VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET

Çok değerli hemşehrilerim sizlere ilk fırsatta bu yazımı yazmaya çalışacağım.bu yazımın konusu VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET,okuma sabrı göstereceğiniz için şimdiden şükranlarımı iletirim.

 
  Bu yazımı geçenlerde dinlediğim ve kendime göre yorumladığım bir şiirle başlamak istiyorum.
Etrafıma bakıyorum da şaşırıyorum
Canım sıkılıyor Allah canımı alsın
Zengin babaları sayesinde talan edilen
Vatan aşkını ve sevdasını ve aşkını 
paraya tercih edenlere
Kızıyorum;kızdığım gibi de acıyorum
Bana ne?diyemiyorum 
Takıyorum kafama bölüyorum uykularımı 
Çünkü bu VATAN bizim,bizim
 
Yazıyorum ya iki de bir yaralı yüreğim de 
Yaralamak istemezdim sizleri
Ama sev da ne demek? ama vefa ne demek?
VATANIM nasıl sevmişim seni vay ki vay!.
 
Ben insanların toprakla haşır neşir olduğu
Çocuklarına helal lokma için terler döktüğü
Eli nasırlı mı nasırlı,yüzü güneş yanığı 
Gönlü ezelden yanık buram buram dert 
Buram buram hasret VATAN sevdasıyla yanan
Hürriyet sevdalısı milyonlarca VATAN neferlerinden biriyim.
 
Gönül dersen gönül,yürek dersen yürek,aşk dersen aşk
Bırak duygularını,yüreğin de bul kendini
Gör ki nasıl sevmişim seni 
VATANIM vah ki vah!..
 
işte bu yüreğimi dinleyerek sizlere aktardığım bu şiir de  vatan sevgisiyle ilgili bir şeyler anlatmaya çalıştım.
 
Bizi biz eden,bizi farklı kılan vatan sevdası ve sevgisi her şeyin önünde olmasıdır.bizim sevgimiz bireysel menfeatimiz için değil,Allahın bize lutfettiği ve atalarımızın bize emanet ettiği bu cennet vatanımızı bir ömür boyu nesilden nesile emanet edeceğimiz şekilde koruyup sahip çıkmalıyız.
 
Ben yıllık iznimi özellikle ipek yolu festivali ŞEYHÜL İMRAN bayramına denk getirdim.küçüklüğümden beri içimden geçirdiğim halde ŞEHRİMAN bayramı öncesi MUDURNU’daki bayram hazırlığını görmek nasip olmamıştı.YÜCE MEVLAM 2012 de nasip eyledi.
 
Şuna kesinlikle inanın içimden geldiği gibi yazıyorum,Şehriman bayramı öncesi o manevi hava beni fazlasıyla duygulandırdı.esnafıyla işçisiyle,köylüsüyle,zenginiyle,fakiriyle yapılan o yardımlaşma ve koşuşturma ve ALLAHIN verdiği o bereket beni hayretler içinde bıraktı.bizler de bitmeyen o yardımlaşma ve bağış yapma duygusu beni geleceğimiz için fazlasıyla umutlandırdı.
 
Bizim tek eksiğimiz bir araya gelemeyişimizin bizleri bir arada tutacak liderimiz olmayışındandır.kimse kusura bakmasın ama bunu yazmak zorundaydım.
 
Bilindiği üzere 2014 yılında yapılacak seçimde MUDURNU’muzun 1 belde 73 köyden oluştuğunu bilen ve hatırlayacak olan,bizlere tepeden bakmadan,bizlerle içli dışlı olacak,bizlerin yani MUDURNU’muzun yani coğrafi sınırları içinde kalan yaylalarımıza,göllerimize,kaplıcalarımıza değer veren sahip çıkan başkan görmek istiyorum.
 
TOPLUMLAR LAYIK OLDUĞU LİDERLERİ SEÇERLER;
 
Sözünün iyi tarafına layık olacak halen daha safiyane duygulara sahip olan benim için çok değerli sayın MUDURNU halkımıza çok büyük sorumluluk düşmektedir.bu fırsat 5 yıl da bir gelir bu fırsatı kaçırmayalım lütfen!…
 
adam kayırmacılık yapmayan,doğuda ki gibi ilkel aşiret zihniyeti taşımadan,takım fanatiği gibi taraf tutmadan MUDURNU’muz için hayırlı başkan seçmekten geçer.
 
benim bu yaşıma kadar seçilen başkanlar hep 5 bin kişiye hitap edecek şekilde koltuğa oturdular.ilçemizin coğrafi sınırlarından bi haber günlerini geçirdiler.köylünün ayağına misafirlik için ve ayaklarına hizmet görmek için gittiler.köylünün hep ayaklarına gelmelerini beklediler.köylünün el pençe karşılarında durmaları onların koltuklarını kabarttı.ama benim köylüm bu saygıyı çekindiği değil gördüğü terbiyeden dolayı gösterdi.ilçemizde halen daha 1960 zihniyeti devam ediyor.ben bunu mum ışığında yemek pişirmeye benzetiyorum.
 
EMPATİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ
 
ilk önce EMPATİNİN ne olduğunu hatırlayalım
 
EMPATİ;Empati bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.bu tanım çok güzelde empati yapalım da neden hep karşı tarafın ne düşündüğünü beynimize kazımaya çalışıyorlar.pekala karşı tarafa aynı telkinde bulunuyorlar mı?bu kadar şehitler boşuna mı verildi?belkide evin tek evladı vatanı uğruna yani bizim huzur içinde evlerimizde rahat uyuyabilmemiz için şehit oldular.bu ailelerin çocukları empati yapınca yerine gelebilecek mi?
 
Bu arada 33 askerin izin dönüşü haince saldırı da şehit düşen KİLÖZÜ köyünden benim de yakinen arkadaşım olan ŞEHİT MUARAT MENTEŞi rahmetle yad ediyorum.
 
Empati konusundaki yorumların devamını da siz okuyucularımıza bırakıyorum.
 
ÇÖZÜM SÜRECİ;ne demek bunun hakkında da sizlerin ne düşündüğünü ise yoruma açık bırakıyorum.ben acizhane birkaç kelam etmek istiyorum.ülkemizde kürt sorunu yok,ermeni sorunu var.TECHİR zamanında göçe zorlanan ermenilerden oluşan aşiretlerin bir araya gelerek oluşturdukları sun-i bir sorundur.büyüklerimiz çok iyi hatırlarlar.bu sorun ilk önceleri iş ve işçi hakları aramakla başlayan daha sonra kardeşi kardeşi kırdırtan ermeni asala örgütünün planı değil miydi?
 
ihtilal sonra ise bu asala örgütünün adı sözde kürtlerin haklarını aramak amacıyla binlerce kürt gençlerinin kandırılarak dağa çıkartılıp askere ve polise ve hatta kendisini desteklemek istemeyen kürt aile ve çocuklarını kurşunladıklarına tanık olmadık mı?
 
Bu çözüm süreci biraz açıldığında ise altından ne çıktığını görüyoruz.anadilde eğitim,TÜRKLÜK isminin anayasımızdan kalkması ve TÜRKİYELİLİK isminin gelmesi.devamında ise EŞİT HAK VE HÜRRİYET.bu zamana kadar sanki eşit değilmiydik. 3 tane CUMHURBAŞKANI çıkarmış bir etnik guruptan bahsediyorum.kaldı ki şimdiki hükümette çoğu bakanların kürt olduğunu çoğumuz görebiliriz.
 
UYANIK OLALIM BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLALIM.DIŞARIDAN POMPALANAN BÖYLE BÖLÜCÜ KAVRAMLARA İTİBAR ETMEYELİM.ÖZELLİKLE VE ÖZELLİKLE ŞİRİN MUDURNUZUN geleceğine sahip çıkalım.
 
Sözlerime ULU ÖNDERİMİZİN sözleriyle son veriyorum.bu sözleri siyasi  yöne çekmeden kabullenelim. kökeni ne olursa olsun yıllardan beri olan ve var olacak olan bütün bireyler TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIDIR.bu kadar insanları bir çatı toplayan TÜRKLÜK tür.TÜRKLÜK bir alt kimlik DEĞİL BİR EVİN ÇATISIDIR!..
 
