Nezahat Anne’nin Cenazesini Cübbeli hoca kıldırdı

Nezahat Anne’nin Cenazesini Cübbeli hoca kıldırdı

Yaşamını yitiren, Merhum Hacı Ahmet Palazoğlu’nun eşi, Merhum Hacı Yekta Palazoğlu’nun annesi, Bolulu İşadamı Muhittin Palazoğlu’nun babaannesi Nezahat Palazoğlu için Büyük Cami’de ikindi namazına müteakip cenaze namazı kılındı.

İsmailağa Cemaatinden Cübbeli Ahmet Hocamız, Ahmet Mahmut Ünlü’nün kıldırdığı, ikindi namazına müteakip cenaze namazına, Palazoğlu Ailesi ve yakınları, Vali Aydın Baruş, Düzce Valisi Ali Fidan, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun oğlu Mehmet Davutoğlu, Spor Yorumcusu Ertem Şener, daire müdürleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Palazoğlu, Tokadi Hayrettin Türbesi’nde defnedildi.

Bolu’nun tanınmış ailelerinden Palazoğlu Ailesi, bir büyüğünü daha kaybetti. İki yıl önce Nakşibendilerin lideri Yekta Palazoğlu, amansız hastalığa yakalanarak hayata veda etmişti.

Nakşibendi Şeyhi Sürmeli Hoca Muhittin Palazoğlu’nun gelini ve Yekta Palazoğlu’nun annesi hacı Nezahat Palazoğlu için Büyük Cami’de cenaze töreni düzenlendi.

İkindi namazı öncesi Büyük Cami’de cemaate vaaz veren Cübbeli Ahmet Hocamız, daha sonra cenaze namazına geçti. Saf tutan kalabalığa yaşam ve ölüm arasındaki çizgiyi anlatan Cübbeli Ahmet Hoca, daha sonra hacı Nezahat Palazoğlu’nun cenaze namazını kıldırdı.

Kılınan ikindi ve cenaze namazının ardından Palazoğlu’nun cenazesi, Bakanlar Kurulu kararı ile Tokad-i Hayrettin Türbesi’ndeki aile kabristanına defnedildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun oğlu Mehmet Davutoğlu da Tokad-i Hayrettin Türbesi’ne giderek cenaze törenine sonuna kadar eşlik etti.

 

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Yazılar Köyü Hacet Bayramı yapıldı

Mudurnu Yazılar Köyü Hacet Bayramı yapıldı

Mudurnu ilçesinde her yıl geleneksel olarak yapılan Hacet Bayramı bu yıl da yapıldı.

Mudurnu yazılar Köyünde  öğle den önce okunan Mevlid-i şerif ve vaaz programının ardından Cuma namazı kılındı.

Namaz dan sonra  Köy meydanında pişirilen  Bulgur Pilavı ikramı yapıldı. Daha sonra Köy meydanında ödüllü güreşlere geçildi.

 

 

 

Haber& Foto: Aydın ÖZPELİT

www.mudurnuhaber.com

 

 

Regaib Kandili duası

Bu gece Regaib Kandili… İşte bu mübarek gecede edilebilecek dualardan biri…

  Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Regaib gecesinin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Regâib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.

Regaib Kandili  DUASI

Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm

Bismillahi’r-rahmani’r-rahîm

Ey bizleri varlığa erdiren

Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran

Güzeller güzeli rabbimiz!

Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya sonsuz salât ü selam olsun.

İçinde

bulunduğumuz şu mübarek Regaib Kandili münasebetiyle bu gecenin senin

katındaki kutsiliğini de vesile edinerek dergâh-ı ilahînin önünde

ellerimizi açıp yalvarıyoruz:

YA İLAHE’L-ALEMİN!

Bize

verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla engin

rahmetinin kapısına dayanıyor, şu mübarek Regaib gecesinde bir kere daha

hâlimizi arz etmek istiyoruz.

EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur;

Ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur.

