Mudurnu’dan Kocaeli ve İstanbul Gezisi

Geçtiğimiz Cumartesi saat 15.45 te Mudurnu Müftülüğü önünden hareket eden 32 Kişilik Mudurnu Ekibi, Kocaeli ve İstanbul’da çeşitli ziyaretlerde bulunduk.

IMG_7106

 

Mudurnu ilçemize yeni görevlendirilen BOSİAD Bolu Sanayici ve İşadamları Derneği Mudurnu Temsilcisi Ahmet Selim GEZİCİ nin organize ettiği gezide çok güzel anlar yaşadık.

 IMG_7103

 

 Mudurnu  ilçemizden hareket ile ilk durak yerimiz olan Kocaeli ye vardık. Akşam yemeğinde Kocaeli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği nin hizmet binasında Akşam yemeğinde MAKLÜBE ikramı ve Osmanlı tatlısının ardından Dernek yönetimi , Dernek hakkında bilgilendirmede bulundu.

Kasiad yönetimi ile bir süre sohbet eden gurubumuz, birlik ve Beraberlik ile neler yapılabileceğini bir kez daha gözleri ile görmüş oldu. Tabiî ki birlik ve Beraberlik olurken, düşüncelerin samimi ve içten olması gerektiği akıllardan çıkarılmamalı, orada bizlere Öğütler veren çok değerli büyüğümüz Atilla abi yaklaşık olarak 1 saatten fazla değerli vaktini ayırıp bizimle sohbet etti ve bizler ile tanıştı. Ben şahsen anlattıkları karşısında hayran kaldım.  Kocaeli nin durumu bizim Mudurnu nun kinden daha zor iken şu an orada neler başarıldığı yapılan hizmetlerden belli idi.

 

Bizler Mudurnu’dan giden 32 kişilik bir ekip, Atilla ağabeyin anlattıkları karşısında hakikaten şaşırmadık desem yalan söylemiş olurum.  Tabiî ki yapılan işlerde, gerek siyasi, gerek ise Ticari olsun, bir ekip halinde yola çıkar iken nelere dikkat edilmesini Atilla ağabeyin sözlerinden kapmış olduk. Benim bazı yazılarımda bir şifre görevi olarak yazdığım bir yazı vardır, o nu bu günü anısına bir kez daha sizinle paylaşmak istiyorum.

 

( Yola Çıktıklarını, Yolda buldukların ile değişirsen, hem yolunu hemde izini kaybedersin.)  Bir kez daha anladım ve paylaşıyorum, ister Ticari, isterse siyasi olsun, insanlar yol arkadaşlarını çok iyi seçmeliler, içtenlik ve samimiyet sadece iki dudak arasından değil Kalpte , yoksa bir ömür boyu akıllarda kalacak hataların onarımının olmadığını görüyoruz.

Gece’yi Kocaeli’nde geçiren ekibimiz sabah saat 4.45 te İstanbul Şehzade Paşa Camiinde Sabah Programına katılmak için yola çıktı.

IMG_7117

 

IMG_7125

Sabah Ezanları Okunurken İstanbul Büyükşehir Belediyesi yanında bulunan Şehzade Paşa Camiine vardık. İstanbullular Camiye akın, akın gelirken bizler gibi değişik bölgelerden gelen Cemaatlerinde olduğunu gördüm. Sabah namazı öncesi bir program sunuldu. Namaz başlangıcında Caminin doldu ve dışarıda da Cemaat taştı. Bu insanlar sabahın bu erken saatinde ne işi vardı. Esas işin farklı bir yönü ise, namaz sonrasında Hoca efendinin 1 saatten fazla süren programında Camiden  Cemaatin ayrılmaması ve program sonuna kadar bekleyerek programı dinlemesi çok dikkat çekiciydi.

 IMG_7124

 Namaz, sonrasında ise Caminin üst katına köşeye çekilerek Cami ile ilgili ve etraf ile ilgili bilgileri, Rehberimiz Ahmet Selim GEZİCİ  etrafına toplaşan Mudurnululara anlattı.

IMG_7146 IMG_7162

 Sonrasında Eyüp Sultan Camii ziyaretinde bulunduk. Ve daha sonra  Sadr-ı Azam Sokullu Mehmet Paşa  Türbesini ziyaret ettik.

IMG_7185

 

www.mudurnuhaber.com

 

Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)

          Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)  

            İlk izlenimlerimi bundan önceki yazımda ifade etmiştim, hafta içi programlarından sonra hafta sonu tarih kenti Salzburg’ga gitmek üzere Augsburgtan,Münihe oradanda trenle üç saatlik yolculuktan sonra  Avusturya Salzbuga ulaştık.

              Üç saat önce başka bir ülke topraklarında üç saat sonra başka bir ülkedeydik. Ne kimlik, ne dil, ne din soran vardı insanların farklılıklarıyla bir arada yaşayabilmesi ne güzel bir şeymiş! Bunu öğrenebilmek ve bir arada yaşayabilmek için kan dökmek mi gerekir diye düşündüm.

             Salzburg ta yeyenim Kenan ve Avusturyalı gelinimiz Andrea ile buluşup soğuk ve kar yağışı eşliğinde Salzbug sokaklarında yürüyerek adını bilemediğim başpiskopos prensin Metresi için yaptırdığı Mirabell şatosunu vardık, şato görülmeye değer! hanımı için yaptırsaydı daha iyiydi ama insana “ne sevgiymiş” dedirtiyor.

             Karşı tepede görünen kaleye doğru yürürken kenti ikiye bölen Salzach nehrinin üzerinde bulunan köprüden geçerken ilk dikkat çeken şey köprünün tel korkuluklarına dilek tutularak kilitlerin takıldığı ve anahtarlarının nehre atıldığını öğrendim.

             Bu durum hemen Anadolu daki dilek tutarak türbeleri ziyaret etme ve ağaçlara çaput bağlama geleneğini hatırlattı. Demek ki insanoğlu her coğrafyada maddi, manevi ihtiyacı olanı keşfediyor.

              Kaleye doğru ilerlerken beş, altı yüz yıllık binaların ara sokaklarından geçerek müzik dâhisi Mozart ın evinin önüne varıyoruz.

Evin önü kalabalık içeri girmeye sıra gelecek gibi değil… Noel ayı nedeniyle sokakta gezen insan kalabalığına göre yerlerin temizliğini görünce ”temizlik hangi imandan gelir” eğitimden mi kurallara göre davranan insan yetiştirmekten mi gelir düşünmeye başladım.

            Burada şunu da yazayım bizim atalarımız yere tükürmeyi “ayıp sayıp” cebinde mendil taşırken, Avrupalı pisliğini camlardan atıyordu.

            Pislikleri de kafalarına geldiği için şemsiyeyi icat etti. Avrupalı nın bir küvette on kişinin elini yüzünü yıkadığı ve kokudan kurtulmak için parfümü icat ettiği dönemde bizde altı yüz elli sene önce han, hamam, imarethane, tuvalet kültürü vardı’ da neden şimdi yol kenarları cam kırığı, poşet, pet şişe piknik alanları pislik içinde,

            Bize göre Ekmek nimetti, yere düşerse öper başımızın üstüne koyar, buğday, fındık tarlasını ziyan olmasın diye “başak” yapardık… Bugün bayram, mevlüt yemeklerimizin yarısı neden çöpe gidiyor düşünmemiz lazım.

            Salzburg kalesine çıkacak kapıya vardığımızda kapıda yoğun bir kalabalık vardı. 150.000 bin nüfusu olan şehre yılda“resmi rakam” 8.000 (Sekiz milyon turist geliyormuş)bu durumu öğrenince içim acıdı! Bizimde kültür varlığımız ve adını aldığımız Mudurnu Kalemiz var… Kalesi gitmiş”kale -cik“ kalmış… Ne olur daha fazla uyumayalım aklımızı başımıza alıp tarihi değerlerimizi kaybolmaktan kurtaralım.

