CHP YENİ YÖNETİMİN DEN MUDURNU ZİYARETİ


CHP  YENİ YÖNETİMİN DEN MUDURNU ZİYARETİ

 

Ağustos ayında yapılan CHP Bolu Olağanüstü il Kongresi’nde  il Başkanlığına seçilen  CHP Bolu İl Başkanı Kazım KARSU ve beraberindekiler Mudurnu ilçe ziyaretinde bulundular.

 

CHP Bolu Millet Vekili Tanju ÖZCAN , Bolu İl Başkanı  Kazım KARSU , Mudurnu ilçe Başkanı Selçuk RESNE ,CHP Mudurnu Belediye Başkan Aday Adayı Hulusi DİKER ve Parti yönetimi Mudurnu  Fuat Beyler Konağı  bahçesinde bir süre sohbet etti.

MUDURNU’YA 45 YILDIR GELİRİM

CHP Bolu İl Başkanlığına yeni seçilen  Kazım KARSU , Mudurnu’ya 45 yıldır gelir giderim, siyasi olarak,arkadaşlar vasıtası ile ve ticaret vasıtası ile  Mudurnu sürekli geldiğim bir ilçedir, Ben kendimi biraz da Mudurnulu olarak görüyorum, 70 li yıllardan bu yana bu bölgede siyasi olarak çalışma içersinde bulunuyorum.

NERDEN ÇIKTIN SEN DEDİLER

CHP Bolu il Başkanı  Kazım KARSU, bana soruyorlar nerden çıktın sen, siyasetçiler ile gelip gidiyordun ama , senin öyle bir niyetin yoktu dediler, ben de dedim ki bu bir görevdir bir bayrak yarışıdır, Bayrak insanın eline verilir, bu bayrağı kişi gücü yettiği yere kadar götürmelidir, yok sa birilerini torpil yaparak bir yerlere getirmek için gelmedik, Partimiz bizim için her şeydir, bizim hayatımız Parti ile geçti, Partimiz için her şeyimizi feda ettik ve her şeyede varız, yoksa birilerini Millet vekili, birilerini Belediye Başkanı  yapmak için niyetimiz yok dedi.

 

EN SORAMAYACAĞINIZ SORULARA BİLE AÇIĞIM

CHP Bolu İl Başkanı Kazım KARSU Mudurnu ilçesindeki partilileri ile bir araya gelişinde  bana her türlü suyu sorabilirsiniz, ben Ticaretten geliyorum, Babam ve Ağabeyim Siyasetçiydi ama, onlarda kaldı o iş, bana böyle bir görev verdi arkadaşlar, o görevi beraber sürdürelim diye, başarılı olursak , başarılı olduğumuz yerde bu işi bitiririz, bayrağı başka bir arkadaşa verir, o arkadaşımız devam eder, bu işin yaşlısı genci yok, her şey fikirdedir, hepimiz genciz, bende sizin gibi kendimi genç kabul ediyorum, çünki çok genç torunlarım var dedi.

CHP YÖNETİMİ MUDURNU KAYMAKAMINI ZİYARET ETTİ

Bolu Milletvekili Tanju ÖZCAN , CHP Bolu İl Başkanı Kazım KARSU ve beraberindekiler Mudurnu Kaymakamı Kerem Süleyman YÜKSEL i Makamında ziyaret ederek hayırlı olsun temennisinde bulundular.

 

www.mudurnuhaber.com

 

Haber: Aydın ÖZPELİT &Foto ve Video: Özgür KOCABAY

 

HABERİN FOTOĞRAFLARININ DEVAMI MUDURNU FACEBOOK SAYFAMIZDA

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=652101111481741&set=pcb.652109994814186&type=1&theater

EV TELEFONLARINIZI  AVANTAJLI TARİFEDEN  YARARLANARAK İLK 6 AY 14.90 TL YE  TÜRKİYE NİN TÜM İLLERİNDEN ORİS TELEKOM A   TAŞIMAK İÇİN MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK’A MÜRACAAT EDEBİLİRSİNİZ.

ADRES: Seyrancık mah. Demirciler cad. No:17 MUDURNU Tel.0 374 421 28 83 Gsm: 0535 735 91 64

ASTARCI, ANLITAN DAN DESTEK İSTEDİ

ASTARCI, ANLITAN DAN DESTEK İSTEDİ

Mudurnu ilçesinin sevilen simalarından Yarışkaşı Konağı İşletmecisi Nevzat ANLITAN ve Orhan ASTARCI   arasında geçen diyalog   gülümsetti.

Orhan ASTARCI, artık siyasetin hız kazandığı şu günlerde  bana   Belediye Başkanlığı için destek verirsin değil mi sorusu üzerine Nevzat ANLITAN tebessüm ederek hangi Partiden adaysın yaren diye cevap verdi.

 

Orhan ASTARCI, zamanında ben senin için çok koşturdum sıra şimdi sende, beni destekle  dedi.

www.mudurnuhaber.com

 

Vakıf’ta TANSİYON yükseldi


VAKIF’TA TANSİYON YÜKSELDİ

Mudurnu Şeyh-ÜL İmran Vakfının  Yönetim Kurulu Seçimlerinin Yapıldığı  toplantısında TANSİYON yükseldi.Toplam 53 üyesi bulunan Vakıf 28 Üyenin imzası  ile  Mudurnu Keyvanlar Konağı Bahçesinde toplandı.

Vakfın faaliyet raporları okundu ve onaylandıktan sonra , dilek ve temenniler kısmında , üyeler sırası ile söz alarak düşüncelerini aktardı.

Vakıf Üyesi Osman USLUPAT, Vakfın bir Cami derneği gibi hareket ettiğini savunarak, neden  20 bin tl lik bütçeyi tartışıyoruz, bizim daha büyük düşünmemiz gerekir dedi. Bunun üzerine  Vakıf yönetimi, siz teklif verdinizde biz hayırmı dedik, ayrıca sizin bahsettiğiniz konular ile ilgili  maddi kaynağı nasıl temin edeceğiz, sorusuna ise USLUPAT, Büyük düşüneceğiz, kredi alırız cevabını verdi.

Daha sonra söz alan Vakıf Üyesi Reşat ÜNSAL, basında çıkan Şeyh-ül İmran Mezarı değiştirildi haberleri üzerine konuştu ve Vakıf Başkanı biz o konunun muhatabı değiliz, o konuyu Gazeteci Aydın ÖZPELİT e sorun dedi. Ünsal, Özpelit e neden bunu bu kadar  internetlere verdin, yerel basına değıttın dedi.

 

Gazeteci Aydın ÖZPELİT, sorulan soru üzerine  cevap hakkı isteyerek Vakıf üyelerini bilgilendirdi.

ÖZPELİT, biz haberimizde ne demişiz ?  diye soru sordu ve Reşat ÜNSAL bilmiyorum cevabını verdi. ÖZPELİT, sizler Resimlere  bakaraktan bu sorun Mudurnu’nun genel yapısı  resimlere bakaraktan hareket ediyorsunuz, resimlere değil altındaki habere bakacaksınız, siz dedikoduları daha iyi biliyorsunuz , ben çarşılarda Kahvehane köşelerinde konuşulanları dinledim ve ondan sonra tesadüfen Hacı  Seyhan amcama rastladım ve konuyu kendisine sordum ve oda  mezarların yerinin değişitirilmediğini, aksine mezarların şu  andaki yerlerinin gerçek yerleri olduğunu ifade etti ve bende bunları yazıp haber yaptım dedi.  Açıklama üzerine Reşat ÜNSAL bunu senin haber yapmana gerek yokki dedi ve Aydın ÖZPELİT te  bu haberi yapmamdaki amaç, sokak ve kahvehanelerdeki insanların sesini siz duymuyorsunuz, ben haberci olarak bilgilendirmek zorundayım dedi.

 

 

Vakıf toplantısında daha sonra çeşitli konular tartışıldı ve seçimlere geçilmek üzere  Divan Başkanlığına  Hayrettin ULU tarafından bir liste sunuldu. Listedeki isimleri gören Reşat ÜNSAL , ben bu listede gerçek hakedenleri görmediğim için ve onların dışlanmış olduklarını tahmin ettiğimden  ve ben sabahtan bir iki isim önerisinde bulundum, bizim önerilerimiz  kıymeti yok dedi ve   Vakıf üyeliğinden  ayrılıyorum benim gibi arkadaşlarımda ayrılıyor dedi  ve istifasını yazıp Divana sundu.

 

 GERGİN DAKİKALAR YAŞANDI

 

Divan Başkanı Nevzat ANLITAN , verilen listeye ek olunabileceğini tüm Üyelerin aday olabileceğini açıklamasına rağmen tartışma yaklaşık 20 dakika sürdü. Vakıf Üyesi Osman USLUPAT,  Hayrettin ULU ya neden Liste hazırlıyorsun, burada konuşalım   bazı şeyleri aramızda görüşelim bırakın liste meselesini  , niye oldu bittiye getirmek istiyorsunuz amaç hizmet  olmalı dedi. Daha sonra tansiyonun yükselmesi ile birlikte Üyelerden bazıları toplantıyı terk etti. Vakıf Üyesi  Reşat ÜNSAL ve Hayrettin ULU  arasında karşılıklı  tartışmayı  Divan Başkanı ve arkadaşları yatıştırmaya çalıştı. Hayrettin ULU kendisine  yapılan suçlamaları kabul etmediğini belirtti ve Reşat ÜNSAL , sen niye liste hazırlıyorsun  bende veririm teklif ama sen baştan herşeyi hazırlamışsın , sana bırakıverelim yönetimi dedi.  Sonrasında ise seçimlere geçilip oy kullanıldı  oy sayımında ise  Orhan ASTARCI 19 Metin SOYGÜR 19 Mehmet KÜÇÜKATALAY 18 Hayrettin ULU 16 İsmail TÜRESİN 14 Seçkin BEYHAN 12 ve Mehmet İNEGÖL 11 oy alarak   Şeyh ül İmran Vakfının yeni yönetimi zorda olsa oluşturulmuş oldu.

www.mudurnuhaber.com

 

Haberin Diğer fotoğrafları MUDURNU HABER Facebook sayfamızda >>>

 https://www.facebook.com/mudurnuhaber/posts/640524285972757

Gelin Manileri(2)

Gelin Manileri(2)
 
Bir dal sevgi paylaşılınca orman
Bir damlası da umman olur.
 
el sözü tutan gelin
bağlarda yatan gelin
açılır saçılırsın
birazcık utan gelin…

gözleri kara gelin
gönlümde yara gelin
ne çabuk da mest oldun
içtiğin şıra gelin…

dağlardan geçen gelin
yaylaya göçen gelin
sevdiğini görünce
gonca gül açan gelin…

gonca güller aç gelin
mis kokular saç gelin
ay buluta girince
al bohçanı kaç gelin…

işin tozutan gelin
gergef bezeten gelin
iğnesi deliğinden
yarin gözeten gelin.
 
ay gelin atlı gelin
dilleri tatlı gelin
yar üstüne yar sevmiş
yüreği dertli gelin…

bağına girdim gelin
gülünü derdim gelin
şükür olsun mevlama
murada erdim gelin…

elinde güğüm gelin
yokluğun zulüm gelin
ayrılık olmasın da
vız gelir ölüm gelin…

yanıma otur gelin
soralım hatır gelin
bu gece gelişinde
bohçanı getir gelin…

gönüle azık gelin
yüreği ezik gelin
yarini eller almış
sana da yazık gelin…

pınar başında gelin
yarin peşinde gelin
her söze meyil vermez
aklı başında gelin…

bağımın gülü gelin
gönlümün dili gelin
davullar dövülecek
haftaya salı gelin..

fistanı morlu gelin
yüreği korlu gelin
hamamdan mı geliyon
gerdanın terli gelin…

bağıma gelen gelin
yüzüme gülen gelin
işveli bakışıyla
aklımı çelen gelin..

dillerin kaymak gelin
her yerin oynak gelin
benimle kalacaksın
yok öyle caymak gelin…

yarini an(an) gelin
aşkıyla yanan gelin
aramıza giriyor
o zalim anan gelin…

 meclisi sazlı gelin
salınır nazlı gelin
dalıp dalıp geçiyor
sevdası gizli gelin…

bu gönül senin gelin
mis kokar tenin gelin
gonca güle benzemiş
yanakta benin gelin…

saç bağın çözen gelin
ellerle gezen gelin
dudağımda güller var
onlarla bezen gelin..

çiçeği taze gelin
dilleri meze gelin
el ayak çekilince
geliver bize gelin…
 
dilleri batan gelin
kurt kuşa çatan gelin
sevdiğine darılıp
yalınız yatan gelin..elinde fener gelin
sılaya döner gelin
yarini eller almış
yüreği yanar gelin…
 
zilleri takan gelin
türküler yakan gelin
gönül bağıma girip
yüreğim yakan gelin…
bağlarda gezen gelin
badeler süzen gelin
el ayak çekilince
yanıma uzan gelin…yarini özler gelin
yolunu gözler gelin
ellerin yari gelmiş
yüreği sızlar gelin…

 
bağlıma geldi gelin
gül verdim güldü gelin
sevdamı gözlerimden
nasıl da bildi gelin…
ağıtlar yakar gelin
yollara bakar gelin
şeker kaymak bal ile
yarine bakar gelin…gözü sürmeli gelin
saçı örmeli gelin
yar üstüne yar sevdin
seni vurmalı gelin…

saç bağın çözer gelin
ellerle gezer gelin
salınıp dökündükçe
yarini üzer gelin…

Abdullah Atay
 
 

Bedevi kafasıyla Teknoloji ile buluşmak!

Bedevi kafasıyla Teknoloji ile buluşmak!
Yazacak konu çok hangi birini yazsam diye düşünürken… Nasihatten anlamak için
musibet gerekmez ama sokakta beklerken yanımdan geçen iki gençten biri içtiği sigarayı,
üstelik söndürmeden yere attı ve yürümeye devam etti. Arkasından seslenip ‘amcası bir
şey düşürdün’ dedim. Bana bakarak düşürmedim dedi, attığı sigarayı yerden alıp hemen
yakındaki çöp konteynırına attıktan sonra ben sana söylüyorum, senin yanında da başkası
atarsa sen de ona söylersin dedim. IQ seviyesi yeterli olmadığından yapılan davranışı
anlamayıp, ‘ben neden başkasına söyleyecekmişim?’ diye söylenerek gitti. İçinden de
başka şeyler homurdandığı kesin. Benim ne düşündüğüme gelince; kendi kültürünü
geleneğini aile değerlerini “modernlik”adı altında pervasızca tüketen bir toplum seksen
dokuz yılda kendi vatandaşını yaratamamış bir rejim ve liderlerinin birbirlerini çölde
kutup ayısına kovalattıkları bir acayip memleket.

Geçmişte atalarımızın yaşam ve davranış biçimine ait bize örnek olacak birçok
konu var tabi. Bir iki tanesini hatırlatmak isterim; atalarımız cebinde mendil taşıyıp yere
tükürmediği ve ayıp karşıladığı zamanlarda o günün Avrupalısı bırakın tükürmeyi, başka
pisliklerini camlardan aşağı attığı için şemsiyeyi icat etti. Atalarımız han, hamam, tuvalet
yaparken aynı küvette on kişi yıkanan Avrupalı pis kokudan kurtulmak için parfümü icat
etti. Yazının tam başlığı ‘Bedevi kafası ve kıl çadır kültürüyle teknolojiyle buluşmak’
olacaktı ancak bizim dağda gezen, yaşayan yörüğümüzün, çobanımızın doğaya saygıdan
yaktığı ateşin yeri bile belli olmazdı, onlara saygısızlık etmiş olurum diye yazamadım.

Mevzu uzun yaz yaz bitmez değerlerimizi yitire yitire geldik bu güne… Yere
tükürmeyi ayıp sayan atalarımız dünyayı yönetirken bu gün elinde ne varsa doğaya atan,
geri dönüşümü bilmeyen, okumayan, doğayı gözlemlemeyen, kan vermeyen, organ
bağışlamayan, sivil oluşumlara ilgi göstermeyen hakkını, hukukunu gerçeklere göre değil,
işine geldiği davranan aklını fikrini başkalarına ipotek etmiş bisiklet tamir edemeyecek
alet edevatı üretemeyen bir toplumun ipleri Hans ve Coninin elinde olur. İstedikleri zaman
da işlerine nasıl geliyorsa Karagöz Hacivat gibi oynatırlar.

Yukarıdaki yazımı yazma nedenim, her an her yerde karşılaştığımız olumsuzluklara
karşı bir nebze olsun katkım olabilir diye düşünmemdir.
Bu vesile ile son günlerde sosyal medyada paylaşılan Ahmet beyin ve Ayşe hanımın
günlük yaşamından kısadan hisse…

Ahmet Bey, sabah saat 7.00’de
*Casio** masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
*Puffy** yorganını kaldırdı.
*Hugo Boss** pijamalarını çıkarıp
*Adidas** terliklerini giydi.
*WC** ‘ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
*Clear** şampuan ve
*Protex** sabunuyla duşunu aldı.
*Colgate** ile dişlerini fırçaladı.
*BRAUN** ile saçlarını kuruttu.
*Bill’s** gömleğini ve
*Pierre Cardin** takımını giydi.
*Lipton** çayını içti.

*Sony** televizyonda medya özetlerini ve
*flash** haberleri izledi. *
*Citizen** kol saatine baktı. Aile fertlerine
*’BYE’** deyip
*Peogeot** otomobiline bindi.
*Blaupunkt** radyosunu açarak,
*rock** müziği buldu. Ağzına bir
*Polo** şeker attı. Şehrin göbeğindeki
*Mega Center** ‘daki ofisine varınca,
*Toshiba** bilgisayarını çalıştırdı.
*Microsoft Excel’e** girdi.
*Ofisboy** ‘dan
*Nescafe** ‘sini istedi. Saat 10.00’a doğru açlığını
yatıştırmak için
*Grissini **yedi. Öglen
*Wimpy’s Fast Food** kafeteryaya gitti. Ayaküstü,
*Coca Cola** ve **hamburgeri **mideye indirdi.
*Camel** sigarasını yakıp
*Star** gazetesini karıştırdı. Akşamüzeri iş çıkışı
*Image Bar’** a uğrayıp
*JB’** sini yudumladı, sonra köşedeki
*Shopping Center** ‘a uğradı. Eşinin sipariş ettiği
*Ariel** deterjan,
*Ace** çamaşır suyu,
*Palmolive** şampuan,
*Gala** tuvalet kağıdı,
*Sprite **gazoz ve
*Johnson** kolonyayı alarak kasaya yanaştı.
*Bonus** kartıyla ödemeyi yaptı.
Hafta sonu eşi Münevver’le
*Galleria** ‘ya giden Ahmet Bey,
*Showroom** ‘ları dolaşıp
*Converse** ayakkabı, *
*Lee Cooper blue jean** satın aldı.
Akşam evde bir gazetenin verdiği

*TV Guide** ‘a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasında
*zapping** yaparak,
*First Class** ,
*Top Secret** ,
*Paparazzi** gibi programlar izledi. Aynı anda
*Outdoor** dergisini karıştırdı.
Uykusu gelen Ahmet Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.
** ‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’** diye gerindi ve uyudu.
*Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil.

Mehmet Cantürk
10 Kasım 2012

www.mudurnuhaber.com

MANİLER (22)’Hazana çeyrek kala’

MANİLER (22)’Hazana çeyrek kala’ 

Gönül derin bir göldür
Girmesin bilmek gerek
Ömür şirin bir güldür
Dermesin bilmek gerek….Hazana çeyrek kala
Yari beklerim hala
Ben nazlımı sarmadan
Girmem kara toprağa…

Gençliğim heder oldu
Ayrılık kader oldu
Sılada ki sevdiğim
Gönlümde tüter oldu…

Yar bağında dikenim
Hasretini çekenim
O güzelin uğruna
Göz yaşımı dökenim…

Senin en şirin yanın
Benle olduğun anın
Terkedersen sen beni
Donar damarda kanım…

Şu dağlarda kurt olur
Kurda dağlar yurt olur
Bir yiğide bir gözel
Vallah billah şart olur…

İki iki kaç olur
Bilmeyene güç olur
Bir kötüye düşersen
Gül yüreğin hiç olur…

Sevgidir işin aslı
Yarsız gönüller yaslı
Gerçek aşkı tattırmış
Kerem’e şirin Aslı…

 
Ateş közdür kömüre
Sevgi özdür gönüle
Yarin güzel olunca
Kışlar yazdır ömüre…Bir zalimin yüzünden
Yürek yanar hüzünden
‘Gelcem’ dedin gelmedin
Bıktım artık nazından…

Yari gördüğüm anda
Coşar kanım damarda
Nice güzel gördüm de
Yine gönül o yarda…

Esince seher yelim
Kokuyor bahar gülüm
Sen bende ben olunca
Uzaktan bakar ölüm…

Ben yare gülüm derdim
Gülüme gönlüm verdim
Baharın leylim vakti
Bağında gülün derdim…

Yayla suyu serindir
Aktığı yer derindir
Viran olmuş bu gönlüm
Yar senin eserindir…

 
Kalınca yardan ırak
Şu gönül susuz kurak
Yar yolunu gözlerim
Karalar bağlayarak…
 
Nazlı yarim olmazsa
Gözler uykuyu neyler
Bülbül güle konmazsa
Güller kokuyu neyler…Gonca gülüm solunca
Ruha hüzün doluyor
O yar benim olunca
Solan yüzüm gülüyor…

 
Abdullah Atay www.mudurnuhaber.com