Kızılcık tarhanasının faydaları yararları

Kızılcık tarhanası gripten korur mu?

Kızılcıktan elde edilen ekşi tarhana ya da kızılcık tarhanası, Soğuk algınlığı ve gripten korunmak için tüketilen besinler arasında yer alıyor.

  Yaz aylarında doğada kendiliğinden yetişen kızılcık bitkisinin meyveleri toplandıktan sonra kaynatılıyor. Çekirdekleri ayrılan meyvenin posası ile un karıştırılarak 7 gün kadar bekletiliyor. Kurumaya alınan tarhana sonra el ile  ufalanıyor ve pişirmeye hazır hale geliyor. 

  Mudurnu ve çevresinde , bir Şifa kaynağı olarak bilinen ve hemen hemen her evde bulunan , kızılcık tarhanasının özelikle grip ve soğuk algınlığının tedavisinde etkili olduğu belirtiyor, tarhananın astım hastalarına da iyi geldiği halk arasında bilinmektedir.

   “BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR”
 Tarhanayı kim yaparsa yapsın çok değerli bir gıda olduğu kesin. Bin yıllık bu mucize besini her kes tanımalı ve bu şifa kaynağından faydalanmalıdır.

Özellikle sağlıklı nesiller için çocukların tarhana içmesi gerektiği uzmanlar tarafından söylenmektedir. Anneler özellikle kış aylarında çocuklarına her gün mutlaka tarhana çorbası içirsin. Çocuklarının bağışıklık sisteminin güçlendiğini görecekler.” 

Uzman hekimlerin ve bilim insanlarının da protein, kalsiyum, demir, A, B1 ve B2 vitaminleri içerdiği için tarhana çorbasının sinir sistemine, baş ve mide ağrılarına iyi geldiğini belirttiklerini ifade ediliyor.

KIZILCIK TARHANA ÇORBASI
Malzemeler:
1 ½ su bardağı kızılcık tarhanası, 4 yemek kaşığı tereyağ,
3 su bardağı su veya et suyu, 1 yemek kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karabiber, ½ çay kaşığı toz kırmızı biber, 1 adet ince doğranmış kuru soğan, 2 diş ezilmiş sarımsak ( isteğe göre sarımsak daha fazla olabilir.)

Yapılışı:
Tencerede 3 yemek kaşığı tereyağ eritilip ince doğranmış kuru soğan ve ezilmiş sarımsak pembeleşinceye kadar kavrulur.
Et suyu ilave edilir, tuz ve biber eklenerek kaynamaya bırakılır.
Kuru kızılcık tarhanası bir kap içerisinde 1 su bardağı ılık su ile ezilir, süzgeçten geçirilir. Kaynayan suya karıştırarak yedirilir. Üzerinde oluşan köpük alınır. 4 – 5 dakika daha kaynatılır. Tavada tereyağ eritilir, toz kırmızı biber eklenerek yağ kaynayan çorbanın içine dökülür. Sıcak olarak servis edilir.

 

Mudurnu Dışından siparişleri www.mudurnumarket.com www.mudurnushoping.com www.mudurnuorganik.com  verebilirsiniz.

www.mudurnuhaber.com

 

KANUNİ SULTAN CAMİİ TUVALETSİZ KALDI

KANUNİ SULTAN CAMİİ TUVALETSİZ KALDI

 Mudurnu ilçemizin en fazla Turist ziyaretcisi bulunan Tarihi eserlerinden biri olan Kanuni Sultan Süleyman cAMİİ Halk dilinde ( Yeni Camii) Tuvaletlerinin yıkılmasının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen yapılmadı.

 Tuvalet ihtiyacının giderilmesi için mutlaka acilen Kanuni Sultan Süleyman Camii adına yakışır bir Tuvaletin yapılması gerektiğini belirten vatandaşlar, Tuvaletlerin yıkılarak yerine veya başka bir yere Tuvalet yapılmamasının Mudurnu nun ayıbı olduğunu söylediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Tarihte Mudurnu dan Görünümler

Mudurnu ilçesinin sene 1920 lerde çekilen fotoğrafları Merhum Nüfus  Memuru Ahmet İzzet BENGÜBOZ un  Mudurnu Halk Eğitim Merkezindeki Fotoğraflarından bir kare sizinle paylaşıyoruz.

Diğer bir karede ise Merhum Şöför Esnaflarından Lütfi KIRLI nın Fotoğraf arşivinden sizinle paylaşmak istedik.

www.mudurnuhaber.com

Kadir Aykut Hayatını Kaybetti

Mudurnu Tavukçuluk A.Ş Eski Çalışanlarından, Mudurnulu İşadamı Süreyya ASTARCI nın Uzun Yıllar Şöförlüğünü yapan, Hatice AYKUT un Eşi, Fırat ve Dilek AYKUT un Babaları ,İlçemizin şoför esnaflarından Kadir Aykut, halk arasında Havalı Kadir olarak bilinen ağabeyimizin Manisa Akhisar da geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi.

 AYKUT un Cenazesi Mudurnu ilçesindeki evine getirilerek, 5 Eylül 2012 Çarşamba günü  SAAT 11.30 evinden alınıp Büyükcami Önüne getirilecek, Kılınacak öğle ve Cenaze namazına müteakip Hamdibeyler mezarlığında  toprağa verilecektir.

Merhuma Allah’tan Rahmet, ailesine başsağlığı diliyoruz.

 

Baş Sağlığı Mesajı için: Süreyya ASTARCI 0 532 314 76 09

www.mudurnuhaber.com

Beyaz ET Festivali Programı

Bu yıl altıncısı düzenlenecek olan Uluslararası Bolu Beyaz Et Festivali programı belli oldu.

