MUDURNU YUKARI HAMAM

MUDURNU YUKARI HAMAM

Çocukluğumuzda yıkılan Cumhuriyet İlkokulu bahçesinde top oynarken, topa hızlı
vurup Aşağı Hamam önüne kaçırdığımızda “Haydi yukarı hamam hastane” şeklinde
bağırırdık. O zamanlar faaldi Yukarı Hamam. 1950 li yılların başında Sirkelerin Mustafa amca
çalıştırırdı hamamı. Aşağı Hamamın (Yıldırım Beyazıt Hamamı) kadınlar kısmını teyzem,
erkekler kısmını da eşi Mustafa Kırkık çalıştırırdı. O yıllar evde, ibrikle yüklüklerde yıkanılırdı
ve hamama gitmek başlı başına bir olaydı.

Mudurnu’da küçük yaşlardaki erkek çocukları da kadın hamamlarına alınırdı.
Annelerimizle ya da ninelerimizle giderdik. Göbek taşında keş li cevizli ev makarnası ile turşu
yenirdi. Erik Pestil’ i olmazsa, olmazıydı sofranın.

Rahmetli anneannemin beni bacaklarının arasına sıkıştırıp, sabun kaçan gözlerimin yanmasıyla bastığım nara ya aldırmadan yıkadığı günler ne güzelmiş meğer. Sonraki yıllarda bir gün bir kadının “Kocaman adam olmuş bu, bari babasını da getirseydiniz.”sözleri üzerine büyüdüğümü anlamıştım. Artık terfi etmiş, babamla birlikte erkekler hamamına gitmeye başlamıştım. Allah biliyor ya bu daha zevkli ve daha tantanalıydı. Artık bir tellak tarafından yıkanıyordum. Özel odada soyunup, peştamallarımızı kuşanarak hamama giriyor, göbek taşı üzerinde terleyip, tellak tarafından keseleniyor, daha sonrada kocaman bir tas içinde köpürmüş sabunlu liflerle yıkanıyordum. Şimdi ne annem ne babam nede eski hamamcılar, hiçbiri hayatta değil. Nur içinde yatsınlar.

Geçenlerde İlhami Çetin kardeşimin “Mudurnu Haber “internet sitesine girdiğimde
27.11.2011 tarihli “Mudurnu ilçesindeki Frikyalılar dönemine ait 1800 yıllık tarihi yukarı
Hamam göz göre göre yok ediliyor” başlıklı haberi okumuştum. O zaman bu hamam ve tarihi
ile ilgili bende ki mevcut bilgileri sizinle paylaşmak istedim.

İlçemiz Havlu Mahallesindeki bu hamam, halkımız arasında“Yukarı Hamam” adıyla
bilinir. Yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. İlhami Çetin kardeşimin, hamamın
Frikyalılar dönemine ait oluşu ile ilgili bilgiyi nerden aldığını ve doğruluk derecesini
bilmiyorum. Ancak ben 23 Nisan 1953 tarihli Bolu gazetesindeki Hayrettin Arıkana ait bir
yazıdan hamamın Selçuklu dönemine ait olduğu şeklinde kaynak gösterilmeyen bir yazısını
okumuştum. Daha sonra hamamın vakıflar idaresinden sonraki ilk sahibi merhum Mustafa
Eryılmaz’ın kızı Melahat Demirel hanımefendi ile konuşup bilgi almıştım. Öğrendiklerim
yapılış dönemi dışında, gazete haberini doğrular nitelikteydi.

Kastamonu salnameleri incelendiğinde Mudurnu’da 1869 ile 1889 yılları arasındaki
hamam sayısı iki olarak görülüyor ve 1893 tarihinden sonraki salnamelerde sayı üçe çıkıyor.
Kanaatime göre sayımda Yıldırım Beyazıt hamamının erkek ve kadın bölümleri iki ayrı hamam
gibi gösterilmiştir. Bundan da Yukarı Hamamın 1893 tarihinden sonra faaliyete geçtiği
anlaşılıyor.

Yukarı Hamamın yapılış tarihini gösteren bir kitabesi yoktur. Hamam girişindeki
mevcut kitabe tamir kitabesi olup hamamın 1897 tarihinde Çüce oğlu Ali isimli birisi
tarafından tamir edildiğini göstermektedir. Bu kitabe yazısının bir bölümü okunamamış olup,

okunan bölümü şu şekildedir;

“Gel imdi sen ……….li Veli.”

“Tamir eyledi cüce oğlu Ali”1

Sene :1315 (1897)

Rivayete göre, eski devirlerde Mudurnu büyük bir sel felaketine uğramış ve dere
kenarında bulunan bazı yerleşim alanları toprak altında kalmıştır. Yukarı hamamda bunlardan
birisidir. Yıllarca toprak altında kalan Hamam 1890 lı yıllarda Bugünkü Haytalar konağı
bahçesinde oyun oynayan üç genç kız tarafından kubbesi bulunarak tespit edilmiştir.
Bilahare de etraf kazılarak hamamın tamamı gün yüzüne çıkarılmıştır. Hamamın kızlar
tarafından bulunmuş olması sebebiyle hamam çalıştığı sürece genç kızlardan ücret
alınmamıştır. Bu adet 1949 lu yıllara kadar da devam ettirilmiştir.

Tamir kitabesinden anlaşıldığına göre, gerçek olan şu ki, Hamam 1897 tarihinden çok
önce yapılmış olup, yukarıdaki rivayet doğruysa, bu tarihlerde toprak altından çıkarılıp tamir
edilmiş olmalıdır.

Hamam soyunmalık, soğukluk ve sıcaklık bölümleri ile oldukça küçüktür. Soyunmalık
kare planlı, ahşap tavanlıdır. Ortasında fıskiyeli on köşeli bir havuz vardır. Soyunmalığın
güneyindeki dar bir kapıdan uzun bir koridora geçilmekte olup, batısında tuvaletler bulunur.
Güneyindeki bir başka kapıdan da beşik tonozlu dikdörtgen biçimli soğukluğa geçilmektedir.
Sıcaklık hamamın doğusunda bulunmaktadır. Kare planlı olan sıcaklığın üzeri, pandantifli bir
kubbe ile örtülüdür. Sıcaklığın yanında yine kubbeli iki halvet hücresi bulunmaktadır.

Uzun yıllar Vakıflar İdaresi tarafından işletilen Hamam 1949 yılında özelleştirilerek
Mustafa Eryılmaz’a2 (Sirkeler Ailesi) 4000 TL karşılığında satılmıştır. Aynı yıl yeni sahibi
tarafından Bolu’dan getirilen İhsan Taşdelen3 isimli bir ustaya esaslı bir şekilde tamir
ettirilerek faaliyete geçmiştir. Bu tamiratla ilgili kitabesi hamam içinde olup şöyledir.

Cüce oğlu Mehmet Ali 1315 (1899) yılında Bolu İdadisi resim öğretmeni olup Bolu Karaçayır Mahallesindendir.
Babasının taş ustası olması sebebiyle aile lakapları Mimarzade dir. Cüce oğlu Mehmet Ali iyi bir ressam ve hattattı. Bolu Yıldırım Beyazıt camii ile İmaret camiinin hadisi şerifleri onun eseridir. Ayrıca İstanbul Fatih Camisinin müezzin mahfelinde bulunan eşsiz tablo da ona aittir. İstanbul’da “Efkaf İslamiyye Müzesi” Müdürlüğü yapmıştır. Sevr anlaşmasına onay veren son Osmanlı şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi’nin damadıdır. Kayınpederinin Milli Mücadeleye ve Atatürk’e karşı çıkması sebebiyle onunla birlikte yurt dışına kaçmış, Mısır’da geçirdiği bir tramvay kazasında ölmüştür .

(Z.Konropa, Bolu Tarihi,S:583) Mudurnu Yukarı Hamamın kitabesindeki Cüce oğlu Ali’nin bu aile fertlerinden biri olması ihtimal dahilindedir.
2 Merhum Mustafa Eryılmaz Mudurnu Sirkeler ailesindendir. İsmet hanım ile evliliğinden Sebahat, Melahat ve Mehmet isimlerinde üç çocuğu olmuştur.
3 İhsan Taşdelen’e ait kitabenin yazılması ile ilgili olarak Melahat Demirel Hanımefendiden alınan küçük bir Anekdot: İhsan Taşdelen kendisine ait tamir kitabesini yeni harflerle yazması sırasında, tesadüfen bulunan merhum öğretmen Mehmet Vardallı’nın, başlangıçta “hergelen”olarak yazılan kelimenin “Hergele olarak okunabileceğini söyleyerek “her giren” şeklinde düzeltilmesini sağlamıştır.

1

“Şifa bulsun bu hamama her giren”

“Tamir etti Bolulu İhsan Taşdelen.”

1949

Hamam 1957 yılında el değiştirerek Cemal Akman (Çatacıklılar)’a satılmıştır.
Yeni sahipleri tarafından kısa bir süre daha çalıştırılan hamam 1960 lı yılların ortalarında
kapanmış, yüklüklerin banyoya dönüştürülmesi ile de unutulmuştur.

