DİKKAT , MUDURNU DERESİNİN SUYU KESİLECEK

DİKKAT , MUDURNU DERESİNİN SUYU KESİLECEK

Aslında Mudurnu Deremizin suyu şimdiye kadar çoktan kesilmesi gerekirdi. Yaz aylarının başlangıcında her yıl  haziran ayı sonlarına doğru kuruyan Mudurnu Deresi bu yıl çoşku içinde akmaya devam etti.

Dere kenarında bahçeleri olan vatandaşlar deredeki suyun devamlı aktığını görerek, bahçelerinde çeşitli meyve ve sebzelerin miktarını  yükseltti. Mudurnu deresinin bu yıl bu kadar haşmetli akarak Mudurnu Deresini temizlemesinin sebebi ise Mudurnu Babas Kaplıcalarında  SAROT Termal Vadi nin açtığı 2 kuyudan çıkan suyun Mudurnu deresine akmasından dolayı olduğu  gözlendi.

Geçtiğimiz hafta  Devlet Su işleri  müdürlüğü  Mudurnu Deresi Beşkavaklar mevkisinde   çalışmalara başlanacağını ve bu sebeple Mudurnu Deresine  SAROT TERMAL vadi tarafından akıtılan suyun kesilmesini bir yazı ile istedi. SAROT Yetkilileri gelen yazıya istinaden Babas  Kaplıcalarından bırakılan suyu 1 aylık bir süre ile   vanaları kapatacaklarını belirttiler.

Dere kenarında  bu suya güvenerek bahçe eken vatandaşlar ise haberi alır almaz,  acaba şakamı  yapılıyor diye birbirlerine sormaya başladı.

www.mudurnuhaber.com

 

Su İçmek Yaşlanmayı Yavaşlatıyor

Yapılan araştırmalar kadınların erkeklere göre daha az su tükettiklerini gösteriyor. Oysa bayanların cildindeki kırışıkların oluşumunda ve artmasında en önemli etkenlerden biri yeterli su tüketiminin olmaması. Yeterli oranlarda su içen kişilerde yaşlanma daha yavaş.

Konu ile ilgili yaptığı araştırmalarla gündem yaratan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu doğal mineral içeren sular hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Cildin taze ve canlı görünmesinde, vücudun ihtiyacı olan yeterli suyun alınması çok önemlidir. Günde en az birbuçuk litre su içmeyi alışkanlık haline getirmek yaşlanmayı geçiktirmek için en önemli etkenlerdendir. Sadece susayınca su içilir diye bir kural yoktur. İster susayın ister susamayın gün boyu en az bir buçuk litre doğal mineralli su tüketilmelidir. Özellikle yatmadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su vücuda sağladığı yararlar bakımından oldukça önemlidir.”

Susuzluğunuzu Sadece Su İle Giderin!

Susuzluğun sadece su içerek giderilebileceğini açıklayan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu suyun yerini hiçbirşeyin dolduramayacağını açıklayarak şu açıklamalarda bulundu: “Bazı insanlar, susuzluklarını daha sağlıklıdır diye düşünerek bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla geçirmeye çalışırlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Vücudunuzu meyve sularıyla yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece doğal mineral içeren suyla gidermeniz daha doğru bir karar olacaktır. Susuzluğunuzu suyun dışında herhangi bir içecekle karşılamaya kalkarsanız vücudunuzun su ihtiyacı kesinlikle giderilmez. Ayrıca yemeklerde su haricinde içilen tüm sıvılar açlık duygusunu daha fazla tetikleyerek yemek yerken doyma duygusunu geciktirici etki gösterir. Halbuki yemeye başlamadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su sindirimin ön basamaklarını hızla harekete geçirir ve suyla yemeğe başlamak yemek sonrası tatlı yeme ihtiyacının giderilmesini sağlar”

Su Hayattır, Su Sağlıktır!

Sağlıklı yaşamın, sağlığımızı korumanın ve hastalıklara karşı dirençli olabilmenin temelinde özellikle doğal mineralli su içmenin yattığını ifade eden Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu şunları söyledi: “Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan değil sudan da alıyoruz.

Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijenide kullanmaktadır. Bu bağlamda suyun vazgeçilmezliği daha da artmaktadır.

 

Ayrıca suyun içerisinde bulunan doğal mineraller ile vücudumuzun günlük mineral ihtiyacının bir kısmını karşılamış oluruz. Doğal minerallerin içerisinde bulunan kalsiyum kemik gelişimi için en önemli faktörlerdendir. Tırnak sağlığında da bunu farkedebiliriz tırnakların kırılması büyük oranda aldığımız su miktarına bağlıdır. Aynı şekilde yeterli su alınmadığı takdirde şaçlar cansız ve mat görünür. Az su içmenin bedene verdiği diğer bir etkide selülit oluşumudur. Gereken miktardan ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu o kadar hızlı olur.”

www.mudurnuhaber.com

Fabrikayı Kapatırım Ha !!

SİZDEN GELENLER- SİZDEN GELENLER

 

Fabrikayı  Kapatırım Ha !!

 

Bugün İlçemizde Festival var. Aylardır Kaymakamlık ve Belediyemiz İlçemizin Turizmi, kültürü, tanıtılması için çalışıyorlar, etkinlikler 3 gün sürecek. Dışarıdan misafirler gelecek, gösteriler yapılacak. Stantlar açıldı. Yoğun bir faaliyet. Basın, festivali haber yapacak. İlçemiz tarihi ile, kültürü ile, son yıllardaki turizm atağı ile yeniden gündeme gelecek. Konağımıza da 2 çift festival duyumu ile geldi.

Evim Yarışkaşında, tepede, bahçe içinde Her sabah 6 da bahçeye çıkar çiçeklerimle, tavuklarımla, meyve ağaçlarımla ilgilenirim. Bugün Festival var. Saat 7.30 oldu. Aman Allahım, yahu bugün olsun bu kokuyu salmayın, Otelde konuklar var. Hemen koştum. Çiftin biri ötelin önünde kendi aralarında bu kokunun ne olduğunu konuşuyorlar. Bana soru sormalarına fırsat vermeden yanlarından geçtim. Allahım bana bir güç verde üfleyip bu kokuyu defedeyim.

Bu yaşadığım bir masal değil bu sabahki gerçek. Festival sabahı

Aylardan beri Pak Tavuk fabrikasına bu kötü koku rahatsızlığımı, bizzat fabrikayı da ziyaret edip duyurdum. Duyarsız kaldılar.

 

Araştırdım; Her tavuk fabrikasında “Koku Giderici” olarak adlandırılan bir cihaz var. Kokunun resmi adıda “Kötü Koku”. Geçen yıl yönetmeliği çıktı. Bu kötü koku kesimhanenin ayak, tüy, bağırsak, kan vs bütün artıkları rendering denilen tesiste yüksek ısıda bir nevi kızartılıyor, kurutuluyor, un haline getirilip tekrar tavuklara yediriliyor. Bu rendering devamlı çalışmıyor. Atıklar birikince çalıştırılıyor. Ancak çalışırken de müthiş bir kızarmış bacak kokusunu çevreye yayıyor. Bu her fabrikada var. Avrupa’da bu atıklar şoklanıp depolanıyor ve başka bir yerdeki tesiste işleniyor. İşte “Koku Giderici” dediğimiz cihaz bu kokuyu filtre edip çevreye yayılmasını engelliyor. Adana, İzmir ve Adapazarı’nda bu cihazı yapan firmalar var. Maliyeti ise yalnızca 60–70 bin TL. İçinde 2 adet fan var, talaş ve karbon filtreleri. Elektrik gideri böyle bir tesis için yok denebilir. Ayrıca da yalnızca atık işlenirken çalıştırılıyor. Zorluğu şu: Atık işlenirken cihaz mutlaka çalıştırılmalı, talaş ve karbon filtreleri zamanı geldiğinde mutlaka değiştirilmeli, bir eleman bundan sorumlu olmalı. Başka hiçbir zorluluğu yok. Tabii birde çevreye karşı sorumluluk bilinci zorluğu.

Bu cihaz 3 ay öncesine kadar Pak Tavuk ta yoktu. Yeni koydularsa bilmiyorum. Ancak koku derseniz sürekli ve belirsiz saatlerde hep var.

Sonuç gelmeyince O zamanki Kaymakam’a gittim dilekçe verdim. Dilekçeyi aldı dedi ki ben bunu kendileri ile görüşeyim öyle işleme koyayım.  Netice alamadı ki işleme koymuş. Valilikten cevap geldi. Tarih 15 Mart 2012. sayı.3192. 

Diyorki :

“Konu ile ilgili Pak Tavuk Gıda San ve Tic.A.Ş.’nin 29.02.2012 tarihli bilgilendirme yazısında: İşletmenin rendering tesisinde koku giderme sisteminde oluşan arıza nedeniyle çalışmalar yapıldığı belirtilerek ve alınan önlemlerle koku probleminin 25 gün içersinde çözüleceği bildirilmiştir. Söz konusu problem Valiliğimiz Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce yapılacak denetimler ile takip edilecektir.

Yazı aynen böyle. Aradan 90 gün geçmiş. Kokuya aynen devam ve Festivale değerli büyüklerimiz gelecek.

Fabrika ilk kurulduğu tarihlerde arazi şehir dışında idi, böyle bir koku da olmazdı, galiba rendering yoktu. Şimdiye gelince YİBO, Üniversite, yerleşimler, ağaçlıklı modern giriş yolumuz, oteller arasında kalan ve Turizm için festival yapan etrafı çam ormanları ile çevrili güzel ve tarihi ilçemiz.

Bu koku var oldukça İlçemize turist gelmez, gelende bir daha uğramaz. Kokuyu duyunca yoldan döner.

Kızılcığın Mudurnu’daki adı eskiler bilir “Hekim döndü” dür. Rivayet Mudurnu’ya gelen bir hekim yolda kızılcık ağaçlarının bolluğunu görünce; atını durdurmuş ve geri dönüp gitmiş. Soranlara cevabı : “Orada kızılcık çok, insanlar hasta olmaz aç kalırım”.

Yatırımların önünde bir engel.

Arsamda toplu konut projesi planladık. 240 konuttuk modern bir site. Camisinden, yüzme havuzundan, kreşinden her şeyi düşündük. (www.mudurnutoplukonut.com). Projeler, Broşürler, tanıtımlar vs. Sn Güray Önal sınıf arkadaşım. İstanbul’da oturur. İhtiyacı da var. Telefon ettim davet ettim. Gel buraya üye ol . Cevabı şu: Orası kokar ben girmem.

Oteli büyütme projem var, 30 evlik bir “ekolojik köy” projemiz bitti, yatırım aşamasına geldik. Turizm Festivali varken dahi bu kötü koku olacaksa…

Mudurnu ekonomisi için çok önemli olan fabrika, bu kötü kokuyu çok basit ve de ucuz tedbirler ile yok edilebilecekken yapmıyor. Bir dayatma var.

Ve Tepemizde Demoklesin kılıcı.: “Fabrikayı Kapatırım Ha “

Ah benim güzel ilçem.

 

Nevzat Anlıtan

İnş.Y.Müh..  Yarışkaşı OTELİ MUDURNU

 

www.mudurnuhaber.com

 

YAZ İSHALLERİ TEHLİKELİ OLABİLİR !

YAZ İSHALLERİ TEHLİKELİ OLABİLİR !

Yazın gelmesiyle beraber yaşlı,çocuk demeden hemen herkesi ele geçiren
yaz ishalleri tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor.Beyoğlu Özel Avusturya Sen Jorj
Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meral KAYAHAN yaz ishalleri ile ilgili önemli bilgiler verdi.

İshal, dışkılama sayısında artışla beraber, dışkının şekilsiz bir hal alması olarak tariflenir. İshal nedeni ile barsak hareketleri artar, normal süreden daha kısa aralıklarla dışkılama ortaya çıkar. Günde bir veya iki kez katı ve şekilli dışkılaması olan bir kişi, günde 3-4 kez veya daha fazla dışkılıyorsa ya da dışkı cıvıklaşmış, su gibiyse veya sümüksü olmuşsa ishalden bahsede biliriz.

İshale neden olan pek çok sebep vardır. Bu sebeplerin başında mikrobik ishaller
gelmektedir. Bunun dışında çeşitli mide, barsak hastalıkları, hormonal hastalıklar, ani ısı değişimleri, stres, heyecanlanma, üzüntü, korku gibi psikolojik sebepler, malignite ve kullanılan antibiyotikler diğer sebeplerdir.

Konumuz olan yaz ishallerinin nedeni mikrobiktir. İshale neden olan mikroplar, bakteriler ve protozoon denilen gözle görülmeyen parazitlerdir.

Havaların ısınması ile yaz ishali nedeni ile polikliniklere müracaat edenlerin sayısında artış görülmektedir.

Isı artışı ile kişilerin su ihtiyaçları artar ve yaz aylarında daha fazla su tüketir. Sağlıklı ve temiz olmayan suların tüketimi veya bu sularla yıkanan meyve sebzelerin yenilmesi ile mikroplar vücuda girmiş olur.

Her zaman kullanılan suların sağlıklı ve temiz olup olmadığı bilinemez. Hasta hayvan ve insanların dışkıları ile de sulara ve yiyeceklere kontaminasyon olabilir.
Dışkı ile kontamine olmuş sularda yaşayan, ishal nedeni olabilecek çeşitli mikroplar bulunmaktadır. Bunlar özellikle durgun sulardan, kanalizasyonun karıştığı sularda, iyi ilaçlanmamış içme sularında uzun süre canlı olarak kalır ve çoğalır. Bu suların kullanılması, içilmesi veya bu sularla yıkanmış veya hazırlanmış gıdaların alınması ile mikroplar ağız yolu ile alınır, insanların bağırsaklarına yerleşir.

Tuvalet hijyenine uyulmaması, el yıkanmaması ayrıca market ve şarküterilerde gıdaların uygun koşullarda saklanmaması yaz ishallerine neden olabilir.

Sıcak havalarda yeterince soğuk ortamda saklanmayan gıdalarda bakteriler hızla çoğalır. Bu gıdaların alınması ile mikroplar direkt vücuda girmiş olur.

Yaz ishalinde en önemli belirti sık aralıklarla ve sulu, cıvık şekilde dışkılamaktır. Dışkı sümüksü, iltihaplı, sulu ve bazen kanlı olabilir veya su gibi dışkılama görülebilir.

Kalın barsak tipi ishallerde dışkı miktarı az ancak dışkılama sayısı fazladır, buna karşılık ince barsak tipi ishalde ise dışkı miktarı fazladır.

En sık görülen Giardia denilen protozoonun neden olduğu su gibi tariflenen ishallerdir. Bu tip ishallerin en ciddi ve öldürücü olanı ise dışkının pirinç suyu gibi tariflendiği kolera bakterisinin yaptığı ishaldir.

Yaz ishallerinde diğer belirtiler, karın ağrısı, karında buruntu hissi, bulantı, bazen kusma, yüksek ateş, baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları olabilir. Aşırı sıvı ve tuz kaybına bağlı olarak baş dönmesi, senkop, bayılma, ağız kuruması, ciltte kuruma görülebilir.

Elektrolit kaybına bağlı olarak kalp damar sistemine, böbreklere, sinir sistemine ait bulgular, ritim bozuklukları, böbrek yetmezliği, şuur kaybı gibi belirtilerde olabilir.

Tedavi olarak kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konması ve mikrobik ishalde antibiyotik tedavisi gerekir.

www.mudurnuhaber.com

 

Üniversitelilere uygulamalı budama dersi

Bolu nun Mudurnu ilçesi Mudurnu Süreyya ASTARCI Meslek Yüksek Okulu Organik Tarım Programı 2.sınıf öğrencileri Mesleki Uygulama dersleri kapsamında Budama eğitimi aldı.

 Mudurnu’ya bağlı Dolayüz köyü sınırları içerisinde Tarım ve Hayvancılık yapılan özel bir çiftlikte Meyve Fideleri ve üzüm asmalarında Budama ve şekil verme işlemleri dersi Bölüm hocaları ve Çiftlik yetkilisi Şerafettin DENGEZ eşliğinde uygulandı.

www.mudurnuhaber.com