6 Eylül 2012 Perşembe günü tasavvuf musikisi ve sema gösterileri ile başlayacak olan program,

9 Eylül 2012 Pazar günü havai fişek gösterileri ile sona erecek.

Dört gün boyunca çeşitli etkinliklerin yer alacağı festival programı ise şöyle;

 

VAL PROGRAMI

6 EYLÜL 2012 PERŞEMBE (YER: Yıldırım Bayezit Cami Önü)

20.30 Tasavvuf Musikisi Konseri, Semâ Gösterisi
7 EYLÜL 2012 CUMA (YER: Kent Meydanı)

13:00 Yürüyüş
13:30 Açılış, Anıta Çelenk Konulması, Standların Gezilmesi,
14:00 Mehter Takımı Gösterisi ve Yerel Halk Oyunları Gösterimi
18:00 Bolu Armelit Halk Dansları Gösterisi
19:00 Ramazan Çelik Konseri
20:00 BOFEM ve Bolu Belediyesi Halk Dansları Topluluğu Gösterisi
21:00 Taylan Ülger Konseri

8 EYLÜL 2012 CUMARTESİ (YER: Kent Meydanı)

11:00 Yerel Halk Oyunları Ekibi ve Uluslararası Halk Oyunları Ekipleri Gösterisi
13:00 Çocuk Tiyatrosu
15:00 Keçi Sağma Yarışması
16:00 Nilgün Tanrıkulu ile Resim Yarışması
19:00 Uluslararası Halk Oyunları Gösterisi
20:15 Sunucular (Ebru Güzel-Vatan Şaşmaz)
20:30 Safiye Soyman ve Faik Öztürk Konseri
22:15 Gülşen Konseri
23:30 Havai Fişek Gösterisi
(Gündüz Programları Sunucusu Okan Karacan)

9 EYLÜL 2012 PAZAR (YER: Kent Meydanı)

11:30 Çocuk Tiyatrosu
13:00 Yeniçağa Profesyonel Aşçılar Derneği Yemek Yarışması
17:00 Okan Karacan İle Tavuk Yakalama Yarışması
19:00 Uluslar Arası Halk Oyunları Gösterisi
20:15 Sunucular (Ebru Güzel-Vatan Şaşmaz)
20:30 Betül Demir Konseri
22:15 Volkan Konak Konseri
23:30 Havai Fişek Gösterisi
(Gündüz Programları Sunucusu Okan Karacan)

 

İŞTE KARA LİSTEDEKİ SU FİRMALARI

Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı uygunsuz bulunan sularla ilgili o açıklama

1) Ülkemizde halen damacana dolumu yapan 254 ruhsatlı su tesisinin tamamı yeniden değerlendirilmiştir.

2) Temmuz ayında yapılan denetimler esnasında ruhsatlı kaynaklar dışında izinsiz kaynak kullanımına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.

3) Denetimlerde, mevzuat hükümlerine uygun olarak numuneleri alınan ve tekraren yapılan analiz sonuçlarına göre Türkiye genelinde faaliyeti olan dolum tesislerinden 28 Temmuz 2012 tarihli açıklamamızda bildirilmiş olanlara ilaveten uygunsuzluk tespit edilen damacana suyu markaları şunlardır:

“Gençsu”, “Karlık Madran”, “Alka Madran”, “İvriz Su”, “Beysu”, “EDK Lara”, “Hünkar”, “Revan”, “Buzdağ”, “Kardelen”, “İdeal”, “Hazar Vox Nida”, “Bahçeayran”, “Esensu Özayran”, “Kabalak”

Bulunan olumsuzluklar ilgili markaların diğer ürünlerinde değil sadece damacana sularında tespit edilmiştir. Bakanlığımızca dolum tesislerinde uygunsuzluk tespit edilen markaların üretimleri geçici olarak durdurulmuş ve mevzuata göre cezai işlem uygulanmıştır. Bu firmaların (önceki açıklamamızda isimleri bildirilen 5 su markası dâhil) tespit edilen uygunsuzluklarını giderdiklerini ispatlamaları halinde üretimlerine devam etme izni verilebilecektir.

 

4) Türkiye genelinde piyasaya arz edilmiş ürünlerden satış noktalarından örnekler alınarak, 1418 ürün Halk Sağlığı Laboratuarlarında incelemeye alınmıştır. Uygunsuzluk tespit edilen ürünler 114 adettir. Bunların toplanan numuneler içindeki oranı yüzde 8’e tekabül etmektedir. Dolum tesislerinde herhangi bir uygunsuzluk tespit edilmediği halde tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen süreçteki uygunsuz şartlar sebebiyle olumsuzlukların görüldüğü su satış noktaları ve satılan ürünlerin isimleri www.thsk.gov.tr internet adresinde gün içinde duyurulacaktır. Ancak satış noktalarındaki inceleme sonuçlarından hareketle, bu firmaların piyasadaki tüm damacana ürünlerinin uygunsuz olduğu anlamı çıkarılmamalıdır. Su ile bulaşan hastalıklar itibariyle halihazırda mevsim normalleri dışında bir artış gözlenmemiştir. Sağlık Bakanlığımız denetimlerini devam ettirmektedir. Denetimler sırasında tespit edilen ve toplum sağlığını olumsuz etkileyebilecek hususları halkımızla paylaşmaya devam edeceğiz.

 

Vatandaşlarımızın spekülatif açıklamalara itibar etmeyerek Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nca yapılan açıklamaları takip etmeleri sağlıkları açısından önemlidir.” Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul’da 61 dolum tesisi üzerinde yapılan denetimde 5 marka geçer not alamamıştı. ‘Buzada’, ‘Erpınar’, ‘Alps’, ‘Kervansaray’ ve ‘Yalısu’ İstanbul için açıklanan kirliliği tespit edilen markalar oldu.

www.mudurnuhaber.com

Dershane eğitimi, Başarıyı sağladı

 

SBS sınav sonuçları yine yüz güldürdü, Mudurnu Birincisi Halk Eğitim Merkezi’nin Astarcı ailesi ile işbirliğiyle yürüttüğü SBS Hazırlık kurslarına devam eden Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencisi İsmail ÖZTAŞ oldu.

 İsmail ÖZTAŞ’ı makamında kabul eden İlçe Milli Eğitim Müdürü Fuat GÜRLEYEN kendisini ve öğretmenlerini tebrik ederek başarılarının devamını diledi.

