YAZ İSHALLERİ TEHLİKELİ OLABİLİR !

YAZ İSHALLERİ TEHLİKELİ OLABİLİR !

Yazın gelmesiyle beraber yaşlı,çocuk demeden hemen herkesi ele geçiren
yaz ishalleri tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor.Beyoğlu Özel Avusturya Sen Jorj
Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meral KAYAHAN yaz ishalleri ile ilgili önemli bilgiler verdi.

İshal, dışkılama sayısında artışla beraber, dışkının şekilsiz bir hal alması olarak tariflenir. İshal nedeni ile barsak hareketleri artar, normal süreden daha kısa aralıklarla dışkılama ortaya çıkar. Günde bir veya iki kez katı ve şekilli dışkılaması olan bir kişi, günde 3-4 kez veya daha fazla dışkılıyorsa ya da dışkı cıvıklaşmış, su gibiyse veya sümüksü olmuşsa ishalden bahsede biliriz.

İshale neden olan pek çok sebep vardır. Bu sebeplerin başında mikrobik ishaller
gelmektedir. Bunun dışında çeşitli mide, barsak hastalıkları, hormonal hastalıklar, ani ısı değişimleri, stres, heyecanlanma, üzüntü, korku gibi psikolojik sebepler, malignite ve kullanılan antibiyotikler diğer sebeplerdir.

Konumuz olan yaz ishallerinin nedeni mikrobiktir. İshale neden olan mikroplar, bakteriler ve protozoon denilen gözle görülmeyen parazitlerdir.

Havaların ısınması ile yaz ishali nedeni ile polikliniklere müracaat edenlerin sayısında artış görülmektedir.

Isı artışı ile kişilerin su ihtiyaçları artar ve yaz aylarında daha fazla su tüketir. Sağlıklı ve temiz olmayan suların tüketimi veya bu sularla yıkanan meyve sebzelerin yenilmesi ile mikroplar vücuda girmiş olur.

Her zaman kullanılan suların sağlıklı ve temiz olup olmadığı bilinemez. Hasta hayvan ve insanların dışkıları ile de sulara ve yiyeceklere kontaminasyon olabilir.
Dışkı ile kontamine olmuş sularda yaşayan, ishal nedeni olabilecek çeşitli mikroplar bulunmaktadır. Bunlar özellikle durgun sulardan, kanalizasyonun karıştığı sularda, iyi ilaçlanmamış içme sularında uzun süre canlı olarak kalır ve çoğalır. Bu suların kullanılması, içilmesi veya bu sularla yıkanmış veya hazırlanmış gıdaların alınması ile mikroplar ağız yolu ile alınır, insanların bağırsaklarına yerleşir.

Tuvalet hijyenine uyulmaması, el yıkanmaması ayrıca market ve şarküterilerde gıdaların uygun koşullarda saklanmaması yaz ishallerine neden olabilir.

Sıcak havalarda yeterince soğuk ortamda saklanmayan gıdalarda bakteriler hızla çoğalır. Bu gıdaların alınması ile mikroplar direkt vücuda girmiş olur.

Yaz ishalinde en önemli belirti sık aralıklarla ve sulu, cıvık şekilde dışkılamaktır. Dışkı sümüksü, iltihaplı, sulu ve bazen kanlı olabilir veya su gibi dışkılama görülebilir.

Kalın barsak tipi ishallerde dışkı miktarı az ancak dışkılama sayısı fazladır, buna karşılık ince barsak tipi ishalde ise dışkı miktarı fazladır.

En sık görülen Giardia denilen protozoonun neden olduğu su gibi tariflenen ishallerdir. Bu tip ishallerin en ciddi ve öldürücü olanı ise dışkının pirinç suyu gibi tariflendiği kolera bakterisinin yaptığı ishaldir.

Yaz ishallerinde diğer belirtiler, karın ağrısı, karında buruntu hissi, bulantı, bazen kusma, yüksek ateş, baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları olabilir. Aşırı sıvı ve tuz kaybına bağlı olarak baş dönmesi, senkop, bayılma, ağız kuruması, ciltte kuruma görülebilir.

Elektrolit kaybına bağlı olarak kalp damar sistemine, böbreklere, sinir sistemine ait bulgular, ritim bozuklukları, böbrek yetmezliği, şuur kaybı gibi belirtilerde olabilir.

Tedavi olarak kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konması ve mikrobik ishalde antibiyotik tedavisi gerekir.

www.mudurnuhaber.com

 

Hipertansiyonunuzu Süt İçerek Dengeleyin!

Süt, kalp hastalıklarından korunmada da etkili… 

Hipertansiyonunuzu Süt İçerek Dengeleyin!

 Uzmanlar, yüzlerce yararı bulunan sütün kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonu önlediğini vurguluyor.

Sayısız yararı bulunan sütün kalp hastalıklarının önlenmesinde etkili olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonu önlemek için süt içilmesini önerirken yapılan araştırmalardan sütün hipertansiyonu dengelediği ifade ediliyor. Bu nedeniyle her gün 2 bardak tüketilen sağlıklı süt ve türevleri sayesinde hipertansiyondan ve koroner kalp hastalıklarından da korunabileceği vurgulanıyor.

Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, süt tüketiminin kalp sağlığını doğrudan etkilediğini söyledi. İnanç, “Süt ve süt türevlerinin içeriğinde kan yağları ve kan basıncının düşürülmesinde etkili olan protein, kalsiyum, fosfor gibi besin öğelerinin olması nedeniyle, her gün yeterli miktarda tüketimi koroner kalp hastalıklarından korunmada büyük önem taşıyor. Her gün düzenli içilen 2 bardak sağlıklı süt sayesinde hipertansiyon da dengeleniyor” dedi.