Bütün dileklerimizi kabul buyur

Ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur;

Yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

EY KORUYUP KOLLAYAN ALLAHIM!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma;

Akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden,

Nefislerimizi cismânîliğin baskılarından,

Gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle ya Rabbi

Biz kullarını; ilimde kibir ve gururdan,

İbadette riya ve gafletten

Ve duygularına renk attıran ülfetten koru ya Rabbi!

Senin yolunda yürüyor gibi görünüp senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde iç içe firkat yaşamak,

Hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır!

Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine bizleri bağışla,

İnayetine ihtiyacımız açık,

Çaresizliğimiz her halimizden belli;

Bizleri yara-bere almadan

Ötelerdeki

güzelliklere ancak sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa

çatlamış ve kırılmış ruh dünyamızı da ancak sen tamir edebilirsin.

İçimizi sana döküyor,

Kusurlarımızı sana açıyor ve bizlere yeniden iyi insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun.

Sana yönelenlere hep “gelin, gelin” diyorsun.

Ey Rab! Bütün kusur ve hatalarımızla beraber müsaade buyur “biz de geldik” diyelim. Geldik ve şu mübarek gecede sana,

Yolların amansızlığını,

Nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını,

Bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz.

Bilhassa, her zaman hatalara açık duran,

Günahlara meyyal bulunan

Ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan,

Serkeş nefsimizi sana şikayet ediyoruz.

Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır Ya Rabbi

Lisanlarımızı yalandan, gıybetten, senin sevmediğin,

Hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle ya Rabbi!

Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle ya Rabbi!

Niyetlerimizi ihlaslı kıl ya Rabbi!

Ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI,

EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder,

Davranışlarımız ahenksiz,

Çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık,

Dünyanın durumu boz-bulanık,

İşte böyle bir dağınıklık içinde sana geldik.

Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı,

Şimdiye kadar gelip senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış;

Hiçbir pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır.

Bizi hilm ü silminle güçlendir ve affınla bizlere muamelede bulun ya Rabbi!

EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Şu mübarek Regaib gecesinde binler, yüz binler senin karşında gerek burada gerek televizyon ekranları karşısında divan durarak

Ellerimizi

sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına

her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının

tokmağına inleyerek dokunuyor ve “biz geldik” diyoruz.

Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine,

Her

sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak senden uzaklığımızı

geçici dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde

tasavvur ediyor, senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona

bağlıyoruz ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Mescitlerimizde Kur’an okunuyor,

Minarelerimizden dinin temeli ezanlar yükseliyor;

Ve

biz mabetlerimizde, mescitlerimizde bülbülü hoş eda nağmeler dinlemeye

erdik, sen bu nağmeleri kesip bizi inkisara itme ya Rabbi.

Hazret-i Muhammed’i güldüren,

Kur’an’ın manasını güldüren,

Eslâfı, ervahı, eşbahı güldüren bu manzarayı makûs edip

Bütün bu gülenleri şu mübarek gece hürmetine ağlatma ya Rabbi.

EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız,

gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden

fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli;

Eller yasak meyvelerde,

Ağızlar harama açık duruyor;

Gözler başkalarının kusur müfettişi..

Yalan revaçta, hıyanet sıradan bir şey,

Hak ve adaletin ismi var sadece;

Vefa Kafdağı’nın arkasında,

Ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış;

Buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta.

Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement;

Her biri birer çukur olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve özümüzle bütünleşip kendimiz olamıyoruz.

N’olur bu durumdan bizleri kurtar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap

Ne de tutarlı bir plâna sahibiz.

Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz;

Kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz.

Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rabb!,

Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz.

Kendimiz edip kendimiz bulsak da,

Rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek genişlikte.

Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

EY KAİNATIN SULTANI!

Dua edenlere cevap veren sen,

Izdırapları dindirip ihtiyaçları gideren sen,

Devrilenleri kaldırıp doğrultan sen,

Çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de sensin!

Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı;

Nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü;

Samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı.

Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere..

Var eden sensin, yok eden de sen; uzak tutan sensin, yaklaştıran da sen;

Sen

bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın

neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi söyleyemezdik.

Verdiklerin

vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını

duyur ve benliğimizde sana karşı yaklaşma heyecanları uyar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun..

İç

dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi sensizliğin

zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş

koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma.

Senden

kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet,

niyetlerimize de ihlas istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa

ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur ya Rabbi!

EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Ya Rabbi dokuz asır tevhide bayraktarlık yapmış bir milletin torunları olarak biz senin adını omzumuzda taşımaya,

Âfaktan âfâka serhad türküleri söyleyerek gezmeye,

Kaleleri aşmaya, cihana muvazene getirmeye,

İnsanlık için denge unsuru olmaya alıştık Ya Rabbi.

Sen bizi buna davet ettin, “sizi ifrat ve tefritin ortasında ümmet-i vasat yaptım” dedin. Bizlerde böyle olmaya çalıştık,

Sen bizleri devletler muvazenesinde olması gereken ufka ulaştır ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Cihanın çeşitli yerlerinde yeni gelişmelerin olduğunu duyalım ve bunların şükrünü eda etmek için iki büklüm huzuruna gelelim.

Minarelerden hakiki manasına uygun Allah-u Ekber nidalarının yükseldiğini duyalım..

Gözyaşlarımızı ceyhun ederek huzuruna koşalım..

İki büklüm rükua varalım.. Bu az oldu diye secdeye kapanalım..

Gözyaşlarımıza muhtaç seccadeleri ıslatalım..

Ve

pek çoğumuz bu neşvenin içimizde hasıl ettiği mevcelenme ile canı

dudağına gelmiş, kalbi durmuş insanlar olarak ruhumuzu teslim edelim..

İnşirah, beşaret ve beşaşet içinde şadırvanların temiz güvercinleri gibi kanat çırpalım, sana yükselelim..

Bedrin

aslanları gibi, Uhud’un kaplanları gibi, cihan tarihinde benzerine az

rastlanan harika nesiller gibi olma yolunda bir hayat sürelim..

Bizi bu mübarek gece hürmetine bu türlü lütuflarla şerefyâb eyle ya Rabbi.

EY RAHMETİ GAZABININ ÖNÜNDE BULUNAN,

KULLARININ TEVBELERİNİ KABUL BUYURAN VE DUA DUA YALVARANLARIN NİDALARINA İCABET EDEN YÜCE RABB’İMİZ!

Amellerimizdeki

eksikliklere ve sözlerimizdeki kırık-döküklüğe değil, hakkındaki hüsn-ü

zannımıza ve rahmetine bağladığımız recâmıza göre muamele et ve bizim

dualarımıza da icabet buyur;

Bizi haybet ve hüsrana uğratma!

EY KORUYUP KOLLAYAN YÜCELER YÜCESİ!

Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahlardan dolayı bize azap etme..

Şu aciz kullarına, gazabının önüne geçmiş o engin rahmetinle ve fazlınla

Muâmele eyle..

Bizi dünyevî afet ve rezaletlerden,

Ahiret azabından,

Kalbleri fenalığa esir düşmüş kötü insanların şerlerinden,

Fâcir kimselerin komplolarından,

Düzenbazların hîle ve tecavüzlerinden,

Bozguncuların kırıp dökmelerinden

Ve bütün despotların zulmünden

Sen bizleri ve ülkemizi

Muhafaza buyur ya Rabbi!

Ya Rabbi bize dünya da ve ahirette iyilikler lutfeyle

Bizleri cehennem azabından azad eyle

Ya Rabbi bizi, anne ve babamızı, ve bütün inananları büyük buluşma ve duruşma gününde sen mağfiret eyle

Ya Rabbi ülkemize ve islam alemine birlik ve düzen

Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle

EY YAPILAN DUALARA CEVAP VEREN ALLAH’IM!

Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;

Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,

Darda kalanlara icabet edersin,

Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın

Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin

Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin

Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Burada okunan Kur’an’dan

Getirilen salat ü selamlardan

Terennüm edilen mevlid-i şeriften

İlahi ve kasidelerden

Hasıl olan sevaplardan başta Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammed (SAS) olmak bütün enbiya ve murseline

Dine diyanete hizmet etmiş insanlara

Bütün eş dost akraba arkadaş ve arkadaşlarımıza

Tüm yakınlarımıza ve büyüklerimize

Gazi ve şehitlerimize

Bu ülke için hizmet vermiş devlet adamlarımıza

Armağan ediyoruz sen onların ruhlarını da hissedar eyle ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Efendimiz Hazret-i Muhammed’e,

Muallâ aile efradına

Ve bütün Ashab-ı Güzînine

Salât

u selam ederek ve şu mübarek Regaib gecesini vesile edinerek bunları

senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..

Amin amin amin

 

Velhamdü Lillahi Rabbil Alemine’l-fatiha 

www.mudurnuhaber.com

Babasının Kollarında CAN verdi

18 Ocak 2013 Cuma günü Cuma namazını Mudurnu ilçesi Bekdemirler Köyünde kılan ve namaz sonrasında kendine ait Küçük Baş hayvanları otlatmak için Evinden ayrılan Mehmet AKKURT ( 34) akşam saatlerinde evine geri döndü.

Evde, Anne ve Babası ile birlikte yemek yedikten sonra Baba Rahmi AKKURT a Baba, bana bir şey oluyor diyerek fenalaşan ve istifar eden Mehmet AKKURT , a Babası Rahmi AKKURT  elini yüzünü yıkadı ve hemen müdahale ederek, komşularına haber verdi.

112 Acil i arayan AKKURT un komşuları, sağlık ekiplerinin Köye ulaşmadan önce Mehmet AKKURT un vefat ettiğini belirttiler.

 

Mehmet AKKURT un Ailesi,    aniden hiç bir hastalığı yokken ellerinin arasından hayatını kaybetmesini şokunu yaşarken, Neden Taşkesti de bir Ambulans yok, diye feryat ettiler.

Bu olaydan sonra yeniden anlaşıldıki, Mudurnu ilçesine Bağlı Taşkesti beldesinde yaşanan olaylar ve Nüfusun artması ile birlikte ve Sarot Termal tesislerinin bulunması ile beraber mutlaka 1 adet Ambulansın taşkesti Sağlık Ocağında hazır olması görüşünü ortaya çıkardı.

Mudurnu Taşkesti arası 25km lik yolU 112 ACİL SERVİS araçları en hızlı bir şekilde de müdahale etse, bazı riskli hastalarda maalesef acı sonuçlar yaşanıyor ve yaşanmayada devam edeceği belirtiliyor.

Ölüm sebebi belirlenemeyen Mehmet AKKURT  Otopsi işlemleri için Ankara Adli tıp kurumuna sevk edildi. Olay ile ilgili soruşturma başlatıldı.

Merhum genç kardeşimize Allah tan Rahmet Ailesine ve yakınlarına Baş sağlığı dileriz.

www.mudurnuhaber.com

 

Comenius Programı için geldiler, Mudurnu’da Namaz Kılmayı öğrendiler

Comenius Programı için geldiler, Mudurnu’da Namaz Kılmayı öğrendiler

Hayat Boyu Öğrenme Programı Comenius AB Projesi Kapsamında Bolu il ve ilçelerini gezen heyet Mudurnu’da Tarihi Yıldırım Beyazıt Camiinde Namaz kılma, Tesbih Çekme dersleri aldı.

 MUDURNU HABER AYDIN ÖZPELİT www.mudurnuhaber.com

İtalya, İspanya, Romanya, Polonya ve Belçikadan Köroğlu İlköğretim Okulunun ev sahipliğinde Bolu ilinde proje ortağı 20 öğretmen Mudurnu ilçesinde Rehber Mehmet CANTÜRK eşliğinde ilçede Tarihi Yerleri ve Konakları gezerek bilgi aldılar.

 MUDURNU HABER AYDIN ÖZPELİT

 Rehber, Mehmet CANTÜRK, Program dahilinde Mudurnu ilçesini gezen heyetin gezi den çok memnun kaldıklarını ifade ederek, Mudurnu Tarihi Yıldırım Beyazıt Camiinde uygulamalı olarak, Namaz Kılma ve Tesbih çekmeyi öğrettiklerini ve katılanların çok etkilendiğini ifade etti.

www.mudurnuhaber.com

Sandalyede namaz uyarısı!

Diyanet, hasta ve engelli kimselerin bile zorunlu olmadıkça namazlarını sandalyede değil, oturarak kılmaları gerektiğini açıkladı

DİYANET İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, hasta ve engelli kimselerin bile, zorunlu olmadıkça namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmalarının uygun olduğunu açıkladı. Son zamanlarda camilerde hasta ve güçsüz kişilerin cemaat arasına sandalye koyup namaz kılmalarının vatandaşlarca sıkça sorulması üzerine Diyanet İşleri Din Yüksek Kurulu, “Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar” dedi.


Hadis referansı

Açıklamada şöyle denildi: “Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) nasıl namaz kılacağını soran hasta bir sahabeye ’Namazını ayakta kıl. Eğer gücün yetmezse oturarak, buna da gücün yetmezse yan üzere kıl’ buyurmuştur. Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapar. Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişi namaza ayakta başlar, secdeden sonra namazını oturarak tamamlar. Ayakta durmaya ve rüku yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar rükudan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak ima ile eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure gibi bir şey üzerine oturarak rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir” diye açıklama yaptı.

Oturarak namaz kılın

Namazını sandalye üzerinde kılan müminin ileri sürdüğü mazeretlerin kendisini vicdanen rahatlatacak boyutta olması gerektiğine işaret eden Kurul, “Dini açıdan zorunlu ve meşru bir sebep bulunmadıkça camilerde sandalyede namaz kılmak, göze hoş gelmeyen bir görüntü ortaya çıkarmakta ve cemaat arasında tartışmalara sebep olmaktadır. Camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılması, cami kültürüyle bağdaşmamaktadır. Bu sebeple hastalık ve özürlülük gibi herhangi bir rahatsızlığı bulunan kimselerin, zorunlu olmadıkça namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmaları uygundur” dedi.

UZMANLAR NE DEDİ?

– Prof.Dr.M.Saim Yeprem (Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Emekli Üyesi): “Kişinin normal olarak ayakta namaz kılmaya takati, gücü, sağlığı var ise namazını sandalyede değil ayakta kılması gerekir. Ayakta namaz kılınması yani ‘Kıyam’ namazın farzlarından biridir. Şayet kişinin tansiyon problemi veya diz kapağında ortapedik bir sorun, belinde rahatsızlık oluşmuş ve sağlığı eğilip kalkmaya müsait değilse sandalyede oturarak namaz kılınabilir. Eğilip kalkamayacak kadar yaşlanmış olanlar da sandalyede oturup namazını kılabilir.”

– Prof.Dr.İlyas Çelebi (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi): “Bir kişi farz olan ibadetleri yapacak durumdaysa dinimizin emrettiği gibi yapmakla yükümlüdür. Ancak sağlık sorunu olanlar ibadetlerini sarkıtmış olurlar. Yani eğilemeyen bir kişi namazını sandalyede oturup kılar. Ayakta durabilecek güce sahip kişi namazını ayakta kılmalıdır. Ancak eğilmekte güçlük yaşayan, çok yaşlı veya sağlık problemi olan kişiler namazını ayakta kılması için zorlanamaz. Dinde kolaylık vardır.”

www.mudurnuhaber.com

 

RAMAZAN MANİLERİ

RAMAZAN MANİLERİ
 
Ramazan geldi hoş geldi
Türlü türlü aş geldi
Makarnama mantıma
Mudurnu’dan keş geldi.
 
Aşınız tatlı ola
İşiniz mutlu ola
Eşim dostum herkese
Ramazan kutlu ola.
 
Ramazan berekettir
İmana harekettir
Yetim hakkı yiyenin
Ahiri felakettir.
 
Zenginler yer güllacı
Düşünmez yoksul açı
Dostlara iftarım var
Ocağa koydum sacı.
 
Bu akşam ki iftarda
Tatlılardan sütlaç var
Sade kendin düşünme
Çevremizde ne aç var.
 
Çağdaşlık bir yarıştır
Çok yeme az atıştır
Ramazanda boş durma
Küskünleri barıştır.
 
Bak gelince ramazan
Okunur yanık ezan
Hayır hasenat ile
Yoksulun gön’lün kazan.
 
Doğru söze ne denir
İftarda hurma yenir.
Oruç namaz olmazsa
Bereketler tükenir.
 
Kaçan fırsat tutulmaz
Haram lokma yutulmaz
Ramazanda olsa da
Güzeller unutulmaz.
 
Hoca kavuklu olur
Pilav tavuklu olur
İşmar eden o güzel
Benim yavuklu olur.
 
Sahura er kalkmışım
Davulumu çalmışım
Yardan buse kaparak
Bahşişimi almışım.
 
Tereyağ cızır cızır
Sahura aşım hazır
Yaşam bir başka güzel
Bulursa başım huzur.
 
Sallayınca orağı
Yeriz sahur böreği
Bilirsiniz siz dostlar
Oruç nefsin direği.
 
İftarda yedim hindi
Üstüme uyku bindi
Teravih kaçırmışım
Canım sıkıldı şimdi.
 
Uykuya oruç saldım
Akşama dek aç kaldım
İftarda çok yemişim
Teravihe geç kaldım.
 
Davul tokmağı şimşir
Sesi göğe erişir
Benim hercai gönlüm
Her güzele ilişir.
 
Davulcu bahşiş ister
Makarnam da keş ister
Sahurdaki sütlacı
Yemek için diş ister.
 
Helal lokma seçerim
Orucumu açarım
Davulcuya sahurda
Bahşişimi saçarım.
 
Oruçta geldik dörde
İftara pişti zerde
Kaşıksapı korava
Devadır her bir derde.
 
Ramazanım beş oldu
Sabır gön’le eş oldu
Evlerde sofralara
Bereketli aş doldu.
 
Ramazan altı oldu
Sofralar tatlı doldu
Yarim hala gelmedi
Yüreğim dertli oldu.
 
Ramazanda ver zekât
Namaz kıl rekât rekât
Kadir gece sevabı
Başka geceden bin kat.
 
‘Dom dom’ çalar davulum
Uzundur benim yolum
Bayramda evde yokum
Hazırlandı bavulum.
 
Bayramda top patlıyor
Herkes bayram kutluyor
Orucunu tutanlar
Sevabını katlıyor.
 
Abdullah ATAY
 
 Sağlık ve huzurla daha nice ramazanlara….

www.mudurnuhaber.com

 

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Regaip Kandili'ni böyle ihya edelim

Halk arasından üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu ayları diğer aylardan farklı kılan nitelikleri özellikle Recep ve Şaban ayının faziletine dair Efendimiz söyledikleri bu aylarda diğer aylara nazaran ibadet, hayır hasenat ve kulluk noktasında ilave olarak yaptıkları ve bu ayların Ramazan ayına hazırlık olmasıdır.

Peygamberimiz (a.s.m)’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.

Mübarek Kandil Gecelerini Nasıl Değerlendirmeliyiz?

1. Kur’an-ı Kerim okuyarak,

2. Peygamberimiz ( a.s.m)’ın mübarek duası olan Cevşen-ül Kebiri okuyarak,

3. Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet ederek,

4. Allah rızası için namaz kılarak,

5. Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yaparak,

6. Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek,

7. Sevgili Peygamberimize bol bol salât ve selâm okuyarak,

8. Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek,

9. Hastaları, yaşlıları ziyaret ederek; yoksulları, öksüz ve yetimleri sevindirerek,

10. Eş, dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek,

11. Dargın ve küskünleri barıştırarak, değerlendirebiliriz.

Receb Ayı ve Regaib Gecesi ile İlgili Hadis-i Şerifler:

• Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.[Gunye]

• Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Receb’in hepsini tutmuş gibi sevap verilir. [Miftah-ül-cenne]

• Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Yala]

• Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez. Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İbn-i Asâkir]

• “Receb-i Şerîf’in birinci gününde oruç tutmak üç senelik, ikinci günü oruçlu olmak iki senelik ve yine üçüncü günü oruçlu bulunmak bir senelik küçük günahlara kefaret olur. Bunlardan sonra her günü bir aylık küçük günahların af ve mağfiretine vesile olur.” buyuruyorlar. (Camiu-s sağir)

• İbn-i Abbas -radiyallahu anh- Hazretleri: “Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Recep ayında bazen o kadar çok oruç tutardı ki, biz O’nu hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de o kadar çok iftar ederdi ki, biz O’nu hiç oruç tutmayacak zannederdik.” buyurmuştur. (Müslim)

• Muhakkak zaman, Allah’ın yarattığı günkü şekliyle akıp gitmektedir. Yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Ve üçü ard arda gelmektedir. Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Cemaziye’l-âhirle Şaban ayları arasında gelen Mudar kabilesinin ayı Recep ayıdır.” (Buhârî, Tefsir, Sure, 8,9)

• “Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.” (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423)

• Yine mübarek üç aylardan ilki olan Receb ayının önemi ve değeri hakkında Enes b. Malik ( r.a. )’dan şöyle rivayet edilir: Receb ayı girdiğinde Hz. Peygamber şöyle derdi: “Allahım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259)

• Receb’in ilk cuma gecesini ihya edene, Allahü teâlâ, kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimsenin duasını kabul etmez: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan. [Bu günahlardan vazgeçmedikçe, duaları kabul olmaz.] [Saadet-i Ebediyye]

• Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, “Geçmiş günahların affoldu” der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. [Taberânî]

• Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbi onu mağfiret et” derler. [Ebû Muhammed]

• Hz. Aişe ( r.a ) validemiz, “Resûlullah, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmaya çok önem verirdi.” buyuruyor. Çünkü Hadis-i Şerifte, “Ameller Allahü teâlâya pazartesi ve perşembe günleri arz edilir. Ben de amelimin oruçlu iken arz edilmesini istiyorum.” buyururdu. (Tirmizî)

www.mudurnuhaber.com

 

Ayhan ESKİOĞLU NU Sevenleri yalnız bırakmadı

Mudurnu ilçesi Kaygana Mahallesi sakinlerinden Tabak Esnaflarından Ayhan ESKİOĞLU (53)  tedavi gördüğü  Bolu İzzet Baysal Tıp Fakültesinde Vefat etmişti.

Geçtiğimiz hafta tedavi için yatan ve hayatını dün kaybeden Ayhan ESKİOĞLU için , Kaygana Mahallesi Tabakhane sokaktaki evlerinin önünde bir dua merasimi yapıldı.

Ardından sevenleri Ayhan ESKİOĞLU nun omuzlarda Mudurnu Yıldırım Beyazıt Camii önüne kadar taşıdı.

Yıldırım Beyazıt Camiinde namaz öncesi  Mudurnu Müftüsü Arif CEVLEK  bir dua yaptı ve Cemaatten helallık istedi. Namaza müteakip, Cenaze Namazı kılınıp, Mudurnu Şeyh Ül imran yolu üzerindeki Ahmet KAYHAN Mezarlığına defnedildi.

Ayhan ESKİOĞLU nu bu son yolculuğunda sevenleri yalnız bırakmadı. ESKİOĞLU Ailesi , Cenaze işlemleri sonrasında  Mezarlıkta taziyeleri kabul etti.Merhuma Allah tan Rahmet Ailesine, yakınlarına ve sevenlerine Baş sağlığı dileriz.

www.mudurnuhaber.com