacaktır.

Sıra usulüne uygun bir organizasyon yapmaya kalksak bugün başvuran 20 yıl sonra gidebilir bu da hac heyecanının yitmesine neden olurken gitme şansı olan insanların haklarını da elinden almış oluruz.

“Hac ölmek için değil, hayat bulmak için yapılan bir ibadettir…”

Başkan Görmez’in hacı aday adaylarından da bir isteği oldu. Çok hasta ve ağır tedavisi süren hacı aday adaylarının orada ölme umuduyla başvurmalarını yerinde bir karar olmadığını kaydederek bu yola başvurmamaları istirhamında bulundu. Haccın ölmek için değil, hayat bulmak için yapılması gereken bir ibadet olduğunu vurgulayan Başkan Görmez hacı adaylarından ismi çıkanların kendilerini Hz. İbrahim’in mektebine öğrenci kabul etmelerini isteyerek bu ibadet sürecinin bir eğitim programına da dönüştürülmesi gerektiği mesajını verdi.

www.mudurnuhaber.com

 

 

 

2013 yılı HAC KURALARINDA   ARAMA YAPMAK İÇİN EKTEKİ LİNKİ TIKLAYARAK SONUÇLARI ÖĞRENEBİLİRSİNİZ.

>>>>>>>>   http://hac.diyanet.gov.tr/hac2013/  Yoğunluktan dolayı  zaman, zaman sayfa açılmayabiliyor,sürekli denemeniz gerekecektir.

 

 

 

 

 

 

Bolu halkı, “Kalbimizdesin İzzet Baysal” diyecek

Bolu halkı, “Kalbimizdesin İzzet Baysal” diyecek

  • Bolu halkı, “Kalbimizdesin İzzet Baysal” diyecek

    Fotoğraf: Kamuran ALAGÖZOĞLU

     Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) ve İzzet Baysal Vakfı’nı Bolu’ya ve ülkemize armağan eden İzzet Baysal, vefatının 13’üncü yıl dönümünde AİBÜ Gölköy Kampüsündeki Anıtmezarında düzenlenecek olan törenle anılacak. AİBÜ, bu anlamlı günde, sosyal medya aracılığı ile “Kalbimizdesin İzzet Baysal” diyecek.
      Bugün saat 14’00’da Anıtmezarda yapılacak törende,  Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz ve AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun’un konuşmalarının ardından Bolu Müftüsü Mehmet Şahin hatim duası okuyacak.
     Tıp Fakültesi Konferans Salonu’nda devam edecek olan anma programında, AİBÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünün hazırladığı  “Yeğenlerinin Dilinden İzzet Baysal” isimli belgesel gösterimi yapılacak. İzzet Baysal Vakfı’nın uluslararası yayın yapan öğretim elemanları için verdiği ödüllerin takdiminin ardından Türk Sanat Müziği dinletisi sunulacak. Programın sonunda, yine AİBÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından hazırlanan “20 yılda AİBÜ” isimli grafik ve fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirilecek.
     Öte yandan, AİBÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, sosyal medyada “Kalbimizdesin İzzet Baysal” etiketi ile 4-5 Mart tarihlerinde paylaşımlarda bulunacağını duyurdu.  Üniversite ve Bolu’ya kazandırdıkları ile hayırseverlik destanı yazan İzzet Baysal’ı anacağımız bu anlamlı günde, sosyal medyada yapılacak etkinliğe destek olunması istendi.

www.mudurnuhaber.com

 

KÖPRÜBAŞI BARAJI VE HES HİZMETE ALINIYOR…

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN BOLU’YA 12.12.2012 MÜJDESİ…

KÖPRÜBAŞI BARAJI VE HES HİZMETE ALINIYOR…

Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Bolu ili Mengen ilçesinin 15 km
kuzeybatısında inşa edilen Köprübaşı Barajı ve HES 12.12.2012’de Ankara’da
düzenlenecek toplu açılış töreniyle hizmete alınıyor.

Yaklaşık 436 Milyon TL Yatırım Bedeline Sahip

Bolu çayı üzerinde yer alan Köprübaşı Barajı ve HES ile yılda 203 milyon
kilovat saat enerji üretileceğini ifade eden Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel
Eroğlu, “Yaklaşık 436 milyon TL yatırım bedeline sahip tesis enerji üretiminin
yanında mansabında yer alan iki ilçe merkezinin taşkınlardan korunmasını sağlayacak”
diye konuştu.

Depolama hacmi 243 milyon metreküp, temelden yüksekliği ise 120 metre
olan kil çekirdekli kaya dolgu tipindeki Köprübaşı Barajı’nın, açılışını 12.12.2012’de
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapacak.

Yıllık Faydası 62 Milyon TL

Prof. Dr. Veysel Eroğlu, yılda 62 milyon 130 bin TL fayda sağlaması beklenen
Köprübaşı ve HES’in gerek üretim bakımından gerek inşa aşamasında ve sonrasında
sağladığı istihdam açısından bölge ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını
vurguladı.

Bu tesislerin yanında 12.12.2012’de Bolu’da kurulan 2 adet otomatik
meteorolojik gözlem istasyonunun da açılışı gerçekleştirilecek.

www.mudurnuhaber.com

RAMAZAN BAYRAMI BOLU’DA BULUTLU GEÇECEK

  • ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI PROF. EROĞLU: EMNİYETLİ SEYAHAT İÇİN YOLA ÇIKMADAN HAVA DURUMUNU ÖĞRENİN

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Ramazan Bayramı’nın huzurlu geçmesi ve milletimizin birlik ve beraberliğinin pekişmesine vesile olmasını diledi. Prof. Dr. Eroğlu, Bayram boyunca ülkenin kuzey kesimlerinde yağışlı, diğer yerlerde ise az bulutlu ve açık havanın hakim olacağını, sıcaklıkların ise mevsim normallerinde seyredeceğini bildirdi.

Ramazan Bayramı, Bolu’da ise bulutlu geçerken, en yüksek sıcaklık 29°C derece olacak. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Bolu’da hava Arefe ve Bayramın 1. Günü çok bulutlu, Bayramın 2. ve 3. Günü parçalı bulutlu olacak.

5 Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonu ile ölçüm yapılan Bolu’da hava sıcaklıklarının en düşük ve en yüksek, Arefe Günü (18 Ağustos Cumartesi) 11-28, Bayramın 1. Günü (19 Ağustos Pazar) 13-26, Bayramın 2. Günü (20 Ağustos Pazartesi) 12-26, Bayramın 3. Günü (21 Ağustos Salı) 13-29 °C derece olması bekleniyor.

Türkiye geneli

            Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, yaptığı açıklamada, “Vatandaşlarımızın mutlu ve huzurlu bir Ramazan Bayramı geçirmelerini temenni ediyorum” dedi. Hava durumu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Eroğlu, Arefe günü ve Ramazan Bayramı süresince yurdumuzun kuzeydoğu kesimlerinin yağışlı hava kütlesinin etkisinde kalacağını, diğer bölgelerimizin ise az bulutlu ve açık geçeceğini belirtti.

Sıcaklar mevsim normallerinde

            Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacağını kaydeden Prof. Dr. Eroğlu, sıcaklıkların yurt genelinde mevsim normalleri civarında seyretmesinin beklendiğini ifade etti.

Prof. Dr. Eroğlu sıcaklıkların; Ankara ve İstanbul’da 28-31, İzmir’de 32-34, Adana ve Antalya’da 34-38, Muğla’da 34-36, Eskişehir, Kayseri ve Konya’da 26-29, Rize ve Trabzon’da 23-26, Samsun’da 25-27, Afyonkarahisar ve Erzurum’da 27-30, Diyarbakır’da 38-41, Hatay ve Kilis’te 34-37, Van’da 25-27°C civarında seyretmesinin beklendiğini bildirdi.

Yola çıkmadan bilgi alın

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, “Ramazan Bayramı süresince kara ve deniz yoluyla seyahat edecek vatandaşlarımızın, emniyetli seyahat edebilmeleri için, yola çıkmadan önce bilgi almalarını tavsiye ediyoruz. Vatandaşlarımız Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün resmi web sitesi olan www.mgm.gov.tr adresinden, seyahat edecekleri güzergahın hava ve deniz tahminlerini öğrenebilirler” dedi.

Prof. Dr. Eroğlu, Meteoroloji’nin web sitesinde, Karayolu Tahmin Sistemine seyahat tarihi, güzergah ve yolculuk süresi;  Denizyolu Tahmin Sistemine ise nokta ve seyahat edilecek rota bazında bilgiler seçilerek güncel meteorolojik tahmin ve verilere ulaşılabileceğini kaydetti.

Akıllı telefon uygulamaları da var

Ayrıca ülkemiz genelinde 667 istasyonda otomatik olarak gözlem yapılmakta olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Eroğlu, vatandaşlarımız il ve ilçelere yönelik tahmin ve güncel sıcaklık, yağış, rüzgar ve nem gibi meteorolojik bilgilere web sitesindeki “İl ve İlçe Merkezleri Tahmini” menüsünden, ayrıca Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilen Android ve IOS uygulamaları ile akıllı telefonlardan anlık olarak ulaşılabileceğini vurguladı.

            Prof. Dr. Eroğlu’nun açıklamasına göre, Ramazan Bayramı süresince ülke genelinde hava durumu özetle şöyle olacak:

            18 Ağustos 2012 Cumartesi (Arefe): Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Kocaeli, Sakarya, Artvin ve Ardahan çevreleri kısa süreli hafif sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek.

19 Ağustos 2012 Pazar (Bayramın 1. Günü): Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimi ile Kocaeli, Sakarya, Artvin ve Ardahan çevreleri kısa süreli hafif sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek.

            20 Ağustos 2012 Pazartesi (Bayramın 2. Günü): Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Sinop çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek.

            21 Ağustos 2012 Salı (Bayramın 3. Günü): Yurdun kuzeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Doğu Karadeniz kıyı kesimi kısa süreli hafif sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek.

www.mudurnuhaber.com

Su İçmek Yaşlanmayı Yavaşlatıyor

Yapılan araştırmalar kadınların erkeklere göre daha az su tükettiklerini gösteriyor. Oysa bayanların cildindeki kırışıkların oluşumunda ve artmasında en önemli etkenlerden biri yeterli su tüketiminin olmaması. Yeterli oranlarda su içen kişilerde yaşlanma daha yavaş.

Konu ile ilgili yaptığı araştırmalarla gündem yaratan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu doğal mineral içeren sular hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Cildin taze ve canlı görünmesinde, vücudun ihtiyacı olan yeterli suyun alınması çok önemlidir. Günde en az birbuçuk litre su içmeyi alışkanlık haline getirmek yaşlanmayı geçiktirmek için en önemli etkenlerdendir. Sadece susayınca su içilir diye bir kural yoktur. İster susayın ister susamayın gün boyu en az bir buçuk litre doğal mineralli su tüketilmelidir. Özellikle yatmadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su vücuda sağladığı yararlar bakımından oldukça önemlidir.”

Susuzluğunuzu Sadece Su İle Giderin!

Susuzluğun sadece su içerek giderilebileceğini açıklayan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu suyun yerini hiçbirşeyin dolduramayacağını açıklayarak şu açıklamalarda bulundu: “Bazı insanlar, susuzluklarını daha sağlıklıdır diye düşünerek bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla geçirmeye çalışırlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Vücudunuzu meyve sularıyla yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece doğal mineral içeren suyla gidermeniz daha doğru bir karar olacaktır. Susuzluğunuzu suyun dışında herhangi bir içecekle karşılamaya kalkarsanız vücudunuzun su ihtiyacı kesinlikle giderilmez. Ayrıca yemeklerde su haricinde içilen tüm sıvılar açlık duygusunu daha fazla tetikleyerek yemek yerken doyma duygusunu geciktirici etki gösterir. Halbuki yemeye başlamadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su sindirimin ön basamaklarını hızla harekete geçirir ve suyla yemeğe başlamak yemek sonrası tatlı yeme ihtiyacının giderilmesini sağlar”

Su Hayattır, Su Sağlıktır!

Sağlıklı yaşamın, sağlığımızı korumanın ve hastalıklara karşı dirençli olabilmenin temelinde özellikle doğal mineralli su içmenin yattığını ifade eden Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu şunları söyledi: “Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan değil sudan da alıyoruz.

Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijenide kullanmaktadır. Bu bağlamda suyun vazgeçilmezliği daha da artmaktadır.

 

Ayrıca suyun içerisinde bulunan doğal mineraller ile vücudumuzun günlük mineral ihtiyacının bir kısmını karşılamış oluruz. Doğal minerallerin içerisinde bulunan kalsiyum kemik gelişimi için en önemli faktörlerdendir. Tırnak sağlığında da bunu farkedebiliriz tırnakların kırılması büyük oranda aldığımız su miktarına bağlıdır. Aynı şekilde yeterli su alınmadığı takdirde şaçlar cansız ve mat görünür. Az su içmenin bedene verdiği diğer bir etkide selülit oluşumudur. Gereken miktardan ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu o kadar hızlı olur.”

www.mudurnuhaber.com

Orman Yangınlarına DİKKAT

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU, 2012 yılında 20 Temmuz itibarıyla Türkiye genelinde 837 adet orman yangını meydana geldiğini ve bütün yangınların kısa sürede söndürüldüğünü söyledi.

Yangınlara müdahale süresinin 15 dakikaya indirildiğini belirten Prof. Dr. Veysel EROĞLU, böylece yangınların büyümeden söndürüldüğünü, dolayısıyla yangından zarar gören alanın en alt seviyeye çekildiğini ifade etti. 

“Ormanları 776 kuleden 24 Saat İzliyoruz”

Orman yangınlarıyla mücadele için bütün tedbirlerin alındığını ve orman teşkilatının her türlü yangına karşı teyakkuzda olduğunu hatırlatan Prof. Dr. EROĞLU, şunları kaydetti; 

“Ormanları yangınlara karşı 776 kuleden 24 saat izliyoruz. 11.515 işçiden oluşan müdahale ekibi orman yangınlarıyla mücadele etmek için hazır vaziyettedir. Kara organizasyonunda ise toplam 5000 adet araç kullanıyoruz.        

Hava araçları olarak da 29 helikopter, 14 yangın söndürme uçağı ile 6 adet CL-215 tipi amfibik uçak olmak üzere toplam 49 adet hava aracını yangına hassas bölgelerde konuşlandırdık. Ayrıca bütün hava ve yer araçlarını Araç Takip Sistemi ile donattık ve Yangın Harekat Merkezinden görülür ve yönetilir hale getirdik. Artık ben odamdan bile yangın esnasında o yangına müdahale eden aracın koordinatını, hızını aracın sürücüsünün bilgilerini telefonunu biliyor ve müdahale edebiliyorum.

Orman teşkilatımızın çabaları sayesinde 2012 yılında şu ana kadar orman yangınları ile mücadelede çok başarılı bir durumdayız. 2012 yılında 837 adet yangın meydana gelmesine mukabil sadece 2.150 hektar orman alanı zarar görmüştür. Teşkilatımızı bu gayretli çalışmalarından dolayı kutluyorum”

“Zarar Gören Alanlar Aynı Yıl Ağaçlandırılıyor”

Yangından zarar görmüş alanların yılı içerisinde ağaçlandırıldığını ve bir metrekarenin bile başka maksatlı kullandırılmadığını belirten Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu yılda zarar gören bütün alanların sonbaharda tekrar ağaçlandırılacağını söyledi.

Prof. Dr. Veysel Eroğlu, ayrıca orman yangınlarını önlemeye yönelik kısa adı YARDOP olan “Yanan Alanların Rehabilitasyonu ve Yangına Dirençli Ormanlar Tesis Projesi”ni uyguladıklarını ifade ederek bu proje ile yangına birinci derece hassas olan alanlarda yangının çıkması ve yayılması engellenmeye çalışılmaktadır.

Uluslararası Yangın Eğitim Merkezi Kuruldu

Yangınla mücadelede Dünya lideri olmak için Antalya’da eğitim merkezi kurulduğunu söyleyen Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Akdeniz’in en büyük ve en modern Uluslararası Yangın Eğitim Merkezi’nde yangın işçilerine, orman mühendislerine ve diğer ülkelere orman yangınları ile mücadele eğitimi verileceğini ifade etti.

 

Ülkemizin bulunduğu Akdeniz Havzası ülkelerinde her yıl çıkan çeşitli sayıda orman yangını neticesi yılda ortalama 500 bin hektar orman alanı tahrip olduğunu ve bu alanlarla birlikte önemli mal ve can kayıplarının meydana geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Veysel Eroğlu “Ülkemiz bu bölgede orman yangınları ile mücadelede en başarılı ülke konumundadır. Nitekim orman yangınları konusunda zaman zaman komşu ülkelere de söndürme çalışmalarında destek verilmektedir. Akdeniz ülkelerinin yanan ormanlık alanı ve ülke ormanları oranına bakıldığında ülkemizin bu mücadeledeki başarısı açıkça öne çıkmaktadır” diye konuştu.

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU, yangınların büyük kısmının insan kaynaklı olduğunu hatırlatarak, hava sıcaklığının yüksek olduğu dönemlerde bahçe içi anız temizliği yapılmaması, anız yakılmaması, piknik ve ormanlık alanlarda ateş yakılmaması ve yangın görüldüğünde ALO 177 ihbar hattının aranması hususlarında vatandaşları uyardı.

 www.mudurnuhaber.com

Bolu Tanıtım Günleri Başlıyor

“Bolu Tanıtım Günleri” bugün Ankara Kültür Merkezinde başlıyor. Önceki yıllara nazaran bu yıl daha kapsamlı hazırlanan programa tüm Boluluların ilgi göstermesi bekleniyor.

14-17 HAZİRAN 2012 BOLU TANITIM GÜNLERİ KÜLTÜREL PROGRAMI

1.GÜN PERŞEMBE

Saat: 16:00 Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfı Korosu

Saat: 17:00 Mudurnu Halk Oyunları Ekibi

Saat: 18:00 Göynük Halk Oyunları Ekibi

Saat: 19:00 Sanatçı Geredeli Ramazan

2.GÜN CUMA

Saat: 15:00 Prof.Dr.Levent Kayapınar – Bolu Tarihi İle İlgili Söyleşi

Saat: 16:00 Bolu Belediye Başkanlığı Korosu

Saat: 17:00 Bolu Belediyesi Halk Oyunları Ekibi

Saat: 18:00 Gerede Belediyesi Ekibi

3.GÜN CUMARTESİ

Saat: 15:00 Ögr.Gör.Hamdi Birgören-BOLU HALK EDEBİYATI İLE İLGİLİ SÖYLEŞİ

Saat: 16:00 İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü Korosu

Saat: 17:00 Hasan Kaplani Konseri

Saat: 18:30 Gençlik Merkezi Halk Oyunları Ekibi

4.GÜN PAZAR

Saat: 16:00 AİBÜ Korosu

Saat: 17:00Armelit Halk Oyunları Ekibi

 Saat: 18:00 Kıbrıscık Halk Oyunları Ekibi

www.mudurnuhaber.com

 

Sakarya Üniversite sin den Mudurnu ziyareti

Sakarya Üniversite sin den Mudurnu ziyareti

 Sakarya Üniversitesi İşletme Fakültesi Turizm işletme Bölümü Öğretim Üyeleri Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mudurnu Meslek Yüksek Okulu ziyareti için ilçeye geldiler.

 

Prof.Dr Orhan BATMAN, Yrd. Doç. Dr Burhanettin ZENGİN yrd. Doç .Dr Oğuz TÜRKAY  ve beraberindeki 19  Doktora ve Yüksek Lisans Öğrencisi Mudurnu Meslek Yüksekokulu Müdürü  Doç.Dr. Mustafa MİDİLLİ ve Öğretim Görevlisi Serkan ŞENGÜL ün Davetlisi olarak Mudurnu ilçesine geldi.

 

İlk olarak Mudurnu Meslek Yüksekokulunu gezen heyet, daha sonra Mudurnu Merkezde Keyvanlar Konağında yöresel yemek molası verdi.  Konak İşletmecisi Osman KARACA yemek sonrasında Gurubu Mudurnu nun tarihi mekânlarını gezdirerek bilgiler verdi.

 

Ardından, Konak bahçesinde bir değerlendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda Mudurnu nun hak ettiği derecede insanlar tarafından fark edilmediğini belirten Doktora ve Yüksek Lisans Öğrencileri Mudurnu için bir çalışma yapmak istediklerini belirttiler.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu KUTLU DOĞUM u dolu dolu yaşayacak

Mudurnu ilçesinde  2012 yılı Kutlu Doğum Programı  etkinliklikleri açıklandı.

Mudurnu Müftülüğü  tarafından organize edilen  2012 KUTLU Doğum  programında ilk olarak  13 NİSAN  Cuma günü  Atatürk Meydanında Kermes açılışı yapılacak.

Programın aynı gününde  Mudurnu ilçesi 100. Yıl Köyünde KUTLU DOĞUM Özel Programında  Mevlidi Şerif ,günün anlam ve önemi hakkında Vaaza ve ardından  katılımcılara yemek ikram edilecek.

Kutlu Doğum Programı etkinliklerinin 2. günü 14 Nisan 2012 Cumartesi günü  saat:12.00 de Mudurnu Merkez de  Kutlu Doğum Aşı dağıtılacak.

 Prof. Dr. Cevat AKŞİT   KONFERANSI

14 Nisan 2012 Cumartesi saat 14.00 te Mudurnu Belediye Düğün Salonunda  Prof. Dr. Cevat AKŞİT  Kutlu Doğum ile ilgili Konferans vercek. Konferansın ardından  Prof. Dr. Ahmet Hakkı TURABİ ve Ekibinin  Türk Tasavvuf Musikisi Konseri etkinliği ile program devam edecek.

                  KUTLU DOĞUM DA KAN BAĞIŞI

Kutlu Doğum Programı kapsamında  14 Nisan 2012 Cumartesi günü gün boyu  KAN Bağışı kabul edilecek.

            KUTLU DOĞUM PROGRAMI TAŞKESTİ BELDESİ ETKİNLİĞİ

Mudurnu Müftülüğü Kutlu Doğum Programı etkinliklerinde Taşkesti Beldesinde de  20 Nisan Cuma günü  saat 19.00 da  Diyanet işleri Başkanlığı  Eğitim Hizmetleri  Genel Müdürlüğü  Program Geliştirme  Daire Başkanı Bünyamin ALBAYRAK ve Tasavvuf  Musikisi konseri verilecek.

www.mudurnuhaber.com

Hipertansiyonunuzu Süt İçerek Dengeleyin!

Süt, kalp hastalıklarından korunmada da etkili… 

Hipertansiyonunuzu Süt İçerek Dengeleyin!

 Uzmanlar, yüzlerce yararı bulunan sütün kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonu önlediğini vurguluyor.

Sayısız yararı bulunan sütün kalp hastalıklarının önlenmesinde etkili olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonu önlemek için süt içilmesini önerirken yapılan araştırmalardan sütün hipertansiyonu dengelediği ifade ediliyor. Bu nedeniyle her gün 2 bardak tüketilen sağlıklı süt ve türevleri sayesinde hipertansiyondan ve koroner kalp hastalıklarından da korunabileceği vurgulanıyor.

Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, süt tüketiminin kalp sağlığını doğrudan etkilediğini söyledi. İnanç, “Süt ve süt türevlerinin içeriğinde kan yağları ve kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi besin öğelerinin olması nedeniyle, her gün yeterli miktarda tüketimi koroner kalp hastalıklarından korunmada büyük önem taşıyor. Her gün düzenli içilen 2 bardak sağlıklı süt sayesinde hipertansiyon da dengeleniyor” dedi.