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
 
ÇOK DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM SÜRÇ-Ü LİSAN ETTİYSEM AFFOLA.İNANIN ŞİRİN MUDURNU’MUZ GÜZELLİKLERİN EN GÜZELİNE LAYIKTIR VE HAK ETMEKTEDİR.BEN DE İÇİMDEN NE GEÇTİYSE OLUĞU GİBİ ABARTISIZ SİZLERE AKTARMAYA ÇALIŞTIM.
 
HOŞ VE ESEN KALINIZ!..
 
Yusuf  TANRIKULU MUDURNU HABER
 

KIZIN ADI (AB Ve ABD Açılımı)

KIZIN ADI    (AB Ve ABD Açılımı)
 

Kızın adı Teri’dir
Bakışları eritir
Boy huy güzelliğine
Ne söylense yeridir.Kızın adı Barbi’dir
Her bir sözü harbidir
Bir kez sevdimi seni
Ömür boyu yar bilir.

Oy Oksana Oksana
Biraz bana baksana
Şu gönül ocağımı
Tutuşturup yaksana.

Kızın adı Sahara
Gönlü benzer bahara
Tutulunca ona sen
Bakmazsın başka yar’a.

Zengin kızı Edra’dır
Hep bindiği kotradır
Kaşı gözü boyalı
Eli yüzü pudradır.

Kızın adı Ellene
Onu fazla elleme
Bir giderse zor gelir
Anasına yollama.

Kızın adı Sabrini
Erken kazar kabrini
Dırdırı zır zırıyla
Taşırır hep sabrını.

Kızın adı Birdine
Düştüm onun derdine
Öyle bir milletiz ki
Saygılıyız her dine.

Kızın adı Olga’dır
Nede hırçın dalgadır
Onu sıkı sararsan
Hep peşinde gölgedir.

Bakın bir de Fara’ya
Gönlü benzer saraya
Ruhunla kaynaşarak
Merhem olur yaraya.

Severseniz Eden’i
Ateş sarar bedeni
Gönülleri hoş tutmak
Yaşamanın nedeni.

Vaz geçemem Kevin’den
Farkı yok ki Nevin’den
Ölümüne bağlıdır
Hiç ayrılmaz evinden.

Görünce Ben Hazel’i
Oymuş dünya güzeli
Gonca gülüm dururken
Ne yapayım gazeli.

Zengin kızı Melissa
Azıcık boyu kısa
Bir kusuru daha var
Her şeyi eder tasa.

Kızın adı Tarin’dir
Bakışları derindir
Hiç de zora gelemez
Çıtkırıldım narindir.

Kızın adı Eva’dır
O gönlüme revadır.
Yokluğundaki yaşam
İnanın ki havadır.

Kızın adı Belinda
Bülbül şakır dilinde
Onla olduğun zaman
Her şey gider yolunda.

Unutamam Piper’i
O gönlümün dilberi
Kaş göz güzelliğiyle
O gerçekten bir peri.

Alırsanız Feme’yi
Akşam yakar yemeği
Hayırsıza düşenin
Heba olur emeği.

Kızın adı Gala’dır
Fethedilmez kaledir
Gönlünü kazanırsan
O sana kul köledir.

Kızın adı Desire
Sana olur esire
Dört avrat helâl derler
Razı olamam bire(!)

 
Abdullah Atay  www.mudurnuhaber.com  
 
 

KIZIN ADI  (TÜRK AÇILIMI) 

Gider isen yaylaya
Selâm söyle Ayla’ya
Mahallede bayılır
Dedikodu yaymayaAlırsanız Ayça’yı
Demletir size çayı
Yemek vakti gelince
Sallatır hep kalçayı

Unutmadım Emel’i
O’dur gönlün temeli
Sevgi bilmez kalpsize
Bilmem ki ne demeli.

Oy Alkız’ım Alkız’ım
Gönül kapım çalkızım
Yüreğim derya deniz
Hiç bekleme dalkızım.

Kızın adı Makbule
Kendi benzer ak güle
Bir kötüye düşerse
Çeker daha çok çile.

Oy Haskız’ım Haskız’ım
Dedi(ği) m yere bas kızım
Anan bizi görmesin
Şu lâmbayı kıs kızım.

Bakın bir de Havva’ya
Girivermiş havaya
Çok peşinde koşarsan
Emek gider havaya.

Kızın adı İlâyda
Yok ondan bize fayda
Hep günleri geçiyor
Discotek cafe barda.

