Otizmin Farkında mıyız..?

Otizmin Farkında mıyız..?

Bugün otizm farkındalık günü. Birleşmiş milletler tarafından tüm dünyada 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü olarak ilan edildi. Ülkemizde ve dünyada 2 Nisan’da otizm hakkında insanlığın bilinçlendirilmesine ışık tutacak nitelikte çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinlikler, otizmin insanlar tarafından tanınması ve fark edilmesi açısından önemli rol oynamaktadır. Toplumdaki bireylerin, otizmli çocukların özelliklerini bilmeleri ve otizmin bulaşıcı bir hastalık olmadığının farkına varmaları gerekmektedir.

 

Sakarya’da bugün bu farkındalığı yaratmak için Sakarya Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü öğrencileri ve Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından  bir dizi farkındalık çalışmaları yürütmektedirler. Ayrıca buna ek olarak Sakarya  Otistik Çocuklar Eğitim Merkezinin düzenlediği farkındalık yürüyüşü otizmin tanınmasında rol alan başlıca etkinlikler arasında yer almaktadır. Otizmin ne olduğunun bilinmesi, çeşitli önyargıları önlemek adına önem arz etmektedir. Uzun yıllardır kullanılan “otizm” terimi, son yıllarda yerini, “Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB)” terimine bırakmıştır. Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Yaygın görülen bazı belirtilerin bilinmesi, otizmi fark etmede önem arz etmektedir.

 

Bunlar arasında; ciddi sosyal etkileşim ve iletişim bozukluğunun yanında sosyal davranış, dil, algısal fonksiyonlarda sınırlılık, göz kontağı kurmada sınırlılık, başkalarının yaptıklarına karşı ilgisizlik , akranlarıyla etkileşimde isteksizlik ve yetersizlik , kendi kendine olma eğilimi fiziksel dokunma, jest, mimik, gülümseme gibi sözel olmayan iletişim biçimlerini kullanmada sınırlılık,hayali oyunlar oynamada sınırlılıklar, dil becerilerinin gelişiminde yetersizlik, vücut dili kullanımında sınırlılık, zamirlerin özellikle “ben” zamirinin doğru ve yerinde kullanımında sınırlılık, takıntılı ve Sıra dışı davranış örüntüleri, hareket eden nesnelere aşırı ilgi göstermek, ilgi duyduğu
konularla ilgili ince ayrıntıları anımsamak, sıradışı el hareketleri, belli düzen ve rutinlere ilişkin aşırı ısrarcılık, kendine ve başkalarına zarar verici davranışlar göstermek, görsel, dokunsal ya da işitsel uyaranlara karşı aşırı hassasiyet göstermek vb. tekrarlayan davranışlar ve ilgilerle kendini gösteren, yaşam boyu süren bir bozukluktur.

 

Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. ABD’de otizm spektrum bozukluğunun her 68 çocuktan birini etkilediği belirtilmiştir. Otizm bir hastalık değildir. Bu nedenle tedavi yoktur. Otizmin günümüzde bilinen tek çaresi ise, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Otizmde erken tanı ve erken müdahale, çocuğun her alandaki gelişimi için çok önemlidir. Fakat mevcut olan tarama ve tanı ölçeklerini uygulama konusunda eğitimi ve sertifikası olan yeterli sayıda uzman bulunmamaktadır. Dolayısıyla farkına varma, değerlendirme ve tanılama sürecinde ailelere önemli görevler düşmektedir. Ailenin çocuğundaki farklılıkları erken fark etmesi , erken tanı için önemli ilk adımdır. Ülkemizde tanı alan otizmli çocukların eğitimleri, kaynaştırma sınıflarında, özel eğitim sınıflarında, otistik çocuklar eğitim merkezlerinde ve rehabilitasyon merkezlerinde sürdürülmektedir. Ayrıca bazı otizmli çocukların eğitimleri de gezici özel eğitim öğretmenlerinin sunduğu evde özel eğitim desteği kapsamında kendi evlerinde de sürdürülebilmektedir.

 

Otizmli bireyler,  onlara özel hazırlanan bireyselleştirilmiş eğitim programları ile onlara özel düzenlenen öğretim ortamlarında eğitimlerini sürdürmektedirler. Otizmli bireylerin eğitimlerinde bilimsel dayanaklı uygulamaların olumlu etkisi, çeşitli araştırmalarla desteklenmektedir. Bu nedenle ülkemizde özel eğitim öğretmeni yetiştiren eğitim fakültelerinde bilimsel dayanaklı uygulamalar kapsamına giren yöntemler , öğretmen adaylarına kazandırılmaktadır. Otizmli bireylere sürekli ve yoğun özel eğitim desteği sunulduğunda onların da eğitim alabildikleri, istihdamda yer alabildikleri ve hayatlarını bağımsız idame ettirebildikleri görülmektedir. Dolayısıyla otizmli bireylerin bağımsız yaşamlarını idame ettirebilmeleri için; toplumdaki tüm bireylerin önyargılarından arınarak otizmi doğru tanıması, otizmli çocuklar ile aynı sınıfı paylaşması, onların öğretmeni olarak uygun desteği sunabilmesi, onlarla aynı iş yerinde çalışabilmesi kısacası ortak yaşam standartlarına ulaşılabilmesi büyük önem taşımaktadır.

Otizmin herkes tarafından fark edilmesi ve hak ettiği değere ulaşabilmesi dileği ile… 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü Kutlu Olsun…

 

 

Özel Eğitim Bölüm Başkanı

Öğr. Gör. Fidan Özbey

 

www.mudurnuhaber.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir