Bakan Eroğlu ABANT a geliyor

Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), ormancılık sektörünün yurtiçi ve yurtdışında elde ettiği gelirlerinin artırılması için ortak çalışma başlattı.

_MG_5702

Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile TOBB tarafından başlatılan ormancılık sektörü çalışması kapsamında, orman ürünlerinin ülke ekonomisine katkısı, sorunlar ve çözüm önerileri belirlenecek. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın yanı sıra TOBB’un 59 sektör meclisinden 14’ü çalışmaya katıldığı çalışmanın ilk önemli etkinliği 4-6 Ocak günlerinde Abant’ta “Ormancılık Sektörünün Geleceği Arama Konferansı” adıyla gerçekleştiriliyor.

_MG_5746

Konferansın açılış konuşmasını ise Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Dr. Nurettin Akman yaptı.

Akman yaptığı konuşmada düzenlenen bu konferansta ormanların, orman ürün ve hizmetlerinin milli ekonomiye katkısının müzakere edileceğini ifade ederek, problemlerin masaya yatırılacağını ve çözüm önerileri aranacağını söyledi. 

Türkiye’nin sahip olduğu toplam 21.6 milyon hektar orman alanı ve 1.4 milyar metreküplük orman serveti ile önemli bir güce sahip olduğunu vurgulayan Akman, “Ancak ormancılık sektörünün milli ekonomiye olan katkısının tam olarak bilinmemesi büyük bir problem olarak karşımıza çıkmakta, bu yüzden hak ettiği maddi ve manevi desteği alamamaktadır.  Hâlbuki gerek ihracat ve ithalat yapan, gerekse ülke içinde çalışan binlerce özel sektör firması bulunmaktadır.  Diğer taraftan başta madencilik olmak üzere, turizm, ambalaj, ahşap pelet, enerji, mobilya, kâğıt, ilaç gibi sektörler doğrudan veya dolaylı olarak ormancılıkla ilgili faaliyetlerdir. Ormanla bir şekilde bağlantılı olan tüm bu alanlar büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir, bu potansiyelin ortaya çıkarılması ve iyi yönetilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

_MG_5711

Türkiye’nin levha ürünleri üretiminde dünyanın ilk 10 ülkesi içerisinde olduğunun altını çizen Akman “Mobilya sektörü dünya ile rekabet eder, hatta liderlik yapar hale gelmiştir. Ormanlar gıda güvenliğinin temel unsurlarındandır. Mesela ülkemiz için son derece önemli bir gıda ürünü olan balın %80’i ormanlar ve orman sayılan alanlarda üretilmektedir. Çam balı tamamıyla kızılçam ormanlarından elde edilmektedir. Defne, kekik, kestane, ıhlamur, sakız, çam fıstığı, mantar gibi ürünler eklendiğinde ormanların katkısı daha iyi anlaşılmaktadır. Orman yangınlarının söndürülmesinde görev alan uçak ve helikopterler önemli bir “sivil havacılık” faaliyeti olarak değerlendirilmektedir” dedi.

Bu toplantıdan sonra öncelikle ormancılıkla ilgili sektörlerin net bir şekilde ortaya çıkacağını umduğunu ifade den Akman, bu şekilde ülkeye getirdiği katma değer daha gerçekçi bir şekilde görüleceğini belirtti.

“Toplantının “Arama Konferansı” formatında olması ortak aklı arama çabasının tüm fikirlerin özgürce tartışılabileceği, sınırlı olmayan bir düşünce ortamında gerçekleştirilmesine imkan verecektir” diye konuşan Akman, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın burada müzakere edilen konuları takip etmeyi, ulusal politika ve mevzuat başta olmak üzere tüm uygulamalarında esas almayı planladığını vurguladı.

4-6 Ocak günlerinde Abant’ta düzenlenen“Ormancılık Sektörünün Geleceği Arama Konferansı”nın kapanış konuşmasını ise Pazar günü Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu yapacak.

www.mudurnuhaber.com

 

Bende Aday olabilirim

 Çok kıymetli  ve değerli Mudurnulu ve Mudurnu sever dostlarım. Çevremdeki arkadaşlarımında çok israrı ile bende aday olabilirim diye bir düşünce oluştu.

aydın özpelit

Dün gerçekleştirilen  Kocaeli ve İstanbul  seyahatında arkadaşlar ile sohbet ederken bir kez daha anladımki,  şu kısa ömrümüzde çevremize ışık vermek ve hizmet etmek gerekiyor.

 

Bir dakikamızın bile boş geçmemesi ve Mudurnu ilçemiz için çalışmak adına , ciddi olarak bende Mudurnulu bir genç olarak aday olmak ve ilçeme hizmet etmek istediğimin farkına vardım.

 

Bu açıklamayı yılın ilk gününde vermek istedim. İnşaallah  Mudurnu ilçemiz  ve şahsen benim için bu karar hayırlı olur. Tüm Mudurnuluları ve Mudurnu severleri gençleri,orta yaşlıları çıkacağım bu yolda beni desteklemelerini ve katkı vererek, Mudurnu ilçemizin yarınlara ve gençlere daha yaşanabilir bir ortam bırakmak için beraber çalışmayı diliyorum.

 MUDURNU DA GENÇLİK

İlçemizde yapılavak o kadar iş varki, gençliğe yönelik programlar ve çeşitli organizasyonlar bu çatı altında rahatlıkla yapılabileceği kanaatindeyim.

 

Şimdiden teşekkür eder, 2013 yılında Mudurnu da bazı şeylerin değişmesi gerektiğinin altını çizerek  bu oluşumda destek ve dua bekliyorum.

Saygı ve sevgilerimle

Aydın ÖZPELİT

Mudurnu Haber

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu’dan Kocaeli ve İstanbul Gezisi

Geçtiğimiz Cumartesi saat 15.45 te Mudurnu Müftülüğü önünden hareket eden 32 Kişilik Mudurnu Ekibi, Kocaeli ve İstanbul’da çeşitli ziyaretlerde bulunduk.

IMG_7106

 

Mudurnu ilçemize yeni görevlendirilen BOSİAD Bolu Sanayici ve İşadamları Derneği Mudurnu Temsilcisi Ahmet Selim GEZİCİ nin organize ettiği gezide çok güzel anlar yaşadık.

 IMG_7103

 

 Mudurnu  ilçemizden hareket ile ilk durak yerimiz olan Kocaeli ye vardık. Akşam yemeğinde Kocaeli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği nin hizmet binasında Akşam yemeğinde MAKLÜBE ikramı ve Osmanlı tatlısının ardından Dernek yönetimi , Dernek hakkında bilgilendirmede bulundu.

Kasiad yönetimi ile bir süre sohbet eden gurubumuz, birlik ve Beraberlik ile neler yapılabileceğini bir kez daha gözleri ile görmüş oldu. Tabiî ki birlik ve Beraberlik olurken, düşüncelerin samimi ve içten olması gerektiği akıllardan çıkarılmamalı, orada bizlere Öğütler veren çok değerli büyüğümüz Atilla abi yaklaşık olarak 1 saatten fazla değerli vaktini ayırıp bizimle sohbet etti ve bizler ile tanıştı. Ben şahsen anlattıkları karşısında hayran kaldım.  Kocaeli nin durumu bizim Mudurnu nun kinden daha zor iken şu an orada neler başarıldığı yapılan hizmetlerden belli idi.

 

Bizler Mudurnu’dan giden 32 kişilik bir ekip, Atilla ağabeyin anlattıkları karşısında hakikaten şaşırmadık desem yalan söylemiş olurum.  Tabiî ki yapılan işlerde, gerek siyasi, gerek ise Ticari olsun, bir ekip halinde yola çıkar iken nelere dikkat edilmesini Atilla ağabeyin sözlerinden kapmış olduk. Benim bazı yazılarımda bir şifre görevi olarak yazdığım bir yazı vardır, o nu bu günü anısına bir kez daha sizinle paylaşmak istiyorum.

 

( Yola Çıktıklarını, Yolda buldukların ile değişirsen, hem yolunu hemde izini kaybedersin.)  Bir kez daha anladım ve paylaşıyorum, ister Ticari, isterse siyasi olsun, insanlar yol arkadaşlarını çok iyi seçmeliler, içtenlik ve samimiyet sadece iki dudak arasından değil Kalpte , yoksa bir ömür boyu akıllarda kalacak hataların onarımının olmadığını görüyoruz.

Gece’yi Kocaeli’nde geçiren ekibimiz sabah saat 4.45 te İstanbul Şehzade Paşa Camiinde Sabah Programına katılmak için yola çıktı.

IMG_7117

 

IMG_7125

Sabah Ezanları Okunurken İstanbul Büyükşehir Belediyesi yanında bulunan Şehzade Paşa Camiine vardık. İstanbullular Camiye akın, akın gelirken bizler gibi değişik bölgelerden gelen Cemaatlerinde olduğunu gördüm. Sabah namazı öncesi bir program sunuldu. Namaz başlangıcında Caminin doldu ve dışarıda da Cemaat taştı. Bu insanlar sabahın bu erken saatinde ne işi vardı. Esas işin farklı bir yönü ise, namaz sonrasında Hoca efendinin 1 saatten fazla süren programında Camiden  Cemaatin ayrılmaması ve program sonuna kadar bekleyerek programı dinlemesi çok dikkat çekiciydi.

 IMG_7124

 Namaz, sonrasında ise Caminin üst katına köşeye çekilerek Cami ile ilgili ve etraf ile ilgili bilgileri, Rehberimiz Ahmet Selim GEZİCİ  etrafına toplaşan Mudurnululara anlattı.

IMG_7146 IMG_7162

 Sonrasında Eyüp Sultan Camii ziyaretinde bulunduk. Ve daha sonra  Sadr-ı Azam Sokullu Mehmet Paşa  Türbesini ziyaret ettik.

IMG_7185

 

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU ÇPL DE YANGIN TATBİKATI

 

MUDURNU ÇPL DE YANGIN TATBİKATI

Bolu nun Mudurnu ilçesinde Mudurnu çok Programlı Lisesinde yangın tatbikatı yapıldı.

Okulda yapılan tatbikatta okul bahçesindeki alevler içersinde yanan kütlenin nasıl söndürülmesi İtfaiye ekipleri tarafından Öğrencilere gösterildi. Olası bir yangın anında nasıl davranılması gerektiği ve nelerin yapılarak Yangın a ilk müdahalenin yapılması gerektiği öğrencilere anlatıldı.

 

Mudurnu Çok Programlı Lisesi Müdürü Salih CELEPCİ , Öğrencilerimize Yangın ile ilgili bilmeleri gereken  konular hakkında bir Yangın Tatbikatı yaptık, bu Tatbikatın gerçeğe yakın olması için kimseye haber vermedik, ani yapılan bu Tatbikatta Öğrencilerimiz başarı gösterdi dedi.