Alırsanız Pelin’i
Olur evin gelini
Yalnız bir kusuru var
Tutamıyor dilini.

Kızın adı Olgun’dur
Eti budu dolgundur
Peşinde koşanların
Beti benzi solgundur.

Haber saldım Kiraz’a
Gelecekmiş bu yaza
Bu yazda gelmez ise
İşim kaldı niyaza.

Alırsanız dört avrat
Hepsinden ayrı surat
Omuza binen yükten
Geçilir mi şu sırat.

Sarışınlar koşturur
Esmerlerse coşturur
Çok bilmiş güzellerde
İş yapmadan boş durur.

 

Abdullah Atay www.mudurnuhaber.com

Gönlünüzdeki güzellikler daim olsun…

Mudurnulu Evliya Çelebi Adayının Avrupa Gözlemleri,

Mudurnulu Evliya Çelebi Adayının Avrupa Gözlemleri,

Yazının başlığı ve konusu Almanya Augusburg’tan Notlar olacaktı ancak Türkiye
deki arkadaşlar ve sosyal medyadan yoğun istek geldi; projenin adının ne olduğu ve kim
tarafından düzenlendiğine dair. Katıldığımız projenin adı;
T.C.
Avrupa Birliği Bakanlığı
Avrupa Birliği Eğitim Ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı
Leonardo Da Vinci – Hareketlilik Projeleri
(Avrupa Birliği Projesi)
Konu başlığı; Bolu’nun Tatil beldesi ve Abant Gölü diyarı Mudurnu ilçesinin
iç ve dış Turizm Potansiyelini artırmaya yönelik bazı Avrupa birliği ülkelerindeki
profesyonel Organizasyonların ve faaliyetlerin incelenmesi. Projenin Ulusal Ajans ve
SETA tarafından düzenlendiğini ve değişik Türk ortakları olduğunu biliyorum.
Almanya’ya geldikten sonra Mudurnu’dan geziye biz neden katılamadık diye
soran arkadaşlar oldu ben buna en son cevap verebileceklerden biriyim. Nedenine gelince
“Mudurnu da Turizm ve tanıtımla yeterince ilgilenmediğim için” ilk yazılan listede
ben yoktum. Son anda Programın konu başlığından haberim olup ta Mudurnu için böyle bir
proje olacak ve benim ismim yok? Ben böyle bir projeye katılmaya uygun değilsem kim
uygun diye sorduğumda en uygun sensin dendi. Peki, neden ismim yok o zaman dedim?
Tamam, birini siler seni yazarız dediler yani ben rahmetli Erbakan hocanın deyimiyle kerhen
yazıldım.
Bunun için gidenleri kim organize etti meslekleri ne Mudurnu ya ne katkıları olacak
diye sorarsanız www.mudurnuhaber.org sitesinde İlhami bey haber yaptı Belçika ve Almanya
katılan listeleri ve mesleklerini oradan görebilirsiniz.

Almanya Augusburg’tan Notlar;
İki Kasım günü sabaha karşı kafile olarak Mudurnu’dan ayrıldık. Sabiha Gökçen hava
alanından Almanya ve Belçika’ya giden ekipler ayrıldı. Almanya gurubu olarak saat 11.05
te uçağa binip yaklaşık iki buçukta Münih hava alanına inip servisle bir saatlik yolculuktan
sonra Augusburg’ta kalacağımız otele yerleştik. Şimdiden gezi projenin amacına ne kadar
uygun olacağını bilmiyorum!
Uçaktan indiğimden itibaren servisle giderken bir taraftan etrafı gözlemeye başladım.
İlk edindiğim izlenimler;
Tarlaların hepsi düzenli ve tarım yapılabilir durumda her taraf su kanalları ve tarlalara açılmış
asfalt yollarla çevrili idi.
Tarlalarda karaca yavruları serbestçe geziyor kimse vurmuyordu
Yol kenarlarında görüntü kirliliği yaratan kablolar yoktu
Şehirde kimse kornaya basmıyordu
Yerlerde çöp yoktu
Kırmızı ışıkta geçen, telefonla bağırarak konuşanlar yoktu, beş yüz yıllık binaları yıkıp rant
için müteahhit’e vermediklerinden her yer on beşinci yüzyıldan kalan binalarla dolu idi.
İnsanlar elektronik marketler yerine her köşe başında bulunan kitapçılara doluşuyordu.
Sokakta başıboş gezen sokak hayvanları yoktu.
Sabah altıdan itibaren günlük yaşam başlıyor akşam erken saatlerde herkes dinlenmeye
çekiliyor…
Dizi ve tv kirliliği yerine insanlar evlerinde aileleri ile vakit geçirmeyi tercih ediyordu.
Bavyera bölgesi soğuk olmasına rağmen işe gidenlerden pek çoğu bisikleti tercih ediyorlardı.
Alman toplumu Hitler faşizminden sonra ırkçılığın kötü bir şey olduğunun farkına varmış ve
geçmişi ile yüzleşmesinin bir ifadesi olarak ziyaret ettiğimiz meslek okulunun sınıf kaplarına

SCHULE OHNE RASSISMUS
SCHULE MIT COURAGE
(mealen “ırkçılık insanoğlunun yüz karasıdır” afişleri

asmışlardı.)

Kuşkusuz bir toplumu tanımak için uzun zaman lazım… Geçmiş genetik kodlarını
yaşam biçimini tanımadan yapılan her yorum yüzeysel gözlem olur benim yaptığımızda
sadece gözlem.

Augsburgta bu gün ziyaret ettiğimiz Mozart’ın babasının evinde turizm yetkilisin
yaptığı sunumda sordum. Belediyelerde Kültür birimi kanunla ikinci dünya savaşından sonra
1945 te resmileşmiş. Şu an Belediye ve özel şirket Augsburgu tanıtıyor.Yılda yaklaşık altı
yüz elli bin ziyaretçi alan bir yer rehberlik hizmetine çok önem veriyorlar guruplara iki rehber
tanıtım yapıyormuş biri anlatarak diğeri de epik tiyatronun da kurucusu olan Augsburg
doğumlu Bertolt Brecht’ten kısa tiratlar ve Mozart’tan parçalar söyleyerek turistin ilgisini
daha fazla çekiyorlarmış. Birde ellerinde tarihi değer ifade eden ne varsa korumasına ve
tanıtımına çok önem veriyorlar. Bizim evlerimizde bulunan sıradan objeleri bile koruma
altına almışlar. Okullarda yazı tahtasının kalitesi yerine eğitime önem veriliyordu. Her şey
vatandaşa güven odaklı olduğundan metro ve otobüslerde bilet kontrolü çatılarda çanak anten
yoktu.

Mozartın evinden kaldığımız otele dönerken yollara caddelere bakıp tarihi bir kiliseyi
ziyaret ettim. Tramvay raylarını eski kesme taşların arasına yapmışlar bir an düşündüm
acaba biz aldığımız için Andezit taşı bulamadılar mı diye? Yaptıkları yeni binalara bile eski
binadan söktükleri kapıları takmışlar.

Yerleşik kültürel birikime rağmen olumsuz olan birçok şeye şahit oldum,

Sokakta yürüyen insanların yüz ifadesinde yaşama dair ışık azdı.

Sokakta simitçi, çaycı köşe başında berber sokakta kedi, kuş yoktu. el ele tutuşanlar, küfürlü
konuşanlar telefonda bağırarak konuşanlar kırmızı ışıkta geçenler yok trafikteki ışıklar
engellilerin geçişine gör yapılmıştı. Nüfus yaşlı ve sokakta hamile bayanlar yoktu. Kitap
marketlerinde bayram ve yılbaşı kartların başında insanlar vardı. Birde normal musluktan
akan sular bizim piyasada satılanlardan daha kaliteli.

Mehmet Cantürk

Almanya Augsburg 05.12.2012

Not: Almanya Augsburg Gezi ve Fotoğraflarını görmek isteyenler Facebook: Mehmet
Cantürk sayfasından Almanya fotoğraflarını görebilirler.

www.mudurnuhaber.com

 

MANİLER (20)

MANİLER (20)
 
Kışla bahar geçince
Gördüm yazın leyleği
Yarim benden göçünce
Gönlüm hüzün eyleği.