Geçen yıl 365 olan ortalamanın bu yıl 385’e çıktığını ifade eden dershane öğretmeni Bilal DURNA, desteklerinden dolayı Halk Eğitim Merkezi ve Astarcı ailesine teşekkür ederek dershanenin başarısının açıldığı günden beri sürekli olarak arttığını gelecek yıl da bu başarıyı daha yukarılara taşımak için gayret edeceklerini söyledi.

www.mudurnuhaber.com

Kültür Bakanını Sirtaki ile Karşılamak!

               Kültür Bakanını Sirtaki ile Karşılamak!

               Halk arasında gerçek ama “gülmece” gibi bir olay olduğunda tam Aziz Nesinlik deriz. Mudurnu’da yapılan bazı olaylar ve yapılan işler üst üste gelince bunları yazmaya karar verdim. Bu yazıda yapılmak istenen şunu bunu hedef almak değil, bir zihniyetin eleştirisidir. Ayrıca bu yazı biraz sizlerin öneri ve yorumlarınızla şekillenecektir.

            Yıllar önce Kemal Sunal’ın oynadığı ve bir bölümü ilçemizde çekilen ‘Deli deli küpeli’ filmi vardı. Kaymakam olmayan bir ilçeye tımarhaneden kaçan iki “deli”den biri karlar kalkmadan “kaymakam” olur. Yani önümüz kış bize de böyle biri gelir diye korkuyorum. Yorum yazan olur belki, yazan olmadan ben yazayım; aslında bize böyle biri gelse daha iyi olur, hiç değilse kar da geç kalkarsa kaymakamsız kalmamış oluruz. İşin şakası bir yana bir ilçede beş senede sekiz kaymakam ve onun da yarısı ya stajyer ya da vekil. Bir haftalık, üç haftalık, iki aylık beş aylık seç beğen al… Bazı ilçelerdeki adliyeler kaldırılıyor bu arada bizi de ilçe olmaktan çıkarsınlar madem devlet atayacak kaymakam bulamadı böylece bu sorunda ortadan kalkmış olur! 

 

             Yapamadığımız işlerden birisi hatta en önemlisi ilçemize yapacağımız işlerin yapımında ortak karar alamayışımız ve yapılacak işlerde kontrol sürecinde herkesin kendi bildiğini söylemesi. Bu durum böyle giderse maddi ve  manevi çok bedel öderiz. Birincisi herkes aklını başına alsın Mudurnu’da siyaset yapmak mı önemli, geleceğe dönük yaşadığımız çağa dair sorumluluklarımızı yerine getirmek mi? Başbakan geldiği zaman ‘Abant yolu yapılsın’ dedi,  bir bölümü yapılacak oldu eğimi daha da fazlalaştı ve yol yapımından sonra daha çok kaza olmaya başladı. Oysa bilenler bilir, kurt kapanı mevkiinden, Abant’ın tepeye kadar bir eşek yürütüp gittiği yeri işaretleselerdi yolun eğimi daha düzgün olurdu. Bolu yolunda çalışma var umarım kışa sonuçlanır, Nallıhan yolumuz her halde bir kış geçsin diye bekleniyor. Sivil toplumu iş yapım ve kontrol süreçlerinde karar mekanizmasına dahil edemezsek bu sıkıntıları hep yaşarız. Lider ve sözcü bir kişi olur ama kararlar ortak alınamazsa birimiz yapar birimiz bozar dururuz.

              Kaplıca sorununu ve hastane yerini kim çözecek? Kışın “Deli Kaymakam”gelsin çözsün diye mi bekliyoruz.

              Yine yapamadığımız işlerden biri yapılan bir etkinlik sonrası oturup olumlu olumsuz değerlendirmesini yapmıyoruz. Kendi adıma yakın zamanda yaptığımız festivale en kısa sürede katılanlardanım. Festival programı toplantılarından birine ‘Kent Konseyi Başkanı’ olarak davet edildim ve zaman ölçüsünde görüşlerimi söyledim. Festival konusu uzun bir konu ama kısaca bir iki şey yazayım… Birinci görüşüm festivallerde biz kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Altı yıldır konakçılık da ”ev sahipliği” yapıyorum, festival zamanı bir Allah’ın kulu arayıp da ‘Siz de kültür festivali varmış geleyim mi?’ demedi. Bu konu araştırmalarıma göre ilçemizde ki konaklama yerleri için de aynı. Ulusal anlamda tanıtım yapamıyoruz çünkü festival çalışması devamlı bir kültür birimi tarafından bir yıl boyunca değil festivale iki ay kala başlanıyor!

               Kültür festivalleri bir ilçenin kültürel ve folklorik zenginliğini göstermek, tanıtmak ve yaşatmak için yapılır. Festivalde ilçemizde geçmişte yapılan el sanatlarından kaçını gösterebildik?  Ya da böyle bir çabamız oldu mu? Kendi kendimize erişte,yufka,dolmamı satıp duracağız?

                Kültür bakanı davet edildi, geldi. Liseli kızlarımız da olmasa bakanı “yeşil ördek” yerine ‘sirtaki’ ile karşılayacaktık. Nerde bizim çiftetelli, melek hanım, meşeli, Mudurnu zeybeğimiz? Bütün ulusların folkloru güzel ve ortak zenginliğimizdir. Buna itizarım yok ama festivale katılan yabancı folklor guruplarına da bizim seyirlik oyunlarını, birikmeleri, ahilik törenini, çiftetellimizi, melek hanımı, meşeliyi, zeybeği izletseydik onlar da bizi davet eder kültürel zenginliğimizi bu vesile ile duyurmuş olurduk.Kendi folklorumuzun tanıtım ve organizasyonunu yapamazsak yurt içi ve yurt dışından getirdiğimiz guruplarla nereye gideceğiz.Yönetimlerin görevi güncel işleri yapmanın yanında kendi kültürünü gelecek kuşaklarla da buluşturmak olmalı.

                Ayrıca gelen protokol konuk olduğu sürece bize tabi olmalı, bunu yapabilmeliyiz. Bunu yapabilirsek kültürel değerlerimizi daha iyi tanıtmış, zenginliklerimizi daha fazla göstermiş oluruz.

           Kısa sürede durduğum festival alanında protokol oturma biçiminde de sıkıntı vardı. İlçenin seçilmiş belediye başkanı nezaketen konuk gelen milletvekiline bakanın yanındaki yerini veriyorsa, bakanın yanında oturması gereken belediye başkanına da kim yer vermesi gerekiyorsa verecek.

               Sivil toplumu esnafı ilçe halkını karar süreçlerine katabilmeliyiz. Yapılan bazı işlerle ilgili kısaca düşüncelerimi yazmaya çalışayım.

                Çarşıda, pazarda, sokakta kaldırımcı dedemin ve daha eskilerinin emeği olan ne kadar taş varsa hepsini ortaya çıkarırdım. Esas zenginliğimiz bunlar! Asfalt, kilit parke ya da andezit taşı değil. Mudurnu’ya gelen andezit taşı, asfalt, kilit parke görmeye gelmez doğal olanı görmeye gelir.

                Çift yol başlangıcından itibaren direklerde ki ışıkları yeşil değil direkteki lamba ışığı tonunda ve amblemin çam değil eski çatı ve baca motiflerini çağrıştırmasını isterdim.

                Kırmızı-beyaz boyanan bordür taşlarının kahverengi-beyaz olması tarihi dokumuza daha uygun olurdu. Zira gelen konuklara girişten itibaren tarihi bir kasabaya geldiklerini hissettirmek çok önemli.

                Ana yurdu demir ağlarla öremedik ama Mudurnu’nun her yerini tellerle ördük. Mezarlıklar vb. çok güzel olan yerler var ancak kasaba girişi ve terminali ferforje ile yapılması daha uygun olurdu.  

               Geçtiğimiz aylarda Dokuder Derneği aracılığı ile kardeş belediye olma ve Eko yaşam alanları, müzeleri ile ilgili kültürel amaçlı ilçemize gelen ve İstanbul platformundaki Mudurnulu gönüllü arkadaşların da desteği ile ağırlanan İtalyan heyeti iadei ziyaret anlamında ilçemiz belediye ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini davet ettiler.  Bu davete sivil toplumun da katılması, kardeş belediye ve kültürel devamlılık sağlanması amacıyla, kent konseyi, Dokuder,  Muktuder adına birer temsilcinin de katılması ve ödenek ayrılması için meclise önerge verdim. Bu ve diğer yapılacak işlerle ilgili görüşmelerde, meclisin sivil topluma, kültürel olaylara ve ilçe için yapılması gereken ve yapılan işlerde daha donanımlı olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa sivil kuruluşlar işin takipçisi olmazsa seçilmişler tekrar seçilemeyince yapılan kültür alışverişi de biter.

             ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı)geçtiğimiz hafta Çekül vakfı başkanı ve beraberindeki delegasyon davetlisi olarak ilçemize ziyarette bulundu. Çekül vakfının web sayfalarındaki tanıtım yazıları şöyle idi; 

              “Belge bırakarak, üretilen değerleri yaygınlaştırarak, üretirken öğrenerek ve öğreterek, somut ve somut olmayan doğal, tarihsel, kültürel varlıkların kalıcılığını ve sürekliliğini dikkate alarak, ülkeyi dünyanın gündemine taşımayı, dün olduğu gibi bugün de ana hedeflerden biri olarak görüyoruz.”  Prof. Dr. Metin Sözen

Kurulduğu günden bugüne ÇEKÜL Vakfı yaptığı çalışmaları ve bağlı kaldığı ilkeleri kamuoyu ile paylaşmak amacıyla çeşitli yayınlar yapıyor ve etkinlikler düzenliyor. Çalışmalardan edinilen deneyim ve birikimi belgeye dönüştürerek geleceğe kalmasını sağlamak için çaba gösteriyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda, Anadolu kentleriyle ilgili yapılan belgelemeler, belgesel filmler, kentsel ve kırsal yörelerde yapılan fotoğraf ve kamera çekimleri de arşivlerde yer alıyor. Yayın ve tanıtım etkinlikleri kamuoyunu bilinçlendirmenin yanı sıra, koruma politikalarının oluşmasında ve uygulanmasında etkin rol üstlenen kamu kurumları ile yerel yönetimlerin de yararlanacağı kaynaklar olarak önem taşıyor. Web sayfasına ana ilke olarak bunları yazan Çekül heyetine ilçemize yapmış oldukları gezide Mudurnu’da ve diğer tarihi kasabalarda, taşınmaz kültür varlıklarının nasıl restore edilmesi gerektiğine örnek olan, 1840 lı yıllarda ki yaşanmışlığı günümüze taşıyan “işletmeci” mantığı ile değil ev sahipliği ile Mudurnumuzun geleneksel kültür taşımacılığı ile kültür paylaşımını amaçlayan Hacı Şakirler Konağını gösterebilseydik Çekül’ün ana amaçlarında yazdıkları koruma politikalarının oluşmasına katkı vermiş olurduk.

          Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir konu daha var; ilçemizde restorasyon adı altında bir sürü yanlışlık yapılıyor. Tamir edeceğiz diye o güzelim işleme dolap kapılarını, konak kapılarını, balkon işlemelerini yok edip yeni ağaçları boyayıp sıvayarak eski yaşanmışlığı yok ediyoruz. Bu işi acil rant işi olmaktan çıkarıp planlanması ve işi bilen uzmanlarca kontrolünün yapılması lazım. Henüz turizm bürosunda görevli bir eleman bulamadık umarım daha fazla bozulma olmadan mimari anlamda geleceğimizi planlayan bir mimar buluruz.

Mehmet Cantürk

17.07.2012

www.mudurnuhaber.com

Hasan Cihat ÖRTER Mudurnu ya geliyor

Mudurnu İpek Yolu Kültür ve Turizm Festiavlinin son günü usta sanatçı Hasan Cihat ÖRTER Mudurnu Atatürk meydanında Konser verecek.

Gelecekte Hatırlanırsa  bu  Naciz sözlerim, Hakk’a kavuştuğumda Bir gün açık gitmez gözlerim…

Bu sözlerle seslenen ünlü sanatçı Mudurnu ilçesindeki Konserinde ilk olarak  farklı bir tarz ile dinleyici ile buluşacak.

24 Ekim 1958  yılında İstanbul’da doğdu. Çok küçük yaşlarda “harika  çocuk olarak” piyano ve keman ile tanışarak müziğe başladı. Daha sonra klasik gitar ile tanıştı ve ilk ciddi  derslerini de 5 yaşından itibaren  Prof. Antonio Doumezitch‘den aldı (1963-68) ve bu derslere 5  yıl devam etti.  Bu arada Jazz gitar ile de ilgilenmeye başladı ve 12 yaşında küçük orkestralarda çalarak profesyonel oldu.

 

Üsküdar Musıki Cemiyeti’nde Emin Ongan’ın Türk Müziği Derslerine katıldı, makam ve nazariyat dersleri aldı (1970-74). Bağlama üstadı Şemsi Yasdıman ile Türk Halk Müziği araştırmasına yönelik çalışmalar yaptı ve bağlama  üzerine sentezler geliştirdi.(1973-76), Kadıköy Ticaret Lisesinden mezun olduktan sonra   Boston Üniversitesi Berklee Müzik Akademisi’nden (Berklee College of Music) özel burs kazanarak Amerika’ya gitti .Buradaki Kompozisyon ve Armoni derslerini  tamamladıktan sonra dört yıllık okulu iki yılda  üstün ”Master of Degree” derece ile bitirdi (1977–79), (Anotolian Folk Song’s Composotions) William G. Leavitt, Barrie Nettles, Oliver Nelson ile çalıştı ve Prof. Gordon Delamond’un öğrencisi olarak O’nun tavsiyesi ile  Belçika Kraliyet Liege (Royal Conservatory of Liege)  Konservatuarı’nda, daha önce aldığı   yüksek kompozisyon  dersleri ile (1979 -80) doktorasını yaptı . (Türk müziği çok sesli denemeler..Müzikle Terapi) Tezleri kitap olarak sunuldu. İstanbul Teknik  Üni. ve Mimar Sinan Üni. Devlet Konservatuarları Rektörlüklerince; TÜRK MÜZİĞİNE HİZMET ETMİŞ ÖNCÜ BÜYÜKLERİMİZ ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜR.

 

      Ülkesine vatani vazife dolayısıyla döndü ve daha sonra burada  büyük orkestra çalışmaları  ve stüdyo çalışmalarında bulundu.  (Festival, Eurovision Orkestraları ).  Bu arada  reklam , belgesel ve tiyatro müzikleri yapmaya başladı.  1989 yılında kurulan Kent Orkestrası’na kadrolu sanatçı olarak girdi ve 8 yıllık hizmetten sonra kendi isteği ile ayrıldı (1998). 1994 yılında  Dr. Ahmet Kurtaran’ın ricası üzerine Modern Folk Üçlüsüne girdi , orada gitar çalıp vokal müziği yaptı ve bu grubun aranjörlüğünü üstlendi. 1995 yılında da  Amerika da Uluslararası Houston Jazz Festivali’ne  bu grup ile katıldı. Harbiye Açık Hava  Konseri  ( MFÜ. 1996) Aynı Grup ile 7 Şehirde Konserlere katıldı. Aynı yıl  Uluslararası Akbank Jazz Festivali’nde grubuyla çaldı (1995  Ak sanat Kültür Merkezi ).

 

Kıbrıs 1. Girne Altın Zeytin yarışmasında Beste ve Şarkıcılık dalında  1. oldu. Ve(İlk basımını 1983 yılında yaptığı)  1993 yılında ilk albümü olan 1. Albüm, ANADOLU EZGİLERi KLASİK GİTARA ADAPTASYON (Classical Guitar Recital”Anotlian Folk Music”)  albümünü çıkardı (Kent Plak -EMI). Bu albüm  2.Albüm olarak INSPIRATION serisinden bütün dünyada satılmaya başladı ve Sanatçı  dünyanın en büyük plak firmalarından E.M.I  Klasik kataloğuna girdi ve ALTIN PLAK aldı. Bu kompozisyonları daha sonra araştırmalar ve denemeler halinde kitap olarak çıkardı. (Hayatım Gitarım ve Müziğim 1995 Pan Yayıncılık ). Bu kompozisyonların tamamı 1000’e yakındır. Daha sonra  tüm dünya kadınlarına ve çalışan kadınlara adadığı 3.Albüm, KADIN’IN SENFONİLERİ albümünü yaptı. (Kent  Plak-EMI, 1995). 1996 yılında 4.Albüm,  MODERN FOLK ÜÇLÜSÜ İSTANBUL ŞARKILARI albümünü yaptı. (Yapı Kredi Kültür Hizmetleri) . 14 şehirde konserleri verildi ve bu albüm için  klip çalışması yapıldı   (İstanbul Harbiye Açık hava Tiyatrosu 1996 ) .1997 yılının sonunda 5.Albüm,  RE-FORMATION (TÜRK MÜZİĞİ SAZ ESERLERİ NEW-AGE)  albümünü yaptı. 1997 ‘nin sonunda bu albümün London Southern Cross stüdyolarından re-mixi çıktı .6.Albüm, ( INSPIRATION RE-MIX ). Sony Music European Catalogue’a girdi. USA  Billboard dergisi Hasan Cihat Örter’ i albümleri 30  ülkede satılan ilk Türk Sanatçısı ilan etti. Türk Jazzında birinci  sıraya koydu (1998). 1999’da 7. Albüm, MEKTUP FİLMİ SAUND TRACK  (1998 RAKS). 8.Albüm, RE-FORMATION 2  (ANADOLU ESİNTİLERİ NEW-AGE/ Sony Music)

 

9.Albüm, AŞK VE HÜZÜN (Ezgi Medya-2002).  10. Albüm, GİTARIN SESSİZ  ÇIĞLIĞI(Genç Müzik 2003 ), Albümlerini yaptı.12.Albüm, İKİ DERVİŞİN AŞK YARASI (Seyhan Müzik 2004 ). 13. Albüm, İSTANBUL’ DA MODERN OYUN HAVALARI (Seyhan Müzik 2004 ),14. Albüm, SYMPHONY OF KABE AND HİCRET(Genç Müzik & Baha Boduroğlu Prd. 2005),15, 16, 17, Albüm H.C.Ö. KLASİKLER, 18.ALBÜM, SENDEN YANAYIM (Artvizyon 2005), 19.ALBÜM, FRETLESS SONG’S (DMC.Osman İşmen projesi 2005),  BUDDHA BAR 3 KATOLOĞUNA GİRMİŞTİR. …22.Albüm, WORLD CLASSICAL GUITAR PIECES (Genç Müzik 2007),,23. Albüm, PERDESİZ GİTAR İLE GİZ (Genç Müzik 2007), 24.Albüm, KLASİK GİTAR İLE  HAZ (Genç Müzik 2007), 25. Albüm , MUSTAFA KEMAL VE VATAN SENFONİSİ (Atlantis Müzik 2008),,,vb.26.Albüm, SADABAD (Tabur icraatı ile besteler,  Anadolu Müzik, 2008)..27.Albüm:İstanbul’da 7 Gün (Mem Yay Prd. )2009, 28. Albüm, Perdesiz Aşk ( Perdesiz Gitar ile, Mimoza Yapım 2009), 29.Albüm, Perdesiz Gitar Eğitim VCD,  Mimoza Yapım, 2009)Toplam bugün itibarı ile 29 Albüm sahibi  oldu,  (detaylı bilgi web sitesinde mevcuttur.)  “Bizim Sazımız – Bizim Cazımız,  Ne Var ? Ne Yok ?” TRT  programına  orkestrasıyla canlı müzik yaparak katıldı. Sürgündeki Devlet, Menderes, Kızıl Güneş, Sultan Galiyev, DÜNDEN BUGÜNE (TGRT), KIBRIS BELGESELİ (SHOW TV.), KIBRIS BELGESELİ SOUND-TRACK    CLIP”, CUMHURİYET BELGESELİ, OSMANLI’NIN DOĞUŞU (TRT 2), FATİH VE FETİH (TRT 1),DOĞDUĞUM TOPRAKLAR (TRT) ,SON TANIKLAR (TRT), ATATÜRK BELGESELİ TRT 1 ( Yapımcı Abdülhamit Avşar) SUMMER UNIVERSITY 2003- İSTANBUL TANITIM MÜZİKLERİ (42 ÜLKE – 72 ŞEHİR ),  gibi 300 e yakın belgesele özgün ve jenerik müzikleri yaptı. Cemal Reşit Rey Gençlik Festivali , Uluslararası Gitar Festivali ( C.R.R. Ocak 2001),(2002), (2003),(2004),(2005), İstanbul Müzik Şenliği , 1995  Akbank Jazz Festivali gibi birçok uluslararası festival de çaldı.

 

     TRT 2 ‘de MÜZİK VE BİZ  adlı programı hazırlayıp sundu ( Cumartesi akşamları 20:20 ).  Program 4 yıl sürdü.(1995-1999) Aynı zamanda STV. De 3 yıl canlı olarak benzeri daha önce yapılmamış “GECEYİ ÖRTEN MÜZİK” programı yaptı (1996-1999) ve ülkemiz de ve tüm dünyada bu program çok sevildi, takdir gördü. Amcası Rembetiko uzmanı  Erol ÖRTER (Buzuki Erol) ile  BUZUKİ EROL – EROL ÖRTER  adı altında piyasaya sunulan  kitabın hazırlanmasına katkıda bulundu ve rebet şarkılarını aranje etti, notasyonladı.  Özel radyo ve televizyon  kanallarında programları yayınlanmaktadır ve bu programlar çok ilgi görmektedir. Sanatçı yapmış olduğu sanatsal çalışmalarla  3000 e yakın  ödül almıştır .

 

İKİ SATIRLIK ŞİİRLER (Birun Yayınevi-2000, ) ESERLERİ-SANATÇI (Bemol Müzik 2002), SAZ ESERLERİ (Bemol Müzik 2003), MÜZİKLE TEDAVİ VE ARAŞTIRMALAR (Nefisto ve Genç Müzik CD.lil Müzik 2005) Hasan Cihat Örter ‘ in  şimdiye kadar yazdığı 8 kitabı vardır. Ayrıca sanatçının TCDD. DEVLET DEMİR YOLLARI BESTESİ,TRAFİK CANAVARI İLE MÜCADELE DERNEĞİ BESTESİ, POLİS KOLEJİ MARŞI, ELAZIĞ 8. KOLORDU MARŞI, BEŞİKTAŞ SPOR KLUBÜ MARŞI, ÜSKÜDAR BESTESİ, ÜMRANİYE BESTESİ, BANDIRMA, SARI PAŞA SENFONİSİ, ORDU GİTAR FESTİVALİ BESTESİ, ÖZTÜRKLER MARŞI, BURHAN FELEK LİSESİ MARŞI, TC.80.YILMARŞI (TÜRKİYE)……………………gibi  birçok marş besteleri de vardır.

 

     SANATÇININ ADI SALACAKTAKİ İSKELE ARKASI SOKAK ADI DEĞİŞTİRİLEREK, BESTEKAR HASAN CİHAT ÖRTER SOKAĞI İSMİ VERİLMİŞTİR. (Üsküdar Belediye Meclisinin 4. Seçim Dönemi 5. Seçim Yılı 1. Olağan Toplantılarının 25.06.2003 günü 7. Birleşimince okunarak komisyondan geldiği şekli İle kabulüne oybirliği ile karar verilmiştir.)(İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin, 4. Seçim Dönemi, 5. Toplantı Yılı, Temmuz Olağan Toplantılarının 01 Ağustos 2003 tarihli 9. birleşiminde okunarak; Raporun aynen ve Oybirliği ile kabulü kararlaştırılmıştır.                      Ali Müfit GÜRTUNA, Büyükşehir Belediye Başkanı. ) Ordu Barosunca Türkiye de ilk olarak FAHRİ AVUKATLIK Ünvanı verilmiştir.(27.10.2005) Eski Ordu Baro Bşk.Kenan Çebi ve Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu tarafından. EYÜP SULTAN FAHRİ HEMŞEHRİLİK BERATI (99), BANDIRMA FAHRİ HEMŞEHRİ BERATI (’05), ORDU FAHRİ HEMŞEHRİLİK BERATI(’07) VE ESKİŞEHİR BESTEKAR HASAN CİHAT ÖRTER PARKI(’08) (Orhangazi Mah. Aslıhan Sok. Bld. Bşk. Burhan Sakallı ’08 tarafından..)  

