BOLU HORON İLE ÇOŞTU

 

 

Türkçe Olimpiyatları’nın yapıldığı Bolu Atatürk Stadı, bu gece tarihi bir günlerden birine  ev sahipliği yaptı.

TÜRKÇE OLİMPİYATLARI’NI 25 BİN KİŞİ İZLEDİ

Bolu ilinde  bu yıl ilk olarak düzenlenen Türkçe olimpiyatlarına Bolu il ve ilçelerinden 25 bin civarında kişi katılarak  2 saat Dünya’nın değişik yerlerinden gelen çocukların gösterilerini izledi.

Bolu’da bu yıl ilk kez gerçekleştirilen Türkçe Olimpiyatları etkinliği, Atatürk Stadyumu’na sığmadı. Yaklaşık 25 bin kişi ‘Türkçe’nin Çocukları’nın seslendirdiği birbirinden güzel parçalara hep birlikte eşlik etti.

Bolu Atatürk Stadyumu’nda gerçekleştirilen olimpiyatlara Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Ak Parti Bolu milletvekilleri Ali Ercoşkun, Fehmi Küpçü, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Emin Semercioğlu, çok sayıda protokol üyeleri ve vatandaş katıldı.

Program süresinde Bolu Valisi ÖZÇİMEN,in Ülkelerden gelen çocukların söylediği şarkıları  zaman zaman Telefonuna  kaydettiği görüldü.

Program sunuculuğu nu yapan Nabila nın  yaptığı 1 dakikalık duada  bazı katılımcıların gözyaşlarını tutamadığı göründü.

  BOLU TÜRKÜSÜ ” BEYAZ GİYME TOZ OLUR” BU KADAR GÜZEL OKUNUR

Azeri Öğrenci nin seslendirdiği Bolu Türküsü “Beyaz Giyme toz olur” adlı parçayı  sahneden sahaya inerek söyledi ve yoğun alkış aldı. Güzel sesi ve yorumu ile geceyi renklendiren Azeri Öğrencinin söylediği Bolu  Türküsü ile vatandaşlar hüzün yaşadı.


Sunuculuğunu Melih Gümüşbıçak, Nabila ve Senya’nın yaptığı Türkçe şöleni, 25 bin kişinin hep birlikte İstiklal Marşı’nı okumasının ardından başladı. Daha sonra sponsorlara teşekkür plaketi taktim edildi. 30 ayrı ülkeden gelen 70 ayrı öğrenci birbirinden güzel Türkçe şarkılar söyledi. Aralıksız olarak iki saat süren şölende söylenen şarkılara eşlik eden Bolulular, Portekizli çocukların sergilediği horon performansına hayran kaldı.

 

Bazı vatandaşlar ise yerlerinde horon oynayarak Portekizli ekibe eşlik etti. Programın ardından konuşan Bolu Valisi İbrahim Özçimen, “Stadın içinde 13 bin kişi ve tribünlerde de bir o kadar izleyici vardı.

Güzel bir başlangıç oldu. İstiklal Marşı ile başladık ardından da Köroğlu ve daha sonra yöresel halk oyunlarımızı izledik. Hem popüler müzik hem de halk müziklerini çocuklarımızdan dinledik. Aslında gülüp, oynamak, eğlenmek varken diğer şeylere niye gerek duyuluyor bilmiyorum. Bolu için unutulmaz bir gece oldu. Bu, Türk halkının ve Türk milletinin bir başarısı. Dünyanın 140 ülkesinde binlerce okul açmak ve işletmek kolay bir şey değil” ifadelerini kullandı.

Türkçe Şöleni, öğrencilerin ve protokol üyelerinin hep birlikte “Yeni Bir Dünya” şarkısını söylemesinin ardından Havai fişek gösterisiyle son buldu.

 

www.mudurnuhaber.com

Fotoğraflar: Aydın ÖZPELİT

AV FUARINA MUDURNU OFFROAD GEZİ DÜZENLEDİ

Bursa’da TÜYAP tarafından düzenlenen ‘Doğa Av 2013 Fuarı’ kapılarını açtı.

 

TÜYAP ile Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu iş birliğiyle tertiplenen BursaDoğa Av 2013 Fuarı, av tutkunlarını bir araya getirdi.

Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde  5 yıldan bu yana yapılan fuara 12 ülkeden 126 firma katıldı. Geçen sene 52 bin ziyaretçi ağırlayan fuarda bu yılki hedef ise 55 bin olarak belirlendi.

Mudurnu ilçesinden MUDURNU OFFROAD Kulübü 20 kişilik  bir ekip ile Fuarı gezdi.

2 Haziran tarihine kadar açık kalacak fuara ilk gün ilginin az olduğu görüldü.

Bursa ilinde Fuar alanında yanımıza kadar gelerek bizlere eşlik eden Mudurnulu Polis Memuru Erol BEY ağabeyimize bizlere Bursa ilinde Ev sahipliği yaptığı için teşekkür ederiz.

 BURSA NIN MEŞHUR İSKENDER KEBABI

Bursa ya gidilirde İskender Kebap yenmezmi? EVET yenir, bizde Otobüs Kaptanımız Sezai bey’in bize yaptığı  Rehberlik ile  Bursa da İSKENDER yedik, çok nefisti. Teşekkürler.

 BURSA ULU CAMİİ

Bursa iline vardığınızda Mutlaka ULU Camiye girip 2 Rekat namaz kılmadan gelmeyin. Burada insan çok huzur buluyor, ortasında  Havuzlu çeşmesinden  Abdest almak için insanlar sıraya giriyor. Cami derneği burada çok farklı bir sistem oluşturmuş. Havuzun etrafındaki dolaplarda Havlular var, bu Havluları ABDEST aldıktan sonra kullanıp Kirli  sepetine atıyorsunuz, bu sistem çok güzel bir şekilde işliyor, her yer Prıl prıl.