Seninle gönül bağım
Güllerden daha renkli
Dilimde sevda şarkım
Bülbülden de ahenkli…Baharımı süsleyen
Dalımda papatyamsın
Damarımı besleyen
Falımda papatyamsın…

Açarsın kardelenim
Ömrün karakışında
Ben seni yar bilenim
Her yürek atışında…

Menekşe gül ve lale
Baharda geldi dile
Ben gönlümü bağladım
Ahu gözlü güzele…

Can gibi can gördüğüm
Sevda sevda ördüğüm
Hicranın girdabında
Gönül bağım kördüğüm….

Hasretin buram buram
Kanıyor gönül yaram
Cenneti de verseler
Ben sensiz nasıl duram…

Alındaki yazıyı
Artık kimse silemez
Gönüldeki sızıyı
Sevmeyen hiç bilemez…

Ateşte köz eyleşir
Gönülde söz eyleşir
Gizli sevda çekende
Dil susar göz söyleşir…

 
İçin için yakıyor
Ayrılığın sancısı
Buram buram kokuyor
Yar bağının goncası…Dalımda ki filizim
Sevdanla sürgün verir
Çiçeklenmiş her gözüm
Vedanla vurgun görür…

Gönülde kormuş sevda
Ölümden zormuş veda
Yar saçının teline
Bir değil bin can feda…

Yar bağının gülü
Vuslat ile beslenir
Bu benim deli gönlüm
Yar gelince uslanır…

Bülbülün aşkı güldür
Onca döktüğü dildir
Sevenin sevdiğine
Bir gülüşü ödüldür…

Seven gönül zengindir
Derya gibi engindir
Gizli sevda çekenin
Yüreciği yangındır…

Kibir hırs öm’re zarar
Sevgi aşk gön’le yarar
Dünya malın çok ise
El alem seni sorar…

Hazan sonu kış olur
Seven gözde yaş olur
Sevdiğinin koynunda
Ölüm bile hoş olur…

 

Abdullah Atay

www.mudurnuhaber.com

RUHUN NURU MUDURNU

RUHUN NURU MUDURNU
 
   16. EMİT TURİZM FUARI ‘nda tarihi,turistik şirin ilçemizi tanıtan kaymakamlığımıza,Mudurnu Belediyemize,kurum ve kuruluşlarımıza,Kent konseyimize ve de Mudurnu sevdalılarımıza candan teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
 
   Mudurnu’muzun kalkınması için yapılan etkinliklere katılmak Mudurnu yarenlerimizin milli bir görevidir. Bu görevi safsaklamak veya  bu görevi yapmamak adına mazeret göstermek asla kabul edilemez. Hele hele hangi siyasi düşüncelerden olursa olsun bireyler Mudurnu’nun çıkarları olunca tek yüreklilikte olması gerekir. Artık bu görev farzdır  kendini bilen aklı selim  hemşehrilerimiz adına. Birliktelikle yapamayacağız hiç bir iş yoktur geçmişi tarih ve kültürle harmanlanmış bizler için.
Hep derim.İlçemizin başarılı  ticari ve ekonomik formatı yüz yıllar öncesine dayanır. Atalarımız; ahilik düsturunun hakçı ve adil yönüyle çalışarak bizlere karizmatik bir kültür mirası bırakmıştır. Bizlerin tek yapacağı şey çağımızın teknolojisini kullanarak bu mirası çağdaş seviyeye çıkarmaktır . Bu da yediden yetmişe herkesin gönül potasında projeler üretmesiyle yaşama geçer.
  
Kadını erkeğiyle
Hep birlikte elele
Mudurnu yarenleri
İşine olur köle.
 
Kötüdür fitne fesat
Yaparsan işler kesat
Birliktelik olunca
Dört mevsim olur hasat.
 
Ahilik kültüründe
Ölçüde olmaz hile
Fitneye destek veren
Uyma sakın cahile.
 
Mudurnumun esnafı
Can verir her demire
Buraların havası
Ömür katar ömüre.
 
Beyazıt’tan bu yana
Şifalıdır hamamı
Yeşillikle bezenmiş
İlçemizin tamamı.
 
Yaylalarda yoğrulur
Kaşıksapılık keşi
Mudurnu’mun esnafı
Aramaz üçü beşi.
 
Doğruluğun timsali
Hak’kı bilen Ahi’dir
Mudurnu’muz esnafı
Mesleğinde dahidir.

Mudurnum

Havasıyla suyuyla
Cennetsin Anadolum
Dağıyla ovasıyla
Cömertsin sen Mudurnum…
Gönlümde yudum yudum
Tükenmiyen umudum
Ben seni bende buldum
Sevdamsın sen Mudurnum…Ilgıt ılgıt yelinle
Bağlarında gülünle
Şakıyan bülbülünle
Mest olurum Mudurnum…Melek Hanım,meşeli
Nağmeleri neşeli
Aşkına bak düşeli
Yürek yanar Mudurnum…Tereyağlı helvanla
Yare bağlı sevdanla
Güzelliğin, edanla
Dillerdesin Mudurnum…

Petek petek balınla
Çiçek çiçek dalınla
Gelin gibi halinle
Baharımsın Mudurnum…

Bulut bulut dağların
Umutlarım bağlarım
Sende gönül eylerim
Yarınımsın Mudurnum…

Koynunda şirin köyler
Dostu,yareni eyler
Aşıklar seni söyler
Türkülerde Mudurnum…

Dağındaki cerenle
Buz kaynaklı derenle
Cennet gibi yörenle
Her şeyimsin Mudurnum…

Dağın daşın gezerim
Seni söyler yazarım
Üç arşınlık mezarım
Sende olsun Mudurnum…

 

Abdullah Atay MUDURNU HABER www.mudurnuhaber.com

 

 Mudurnuca sevgimle……

MANİLER (18)

MANİLER (18)
 
 

Gönül yarsız çöllerde
Mecnun gibi dillerde
Hani sen gelecektin
Gözüm kaldı yollarda…Senle bahar yaz güzel
Cilve güzel naz güzel
Seni çok sevdiğimi
Sen gönlüne yaz güzel…

Kınalar yakın güzel
Zilleri takın güzel
Öyle uzakta kalma
Ol bana yakın güzel…

Bağda gülün altısı
Yarim dünya tatlısı
Sevip sevip ayrılan
Dünyanın en dertlisi…

Her gülü koklayamam
Goncasın yoklayamam
Tanrının bildiğini
Kullardan saklayamam…

Gül dalına yaslandım
Nazlı yare seslendim
Yar yanıma gelince
Bal dudakla beslendim…

Unutma sen kefeni
Sarar bir gün bedeni
Dost gönlüne han yapmak
Yaşamın tek nedeni…

Anla insan halini
Hayra harca malını
Gün gelecek seninde
Dost tutacak salını…

 

Gözler benzer kömüre
Yanarım yarsız ömre
Sevip de sevilenin
Düşer gönlüne cemre…Bu gönül bakar yola
Yürek yarsız kerbela
Sen kendini bilmezsen
Başa gelir her bela…

Dağlarda kara tiren
Odur yari getiren
Bu hasretlik değil mi
Beni yiyip bitiren…

Ağzındaki sakızı
‘çat pat çat pat’ patlatır
Gidi zalimin kızı
‘Gelcem’ diye atlatır…

Akşamlarda gün solar
Gönüle hüzün dolar
Gerçek aşkı bulanlar
Sevdasıyla ün salar…

Şu dağların beleni
Hiç çevirmez geleni
Yüce tanrım hoş tutar
Sevmesini bileni…

Dilinde tatlı sözle
Yoksul yetimi gözle
Dünya malın olsa da
Gidersin bir top bezle…

İslam bizim dinimiz
Asla yoktur kinimiz
Hoşgörü sevgi saygı
Budur asıl yanımız…

 

 

Yarim seni sorarım
Esen seher yeline
Şu gönlümü bağlarım
Saçının her teline…Elimde solmuş resmin
Dilimde kalmış ismin
Başka yerde aramam
Hüzünlermiş adresin…

Sevgisiz gönül naçar
Boşuna ömür geçer
Sevenlerin bağında
Gonca gonca gül açar…

Güz geldi soldu bostan
Haberin geldi dosttan
Sensiz üşüyen sevdam
Dillerde oldu destan…

Gerdanı allı güzel
Mor donu güllü güzel
Döne döne oynuyor
Her yanı zilli güzel…

Oy Cevriye Cevriye
Boyu benzer serviye
Onca bekar dururken
Gönül vermiş evliye…

Sevgi gönlün mizanı
Budur dünya düzeni
Tanrı bile affetmez
Yuvasını bozanı…

Kapılma mal hırsına
Devran döner tersine
Mekanın cennet olur
Çalışırsan dersine…

 