Kan basıncının kanın vücut atardamarlarına yaptığı basınç olduğunu belirten İnanç şunları söyledi: “Bu basınç, kanın vücutta dolaşımı, gereken yerlere oksijen ve gıda vermesi, atıkları toplayarak böbrek ve karaciğere götürmesi için gereklidir. Sistolik kan basıncı yüksek olarak ve kalbin her kan pompalayışında ölçülen basınçtır. Diastolik kan basıncı ise kalp dinlenme halindeyken kaydedilen ve daha düşük ölçülen basınçtır. Hipertansiyon kan basıncındaki artıştır. Hipertansiyon kalbin iş yükünü artırır ve atar damarlara zarar verir. Zaman içerisinde özellikle kalp, böbrek, göz ve beyine kan götüren atar damarlarda harabiyet oluşur. Kalp, böbrek, göz ve beyin damarları bu yüksek basınca uzun yıllar boyunca sessizce direnebilir. Bu nedenle kan basıncındaki yükselme yıllarca belirti vermeden, tamamen sessiz, sinsi, ilerleyebilir. Ancak bu hastalara zarar vermediği anlamına gelmez. Yüksek tansiyon inme, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin önemli kilit nedenlerinden biridir.”

 ‘Sağlıklı yaşam için süt’

Sağlıklı bir yaşam için beslenmenin önemine değinen İnanç, şöyle konuştu:  “Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyumun hipetansiyonla ilgili olduğu bildirilmektedir. Kalsiyum alımı azaldıkça arteriyel kan basıncı artarak hipertansiyona neden olmaktadır. Kan basıncının etkin olarak düşürülmesi ile kalp hastalıklarından ölüm oranları önemli ölçüde azalmaktadır. Bu nedenle kalsiyum tüketiminin artırılması gerekmektedir. Kalsiyum ve fosfor açısından en zengin besinler de süt ve türevleridir. Kan basıncının etkin olarak düşürülmesi için düzenli olarak süt ve türevlerinin tüketilmesi gerekmektedir.”

www.mudurnuhaber.com

Kutlu Doğum da Cevat AKŞİT Mudurnu ya geliyor

Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri çerçevesinde  Prof. Dr Cevat AKŞİT Mudurnu ya geliyor.

 Mudurnu Müftülüğünün organize ettiği  KutluDoğum Haftası dolayısıyla düzenlediği “Peygamberimizi Anlamak” konulu konferans, 14 Nisan 2012  Cumartesi günü  gerçekleştirilecek.

Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda 14 Nisan 2012 Cumartesi günü  gerçekleştirilecek konferansa, Prof. Dr. Cevat Akşit konuşmacı olarak katılacak.

                           TASAVVUF MUSİKİSİ KONSERİ

Konferansın ardından Mudurnu Müftülüğü Türk Tasavvuf Musikisi Korosu   bir Konser verecek, Konsere,Marmara Üniversitesi İlahiyat fakültesi Türk Dili Musikisi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr Ahmet Hakkı Türabi, koro şefliğini yapacak.

 www.mudurnuhaber.com

Soğuk değil, tedbirsizlik hasta ediyor

Özellikle kış aylarında çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıkları, ebeveynleri endişelendiriyor.