 

     Elazığ Fırat Üniversitesi tarafından Müzik Alanında “Devlet Sanatçısı” FAHRİ DOKTORA verilmiştir.Takdim töreninde Sanatçı tarafından bestelenen “Alaeddin Yavaşça Senfonisi” Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı orkestrası tarafından icra edilmiştir” . 08.04.2010.  

 

     Sanatçı: A.B.D., Rusya,Hollanda, Belçika,İngiltere,Fransa, Yugoslavya, İspanya, İtalya,Almanya, Hindistan, Azerbaycan, Afganistan (Nato-ISAF) ve Kıbrıs…. gibi 70 ülkede konserler ve resitaller vermiştir. Büyük Önder  Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN dediği gibi; Türk müziğinin çok sesli müziğe uyarlamasındaki  çalışmalarını güçlendirmek için yurtiçi ve yurtdışı konserlerine devam edip, basında ve seminerlerde yaptığı aydın ve de ufuk açan  konuşmaları ile insanları çok etkilemektedir. Yapmış olduğu çağdaş müzik ile enstrümanlardaki virtüözitesinden dolayı, özellikle gençler tarafından  daima aranılan ve sevilen bir sanatçı olmuştur.   

www.mudurnuhaber.com

 

 

 

 

www.mudurnuhaber.com

ŞEYH ÜL İMRAN BAYRAMI 1 TEMMUZ DA

Her yıl geleneksel Olarak yapılan Şeyh Ül imran halk arasında  (Şehriman) adı ile anılan tepede yapılan anma etkinliği bu yılda 1 Temmuz 2012 Pazar günü yapılacak.

Program için Şeyh Ül İmran Vakfı temsilcilerine vatandaşlar tarafından adak kurbanları getiriliyor. 30 Haziran 2012 gecesi 1 Temmuz 2012 Pazar günü yurdun değişik bölgelerinden katılacak olan misafirler için  Şehriman tepesinde Pilavlar pişirilecek.

www.mudurnuhaber.com

DARICA DA BOLULULAR GECESİ


 

BAŞKAN KARABACAK İZZET BAYSAL’IN 10 ALTIN ÖĞÜDÜNÜ OKUDU

Geceye konuk olarak katılan misafir Belediye Başkanlarına Darıca’nın simgesi Gönül Birliği Kapısının maketini hediye eden Başkan Karabacak yaptığı selamlama konuşmasında ‘’ İsmi geçince akla gelen ilk şey yeşili ve mavisi,Batı Karadeniz’in göz bebeği,Anadolu’dan batıya geçenlerin umut kapısı,Abant Gölü,Bolu Çikolatası,Çam Balı, Köroğlu’nun Diyarı,türküleriyle zalim beylere kafa tutan,Kartalkaya kayak merkezi,yayları ve saymakla bitmez bir çok coğrafi güzelliği bünyesinde barındıran Bolumuzun gecesine hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz.

Altı yıldır birlik,beraberlik ve kardeşlik duyguları içerisinde sürdürdüğümüz bir gönül birlikteliği olan organizasyonumuzda her gün farklı bir kültürle tanışıyor sizlerle birlikte farklı güzelliklere şahit oluyoruz.

Sizlerin hizmetine sunduğumuz sosyal donatı alanlarıyla dolu bu muhteşem sahilimizde düzenlediğimiz gecelerimize iştirak eden siz kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyor,hepinize iyi eğlenceler diliyorum’’ şeklinde görüşlerini ifade ederken, konuşmasını İzzet Baysal’ın 10 altın öğüdünü okuyarak tamamladı.

 

RAMAZAN ÇELİK SAHİLİ KARNAVAL ALANINA ÇEVİRDİ

Protokol konuşmalarının sona ermesinin ardından gecede sahne alan Mudurnu Halk Oyunları ekibinin folklor gösterileri izleyenleri mest ederken,gecenin asıl bombası olan Ses Sanatçısı Ramazan Çelik geceye katılan vatandaşlara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Çelik’in seslendirdiği birbirinden güzel türkülere ve oyun havalarına sahilin çeşitli noktalarında bulunan vatandaşlar oyunlarla eşlik ederken,başta Başkan Karabacak olmak üzere geceye iştirak eden protokol üyeleri ve vatandaşlar sahnede birlikte oyunlar oynayarak Bolular Gecesinde doyasıya eğlendiler.

BAŞKAN KARABACAK TAN MUDURNU YA 3 ENGELLİ ARABASI HEDİYE

Darıca Belediye Başkanı Şükrü KARABACAK Mudurnu ilçesinden gelen  Heyete 3 adet Engelli aracı hediye etti.

AK Parti Mudurnu Kadın Kolları Başkanı Müşerref YAŞLI , Başkan KARABACAK a teşekkür ederek, Mudurnu ilçesinde ihtiyacı olan vatandaşlarımıza araçlarını tesli,m edeceğiz dedi.

           MUDURNULULAR GECEDE BİRLİK MESAJI VERDİ

Mudurnu ve  Taşkesti Beldesinden 18 kişi Gebze Darıca daki geceye katıldı.

www.mudurnuhaber.com

BEYPAZARI FESTİVALİ BAŞLIYOR

13. Uluslararası Beypazarı ve Yöresi Festivali Başlıyor


8-9-10 Haziran tarihinden Komşu ilçemizde – 13. Uluslararası Beypazarı ve Yöresi Festivali  başlıyor.