Kan basıncının kanın vücut atardamarlarına yaptığı basınç olduğunu belirten İnanç şunları söyledi: “Bu basınç, kanın vücutta dolaşımı, gereken yerlere oksijen ve gıda vermesi, atıkları toplayarak böbrek ve karaciğere götürmesi için gereklidir. Sistolik kan basıncı yüksek olarak ve kalbin her kan pompalayışında ölçülen basınçtır. Diastolik kan basıncı ise kalp dinlenme halindeyken kaydedilen ve daha düşük ölçülen basınçtır. Hipertansiyon kan basıncındaki artıştır. Hipertansiyon kalbin iş yükünü artırır ve atar damarlara zarar verir. Zaman içerisinde özellikle kalp, böbrek, göz ve beyine kan götüren atar damarlarda harabiyet oluşur. Kalp, böbrek, göz ve beyin damarları bu yüksek basınca uzun yıllar boyunca sessizce direnebilir. Bu nedenle kan basıncındaki yükselme yıllarca belirti vermeden, tamamen sessiz, sinsi, ilerleyebilir. Ancak bu hastalara zarar vermediği anlamına gelmez. Yüksek tansiyon inme, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin önemli kilit nedenlerinden biridir.”

 ‘Sağlıklı yaşam için süt’

Sağlıklı bir yaşam için beslenmenin önemine değinen İnanç, şöyle konuştu:  “Süt ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyumun hipetansiyonla ilgili olduğu bildirilmektedir. Kalsiyum alımı azaldıkça arteriyel kan basıncı artarak hipertansiyona neden olmaktadır. Kan basıncının etkin olarak düşürülmesi ile kalp hastalıklarından ölüm oranları önemli ölçüde azalmaktadır. Bu nedenle kalsiyum tüketiminin artırılması gerekmektedir. Kalsiyum ve fosfor açısından en zengin besinler de süt ve türevleridir. Kan basıncının etkin olarak düşürülmesi için düzenli olarak süt ve türevlerinin tüketilmesi gerekmektedir.”

www.mudurnuhaber.com

Dünya Böbrek Günü Kutlanıyor

Bu yıl Dünya Böbrek Günü, 08 Mart günü “Transplantasyon” ana teması ile kutlanıyor. 

 Bu yıl Dünya Böbrek Günü, 08 Mart’ta “Transplantasyon” ana teması ile kutlanıyor. Böbrek sağlığı ve hastalıkları konusunda toplum bilincini artırmak, erken tanının önemini vurgulamak ve kronik böbrek hastalığının insan sağlığı ve ülke ekonomisi üzerindeki ağır yükü hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla kutlanan bu özel günde, birçok ülkede, çeşitli etkinlikler düzenleniyor. 

Dünya’da ve Türkiye’de böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle diyalize ihtiyaç duyan hastalara yönelik tedavi hizmeti ve ürünleri sunan Fresenius Medical Care, Türkiye’de sunduğu tedavi hizmetinin standartları ve bilgi birikimiyle hastalarının hayat kalitesi ile sağlık çalışanları ve hizmet sunucularının iş süreçlerine katkı sağlamaya devam etmektedir.

Türkiye’de diyaliz tedavisi gören hasta sayısının elli bini aştığını belirten Fresenius Medical Care Başkan Yardımcısı Alp Özkan, “Fresenius Medical Care Dünya’da ve Türkiye’de sektöründe liderliğini koruyan bir kuruluştur.

 Türkiye’de toplam 26 ilde 58 diyaliz merkezinde hemodiyaliz hastalarına hizmet vermektedir. Fresenius Medical Care olarak amacımız kronik böbrek hastaları için diyaliz alanında dünya standartlarında hizmet ve ürünleri ülkemizde de sunmaktır.” diyerek, Dünya Böbrek Günü’ne ve kronik diyaliz hastalığına gereken özenin gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. 

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu nun Bu projeye ihtiyacı var

2009 yılında Mudurnu ilçesi Termal Turizmi için çizilen Proje hayata geçirilmeyi bekliyor.

Mudurnu ilçesinin Turizm yönünden önünü açarak, problemlerin son bulması için hazırlanan bu proje 2009 yılında çizildi.

Mudurnu ilçesinde her  önemli projede olduğu gibi, bu projede hayata bir türlü geçirilemedi.

Proje raflardaki sürünme ömrünü beklerken, Mudurnu nun Termal sularıda  Mudurnu Deresi kanalı ile Sakarya nehrine dökülmeye devam ediyor.

 BU PROJE MUDURNU YA NE KAZANDIRACAK ?

150 dönüm arazi üzerine  binlerce Devre mülk ve Sosyal Aktiviteler yapılarak, bunlar için ise yatırım planı 250 milyon dolar olarak planlanmıştı.

Mudurnu’da uygulanmak üzere yapılan Projede,Toplam 100 Blok bulunmakta olup her bir Blokta 16 adet daire düşünülüyordu. Termal Park Avan Projesinde Dairelerin büyüklükleri ise 80 metrekare olup toplam daire sayısı ise 1600 adet, ayrıca 100 adet Özel Villa, Villaların büyüklüğü ise 200 metrekare olarak belirtilmişti.

Toplam 1700 adet konut, toplam Devremülk sayısı ise  44.200 adet olarak planlanıyordu. Mudurnu ilçesine yıllık gelecek Misafir sayısı ise 220.000 kişi olarak belirtiliyordu.

 

SOSYAL TESİSLERDE YOK YOK

 

Termal Park Avan Projesinde her tür aktivite düşünülmüş olup, Park içersinde gezilebilecek Bir gondol ve bu gondol için yapay bir dere bile düşünülmüş.  Alanda Açık ve Kapalı yüzme havuzları, saunalar, Alışveriş merkezleri, Fizik tedavi merkezi ve 1500 kişi kapasiteli Konferans salonları da unutulmamış.Termal Park Avan Projesinde Mini bir Hayvanat bahçeside projeye dahil edilmiş olup, At binicilik Kulübü, Bisiklet yolları, Tenis Kortları ve daha bir çok aktiviteninde kurulacağı Projede belirtilmişti.

