İSTANBUL’DAKİ BİR MUDURNU’LUDAN MEKTUP VAR-2

İSTANBUL’DAKİ BİR MUDURNU’LUDAN MEKTUP VAR-2

 

Saygı değer hemşerilerim bu yazıyı yazmadan önce yazayım mı yazmayayım mı günlerce düşündüm sonunda yazmaya karar verdim.Bu yazdıklarım belki bazılarını kızdıracak belki de bazılarının hislerine tercüman olacak.

 

  Geçenler de bir zat-ı muhteremin anlattıkları beni derin düşünceler içinde bıraktığı gibi ben onun anlattıklarının hangi tarafında olduğumu düşünmeden edemedim.

 

   Aklımda kaldığı kadarıyla sizlere aktarmaya çalışayım;

Osmanlıların son zamanlarında Avrupalı araştırmacı yazarlardan birisi İstanbul’a geliyor.Mısır çarsısını ve diğer yerlerini gezdikten sonra şu sonucu çıkarmış:

-Müslüman’la alış veriş yapıyorsan hiçbir belgeye gerek yok.Ağzından çıkan SÖZ SENET gibidir.

-Hiristiyanla alışveriş yapıyorsan senet vb. belge imzalatın.

-Yahudiyle alış veriş yapıyorsan hem senet hem de çek imzalatın yoksa elinizde hiçbir şey kalmaz,ortada kalırsınız diye yorumda bulunmuş.

 

Evet ben hem kendime hem de sizlere soruyorum

-Bizler ne kadar müslamanız?

-Durun! Durun!hemen kaşlarınızı çatıp bana kızmayın!

Müslümanlık ve dinden bahsedince mangalda kül bırakmadığımız gibi burnumuzdan kıl aldırmayız.İş icraata geldiğinde ise ne kadar yaparız bir kendimize soralım derim.

 

  Bizi biz eden bizleri bir arada tutan manevi değerlerden maalesef uzaklaşıyoruz.yıllardır süre gelen birlikteliğimiz avuçlarımız içinden sabun gibi kayıp gitmektedir.bizlerin önüne sihirli kutu diye özendirdikleri televizyonu koyuverdiler. bu sihirli kutu toplumun çekirdeği ailemizi zedeledi.televizyona alıştıktan sonra dizi bağımlılığını aşıladılar.sanki o diziler bizlerin aile yapısıymış gibi aldatan aldatana dizi konuları sıraya girdi.bu yetmezmiş gibi teknoloji harikası cep telefonları ve internet komşuların evimize misafir olması gerekirken bu dediklerim misafir oldu hatta ve hatta evimizin değişmez bir parçası oldular.yanlış anlamayın teknolojiye karşı değilim,içeriğine karşıyım.dizileri seyrederken arkalarında simülasyonları beynimize kazıdılar.o simülasyonlardan bazıları haç işareti çıplak heykel vb…

 

 Bu bahsettiklerime paralel bizi içten içe kemiren ve görünmeyen bir kelimeden bahsetmeden geçemeyeceğim.belki bu kelimeyi bilenleriniz vardır veya hiç duymayan ve okumayanlarınız da vardır.bu kelimenin anlamını tekrar tekrar okumanızı tavsiye ediyorum

 

İLLUMİNATİ:Rönesans döneminde 1 mayıs 1776 yılında kurulmuş bir cemiyetti.amacı zihin kontrolü uygulayarak ,hükümet ve kuruluşları ele geçirerek Yeni Dünya Düzenini sağlamak amacıyla hareket ettiği iddia edilen,monarşiyi yıkmayı,dini inançları ok etmeyi,ulus devletleri ve vatanseverliği sonlandırarak sosyal düzelini alt üst etmeyi planladığı öne sürülen varlığı kanıtlanmamış gizli bir örgüttür.