            mudurnu sağlık

Ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, hapşırık gibi belirtilerle kendisini gösteren bu hastalıklar, doğru ve bilinçli tedavi edilmediği takdirde çocuklarda nadir de olsa ciddi rahatsızlıklara davetiye çıkarabiliyor.
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıklarına karşı alınması gereken önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Üst solunum yolları, bir insana karşıdan bakıldığı zaman burnundan başlayıp göğüs kafesinin girişine kadar olan bölümdür. Soğuk algınlığı, nezle, grip, kulak iltihabı (otit), burun iltihabı (rinit), sinüslerin iltihabı (sinüzit), yutak iltihabı (farenjit), soluk borusu iltihabı (larenjit) ve bademcik iltihabı (tonsilit) gibi rahatsızlıklar, sık rastlanan üst solunum yolu hastalıklarıdır. Anne ve babaların çocuklarını en sık doktora götürdükleri hastalıkların başında üst solunum yolu iltihapları gelmektedir. Sağlıklı çocuklar bir yılda 6, 8 defa üst solunum yolu iltihabı geçirebilir; özellikle yuvaya veya okula ilk başlanan yıllar bu hastalıkların daha sık görüldüğü yıllardır. Üst solunum yolu hastalıkları mevsimine göre farklılık gösterir. Genellikle ilkbaharın ilk yarısı, sonbaharın son yarısı ve kış aylarında üst solunum yolu hastalıklarına çocuklar daha sık yakalanmaktadır; çünkü bu dönemlerde hem havada mikropların oranı daha fazla oluyor hem de insanlar kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirip daha iç içe yaşıyorlar” dedi.
Tedavinin yanlış uygulanmasının çocuklarda kalp romatizmasına sebep olabileceğine dikkat çeken Karaböcüoğlu, “Anne veya baba geçmişte alerjik hastalıklar yaşadıysa, çocuklarının bitmek bilmeyen öksürüklerinin nedeni alerjik bir rahatsızlık olabilir. Üst solunum yolu iltihaplarının çok büyük bölümü her ne kadar virüs dediğimiz çok küçük mikroorganizmalarla oluyor ve antibiyotik kullanmak gerekmiyorsa da, halk arasında “Beta” denilen mikrobun yol açtığı bademcik iltihaplarında hastalık başladıktan sonra 9 gün içerisinde doğru antibiyotiği doğru dozda kullanmak gerekir.

Aksi takdirde çocuklarda eklem ve kalp romatizması ortaya çıkabilir. Orta kulak iltihapları tedavi edilmediği zaman da kulak zarının delinip dışarı akma ihtimali vardır. Bazı durumlarda üst solunum yolu iltihabının arkasından alt solunum yolu iltihapları, zatürre ve bronşitler gelişebilir. Bu durumda çocukta; halsizlik, düşmeyen ateş, sık nefes alıp verme ve hışıltı gibi belirtiler görülürse tedbirli olup çocuğu doktora götürmekte fayda vardır” diye konuştu.
 

Karaböcüoğlu, üst solunum yolu hastalıklarında sık yapılan yanlışlar ve çocuklarını korumak için anne ve babalara şu önerilerde bulundu:
 

“Çocukta ateş var diye gereksiz yere antibiyotik verilmemelidir. Bir uzmana danışılmalı ve çocuğun hastalığına göre tedavi uygulanmalıdır.
Üç aydan küçük çocuğun her ateşlenmesinde doktoru haberdar edilmelidir. Üç aydan büyük çocuklarda tüm ateş düşürücülere rağmen 48 saatten fazla uzun süren ateşi varsa, yemek yiyemiyor, kendisini halsiz ve mutsuz hissediyorsa hemen doktora gidilmelidir.
 

Anne ve babalar çocuk hastalandığında gereğinden fazla C vitamini, portakal, mandalina, limon yedirip onu kış boyunca hastalıklardan koruyacaklarına inanırlar. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre; sağlıklı bireylerde gereğinden fazla C vitamini almanın hastalıklardan korumakla hiçbir ilgisi olmadığı açıklanmıştır. Anne ve babaların çocuklarına gerektiği kadar vitamin, meyve ve sebze yedirmeleri yeterlidir.
Anne ve babalar mümkün olduğu kadar kapalı ve kalabalık ortamlardan, hasta olduğu bilinen kişilerden çocuklarını uzak tutmalıdırlar.
 

Hastalıklardan koruyuculuğu özelliği kanıtlanmış tek şey anne sütüdür. Anne sütü, çocuğu orta kulak iltihabı ve üst solunum yolu iltihapları dahil olmak üzere pek çok hastalıktan korur. Anneler bebeklerini ilk 6 ay mümkünse tek anne sütü ile beslemeli, 6. aydan sonra da ek gıdalarla birlikte 18-24 aya kadar anne sütü vermelidir.
 

Aileler çocuklarının yanında sigara içmemeli ve içilmesine izin vermemelidirler.
Soğuk her ne kadar tek başına hastalık nedeni değilse de, aileler çocuklarını soğuk havalardan korumaya özen göstermelidir”.

www.mudurnuhaber.com

MUDURNU BERA