 MUDURNU TURİZMİ ŞAHA KALKAR

Mudurnu Turizmini Şaha kaldıracak bu proje 2009 yılından bu yna raflarda gezinerek ömrünü tamamlamaya çalışırken, Mudurnulu Turizmciler ise alternatif kazanç yolları  ve tanıtım için kendi imkanları dahilinde çaba sarfediyor.

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU 112 ACİL 24 Saat görev başında

Mudurnu Devlet Hastanesi 112 Acil Ekibi 24 saat  görevlerinin başında çıkabilecek tüm vakkalar için hazırda bekliyor.

Bolu Merkezin yönlendirmesi ile gece gündüz demeden Mudurnu  ilçemizin 74 köyüne  gerekli Tıbbı techizat ile ulaşıp, zor durumda ve hasta olan vatandaşlarımıza yardımcı oluyor.

www.mudurnuhaber.com

Kanserin baş düşmanı

Kanser başta olmak üzere birçok hastalığın baş düşmanı Zerdeçal (Curcuma longa), zencefilgiller (Zingiberaceae) familyasından sarı çiçekli, büyük yapraklı, çok yıllık otsu bir bitki cinsidir. Hint safranı olarak da bilinir ve Anavatanı Güney Asya’dır.

MuDURNU kanser

Köri tozunun temel öğelerinden olan zerdeçal Batıda daha çok baharat olarak kullanılmasına rağmen Asyada uzun zamandan beri doğal ilaç olarak kullanılmaktadır.

Etken maddesi curcumin olan zerdaçalın 3 gramında yaklaşık olarak 30 ila 90 mg curcumin bulunur. Zerdeçalın kullanılan kısmı toz haline getirilmiş köküdür.

Faydaları Antioksidan etkilidir. Curcuminin antioksidan etkisinin E ve C vitaminlerinden daha güçlü olduğu görülmüştür.

İltihap giderici özelliği vardır.Zerdeçal karaciğer için yararlıdır. Karacigeri güçlendirir ve karaciğerden toksinlerin atılmasına yardım eder.

Solunum yolu enfeksiyonların tedavisinde yararlanılır.Curcumin kansere karşı koruma sağlar ve tümör hücrelerinin çoğalmasını engelleyici özelligi vardır.

Yapılan araştırmalarda cilt, kolon, ve gögüs kanseri için faydalı olabileceği görülmüştür.Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı etkisi zerdeçal yararları arasındadır.

Deneysel çalışmalarda zerdaçalın kolesterolü azaltıcı etkisi belirlenmiştir.Kalp hastalıklarını önleyebileceği yine yapılan araştırma sonuçlarından biridir.

Zerdeçal kullanımı hazmı kolaylaştırır.Sigaranın verdigi zararları önemli ölçüde azaltabileceği yapılan bir çalışmada görülmüştür.

Haricen deri rahatsızlıklarında yararlıdır.Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde zerdeçalın Kistik fibroz tedavisinde önemli fayda sağlayabileceği gösterilmiştir.

Zerdeçalın diğer isimleri zerdeçöp, safran kökü, sarıboya, zerdeçav, hint safranıdır.Başta Pakistan, Hindistan, Çin ve Bangladeş olmak üzere Asya’nın tropik bölgelerde yetişir.

Bitkinin toprak altındaki ana kökleri yumurta veya armut seklindedir. Yan kökleri ise parmak şeklindedir.

Rizomların üst yüzü sarımsı, iç yüzü ise sarı renklidir.Bitkinin Acımsı bir tadı vardır.Zerdeçal piyasada parmak şeklinde (rizom) ve toz şeklinde bulunur.

İçinde çok fazla madde bulundurur. Etken maddesi kurkumindir.1 silme tatlı kaşığı zerdeçal (~3 gram), ortalama 30-90 mg kurkumin içerir.

200 mg/gün’lük dozlarda (yaklaşık 2-4 silme tatlı kaşığı toz) zerdeçalın antienflamatuvar, antikanserojen ve antiaterojenik olduğu gösterilmiştir. Şimdiye kadar bilinen bir yan etkisi yoktur.

Zerdeçal, ipek kumaşlar ve ince derilerin boyanmasında ve kına yakmada da renklendirici olarak kullanılmaktadır.Aynı zamanda eskiden turnusol kağıdı yerine zerdeçal kağıdı kullanılmaktaydı.

Baharat olarak kullanılması için, zerdeçal bitkisinin temizlendikten sonra suda kaynatılıp kurutulmuş, koyu sarı renkli kök saplarının öğütülmesi gerekir.Elde edilen baharat safran yerine de kullanılır. Balık çorbası, pilav, söğüş ve çeşitli sebze yemeklerine çeşni olarak katılır.

İspanyolların deniz ürünlerinden yapılan ünlü “paella” adlı yemeğinde ve Hintlilerin “köri” sosunda da kullanılır.
 www.mudurnuhaber.com

 

Soğuk değil, tedbirsizlik hasta ediyor

Özellikle kış aylarında çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıkları, ebeveynleri endişelendiriyor.

            mudurnu sağlık

Ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, hapşırık gibi belirtilerle kendisini gösteren bu hastalıklar, doğru ve bilinçli tedavi edilmediği takdirde çocuklarda nadir de olsa ciddi rahatsızlıklara davetiye çıkarabiliyor.
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıklarına karşı alınması gereken önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Üst solunum yolları, bir insana karşıdan bakıldığı zaman burnundan başlayıp göğüs kafesinin girişine kadar olan bölümdür. Soğuk algınlığı, nezle, grip, kulak iltihabı (otit), burun iltihabı (rinit), sinüslerin iltihabı (sinüzit), yutak iltihabı (farenjit), soluk borusu iltihabı (larenjit) ve bademcik iltihabı (tonsilit) gibi rahatsızlıklar, sık rastlanan üst solunum yolu hastalıklarıdır. Anne ve babaların çocuklarını en sık doktora götürdükleri hastalıkların başında üst solunum yolu iltihapları gelmektedir. Sağlıklı çocuklar bir yılda 6, 8 defa üst solunum yolu iltihabı geçirebilir; özellikle yuvaya veya okula ilk başlanan yıllar bu hastalıkların daha sık görüldüğü yıllardır. Üst solunum yolu hastalıkları mevsimine göre farklılık gösterir. Genellikle ilkbaharın ilk yarısı, sonbaharın son yarısı ve kış aylarında üst solunum yolu hastalıklarına çocuklar daha sık yakalanmaktadır; çünkü bu dönemlerde hem havada mikropların oranı daha fazla oluyor hem de insanlar kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirip daha iç içe yaşıyorlar” dedi.
Tedavinin yanlış uygulanmasının çocuklarda kalp romatizmasına sebep olabileceğine dikkat çeken Karaböcüoğlu, “Anne veya baba geçmişte alerjik hastalıklar yaşadıysa, çocuklarının bitmek bilmeyen öksürüklerinin nedeni alerjik bir rahatsızlık olabilir. Üst solunum yolu iltihaplarının çok büyük bölümü her ne kadar virüs dediğimiz çok küçük mikroorganizmalarla oluyor ve antibiyotik kullanmak gerekmiyorsa da, halk arasında “Beta” denilen mikrobun yol açtığı bademcik iltihaplarında hastalık başladıktan sonra 9 gün içerisinde doğru antibiyotiği doğru dozda kullanmak gerekir.

Aksi takdirde çocuklarda eklem ve kalp romatizması ortaya çıkabilir. Orta kulak iltihapları tedavi edilmediği zaman da kulak zarının delinip dışarı akma ihtimali vardır. Bazı durumlarda üst solunum yolu iltihabının arkasından alt solunum yolu iltihapları, zatürre ve bronşitler gelişebilir. Bu durumda çocukta; halsizlik, düşmeyen ateş, sık nefes alıp verme ve hışıltı gibi belirtiler görülürse tedbirli olup çocuğu doktora götürmekte fayda vardır” diye konuştu.
 

Karaböcüoğlu, üst solunum yolu hastalıklarında sık yapılan yanlışlar ve çocuklarını korumak için anne ve babalara şu önerilerde bulundu:
 

“Çocukta ateş var diye gereksiz yere antibiyotik verilmemelidir. Bir uzmana danışılmalı ve çocuğun hastalığına göre tedavi uygulanmalıdır.
Üç aydan küçük çocuğun her ateşlenmesinde doktoru haberdar edilmelidir. Üç aydan büyük çocuklarda tüm ateş düşürücülere rağmen 48 saatten fazla uzun süren ateşi varsa, yemek yiyemiyor, kendisini halsiz ve mutsuz hissediyorsa hemen doktora gidilmelidir.
 

Anne ve babalar çocuk hastalandığında gereğinden fazla C vitamini, portakal, mandalina, limon yedirip onu kış boyunca hastalıklardan koruyacaklarına inanırlar. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre; sağlıklı bireylerde gereğinden fazla C vitamini almanın hastalıklardan korumakla hiçbir ilgisi olmadığı açıklanmıştır. Anne ve babaların çocuklarına gerektiği kadar vitamin, meyve ve sebze yedirmeleri yeterlidir.
Anne ve babalar mümkün olduğu kadar kapalı ve kalabalık ortamlardan, hasta olduğu bilinen kişilerden çocuklarını uzak tutmalıdırlar.
 

Hastalıklardan koruyuculuğu özelliği kanıtlanmış tek şey anne sütüdür. Anne sütü, çocuğu orta kulak iltihabı ve üst solunum yolu iltihapları dahil olmak üzere pek çok hastalıktan korur. Anneler bebeklerini ilk 6 ay mümkünse tek anne sütü ile beslemeli, 6. aydan sonra da ek gıdalarla birlikte 18-24 aya kadar anne sütü vermelidir.
 

Aileler çocuklarının yanında sigara içmemeli ve içilmesine izin vermemelidirler.
Soğuk her ne kadar tek başına hastalık nedeni değilse de, aileler çocuklarını soğuk havalardan korumaya özen göstermelidir”.

www.mudurnuhaber.com

MUDURNU BERA

 

GSS İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKEN SORU VE CEVAPLAR

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) internet sitesinde Genel Sağlık Sigortası uygulamasında merak edilenlere ilişkin 50 soru ve cevabına yer verdi.

                        Mudurnu GSS soru cevaplar www.mudurnuhaber.com

”www.sgk.gov.tr” internet adresinde ”50 soruda yeşilkart ve gelir testi” bölümünde, 16 başlık altında çeşitli sorular ve cevapları yer aldı.

Sorular ve cevaplar, işçi, esnaf ve memurlar, 18 yaş üstü çocuklar, 18 yaş altı çocuklar, yeşil kartlılar ile sosyal güvencesi olmayanlar ve bunların gelir testi işlemleri, gelir testi yaptırmak istemeyenler, özel sağlık sigortası olanlar, 65 yaş ve özürlü aylığı alanlar, geçici köy korucuları, avukatlık stajı yapanlar, banka sandıklarına tabi olanlar, prim gününü tamamlamış ancak yaş şartını bekleyenler, part time çalışanlar, yurt dışında yaşayan veya eğitime giden Türk vatandaşları, Türkiye’de yaşayan yabancılar, bakmakla yükümlü olunan kişi başlıkları altında toplandı.

1 Ocak’tan itibaren zorunlu genel sağlık sigortası uygulamasına geçildiği anımsatılan bölümde, tutuklu ve hükümlüler, er, erbaş ve yedek subay okulu öğrencileri, yabancı bir ülkede sosyal sigortaya tabi olması nedeniyle sözleşmeli ülke adına sağlık yardımları karşılananlar, kuruma devir alınacakları tarihe kadar 5510 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesi kapsamındaki banka ve sigorta şirketlerinin sandıkları kapsamında bulunanlar ile bunların bakmakla yükümlüleri, yabancı ülke vatandaşlarından Türkiye’de kesintisiz olarak bir yıldan fazla ikamet etmeyenler, milletvekilleri ile Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeleriyle bunların emeklileri ile dul ve yetimleri hariç olmak üzere Türkiye’de ikamet edenlerin, zorunlu genel sağlık sigortası kapsamına alındığı belirtildi.

Söz konusu başlıklar altında toplanan sorular ve cevaplarından bazıları şöyle:

”18 yaşın üzerindeki çocukların durumu ne olacak- 18 yaşın üzerindeki erkek çocuklar, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi durumunda ise 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayanlar, ana veya babasının sağlık güvencesinden yararlanmaya devam edecektir. Yani, bu kişilerin her yıl öğrenci belgelerini sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezine göndermesi yeterli olacaktır. 1 Ekim 2008 öncesi bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık yardımlarından faydalanan kız çocukları ise 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren de sağlık yardımlarından, daha önce olduğu gibi sigortalı veya evli olmadığı sürece yaş şartı aranmaksızın faydalandırılacaktır. 18 yaşın üzerinde çalışmayan/okumayan veya 25 yaşın üzerinde okuyan/okumayan/ çalışmayan erkek çocuklarının gelir testi yaptırmaları için ikametlerinin bulunduğu yerdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına başvurmaları gerekiyor.

-1 Ocak 2012 tarihinden önce 3816 sayılı Kanuna göre yeşil kartı olanlar, sağlık yardımlarından nasıl yararlanacak- 1 Ocak 2012 tarihinden önce yeşil kart sahibi olan ve bu tarihten sonra da vizesi (hak sahipliği) devam edenler, genel sağlık sigortası kapsamında sağlık yardımlarından yararlanmaya vize süresi dolana kadar devam edeceklerdir.

-Gelir testi yaptırmak için sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına nasıl ulaşılabilir- Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının adres ve diğer iletişim bilgilerine; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ‘http://www.aile.gov.tr’ veya ‘http://www.sydgm.gov.tr/tr/vakif’ web adreslerinden erişilebilmektedir. Ayrıca gelir testine müracaat edeceklerin ikametlerinin bulunduğu il veya ilçelerdeki valilik/kaymakamlıklardan da bilgi alınarak öğrenilebilir.

-Her hangi bir sosyal güvencesi olmayanlar 31 Ocak 2012 tarihine kadar gelir testi için müracaat etmezlerse ne olacak- 1 Ocak 2012 tarihi itibarıyla her hangi bir sosyal güvencesi olmayanlar Kurum tarafından Kanunun (60/g) bendi kapsamında re’sen tescil edilmişlerdir. Bu kapsamdakilere Kurum tarafından gelir testi yaptırmaları için ‘gelir testine müracaat bildirim’ belgesi adreslerine gönderilmiştir. ‘Gelir testine müracaat bildirim’ belgesi tebliğ edilenler, tebliğ tarihinden itibaren en geç bir ay içinde ikametlerinin bulunduğu vakıflara başvuracaklardır. Ancak bu yazının alınmasını beklemeksizin de doğrudan gelir testi için ikametlerinin bulunduğu vakıflara başvurabilirler. Dolayısı ile 31 Ocak 2012 tarihi, son müracaat tarihi olarak değerlendirilmeyecektir.

-Genel sağlık sigortasından yararlanma hakkı olmayanlar/sona erenler gelir testi yaptırmak istememeleri durumunda ne yapmalı-

Herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar veya genel sağlık sigortasından yararlanma hakkı sona erenler, gelir testi yapılmaması yönündeki yazılı beyanı ile Kuruma başvurması halinde, asgari ücretin iki katı üzerinden yüzde 12 oranında hesaplanacak tutarda genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir. (2012 yılı ilk altı ayı için aylık 213-TL-dir.)

-Gelir testi sonucu prim ödeme yükümlüsü olanların bakmakla yükümlü olduğu kişileri de prim ödeyecek mi- Gelir testi sonucu aile içinde kişi başına düşen aylık ortalama geliri asgari ücretin üçte biri ve üzerinde olanların genel sağlık sigortalısı olarak prim ödeme yükümlüsü (60/g bendi kapsamında) kendisidir. Bu kişilerin bakmakla yükümlü olduğu eş, çocukları, ana ve babası prim ödeme yükümlüsü değildir. Bunların bakmakla yükümlü olduğu eş, çocukları, ana ve babası, tescil edilen sigortalı üzerinden sağlık yardımlarından yararlanacaklardır.

-Gelir testi sonucu aile içinde kişi başına düşen geliri, brüt asgari ücretin üçte birinden fazla olanlar ne kadar prim ödeyecek- 1 Ocak 2012-30 Haziran 2012 tarihleri arasındaki asgari ücret (886,5-TL) dikkate alındığında;

Kişi başına düşen aylık gelir, brüt asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında (295,50-886,50-TL) ise aylık 35,46 -TL,

Kişi başına düşen aylık gelir, asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında (886,50-1.773-TL) ise aylık 106,38 -TL,

Kişi başına düşen aylık gelir, asgari ücretin iki katından daha fazla (1.773-TL’den) ise aylık 212,76 -TL,

1 Temmuz 2012-31 Aralık 2012 tarihleri arasındaki asgari ücret (940,50-TL) dikkate alındığında;

Kişi başına düşen aylık gelir, brüt asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasında (313,50-940,50-TL) ise aylık 37,62 -TL,

Kişi başına düşen aylık gelir, asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasında (940,50-1.881-TL) ise aylık 112,86 -TL,

Kişi başına düşen aylık gelir, asgari ücretin iki katından daha fazla (1.881-TL’den) ise aylık 225,72 TL,

Genel sağlık sigortası primi ödenecektir. Ödenen bu prim karşılığı sigortalı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sağlık hizmetlerinden yararlanacaktır.

İkamet adresi Türkiye’de olmakla birlikte yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının gelir testi için başvurması gerekmekte mi?

 Söz konusu kişilerin, kendileri ya da Türkiye’deki yakınları tarafından, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden (ADNKS) ikametgah adresini yurt dışındaki adresi olarak güncellemeleri halinde, genel sağlık sigortası kapsamında sayılmayacaklardır. Ancak, bu kişilerin Türkiye’de yaşayan bakmakla yükümlü bulunduğu kişiler (eş, çocuk, ana, baba), Kanunun 60/g bendi kapsamında tescil edilecek olup, gelir testi için sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfına müracaat etmeleri sonucu yapılacak gelir testi sonucuna göre işlem yapılacaktır.

-Türkiye’de çalışırken iş yerinden ücretsiz izin alarak yurt dışına gidenlerin durumu ne olacak?

 Kanuna göre (4/a) kapsamında olan kişiler yurt dışında ise ücretsiz izinli olduğu sürelerde işverenin bildirimi üzerine yurt dışında bulunduğu süre içinde bir takvim yılı içinde en fazla bir aylık sürede sağlık yardımından faydalandırılacaktır. Kanuna göre memur (4/c) olanlar ise; bir yıllık ücretsiz izinli olduğu sürelerde genel sağlık sigortalısı sayıldığından sağlık yardımlarından faydalandırılacaktır.

-Çifte vatandaş olup, Türkiye’de sigortası bulunmayan ancak vatandaşı olduğu yabancı ülkede çalışan veya sigortası/emekli olan Türkler ne yapacak ?

Çifte vatandaşlığı bulunanların, ilgili ülkenin Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunması ve vatandaşı oldukları yabancı ülkede çalışmaları durumunda; Türkiye’ye gelirken iki taraflı sosyal güvenlik sözleşmesine göre sağlık yardımlarından faydalandığına ait ‘formüler’ denilen belgeyi, yakınları adına ise ilgili ülkeden yine bunlar için istenilen ‘formüleri’ getirmeleri gerekmektedir. Ancak, çifte vatandaşlığı bulunanların, sözleşmesiz ülkede çalışması ve ikametgahlarının da yurt dışında bulunması halinde söz konusu kişiler genel sağlık sigortası kapsamına alınmayacaklardır.

-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup yurt dışına lisans, master, doktora eğitimi için gidenlerden çalışmayan ve sigortası olmayanlar ne yapacak- Onlar adına aile yakını gelir testine başvurabilecek mi- Bu durumdaki kişilerin de kendileri ya da Türkiye’deki yakınları tarafından ikametgahlarının Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nden (ADNKS) yurt dışındaki adres olarak güncellenmesi gerekmektedir. Bu durumda söz konusu kişiler, ikametgahları yurt dışında olduğundan genel sağlık sigortası kapsamında tescil edilmeyeceklerdir. Ancak Türkiye’de bulundukları sürede bakmakla yükümlülük durumları yok ise gelir testine başvurarak gelir testi sonucuna göre genel sağlık sigortası hükümlerinden yararlanacaklardır.

-Türkiye’de bir yıldan uzun süredir yaşayan ancak kendi ülkelerinde sağlık yardımlarından yararlanma hakkı bulunmayan yabancılar ne yapacak- Türkiye’de kesintisiz bir yıllık ikamet süresini dolduran yabancılar, ilgili ülke kapsamında genel sağlık sigortası uygulaması yönünden sigortalı değilse bu sürenin dolduğu tarihten itibaren Kanunun (60/d) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılmışlardır. Dolayısıyla bu kişilerin genel sağlık sigortası kapsamında tescil işleminin yapılması için kesintisiz bir yıllık ikamet süresinin dolduğu tarihten itibaren bir ay içinde kendilerine en yakın sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezine başvurmaları gerekmektedir.”

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu da Sigara Kontrolleri


 

Mudurnu da Sigara Kontrolleri

Bolu Valiliğince Bolu İl sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şube Müdürü Neşet YAŞLI Başkanlığında Mudurnu ilçesinde Umuma açık alanlarda Sigara Kontrolleri yapıldı.

Mudurnu Sigara Kontrolleri

Kontrollere Bolu il Sağlık Müdürlüğünden gelen bir heyete Mudurnu Emniyet Müdürlüğünden bir yetkilide katıldı.

Mudurnu Haber www.mudurnuhaber.com

Mudurnu ilçesindeki Pastane, Kıraathane, Lokanta ve benzeri işyerlerine ziyaretler gerçekleştiren heyet, Sigara yasağı konusunda vatandaşın bilgisine başvurdu.

Mudurnu Sigara Kontrolleri www.mudurnuhaber.com

Kahvehanelerdeki Vatandaşa, yetkililer Sigara yasağını sordu. Vatandaşlar yasak gelmeden önce, Kahvehanelerden evlere gittiklerinde Eş ve Çocuklarından sürekli Sigara kokusu ile ilgili şikâyetler aldıklarını belirterek, şu an çok rahatız diye cevap verdiler.

www.mudurnuhaber.com

 

Bölge Hastanesi Mudurnu’ya da hizmet verecek

Ankara, Beypazarı ilçesi Ayvaşık Mahallesi Salihler Tepesi mevkisinde yapımı süren 100 yatak kapasiteli Beypazarı Devlet Hastanesi inşaatında sona yaklaşıldı.

Devlet Hastanesi MUDURNU

35 bin metre karelik bir alan üzerine 12,5 milyon TL ile yapımı ihale edilen inşaat  çalışmaları hızla devam ediyor.

 Devlet Hastanesinin tamamlanıp hizmete açılması ile birlikte , bölge hastanesi konumunda olan hastanenin, başta Beypazarı olmak üzere, Nallıhan, Güdül, Bolu ili Seben,Mudurnu ve  Kıbrısçık ilçesi ayrıca Eskişehir Mihalıççık ilçesi halkına hizmet vereceği belirtildi.

Beypazarı Devlet hastanesi yetkilileri geçtiğimiz yıl yatan hasta sayısının 5000 i geçtiğini belirterek, hastalarımız arasında Bolu ili ve ilçelerinden ve Mudurnu ilçesinden yatan hastaların tedavi gördüklerini belirttiler.

www.mudurnuhaber.om

 

Soğuk Algınlığında Bol Sıvı Tüketin

Hava değişimi birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Uzmanlar uyarıyor: Ellerinizi sık sık yıkayın, hasta kişilerle temas etmeyin, kapalı ve kalabalık ortamlarda fazla vakit geçirmeyin.

                                 Soğuk Algınlığı MUDURNU

Bugünlerde herkes özellikle de soğuk algınlığından muzdarip. Mudurnu Devlet Hastanesi Aile Hekimi Dr. Mehmet SUR , soğuk algınlığının tedavisi için bol sıvı tüketimi ve elleri sık sık yıkamayı öneriyor.

Soğuk algınlığı, aniden başlayan burun akıntısı, boğaz ağrısı, gözlerde sulanma ve yanma, burun tıkanıklığı ve hapşırma ile ortaya çıkıyor. Beraberinde yorgunluk, baş ağrısı ve hafif ateş getiriyor. Uzmanlar, mevsimsel sebeplerden kaynaklanan ve 1 hafta içinde kendiliğinden geçen bu hastalığın tedavisi için özel bir yöntem uygulamak gerekmediğini söylüyor.

Uzmanlar, bol sıvı tüketimi ve iyi bir istirahat döneminin ardından hastalığın etkilerinin ortadan kalkacağını belirtiyor. İhtiyaç duyulması halinde ateş düşürücü ilaçlar ve kuşburnu çayı da hastayı rahatlatmak adına kullanılabilir.

www.mudurnuhaber.com

 Mudurnu Reyon www.mudurnuhaber.com

Yeşil Kartlılar Gelir Tebiti yaptıracak

5510 sayılı kanunun geçici 12 nci maddesine göre; yeşil kart sahipleri ile herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlar, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alındı.

           Mudurnu Yeşil Kart www.mudurnuhaber.com

1 Ocak 2012 tarihinden sonra yeşil kartlı olmayanlar ile herhangi bir sosyal güvencesi olmayanların genel sağlık sigortası tescilinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılacak.  Yeşil kartlı veya sosyal güvencesi olmayanların 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren bir ay içinde gelir tespiti için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurmaları gerekiyor.

        HAKİKİ İHTİYAÇLILARIN  PRİMLERİNİ DEVLET ÖDEYECEK

Yapılan gelir tespiti sonucunda; ailede kişi başına düşen gelir miktarının aylık tutarının asgari ücretin üçte birinden az olması halinde bu kişilerin primlerinin devlet tarafından karşılanacak.

Yapılan gelir testi sonucunda; aile içindeki kişi başına düsen aylık gelir miktarı asgari ücretin üçte birinden fazla ise bu kişiler, Kanunun 60 inci maddesinin (g) bendine göre tescil edilecek. Tescil edilen kişilerden ailede kişi başı gelir miktarının aylık tutarı; asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilenler asgari ücretin üçte biri, Asgari ücretten asgari ücretin iki katına kadar olanlardan asgari ücret, Asgari ücretin iki katından fazla olanlardan ise asgari ücretin iki katı, üzerinden yüzde 12 oranında genel sağlık sigortası primi alınacak.” 

   GELİR TESBİTİ YAPTIRMAYANLARA NE OLACAK ?
1 Ocak 2012 tariyle yeşil kart vizesi dolanların bir ay içinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat ederek gelir tespiti talebinde bulunmaları gerektiği ifade edildi. Gelir tespiti için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına ya da Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurmayanlardan ise asgari ücretin iki katı tutarı üzerinden hesaplanan genel sağlık sigortası primi alınacağı kaydedildi.

www.mudurnuhaber.com

HASTANE MUDURNU’YA YETMİYOR

Mudurnu ilçesi DEVLET Hastanesi hizmet binası artık ilçeye yetmez oldu. Hastane çalışanları Devlet Hastanesinin artık  ilçeye yetmediğini ifade ederek yetkililerden Mudurnu İlçesine yapılması planlanan Yeni Hastane yapımı için hızlanılması gerektiğinin altı çiziliyor.

MUDURNU DEVLET HASTANESİ www.mudurnuhaber.com

  GÖYNÜK VE MENGEN İNŞAATLARI BAŞLADI MUDURNU’DAN SES YOK

Bolu ilinin bazı ilçelerinde yapılması Planlanan ve ilk Projelendirilen ilçelerden MUDURNU DEVLET Hastanesi  yapımından hala bir sonuç alınamadı. Yıllardır, çeşitli yerlere yapılması için Kamuoyu araştırmaları ve çeşitli Anketler yapılan Mudurnu Devlet Hastanesi yılın son günü olan 31 Aralık 2011 gününe geldiğimizde hala karar verilemediği gözleniyor.

MUDURNU HABER www.mudurnuhaber.com

 HASTANE BAHÇESİ ARAÇLARLA DOLUP TAŞIYOR

Her gün Mudurnu ve Köylerinden gelen Hasta ve Hasta yakınlarının araçları için artık PARK yetersiz kalıyor.

                                    MUDURNU’YA YENİ UZMAN DOKTOR

 Mudurnu İlçesi Devlet Hastanesinde bir taraftan  Hizmet Binası sıkıntısı çekilirken, bir yandan da yeni Kadrolar gelmeye devam ediyor.

mudurnu haber www.mudurnuhaber.com

Mudurnu İlçesi Devlet Hastanesine  Aile Hekimliği Uzman Doktoru Selami KARA göreve başladı.

KARA,  Mudurnu ilçesinde Raporlu hastaların Raporlarını Mudurnu’dan eskiden alamadıklarını belirterek, artık Raporlu hastalarımız yorulmayacaklar, Raporları tarafımızdan verilecek müjdesini verdi.

 

 DEVLET HASTANESİNE RONTGEN VE LABARATUAR TEKNİSYENİ

Mudurnu Devlet Hastanesine 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren Rontgen ve Labaratuar Teknisyenlerinin göreve başlayacağı bilgisi verildi. Bu sayede Mudurnu Devlet Hastanesinde 24 saat Rontgen ve Labaratuar hizmetleri verilebilecek.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu’dan 30 Bin Mavi Kapak

“Tane Tane Kapak topluyor, Tüm Engelleri Kaldırıyoruz”   kampanyasına MUDURNU İlçesinden MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK organizasyonu ile son olarak 30 bin Kapak teslim edildi.

Mudurnu Kapak toplama www.mudurnuhaber.com

Mudurnu ilçesinde gönüllülerin Toplayarak MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK a teslim ettikleri Kapaklar, BOLU BELEDİYESİ  Kültür işler Müdürlüğüne teslim edildi.

Dünya Engelliler ve Dostları Gelişim Derneği nin yürüttüğü kampanya ya Mudurnu ilçesinde de destek verildi.

Kampanya ya destek veren Tüm Mudurnulu dostlara teşekkür ederiz.

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU DAN 60 KĞ ATIK PİL TOPLANDI

Mudurnu Fotoğrafçılık olarak 2001 yılından bu yana Mudurnu ilçesinde ATIK Piller çevreye zarar vermemesi için MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK tarafından   toplanıyor.

MUDURNU FOTO ATIK PİL www.mudurnuhaber.com

Toplanan Piller TAP ( Türkiye Atık Pil ) Derneği tarafından Bertaraf edilmek üzere toplanıyor. Yurdun çeşitli yerlerinde, Okullarda,Resmi Dairelerde ve Marketlerde  toplanan ATIK piller TAP aracılığı ile toplanıyor.

Kocaeli ilinde bulunan Geri Dönüşüm Merkezine MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK Mudurnu ilçesinden topladığı 60kğ ATIK Pil’i Bolu Aras Kargo Şubesi aracılığı ile 29 Aralık 2011 tarihinde teslim etti.

Gönüllük esası ile yürütülen bu çalışmaya MUDURNU ilçesinde yaşayan vatandaşlar ve Öğrencilerin getirdikleri ATIK piller MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK organizesi ile  www.exitcom.com.tr  ulaştırıldı.

Atık Pillerin Zararları – Atık Pillerin Çevreye Verdiği Zararlar

Pillerin insan sağlığına ve çevreye çok büyük zararları vardır. Piller cıva, kadmiyum, kurşun, çinko, mangan, lityum, demir, nikel, kobalt ve kimyasal maddelerden üretilir. Bu pillerin gelişi güzel çöplere atılması, doğrudan veya dolaylı olarak alıcı ortama verilmesi çevre açısından büyük tehlikeler yaratır.

Metaller toprağa ve oradan da yeraltı sularına karışabilir. En başta toprak kullanılmaz hale gelir ve metallerin yarattığı su kirliliği sudaki ekosistemi alt üst eder. Etkilenen sadece su ekosistemi değil, aslında tüm ekosistemdir. Zaman içerisinde bu etkiler insanlar üzerinde de görülür.

 Atık pillerin sebep olduğu hastalıklar başında, nörolojik bozukluklar, merkezi sinir sistemi hastalıkları, kanser, böbrek ve karaciğer hastalıkları gelir. Pillerin içindeki tüm maddelerin zararı kimi zaman öldürücü boyuta ulaşabilir. Maddeler daha önce de belirtildiği gibi toprağa karışarak hayvanların yediklerinden ya da sulardan insan vücuduna karışır. Ayrıca bir küçük kalem pil 4 metrekare toprak kirletir ve bu toprağı üretim yapamaz hale getirir.

Mesela kadmiyum, insanlarda yüksek tansiyona, kalp hastalıklarına, akciğer kanserine ve kansızlığa neden olur. Kadmiyum;
– İtai – itai ve akciğer hastalıklarına, prostat kanserine, kansızlığa, doku tahribine,
– Anfiyen ve kronik neval tübüler bozukluğa ve böbrek üstü bezlerin tahribineneden olur.

Atık Pillerin Zararları – Atık Pillerin Çevreye Verdiği Zararlar

Kurşunun meydan getirdiği olumsuzluklar vücudun hassaslaşması, kuvvetten düşme, uykusuzluk, kabızlık, zihin bulanıklığı, böbrek hastalıkları ve felç olarak sıralanabilir. Kurşun; işitme bozukluğuna, sinir iletim sisteminde ve hemoglobin bileşiminde düşmeye, kansızlığa, mide ağrısına, böbrek ve beyin iltihaplanmasına, kısırlığa, kansere ve ölüme neden olmaktadır.

Sinir sisteminin cıva bileşiklerine karşı çok yüksek hassasiyeti vardır. Bunun yanında vücuda alınan civanın beyin ve böbrekler üzerinde de ağır tahribatlar yarattığı yapılan çalışmalarla tespit edilmiştir. Bunun yanında cıva konsantrasyonunun vücutta yükselmesi tansiyon yükselmesine, kalp krizine, deride kızarıklık ve yaralar oluşması ile gözlerin zarar görmesine neden olabilir. Cıva doğada bozulmaz. Cıva ve cıva bileşikleri halk ve çevre sağlığı bakımından çok tehlikeli ve toksittir. Akan pildeki cıva hızla deri veya solunum yolu ile vücuda girebilir. Bu maddenin eser miktarda suda bulunması dahi ciddi tehlike oluşturur. İçme suyu veya gıda zinciri yolu ile insan vücuduna giren cıva;

– Parastezi, ataksi, dişartri ve sağırlık gibi nörolojik bozukluklara,
– Merkezi sinir sisteminin tahribine ve kansere,
– Böbrek, karaciğer, beyin dokularının tahribine,
– Kromozomları tahrip edip sakat doğumlara neden olmaktadır.

www.mudurnuhaber.com