BUDA NEYİN NESİ

BUDA NEYİN NESİ

Geçtiğimiz akşam saatlerinde Mudurnu ilçesi Kaygana Mahallesi itfaiye meydanı ve çevresindeki koku mahalleliyi ayağa kaldırdı.

Gece saatlerinde mahalleye yayılan kokudan rahatsız olan vatandaşlar yetkilileri aradı. Mahalleye yayılan kokunun Tüp gaz kokusumu, Mazot kokusumu  olduğu tespit edilemez iken bazı vatandaşlar  sabaha kadar tedirginlik yaşadı.

 

Mahalle sakinleri kokunun  kanalizasyondan geldiğini belirttiler.

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU DA LEŞ KOKULARI HER YERİ SARDI

Dün öğleden sonra Mudurnu ve çevresindeki yoğun ve kötü kokular vatandaşları rahatsız etti.

TOKİ çevresinde yoğunlaşan Kokunun nedeni bilinmezken, bazıları kokunun  Çöplükten geldiğini savunurken, bazılarıda bu ağır kokunun  Leşlerden geldiğini ifade etti.

TOKİ Çevresinde oyun oynayan bir gurup İlkokul öğrencisi ise Pis kokunun  tarlalara dökülen Tavuk gübrelerinden geldiği belirttiler.

Mudurnu ve çevresinde gün boyu oluşan kokudan vatandaşlar rahatsız olurken, gece saatlerinde rüzgarın etkisi ile koku şimdilik sona erdi.

Kötü koku bu gün akşam saatlerinde Tüm Mudurnu yu sardı, vatandaşlar nedir bu koku diye birbirine soruyor, yetkililerden tık yok.

www.mudurnuhaber.com

Fabrikayı Kapatırım Ha !!

SİZDEN GELENLER- SİZDEN GELENLER

 

Fabrikayı  Kapatırım Ha !!

 

Bugün İlçemizde Festival var. Aylardır Kaymakamlık ve Belediyemiz İlçemizin Turizmi, kültürü, tanıtılması için çalışıyorlar, etkinlikler 3 gün sürecek. Dışarıdan misafirler gelecek, gösteriler yapılacak. Stantlar açıldı. Yoğun bir faaliyet. Basın, festivali haber yapacak. İlçemiz tarihi ile, kültürü ile, son yıllardaki turizm atağı ile yeniden gündeme gelecek. Konağımıza da 2 çift festival duyumu ile geldi.

Evim Yarışkaşında, tepede, bahçe içinde Her sabah 6 da bahçeye çıkar çiçeklerimle, tavuklarımla, meyve ağaçlarımla ilgilenirim. Bugün Festival var. Saat 7.30 oldu. Aman Allahım, yahu bugün olsun bu kokuyu salmayın, Otelde konuklar var. Hemen koştum. Çiftin biri ötelin önünde kendi aralarında bu kokunun ne olduğunu konuşuyorlar. Bana soru sormalarına fırsat vermeden yanlarından geçtim. Allahım bana bir güç verde üfleyip bu kokuyu defedeyim.

Bu yaşadığım bir masal değil bu sabahki gerçek. Festival sabahı

Aylardan beri Pak Tavuk fabrikasına bu kötü koku rahatsızlığımı, bizzat fabrikayı da ziyaret edip duyurdum. Duyarsız kaldılar.

 

Araştırdım; Her tavuk fabrikasında “Koku Giderici” olarak adlandırılan bir cihaz var. Kokunun resmi adıda “Kötü Koku”. Geçen yıl yönetmeliği çıktı. Bu kötü koku kesimhanenin ayak, tüy, bağırsak, kan vs bütün artıkları rendering denilen tesiste yüksek ısıda bir nevi kızartılıyor, kurutuluyor, un haline getirilip tekrar tavuklara yediriliyor. Bu rendering devamlı çalışmıyor. Atıklar birikince çalıştırılıyor. Ancak çalışırken de müthiş bir kızarmış bacak kokusunu çevreye yayıyor. Bu her fabrikada var. Avrupa’da bu atıklar şoklanıp depolanıyor ve başka bir yerdeki tesiste işleniyor. İşte “Koku Giderici” dediğimiz cihaz bu kokuyu filtre edip çevreye yayılmasını engelliyor. Adana, İzmir ve Adapazarı’nda bu cihazı yapan firmalar var. Maliyeti ise yalnızca 60–70 bin TL. İçinde 2 adet fan var, talaş ve karbon filtreleri. Elektrik gideri böyle bir tesis için yok denebilir. Ayrıca da yalnızca atık işlenirken çalıştırılıyor. Zorluğu şu: Atık işlenirken cihaz mutlaka çalıştırılmalı, talaş ve karbon filtreleri zamanı geldiğinde mutlaka değiştirilmeli, bir eleman bundan sorumlu olmalı. Başka hiçbir zorluluğu yok. Tabii birde çevreye karşı sorumluluk bilinci zorluğu.