MUDURNU  Aydın özpelit

www.mudurnuhaber.com

 

Gezi Notları (üç)

Gezi Notları (üç)

 

           Avusturya Salzburg’da kar yağışı eşliğinde sokaklarda gezdikten sonra akşam üzeri araçla Almanya Augsburg’a gelmek üzere yola çıktık. Yolculuk boyunca etrafı gözlemeye devam ettim.

            Yoğun şekilde kar yağmaya devam ettiği halde trafik akışında bir sorun yoktu. Ara ara geçen tuz püskürtme kamyonları tuzu kürekle aracın kasasından değil püskürterek yerden atıyordu.  

           Yol kenarlarındaki köyleri incelerken evlerin mimarisinden anlaşıldığı kadarıyla köy şehir farkı yok gibiydi. En küçük yerleşim birimine bile demir yolu asfalt yollarla bağlantı sağlanmıştı.

            Münih yakınlarında otobanda seyrederken birden gözümüze ilk görünüşte insanın içini ısıtan saatlerce bakılsa doyulmayacak bir yer hissi uyandıran Münih Alilaze stadı takılıyor. Yol boyunca stat görünmez oluncaya kadar gözlerimi ışıklandırmasından alamıyorum.

            Bir taraftan düşünüyorum insanoğluna bunu yaptırabilen ne diye kısa sürede yorumlayabildiğim, düşünce; tasarım, iş disiplini ve ahlakı, planlama, uygulama, mühendislik, denetim ve ortaya çıkan üretimdi.

             Almanların belli şehirlerdeki işleyişine, sistemine bakınca belli disiplinleri bir araya getirerek yaptıkları işler insana bu dünya için yapacakları bir şey kalmamış hissi veriyordu.

            

Dachao Toplama kampı

             Dokuz Aralık sabahı Nazi toplama kampı Dachao’ya doğru yola çıktık yaklaşık bir saat bir yolculuktan sonra kampa vardık. Kampa giriş ücretsiz kampın girişi özel araçları ile ve turlarla ziyarete gelenler ile dolu idi.

           Elektronik aletlerle çeviri olarak rehberlik hizmeti veriliyor ancak Türkçe çeviri yoktu. Bu güne kadar yazılı ve görsel basından duyup gördüklerimizle kampı gezmeye başladık.

           Burada Hitlerin nasıl iktidar olduğunu, Nazi toplama kamplarını Hitlerin ırkçılık hastalığını anlatacak değilim. Tarihi merak edenler Birinci dünya paylaşım savaşının sonuçlarına bakarak ikinci dünya savaşının nedenlerini ve İsrail devletinin kuruluşuna giden süreci araştırabilirler.

            Kamp Hitler’in 1933 yılında iktidarı ele geçirdikten sonra ülkedeki muhalifleri toplamak için kurulmuş. Kampa topladıkları muhalifler üzerinde tıbbi deneylerde dâhil her işkence yöntemi denenmiş… Kampın müze olarak ziyarete açılmasını 1960 yılarda kaptan sağ kurtulanların kurduğu komite önermiş ve öneri kabul görüp kamp ziyarete açılmış.

            Kamp detayları hakkında bilgi alabileceğimiz rehber olmasa da kampın gezdiğiniz her köşesinde insana dair utancı yaşayıp o güne “empati” yapıyorsunuz.

            Bu utancın benzerine geçtiğimiz aylarda ziyaret ettiğimiz Altındağ Belediyesi tarafından müze yapılan Ankara Ulucanlar ceza ve tutukevinde de tanıklık etmiştim.

            Coğrafyalar, kültürler, yaşam biçimleri farklı olsa da ne adına olursa olsun insanlığın yüz karası işlere imza atanlar yine insanoğlu tarafından tarihin çöplüğüne atılıyor.

 

Mehmet Cantürk

11.12.2012

Augsburg-Almanya

www.mudurnuhaber.com

Kış hastalıklarından korunma yolları

Kış hastalıklarından korunma yolları

Kış aylarında artış gösteren hastalıklar en çok çocukları etkiliyor. Kapalı ve kalabalık mekanlarda daha fazla vakit geçirmek, okul ve kreş ortamı gibi etkenler çocukların daha sık hastalanmasına neden oluyor.

Kış aylarında sık görülen hastalıklar

Hastalık yapan mikrop ve mikroorganizmaların havadaki yoğunluğunun artması, soğuk havadan dolayı vücudun daha fazla enerji harcayıp yorgun düşmesi, kapalı ve kalabalık yerlerde iç içe yaşamak kış aylarında hastalıkların artmasına neden olan etkenlerdir. Soğuk algınlığı, nezle, grip, bademcik iltihabı, soluk borusunun iltihabı, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi hastalıklar kışın çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu hastalıkların çoğu ayaktan tedavi edilebilmektedir. Her çocuğun hastalıklara karşı direnç kazanması için bu hastalıkları geçirmesi gerekmektedir.

Dış ortamdaki soğuk, nemli hava, rüzgar; ev, araç içi ve işyerleri gibi kapalı alanlarda ısıtmaya bağlı kuru hava cildin dengesini daha da fazla bozar. Soğukta yüzeysel kan dolaşımı etkilenir, damarlar büzülür, dolaşım yavaşlar; buna bağlı olarak cilt üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturan sebium üretimi, hücreleri birbirine bağlayan seramidler azalır, cildin koruma görevi zarar görür, su kaybı olur. Kişi cildinde hassaslık, kızarma, nedensiz yanma hissi duyar, hatta pullanmalar, çatlamalar oluşabilir. Bu koşullardan yüz, eller gibi açıkta olan yerler ilk önce etkilenir. Sağlıklı bireyde bunlar görülürken cildin zaten hassas olduğu bazı durumlarda şiddetlenmeler olur. Seboreik dermatit dediğimiz rahatsızlıkta kızarmalar, pullanmalar şiddetlenir, atopik dermatit dediğimiz durumda kaşıntılar çok şiddetli olabilir, uygunsuz giysi, ayakkabı kullanımı sonucu mantar hastalıkları aktif hale gelebilir.

Aile fertlerinde, kadın-erkek her yaş grubu hemen hemen aynı şekilde etkilenirken özellikle yaşlılarda kuruluk daha fazla olduğu için su kaybının artmasıyla kaşıntı, soyulma ve çatlamalar daha belirgin olur.

Kıştan en az etkilenmek için

Dışarıda soğuk, rüzgar, yağmur; ev, büro, arabalar, mağaza gibi kapalı mekanlarda ısınma ile oluşan kuruluktan korunmalıyız. Yüz ve eller daha çok etkileneceği için, yüzümüzü ve ellerimizi sabah akşam, akşam daha yoğun olmak üzere nemlendirmeliyiz. Makyaj temizlenirken alkolsüz bir temizleyici kullanmalı, alışkın olduğumuzdan daha yoğun, daha zengin bir krem kullanmalıyız.

Yaşadığımız ortamı nemlendirmek önemlidir. Dış ortamla ısı farkını çok açmamak için iç ortam ısılarını 20 derece civarında tutmak,%30 nemli olmasını sağlamak önemlidir. Basit bir önlem olarak radyatörlerin üzerine su koymak ortamı nemlendirecektir.

Kıyafetlerin sürtünmesi, dar, yünlü veya sentetik katkılı giyeceklerde cildin kurumasına yol açar. Vücudun hava almasını sağlayan pamuklu dokumalar tercih edilmeli, ince ama kat kat, soğan zarı gibi giyinmeye çalışılmalıdır.

Duş veya banyo sıcak olmamalıdır, sıcak su cildi daha da kurutur. Sık sık keselenmekten kaçınılmalı, temizlenirken gliserinli,yağlı sabunlar tercih edilmeli,banyo sonrası vücut sürtme hareketinden kaçınılarak,yumuşak hareketlerle kurutulmalı,nemlendiriciyi bu aşamada kullanmaya özen gösterilmelidir.Losyondan ziyade, daha yoğun olan krem formu tercih edilmeli,mümkünse kokusuz olmasına dikkat edilmelidir.

Dekolte, dirsek, diz, topuk gibi kırılgan, çatlamış veya çok kuru bölgelere daha fazla özen gösterilmeli, yağlı kremlerle (tatlı badem yağı gibi) masaj yapılmalıdır.

Eller çok sık yıkandığı için soğuğa özellikle hassastır, çatlamalar, soyulmalar hatta yer yer kanamalar olabilir. Gliserin veya gliserollü bir sabun kullanılmalı, suyla teması mümkün olduğu kadar azaltmalı, deterjanla temas gerekiyorsa muhakkak eldiven kullanmalıdır. Dışarı çıkarken nemi, yünlü eldivenlere göre daha iyi tutan deri eldivenler tercih edilmelidir. Günde birçok kez koruyucu el kremleri uygulanmalı, gece yatarken yoğun bir tabaka halinde yedirmelidir.

Dudaklarımızda yağ bezi olmadığı için soğuktan ve kuruluktan çok çabuk etkilenirler, dudakları sık sık ıslatmak kurumasını, çatlamasını kolaylaştırır. Yağlı, besleyici bir dudak kremi her zaman elimizin altında olmalı, sık sık dudaklara uygulanmalıdır.

Kış aylarında beslenme önemlidir; A,B,C vitaminlerinden zengin, bol meyve sebze, balık veya ağızdan omega 3, badem, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin tüketimi sağlanmalıdır. Sigara dolaşımı etkilediği için hasarı arttırır, onarımı geciktirir. Bu nedenle sigara içilmemeli, içilen ortamlardan da uzak durulmalıdır.

www.mudurnuhaber.com

 

Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)

          Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)  

            İlk izlenimlerimi bundan önceki yazımda ifade etmiştim, hafta içi programlarından sonra hafta sonu tarih kenti Salzburg’ga gitmek üzere Augsburgtan,Münihe oradanda trenle üç saatlik yolculuktan sonra  Avusturya Salzbuga ulaştık.

              Üç saat önce başka bir ülke topraklarında üç saat sonra başka bir ülkedeydik. Ne kimlik, ne dil, ne din soran vardı insanların farklılıklarıyla bir arada yaşayabilmesi ne güzel bir şeymiş! Bunu öğrenebilmek ve bir arada yaşayabilmek için kan dökmek mi gerekir diye düşündüm.

             Salzburg ta yeyenim Kenan ve Avusturyalı gelinimiz Andrea ile buluşup soğuk ve kar yağışı eşliğinde Salzbug sokaklarında yürüyerek adını bilemediğim başpiskopos prensin Metresi için yaptırdığı Mirabell şatosunu vardık, şato görülmeye değer! hanımı için yaptırsaydı daha iyiydi ama insana “ne sevgiymiş” dedirtiyor.

             Karşı tepede görünen kaleye doğru yürürken kenti ikiye bölen Salzach nehrinin üzerinde bulunan köprüden geçerken ilk dikkat çeken şey köprünün tel korkuluklarına dilek tutularak kilitlerin takıldığı ve anahtarlarının nehre atıldığını öğrendim.

             Bu durum hemen Anadolu daki dilek tutarak türbeleri ziyaret etme ve ağaçlara çaput bağlama geleneğini hatırlattı. Demek ki insanoğlu her coğrafyada maddi, manevi ihtiyacı olanı keşfediyor.

              Kaleye doğru ilerlerken beş, altı yüz yıllık binaların ara sokaklarından geçerek müzik dâhisi Mozart ın evinin önüne varıyoruz.

Evin önü kalabalık içeri girmeye sıra gelecek gibi değil… Noel ayı nedeniyle sokakta gezen insan kalabalığına göre yerlerin temizliğini görünce ”temizlik hangi imandan gelir” eğitimden mi kurallara göre davranan insan yetiştirmekten mi gelir düşünmeye başladım.

            Burada şunu da yazayım bizim atalarımız yere tükürmeyi “ayıp sayıp” cebinde mendil taşırken, Avrupalı pisliğini camlardan atıyordu.

            Pislikleri de kafalarına geldiği için şemsiyeyi icat etti. Avrupalı nın bir küvette on kişinin elini yüzünü yıkadığı ve kokudan kurtulmak için parfümü icat ettiği dönemde bizde altı yüz elli sene önce han, hamam, imarethane, tuvalet kültürü vardı’ da neden şimdi yol kenarları cam kırığı, poşet, pet şişe piknik alanları pislik içinde,

            Bize göre Ekmek nimetti, yere düşerse öper başımızın üstüne koyar, buğday, fındık tarlasını ziyan olmasın diye “başak” yapardık… Bugün bayram, mevlüt yemeklerimizin yarısı neden çöpe gidiyor düşünmemiz lazım.

            Salzburg kalesine çıkacak kapıya vardığımızda kapıda yoğun bir kalabalık vardı. 150.000 bin nüfusu olan şehre yılda“resmi rakam” 8.000 (Sekiz milyon turist geliyormuş)bu durumu öğrenince içim acıdı! Bizimde kültür varlığımız ve adını aldığımız Mudurnu Kalemiz var… Kalesi gitmiş”kale -cik“ kalmış… Ne olur daha fazla uyumayalım aklımızı başımıza alıp tarihi değerlerimizi kaybolmaktan kurtaralım.

            Bunu başarabilirsek geçmişimize de, geleceğimizde en büyük iyiliği yapmış oluruz.

Mehmet Cantürk

10.12.2012

Augsburg – Almanya

Not: Sonraki yazı, Dachau Nazi toplama kampı izlenimleri     

www.mudurnuhaber.com

       

 

“HAYAT BOYU ÖĞRENME “ Projesiyle Mutlu Mudurnulu olmak.

“HAYAT BOYU ÖĞRENME “ Projesiyle Mutlu Mudurnulu olmak.

Mudurnu  Belediyesi meclisinin kararıyla hazırlanan Avrupa birliği projelerinden  Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı ,Leonarda da Vinci hareketlilik kapsamında  “HAYAT BOYU ÖĞRENME ”projesi    Belçika ve Almanya  inceleme eğitim çalışmalarına devam ediliyor.  Buradan yurtdışındaki  tüm Bolu ve Mudurnulu  katılımcıları  kutluyorum.

Bilgilere göre proje kapsamı  Mudurnu ilçemizin tarihi turistik değerlerini tanıtmak, iç ve dış  turizmi artırmak ,AB deki turizm uygulamalarını yerinde görmek ,doğal çevremizin  korunmasıyla ilgili incelemeler yapmak, karşılıklı turizm heyetleriyle bilgi alışverişinde bulunmak, eğitimler almak ,karşılıklı davetler yapmak üzere  ilçemizden 32 kişilik heyet   çalışmalarını sürdürüyor .

Katılımcı profilinde  Bolu çevre  şehircilik ve diğer kamu teknik temsilcileriyle birlikte Mudurnu turizm özel sektör temsilcileri, belediyemizin teknik hizmet birimleri , belediye  meclisimizden temsilcilerimiz,özellikle olması gereken kent konseyi başkanı  ayrıca inanç turizmimiz gelişimi için din görevlisi bulunuyor.

 Gölleri, kaplıcaları kültürü doğasıyla ,tarihi eserleri,doğal köylerimizle,inanç turizmi,eko turizm gibi her tür turizm çeşitliliğine uygun ilçemizde istenilen alt yapı vardır.Sağlıklı yaşamımız  ve tuırizmimiz  için endişemiz  önemli sorunumuz sanayi motor sesleri ,kimyasal tozlar,koku,artıklar,yer altı sularımızdır.İlk icraat çevre olmalıdır .Temiz çevre olmadan turizm olmayacağı malumdur. Değerli  Katılımcılar mutlak düşünmüşlerdir hatırlatmak üzere  AB deki incelemelerini soğutmadan raporlarını,  tespitlerini  topluca belediye toplantı salonunda dinleyip çevre ve turizm,reklam,pazarlama  çalışma guruplarını oluşturmalıyız. Kamu, özel sektör,sivil toplum örgütlerimiz, devlet, millet işbirliğiyle Turizmde bir konu bir gündem başlığı altında toplantılar düzenlenmelidir eylem planı oluşturulmalı sorunların tespitiyle her toplantıda tek sorun konuşulmalı sorun çözülünceye dek ikinci üçüncü işleme geçilmemelidir.Bu güne kadar yapılan toplantılarda netice alınmamasının sebebi tüm sorunların tamamını birden çözme isteğidir. Acil gündemdeki sorunlar birer birer  imkanlararımıza  göre ele alınmalı gerekli çalışmalar yapılmalıdır..

Burada sorumluluk önce belediye başkanı ve kent konseyi başkanındadır Belediye meclisimizin kararıyla her meslek alanında  eğitim  amaçlı  çalışmalar araştırmalar geziler sürdürülmeli, öğrenilenler aktarılmalı uygulanmalı emekler ziyan edilmemelidir. Alınan karar uygulamalar “önce Mudurnu” hareketiyle   siyasi polimik yapılmadan halkımız ve temsilcilerimiz tarafından desteklenmelidir Karar uygulamalar resmi  belediye hizmet  kontrolü de  yapılmalıdır.

   Hepimizin ihtiyacı olan HAYAT BOYU ÖĞRENME  Projesi  bizlere MUTLULUK  ŞEHRİ  MUDURNUDA ,MUTLU MUDURNU’LU olmak arzu isteğiyle  iyilikler dolu günler diliyorum.

  Uğur TÜRESİN MUDURNU HABER www.ugurturesin.com

www.mudurnuhaber.com

Hastane Yeri ile ilgili Köşe yazarımızdan bir öneri

Mudurnu’nun Hastane işi tam ağlasammı, gülsemmi dedirten bir durumda, Hastane
yerinin ittifakla tespit edilememiş olmasında masum vatandaşın haricinde, herkesin vebali
var. Atanmışıda, seçilmişide kimse kendi beceriksizliğini başka nedenlere bağlamasın.
Sonuç? Hastane yeri bulunamadı. Eğer siyasi iktidar yerel yönetimde bizim partimizin
adayına oy verilmedi gibi nedenlerle hastane işine engel olunuyorsa bunun vebalinin altından
kimse kalkamaz.
Zamanı gelir her şeyin hesabı sorulur… Bu noktada vatandaşımıza da bir önerim
var. Seçim zamanı gelince ister yerel ister genel ilk önce bunun hesabını sorulmalı. Sözün
özü sağlıklı olmayan toplum ne okuyabilir, nede ibadetini yapabilir? Bu konuda herkes
kendi VİCDANINDA BUNUN vebali ile yüzleşsin, yüzleşmeyenlere de AKIL SAĞLIĞI
DİLİYORUM.
Not : Haberde fotoğraflarında göründüğü kadarıyla Göynük hastane yerinin etrafında
evler yok..Daha öncede yazdım söyledim.Hastane yeri tespit edilirken oldu bittiye getirmek
benim dediğim yere olsun demek önemli değil, bundan 50 (elli) sene sonrasını,hava
ambulansı da dahil kasabanın trafik yoğunluğunu artırmayacak ve köylerimizde dahil nüfus
yoğunluğunun çok olduğu bir alan tercih edilmesi lazım.
Yapılacak hastanede ameliyathane olmayacağına göre Bolu ya ulaşımın daha kolay
olacağı bir yer düşünülmeli.
Çözüm Önerisi ve Çağrım: Bu güne kadar şu bunu dedi, ben bunu dedim, ben şöyle
istiyor umu bırakalım, birbirimizle diyalog kuralım. Ben önce insanım ve memleketimi
insanlarını seviyorum diyen varsa, denedik olmadı demeyelim… Tekrar toplanıp konuşalım,
eksi ve artıları ile alternatif yerler belirleyelim. Kamuoyunun güvenini kazanmış tarafsız
anket firmaları bulalım. Mudurnu’nun nüfusu 5000 (Beşbin).Üç gün beş gün kaç gün sürerse
vatandaşımızın fikrini alalım.(Anket için gelecek konuklarında kaç gün sürerse konaklama ve
yiyeceklerini turizmciler olarak bizler karşılarız)
Bizde anlaşacak akıl ve basiret yok diyebiliriz ama Mudurnu’nun geleceğine özellikle
sağlık sorunu gibi bir sorunda ipotek koyamayız. Buna hakkımız yok.
Arkadaşlar diyalog kurmadan uzlaşma sağlanmaz. Diyalogu da insanlar kurabilir.

Buradan ÇAĞRI yapıyorum daha fazla zaman kaybetmeden hatta bu yılın işini seneye
bırakmadan 21 Aralık 2012 tarihinde saat 15 te önerim ortak belirlenecek bir yerde ya da
konakların birinde”beliki bu işte taraflar var” tüm tarafların katılımı ile kaymakamımız
Nurullah Ertaş’ın katımlı ile toplanalım.

Mehmet Cantürk
13.12.2012
Almanya Augsburg

Öğretmenler günü dolayısı ile Mevlit Programı

24 Kasım Öğretmenler günü dolayısı ile  Mudurnu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bir program hazırladı.

İlk olarak 23 Kasım 2012 günü Akşam ila Yatsı namazı arasında Mudurnu Yıldırım Beyazıt Camiinde  Ahirete göçmüş Öğretmenler ve Eğitim camiası şehitleri için  Mevlit programı düzenlendi.

24 Kasım 2012 saat 13.30 da Atatürk Anıtı Çelenk  sunumu  ve saat 14.00 te Kutlama Programı Düğün salonunda devam etti.

www.mudurnuhaber.com

Hacıabdullahlar Konağında EGE ziyafeti

 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mudurnu Süreyya Astarcı Meslek Yüksekokulu Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü öğrencileri bu Hafta Mudurnu Hacıabdullahlar Konağı mutfağında EGE yöresi lezzetlerini hazırladı.

Mudurnu ilçesi Hacıabdullahlar Konağında sabah saatlerinde Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü öğrencileri öğle yemeği için oluşturulan Menüdeki yemekleri hazırlamaya başladı.

 

Saat 12.30 da Mudurnu Süreyya Astarcı Meslek Yüksekokulu Akademik Kadrosu ve Bölüm öğrencilerinden oluşan yaklaşık 30 kişilik guruba yemek servisi başladı.

Bölüm Öğrencileri yemekleri Hacı Abdullahlar Konağı Bahçesinde hazırlanan masalarda aldı.

 Bölümden sorumlu Öğretim Görevlisi Serkan ŞENGÜL, ilk olarak geçtiğimiz  Marmara Bölgesi  yemeklerini Mudurnu Yarışkaşı Konağı Lokantasında öğrencileirmiz hazırlamış ve gayet güzel bir hazırlık yapılmıştı dedi.

Serkan ŞENGÜL, bu hafta  öğrencilerin EGE bölgesine ait yemekler için Puanlamaya girdiklerini ifade ederek, yemek sonrasında Akademik Kadro ve  diğer öğrencilerin yemekler hakkında fikirlerinin alıncağını ifade etti.

EGE Bölgesi yemekleri ile uygulamalı dersimize devam ediyoruz,EGE Bölgesinden  Bamya Çorbası, Patlıcan Böreği, Biber Ekşimesi, Ege Salatası, Kütahya Usulü Tarhanalı Köfte, İncir Islaması, Üzüm suyu,  oluşan menüyü hazırlayan 4 öğrencimize not verilecek dedi.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu –Beypazarı gezisi 1

Geçtiğimiz hafta Cuma günü akşamı Mudurnu Hacı Abdullahlar Konağında sohbet ederken, Konak işletmecisi genç kardeşimiz, gelin size yarın Kahvaltı ısmarlayayım diyor.  Ben ve Özgür Kardeşimde Güleryüzlü Genç işletmeci Kardeşimizi kırmamak için tamam deyip, saatlerimizi Sabah Ezanına ayarlayıp Mudurnu Yıldırım Beyazıt camiinde buluşuyoruz.

 

Sabah saat 6.20 civarları Camii çıkışında Osman Kardeşimiz aracına buyur ediyor. Mudurnu ilçe merkezinden geçiyoruz, meydanlarda in ve Üç harfliler cirit atıyor, Bizim Şeherliler den daha hiçbir eser yok.  Sadece Meydan dan geçerken bir ara gözüm Ahçı Raşit ağabeyin Tayfunların dükkanına takılıyor.

 

Tabiî ki bizim buralarda bir laf vardır, Akşam Yatmak bilmesiniz, Sabah kalkmak bilmesiniz!   Biride derki sabah kalksak ne olacak, zaten gelen giden mi var? 

Oda ayrı bir konu…

Biz Kahvaltı için Mudurnu dan hızla uzaklaşıyoruz, Aynalı kaya mevkiine geldiğimizde , Mudurnu’nun üzerinin bulutlarla kaplandığını görüyoruz. Nallıhan, Çayırhan derken saat 7.30 civarında Beypazarına iniyoruz.  Beypazarına ilk vardığımızda İlçeyi Kuş bakışı görmek için Hıdırlık tepesine çıkıyoruz.  Burada teyzeler sabahın ilk ışıkları ile tezgahlarını açmaya başlamışlar, bizlere güler yüz ve tatlı dilleri ile hitap ediyorlar ve bizlerde Osman bey Özgür Kardeşim ve ben Tezgahlarına bakınarak Sabah siftahlarımızı bırakıyoruz.

 

          BEYPAZARIN DA FATMA TEYZE ÇOK ÜN YAPMIŞ

Beypazarı’nda bir kahvaltı yeri varmış, ünü neredeyse Dünya’ya taşmış diyorlar.  Fatma TEYZE, buralarda çok meşhur kime sorsanız hemen tarif ediyor. Fatma Teyze nin kahvaltı mekânına varıyoruz, Güler yüzlü, yöresel Kıyafetleri ile bizi eşi ile birlikte karşılıyorlar. Mudurnu’dan geliyoruz diyoruz, daha bir seviniyorlar, Kahvaltı yapacağımızı ve Kahvaltı öncesi çevreyi dolaşmak istediğimizi belirtiyoruz.

 

Onlar bize kahvaltı hazırlarken Biz Beypazarı’nın Çarşılarını dolaşıyoruz. Saat 8.00 yaklaştı, bütün dükkânlarda Kepenk sesleri ve esnafın heyecanlı iş yeri açmalarına tanıklık ediyoruz. Çarşının ortasına Meşe kömüründe Çay keyfi yazılmış ve yanında duran dükkânların önlerini kaplayacak şekilde küçük iskemleler ve masalar var. Kendi kendimize mırıldanıyoruz, bizim Mudurnu’da böyle bir şey yapsan her gün kavga dövüş çıkar, dükkânımın önünü kapattın diye.

 

Bu sırada çay işletmecisi bizi görüyor ve buyur ediyor, soruyoruz nasıl böyle davranabiliyorsunuz, Çaycı biz arkadaşlarımıza hizmet veriyoruz, onlarında müşterileri bizim Masa ve Sandalyelerimizde oturuyor, her iki tarafta kazanmış oluyor.

Beypazarı Çarşısında sabahın erken saatlerinde dolaşırken Dükkânların teker, teker açıldığına tanık oluyoruz, bri dükkândaki ürünlere bakarken içeriden güleryüzlü bir bayan, buyur ediyor, Lütfen Beypazarı’mızın 80 katlı Baklavasını tadıverin, diyor. Osman Bey, bizim karnımız aç, kahvaltı yapacağız, daha sonra geliriz demesi ile birlikte,  Suluhan Gıdadaki Bayan Bizim Baklavamız Kahvaltı öncesinde yenirse şifa olur diyor ve biz Dükkâna giriyoruz. İçeride  Baklava dan, Dolma ya, Beypazarı Kurusundan, Baharat çeşitlerine varıncaya bir çok lezzet var.  İlgi ve alakadan çok memnun kaldık.

Tekrar, Beypazarı Fatma Teyze Kahvaltı Salonuna dönüyoruz. Bizim için Fatma Teyze, Süper bir Kahvaltı hazırlamış. Bu damak tadını başka yerde bulmak çok zor, biz kahvaltıları hazırlarken sevgimizi veriyoruz diyor, Fatma teyze…

Kahvaltı esnasında sohbet ediyoruz, Fatma teyze ye nasıl bu kadar ün yaptığını soruyoruz. Cevabı hazır, Güler Yüz, Tatlı dil, şeker kardeşim diyor.

Kahvaltı esnasında Osman Bey bir yeri arıyor ve aradan 5 dakika sonra Veysel USTA Mudurnu nun ustası geliyor. Tokalaşma faslından sonra bize eşlik ediyor.

Devamı Haftaya>>>> Mudurnu Haber de Aydın ÖZPELİT www.mudurnuhaber.com

Haftaya Beypazarı Konakları,Beypazarı Yaşayan Müze, Beypazarı Hamam Müze ziyaretlerinden görüntü ve anlatımlar.

Öğrenciler mutfakta yarıştı!

  • Öğrenciler mutfakta yarıştı!
  • Öğrenciler mutfakta yarıştı!
  • Öğrenciler mutfakta yarıştı!

 

   Dersten geçerli not alabilmek için, öğrenciler mutfakta yarıştı!

   Bolu’nun Mudurnu İlçesi Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Mudurnu Süreyya Astarcı Meslek Yüksekokulu Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü öğrencileri, yöresel lezzetler için yarıştı.

   Öğrenciler Mudurnu ilçesi Yarışkaşı Konağı’nda, öğle yemeği için oluşturulan menüdeki yemekleri hazırlamaya başladı.

    Saat 12.30’da Süreyya Astarcı Meslek Yüksekokulu Akademik Kadrosu ve bölüm öğrencilerinden oluşan yaklaşık 30 kişilik gruba yemek servisi başladı.

   Bölümden sorumlu Öğretim Görevlisi Serkan Şengül, her hafta Mudurnu ve yöresinde farklı bir konakta, farklı yörelere ait yemeklerin, öğrenciler tarafından yapılarak servis edilmesinin ardından, yemek sonrasında, akademik kadrodaki jüri üyelerinin puanlama vererek, öğrencilerin ders notlarının belirleneceğini ifade etti.

   Öğretim Görevlisi Serkan Şengül yaptığı açıklmada,

“Bu hafta ilk olarak Marmara Bölgesi yemekleri ile uygulamalı dersimize başladık. Marmara Bölgesinden hünkâr tarhana çorbası, ivraz usulü kabak, tarator ve sosu, inegöl köfte, bulgur pilavı, piyaz, erik hoşafı ve kabak tatlısından oluşan menüyü hazırlayan 4 öğrencimize not verilecek” dedi.

   Uygulamalı dersten geçer not almak isteyen öğrenciler birbirleriyle yarıştı. Jüri üyelerinin kararıyla öğrencilerin alacağı notlar belirlendi.

www.mudurnuhaber.com

 

 

Meryem& Ertuğrul ŞAHİN e Mutluluklar dileriz

Arkadaşları Damadı Sandalyede oynattı.

 Bolu nun Mudurnu ilçesinde bir düğünde damadın arkadaşları, ilk önce Damadın Ayakkabılarını çıkarttı, daha sonra da oyun halkasının ortasına bir Sandalye koyarak üzerine çıkıp oynamasını istediler.

Damadın arkadaşları, bu olayın yöresel olarak geçmiş yıllarda oynandığını ifade ederek, unutulmuş bazı bu tip oyunları Damat arkadaşlarımıza yapıyoruz, bu günde bu oyundan Ertuğrul ŞAHİN arkadaşımız nasibini aldı dediler.

 

Ertuğrul ve Meryem ŞAHİN in Düğününe gelenler Mudurnu Belediye Düğün salonunu doldurdu. Düğünün ilerlemesi ile birlikte,  Damadın arkadaşları kendisine bir oyun hazırladılar. Hep birlikte yöresel oyun havaları eşliğinde oyunlar oynandığı esnada, Damat birden ayakkabılarının çıkarıldığını fark etti, Damat ve arkadaşlarının oyununu Gelin  Meryem ŞAHİN  şaşkın gözlerle izledi,daha sonra Ortaya konulan Sandalye üzerinde bir süre oynatılan Damadın imdadına yeğeni yetişti ve Kendi ayakkabılarını çıkartıp verdi. Oyun sonrasında Damadın arkadaşları genç Çifte bir ömür boyu mutluluklar dileyerek Damadın Ayakkabılarını iade ettiler.

www.mudurnuhaber.com