Abdullah Atay MUDURNU HABER MUDURNU

www.mudurnuhaber.com

MANİLER(17)

MANİLER(17)
 

Mudurnu şirin yöre
İçinden akar dere
Tabip doktor gelse de
Yarama olmaz çare…

Mudurnu’nun ereni
Onlar gönül yareni
Yüce mevlam hoş tutar
Aşka ömür vereni…

Yarim beni sarmadı
Halim nedir sormadı
Bağımda gonca gülü
Neden hala dermedi…

Gönül düştü evliye
Benzer boyu serviye
Ceylan gözlü o güzel
Haktan bana hediye…

Sabah seher yelinde
Bülbül öter gülümde
Onca kızı sevdim de
Yine gönlüm gelinde…

Saçları güllü gelin
Uçları telli gelin
Sende gizli sevda var
Gözünden belli gelin…

Dağları aştı gelin
Yarine koştu gelin
Sarmaş dolaş olunca
Coştukça coştu gelin…

Bağları geçti gelin
Yarine kaçtı gelin
Yare kavuşunca
Saç bağın açtı gelin…

A benim arsız gönlüm
Duramaz yarsız gönlüm
Her güzelin peşinde
Kalp çalan hırsız gönlüm…
 
Evinin önü rıhtım
Gülmedi yazık bahtım
Yar yabana gidince
Yıkıldı gönül tahtım…

Gül açınca yaz gelir
Gül dudaklı kız gelir
Yar yanımda olunca
Ölüm bana vız gelir…

Yar elinde masura
Nakış işler hasıra
Gönül seni arzular
Gel yarim ara sıra…

Servi boylu fidansın
Yokluğunda hicransın
Yar üstüne yar seven
Bir değil de bin yansın…

Yaylarlarda yaz serin
Gönlümdedir kız yerin
Senden başka seversem
Mezarımı kaz derin….

Sürme gözün siyahı
Sevmekmiş tek günahı
Yaralı şu gönlümün
Olmuyor hiç sabahı…

Hazanda sarı yaprak
Gazel olup düşüyor
Sarınca yari toprak
Yanan yürek üşüyor…
 
Başımda sevda yeli
Esiyor deli deli
Eriyen muma döndüm
Yarim benden gideli…

Bir yar sevdim işveli
Şen şakrak ve neşeli
Çıra gibi yanıyom
Ben bu aşka düşeli…

Sevda gelince başa
Yürek düşer ataşa
Cenneti de verseler
Yarimin yeri başka…

Ben baharı neyleyim
Yar yanımda olmazsa
Nerde gönül eyleyim
Gönül yari bulmazsa…

Gönül yarsız olunca
Baharlarım kış olur
Nazlı yarim gelince
Yüreciğim hoş olur…

Sensin yüzüm güldüren
Gönül sazım çaldıran
Hançer kurşun değil de
Veda sözün öldüren…

Alna yazılmış kader
Günü gelenler gider
Ecel başa geldi mi
Genç yaşlı ne fark eder…

Düşse gönül dengine
Yürek düşmez yangına
Bu dünyada hep rağbet
Güzel ile zengine…
 
Balıkesir Bandırma
Kız sen beni kandırma
El oğlunu varıp da
Yüreğimi yandırma…

Tasa koydum kavurma
Kız saçını savurma
İnce belin sarınca
‘Ana’ diye bağırma…

Bakır tasın kalayı
Sevdim gözü elayı
Yari güzel olanın
Bir ömürü balayı…

Kömür gözün karası
Serde gönül yarası
Düğünümüz var bizim
İki bayram arası…

Yar gülünde dal olsam
Peteğinde bal olsam
Gönlünün ocağında
Ateş olsam kül olsam…

Sarı buğday başağı
Yarim sarmış kuşağı
O kuşağı çözünce
Düşer belden aşağı…

Dağlar başı kar olur
Geçilmesi zor olur
Yar bu gece gelmezse
Yanar yürek kor olur…

Sırrın verme cahile
Düşürür seni dile
Kötü günde yok olur
Dost bildiklerin bile…
 
Abdulllah ATAY