Şimdi giriş bölümü üstü otel şekline dönüştürülerek sahibi tarafından korunmaya
çalışılan hamam, idare veya belediyenin elinde olsaydı, askerlik şubesi veya Cumhuriyet
İlkokulu gibi çoktan tarihe karışmış olurdu şeklinde düşünmekten de kendimi alamıyorum.

Hamam sahibi Yıldırım Akman’ın, kendisiyle röportaj yapan İlhami Çetin’e
söylediği ; “Tarih isteyenlere işte tarih. Gelip görsünler. Buranın çürüyüp yok olmasına göz
yummasınlar.” sözleri çok şey ifade ediyor aslında.

Anlayanlara…!

Güray ÖNAL

www.mudurnuhaber.com

 

İSTANBUL’DAKİ BİR MUDURNU’LUDAN MEKTUP VAR

Değerli hemşehrilerim öncelikle bu yazımı zahmeti ve sabrını göstereceğinizden şimdiden teşekkürlerimi bir borç olarak bilir sonsuz,saygı selamlarımı iletirim.

Çoğumuzun pek yakınında olup da  fark edemediği konuyu gündeme getirmek istiyorum.

KONU:ABANT’IN BOLU’YA DAHİL EDİLİP YERELLEŞMESİ.Şimdi gelelim bu konunun ne anlama geldiği;ben acizhane MUDURNU  büyüklerimin önüne geçerek bunu belirtmemem gerekir ama,her nedense onlardan fazla tepki göremediğim için dayanamadım,içimdeki ABANT SEVDASI ağır bastı,çocukluğum orada geçtiği için vicdanımın sesi beni sizlerin önüne geçmeye sevketti.

Bence  ABANT’IN yerelleşmesi demek doğa katliamı demektir.Son zamanlarda okuduğum haberlere göre BOLU BELEDİYESİNİN  ABANTI BOLU HUDUTLARI İÇİNE ALMA SENARYOLARININ ÇİZMESİ.BEN DERİM Kİ BOLU BELEDİYESİ İLK ÖNCE GÖLCÜKÜ Bİ ALSIN,DÜNYA HARİKALARINDAN OLAN YEDİ GÖLLERLE İLGİLENSİN DERİM!.günümüz şartlarında kararı taslak olarak sunmadan önce geçimini ABANTTAN SAĞLAYAN TEYZEM,AMCAM,YENGEM,DAYIM ne yapacak bi düşündünüz mü?acaba buradan kimler rant sağlama peşinde?

ABANT MUDURNU sınırları içindedir.Nasıl mı dersiniz?ABANT ın etrafını çevreleyen MUDURNU KÖYLÜSÜNÜN YAYALALARINA ne diyeceksiniz veya ne kılıf uyduracaksınız doğrusu merak ediyorum.BOLU BELEDİYESİNİN yaptığı işgal altına alınmış filistin örneğine benzetiyorum.Buralar 2B arazisi olarak acaba kimlere peşkef çekilmek isteniyor?

Bu o kadar ucuza olacak bir şey değil,bedelini ağır ödersiniz,tarih sizleri lanetle anar.BOLU BELEDİYESİ ABANTI ALIP SONRA ZENGİNLERE SATIP BORÇLARINI MI ÖDEYECEK DİYE SORMADAN DA EDEMİYORUM.Sınırları tamamen MUDURNU içinde olan,etrafı yaylalarla çevrili olan bir yeri dahil etmek işgal değil de nedir?Bu durumu başkalarına nasıl anlatabilirsiniz?BOLUYU kayıtsız şartsız seven memleketi sorulduğunda ilk önce BOLULUYUM diyen MUDURNUNUN desteğini kaybeden BOLUYU hayal bile edemiyorum.Bizlerin ağırlığı ile şu an GEREDE kalktığı gibi tekrar geri oturdu haberiniz ola!..MUDURNUYU kaybeden BOLU diğer ilçeleri de elinde tutamaz tamamen güvenirliğini kaybeder.

Ben ABANT’SIZ MUDURNU DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM.EĞER BU GÜNE KADAR MUDURNU BU KADAR TANINDIYSA ABANT SAYESİNDE,MİLLETİN EFENDİSİ KULLANDIĞI YAYLALARI SAYESİNDEDİR.

Benim acizhane sizlerden isteklerim olacak;

-İLK ÖNCELİKLE MUDURNU BELEDİYE BAŞKANINI BU KONUYLA İLGİLENMESİ İÇİN GÖREVE DAVET EDİYORUM

-AKLIMA GELEN MUDURNU SEVDALISI REŞAT ÜNSAL AMCAYI OSMAN AMCAYI MEHMET CANTÜRK ABİYİ VE PARTİ GÖZETMEKSİZİN İLÇE MECLİS ÜYERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM.GURBETTE OLDUĞUM İÇİN AKLIMA GELMEYEN DİĞER BÜYÜKLERİM DE DUYARLI OLUP BİR MUTABAKATA VARIP GEREKLİ GİRİŞİMLERİ BAŞLATMANIZ GEREKMEKTEDİR.

-BU ARADA MUDURNULU OLUP DA BOLU DA SİYASETTE AKTİF OLAN AKP 2.BAŞKAN YARDIMICIMIZI,CHP İL BAŞKANIMIZI,MUDURNULULAR DERNEK BAŞKANINI,DAHA DOĞRUSU MUDURNULUYUZ DİYEN HERKESİ GÖREVE DAVET EDİYORUM.TABİ BUNU YAPARKEN DE TEK DİLEĞİM KANUN SINIRLARI İÇİNDE OLMASIDIR.Şu an BOLU DA siyasette  aktif olan MUDURNULU abilerimin ahd-e vefa borçlarının olduğunu hatırlatmak isterim.Çünkü sizler MUDURNU sayesinde tanındınız ve bugünlere geldiniz.

-SAYIN BELEDİYE BAŞKANIM,İLÇEMİZDEKİ HALKIMIZ,GENÇLER VE İDARECİLERİMİZ 1 KM ÖTESİNİ HATTA 15 KM ÖTESİNİ BİR GÖRELİM DERİM.ETRAFIMIZDAKİ ÇENBER DARALIYOR,İŞLERİ TIKIRINDA OLAN BÜYÜKLERİM;BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN DİYENLER BU DÜŞÜNCELERİNDEN BİR AN ÖNCE VAZGEÇMELİLER(çünkü yılan büyüdü sizin mıntıkanızda dolaşıyor,her an sizi de sokabilir.)

-KÖYLÜLERİMİZ DE ESKİ ALIŞKANLIKLARINDAN VAZGEÇMELİLER.YAYLALARINIZA SAHİP ÇIKINIZ.

GERÇEK MUDURNU VE ABANT SEVDALILARI yüz yılllardır o güzel coğrafyaya sahip çıkan ve Türkiye’nin güzelliğini koruyan Mudurnu halkıdır. Abant sayesinde ekmek yiyen Abant dibi köylerine ve tüm mudurnululara soruyorum Yarın Abant Gölü Bolu yerel yönetime Belediyeye geçtiği zaman orada Faytonunu çalıştırabilecek mi,At Eşek den gezi parası kazanabilecekmi yayla evinde rahat oturabilecekmi hayvanlarını otlatabilecek mi o bölge Bolumuzdaki ard niyetli siyasi güçlere geçtiği an ABANT elden gidecek doğa bozulacak orayı kendi yandaşlarına mevcut Bolu belediyesi otellerle donatacak güzelim Abant bitecek.

-MUDURNU’NUN TANITIMI İÇİN HİZMET EDEN,KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİ KİTAP HALİNE GETİREN BENİM DE İLKOKUL ÖĞRETMENİM OLAN KAMURAN HOCAMI DA GÖREVE DAVET EDİYORUM.

-KÖY MUHTARLARINI,ABANT’SIZ MUDURNU OLMAZ BİLİNCİNİ TAŞIYAN TÜM MUDURNULULARI GÖREVE DAVET EDİYORUM.-

-ÇÜNKÜ ALINMASI GEREKEN FAKAT ERTELENEN HER TEDBİR,FELAKETE GÖNDERİLEN DAVETİYE GİBİDİR!..

-DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM HİÇBİR İŞİ İMKANSIZ DİYEREK BIRAKMAYALIM,YOKSA ERTESİ GÜN BAŞKALARININ O İŞİ BAŞARIRKEN ÇIKARTTIĞI GÜRÜLTÜYLE UYANIRSINIZ HABERİNİZ OLA DİYEREKTEN TEKRAR SAYGI VE SELAMLARINI İLETİRİM.

         

-BENİM TEK İSTEĞİM DIŞARIYA KARŞI SÖZÜ BİR ÖZÜ BİR MUDURNU’DUR,ÖRNEK MUDURNU HALKIDIR.ABANT’SIZ MUDURNU GÖRMEK İSTEMEDİĞİM GÜNLERİN BİZLERİN OLMASI DİLEĞİYLE HOŞÇAKALINIZ.BU YAZIMI OKUMA SABRINI GÖSTERİP VAKTİNİZİ ALDIĞIM İÇİN HAKKINIZI HELAL EDİNİZ!..

Yusuf TANRIKULU  İstanbul MUDURNU HABER  www.mudurnuhaber.com