Festival süresince, Konserler, Halk Oyunları, Gösteriler, Yarışmalar, El Sanatları, Müze Gezisi, Yöresel Defile, Yöresel Yemekler, Yöresel Takılar, En Güzel Havuç Yarışması, Güzellik Yarışması yapılacak.

Belediye Başkanı Özalp, geçen yıl festival kapsamında ilçeyi 135 bin kişinin ziyaret ettiğini, bu yıl bu sayının 150 bini geçmesini beklediklerini belirterek, bu kapsamda hazırlıkların devam ettiğini, ziyaretçileri en iyi şekilde ağırlamak için çalıştıklarını kaydetti.

Özalp, ”İlçeyi ziyaret eden yerli ve yabancı misafirlerin ilçeden yemek yemeden ayrılmalarını istemiyoruz. Geçmişte yoğunluk nedeniyle bu konuda sıkıntı yaşanmıştı. O yüzden esnafımızla gerekli önlemleri alıyoruz” dedi.

Festivalde konserler, çeşitli gösteriler, yöresel kıyafet ve takı defilesi, resim sergileri, havuç güzeli yarışması düzenleyeceklerini, Milli Piyango İdaresi’nin 9 Haziran çekilişini yapacaklarını ifade eden Özalp, ilçede 30 konak pansiyon ve otellerle birlikte 500 yatak kapasitesi bulunduğunu, termal kaplıcada yaklaşık  600 yatak kapasitesi olduğunu, ilçe merkezindeki otel ve pansiyonların dolması durumunda ziyaretçileri buraya yönlendirebileceklerini bildirdi.

Özalp, ”Bu yıl festivale katılımın daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Yabancı ülkelerden katılımlar olacak, ilçemiz kültürler buluşmasına sahne olacak. 3 gün sürecek festival boyunca ilçemizi 150-200 bin kişinin ziyaret etmesini bekliyoruz” diye konuştu.

 

Beypazarı ve yöresi festivalinde

“Kuzeyin oğlu Volkan Konak”  ve 

Bolulu Ramazan Çelik konser

verecek.

Festivalin finalinde ise sadece sanatı ile gündeme gelen sanatçılardan Kuzeyin Oğlu Volkan Konak, sevenleri ile buluşacak. Volkan Konak çıkardığı 11 albüm ve aldığı 13 önemli müzik ödülü ile son günlere müzikal kariyerinin doruklarında yer alan sanatçılar arasında yer alıyor.

Volkan Konak 10 Haziran 2012 Saat 21:30 da Beypazarı Şehir Stadyumunda duygusal ve hüzünlü şarkılarıyla insanları hüzünlendirip, fıkraları ve hayat hikâyeleriyle güldürerek, doğal Karadeniz insanının iki yönlü özelliğini yansıtacak.

Öte yandan yine kıvrak oyunları ve söylediği türkülerle insanların sevgisini kazanan Geredeli Ramazan Çelik’te ilçede konser verecek sanatçılar arasında yer alıyor.(Gündem Beypazarı)

www.mudurnuhaber.com

 

2012 Hac kayıtları başladı

Kutsal topraklara gitmek isteyen vatandaşlar için 2012 hac kayıtları başladı.

Hac kayıtları 27 Mart – 12 Nisan tarihleri arasında alınacak.  Diyanet İşlerinden yapılan açıklamaya göre , “Geçen yıl kuraya katılıp da hacca gidemeyenlerin kayıtları Başkanlık tarafından otomatikman yenileneceği belirtildi.

 Kayıtların yenilenip yenilenmediği http://hac.diyanet.gov.tr adresindeki Durum Sorgulama Menüsü’nden yarından itibaren kontrol edilebilecek. Durumunda değişiklik yapmak isteyenler müftülüklere başvurarak işlemlerini yaptıracak. Durumunda herhangi bir değişiklik yapmak istemeyenlerin kayıtlarıyla ilgili herhangi bir işlem yaptırmalarına gerek olmayacak.

Bu yıl ilk kez kayıt yaptıracak olanlar Türkiye Halk Bankası, Türkiye Vakıflar Bankası, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Al Baraka Türk Katılım Bankası, Asya Katılım Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası ve Akbank’tan istedikleri birine 15 TL ön kayıt ücreti yatıracak.

Hacca götürülmek istenilen çocukların (0 yaş dahil) ön kayıtlarının yapılabilmesi için ön kayıt ücretinin yatırılmış olması gerekiyor. Ön kayıt ücreti yatırıldıktan sonra, müracaatlar Başkanlığın http://hac.diyanet.gov.tr internet adresinden elektronik ortamda veya müftülüklerden temin edecekleri form dilekçesi ile doğrudan il ve ilçe müftülüklerine yapılabilecek” şeklinde açıklamada bulunuldu.

www.mudurnuhaber.com

 

 

 

Nallıhan Mudurnu ya İğne Oyası öğretiyor

Geçmiş yıllarda Mudurnu ilçesinde Oyacılık bir Sektör iken şimdi ise Komşu ilçemiz Nallıhan dan gelen  Usta öğretici sayesinde Mudurnulu Bayanlar İğne oyası öğreniyor.

 Mudurnu ilçesinde yıl boyunca kursların devam ettiğini belirterek, Nallıhan ilçesinden gelen  Öğretici Fatma BOZKURT un Mudurnu lu bayanlara iğne oyaları hakkında kurs verdiğini belirtti.

168 saat lik Kurs sonrasında Mudurnulu bayanlar iğne oyalarını sergileyecek ve  Kurs Bitirme sertifikası alacak.

           HEDEFİMİZ  HALK EĞİTİM OLARAK SATIŞ MERKEZİ AÇMAK

Gedikoğlu, Halk eğitim Merkezi olarak Mudurnu da oyacılığı yeniden kalkındırmak için, Halk eğitim olarak Oya satış merkezi açmayı planladıklarını belirtti. Hedeflerinin Mudurnu da oyacılığı yaşatmak olduğunu belirten Gedikoğlu, kursa şu an gelen hanımlar, çocuklarının  Çeyizlikleri için oya yapıyor, biz bunu ekonomiye kazandırmak istiyoruz dedi.

www.mudurnuhaber.com