 

 Şimdi biraz oturup düşünelim.bu düşüncelerin artık gizliliği kalmadığı gibi açık açık faaliyetler son surat hızla devam etmektedir. Biz bu örgütün faaliyetleriyle 1950 li yıllarda tanıştık.biraz ileri gidince kafamıza 1960 yılında vurdular.biraz sersemliğimiz gidip kendimize gelmeye başladığımız da1971 de bir kez daha vurdular.bu süreci biraz daha hızlandırıp kardeşi kardeşe kırdırıp 1980 de kafamıza bir kez daha vurdular.ülkemiz biraz düzelip ekonomimiz kendine geldiğinde ise sahte dincileri ileri sürüp 28 şubatı önümüze sürdüler.

 

  Bunlar hiç durmadan,yorulmadan,usanmadan hep çalıştılar.baktılar iş askerle olmuyor bu sefer askerin karşısına geçip hükümetin iyi yaptıklarını da kötü yaptıklarını da alkışlayarak hedef şaşırtıp başkalarının hep istediği bize uygun olmayan eyalet sistemini aşılama gayreti içine girdiler.biz de zaten bu sistem vardı Osmanlı bu sistemden dolayı yıkılmadı mı?yanlışa dönmenin ne anlamı var?dedelerimiz düşmanla bu sistem geri gelsin diye mi savaştılar?

 

Yıllarca bizleri kamplara böldüler

Namaz kılanı irticacı,

Vatanını karşılıksız seveni faşist,

Emeğinin hakkını arayanlara devrimci deyip birbirimize düşürdüler.

 

  Son zamanlar da beynimize kazınan bir kelimeden bahsetmeden de geçemeyeceğim.farkında mısınız bilmem ama maalesef bu kelime çok mu çok tehlikeli.bizler hiçbir etnik grubu ayırt etmeden TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIYIZ.bizleri bu VATANDAŞLIK kelimesinden uzaklaştırmak için sık sık kullanılan YURTTAŞLIK kelimesi benim yorumuma göre bu kelime BÖLGESELLİĞİ işaret ediyor.bu kelimeyi kim kullanıyor?pkk nın uzantısı bdp değil mi?peki ana muhalefet partisi neden kullanıyor bu kelimeyi diye düşünmeden edemiyorum.bu kelimenin kullanıldığı yerleri,platformları düşünürseniz baştan bana kızdığınız gibi sonradan düşününce birazcık olsun hak vereceğinize inanıyorum.bu kelime bir yerlere gönderilen şifreden ibarettir diye düşünüyorum.

 

YÜCE MEVLAM!YÜCE TÜRK MİLLETİNİ TEZGAHLANAN OYUNLARDAN KORUSUN!ONLARIN TEZGAHLADIKLARI BU OYUNLARI KENDİ BAŞLARINA DOLAŞTIRSIN.!

 DOĞUSUYLA BATISIYLA HEPİMİZ MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİYİZ VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIYIZ.ETLE TIRNAK GİBİYİZ,NE YAPARLARSA YAPSIN ALLAH’IN İZNİYLE BİZLERİ HİÇBİR KUVVET AYIRAMAZ!…

Yusuf TANRIKULU MUDURNU HABER İstanbul

www.mudurnuhaber.com

Muktuder Başkanı Nejdet AKAY , Çok üzüldüm

Mudurnu ilçesinde gönüllü olarak faaliyet gösteren  Mudurnu Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği MUKTUDER  Başkanı Nejdet AKAY, Programda olmasına rağmen  derneklerine getirilmeyen  Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY için çok üzüldüğünü belirtti.

AKAY, Ben gönüllü olarak Mudurnu için çalışıyorum, Programda olmasına rağmen, Kültür ve Turizm Bakanı  dernek binamıza neden getirilmedi anlayamıyorum dedi.

Kendisinin, Bakan GÜNAY a verilmek üzere, bina  ve Kültür açısından CD ve bir Mektup Hazırladığını ifade ederek, bu olay beni çok üzdü dedi.

AKAY, Mudurnu için bir çok Projemiz var, bu bina hakkında Kültür ve Turizm Bakanımıza anlatacaklarımız vardı.

Bakan beyle bir heyet halinde gidecektik, ve halada gitme kararımızdan vazgeçmedik. Ama , Bakan bey Mudurnu ya gelmişken yerinde yaptıklarımızı görsün istedik.

KURTULUŞ SAVAŞINA KATILMA KARARI YAN ODADA VERİLDİ

Başkan AKAY, Kurtuluş savaşına katılma kararının yan odada verildiğinin altını çizerek, böyle önemli  bir yeri Kültür Bakanı Ziyaret etmeyecekde nereyi ziyaret edecek dedi.

AKAY, bu eksiklik Milletvekillerimizin, Parti Başkanlarımızın, Belediye Başkanımzıın, İl Genel Meclisi Üyelerimizin bir eksikliğidir.

Mudurnulu olupta Bolu lu olupta  herhangi  bir seçilmiş kişinin  Bakanımızı g buraya getirmemesi  kadar ayıp bir şey yoktur, çünkü onlarda burayı bilmiyorlar dedi.

www.mudurnuhaber.com

Başbakan’a Mektup yazdı

Mudurnu ilçesinde bir vatandaş girdiği ekonomik zorluklar karşısında Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN a bir mektup yazdı.

Mudurnu Kuş gribi www.mudurnuhaber.com

Mudurnu ilçesi Taşkesti Beldesi Yeğenderesi Köyünde ikamet eden  Ahmet KAHVECİOĞLU ( 68)  2007 yılında Başladığı Bıldırcın Yumurtacılığının Kuş gribi dedikodularından dolayı iflas ettiğini ve o günden bu yana ne kadar uğraşsada bir türlü çıkış yolu bulamadığını belirtti.

Kahvecioğlu, son çareyi Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN a bir mektup yazarak derdimi anlatmakta buldum, ancak derdimi o anlar dedi.

Kahvecioğlu’nun Başbakan Erdoğan’a yazdığı MEKTUP

Sayın: Başbakanım

Ben Bolu ili Mudurnu ilçesi Taşkesti Beldesi Yeğenderesi köyünden Ahmet KAHVECİOĞLU, yaşım 68, bu yaşa kadar köyümde çiftçilik ve çeşitli işlerle uğraştım.

2007 yılında başladığımız Bıldırcın Yumurtacılığında Kuş Gribi nedeni ile ürünlerimiz elimizde kaldı ve çöpe atmak zorunda kaldık. Bu nedenle iflas ettik. Ardından Bıldırcınlarımıza verdiğimiz yemlerin paralarını vermek için Bankadan kredi kullandık. Süresi az olduğu için, kredi dönüşlerimizi tamamlayamadık.

Bankalar sürekli sıkıştırıyor. Herhangi bir yerden Emekliliğim uoktur. Şu anda Mudurnu Kaymakamlığı Vâkıfından Bayramlarda tarafıma yardım verilmektedir. İlk verilen 150 tl lik yardımı ise Bankaya borçlu olduğum için kesmişler, yardımı alamadım. Daha sonra Kurban Bayramındaki yardımı elden verdiler, onlarla ve komşularımızın desteğiyle hayatımızı devam ettiriyoruz. Evde eşim ile birlikte yaşıyoruz. Odunumuzu dağdan temin ediyoruz.

Sizlerden ricam, bana bir yardım eli uzatıp, Kuş Gribi nedeni ile içine düştüğümüz bu zorluktan çıkmama yardım etmenizdir. Bana kefil olan komşularım var, onlarda şu an benim yüzümden zorluk çekiyorlar, bir an önce bir yapılandırma yapmak istiyorum. Bunun için Devletten bir destek, Ziraat Bankasından uzun vadeli geri ödemeli bir kredi istiyorum.

Yardımcı olursanız çok memnun olacağım.

Allah razı olsun.

Ahmet KAHVECİOĞLU

Yeğenderesi Köyü MUDURNU

0(374) 426 66 57

WWW.MUDURNUHABER.COM

Haber& Röp: Aydın ÖZPELİT