Bu cihaz 3 ay öncesine kadar Pak Tavuk ta yoktu. Yeni koydularsa bilmiyorum. Ancak koku derseniz sürekli ve belirsiz saatlerde hep var.

Sonuç gelmeyince O zamanki Kaymakam’a gittim dilekçe verdim. Dilekçeyi aldı dedi ki ben bunu kendileri ile görüşeyim öyle işleme koyayım.  Netice alamadı ki işleme koymuş. Valilikten cevap geldi. Tarih 15 Mart 2012. sayı.3192. 

Diyorki :

“Konu ile ilgili Pak Tavuk Gıda San ve Tic.A.Ş.’nin 29.02.2012 tarihli bilgilendirme yazısında: İşletmenin rendering tesisinde koku giderme sisteminde oluşan arıza nedeniyle çalışmalar yapıldığı belirtilerek ve alınan önlemlerle koku probleminin 25 gün içersinde çözüleceği bildirilmiştir. Söz konusu problem Valiliğimiz Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce yapılacak denetimler ile takip edilecektir.

Yazı aynen böyle. Aradan 90 gün geçmiş. Kokuya aynen devam ve Festivale değerli büyüklerimiz gelecek.

Fabrika ilk kurulduğu tarihlerde arazi şehir dışında idi, böyle bir koku da olmazdı, galiba rendering yoktu. Şimdiye gelince YİBO, Üniversite, yerleşimler, ağaçlıklı modern giriş yolumuz, oteller arasında kalan ve Turizm için festival yapan etrafı çam ormanları ile çevrili güzel ve tarihi ilçemiz.

Bu koku var oldukça İlçemize turist gelmez, gelende bir daha uğramaz. Kokuyu duyunca yoldan döner.

Kızılcığın Mudurnu’daki adı eskiler bilir “Hekim döndü” dür. Rivayet Mudurnu’ya gelen bir hekim yolda kızılcık ağaçlarının bolluğunu görünce; atını durdurmuş ve geri dönüp gitmiş. Soranlara cevabı : “Orada kızılcık çok, insanlar hasta olmaz aç kalırım”.

Yatırımların önünde bir engel.

Arsamda toplu konut projesi planladık. 240 konuttuk modern bir site. Camisinden, yüzme havuzundan, kreşinden her şeyi düşündük. (www.mudurnutoplukonut.com). Projeler, Broşürler, tanıtımlar vs. Sn Güray Önal sınıf arkadaşım. İstanbul’da oturur. İhtiyacı da var. Telefon ettim davet ettim. Gel buraya üye ol . Cevabı şu: Orası kokar ben girmem.

Oteli büyütme projem var, 30 evlik bir “ekolojik köy” projemiz bitti, yatırım aşamasına geldik. Turizm Festivali varken dahi bu kötü koku olacaksa…

Mudurnu ekonomisi için çok önemli olan fabrika, bu kötü kokuyu çok basit ve de ucuz tedbirler ile yok edilebilecekken yapmıyor. Bir dayatma var.

Ve Tepemizde Demoklesin kılıcı.: “Fabrikayı Kapatırım Ha “

Ah benim güzel ilçem.

 

Nevzat Anlıtan

İnş.Y.Müh..  Yarışkaşı OTELİ MUDURNU

 

www.mudurnuhaber.com

 

Tavuk Gübresinden Enerji Üretimi

 
Karbondioksit, metan gazı ve karbondioksitten yirmi kat fazla zehirli olan hidrojen sülfit gazı, emici özelliği olmayan çeltik kabuğunun tavuk gübresi ve dışkısındaki bileşenleri ememiyor olması nedeniyle açığa çıktığı yerde hem doğayı hem de insanları zehirliyor!
Doğaya çöp olarak bırakılan bu bileşenleri Atta Enerji yetkililerinden Onur Orallar ile konuştuk. Atta Enerji tavuk çiftliklerinde tavukların altına serilen ve emici özelliği olmayan çeltik kabuğu yerine emici özelliği olan çam talaşının kullanılması halinde talaşı köylüden geri alarak onu birtakım aşamalardan geçirip hayvansal atıklardan biyogaz elde edeceklerini ve bunun nasıl mümkün olduğunu anlattı bize.

Tavuk gübresi atıklarının çevreye verdiği zarar hakkında ne söylerdiniz?

Tavuk gübresi ekolojik kirlenmeye neden olan etkilerden biridir. Bunun nedenlerini anlatmaya çalışacağım. İlk olarak köylü tavuk gübresini bir yere yığıyor. Üzerine yağmur yağıyor, kar yağıyor. Bu sular sonuçta yeraltına gidiyor, aşağıya yağmur ve kar ile süzülen atıklar yer altı sularını kirletiyor hatta zehirliyor. Açığa çıkan nitrat suda çözünerek yer altı sularına ve doğal olarak da içme sularına karışıyor. Bununla da kalmayıp çevreye atılan gübre atıkları ciddi bir çevre ve açığa çıkardığı koku itibariyle de hava kirliliğine neden oluyor.

İkinci olarak değinmek istediğim konu, tavukçulukta çeltik kabuğunun kullanımıdır. Bu doğada çözülmeyen bir şey, mineralce çok yüksek, erimiyor, yok olmuyor. Çeltik kabuğundan zımpara yapılır. Zımparanın üzerindeki o parlak şeyler çeltik kabuğudur. Ve kesinlikle yanmayan bir özelliği var. Yanmayan bir şey toprağa gübre olarak atılıyor. Bu çeltik toprakta yok olmuyor. Ve bu çeltik kabuğu ile karıştırılmış tavuk gübresi ve atıklarının atıldığı topraklar toprak uzmanları tarafından da ifade edildiği gibi kanserleşiyor. Kanserleşen topraklar böyle oluşuyor. Çünkü o toprakta hiçbir şey yetişmiyor daha sonra. Çünkü toprağın Ph’ı bozuluyor. Çeltikten dolayı asit – baz dengesi bozuluyor.

Üçüncü sorun; işlenmemiş tavuk gübresinin içinde yabancı ot tohumları olur. Bunu tarlanıza attığınızda bu otlar büyür. Ve bunları tekrar yok etmek için ilaç atılır. Örneğin ıspanak ektiniz, içinde yabani otlar çıktı. Bunu ayırmak çok zor ve işçilik gerektirir.

Peki, tavuk gübresinden eneri üreteceksiniz. Biyogazdan ve bunun köylüye getireceği faydalardan bahseder misiniz?

Şimdi biz köylüye çok cüzi bir karla veya kar gözetmeksizin talaş vereceğiz. Daha sonra verdiğimiz bu talaşı onlar tavuğun altına serecekler. Tavuk çişinin, kakasının üstünde 45 gün boyunca yaşıyor. Bu sonuçta üre oluşmasına neden oluyor. Bu oluşan üreyi çeltik kabuğu ememiyor. Oysa çam talaşının emme özelliği çok yüksek. Tavuk kümesine girdiğinizde özellikle sıcak havalarda içerde asidik bir hava olur. Talaş bunu da engeller çünkü emme özelliği var. Üstelik bu durumda % 2 – 3 tavuğun verimi de artar. Biz talaş verdiğimiz üreticilerden ücretsiz olarak veya çok cüzi bir rakam karşılığı bu tavuk pisliğini toplayacağız. Topladıktan sonra tesise getireceğiz. Bunu suyla karıştırıp fermantasyon tankına koyacağız. Ve Ph’ını nötralize edeceğiz, yani 6’ya getireceğiz. 20 – 30 gün içinde bu parçalanacak. Böylece biyogaz elde edeceğiz. Bu biyogazın % 65 – 70’ i metan gazı, kalanı karbondioksit, ayrıca da çürük yumurta kokusuna neden olan hidrojen sülfit gazı var. Bu tüplere, doğal gaz tesisatlarına da basılıyor. Bu çok zehirli bir gaz. Bunu biz filtre edeceğiz. Karbondioksiti tutma şansımız yok ama içerdeki suyu soğutarak aktif karbon filtreden geçirerek yaklaşık % 70’lik bir yanıcı gaz elde edeceğiz. Normal İstanbul – Ankara – Bursa’da kullanılan hattan gelen doğalgaz % 99 saflıkta. Bizimki % 70 saflıkta. Bunu jeneratörde yakıp elektrik üreteceğiz ve daha sonra 65 ton tavuk gübresi işleyeceğiz. 65 tonda artık içindeki gazı alınmış, fermantasyondan geçmiş atık çıkacak. Bu atıktan gene oluşacak olan gazla kazanı ısıtacağız.  Bu bakteri 35 – 36 derecede yaşıyor. Ondan sonra 200 kw’lık sıcak su çıkıyor. Bunu da köy halkına vereceğiz. İster köy meydanını ısıtsın ister evi. Bu ısınmak için kurtarılan yüzlerce ağaç demek, orman tahribatının önlenmesi demek.

Köylüye düşen tek şey sizden talaş almak ve daha sonra onu size geri vermek o halde?

Köylünün yapacağı tek şey bizden talaş almak, bunu tavukların altına koymak ve çıkan atığı bizim geri almamıza izin vermektir. Bu ona enerji olarak geri dönecek ve atığı ne yapacağını düşünmeyecek. Çevre temiz kalacak. Hava ve çevre kirliliği olmayacak. Materyal doğaya zarar vermeksizin bilakis üreticiye fayda sağlayacak şekilde dönerek hem de bizim elektrik enerjisini üretmemizi sağlayacaktır.Bu kadar basit ve net. Öbür türlü köylü 50 binlik tesisi temizletmek için para ödüyor. Küçük çiftlikler de belli bir yere biriktirirse, biz oradan alırız. Biz bunu ücretsiz yapacağız. 50 km’lik çap içindeki herkesi kapsıyoruz.

Atta Enerji olarak bunun deneysel prototipini yaptık. Şimdi de masa büyüklüğünde profesyonel paslanmaz çalışırken görebileceği bir portatif yapacağız. Proje ile ilgili olarak insanlar ikna olsun diye. Biz bu projeyi; yapılması gerekeni, nasıl yapılacağını detaylı olarak isteyene yazılı olarak da verebiliriz.

Tavuk gübresi atıklarından elektrik üretmek! Biraz daha detaylandırırsak!

Bu biyogazı filtre edip belirli bir kaliteye getirdikten sonra bunu içten yanmalı bir motorla yakacağız. Bunu bir arabanın motoru gibi düşünün. O dönen şaftına alternatör bağlayacağız. Ve buradan elektrik üreteceğiz. Bu üreteceğimiz elektrik, Mudurnu’nun bir ilçesini komple çalıştırmaya yetecek kadar güçlü.

Bu içten yanmalı motorlar % 100 verimle hiçbir zaman çalışmaz. % 35 verimle çalışır. Bunun nedeni çok yüksek sıcaklıklarda çalıştığı için havayla soğutulması gerekir. Yoksa motor erir. Otomobilin mesela radyatörü delinsin, hararet yapar. Bu sefer araba conta yakar, su kaynatır. Bizde aynı şekilde motoru soğuttuğumuz, egzoz gazlarını atmosfere vermek yerine bunu bir sıcak su kazanından geçirip 430 derece sıcaklıkla çıkan egzoz gazıyla sıcak su üreteceğiz. Ürettiğimiz bu sıcak suyun yarısını gene kendi tesisimizde metan gazı üretmekte kullanacağız. Kalan yarısını da hiçbir ücret talep etmeden yakındaki köylülere vereceğiz. Böyle bir projemiz var.

Bu halka hizmettir. Enerjiyi dönüştürmektir. Bu güneş enerjisi ile eşdeğer bir proje. Yani tavuk atıkları atılıyor ve atmosfere karışıyor. Ve bu gaz çevreyi kirletiyor. Metan gazı küresel ısınmaya neden oluyor. Çıkan karbondioksit gazına göre 20 kat daha tehlikeli metan gazı. Bizim yaptığımız bu tehlikeli gazlardan üreteceğimiz enerjinin yine halka dönüşümünü sağlamak ve bununla da kalmayıp doğal kirlenmenin önüne geçmektir.

Yazı: Selma Akar, fotoğraf: Mine Öztekin  www.trekking.com.tr

www.mudurnuhaber.com