 CHP FAALİYET TE

CHP Bursa da Ücretsiz Otopark istemek için imza kampanyası başlatmış.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu da Anneler Günü

Mudurnu da Anneler Günü

Anneler günü nedeni ile  Mudurnu Belediyesi Tarafından Belediye Düğün salonunda  bir etkinlik düzenlendi.

Etkinlikte  şarkılar söylendi, oyunlar oynandı. Etkinliğe ev sahipliğini ise Mudurnu Belediye Başkan Yardımcısı Neriman ERGEN yaptı.

Programda   Anneler ile ilgili, çeşitli hikayelerin yanısıra  şiirler  okundu.

Haberin tüm detaylı fotoğrafları  Facebook sayfamızda:::::

https://www.facebook.com/media/set/?set=a.460999537311301.1073741825.196960647048526&type=1

 

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU YUKARI HAMAM

MUDURNU YUKARI HAMAM

Çocukluğumuzda yıkılan Cumhuriyet İlkokulu bahçesinde top oynarken, topa hızlı
vurup Aşağı Hamam önüne kaçırdığımızda “Haydi yukarı hamam hastane” şeklinde
bağırırdık. O zamanlar faaldi Yukarı Hamam. 1950 li yılların başında Sirkelerin Mustafa amca
çalıştırırdı hamamı. Aşağı Hamamın (Yıldırım Beyazıt Hamamı) kadınlar kısmını teyzem,
erkekler kısmını da eşi Mustafa Kırkık çalıştırırdı. O yıllar evde, ibrikle yüklüklerde yıkanılırdı
ve hamama gitmek başlı başına bir olaydı.

Mudurnu’da küçük yaşlardaki erkek çocukları da kadın hamamlarına alınırdı.
Annelerimizle ya da ninelerimizle giderdik. Göbek taşında keş li cevizli ev makarnası ile turşu
yenirdi. Erik Pestil’ i olmazsa, olmazıydı sofranın.

Rahmetli anneannemin beni bacaklarının arasına sıkıştırıp, sabun kaçan gözlerimin yanmasıyla bastığım nara ya aldırmadan yıkadığı günler ne güzelmiş meğer. Sonraki yıllarda bir gün bir kadının “Kocaman adam olmuş bu, bari babasını da getirseydiniz.”sözleri üzerine büyüdüğümü anlamıştım. Artık terfi etmiş, babamla birlikte erkekler hamamına gitmeye başlamıştım. Allah biliyor ya bu daha zevkli ve daha tantanalıydı. Artık bir tellak tarafından yıkanıyordum. Özel odada soyunup, peştamallarımızı kuşanarak hamama giriyor, göbek taşı üzerinde terleyip, tellak tarafından keseleniyor, daha sonrada kocaman bir tas içinde köpürmüş sabunlu liflerle yıkanıyordum. Şimdi ne annem ne babam nede eski hamamcılar, hiçbiri hayatta değil. Nur içinde yatsınlar.

Geçenlerde İlhami Çetin kardeşimin “Mudurnu Haber “internet sitesine girdiğimde
27.11.2011 tarihli “Mudurnu ilçesindeki Frikyalılar dönemine ait 1800 yıllık tarihi yukarı
Hamam göz göre göre yok ediliyor” başlıklı haberi okumuştum. O zaman bu hamam ve tarihi
ile ilgili bende ki mevcut bilgileri sizinle paylaşmak istedim.

İlçemiz Havlu Mahallesindeki bu hamam, halkımız arasında“Yukarı Hamam” adıyla
bilinir. Yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. İlhami Çetin kardeşimin, hamamın
Frikyalılar dönemine ait oluşu ile ilgili bilgiyi nerden aldığını ve doğruluk derecesini
bilmiyorum. Ancak ben 23 Nisan 1953 tarihli Bolu gazetesindeki Hayrettin Arıkana ait bir
yazıdan hamamın Selçuklu dönemine ait olduğu şeklinde kaynak gösterilmeyen bir yazısını
okumuştum. Daha sonra hamamın vakıflar idaresinden sonraki ilk sahibi merhum Mustafa
Eryılmaz’ın kızı Melahat Demirel hanımefendi ile konuşup bilgi almıştım. Öğrendiklerim
yapılış dönemi dışında, gazete haberini doğrular nitelikteydi.

Kastamonu salnameleri incelendiğinde Mudurnu’da 1869 ile 1889 yılları arasındaki
hamam sayısı iki olarak görülüyor ve 1893 tarihinden sonraki salnamelerde sayı üçe çıkıyor.
Kanaatime göre sayımda Yıldırım Beyazıt hamamının erkek ve kadın bölümleri iki ayrı hamam
gibi gösterilmiştir. Bundan da Yukarı Hamamın 1893 tarihinden sonra faaliyete geçtiği
anlaşılıyor.

Yukarı Hamamın yapılış tarihini gösteren bir kitabesi yoktur. Hamam girişindeki
mevcut kitabe tamir kitabesi olup hamamın 1897 tarihinde Çüce oğlu Ali isimli birisi
tarafından tamir edildiğini göstermektedir. Bu kitabe yazısının bir bölümü okunamamış olup,

okunan bölümü şu şekildedir;

“Gel imdi sen ……….li Veli.”

“Tamir eyledi cüce oğlu Ali”1

Sene :1315 (1897)

Rivayete göre, eski devirlerde Mudurnu büyük bir sel felaketine uğramış ve dere
kenarında bulunan bazı yerleşim alanları toprak altında kalmıştır. Yukarı hamamda bunlardan
birisidir. Yıllarca toprak altında kalan Hamam 1890 lı yıllarda Bugünkü Haytalar konağı
bahçesinde oyun oynayan üç genç kız tarafından kubbesi bulunarak tespit edilmiştir.
Bilahare de etraf kazılarak hamamın tamamı gün yüzüne çıkarılmıştır. Hamamın kızlar
tarafından bulunmuş olması sebebiyle hamam çalıştığı sürece genç kızlardan ücret
alınmamıştır. Bu adet 1949 lu yıllara kadar da devam ettirilmiştir.

Tamir kitabesinden anlaşıldığına göre, gerçek olan şu ki, Hamam 1897 tarihinden çok
önce yapılmış olup, yukarıdaki rivayet doğruysa, bu tarihlerde toprak altından çıkarılıp tamir
edilmiş olmalıdır.

Hamam soyunmalık, soğukluk ve sıcaklık bölümleri ile oldukça küçüktür. Soyunmalık
kare planlı, ahşap tavanlıdır. Ortasında fıskiyeli on köşeli bir havuz vardır. Soyunmalığın
güneyindeki dar bir kapıdan uzun bir koridora geçilmekte olup, batısında tuvaletler bulunur.
Güneyindeki bir başka kapıdan da beşik tonozlu dikdörtgen biçimli soğukluğa geçilmektedir.
Sıcaklık hamamın doğusunda bulunmaktadır. Kare planlı olan sıcaklığın üzeri, pandantifli bir
kubbe ile örtülüdür. Sıcaklığın yanında yine kubbeli iki halvet hücresi bulunmaktadır.

Uzun yıllar Vakıflar İdaresi tarafından işletilen Hamam 1949 yılında özelleştirilerek
Mustafa Eryılmaz’a2 (Sirkeler Ailesi) 4000 TL karşılığında satılmıştır. Aynı yıl yeni sahibi
tarafından Bolu’dan getirilen İhsan Taşdelen3 isimli bir ustaya esaslı bir şekilde tamir
ettirilerek faaliyete geçmiştir. Bu tamiratla ilgili kitabesi hamam içinde olup şöyledir.

Cüce oğlu Mehmet Ali 1315 (1899) yılında Bolu İdadisi resim öğretmeni olup Bolu Karaçayır Mahallesindendir.
Babasının taş ustası olması sebebiyle aile lakapları Mimarzade dir. Cüce oğlu Mehmet Ali iyi bir ressam ve hattattı. Bolu Yıldırım Beyazıt camii ile İmaret camiinin hadisi şerifleri onun eseridir. Ayrıca İstanbul Fatih Camisinin müezzin mahfelinde bulunan eşsiz tablo da ona aittir. İstanbul’da “Efkaf İslamiyye Müzesi” Müdürlüğü yapmıştır. Sevr anlaşmasına onay veren son Osmanlı şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi’nin damadıdır. Kayınpederinin Milli Mücadeleye ve Atatürk’e karşı çıkması sebebiyle onunla birlikte yurt dışına kaçmış, Mısır’da geçirdiği bir tramvay kazasında ölmüştür .

(Z.Konropa, Bolu Tarihi,S:583) Mudurnu Yukarı Hamamın kitabesindeki Cüce oğlu Ali’nin bu aile fertlerinden biri olması ihtimal dahilindedir.
2 Merhum Mustafa Eryılmaz Mudurnu Sirkeler ailesindendir. İsmet hanım ile evliliğinden Sebahat, Melahat ve Mehmet isimlerinde üç çocuğu olmuştur.
3 İhsan Taşdelen’e ait kitabenin yazılması ile ilgili olarak Melahat Demirel Hanımefendiden alınan küçük bir Anekdot: İhsan Taşdelen kendisine ait tamir kitabesini yeni harflerle yazması sırasında, tesadüfen bulunan merhum öğretmen Mehmet Vardallı’nın, başlangıçta “hergelen”olarak yazılan kelimenin “Hergele olarak okunabileceğini söyleyerek “her giren” şeklinde düzeltilmesini sağlamıştır.

1

“Şifa bulsun bu hamama her giren”

“Tamir etti Bolulu İhsan Taşdelen.”

1949

Hamam 1957 yılında el değiştirerek Cemal Akman (Çatacıklılar)’a satılmıştır.
Yeni sahipleri tarafından kısa bir süre daha çalıştırılan hamam 1960 lı yılların ortalarında
kapanmış, yüklüklerin banyoya dönüştürülmesi ile de unutulmuştur.

Şimdi giriş bölümü üstü otel şekline dönüştürülerek sahibi tarafından korunmaya
çalışılan hamam, idare veya belediyenin elinde olsaydı, askerlik şubesi veya Cumhuriyet
İlkokulu gibi çoktan tarihe karışmış olurdu şeklinde düşünmekten de kendimi alamıyorum.

Hamam sahibi Yıldırım Akman’ın, kendisiyle röportaj yapan İlhami Çetin’e
söylediği ; “Tarih isteyenlere işte tarih. Gelip görsünler. Buranın çürüyüp yok olmasına göz
yummasınlar.” sözleri çok şey ifade ediyor aslında.

Anlayanlara…!

Güray ÖNAL

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu’da Her yer Küçük Ev doldu ama…

Mudurnu’da Her yer Küçük Ev doldu ama…

Mudurnu ilçesi 2001 yılında  Mudurnu Tavukçuluk A.Ş nin İflası ile birlikte Tarihi ve Kültürünü arayarak, ilçede Turizm yapılmasına karar verildi.

O gün bu gündür ilçede 10 larca Kaymakam ve 3 Belediye Başkanı görev aldı. İlçenin Tarihi,Tursitlik ve Kültürel anlamda Turizme kazandırılması için çeşitli çabalar ve çalışmalar yapıldı.

MUDURNU’DA HER YER KÜÇÜK EV AMA…

Mudurnu ilçesinde Turizme hizmet etmesi amacı ile ilçenin çeşitli yerlerine  Küçük EV tarzı büfeler yerleştirildi. Yapılış amacının dışına çıkan  Küçük Evlerden bir tanesi MUDURNU HALK EKMEK büfesi  diğeri ise  Mudurnu Turizm Danışma bürosu tabelası ile Mudurnu’nun Turizmine eksi yönde hizmet ederken , diğer  diğer Büfelerde atıl  bir şekilde bekliyor.

Bu Küçük Evler tam manası ile Mudurnu’ya hizmet vermezken şimdi bir Küçük ev daha Mudurnu  Tarihi Yıldırım Beyazıt Hamamı yanına getirildi. Bu Küçük Ev in bazıları Bayanların Çocuk Emzirme yeri olarak kullanılacağını ifade ederken bazılarıda buranında MUDURNU HALK EKMEK satış yeri olarak kullanılacağını belirtiyorlar. Buranın nasıl bir amaçla kullanılacağı yakında netlik kazanacak.

Vatandaşlar Mudurnu’da bu kadar Atıl ve boş bekleyen Küçük Ev varken yeni bir Küçük Ev in tarihi binaların yanına getirilerek monte edilmesinin mantığını anlayamadıklarını ifade ettiler. Bazı vatandaşlar bu davranışın Mudurnu Belediyesinin HALK EKMEK satışını çoğaltarak Mudurnu’da Ekmek  Fırınları ile rekabet etmesinden kaynaklandığını belirttiler.

www.mudurnuhaber.com

 

 

Mecliste ASPESLİ boru ve Küçük Ev tartışması

 

MECLİS TOPLANTISI DETAYLARI MUDURNU HABERTV DE

……………………………………………………………………………………………………………………………..

Mecliste ASPESLİ botu ve Küçük Ev  tartışması

Mudurnu Belediyesi Mart Ayı  Meclis Toplantısı Mudurnu Belediyesi Meclis salonunda yapıldı.

bldmcl

Mudurnu Kent Konseyinin verdiği dilekçeler  Meclis toplantısında haraketli dakikalar yaşattı.

 

MUDURNU ASPESLİ BORULAR HİBE EDİLECEK Mİ?

Mudurnu Kent Konseyinin verdiği dilekçe ile ASPESLİ boruların  Kanser yapma riskine karşı değişiminin ve bu değişim için Belediye ye yük olmayacağı yönünde bir yazı meclise sunuldu.

Fen işleri konu hakkında Meclis üyelerinin sorularını yanıtladı.

 

 MUDURNU KÜÇÜK EV

Yıllardan beri , tartışılan KÜÇÜK EV şimdi de Meclis gündemine  Mudurnu Kent Konseyinin dilekcesi ile geldi.

Bir süre önce Mudurnu Ekmek Satış büfesi yapılan yerin Mudurnu Kent Konseyi tarafından Halk Eğitim kanalı ile istenmesi ve burada Mudurnu Turizm faaliyetleri ve El sanatları satış reyonunun haricinde, burda Rehberlik hizmetleri verilmesi ile ilgili dilekçe sunuldu.

Mudurnu Belediyesi Fen Memurluğu ve bazı Meclis üyelerininde desteği ile , burada  bir Proje düşünüldüğü için burayı şu an veremeyiz denildi.

Mudurnu AK Parti Meclis Üysi Muzaffer BİLİCİ   Küçük Ev in orada uygulanacak Proje hakkında bilgi verirmisiniz, buraya ne yapılacak diye sordu, yanıt buraya projemiz var denilerek geçiştirildi.

www.mudurnuhaber.com

KÜMES Mİ ? TURİZM Mİ?

KÜMES Mİ ? TURİZM Mİ?

Mudurnulular hop oturup , Hop kalkıyorlar, köşeyi yakında döneceğiz diye. Bir taraftan Arap lar, bir taraftan Termal Turizm, Bir Taraftan Hızlı Tren,  bir taraftan HES projesi ve diğer Taraftan üzerine yüz binlerce Broiler Pilicin yetiştirildiği Tavuk Kümeslerinin yapıldığı tarlalar.

Mudurnu’da bu gidişe hiçbir problem kalmayacağa benziyor. Gelir seviyesi 3-5 yıla varmaz tavan yaparsa şaşmayın.  Dönümü 2-3 lira bile yapmayan tarlaların dönümüne 10 lira verip alan vatandaşlar  tarlaları Kümeslerle doldurmaya devam ediyor. Daha önceleri Bolu ve çevresinden yatırım amaçlı Kümes yapmaya gelenlere her geçen gün yurdun değişik bölgelerinden, Avukat’ı, Hakim’i, Doktor’u, Mühendis’i ekleniyor.

 

KİMİ  45 GÜNDE 105 BİN TL KAZANIYOR, KİMİNİNDE 10 BİN PİLİÇ TEN 1000 PİLİÇ İ KALIYOR

Ben küçükken sene 1970 li yılların sonunda  Tavukçuluk Mudurnu’da daha yeni yeni  adını duyuruyor, Köylerde vatandaşlar 1000 lik 2000 lik 3000 lik Kümesler yapıyor. ORKÖY destek veriyor, köylü Kümes yapsın diye, ve yavaş yavaş geri ödüyorsunuz.

O zamanlar bir büyüğüm biz çok büyük Kumar oynuyoruz deyince ev halkı , Allah Allah o kadar işin gücün arasında birde Kumarmı oynuyorsunuz diye o büyüğüme kızıyorlar.  Sonra olayı kendisi anlatıyor, bu Tavuk işi KUMAR hemde çok büyük Kumar diyor du. Şimdi ne demek istediğini iyice anlıyorum. Vatandaşın birine bakıyorum, 45 günde 105 bin tl kazanmış, diğerinin ise 10 bin Piliç ten 9000 i ölmüş. Vatandaşlar bir birine soruyor, nasıl oluyor bu iş diye, firma diyormuş sen bakamamışsın, tavukların hastalanmış, aynı kişi ya be adam  benim 2 kümesim var biri hasta olur da diğeri neden olmaz, bu işte bir bit yeniği var, yemlerden şüpheleniyorum diyor, ama dinleyen kim…

 

Bolu’da Kümes yapımı durduruldu, ama gel gelelim orada hırslananlar soluğu Mudurnu’da alıyor. Ne olacak Mudurnu’nun hali…

 

Son iki yılda Mudurnu’da neredeyse son 10 yılda yapılan kümeslerin kapasitesinden daha yüksek kapasitede Kümeslerin yapıldığı gözle görülüyor. Mudurnu Bolu karayolunun sağında , solunda her yer Kümes doldu. Diğer yandan Taşkesti yolu ve Ankara güzergahıda onlardan aşağı kalır yanı yok.   İş istihdamı önemli, önemli olmasına da yarın tedbir için geç kalınmış olacak. Geçtiğimiz günlerde resmi bir veride Mudurnu ve genelinde 45 günlük dönemde 2012 verilerine göre 11 milyon Piliç yetiştirildiğini ve bu piliçlerin 45 günlük süreçte her birinin 175 gr dışkı ürettiği ve bu dışkıların gelişi güzel atılması ile birlikte yer altı sularının yakında kullanılamaz hale geleceği ve tehlike yaratacağı belirtiliyor.

MUDURNU’DA TURİZM

Eğer böyle devam ederse Mudurnu’da Turizm olması çok zor, Tarihi ve Termal Turizm ile adını duyurmayı planlayan Mudurnu ilçesi yanlış yaptığı hamle ile her an cehenneme dönmek için bir adım daha yaklaşıyor. Bunun için yetkililerin ve idarecilere buradan ihbar niteliğinde olan bu duyuruyu yaparak Mudurnu ilçesine  sahip çıkılmasını ve artık Mudurnu’da da yapılan büyük çaplı ve yol kenarlarına , Kümes yapımının durdurulması gerektiğinin bilinmesini istiyorum. 

www.mudurnuhaber.com

 

Seben Günlüğü…

Seben Günlüğü…

         Atalarımız tebdili mekânda ferahlık vardır demiş… Yeni yılın ilk günlerinde eşimle birlikte komşu ilçemiz ve sınır komşumuz Seben’e doğru yola çıktık. Geçmişte hısımlık ve ticari bağlarımızın çok güçlü olduğu önemli coğrafi ve tarihi özelliklere sahip Elma diyarındayız. Bu arada Elma diyarı diye bilinen Seben’imiz de Elmacılık can çekişiyor ilgilerle önemle duyurulur!

          Seben’de sevgili dostum Reşat Demirel’ile buluşup Kozyaka köyü Çavuşlar mahallesine harekât ettik köyün girişinden görünen ıssız ve sessiz evlere rağmen köyün eskiden yoğun bir nüfusa ev sahipliği yaptığının ipuçlarını veriyordu.

         Bizi önünde durduğumuz üç katlı ahşap evin kapısında baba dostu Abdullah abi her zamanki güler yüzü ve tevazusu ile karşıladı, daha kapıdan içeri girmeden hoş beşe başlayıp köy ve ev hakkında sorular sormaya başladım.

         Reşat Bey ve Abdullah abiden bilgiler alıp etrafa göz gezdirirken sobası yanan sıcacık odada candan bir hoş geldiniz’le güler yüzlü yengemiz buyurun dedi. Daha yerimize oturmadan kediden çok kuzuya benzeyen “Osman”da bende buradayım diye kendini gösterdi.

         Hal hatır sorma faslında ara verdiğimiz köyün tarihini konuşmaya sofraya gelen nefis yemekleri yerken devam ettik.

 

İsmet İnönü’nün konuk olduğu evde zamana tanıklık etmek…

         Misafir olduğumuz evi yaptıranlar Mudurnuda Boyalı konak diye bilinen(Havlu Mah.İlk kız mektebi) evin sahipleri 1800 lü yıllarda Mudurnu’dan yazları yaylak olarak geldikleri yeri zamanla benimseyip yine Mudurnulu ustalara bu evi yaptırmışlar.

        Kozyaka köyü Kurtuluş savaşında birçok tarihi olaya tanıklık etmiş… İstanbuldan Anadolu’ya geçen İsmet İnönü ve arkadaşları köyden Asim beyin öncülüğünde sağlanan özel müfreze ile Bolu’dan alınıp köyde misafir edildikten sonra ertesi gün Nallıhan’a kadar eşlik edilerek Ankara ya uğurlanmışlar.

         Yemekten sonra çaylarımızı içip tarihi sohbette köyün içinde devam etmek üzere dışarı çıkıyoruz ilk durağımız geçmişte Seben ve çevre ilçelerde Karakahya bıçak ve çakıları ile ün salan Hasan ustanın el emeği göz nurunu katarak çakı ve bıçaklar ürettiği atölyedeyiz. Dünyanın en seri üretim yapan modern bıçak fabrikasına gitseniz geçmişte Hasan ustanın bu mütevazi atölyede sevgisini, ustalığını katarak ürettiği bıçak ve çakıları bulamasınız.

          Atölyeden hemen yanındaki Reşat beyin dede, baba yadigâr evine geçiyoruz. Günümüzde insanların modernleşme adına  “Toki tabutluklarına” yerleşmek için yarış ettiği bir zamanda Reşat dostum dede, baba ocağı yok olmasın diye sahip çıkıp emek ve para harcamış, geçmişten aldığı kültürü geleceğe taşıma sorumluluğunu üstlenmiş.

          Bana göre bu sorumluluk en büyük erdemlerden biri, büyük dedesinin, babasının evini, ailesinin kültür ve geleneklerini, doğasını bilmeyen bireyler, toprağa, ağaca, çiçeğe, böceğe saygıyı nerden bilip; gelecek kuşaklara temiz bir dünya bırakma sorumluluğunu taşıyacak.  

          Köy içinde yapılan gezi ve aslan başlı çeşme ziyaretinden sonra ev sahiplerinin  “tekrar bekleriz” sözleriyle vedalaşıp Seben’de başka bir dostla buluşmak üzere yola çıkıyoruz.

Cuma Camileri…

         Köyden Seben doğru giderken geçmişte insanların sosyal hayatında önemli bir yeri olan ibadetin dışında başka bayramlar, seferberlik ve haberleşme gibi toplanma merkezide olan Cuma camileri burada’da kendi haline terkedilmiş.

          Akşam karanlığında caminin içini gezerken kim bilir insanlar burası yapılırken nasıl çalıştı, ilk ibadete açılırken ne duygular içindeydi burada seferberlik çağrısı yapılan ve gidip dönmemek var diyen insanlar bu meydanda sevenleri ile nasıl vedalaştı.

          Düşündüm! Acaba  “farzı” dışında hac ve umre ziyaretlerini ticarete çevirenler ve gidip, gelme sayısıyla övünenler… Cuma camilerini, akmayan çeşmeleri, köy okullarını, eski köy mezarlığının çitlerini, tamir ettirdim, okuma imkânı olmayan iki çocuğu okuttum, burs verdim diye övünseler, sevap ölçüsünü bilmem ama insanlığa da faydalı oldukları için Allah onları daha çok sever.     

 

Sebenli “Ayarsuzlar şahı”  

 

         Akşam olurken önceden geleceğimizden haberdar olan Turhan(Yılmaz)dostum geldiniz mi diye sormadan telefonda nerdesiniz dedi ve az sonra buluştuk. Haydi, doğru eve gidiyoruz deyince düştük peşine eşinin hazırladığı birbirinden güzel yöresel yemekler eşliğinde başladık sohbete gece boyunca halk bilimi, yöresel şive, yöresel kelimeler, turizm, tanıtım, Kınıkçı kanyonu, Seben’in muhteşem coğrafyası, doğa yürüyüşü, konuştukça konular birbirini izledi.

          Turhan dostum halk bilimi, folklorik değerler yöresel şive, özlü söz, vb. tarih belgeleyicisi, Ülkemizde birçok il ve ilçede müze yokken çevresinde ne var ne yok toplayıp sergilemiş böyle bir kültür ve geleneğin oluşmasını örnek olan ve bıkmadan, usanmadan elde avuçta ne bilgi, belge varsa toplayıp, arşivleyen bir “ayarsuzlar şahı” yol ve gönül dostluğu yapılacak zamane dervişi, sırtınızı güvenle dönebileceğiniz ”herkese lazım” denen türden… İnsanlığına diyecek bir şey yok ama bu kadar yeteneği kıskanmamak elde değil.  

 

VEGKE Ailesinin “VEGKE Solaklar Kütük Evleri”

          Seben’de turizm ve tanıtıma önem veren yöneticiler var… Şimdi değilse bile önümüzdeki yıllarda Seben koca yayla göleti, Solaklar ve Muslar kaya evleri, Çeltik dere Kilisesi, fosil ormanı, kaplıcası, vadi ve kanyonları ile turizmden önemli derecede pay sahibi olmaya aday.

            Bundan önce Seben in muhteşem coğrafyasını görmeye gelenlerin akşam konaklayacakları yer sınırlı idi. VEGKE kütük evleri ile artık bu sorunda ortadan kalkmış oldu. İşletmeci Volkan beyle tesisi gezerken düşüncelerimi söyledim… Bizim memlekette yapılan işe kusur bulanda öneri getiren çok olur tesis karar verilip yapılmış bundan sonra bize düşen Seben’in çevresel turizm potansiyelini görmeye geleceklere akşamları konaklayabilecekleri çok güzel bir mekânları olduğunu söylemek.

Mehmet Cantürk

Mehmet_canturk14@hotmail.com

www.mudurnuhaber.com

 

Kış hastalıklarından korunma yolları

Kış hastalıklarından korunma yolları

Kış aylarında artış gösteren hastalıklar en çok çocukları etkiliyor. Kapalı ve kalabalık mekanlarda daha fazla vakit geçirmek, okul ve kreş ortamı gibi etkenler çocukların daha sık hastalanmasına neden oluyor.

Kış aylarında sık görülen hastalıklar

Hastalık yapan mikrop ve mikroorganizmaların havadaki yoğunluğunun artması, soğuk havadan dolayı vücudun daha fazla enerji harcayıp yorgun düşmesi, kapalı ve kalabalık yerlerde iç içe yaşamak kış aylarında hastalıkların artmasına neden olan etkenlerdir. Soğuk algınlığı, nezle, grip, bademcik iltihabı, soluk borusunun iltihabı, sinüzit, orta kulak iltihabı gibi hastalıklar kışın çocuklarda daha sık görülmektedir. Bu hastalıkların çoğu ayaktan tedavi edilebilmektedir. Her çocuğun hastalıklara karşı direnç kazanması için bu hastalıkları geçirmesi gerekmektedir.

Dış ortamdaki soğuk, nemli hava, rüzgar; ev, araç içi ve işyerleri gibi kapalı alanlarda ısıtmaya bağlı kuru hava cildin dengesini daha da fazla bozar. Soğukta yüzeysel kan dolaşımı etkilenir, damarlar büzülür, dolaşım yavaşlar; buna bağlı olarak cilt üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturan sebium üretimi, hücreleri birbirine bağlayan seramidler azalır, cildin koruma görevi zarar görür, su kaybı olur. Kişi cildinde hassaslık, kızarma, nedensiz yanma hissi duyar, hatta pullanmalar, çatlamalar oluşabilir. Bu koşullardan yüz, eller gibi açıkta olan yerler ilk önce etkilenir. Sağlıklı bireyde bunlar görülürken cildin zaten hassas olduğu bazı durumlarda şiddetlenmeler olur. Seboreik dermatit dediğimiz rahatsızlıkta kızarmalar, pullanmalar şiddetlenir, atopik dermatit dediğimiz durumda kaşıntılar çok şiddetli olabilir, uygunsuz giysi, ayakkabı kullanımı sonucu mantar hastalıkları aktif hale gelebilir.

Aile fertlerinde, kadın-erkek her yaş grubu hemen hemen aynı şekilde etkilenirken özellikle yaşlılarda kuruluk daha fazla olduğu için su kaybının artmasıyla kaşıntı, soyulma ve çatlamalar daha belirgin olur.

Kıştan en az etkilenmek için

Dışarıda soğuk, rüzgar, yağmur; ev, büro, arabalar, mağaza gibi kapalı mekanlarda ısınma ile oluşan kuruluktan korunmalıyız. Yüz ve eller daha çok etkileneceği için, yüzümüzü ve ellerimizi sabah akşam, akşam daha yoğun olmak üzere nemlendirmeliyiz. Makyaj temizlenirken alkolsüz bir temizleyici kullanmalı, alışkın olduğumuzdan daha yoğun, daha zengin bir krem kullanmalıyız.

Yaşadığımız ortamı nemlendirmek önemlidir. Dış ortamla ısı farkını çok açmamak için iç ortam ısılarını 20 derece civarında tutmak,%30 nemli olmasını sağlamak önemlidir. Basit bir önlem olarak radyatörlerin üzerine su koymak ortamı nemlendirecektir.

Kıyafetlerin sürtünmesi, dar, yünlü veya sentetik katkılı giyeceklerde cildin kurumasına yol açar. Vücudun hava almasını sağlayan pamuklu dokumalar tercih edilmeli, ince ama kat kat, soğan zarı gibi giyinmeye çalışılmalıdır.

Duş veya banyo sıcak olmamalıdır, sıcak su cildi daha da kurutur. Sık sık keselenmekten kaçınılmalı, temizlenirken gliserinli,yağlı sabunlar tercih edilmeli,banyo sonrası vücut sürtme hareketinden kaçınılarak,yumuşak hareketlerle kurutulmalı,nemlendiriciyi bu aşamada kullanmaya özen gösterilmelidir.Losyondan ziyade, daha yoğun olan krem formu tercih edilmeli,mümkünse kokusuz olmasına dikkat edilmelidir.

Dekolte, dirsek, diz, topuk gibi kırılgan, çatlamış veya çok kuru bölgelere daha fazla özen gösterilmeli, yağlı kremlerle (tatlı badem yağı gibi) masaj yapılmalıdır.

Eller çok sık yıkandığı için soğuğa özellikle hassastır, çatlamalar, soyulmalar hatta yer yer kanamalar olabilir. Gliserin veya gliserollü bir sabun kullanılmalı, suyla teması mümkün olduğu kadar azaltmalı, deterjanla temas gerekiyorsa muhakkak eldiven kullanmalıdır. Dışarı çıkarken nemi, yünlü eldivenlere göre daha iyi tutan deri eldivenler tercih edilmelidir. Günde birçok kez koruyucu el kremleri uygulanmalı, gece yatarken yoğun bir tabaka halinde yedirmelidir.

Dudaklarımızda yağ bezi olmadığı için soğuktan ve kuruluktan çok çabuk etkilenirler, dudakları sık sık ıslatmak kurumasını, çatlamasını kolaylaştırır. Yağlı, besleyici bir dudak kremi her zaman elimizin altında olmalı, sık sık dudaklara uygulanmalıdır.

Kış aylarında beslenme önemlidir; A,B,C vitaminlerinden zengin, bol meyve sebze, balık veya ağızdan omega 3, badem, fındık, ceviz gibi kuruyemişlerin tüketimi sağlanmalıdır. Sigara dolaşımı etkilediği için hasarı arttırır, onarımı geciktirir. Bu nedenle sigara içilmemeli, içilen ortamlardan da uzak durulmalıdır.

www.mudurnuhaber.com

 

Kapalı Spor Salonu Tadilatı bitmek üzere


 

Mudurnu şehir girişinde bulunan Mudurnu Kapalı Spor salonu ile ilgili Mudurnulu  Spor severler , yapıldığı tarihten bu yana yapılış amacına uygun olarak  tam anlamı ile Mudurnu ilçesine bir türlü  hizmet veremediğini belirttiler.

1995 yılında açılışı yapılan Mudurnu Kapalı Spor salonu yıllar geçmesine rağmen Mudurnulu sporculara ev sahipliği yapamıyordu.

Geçtiğimiz Yıllarda bir ara Mudurnu Meslek Yüksek okuluna devri söz konusu olan Spor salonu nun devri bir türlü gerçekleşmedi.

 TADİLAT İHALESİ İPTAL OLDU, VE SONUNDA TADİLATA BAŞLANDI

Halen Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde bulunan bina bakımsızlık nedeni ile ilçe girişinde ilçeyi ziyarete gelenleri kötü bir örnek olarak karşılarken, geçtiğimiz aylarda nihayet ihalesi gerçekleştirildi.

İhale sonrasında  bakımları yapılan  Mudurnu Kapalı Spor salonu, Mudurnulu Spor Severlerin istediği bir şekilde hizmet vermeye inşaallah başlar.

www.mudurnuhaber.com

 

Bgc’de Caner Güngör Yeniden Aday

Bolu Gazeteciler Cemiyeti (BGC)’nin 31 Ağustos tarihinde yapacağı Genel Kurul öncesi Gazeteci Caner Güngör, Cemiyet Başkanlığı’na adaylığını açıkladı.

 

 Genel Kurul öncesi arkadaşları ile yaptığı istişareler neticesinde başkanlığa adaylığını açıklayan Caner Güngör, seçildiği taktirde ilk hedefinin basın sitesinin gazetecilere kazandırmak olduğunu söyledi. Caner Güngör, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz yıllarda iki dönem üst üste bu onurlu görevi layıkıyla yaptığıma inanıyorum.

Gelişen süreçte de özellikle meslek içindeki yakın arkadaşlarım, büyüklerim ve genç kardeşlerimin tekrar cemiyet başkanı olmam yönünde yoğun baskılarını hissettim. Elbette ki onların bu talebini geri çeviremezdim. Bu sebeple Bolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’na adaylığımı açıklıyorum” dedi. Güngör, seçildiği taktirde Yönetim Kurulu ile birlikte gazetecilerin ev sahibi olabilmesi için hemen çalışmalara başlayacağını dile getirerek, “Geçmiş başkanlık dönemimde yönetim kurulundaki arkadaşlarımızla birlikte Bolu’daki gazetecilerin bir sosyal tesise ihtiyacı olduğunu düşündük ve hemen harekete geçtik.

O dönem hayal gibi görünen BGC Sosyal Tesislerini kısa sürede basın emekçisi arkadaşlarımıza kazandırarak bir hayali gerçekleştirdik. Yine uzun süredir ‘Basın Sitesi’ gibi bir hayalimiz var. Meslektaşlarımızın günümüz şartlarında aldıkları ücretler ile bir ev sahibi olabilmeleri gerçekten çok zor. Bu sebeple seçildiğim taktirde tüm arkadaşlarım ile birlikte gazetecilerin bir ev sahibi olabilmesi için çaba sarf edeceğim.

Geçmiş dönemde hayalleri gerçeğe dönüştürdük. Şimdi ki hedefimiz ise bu hayalimizi gerçekleştirmek ve bunu başarabilecek güçteyiz. Bunun yanında BGC Sosyal Tesislerimizde de yeniden bir yapılanmaya gideceğiz. Gazeteci arkadaşlarımızın birlikte daha iyi vakit geçirebilmeleri için bir dizi çalışmalarımız olacak” şeklinde konuştu. Bolu’daki yerel yayıncılığın gelirlerinin arttırılması için de bir dizi çalışmalarının olacağını ifade eden Caner Güngör, “Bunun yanında yerel gazetelerin, televizyonların, dergilerin, haber sitelerinin gelirlerini arttırmaya yönelikte bir dizi çalışmamız olacak. Bunun içinde elimizi taşın altına koyacağız. Mutlaka ama mutlaka yerel yayın organlarının gelirlerini arttırmak zorundayız. Bunun yolu da reklam ve abone sayılarının artmasıyla gerçekleşecektir. Bunun içinde projelerimiz var ve hemen hayata geçireceğiz. Bizler şunu çok iyi biliyoruz; özgür basın için önce yayın organlarının maddi anlamda özgür olması gerekiyor. Çok iyi biliyoruz ki ulusal medyaya milyonlarca lira para harcayan firmalarımız var. Bu firmalar yerel medyaya gereken ilgiyi göstermiyorlar. Bu nokta da elbette ki üzerimize düşen görevi yapacağız” şeklinde konuştu. Caner Güngör, 1993 yılından bu yana gazetecilik mesleğini sürdürüyor.

www.mudurnuhaber.com

BİR TÜRLÜ İHALEYE ÇIKARTILAMADI

BİR TÜRLÜ İHALEYE ÇIKARTILAMADI

Mudurnu şehir girişinde bulunan Mudurnu Kapalı Spor salonu yapıldığı tarihten bu yana tam anlamı ile Mudurnu ilçesine bir türlü  hizmet veremediği belirtiliyor.

1995 yılında açılışı yapılan Mudurnu Kapalı Spor salonu yıllar geçmesine rağmen Mudurnulu sporculara ev sahipliği yapamıyor.

Geçtiğimiz Yıllarda bir ara Mudurnu Meslek Yüksek okuluna devri söz konusu olan Spor salonu nun devri bir türlü gerçekleşmedi.

Halen Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde bulunan bina bakımsızlık nedeni ile ilçe girişinde ilçeyi ziyarete gelenleri kötü bir örnek olarak karşılıyor.

Geçtiğimiz aylarda ihaleye çıkartılarak, tadilatı yapılması karara bağlanan Bina için ilerleyen günlerde yeniden bir İhale takvimi oluşturulacağı bekleniyor.

www.mudurnuhaber.com

Tavşansu yun’da Satılık Tarla

BOLU / MUDURNU / TAVŞANSUYU / DAVUT HARMANI MEVKİİNDE 3210 m2  EV YAPIMINA UYGUN GEREKTİĞİNDE BAHÇE OLARAKTA DEĞERLENDİRİLEBİLİR TARLA SATILIKTIR.

Mudurnu -Sakarya Eski karayolu güzergahında, çevreye hakim bölgede yol güzergahında 3210 metrekare tarla satılıktır.

Müracaat:  0 532 502 48 18 Nolu telefondan detaylar öğrenilebilir.

www.mudurnuhaber.com