Mudurnu da Unutulan Meslekler

Mudurnu ilçesi son yıllarda bazı meslek dallarında yetişen  elemanın olmamasından dolayı kan kaybetti ve Kaybetmeye devam ediyor.

Bunlardan biriside  OYA Satıcılığıdır. Mudurnu nun Bayanlarının yaptığı biririnden güzel El Emeği Göz Nuru Mudurnu Oyları 1980 li yıllarda çeşitli Mecmualar’a konu olmuştur.

2000 li yıllar öncesinde Mudurnu Pazar yerindekurulan Oya  pazarına Mudurnu ve köylerinden oyalarını getiren Bayanlar, buradaki Oya toplayıcılarına oyalarını satarlar ve bu toptancılar ise Mudurnu adını çevre il ve ilçelerdeki Pazarlara giderek duyururdu. Mesela Düzce ve Akcakoca pazarlarında Mudurnu Oyaları bir zamanlar çok aranılır bir üründü.

Şimdilerde ise Mudurnu Oyaları adeta unutulmaya yüz tuttu. Oya Pazarcılarının çoğunun vefatı nedeni ile bu sektör de Mudurnu da öldü.

www.mudurnuhaber.com

 

ABANT Yolunda TEHLİKE varmı ?

Mudurnu ilçesini ABANT a bağlayan kara yolunun 14. km sinde 2011 yılında, yolu genişletmek amacı ile yapılan Taş Duvarın olduğu bölgede çatlaklıklar meydana geldi.

Yolu sürekli kullanan bölge halkı, yoldaki  göçüğü ve çatlaklıkları gördüklerini ve tedirgin olduklarını ifade ederek,  yetkililerin bu konu hakkında çalışma yapmalarını istediler.

 YAPI GÖÇERSE ULAŞIM AKSARMI ?

Taş yapının tedbir alınmaz ve önlem alınmaz ise göebileceğini belkide can ve mal kaybına bile yol açabileceğini belirten vatandaşlar, yetkililer burada inceleme yapmalıdır, yol şu haliyle zaten kullanımı kolay bir yol olmadı, her gün çeşitli yerlere şikayet ediyoruz dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Gülermizin ? Ağlarmısın ?

Mudurnu ilçesinde bir Kamu Kurumunu  mahalle sakinleri bacasından Duman çıktığı sebebiyle şikayet etti.

Kamu kurumu Müdürü, Şikayet üzerine yazılı bir şekilde kurum amiri tarafından uyarılarak, Çıkan Duman ın mahalle sakinini rahatsız ettiği konu ile ilgilenikmesi istendiği belirtildi.

Kamu Kurumu Müdürü  Kurumda ısınmak için yakılan yakıtın ihale ile alındığını ve diğer Kurumlar ne kullanıyorsa kendilerininde yakıt olarak aynı yakıtı kullandığı açıklandı.

www.mudurnuhaber.com

EV SAHİPLERİ KİRA VERGİSİNE DİKKAT !

2011 yılında kira geliri (gayrimenkul sermaye iradı gelirleri) elde eden ev sahiplerinin bugünden 25 Mart akşamına kadar beyannamelerini vermeleri gerekiyor.

Konu hakkında  Mudurnu Mal Müdürü Yılmaz OKATALİ bazı açıklamalarda bulundu.

Okatali,25 Mart 2012 tarihinden önce mutlaka bulunduğunuz yerdeki Mal Müdürlüklerine giderek , kullanıcı adı ve şifrenizi alınız. Sonrasında ise internet ortamından kullanıcı ismi ve şifreniz ile girerek beyannamenizi kendiniz doldurunuz. 2800 tl ye kadar olan  kazançlardan herhangi bir vergi söz konusu değildir, ama mutlaka kullanıcı ismi ve şifre alarak, giriş yapıp bunu beyan etmeniz gerekiyor dedi.

Okatali, Mudurnu da misafir bulunanların Mudurnu mal Müdürlüğünden şifre ve Kullanıcı isimlerini alabileceklerinin altını çizdi.

Mudurnu Mal Müdürlüğü  Mudurnu Merkez ve Köylerinde Muhtarlar aracılığı ile vatandaşa  bilgilendirme buroşürü dağıttı.

Broşürü incelemek için aşağıdaki resimleri bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

DETAYLI BİLGİ İÇİN http://www.gib.gov.tr/

www.mudurnuhaber.com

 

“ELLERE VAR BİZE NİYE YOK VE TEVFİK TÜRESİN”

“ELLERE VAR BİZE NİYE YOK VE TEVFİK TÜRESİN”
Mudurnu haber sitemizin dikkat çektiği önemli bir konuyu açıyorum. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun, Kırsal Kalkınma (İPARD) Programı başvuruları 1 Şubat’ta başladı. Tarım Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurulu (TKDK) tarafından girişimciye verilen yüzde 50′lik hibe Kanatlı Eti üretiminde söz sahibi olan İlimiz ve genelinde bu tip bir uygulamadan neden yararlanamıyoruz?

Sebep Bolunun yanıltıcı istatistikî verileridir. Kalkınma planları çerçevesinde Türkiye bölgelere ayrılmış ve düzey 2 bölgesi olarak derecelendirilmiştir.
Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova illeri TR42 bölgesidir. Bolu ilimiz hem TR42 bölgesindeki iller içerisinde, hem de Türkiye’nin 81 ili arasında, KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİR TUTARINDA BİRİNCİ SIRADADIR.
Kocaeli ili sanayi gelişmişliği ve tabi doğal olarak ciro potansiyeli olarak hepimizin bildiği gibi en üst sırada.,
Düzce ilinde özellikle deprem sonrası çok iyi çalışılmış, AB fonları ve desteklerden en verimli şekilde faydalanmış, sanayisini ve ticaret potansiyelini geliştirmiş bir il.
Bolu Türkiye’deki beyaz et arzının %35 ini karşılayan bir il. Kişi başına aylık gelir 2011 yılında 7.500 TL olarak açıklandı. Bunun tamamı beyaz et sektöründen geliyor değil. Yine 2011 verilerine göre bankalardaki mevduat hatırladığım kadarıyla 970 milyon TL (eski değer ile 970 trilyon) . Bunun sadece 170 milyon TL si şirketlere ait dönen mevduat idi. Geri kalanı yastık altı yani..!!! Rakamları yüzeysel hatırlıyorum.
İşte maalesef bütün bunlar Kalkınma Planları çerçevesinde verilen desteklerden faydalanmamıza engel teşkil etmektedir.

Yatırım yapan yok. Yastık altı garanti. Yatırım yapanlarında bu desteklerden faydalanılamadığı için diğer bölgelerdeki rakiplerine göre rekabet şansları azalıyor. Bu bahsettiğim konu sadece tarım ve hayvancılık alanında değil sanayi ve endüstri konusunda da böyle.
Aslında dengesiz bir gelir dağılımı da söz konusu.. Tavukçuluk sektöründe daha 60 lı yıllarda Amerika’da bile yokken, Bolu da Sn. Tevfik Türesin sayesinde sözleşmeli üretim modeli uygulanmış ve on binin üzerinde aile yıllarca gelir elde etmiştir. Bugün bu kümeslerin birçoğu boş diye biliyorum. Büyük potansiyelli çiftlikler mevcut. Taa Erzurum’dan gelip Mudurnu’da kümes için 50–60 dönüm arazi arayanları biliyorum.
Zaten küçük üretici bu desteklerden faydalanabilecek imkânlara maalesef sahip değil. Çünkü % 50 hibeye % 50 eş finansman gerekiyor. Bu eş finansmanı kredi kullanıp sağlamak zorunda. Ama, karşılığında gösterebileceği belki üç beş dönüm arazi. O da belediye sınırları dışında olunca zaten bankalar teminata kabul etmiyorlar.
Artık, turizm, tarım hayvancılık ya da sanayi konusunda Bolu yönünü belirlemelidir. Kalkınma sadece il bazında düşünülemez, ilçeler ve köyler ile birlikte düşünülmelidir. Ama biz sürekli ilçelerden büyük şehirlere göç veriyoruz. İlçelerde yatırım yapılmıyor çünkü ilçelere yapılan tesislerin arazi değeri yok, eleman bulmak sıkıntılı, lojistik sıkıntılı. Turizm yatırımları konusunda, işletilen ya da kurulacak olan tesisler ile ilgili endişeler söz konusu. Bir kaç kişinin şahsi çabası ile bir yere varılamıyor.

Ama yine de özellikle ilçelere ve köylerimizi yatırım yapılmalı, yastık altı para ticaret yoluyla, yatırım yoluyla piyasa da dönmeli. Potansiyelimiz ortaya çıkmalı ki ilimize verilecek desteklerin verimliliğinden ve değer artışından, emin olunduktan sonra arkası gelir. Bu konuda değerli temsilci ve yöneticilerimizin de üzerlerine düşeni yaptıklarına ve yapacaklarına inanıyorum.
Bu vesile ile bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum ;
Sn. Tevfik Türesin 19. Dönem milletvekili olduktan sonra 1993 yılı Bolu’nun yatırım yılı olmuş, Cumhuriyet tarihinin en büyük devlet yatırımları yapılmıştır.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi: 34 milyar TL. (ödeneğinin bir kısmı değerli Bolu büyüğümüz Sn. İzzet Baysal’ın kurduğu vakıf tarafından bir kısmı da devlet tarafından karşılanması planlandığı halde, bir önceki hükümet zamanında ödenek çıkmadığından yarım kalan inşaat için bizzat kendisi iki gün maliye bakanının kapısında bekleyerek bu ödeneği çıkarttırmış ve üniversite binasının açılmasına katkıda bulunmuştur. Ayrıca kanunen bu üniversiteye şahıs ismi verilmesi yasak olduğu halde kanun değişikliği için mücadele vererek Türkiye’de bir ilki başarmış ve üniversite isminin İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ olmasını sağlamıştır)

İl Bayındırlık Müdürlüğü: 9 milyar TL
Karayolları (Yapım, bakım, onarım) : 196 milyar TL
Karayolları Otoyol Yapımı: 696 milyar TL
Bolu Tüneli (Tamamı 6 Trilyon) : 1.100 milyar TL
Köy Hizmetleri Müdürlüğü: 65 Milyar TL
Milli Eğitim Müdürlüğü: 170 milyar TL
Orman Bölge Müdürlüğü: 19 milyar TL
Or-Köy Baş Müdürlüğü: 20 milyar TL
Özel İdare Müdürlüğü: 16 milyar TL
İl Sağlık Müdürlüğü: 43 milyar TL,
Gençlik Spor İl Müdürlüğü: 4 milyar TL
PTT Başmüdürlüğü: 180 milyar TL
TEK müessese müdürlüğü: 52 milyar TL
TOPLAM: 2 Trilyon 604 milyar TL.

Ve bu devlet yatırımlarının gerçekleşmesine milletvekili kimliği ile katkılarının yanında yaşamı boyunca kendisini doğduğu Bolu’ya adamış ve YATIRIM YAPMIŞTIR. Şahsi gayretleriyle, halen çalışmakta olan, Mudurnu Tavukçuluk, Gentaş, Bolpat, Seben Süt fabrikalarını ilimize kazandırmış, büyük baş hayvancılığın bölgede gelişimi ve köy yaşamının devamlılığı için mısır silajı yem bitkilerini ekerek çiftçimize örnek olmuştur. Yine bu işletmeler sayesinde dolaylı yollardan irili ufaklı pek çok işin kurulmasına vesile olmuştur. DEVLET İMKÂNLARINI KULLANMADAN KENDİ ÖZ KAYNAKLARI VE HALKTAN ORTAKLIKLARLA YATIRIMLAR YAPMIŞTIR. İsteyen istediği yerlerden bu bilgilerin doğruluğunu teyit edebilir. İleri görüşlülüğü ile tarım ve hayvancılığın büyüyüp gelişmesi için önce tabanın yani üreticinin desteklenmesi gerektiğini meclis konuşmalarında sürekli dile getirerek bu politikaların üreticilerin lehinde gelişmesi için azami gayreti göstermiştir.
İleri görüşlülüğü ile Mudurnu’nun eğitim göçünü önlemek, sanayinin ara teknik elaman ihtiyacını karşılamak için kendi arsasını verip inşaat tahsisini çıkartıp çok amaçlı Endüstri Meslek Lisesi formatında ülkemizin 2.büyük okulunu yaptırmıştır. Maalesef bugün bu bina YİBO olarak hizmet vermektedir. Oysaki amacına uygun hizmet ediyor olsa idi, bugün Mudurnu’ya Göynük’ten, Nallıhan’dan, Seben’den, Taraklı’dan hatta diğer uzak ilçeler ve Bolu Merkezden Mudurnu’ya öğrenci gelecek, hatta aileleriyle birlikte geleceklerdi.
Bunun yanında kendisinin de söz etmekten hiç hoşlanmadığı “hayır gizli olur, gösteriş için yapılmaz, unutulur hatırlanmaz hatırlattırılmaz” dediği, başkalarından duyduğum hayırseverlik faaliyetlerini yazmak istemiyorum.

Bildiğim ve istediğim bir tek şey var. O da Sn. Tevfik Türesin’in örnek alınmasıdır. Ömrünü verdiği değerleri kaybetme riskine rağmen MEMLEKETİME YATIRIM demiştir. Ha bu arada “koca Mudurnu Tavukçuluk niye battı? Diyenleri duyar gibiyim. Bana 2001 krizinde batan binlerce firmanın neden battığını, ya da bu gün koca koca ülkelerin neden battığı sorusunun cevabını versinler ki istedikleri cevaba ulaşsınlar. Kulaktan dolma bilgiler ve dedikodular ile değil araştırıp rakamlar ve belgelerle konuşulsun lütfen. Yapılamıyorsa da konuşulmasın. Zira dinimiz gözle gördüğünüze bile en az iki şahit ister. Kaldı ki Sn. Tevfik Türesin’in katkılarıyla bu gün Türkiye de ve Bolu da beyaz et sektörü bu kadar gelişmiş ve yaptığı yatırımlar halen çalışmakta, binlerce insan istihdam edilmektedir. Bunları sadece Türesin ailesi ve Mudurnu Tavukçuluk için söylemiyorum. Bugün Mudurnu’da ya da Bolu da üretim yapan, istihdam sağlamış, yatırım yapan herkes için söylüyorum. Laf, dedikodu, kavga, değil çözüm üretilmelidir. Rakamlar ile, net ve kesin bilgiler ile hareket edilir ve doğru politikalar üretilir ise bölgenin destek almaması, nufus göçü, dengesiz gelir dağılımı ve benzeri bu sorunlar %50 çözülmüş olur. Geriye sadece uygulamalar ve başarı kalır.
İnşallah Mudurnu’muz , diğer İlçelerimiz ve BOLUMUZ layık olduğu değere ve güzel olan ne varsa her şeye bir gün gelir kavuşur…….
Herkese Saygılarımla Selam Ederim….

Uğur TÜRESİN Mudurnu Haber www.mudurnuhaber.com

 

Okullarda Sigara yaşı 12 ye düştü

Mudurnu ilçesinde  Eğitim camiası içinde  yaşananlar basına yansıdı.

İlçede Eğitim seviyesinin nasıl düzeltilmesi gerektiğini düşünüp, bu konu hakkında çalışma yapmakla yükümlü görevlilerden bazıları, Eğitim ile ilgisi olmayan konuları basına taşımaya gayret ediyor.

 SİGARA VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLARLA SAVAŞ

Peki Okullarda gerek sendika yöneticileri gerekse Eğitim camiası içindeki bazı arkadaşlar neden işleri olan Eğitim seviyesini yükseltmeyi değilde boş işler ile uğraşırlar.

Mudurnu ilçesinde sokaklarda Sigara elinde dolaşan Öğrenciler  Mudurnu nun öğrencileri değil mi?  Bu öğrencilere Rehberlik öğretmenleri tarafından  kötü alışkanlıklar ile ilgili bilgiler verilmezmi?

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu haber

Mudurnu Haber

Mudurnu Böylemi Tanıtılacak tı ?

Mudurnu Böylemi Tanıtılacak tı ?

Yıl 1993 ten bu yana çeşitli yyaın organları ile Mudurnu ilçemizin Turizm, Kültür ve Yaşam örneklerinin tanıtımı, için uğraşır dururuz.

MUDURNU 11 YAŞINDA KIZ 8 AYLIK HAMİLE www.mudurnuhaber.com 

BU GÜN MUDURNU’YU TÜM DÜNYA DUYDU

Bu gün Mudurnu ilçesini Tüm Dünya duydu. Ama ne ile duydu, 11 Yaşındaki Bir kızın 8 Aylık Hamile haberi ile duydu. Mudurnu için bu Haber kötü bir not olmuştur.

İŞİN ASLINA GELİNCE
Gazetelerin ilk sayfalarından ve Tv lerin Ana haber bültenlerine konu olan 11 yaşındaki Kızın Bolu nun Mudurnu ilçesinde 8 Aylık Hamile Haberi, tam olarak doğru değildir.

İşin aslına bakacak olursanız, Hamile olan Kız 11 yaşında olmadığı, kızın Ailesi tarafından Nüfusa geç yazdırıldığı için yaşının küçük görüldüğü belirtiliyor.

Kızın yaşının 18 i Nüfus Cüzdanında doldurmadığı içinde İmam Nikahı ile Evlilik yaptırıldığı ve hamile kalması sonucunda da sancısının tutması ile bu olay Türkiye ve Dünya ya çığ gibi yayılarak duyuruldu. Aslına bakarsanız, o kadarda abartılanlar gibi değil, olayın iç yüzü.

Bolu Mudurnu Alpagut Köyünde yaşayan Aile Askerliğini yapmış oğullarına bir Eş Bulmak için Ağrı Patnos tan bir gelin adayı bulurlar. Buna benzer olaylar Türkiye nin değişik il ve ilçelerinde her gün yaşanan olaylardır. Evlenemeyen, Erkeklere bir vesile ile Doğu bölgesinden Başlık Parası denilen bir adet ile Kız verildiği Filmlere bile konu olmakta ve bu herkes tarafından bilinmektedir. Buradaki tek problem, kızın Nüfus Cüzdanındaki yaşının 11 yazmasıdır, oda bahsettiğimiz gibi, Aileden kaynaklanan Nüfus Cüzdanını geç aldığı için yaşanmıştır.

Konu ile ilgili detaylı bilgi edindikten sonra tekrar sizler ile paylaşılacaktır.

www.mudurnuhaber.com

 

Tavuk Gübresinden Enerji Üretimi

 
Karbondioksit, metan gazı ve karbondioksitten yirmi kat fazla zehirli olan hidrojen sülfit gazı, emici özelliği olmayan çeltik kabuğunun tavuk gübresi ve dışkısındaki bileşenleri ememiyor olması nedeniyle açığa çıktığı yerde hem doğayı hem de insanları zehirliyor!
Doğaya çöp olarak bırakılan bu bileşenleri Atta Enerji yetkililerinden Onur Orallar ile konuştuk. Atta Enerji tavuk çiftliklerinde tavukların altına serilen ve emici özelliği olmayan çeltik kabuğu yerine emici özelliği olan çam talaşının kullanılması halinde talaşı köylüden geri alarak onu birtakım aşamalardan geçirip hayvansal atıklardan biyogaz elde edeceklerini ve bunun nasıl mümkün olduğunu anlattı bize.

Tavuk gübresi atıklarının çevreye verdiği zarar hakkında ne söylerdiniz?

Tavuk gübresi ekolojik kirlenmeye neden olan etkilerden biridir. Bunun nedenlerini anlatmaya çalışacağım. İlk olarak köylü tavuk gübresini bir yere yığıyor. Üzerine yağmur yağıyor, kar yağıyor. Bu sular sonuçta yeraltına gidiyor, aşağıya yağmur ve kar ile süzülen atıklar yer altı sularını kirletiyor hatta zehirliyor. Açığa çıkan nitrat suda çözünerek yer altı sularına ve doğal olarak da içme sularına karışıyor. Bununla da kalmayıp çevreye atılan gübre atıkları ciddi bir çevre ve açığa çıkardığı koku itibariyle de hava kirliliğine neden oluyor.

İkinci olarak değinmek istediğim konu, tavukçulukta çeltik kabuğunun kullanımıdır. Bu doğada çözülmeyen bir şey, mineralce çok yüksek, erimiyor, yok olmuyor. Çeltik kabuğundan zımpara yapılır. Zımparanın üzerindeki o parlak şeyler çeltik kabuğudur. Ve kesinlikle yanmayan bir özelliği var. Yanmayan bir şey toprağa gübre olarak atılıyor. Bu çeltik toprakta yok olmuyor. Ve bu çeltik kabuğu ile karıştırılmış tavuk gübresi ve atıklarının atıldığı topraklar toprak uzmanları tarafından da ifade edildiği gibi kanserleşiyor. Kanserleşen topraklar böyle oluşuyor. Çünkü o toprakta hiçbir şey yetişmiyor daha sonra. Çünkü toprağın Ph’ı bozuluyor. Çeltikten dolayı asit – baz dengesi bozuluyor.

Üçüncü sorun; işlenmemiş tavuk gübresinin içinde yabancı ot tohumları olur. Bunu tarlanıza attığınızda bu otlar büyür. Ve bunları tekrar yok etmek için ilaç atılır. Örneğin ıspanak ektiniz, içinde yabani otlar çıktı. Bunu ayırmak çok zor ve işçilik gerektirir.

Peki, tavuk gübresinden eneri üreteceksiniz. Biyogazdan ve bunun köylüye getireceği faydalardan bahseder misiniz?

Şimdi biz köylüye çok cüzi bir karla veya kar gözetmeksizin talaş vereceğiz. Daha sonra verdiğimiz bu talaşı onlar tavuğun altına serecekler. Tavuk çişinin, kakasının üstünde 45 gün boyunca yaşıyor. Bu sonuçta üre oluşmasına neden oluyor. Bu oluşan üreyi çeltik kabuğu ememiyor. Oysa çam talaşının emme özelliği çok yüksek. Tavuk kümesine girdiğinizde özellikle sıcak havalarda içerde asidik bir hava olur. Talaş bunu da engeller çünkü emme özelliği var. Üstelik bu durumda % 2 – 3 tavuğun verimi de artar. Biz talaş verdiğimiz üreticilerden ücretsiz olarak veya çok cüzi bir rakam karşılığı bu tavuk pisliğini toplayacağız. Topladıktan sonra tesise getireceğiz. Bunu suyla karıştırıp fermantasyon tankına koyacağız. Ve Ph’ını nötralize edeceğiz, yani 6’ya getireceğiz. 20 – 30 gün içinde bu parçalanacak. Böylece biyogaz elde edeceğiz. Bu biyogazın % 65 – 70’ i metan gazı, kalanı karbondioksit, ayrıca da çürük yumurta kokusuna neden olan hidrojen sülfit gazı var. Bu tüplere, doğal gaz tesisatlarına da basılıyor. Bu çok zehirli bir gaz. Bunu biz filtre edeceğiz. Karbondioksiti tutma şansımız yok ama içerdeki suyu soğutarak aktif karbon filtreden geçirerek yaklaşık % 70’lik bir yanıcı gaz elde edeceğiz. Normal İstanbul – Ankara – Bursa’da kullanılan hattan gelen doğalgaz % 99 saflıkta. Bizimki % 70 saflıkta. Bunu jeneratörde yakıp elektrik üreteceğiz ve daha sonra 65 ton tavuk gübresi işleyeceğiz. 65 tonda artık içindeki gazı alınmış, fermantasyondan geçmiş atık çıkacak. Bu atıktan gene oluşacak olan gazla kazanı ısıtacağız.  Bu bakteri 35 – 36 derecede yaşıyor. Ondan sonra 200 kw’lık sıcak su çıkıyor. Bunu da köy halkına vereceğiz. İster köy meydanını ısıtsın ister evi. Bu ısınmak için kurtarılan yüzlerce ağaç demek, orman tahribatının önlenmesi demek.

Köylüye düşen tek şey sizden talaş almak ve daha sonra onu size geri vermek o halde?

Köylünün yapacağı tek şey bizden talaş almak, bunu tavukların altına koymak ve çıkan atığı bizim geri almamıza izin vermektir. Bu ona enerji olarak geri dönecek ve atığı ne yapacağını düşünmeyecek. Çevre temiz kalacak. Hava ve çevre kirliliği olmayacak. Materyal doğaya zarar vermeksizin bilakis üreticiye fayda sağlayacak şekilde dönerek hem de bizim elektrik enerjisini üretmemizi sağlayacaktır.Bu kadar basit ve net. Öbür türlü köylü 50 binlik tesisi temizletmek için para ödüyor. Küçük çiftlikler de belli bir yere biriktirirse, biz oradan alırız. Biz bunu ücretsiz yapacağız. 50 km’lik çap içindeki herkesi kapsıyoruz.

Atta Enerji olarak bunun deneysel prototipini yaptık. Şimdi de masa büyüklüğünde profesyonel paslanmaz çalışırken görebileceği bir portatif yapacağız. Proje ile ilgili olarak insanlar ikna olsun diye. Biz bu projeyi; yapılması gerekeni, nasıl yapılacağını detaylı olarak isteyene yazılı olarak da verebiliriz.

Tavuk gübresi atıklarından elektrik üretmek! Biraz daha detaylandırırsak!

Bu biyogazı filtre edip belirli bir kaliteye getirdikten sonra bunu içten yanmalı bir motorla yakacağız. Bunu bir arabanın motoru gibi düşünün. O dönen şaftına alternatör bağlayacağız. Ve buradan elektrik üreteceğiz. Bu üreteceğimiz elektrik, Mudurnu’nun bir ilçesini komple çalıştırmaya yetecek kadar güçlü.

Bu içten yanmalı motorlar % 100 verimle hiçbir zaman çalışmaz. % 35 verimle çalışır. Bunun nedeni çok yüksek sıcaklıklarda çalıştığı için havayla soğutulması gerekir. Yoksa motor erir. Otomobilin mesela radyatörü delinsin, hararet yapar. Bu sefer araba conta yakar, su kaynatır. Bizde aynı şekilde motoru soğuttuğumuz, egzoz gazlarını atmosfere vermek yerine bunu bir sıcak su kazanından geçirip 430 derece sıcaklıkla çıkan egzoz gazıyla sıcak su üreteceğiz. Ürettiğimiz bu sıcak suyun yarısını gene kendi tesisimizde metan gazı üretmekte kullanacağız. Kalan yarısını da hiçbir ücret talep etmeden yakındaki köylülere vereceğiz. Böyle bir projemiz var.

Bu halka hizmettir. Enerjiyi dönüştürmektir. Bu güneş enerjisi ile eşdeğer bir proje. Yani tavuk atıkları atılıyor ve atmosfere karışıyor. Ve bu gaz çevreyi kirletiyor. Metan gazı küresel ısınmaya neden oluyor. Çıkan karbondioksit gazına göre 20 kat daha tehlikeli metan gazı. Bizim yaptığımız bu tehlikeli gazlardan üreteceğimiz enerjinin yine halka dönüşümünü sağlamak ve bununla da kalmayıp doğal kirlenmenin önüne geçmektir.

Yazı: Selma Akar, fotoğraf: Mine Öztekin  www.trekking.com.tr

www.mudurnuhaber.com

 

 

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ , DEMOKRASİYİ VAR ETMEK

 

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ , DEMOKRASİYİ VAR ETMEK
Bugün 3 aralık 2012 Mudurnu da ADALET ve KALKINMA PARTİSİNİN ilçe başkanlığı yönetim seçimi var.
Gönüllerin birleşme, gerçeklerle yüzleşme, yarın için sorumluluk alma, dünden daha fazla çalışma, Mudurnu nun geleceğini kurma vaktidir. İlçemizin iktidar hizmetlerinden daha fazla pay alma zamanıdır.

İlçemizde bugün Abant gölünü ilçemiz sınırları dışına çıkması sorunu Abant dibi köylerimizin haklarının korunması meselesi vardır.
İlçemize kurulacak hastanemizin şu anki 15 yatak kapasitesinde değil 10 yıl ilersi ihtiyacımız için en az 50 yataklı bölge trafik hastanesinin en uygun yerde kişilerin değil konu ile ilgili uzman bürokratların teşhis ettiği yerde kurulması inşası çalışması vardır.

Nallıhan dan gelecek olan duble yolun Göynük kömür ocakları istikametine At Yaylası Dedeler köyü üzerinden Göynük taraklı istikametine kaydırılması meselesi, yıllar önce plana giren hızlı trenin Mudurnu dan geçmesinin savunulması projesi vardır.

Her an oluşabilecek tavuk hastalıkları ,Tavukçuluk sektörü krizlerine altarnatif sosyal ekonomiksel gelişimimizi Nufus artışımızı sağlayacak Turizm hareketine Babas kaplıcalarına fizik tedavi hastanesi kurulması, Babas Gürçam arası devre mülk termal tesisler,Mudurnu Orman İşletmesi alanına devremülkler yapılması projeleri meselelerinin çözümü vardır.

Tüm bölgemizin köylerimizin alt yapı yol kanalizasyon su gibi hizmetlerin daha hızlı adaletli şekilde tamamlanması meseleleri vardır.
En önemlisi sağlığımızla birlikte ekonomimizi ilgilendiren havamızı yer altı sularını kirleten tavuk artıklarını kontrol altına alarak ,büyük baş hayvancılığımızı dahada gelişmesi için kullanılacak silaj mısır gibi bitkiler için gübre ihtiyaçlarımızın kullanımına dönüştürmeye gübre fermantasyonu ile sağlanacak kurulacak karlı elektirik enerjisi tesislerin halk ortaklıkları şeklinde faaliyete en uygun yerde geçmesinin desteklenmesine ihtiyaç vardır.

 İlçemiz sınırları içinde eski tarihlerde inşası yapılan 1000 den fazla tavuk üretim kümes işletmesinin ruhsat alınmasının çözümünün bulunup üreticilerimizin rahatlatılmasına ihtiyaç vardır.

Çiftcilerimizin atalarından kalma Yıllardır çözülemeyen yayla evlerinin sorununu Adanada toroslarda ve Karadeniz yayla evleri örneği gibi hayvancılk ve turzmimize kazandırılma çözümüne kanun ve yasalarla çözüm bulunmalıdır.
Çevremizi doğamızın korunması için yeni sanayi ve kümes üretim organize alanlarının ilçemizin ve köylerimizin dışında yüksek havadar tarım alanları dışına çıkartılması belirlenmesi planlarının yaptırılmasına ihtiyacı çok acil vardır.

Yukarıdaki bahsi geçen Kısa vadedeki öncelikli sorunlarımızın halli için halkın sorunlarını bilen zamanı iyi kullanan Resmi kurumlarımız , Muhtarlarımızla ,sivil toplum kuruluşlarımızla iletişimi yüksek ,değerli il başkanımız ve milletvekillerimizin öncülüğü ve çalışmalarıyla ekip çalışma ruhuna önem veren ilçe teşkilatımızın oluşumunu bekliyoruz. Kazanan Mudurnu olsun.
SÖZ AK PARTİYE GÖNÜL VEREN DELEGENİN . Hepimize ÜLKEMİZE MUDURNUMUZA hayırlı olsun.

Erdemliler hareketi ile kurulan AK PARTİ hükümetimiz Halkın değerlerine önem verip ülkemizin ve insanımızın sorunlarına sahip çıkarak ihtiyaçları birbir hayata geçirmektedir. Birçok konuda birlik beraberlik kardeşlik için çalışmalarını sürdürmektedir.

Başbakan Erdoğan milletimizden aldığımız güçle yeni eserler yeni hizmetler üretmekten heyecanlarının artdığını ifade etmektedir. Dünyadaki ekonomik kırize rağmen mali politikalardan taviz vermeden Türkiyenin istikrarlı büyümesini güvenle sağlamaya devam ettireceğiz özel sektörümüzü ,finans sektörünü tedirgin edecek hiçbir adım atılmayacağız demektedir.

Ulıuslar arası ekonomik sosyal işbirlikleri ile bugün Yurt dışında ülkemizin itibarı artmış TC vatandaşı olmak iftihar konusu olmuştur. Ülkemiz ,insanının kalkınmasını devam ettiği Mudurnumuzdan köylerimizden araç sayısının çoğalmasından üretimlerimizin artmasından görülmektedir.Her alandaki üretimler hızla çoğalmaktadır. Bu üretimler istihdam sorunumuzu ve dış ticaret açığımızı çözecektir. Yurt dışına ı ihracatlarımız artmaya devam etmektedir.

Bu Türk mucizesi gerçeği halkımızın iktidara desteği ile olmuştur.
. AK PARTİ teşkilatı tüzüğü gereği Bolu ili ve ilçeleri ile birlikte birçok ilimizde il ve ilçe teşkilatları yeni dönem çalışmaları seçimlerine başlamıştır. Demokrasiyi var etmek için politika eğitim okulları açan AK PARTİ parti içi demokrasiyle diğer siyasi parti kuruluşlarına da örnek olacağını belirtmektedir. Halkın hizmetlerinin adaletli bir şekilde sağlanması ve dağılımı için il ve ilçe teşkilatlarının oluşumu parti içinden milletvekillerine bölge müfettişliği görevleri verilerek denetimleri yapılmaktadır. Hiçbir şey kalıcı değildir koltuklar makamlar geçicidir diyen başbakanımız ERDOĞAN sık sık konuyu gündeme getirerek tüm teşkilatlardan ve resmi hizmet makamlarından hakka halka hizmet de adalet ve çok çalışma istemekte takibini yapmakta yaptırmaktadır.

Genel başkanın hizmet aşkı prensipleri sayesinde ülkemiz daha müreffeh daha huzurlu hale gelecektir.Bu sayede de parti tüzüğüne uyan her sorumlu parti içi demokrasiyle partisini de DEMOKRASİYİDE VAR EDECEK yaşatacaktır.

Uğur TÜRESİN MUDURNU HABER www.mudurnuhaber.com