Nerede o eski Günler

Mudurnu Deresinde Eskiden Balık olurdu diyen vatandaşlar, eski günlerini arıyor.

Şimdilerde derede bırakın  Balık tutmayı, Dere adeta tehlike saçar hale geldi. Mudurnu Deresine atılan atıklar, Çöpler  Mudurnu Çayındaki Hayatı öldürdü.

www.mudurnuhaber.com

“Nerede o eski Günler” için 4 yanıt

  1. SU KİRLİLİĞİ
    İnsan ve canlı yaşamı için hayati öneme sahip olan su kullanılabilir olması için tehlikeli kimyasallardan ve bakterilerden temizlenmiş olması gereklidir. Ayrıca derelerden ırmaklardan ve göllerden alınarak yerleşim yerlerindeki insanların kullanımına sunulan su belirli standartlara uymak zorundadır. Aksi durumda kullanılması tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir. Günümüzde teknolojinin gelişmesi, nüfus artışı gibi etkenlerden dolayı su kaynakları olan dereler, göller ve yeraltı suları aşırı kirlenme ile yüz yüze kalmaktadır. Yerleşim yerlerinin (şehir, kasaba, vs.) ve fabrikaların atık suları derelere veya göllere bağlanmaktadır.

    Atık sulardaki kimyasal maddeler ve organik bileşikler suda çözünmüş olan oksijenin miktarının azalmasına sebep olur. Bu da suda yaşayan bitki ve hayvanların ölüm oranlarını artırmaktadır. Bu tür sular daha koyu renge ve pis kokuya sahiptirler. Hatta bazı göller veya derelerde aşırı kirlenme sonucu canlı yaşamı sona ermiş ve içerisinde atıklardan meydana gelen adacıklar oluşmuştur.
    Çiftçiler tarafından daha verimli ürün elde edebilmek için kullanılan gübreler, yağmur gibi etkenlerle yeraltı ve yerüstü sularına karışmaktadır.Yüksek oranda nitrat (NO–3) ve fosfat (PO4–3) içeren gübreler suya karıştığında suda yosunların daha fazla üremesini sağlar bu da yosunların diğer canlılardan daha fazla oksijen kullanmasına sebep olur ve diğer canlıları tehdit eder. Bu tür sularda pis kokulu ve kötü tatlı olurlar.
    Benzer olarak deterjanlar ve tarım ilaçları da su kaynaklarını önemli ölçüde kirletmekte olup canlı hayatını tehdit etmektedir. Ancak, bu kullanılan maddeler bakteriler tarafından parçalanabilir hâle getirilebilirse, kirlenme oranı azaltılabilir.

    Bizim Mudurnu çayımızın kirlenme nedeni bellidir artık. Bundan on sene önceleri derelerimizde kurbağaların seranatlarıyla su yılanları vals ederken balıklar onlara eşlik ediyordu mutlulukla. Su yengeçleri de tempo tutuyordu onlara.
    Şimdi mi?
    Bir varmış bir yokmuş masallarına döndü çevrecilik duyarlılığımız işte. Bunda birey olarak hepimiz suçluyuz artık. Doğayı katleden ve bu katle göz yuman sanıklar olarak tabiat anamızın karşısında.
    Anamızın ak sütü gibi temiz yarınlar umudumla .
    Çevre duyarlılıklı yaşam bizlerle olsun….

  2. Sevgili Hemşehriler !
    Uzun zamandır sivil toplum kuruluşları ile birarada bu konuyu müşahede etmekteyim. Her gün dinimiz toplumumuz ve değerlerimiz anlatılıyor. Hele de mübarek ramazanda daha çok konuşuluyor. İrail ! tehlikemi bize ? Evet tehlike … Peki ya bu adamlar suyu bizden daha iyi kullanıyor ise bizde bu hale getiriyorsak maalesef asıl tehlike bizde. Ama tüm tarım ve çevre gönüllülürinden en kısa zamanda birlik için toplanmayı temenni ediyorum. Gelin birgün biraraya gelelim bu konuyu enine boyuna tartışalım.kimler bunda sorumlu ise ve bizi kirli sularla boğmaya çalışıyor ise biz onlara boğulmayalım.Tüm tesisler ve işin sorumlusu peşkeş çekenler hesap versin.Herkes birer fotoğrafla gelsin.mudurnunun her bölgesinden.Tüm kirli su ve atıkları gösterelim.

  3. SONUMUZA ÇEYREK KALA !.”Geleceğe mirasımız “.
    YER ALTI SULARIMIZ KİRLENDİ,HAVAMIZ KİRLENDİ, ÜRETİMLERİMİZİN KALİTESİ BOZULDU,HER AN BOLUDA ŞUAN OLDUĞU GİBİ MUDURNUMUZDADA TAVUK VEBASI BÜYÜK BAŞ HAYVAN HASTALIKLARI OLABİLİR OLDUDA BUKADAR NEFSİMİZE ALDANIPTA ÜRETİMLERİ ÇOĞALTIRSAK HEM SAĞLIK HEMDE EKONOMİK YÖNDEN SONUMUZ GELEBİLİR YAKINDIR.

    TAVUKCULUKTA,ORMAN ÜRÜNLERİNDE VE DİĞER ÜRETİMLERDE KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÇEŞİTLENDİRME YERİNE TEK TİP SANAYİ TİPİ, KASAPLIK ET TAVUKCUĞUMUZ,ORMAN ÜRÜNÜ ÜRETİMLERİMİZ ÇEVREMİZİ KİRLETMİŞTİR.SON DURUMDAN HEPİMİZ SORUMLUYUZ

    , Çare bacasız sanayi EKO TURİZİM ve ORGANİK TARIM ,HAYVANCILIKTIR.

    Sorun toplumun SANAYİCİLERİN çevreye bakışıyla çözülebilir diye düşünüyorum.Toplumu oluşturan biz bireyler Abdullah ve Hüseyin hemşehrilerim gibi herşahsın düşüncesi öğretici tepkisiyle sivil toplum kuruluşlarımız,çevreyi korumakla sorumlu tüm yöneticilerimiz harekete geçirilmelidir.Çevre koruma bilinci ileri gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yerel idarelerin destek ve eğitimleriyle evlerimizin mutfağından başlatılmalıdır Bugüne kadar olduğu gibi ORADA ÜRETİM VAR MADDİ KAZANCIM VAR gibi bencillik ,bananecilik bizleri çevremizi bu hale getirmiştir.

    Yurt dışında olduğu gibi yasa ve kanun uygulayıcıları yerel yönetimler vazife ve kontrollerini layıkıyla yaparlarsa herşey çözülür akarsularımızda eskiden olduğu gibi balıklar yetişir

    GELECEĞİMİZE BIRAKACAĞIMIZ YAŞANABİLİR BİR MUDURNU VE DÜNYA VE TEMİZ DOĞA VE ÇEVRE TORUNLARIMIZA MİRASIMIZ OLACAKTIR.

    1999 YILINDA BUGÜNLERİ GÖREREK TAVUKCULUK ÜRETİMLERİMİZDE ekonomik ve sağlık çevre yönünden faydası katma değeri yüksek SERBEST DOLAŞAN DOĞAYI DAHA AZ KİRLETEN ORGANİK KÖY YAYLA TAVUK ÜRETİMİNİ 12 YIL ÖNCE PLANLAMIŞ BAŞLATMIŞTIK .MALESEF TÜRKİYENİN EN BÜYÜK EKONOMİK KIRIZİNE YENİLDİK.

    TÜM SANAYİ KOLLARINDA ÜRETENDE TÜKETENDE SEÇİLMİŞLERDE KAMU SORUMLU GÖREVLİLERİMİZDE biz tüketenlerde GEREKEN HASSASİYETİ GÖSTERİRSE ÇEVRE SORUNU ÇÖZÜLÜR .

    YEREL VE ULUSAL SEÇECEĞİMİZ TEMSİLCİLERİMİZİN DUYARLI,TECRÜBELİ ,ŞAN ŞÖHRET MASA GÜCÜ İHTİRASI,BİDA SEÇİLEMEM KAYGISIYLA OY HESABI ,MAKAM MEVKİ MADDİ NEFİS BEKLENTİSİ, KİMSEYE VEFA BORCU OLMAMASI ÖNEMLİDİR.

  4. mudurnu deresini bu hale getiren faktörlerden en önemlisi mudurnu tavukculuk ve bölgemizde bulunan 2 adet süt işletmesinden meydana gelmektedir.öncelikli olarak peyniraltı suyu gelişigüzel dereye salınmakta oysaki bilseler cezai yaptırımı çok ağır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir