Mudurnu’nun 1 yılda 8 Kişilik Nüfusu arttı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) VERİ TABANI


                                         
İlçelere göre il/ilçe merkezi ve belde/köy nüfusu – 2012  
 
 
 
  İl/İlçe merkezi   Belde/Köy   Toplam  
       
       
Bolu   Toplam   Erkek   Kadın   Toplam   Erkek   Kadın   Toplam   Erkek   Kadın  
                   
Mudurnu    5.261    2.597    2.664    15.275    7.598    7.677    20.536    10.195    10.341  
                   
Toplam    5.261    2.597    2.664    15.275    7.598    7.677    20.536    10.195    10.341  
                   
 
Açıklama: İl, ilçe, belediye, köy ve mahallelere göre nüfuslar belirlenirken:

 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından,

 ilgili mevzuat ve idari kayıtlar uyarınca Ulusal Adres Veri Tabanı (UAVT)’nda yerleşim yerlerine 

yönelik olarak yapılan; idari bağlılık, tüzel kişilik ve isim 

değişiklikleri dikkate alınmıştır.

 
 
 
 

cropped-panoromamudurnu1

 

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) VERİ TABANI


                                         
İlçelere göre il/ilçe merkezi ve belde/köy nüfusu – 2011  
 
 
 
  İl/İlçe merkezi   Belde/Köy   Toplam  
       
       
Bolu   Toplam   Erkek   Kadın   Toplam   Erkek   Kadın   Toplam   Erkek   Kadın  
                   
Mudurnu    4.936    2.423    2.513    15.592    7.723    7.869    20.528    10.146    10.382  
                   
Toplam    4.936    2.423    2.513    15.592    7.723    7.869    20.528    10.146    10.382  

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Mudurnu ilçe Nüfusu toplamda 2011 yılına göre 8 kişilik bir artış gösterdi.

www.mudurnuhaber.com

Ayıptır, Günahtır, Zulümdür, Yazıktır…

Ayıptır, Günahtır, Zulümdür, Yazıktır…

Ayet “Zulme sesiz kalan dilsiz şeytandır”der.
Mudurnu haberde yayınlanan http://www.mudurnuhaber.com/mudurnu-da-ne-yapilmak
isteniyor başlıklı haber içeriğinde T.C.Mudurnu ilçesi Babas Kaplıca Birliği 22.11.2012
2012 /04 sayılı Encümen Kararında Mudurnulu iki il genel meclisi üyesi ve iki Belediye
Meclisi üyesinin imzası var.

Başkan Vali beyle toplam üye sayısı yedi biri üye katılmamış
yâda “Mudurnulu olmadığı” için yapılan haksızlığa dayanamayıp imzalamamış veya
muhalefet şerhi koymuş. Toplantıya katılan yâda imzalayan altı üyenin dördü icra makamında
olan Mudurnulular. Mudurnunun ali menfaati içinde 2000 tl lik kirayı uygundur buyurmuşlar!
Mudurnu Belediyesi 2006 yılından bu yana Yıldırım Beyazıt hamamı’nı sorumluluk
projesi kapsamında işletiyor. Yaz dönemi hariç kaplıcada aynı konumda.Hamama günde
kaç kişi gidiyor ..kaplıcanın bina alt yapısı ve hizmet standardı bu durumda iken kaç kişi
gelecek…diyelim para kazandı Belediye gelir elde edince para Mudurnu yerine başka ilçeye
mi gidecek.
Benim işim bu şunu dedi o bunu dedi değil olayları kendi okuduğumdan, gördüğümden
ibarettir. Başka işleri bilmem ama dünyanın en özel termal sularından birine sahip olan
Mudurnu’muzun sahibi yok.
Tahminen bir buçuk yıl önce kaplıcanın durumunu görüp vatandaş sorumluğu
içinde basın açıklaması yapmıştım.Memlekette sivil toplumu anlayacak yerel ve genel
idari kültür birikimi ve geleneği olmadığı için bir yerden olumlu yâda olumsuz tepki
gelmemişti.Açıklamayı merak edenler http://www.youtube.com/watch?v=dBLG6jZGf-w
izleyebilirler.
Bu açıklamadan sonra geçmişten geleceğe kimlerin bu işte sorumluluğu varsa kim
yanlış yaptı ise kendisi ile yüzleşsin. Ayıca şu anda icra makamlarında olanlara önerim
Mudurnu’nun termal suyuna çözüm bulamayan bir anlayış memleketin hangi sorununa çözüm
bulacak merak ediyorum.
Ayrıca bir öneri daha kendi vicdanında bu işin sorumluğunu taşıyanlaradır. Yıllardır
çözüm bulamadıkları Babas kaplıcası suyu vicdanları da temizleyecek kadar saf, temiz ve
şifalı olduğunu biliyorum, burayı arada bir ziyaret edebilirler.
Bu açıklamaya son alınan karar sadece vesile olmuştur. Yok değildir diyen olursa bir
buçuk sene önce yaptığım açıklamayı izleyebilir.
Yıllarca Mudurnu halkına yapılan bu zulüm devam eder ve bir an evvel çözüm
bulunmaz ise konuyu Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına, ilgili Bakanlıklara ve ulusal basına
ileteceğim.
Mehmet Cantürk
Mudurnu Kent Konseyi Başkanı
05.01.2013

www.mudurnuhaber.com
http://f1301.hizliresim.com/15/5/hp49w.jpg

 

SU KUYULARINA SAYAÇ TAKILACAK

SU KUYULARINA SAYAÇ UYGULAMASI GELİYOR

Mudurnu ilçesinde faaliyet gösteren Eskioğlu Mühendislik Firma Yetkilisi Jeoloji Mühendisi Kürşad ESKİOĞLU derin Kuyu sahiplerinin dikkat etmesi gerekli bir uygulamanın Şubat ayına kadar süreceğini ifade etti.

 

DİKKAT ! SON GÜN 13 ŞUBAT 2013

Eskioğlu, Mühendisliğimize gönderilen DSİ Genel Müdürlüğünün 12/11/2012 tarih ve 152-536985 sayılı yazılarında: 12 Kasım 2012 tarihinden itibaren açılan kuyulara sayaç takılması uygulamasına başlanıldığı belirtilmektedir. Buna göre Bölge Merkezimize veya Şubemize 12 Kasım 2012 tarihinden itibaren yapılan kullanma belgesi başvurularında kuyulara sayaç takılmadan belge verilmeyecektir.

Kullanılacak sayaç; adi sayaç olmayıp uzaktan kontrollü su sayacı veya elektrik sayacı (OSOS) olacaktır.

Eskioğlu , Ayrıca, eski belgeli kuyulara sayaç takılması için yönetmelikte öngörülen süre 13 Şubat 2013 tarihinde sona ereceğinden belge sahiplerinin bu tarihe kadar ilgili şubeler kanalıyla bölge müdürlüğümüze dilekçe ( dilekçe ekinde eski kullanma belgesi , kullanma belgesi isteme dilekçesi , taahhütname ve teknik sorumlu mühendis tarafından yapılacak enerji hesabı ile birlikte) başvuru yaparak kuyularına sayaç takmaları gerekmektedir. Bu tarihe kadar başvuru yapmayanların belge hakkı hukuken sona ereceğinden kuyuları kapatılacaktır.

Jeoloji Mühendisi Kürşad ESKİOĞLU Sondaj Kuyusu sahiplerinin ileride mağdur olmamaları için gerekli bilgileri yetkililerden alabilirler dedi.

Adres : Seyrancık Mah. Filibeliler Sok. No:12 Mudurnu/BOLU (Pazaryeri Yanı )

GSM : 0 536 357 55 83

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU YA 250 TON KÖMÜR YARDIMI


 

MUDURNU YA 250 TON KÖMÜR YARDIMI

Bolu‘nun Mudurnu ilçesinde Sosyal Yardımlaşma Genel Müdürlüğü tarafından ihtiyaç sahibi ailelere 250 ton kömür yardımı yapıldı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü proje kapsamında Mudurnu ilçesinde 250 ton kömür dağıtıldı. İlçe merkezi ile köylerde yaşayan ve muhtarlar tarafından tespit edilen ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere

dağıtılan kömürler, ihtiyaç durumuna göre 40 ve 60 çuval olarak vatandaşlara verilecek. Dağıtılan kömürler ile birlikte dört sayfalık ‘sobalarda kömür kullanım kılavuzu’ veriliyor. Resimli olarak hazırlanan kılavuzda sobalara bağlanan bacaların nasıl olması gerektiği anlatıldı. Kılavuzda ayrıca soba kurulurken dikkat edilecek hususlar, sobe ve şofben kaynaklı karbon monoksit zehirlenmelerinde neler yapılması gerektiği başlıklı soruların cevapları yer alıyor.

www.mudurnuhaber.com

Hastane Yeri ile ilgili Köşe yazarımızdan bir öneri

Mudurnu’nun Hastane işi tam ağlasammı, gülsemmi dedirten bir durumda, Hastane
yerinin ittifakla tespit edilememiş olmasında masum vatandaşın haricinde, herkesin vebali
var. Atanmışıda, seçilmişide kimse kendi beceriksizliğini başka nedenlere bağlamasın.
Sonuç? Hastane yeri bulunamadı. Eğer siyasi iktidar yerel yönetimde bizim partimizin
adayına oy verilmedi gibi nedenlerle hastane işine engel olunuyorsa bunun vebalinin altından
kimse kalkamaz.
Zamanı gelir her şeyin hesabı sorulur… Bu noktada vatandaşımıza da bir önerim
var. Seçim zamanı gelince ister yerel ister genel ilk önce bunun hesabını sorulmalı. Sözün
özü sağlıklı olmayan toplum ne okuyabilir, nede ibadetini yapabilir? Bu konuda herkes
kendi VİCDANINDA BUNUN vebali ile yüzleşsin, yüzleşmeyenlere de AKIL SAĞLIĞI
DİLİYORUM.
Not : Haberde fotoğraflarında göründüğü kadarıyla Göynük hastane yerinin etrafında
evler yok..Daha öncede yazdım söyledim.Hastane yeri tespit edilirken oldu bittiye getirmek
benim dediğim yere olsun demek önemli değil, bundan 50 (elli) sene sonrasını,hava
ambulansı da dahil kasabanın trafik yoğunluğunu artırmayacak ve köylerimizde dahil nüfus
yoğunluğunun çok olduğu bir alan tercih edilmesi lazım.
Yapılacak hastanede ameliyathane olmayacağına göre Bolu ya ulaşımın daha kolay
olacağı bir yer düşünülmeli.
Çözüm Önerisi ve Çağrım: Bu güne kadar şu bunu dedi, ben bunu dedim, ben şöyle
istiyor umu bırakalım, birbirimizle diyalog kuralım. Ben önce insanım ve memleketimi
insanlarını seviyorum diyen varsa, denedik olmadı demeyelim… Tekrar toplanıp konuşalım,
eksi ve artıları ile alternatif yerler belirleyelim. Kamuoyunun güvenini kazanmış tarafsız
anket firmaları bulalım. Mudurnu’nun nüfusu 5000 (Beşbin).Üç gün beş gün kaç gün sürerse
vatandaşımızın fikrini alalım.(Anket için gelecek konuklarında kaç gün sürerse konaklama ve
yiyeceklerini turizmciler olarak bizler karşılarız)
Bizde anlaşacak akıl ve basiret yok diyebiliriz ama Mudurnu’nun geleceğine özellikle
sağlık sorunu gibi bir sorunda ipotek koyamayız. Buna hakkımız yok.
Arkadaşlar diyalog kurmadan uzlaşma sağlanmaz. Diyalogu da insanlar kurabilir.

Buradan ÇAĞRI yapıyorum daha fazla zaman kaybetmeden hatta bu yılın işini seneye
bırakmadan 21 Aralık 2012 tarihinde saat 15 te önerim ortak belirlenecek bir yerde ya da
konakların birinde”beliki bu işte taraflar var” tüm tarafların katılımı ile kaymakamımız
Nurullah Ertaş’ın katımlı ile toplanalım.

Mehmet Cantürk
13.12.2012
Almanya Augsburg

400 BİN TL GERİ ÖDEMESİZ PARA İSTERMİSİNİZ?

Temiz Üretim Mali Destek Programı

Programın Amacı 

2010-2013 Doğu Marmara Bölge Planı vizyonunda belirtilen “Sürdürülebilir Kalkınmada MARKA Bölge Olmak” vurgusu doğrultusunda özellikle çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması gelişme ekseninin altına “çevresel koşulların iyileştirilmesi”, “çevresel kirliği önleyici projelerin desteklenmesi”, “yenilenebilir ve temiz enerji üretimi”, stratejik amaçlarının eklenmesi ile sürdürülebilir çevre hususunda Bölgenin ihtiyaçları plana yansıtılmıştır.

Bu program ile ulusal ölçekli strateji belgeleri ve bölge planında yer alan hedefler ile yukarıda ortaya konan tespitler temelinde, bölge rekabet gücünün artırılmasının en önemli aktörleri olan KOBİ’lere ve kar amacı güden kooperatiflere TEMİZ üretim konusunda geniş kapsamda destek sağlanması amaçlanmaktadır.

“Temiz Üretim Mali Destek Programı”nın genel amacı KOBİ tanımını sağlayan mevcut ve yeni girişimlerin, kar amacı güden kooperatiflerin üretim süreçlerinin gözden geçirilerek çevresel sürdürülebilirliğin artırılması, TR42 Düzey 2 Bölgesi’nin ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünün artırılmasıdır.

Temiz üretimin tanımı ise şu şekildedir: Temiz üretim, bütünsel ve önleyici bir çevre stratejisinin ürün ve süreçlere sürekli olarak uygulanması ile insanlar ve çevre üzerindeki risklerin azaltılması olarak tanımlanmaktadır.

Öncelikleri

1. Atıkların kaynağında azaltılması,

2. Hammadde, su, enerji, kimyasal gibi kaynak tüketiminin azaltılması,

3.Ürün özelliklerinin değiştirilerek çevreye dost ürünlerin tasarlanması,

4.Yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimde kullanılması,

5. Atıklardan yüksek katma değerli ürün ve/veya enerji üretimi,

6. Endüstriyel Simbiyoz uygulamaları,

Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Tarafından Sağlanacak Mali Kaynak

Toplam kaynak tutarı 8.500.000 TL

Destek tutarı:  Asgari 30.000 TL ve Azami 400.000 TL

Destek oranı: Hiçbir destek, projenin toplam uygun maliyetinin % 25’inden az ve % 50’sinden fazla olamaz.

Kimler Başvurabilir?

KOBİ tanımını sağlayan mevcut ve yeni girişimler

Kar amacı güden kooperatifler

Başvuruların Alınması İçin Son Tarih

Başvuruların alınması için son tarih 08 Şubat 2013 saat 17.00’dır. Son başvuru zamanından sonra alınan başvurular, hiçbir şekilde değerlendirmeye alınmayacaktır.

www.mudurnuhaber.com

BAYRAM OLA

BAYRAM OLA

Bu gün Kurban Bayramı. Dün sabah namazından itibaren başlayıp, bayramın dördüncü günü ikindi vaktine kadar farz namazlardan sonra kadın-erkek herkese vacip olan ‘Teşrik Tekbirleri’nin inananların dudaklarından döküldüğü, duaların ve özellikle hacıların dillerine pelesenk ettikleri ‘Lebbeyk nidalarının ufuk ufuk kainatı kapladığı, gönülleri fethettiği, mukaddes mekanları gergef gibi işlediği, buram buram müstesna zamanları mübarekleştirdiği, nakış nakış atmosferimizi güzelleştirdiği Bayram günleri… Nemlenen gözlerden yanaklara süzülen damlaların hüzün mecrasında, buruk dillerin titrek dudaklarından dökülen ‘Allahu Ekber, Allahu Ekber, Bismillahi Allahu Ekber’ tekbiriyle kesilen kurbanlıkların maddesi değil, yalnız niyetlerin, ihlasların, duaların ve takvaların helezon bir aşkla arzdan arşa ulaştığı Bayram günleri…

Kurban: sözlükte, yaklaşmak, kişiyi Alah’a yakın olmasına vesile kılan  şey anlamlarına gelir. Dini terim olarak kurban: ibadet maksadıyla belirli vakitte belli nitelikleri taşıyan hayvanı usulüne uygun kesmektir. Buna Arapçada udhiyye denir. 

Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.

Günümüzde herkes bir şekilde kendini sevdiğine kurban ediyor. Kimi kara sevdasına kimi bir başka şeye kurban oluyor. En kıymetli sermaye olan ömür, hep süfli şeylere kurban ediliyor. İşte İbrahim ve İsmail, insanın adi şeyler uğruna harcanmaması için en yüce değer uğruna adamanın ve adanmanın yolunu gösterdi. Kurbanın sembolize ettiği derin hakikat budur. Bu hakikati anlamayan için kurban bir “hayvan”, kurban bayramı da “et festivali”dir.

Kurban ilk insandan itibaren âdemoğluna Yüce Rabbimizin emrettiği çok önemli bir ibadettir. Malum Hazreti Adem’in oğulları Habil ile Kabil Allah’a Kurban sunmuşlar ve Yüce Mevla tam bir teslimiyet ve Allah’a saygı içinde sunulan Habil’in kurbanını kabul edip diğerinin kurbanını kabul etmemiştir. O günden bu güne kadar bütün inananlara Cenabı Hak şükür ve yakınlaşma aracı olarak kurban kesmeyi emretmiş ve bu günü de mü’minler için bir bayram günü ilan etmiştir.

Allah’a yaklaşma vesilesi olduğu gibi aynı zamanda insanların gönüllerinin birbirlerine yaklaşmasına da vesiledir kurban. Dünya üzerinde her gün milyonlarca hayvan boğazlanmakta fakat cebinde parası olan sadece bu etlerden alabilmektedir. Kesilen Kurban ve dağıtılan etlerle kişi bir anlamda diğergamlığını ve aynı zamanda Müslüman kardeşine karşı isar görevini yerine getirmektedir.

Kurban Bayramı, insani duyguların ön plana çıktığı fakir fukaranın farkına varıldığı, paylaşım duygusunun verildiği manevi hissiyatın yaşandığı mübarek bir bayramdır. Yüce Rabbimizin bizim kestiğimiz kurbanlara ihtiyacı yoktur. Rabbimiz biz insanlara bu vesile ile bir kez daha birlikteliğin, paylaşımın fakirin, yoksulu kardeşçe kucaklamamız gerektiğini hatırlattığı kutsal bir Bayram.

Kültürümüzde bayramlar kaynaşma vesilesidir. Bu özel günlerde büyükler ziyaret edilerek elleri öpülür. Hastalar ziyaret edilerek hâl hatırları sorulur. Eş-dost ve akrabalarla hediyeleşerek gönülleri alınır. Böylece bayramların gerçek gayesi olan sıla-i rahim ve yakınlaşma gerçekleştirilir. Fakat günümüzde ne yazık ki bu saydıklarımızın çoğu yapılmıyor. Bu çağ birçok şeyi yozlaştırdı. Bayramlarımız da bu yozlaşmadan nasibini aldı. Bayram deyince işten kaytarma ve tatil akla geliyor. Bayramlar tatillere vesile kılınıyor. Turizm şirketlerinin organizasyonları ile aileler soluğu bir tatil beldesinde alıyor. Büyüklerin bayramları ancak telefon aracılığıyla kutlanıyor. Bu durum, dedeyle torunun kaynaşmasını engelliyor. Zamanla sevgi bağları da çözülüyor.

Kurban biz Müslümanlar için bir şiardır, semboldür. Müslümanlarının teker teker şiarlarını kaybettiği günümüzde bir şiarı yaşatmanın ne derece zor ve de sevaba mazhar olacağı kuşkusuzdur. Şiarımızı koruyamazsak her şeyimizi kaybederiz.

            Bu duygu ve düşüncelerle dünyanın dört bir tarafında bir şekilde zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün sıkıntı içerisinde olan kardeşlerimizin bu bayram vesilesiyle sıkıntılarını aşmalarını Yüce Mevladan niyaz ediyorum. Kadirşinas milletimizin de bayramını en kalbi duygularla kutlar tüm insanlığa barış huzur ve emniyet getirmesi dilerim.

 

        Adnan BALTACI

 Mudurnu Müftü Vekili

TÜRKİYENİN DEĞİŞİMİ VE AK PARTİDE YENİLENMELER

TÜRKİYENİN DEĞİŞİMİ VE AK PARTİDE YENİLENMELER

 Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan bugünkü Adalet ve Kalkınma Partisi 4.olağan büyük kongresi için hükümeti ve partiyi 2014 ve sonrasına , büyük millet,büyük güç Türkiye 2023 vizyonuna taşıyacaktır.

 

 Başta terör olmak üzere tüm yaşanan sorunların çözümü için yeni anayasa için çalışacak üst düzey kadroları yenilikleri yaparak demokrasi mücadelesine devam edecektir.

Aynı zamanda tüzük gereği parti kurullarında 3 yıllık görevli olanları dinlendirerek yerel seçimlere ve cumhurbaşkanlığından önce olabilecek genel seçimlere hazırlanacaktır. Biz 75 milyonun partisiyiz hedefimiz özellikle doğudaki sosyo ekonomik yapıyı değiştirmek halkın hak ettiği adil refah düzeyine eriştirmek diyen Erdoğanın başında olduğu AK Parti ülkemizin genelini ilğilendiren sorunları çözme potansiyeline sahip tek partidir.

Terör ve Suriye ve dünyanın yaşadığı ekonomi sorunlar bunların en başında dır. Bu çalışmaları yine halkın desteğiyle , güvenle güçle yetki ve kontrolündeki devlet güvencesiyle görüldüğü gibi İnsan sevgisi inancıyla demokrasi anlayışıyla çözmeye çalışacaktır .

Bunun içinde partisini güçlendirmek üzere kendi deyimiyle “Türkiye yi nasıl değiştirdik , nasıl dönüştürdüysek parti teşkilatımızın da hücre yenilenmelerini yapacağız diyerek Sayın Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuşu ve AK Parti kriterlerini temsil edecek kişileri Anadolu dan ve doğu illerimizden milletvekillerine yeni şahsiyetlere yönetimde yer verecektir. Özellikle doğu kökenli gençlerin siyasilerin önünü açacaktır BDP nin doğudaki yükselmesini önleyecektir. Partisine katılımlarla güçlenerek büyük Türkiye 2023 vizyonunu gerçekleştirmeye çalışacaktır..

 

İç ce dış çevreler AK Partiyi iktidardan etmek için çeşitli taktikler izlendiğini görmekteyiz. Yakın tarihte yaşadığımız oy hesaplı koalisyonlar ve askeri darbe ler ülkemizi ne hale getirdiği malumdur. Eskiden olduğu gibi terör sorunu can yakmaya devam etmek tedir Başbakan çözüm için elimizden geleni yapmaya mecburuz.. Analarımız ülkemiz yeterki ağlamasın tüm partilerin üyeleriyle çözüm paketini geliştirelim getirsinler yeter ki netice alalım demektedir. Meclisi göreve çağırmaktadır.

Türkiye de şuana kadar her alanda ve demokrasi adına olumlu değişimini sağlayan AK Parti kadrolarına yeni anayasa için taze kadrolarla demokrasi mücadelesi verecektir. Ülkemiz yeni anayasa ile tüm sorunların altından kalkacaktır. Ülkemize AK Parti 4.olağan kongresi yeni parti içi hücre yenilenmesinin hayırlar getirmesi dileklerimle huzurlu başarılı günler diliyorum.. UĞUR TÜRESİN MUDURNU HABER Ülkesini her seven vatandaş gibi Yorulmak yok hizmet yoluna çalışmaya devam.

www.mudurnuhaber.com

Osmanlı Tarihinde Nallıhan

Osmanlı Tarihinde Nallıhan

Nallıhan hakkında Osmanlı dönemi tarihini araştırmak için arşivlerde; tahrir defterleri, vakıf kayıtları, şeriye sicilleri ve Ankara Vilayeti Salnameleri gibi belgeler bulunmaktadır.

Nallıhan’la ilgili Osmanlı arşivinden günümüze ulaşan en eski yazılı belgeler tahrir defterleridir. Bu defterlerin 1487, 1521 ve 1530 yılına ait olanları Hüdavendigar (*) Tahrir Defteri adıyla Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğündedir. Tahrir defterlerinin sonuncusu olan 1572 tarihli 68 no’lu Bursa Mufassal Tahrir Defteri ise Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyud-i Kadime (Esi Kayıtlar) Arşivindedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde ise 1613 tarihli 585 no’lu defterde Nasuhpaşa Vakfiyesi kaydı vardır. Bu belgeler incelendiğinde görülecektir ki;

Nallıhan, Nasuh Paşa Kocahan’ı yaptırmadan öncede var ama bugünkü yerinde değil de, büyük olasılıkla Kayapınar Çiftliği yakınındaki şehir kalıntılarının olduğu yerdedir. Bu olasılığa Ankara Vilayeti Salnameleri ve ansiklopediler de yer veriyor. Kocahan’ın yapımıyla bugünkü yerine bir göç olduğuna kesin gözüyle bakılabilir. (Nallıhan’ın Tarihçesi’ne bakınız.)

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Arşivinde NALLIHAN

1487 yılına ait Bursa Sancağı Tahrir Defterinin 290 ve 319 arasındaki sayfalarından anlaşıldığına göre, Nallıhan Kasabasının merkez olduğu Karahisar-ı Nallı nahiyesi, karye (köy) statüsündeki 50 yerleşim yerinden oluşuyor ve nahiyenin tamamında toplam 832 ev ve 221mücerred (bekar) vergi mükellefi bulunuyordu.

1487 tarihli Bursa Tahrir defterinde Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı görünen köyler:(1)

1487 de Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı köyler

Acısu Kavacık
Akçabayır Kayalar
Aksu Keçilü
Belenalan Kendere
Beydili Kethüda
Çayır Kızılcaviran
Çeği Kızılkuyu
Davudoğlan Kızılöz
Depe Kozca
Ebce Körpeler
Erücek Kuruca
Eymür Miçan
Gazi Mikail
Gölcük Ormenos
Günşah Osman
Harami Oyumağacı
Hisarcık Ozan
İshaklar Sarukaya
İslamözü Sobran
Kafiralanı Sofular
Kara Soku
Karacapınar Sorka
Karadepe Sürümlü
Karakozan Ulu
Karaköy Yemre

1521 yılına ait Bursa Sancağı Tahrir defterinin 171 ve 209 arasındaki sayfalarından anlaşıldığına göre, Nallıhan kasabasının merkez olduğu Karahisar-ı Nallı Nahiyesi, karye (köy) statüsündeki 49 yerleşim yerinden oluşuyor ve nahiyenin tamamında toplam 970 ev ve 627 mücerred (bekar) vergi mükellefi bulunuyordu. Bu rakamlara göre nahiyenin tamamında yaklaşık 5 500 kişi yaşamaktaydı. Önceki sayımla (1487) karşılaştırıldığında Karahisar-ı Nallı Nahiyesi nüfusunun 34 yıl sonra % 25 oranında arttığı görülüyor. Bu deftere göre nahiyenin tamamı Müslüman olarak kayıtlıdır.

1521 tarihli Bursa Tahrir Defterinde Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı görünen köyler bir eksiğiyle Sorka adlı köy hariç 1487 yılındakilerle aynı.” (2)

1530 tarihli 166 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri’nde Hüdavendigar Vilayetine bağlı Karahisar-ı Na’llu Nahiyesine 53 köy ve 5 mezranın bağlı olduğunu görüyoruz. Aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere köy sayısında ve köy isimlerinde bazı farklılıklar var.(3)

1530 da Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı köyler

KÖYLER Kavacık
Acıca Kendere
Acısu Kethüda
Akçabayır Kızılcaviran
Akkaya Kızılkuyu
Aksu Kızılöz
Ayagü Kovacık
Belenalan Kozca
Beydili Körpeler
Çay / Çayır Mikail
Çeği Ormenos
Çive Osman
Dar Oyumağaç
Davudoğlanı Ozan
Depe Saçak
Dutağacı (Eyyübağacı) Sarukaya
Erücek Sobran
Gazi Sofular
Gençlü Soku
Gevanşe Sorka
Gölcük Sürümlü
Günşah Ulu
Harami Yemre
Hisarcık  
İshaklar MEZRALAR
Kabalar Aslıhan
Kafiralanı Kayabükü
Kara Sulucayer
Karadepe Yusuf bin Gündüz
Karahavran
Karaköy

Tapu Kadostro Genel Müdürlüğü Kuyud-i Kadime Arşivinde NALLIHAN

h.981/m.1572 tarihli 68 nolu Mufassal-ı Liva-i Hüdavendigar Tahrir Defterinin başından, 114. sayfaya kadar Nahiye-i Sivrihisar, 185. sayfaya kadar Nahiye-i Beğpazarı, 186. sayfadan kitabın sonuna yani  245. sayfaya kadar da Nahiye-i Karahisar-ı Na’llu yer almaktadır.

Nahiye-i Karahisar-ı Na’llu 3 mahalleden oluşur, zeamet türü vergi öder.

Nahiye-i KARA HİSAR-I NA’LLU(4)

Karye (köy) 144
Mezra 17
Nehir 3
Çiftlik 9
Cemaat 1 (106 neferlik, aydın kişi topluluğu)
Şehir 1
Mahalle 3

3 Mahalle ve nüfus dağılımları:

Mahalle-i Cami-i Şerif  (nüfusu 48)

Nefer(**) (vergiye tabi kişi) 20
Hane (5 nüfuslu aile) 5
Mücerred (bekar) 13
Ehl-i berat (5 nüfuslu devlet görevlisi) 2

Mahalle-i Mescid-i Hüseyinler (nüfusu 49)

Nefer 17
Hane 8
Mücerred 9

Mahalle-i Yakuplar (nüfusu 81)

Nefer 29
Hane 12
Mücerred 16
Ehl-i berat 1

Yetişen ürünler

Buğday 60 kile
Arpa 20 kile
Mahlut (Karışık) 20 kile

Üzüm, Bal , Meyve, Soğan, Pirinç.
2 tane de değirmen vardır.

h.981/m.1572 Tarihli 68 Nolu Mufassal Tahrir Defterindeki Kayıtlara Göre
Hüdavendigar Vilayeti KARAHİSAR-I NEALLU Nahiyesine Bağlı Köy ve Mezralar
(5)

Abdiler Düdükçükaşı Kavacık Şahinoğlu
Acıca Eğri Kayadibi Şumlular
Acısu Emre Kendere / Cendere Tekfurlar / Tekirler
Ağıllıca Enginler Kethüda Timuroğlanları
Ahi Erücek Kızılca Turfalar / Turkallar
Ahmedler Eymür Kızılcaviran Tuzakçı
Akçabayır Eyneler Kızılkuyu Tüysüzler
Aksu Gazi Kızılöz Ulardı
Akyaka Gencelü Mezra Kiçibeğler Ulu
Alan Gölcük Kozcular/ Kovancılar Uzun-belen
Alibeğ Gülüyaka Kozlu Ümmidler
Alpiler Güneyyaka Kozyaka Vakıf
Arapköseler / İzzetkös Günşah Köseler Viranlu
Arkudca Günviran Kulfallar Yakaderecik
Aruklar Hacı Kasım Kuruca Yeganlar
Aslıhanlar Hacı Yakuplar Kuzca Yenice
Aydıncıklar Haliloğlu Kuzyaka Yerme
Aydoğmuş Harami Küçük Oyumağaç
Bağluca Hasbeğiler Küçük Sarılar
Bahşayişler Haydarlar Küçükler
Balcılar Hisarcık Malkoç
Ballıcaklar Hisaryakası Mikail
Bayezidler Hocaoğlu Sekisi Ormenos
Beğdili İbrahim Fakihler Ortaviran
Belenalan İnebeği Osman
Büğrüce İsa Kethüdalar Oyumağaç
Büyük Mikail İsaoğlu Ozan
Cihanşahlar İshaklar Saçak
Cülahlar/Cullahlar İshakşıhlar Sakızcık
Çaldibi İslamözü Sarıyar
Çayır İsrailler Sarukaya
Çeği İsrailler / Asma Seydi Ahmedler
Çıkrıközü Kabalar Sobran
Çora Kafiralanı Sofılar
Dar/Körpeler Kara Sofular
Davutoğlanı Kara Depe Soku
Demürciler Kara Horan Solaklar
Depe Karacalar Sorka
Depe Mezra Karacapınar/ Karacasu Sülüklü
Dinek Sekisi / Dink Se Karaköy Sürmelü
Doğancıoğlu Karalular Şaban Fakih
Doğanoğlu Karyağdı Şadiler

1530 yılına ait Tahrir Defteri ile 1572 yılına ait 68 nolu Mufassal Tahrir Defteri ve h.1311/1893 tarihli salnamedeki köy adlarını bugünkülerle karşılaştırdığımızda kimileri çizelgede de görüleceği gibi bugünkülerle aynen çakışmaktadır. Bazı köy adları sanki Bizans’tan kalma gibi. Bazıları da çeviriden kaynaklanan nedenlerle bugünkülerle benzeşmiyor gibi görünse de, hece veya harf eksiği ya da fazlasıyla benzeyenlerde çok. Bazıları o yüzyıldan günümüze kadar isim değiştirmiş, bazıları ise doğal afetler ve göçler nedeniyle haritadan silinmiş olabilir. 1572 yılında göze çarpan köy ve mezra sayısının çokluğu ise 1530 yılında eksik yazımdan ya da mezraların yazılmayışından kaynaklanabilir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Kayıtlar Arşivinde NALLIHAN

NASUHPAŞA VAKFI

Nasuh Paşa’nın Halep’ten dönerken Nallıhan’da yaptırdığı yapıları vakfettiğine ilişkin, Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Kayıtlar Arşivinde bulunan h. 1022 / m. 1613  tarihli 585 nolu defterin 42. sayfa 45. sırasında kayıtlı bulunan Nasuhpaşa Vakfına ait vakfiyenin özeti:

“Bursa Sancağı’na bağlı Karahisar Neallu Kazası’nda, Nallı Boğazı’nda Ulaşlar Köyü arazisinden ayrılan arsa üzerinde, yapımı h.1015/m.1595’te biten, han, hamam, cami ve mektebin vakfedilmesi için Nasuh Paşa, h.1022/m.1613’de Anakara Valisi Mustafa Paşayı görevlendirir. O da Tatar Ali Çavuşu mütevelli tayin eder ve binaların vakfedildiğini mahkemede doğrular.” (6)

Yukarıdaki alıntının  Türkçe tercümesi  Vakıf Kayıtlar Arşivinde bulunan 2221 nolu defterin 160 s. 146. sırasındadır.

“Nasuh Paşanın bu hizmetlerine karşı padişah tarafından; Sobran, Hocaoğlu Sekisi, Dinek Sekisi, Karadepe, Kızılcaviran, Düdükçübaşı, Aslıhanlar ve Kiçibeğler köyleriyle bazı çiftliklerin gelirinin, bir kısmı vakfın yaşaması için bir kısmı da kendisine verilmiştir.” (7)

ANKARA VİLAYETİ SALNAMELERİ ‘nde NALLIHAN

Ayrıca, Osmanlı dönemine ait Ankara Vilayeti Salnamelerinde de Nallıhan’daki idari yapılanmayı, Nallıhan’ın tarihini, coğrafyasını ve ekonomisini izleme olanağı buluyoruz. (Bu konularda daha ayrıntılı bilgi edinmek için Mesut Şener’in NALLIHAN kitabına bakabilirsiniz.)
(*) Hüdavendigar Vilayeti: Osmanlı Döneminde Bursa, Bilecik, Kütahya, Balıkesir illerini içine alan ve merkezi Bursa olan vilayet.
(1) Belgelerle Nallıhan s.6, Devlet Arşivleri Gn. Md.lüğü  Hazar Reklam 2010
“Tahrir Defterleri, Osmanlı yönetimi tarafından 15. ve 18. yüzyılları arasında vergilerin sağlıklı toplanabilmesi ve devlete karşı olan yükümlülüklerin takip edilebilmesi için  tutulmuş sayım defterleridir. Osmanlı Devleti, bu defterlere, vergi mükellefi kişileri, gelir getiren  menkul ve gayri menkulleri, vakıf mallarını, vergiden muaf olanları ayrıntılarıyla kaydediyordu. Bu defterler 30-40 yılda bir yenileniyor ve güncelleniyordu. Verdikleri bilgiler açısından Tahrir Defterleri, bir çeşit  nüfus sayımı defteri de kabul edilebilir.” Aynı kitap
(2) Belgelerle Nallıhan s.8, Devlet Arşivleri Gn. Md.lüğü  Hazar Reklam 2010
(3) Devlet Arşivleri Gn. Md.lüğü 166 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri s.89-112
(4)  h.981/1572 Tarihli 68 nolu Mufasal Tahrir Defteri, Tapu Kadostro Gn.Md.lüğü arşivi
Köy isimleri dışındaki çeviriyi, anılan Gn. Md.lük çalışanı Orhan Özdil yapmıştır.
(**) Nüfusa neferler dahil edilmez. Nüfusu hesaplamak için, hane ve ehl-i berat sayıları 5′ le çarpılarak mücerretle   (bekarlarla) toplanır.
(5) Burada Köy ve Mezra isimleri -Ö.L.Barkan’ın -Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri  TTK  Ankara  1988-   kitabından alınmış ve afabetik sıraya konmuştur.
(6)  Vakıflar Gn. Md.lüğü Arşivi h.1022 Tarihli 585 Nolu Defter
(7) Ömer Lütfi Barkan  Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri  s.636 TTK  Ankara 1988

 

KAYNAK:  MESUT ŞENER   www.mesutsener.com.tr

www.mudurnuhaber.com

 

51 YIL ÖNCE BU GÜN

Demokrat Parti Mudurnu ilçe  Başkanlığı bundan 51 yıl önce  Yassıada da vefat eden Merhum  Başbakan Adnan MENDERES için bir  mesaj yayınladı.

ŞEHİTLERİMİZE YÜRÜYORUZ

Demokrat Parti Kurucusu,Genel Başkanımız,Başbakan,İstiklal Madalyası Sahibi, Merhum , Adnan MENDERES’i ve dava arkadaşları Merhum, Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu Merhum, Bakanımız Hasan POLATKAN’ı Saygı ve Rahmet ile anıyoruz.

DEMOKRAT PARTİ MUDURNU İLÇE BAŞKANLIĞI

www.mudurnuhaber.com

Duyarlı Sürücüler Şikayet etti, yol yeniden bakıma alındı

Mudurnu ilçesini Ankara Nallıhan ilçesine bağlayan E 1 Karayolu  Aynalıkaya güzergahında 20 gün önce yapılan yolun  hemen bozulması üzerine duyarlı Sürücüler   Ankara Karayolları Genel Müdürlüğüne şikayette bulundu.

 

Yolu sürekli kullanan araç sürücüleri yolun bir hafta bile kullanılmadan bozulduğunu, hiç bir  kontrol mekanizmasının  çalışmadığını, bu yollara harcanan paralarda garip ve yetiminde hakkının bulunduğunu ifade eden açıklamalar ile Genel Müdürlüğe telefon edildi.

 DUYARSIZ KALINMADI

Araç sürücüleri, telefon ettiklerini ve yetkililerin gereğini yapıyoruz açıklaması üzerine yolda yeniden bakım yapıldığını ifade ettiler. Sürücüler yapılan şikayet sonrasında  yola çalışmanın yapıldığını tahmin ettiklerini belirterek, illaki her şeyi şikayetmi etmek gerekli, makam ve mevkilerde olan  yetkililer bu durumları kontrol etmeliler dediler.

www.mudurnuhaber.com

Huzur Sokağının Baş Rol Oyuncusu MUDURNU LU

Mudurnulu Namık ÖZTÜRK ün Kızı  Sinem ÖZTÜRK geçtiğimiz yıllarda Arka Sıradakiler adlı Dizi ile adını  duyurmuştu.

Şimdi ise ATV Televizyonunda yeni başlayan  “HUZUR SOKAĞI” dizisinin Baş rol oyuncu kadrosunda yer alan Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar dileriz.

“HUZUR SOKAĞI” dizisinde  Şükran  Karekterini Canlandıran,  Sinem Öztürk “Huzur Sokağı insanları sınıflandırmayan, ötekileştirmeyen bir iş” dedi ve ekledi: Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz.

ŞÜKRAN’I ÇOK SEVDİM

Dizide başörtülü bir kızı canlandırıyorsunuz. Teklif geldiğinde tereddüt yaşadınız mı?

Görüşmeye gittiğimde bana genel hatlarıyla ‘Şükran’ı anlattılar. Karakteri ve hikayeyi çok beğendim. ‘Şükran’ı çok sevmem bu projeye dahil olmamda çok etkili oldu. O çok naif, gururlu biri ve içinde çok büyük bir aşk yaşıyor. ‘Huzur Sokağı’ eğer insanlar arasında uçurum yaratan, onları sınıflandıran bir proje olsaydı, bu işe girmezdim. Hepimizin başörtülü arkadaşları, akrabaları var. Dizide de herkes kaynaşmış ve iç içe yaşıyor. İnsanları ötekileştirmeyen bir proje bu! Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz. Başörtülülerin de hikayelerini anlatmamız lazım.

Bundan sonra bu tarz projeler olacak mı sizce?

Bizde cesaret konusunda sıkıntı var ama bundan sonra daha cesur projeler çıkabilir. Kimseyi dışlamaya hakkımız yok! ‘Şükran’lar da, başörtülü kızlar da kendilerini ekranda görmek istiyor. Bizim çok temiz bir hikayemiz var.

Dizide ‘Bilal’, ‘Feyza’ ve ‘Şükran’ arasında bir aşk üçgeni mi yaşanacak?

Öyle bir durum var ama yaşananlar onları farklı noktalara sürükleyecek. Üçünün de haklı nedenleri var.

“İlişkileriyle bir yere gelenlere sinir oluyorum” demişsiniz. Bazı oyuncular haketmedikleri yerde mi?

Konservatuarlı olsun olmasın, bu iş için çok emek veren insanlar var. Ancak bazıları başka şeylerle gündeme geliyor ve bazı işlerin tepesine oturuyorlar. Kapris yapıp birilerini aşağılıyorlar. Geçmişlerinde ise hiçbir şey yok! Ben buna karşıyım.

Mudurnulular olarak Dizide Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar diler,   Dizinin 1-2 bölümlük bir kısmında Mudurnu ilçesininde  Turizm yönünden katkı sağlamak amacı ile işlenmesini dile getiriyoruz.

www.mudurnuhaber.com

BGC NİN YENİ BAŞKANI, GÜNGÖR

Bolu Gazeteciler Cemiyeti’nin (BGC) Olağan Genel Kurulu Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Tek liste ile gerçekleşen kongre sonunda Bolu Gazeteciler Cemiyeti’nin yeni başkanı Caner Güngör oldu. Güngör’ün başkanlığında ki Bolu Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Mustafa Özkan, Umut Dura, Selma Akçakavak, Semih Başar, Güner Ateş ve Mehmet Korkusuz’dan oluştu.

Kongreye Vali İbrahim Özçimen, CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Belediye Başkan Vekili İsmail Yamantürk, siyasi partilerin il başkanları ve temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları ve Bolu Gazeteciler Cemiyeti üyeleri katıldı. Üyelerin tamamına yakının katıldığı kongrede tek liste ile seçimlere gidilirken, Caner Güngör Bolu Gazeteciler Cemiyeti’nin yeni başkanı oldu. Kongre Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Ardından faaliyet raporu ile gelir gider raporları okunarak oylamaya sunuldu.

“HER ZAMAN YANINIZDAYIM”

Konuşmalar bölümünde ise ilk konuşmayı Milletvekili aynı zamanda BGC üyesi de olan Tanju Özcan yaptı. Eski ve yeni yönetime başarılar dileyen Özcan, “Bir ağabeyleri, bir arkadaşları, bir milletvekilleri olarak her zaman ve her şekilde yanlarında olmaya hazırım” dedi.

“SİZLE ÇOK ŞEY KONUŞMAK İSTİYORUM AMA SİZ SIR TUTAMIYORSUNUZ”

Vali İbrahim Özçimen’de kısa bir konuşma yaparak, “Sizlerle aslında konuşmak istediğim çok şey var. Dertleşmek istediğim çok şey var ama siz sır tutamıyorsunuz. Zaten görevinizde bu. Gerçekten çok ciddi bir ihtiyaç içerisindeyim. Kanaatim, kalite. Gazetelerde, gazetecilerde aranan kalite, inanın Vali’de aranacak kaliteden daha az önemli değil” ifadelerini kullandı.

Protokol konuşmalarının ardından dilek ve temenniler bölümünde Bolu Gazeteciler Cemiyeti’nin bazı üyeleri de söz alarak görüşlerini şu şekilde bildirdi.

Zeki Ercivan (Memleketim Bolu Gazetesi Yazı İşleri Müdürü); “Vali beyde bahsetti. Bu kalitenin sağlanabilmesi için öncelikle mesleki formasyonumuza uygun bir takım eğitim faaliyetleri yapmamız gerekiyor. Haber metninin düzenlenmesinden, haber fotoğrafı çekmesine kadar, günümüzün artık öncelikli meselelerinden biri olan interaktif gazeteciliğin doğru bir şekilde yapılabilmesi için cemiyetimizin önümüzdeki dönemde sağlıklı eğitim çalışmaları yapması gerektiğini savunuyoruz.”

Hamza Canbaş (Bolu’da Yenihayat Gazetesi Köşe Yazarı); “Sayın Valimiz kaliteden bahsedince bir noktada haklı olduğunu düşünmeye başladım. Meslekteki kalitesizliğin nereden kaynaklandığını da düşünmek ve sorgulamak gerektiğine inanıyorum ben. 130 bin nüfusu olan bir ilde 13 yerel gazete olması yüksek bir rakam.

Rasim Özdemir (Köroğlu TV Haber Müdürü); “Ben inanıyorum ki; Bolu’da gazetecilik kalitesi Türkiye’de bizim nüfusumuzda olan ilden çok çok fazla. Ben kendi kurumum adına söylüyorum; birçok arkadaşım ister ulusal gazetelerde olsun, isterse Türkiye’nin hangi kanalında olursa olsun, hemen işe başlayacak kalitede olduklarına inanıyorum. Buradaki arkadaşları bence çok küçümsememek gerekiyor.

Bülent Velioğlu (İhlas Haber Ajansı Bolu Büro Şefi); “Ben her zaman şuna çok önem veriyorum meslekte. Meslek büyüklerimize karşı daha vefalı olmamızı istiyorum cemiyet olarak. Bu mesleğe yıllarını vermiş ve emekli olmuş, bize zamanında yol göstermiş insanlar var. Onlara yeteri kadar ilgi elbette ki gösterilmiştir ama bundan sonrada gösterilmesini istiyorum. Mesleğe yeni başlamış gençlerin meslek adabı ve meslek ilkeleri bence gazete sahipleri tarafından öğretilmeli. Biz zamanında büyüklerimizle haberde karşılaştığımızda önce onları beklerdik. Çok üzülerek söylüyorum ama şuanda bu saygıyı göremiyorum. Bunda suç belki de bizde. Geçmişte biz bunları yaşamamıştık. Bunu cemiyet olarak tekrar gündeme getirebiliriz diye düşünüyorum.”

“Desteklerinize teşekkür ediyorum”

Son konuşmayı Caner Güngör’e görevini devreden Hakan Aydın yaptı. Aydın’da kendi yönetimi ile ilgili yapılan bazı eleştirilere cevap verdi. Aydın, 12 yıldır Bolu Gazeteciler Cemiyeti yönetimlerinde yer aldığını söyleyerek, “Kimse benden mevcut yönetimin altını oymak, yönetim kurulu üyelerinin arkasından konuşmak gibi şeyler bizde söz konusu olmaz. Her şey üyelerin yüzüne karşı söylenir. Kalite standardımız denildi. Evet, doğru söyleniyor. Bu konuda bizim bir eksiğimiz var. 130 bin nüfuslu bir ilde yaşıyoruz ve haber kaynağımız kısıtlı. ‘Yatırımlar binaya değil insana yapılır’ dedi bir meslektaşım. Evet, bunu hepimiz kabul ediyoruz. Benim başkanlık dönemimde de bu konu çok konuşuldu. Asgari ücretle çalışan bir meslek örgütünde eğer siz asgari ücret alan bir personelin kira giderini düşünmesini engelleyemiyorsanız, onu kiradan kurtaramıyorsanız bu noktada personelinizden istediğiniz verimi alamazsınız. Caner Güngör’ün bu projesine de desteğimizin devam ettiğini belirtmek istiyorum. Bugüne kadarki desteklerinizden dolayı da hepinize teşekküre ediyorum” ifadelerini kullandı.

Daha sonra seçime gidildi. Tek liste olduğu için yeni yönetim kurulunda yer alan isimler okunarak üyeler tarafından oylandı. Oy birliği ile kabul edilen yeni yönetim kurulunda şu isimler yer aldı; Caner Güngör, Mustafa Özkan, Umut Dura, Selma Akçakavak, Semih Başar, Güner Ateş ve Mehmet Korkusuz.

www.mudurnuhaber.com

Bgc’de Caner Güngör Yeniden Aday

Bolu Gazeteciler Cemiyeti (BGC)’nin 31 Ağustos tarihinde yapacağı Genel Kurul öncesi Gazeteci Caner Güngör, Cemiyet Başkanlığı’na adaylığını açıkladı.

 

 Genel Kurul öncesi arkadaşları ile yaptığı istişareler neticesinde başkanlığa adaylığını açıklayan Caner Güngör, seçildiği taktirde ilk hedefinin basın sitesinin gazetecilere kazandırmak olduğunu söyledi. Caner Güngör, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz yıllarda iki dönem üst üste bu onurlu görevi layıkıyla yaptığıma inanıyorum.

Gelişen süreçte de özellikle meslek içindeki yakın arkadaşlarım, büyüklerim ve genç kardeşlerimin tekrar cemiyet başkanı olmam yönünde yoğun baskılarını hissettim. Elbette ki onların bu talebini geri çeviremezdim. Bu sebeple Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’na adaylığımı açıklıyorum” dedi. Güngör, seçildiği taktirde Yönetim Kurulu ile birlikte gazetecilerin ev sahibi olabilmesi için hemen çalışmalara başlayacağını dile getirerek, “Geçmiş başkanlık dönemimde yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte Bolu’daki gazetecilerin bir sosyal tesise ihtiyacı olduğunu düşündük ve hemen harekete geçtik.

O dönem hayal gibi görünen BGC Sosyal Tesislerini kısa sürede basın emekçisi arkadaşlarımıza kazandırarak bir hayali gerçekleştirdik. Yine uzun süredir ‘Basın Sitesi’ gibi bir hayalimiz var. Meslektaşlarımızın günümüz şartlarında aldıkları ücretler ile bir ev sahibi olabilmeleri gerçekten çok zor. Bu sebeple seçildiğim taktirde tüm arkadaşlarım ile birlikte gazetecilerin bir ev sahibi olabilmesi için çaba sarf edeceğim.

Geçmiş dönemde hayalleri gerçeğe dönüştürdük. Şimdi ki hedefimiz ise bu hayalimizi gerçekleştirmek ve bunu başarabilecek güçteyiz. Bunun yanında BGC Sosyal Tesislerimizde de yeniden bir yapılanmaya gideceğiz. Gazeteci arkadaşlarımızın birlikte daha iyi vakit geçirebilmeleri için bir dizi çalışmalarımız olacak” şeklinde konuştu. Bolu’daki yerel yayıncılığın gelirlerinin arttırılması için de bir dizi çalışmalarının olacağını ifade eden Caner Güngör, “Bunun yanında yerel gazetelerin, televizyonların, dergilerin, haber sitelerinin gelirlerini arttırmaya yönelikte bir dizi çalışmamız olacak. Bunun içinde elimizi taşın altına koyacağız. Mutlaka ama mutlaka yerel yayın organlarının gelirlerini arttırmak zorundayız. Bunun yolu da reklam ve abone sayılarının artmasıyla gerçekleşecektir. Bunun içinde projelerimiz var ve hemen hayata geçireceğiz. Bizler şunu çok iyi biliyoruz; özgür basın için önce yayın organlarının maddi anlamda özgür olması gerekiyor. Çok iyi biliyoruz ki ulusal medyaya milyonlarca lira para harcayan firmalarımız var. Bu firmalar yerel medyaya gereken ilgiyi göstermiyorlar. Bu nokta da elbette ki üzerimize düşen görevi yapacağız” şeklinde konuştu. Caner Güngör, 1993 yılından bu yana gazetecilik mesleğini sürdürüyor.

www.mudurnuhaber.com