            Bunu başarabilirsek geçmişimize de, geleceğimizde en büyük iyiliği yapmış oluruz.

Mehmet Cantürk

10.12.2012

Augsburg – Almanya

Not: Sonraki yazı, Dachau Nazi toplama kampı izlenimleri     

www.mudurnuhaber.com

       

 

Hastane Yeri ile ilgili Köşe yazarımızdan bir öneri

Mudurnu’nun Hastane işi tam ağlasammı, gülsemmi dedirten bir durumda, Hastane
yerinin ittifakla tespit edilememiş olmasında masum vatandaşın haricinde, herkesin vebali
var. Atanmışıda, seçilmişide kimse kendi beceriksizliğini başka nedenlere bağlamasın.
Sonuç? Hastane yeri bulunamadı. Eğer siyasi iktidar yerel yönetimde bizim partimizin
adayına oy verilmedi gibi nedenlerle hastane işine engel olunuyorsa bunun vebalinin altından
kimse kalkamaz.
Zamanı gelir her şeyin hesabı sorulur… Bu noktada vatandaşımıza da bir önerim
var. Seçim zamanı gelince ister yerel ister genel ilk önce bunun hesabını sorulmalı. Sözün
özü sağlıklı olmayan toplum ne okuyabilir, nede ibadetini yapabilir? Bu konuda herkes
kendi VİCDANINDA BUNUN vebali ile yüzleşsin, yüzleşmeyenlere de AKIL SAĞLIĞI
DİLİYORUM.
Not : Haberde fotoğraflarında göründüğü kadarıyla Göynük hastane yerinin etrafında
evler yok..Daha öncede yazdım söyledim.Hastane yeri tespit edilirken oldu bittiye getirmek
benim dediğim yere olsun demek önemli değil, bundan 50 (elli) sene sonrasını,hava
ambulansı da dahil kasabanın trafik yoğunluğunu artırmayacak ve köylerimizde dahil nüfus
yoğunluğunun çok olduğu bir alan tercih edilmesi lazım.
Yapılacak hastanede ameliyathane olmayacağına göre Bolu ya ulaşımın daha kolay
olacağı bir yer düşünülmeli.
Çözüm Önerisi ve Çağrım: Bu güne kadar şu bunu dedi, ben bunu dedim, ben şöyle
istiyor umu bırakalım, birbirimizle diyalog kuralım. Ben önce insanım ve memleketimi
insanlarını seviyorum diyen varsa, denedik olmadı demeyelim… Tekrar toplanıp konuşalım,
eksi ve artıları ile alternatif yerler belirleyelim. Kamuoyunun güvenini kazanmış tarafsız
anket firmaları bulalım. Mudurnu’nun nüfusu 5000 (Beşbin).Üç gün beş gün kaç gün sürerse
vatandaşımızın fikrini alalım.(Anket için gelecek konuklarında kaç gün sürerse konaklama ve
yiyeceklerini turizmciler olarak bizler karşılarız)
Bizde anlaşacak akıl ve basiret yok diyebiliriz ama Mudurnu’nun geleceğine özellikle
sağlık sorunu gibi bir sorunda ipotek koyamayız. Buna hakkımız yok.
Arkadaşlar diyalog kurmadan uzlaşma sağlanmaz. Diyalogu da insanlar kurabilir.

Buradan ÇAĞRI yapıyorum daha fazla zaman kaybetmeden hatta bu yılın işini seneye
bırakmadan 21 Aralık 2012 tarihinde saat 15 te önerim ortak belirlenecek bir yerde ya da
konakların birinde”beliki bu işte taraflar var” tüm tarafların katılımı ile kaymakamımız
Nurullah Ertaş’ın katımlı ile toplanalım.

Mehmet Cantürk
13.12.2012
Almanya Augsburg

Mudurnulu Servis şoförleri dertli


 

Mudurnulu Servis şoförleri dertli

Mudurnu ilçesinde Taşımalı Eğitim Öğrencilerini taşıyan Servis Şoförleri ödenmeyen taşıma ücretlerinden dolayı sıkıntı içersinde olduklarını belirttiler.

 

MAZOT ALACAK PARA KALMADI

16 Eylül den bu yana 3 Fatura kestiklerini ve 4. fatura kesmek için hazırlık yaptıklarını ifade eden, servis şoförleri, MAZOT alacak paramız kalmadı dedi.

Mudurnu ilçesinde toplam 101 taşımalı servis aracının olduğunu ifade eden Şoförler ücretlerin neden verilmediğini araştırıyoruz bir türlü ne olduğunu öğrenemedik, ödeneğin geçtiğimiz hafta Salı günü aktarıldığını duyduk, Cuma günü verilecek derken üzerinden bir hafta daha geçti dediler.

Edinilen bilgiye göre, Servis ücretleri Mudurnu Milli eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan bordolar, Kaymakamlık imzasından çıkarak Mudurnu ilçe Özel idare müdürlüğüne gönderildi.

Mudurnu ilçe Özel idare Müdürlüğü Servis ücretleri ile ilgili Mudurnu Kaymakamı izinde olduğu için Özel İdare Müdürünün Cuma günü Kaymakam Bey ile görüşüp ödemelerin yapılacağı günü belirleyecek.

Servis şoförleri artık takatimiz kalmadı, gelen ödenek 2 hafta neden bekletiliyor anlamış değiliz, araçlarımızın sürekli zaruri harcamaları var, daha dün çoğu arkadaşımız araçlarına ödenecek bu paraya güvenip Kış Lastiği aldı, ama öğrendik ki umudumuz haftaya kaldı dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

DİKKAT ! DÜŞÜYORUZ

DİKKAT ! DÜŞÜYORUZ

Mudurnu ilçemizde son yıllarda hızla bir Nüfus düşmesi olduğunu artık sesli halde konuşur hale geldik.

Mudurnu girişindeki Tabelada sürekli değişiklikler yaşanırken, aslında  şu anda üzerinde  yazılı rakam kadar insanın Mudurnu’da yaşamadığı bilinen bir gerçek.

Mudurnu Kamu Kurum ve Kuruluşlarında görev yapan yaklaşık 120 civarında personelin Bolu ilinden gelip gittiği kayıtlardan anlaşılırken, bazı vatandaşlarımız ise daha sosyal bir yaşantı için Bolu ve diğer illere gidiyor.

www.mudurnuhaber.com

                    

2014 Belediye Seçimleri yaklaşıyor

2014 Yılında yapılması kesin gözü ile bakılan Belediye Başkanlığı seçimleri için Mudurnu ilçemizde aday adaylarının gizli çalışmaları başladı.

Bizlerde bu konu hakkında vatandaşımız görüşünü belirtmesi ve en iyi şekilde ortak bir karar ile MUDURNU ilçemizin 5 yıl idaresini yapacak Belediye Başkanı seçimi için halkın ortak olmasını istedik.

Vatandaşlarımız Facebook sitesi üzereinde açtığımız MUDURNU BELEDİYE BAŞKANI OLARAK KİMİ GÖRMEK istersiniz sayfasında, adayına destek amaçlı yorum yapabiliyor, veya yeni bir aday teklif edebiliyor.

Adaylar günden güne artarak sitemizde yer alacak. Adaylarda bazı şartlar belirledik, daha önce Belediye Başkanlığı yapmamış ve senelerdir ismi geçen ve geçmiş yıllarda  Belediye Başkanlığına aday olan şahıslar sizlere sunulacaktır.

Sitemiz üzerinden kimseyi,kırıcı,yıpratıcı yorumların yapılmasına izin verilmemektedir. Kişisel duygu ve düşüncelerinizi lütfen şahıslar ile kendiniz çözünüz.

Bu anlamda yapmak istediğimiz MUDURNU ilçemizin daha güzel hizmetlerden faydalanarak, birlik ve beraberlik içinde hizmetler alması yolundadır.  Adaylarda kesinlikle Parti ismi geçmemkle birlikte, adayların Parti seçim hakları kendi insiyatifleri doğrultusunda ve en tabii haklarıdır. Adaylardan bir seçildikten sonra Parti bitip Bizim Belediye Başkanımız olmalıdır.

Bu şekilde davranıldığı taktirde MUDURNU ilçesinde yaşam sınırı en üst düzeylere çıkacaktır.

Hepinize sevgi ve selamlarımızı sunarız. Mudurnu ilçemiz için hayırlısı ne ise o olsun. WWW.MUDURNUHABER.COM

FACEBOOK SİTESİNE EKTEKİ LİNKTEN ULAŞABİLİR VE YORUMLARINIZI YAPABİLİRSİNİZ:

http://www.facebook.com/#!/Mudurnubelediyebaskanikimolmali   <<TIKLAYINIZ

Kalbimiz Sıcak, ama Kalemimiz soğuk geliyor

Kalbimiz Sıcak, ama Kalemimiz soğuk geliyor

Biz Gazeteciler, halkımızın dediklerini  dinleyip  onların yaralarına Melhem olduğumuz zaman, en iyi izleriz. Fakat gel gelelim, bir kötü huyumuz var, Yüzümüz ve Kalbimiz ne kadar sıcak olursa olsun, doğruları kalemimize yansıttığımız zaman bazen vatandaşlarımızı üzebiliyoruz.

Mesela bir Haber yaparsınız aslında çok kişi okumuştur ama hiç ses getirmez, ve haberini yaptığınız kişide sanki hiç okumamış ve görmemiş gibi davranır, hııııııııı, heeeeeee, eeeeeee gibi sesler çıkartır. Ama aynı kişi ile ilgili başka bir haber yaparsınız daha 20 kişi okumadan damlar hemen kapıya, bir sürü laf söyler, ve haberi yayından kaldır, fotoğrafını kaldır vs kaldır der, tabiiki yerelde Gazetecilik yapmak zor iştir, çünkü burada her gün insanlarla yüz yüze bakarsınız, biz tayinci değilizki yarın bürgün başka bir yere gitmiyoruz.

 

   Aslında bu konuları fazlada abartmamak  lazım, biz toplumun aynasıyız, siz ne yaparsanız biz onu yansıtırız, bir Kamu kuruluşuna gideriz ve oradaki Bilgisayarlarda  envayi oyunların açık olduğunu ve 5 dakika bile işinden geç ayrılmaya dayanamayan çalışanın dakikalarca  bilgisayarı yenmek için çaa sarfettiğini görürüz, ama bunu uygun bir dil ile yansıtırız habere taşımayız.

Facebook sitelerinde dolaşan  Kamu kurum ve kurumlarında çalışan vatandaşlarımız sanal ortamda Çiftlikler kurar, çeşitli hayvanlar besler vs yaparken, enim Köylü Mehmet amcam işimi çabucak bitirip Köyüne dönmenin telaşesinde iken benim memurum ise sanaldan gerçek hayata bir türlü dönemez, buda haber yapılmaz.

Bir Kamu kurum ve kurumlarında çalışan  Yönetici,Amir,Memur vs kendi aracını kullandığı zaman  veya bisiklet veya benzeri araçlar ile evine gittiği zaman onu haber yapar örnek yönetici veya çalışan olarak lanse eder, diğer çalışanlara örnek olmasını isteriz. Ama tam tersi kendi aracını park edip Devletin araçları ile özel işlerinde gece gündüz, çoluk, çocuk şehir içi ve şehirlerarası seyahatlerini biliriz, duyarız hatta ve hatta bu bölgelerdeki Gazeteci arkadaşlarımız ile paslaşırız, fotoğraf temin ederiz, ama burası küçük yer olduğu için ve yeterince insanlar birbirine küsmüşken birde biz karıştırmayalım diye arşivimizde saklarız.

Biz yereldeki gazeteciler, aslında çok zor işlere imza atarız, bazen üzdüğümüz insanların farkına varır, ne gerek vardı der, ama sonra görevimizi hatırlayarak, her kesin bu şekilde düşündüğünü var sayarak yaptığımız işin doğrulunu  ve memlket çıkarları için yapıldığını hıssederek rahat bir şekilde uyuruz.

Tabiiki, yerel de gazetecilik yapmak zordur, bir yere gittiğinizde oranın amiri, memuru konumundaki insanlar size şüphe ile bakarlar, acaba bu buraya niye geldi? Bir şey olmasa gelmez, gibi içilerinden mırıldanırlar, soru sorarsınız, bir şeyler öğrenmek istersiniz, karşınızdaki vata

ndaşlar tam tersine size soruya soru ile cevap verir ve sizin ne öğrenmek istediğinizi kendi yöntemleri ile çözmeye çalışır, tabiiki bu yanlış bir taktik olduğu için, ister istemez durup,durduk yerde şüpheye kapılırsınız. Acaba yanlış bir şey var da,  kimseye duyrulmak istenmiyor mu? sorusu aklınıza gelir.

Bazıları ise,  işlerine geldikleri zaman, zam,mesai vs isteyecekleri zaman her türlü Basın açıklamasını yapar ve yazı gönderir, ama işine gelmediği zaman  meşhur 657 yi öne sürerek biz konuşamayız der, buda başka bir taktiktir, ama bu taktik çoğu zaman sökmez, sebebi ise olayın herkes tarafından bilindiğini bildikleri için, ben söyliyim ama benden duymadın denir.

Tabiiki bu olumsuzlukların yanısıra  canı gönülden yardım eden ve memleketin menfaati için iyi veya kötüyü paylaşarak haber yapılıp, duyurulup duyurulmaması konusunda emeği geçenlerde yok değil ! İşini iyi yapan ve vatandaşlarımıza  yol gösteren Kamu Kurum ve kuruluşları çalışanlarına teşekkür ederim.

İşte yerelde Gazetecilik yapmak böyle zor bir olaydır. Tüm Yerel Medya çalışan arkadaşlarım adına bu köşe yazımı sizinle paylaşmak istedim. Teşekkürler.

www.mudurnuhaber.com

MUDURNU ARIKAN SİGORTA MEHMET ARIKAN

Yeni Zellanda dan gelerek Mudurnu da Organik Çiftlik te çalıştılar

Yeni Zellanda dan gelerek Mudurnu da Organik  Çiftlik te çalıştılar

Mudurnu Yarışkaşı Organik Çiftliği Bölgede bir ilke daha imza attı.Yarışkaşı Konağı işletmecisi Nevzat & Mükerrem ANLITAN çifti, yeni kuracakları Devre Tatil köyü için farklı bir model ile çalışma yöntemi uyguluyorlar.

Mudurnu ilçesinde faaliyet gösteren Yarışkaşı Konağı olarak, Dünya üzerinde bir çok Ülkede üyesi bulunan TATUTA programına kayıt olduklarını ifade eden Nevzat,Mükerrem ANLITAN Çifti, bu program sayesinde Türkiye ve Dünyanın değişik yerleriinden  gönüllü üyelerin Mudurnu’ya gelerek belirlenen zaman içersinde, Ailenin bir ferdi gibi çalışıp ortaya çıkacak olan bir hizmete yardımcı olduklarını belirttiler. 

ANLITAN, çifti geçtiğimiz günlerde yine programa kayıt olan Yeni Zellanda vatandaşı Carolin SVEN(46) ve Giles HANSEN (51) in kendilerine Mudurnu da Çiftlikte 15 gün  gönüllü olarak yardımcı olduklarını, karşılığında günlük konaklama ve beslenme ihtiyaçlarının karşıladığı belirtildi.

Carolin SVEN in Yeni Zellanda da Öğretmenlik yaptığını Giles HANSEN in ise Kivi Yetiştiriciliği ile uğraştığını belirten Nevzat ANLITAN 15 gün içinde  beraberce çok güzel vakit geçirdik, burayı çok sevdiler, yeni oluşturacağımız Kazandere Vadisi Devre Tatil köyü içersinde bahçe düzenlemesi yaptık ve arkadaşların Bahçede  yaptıkları yürüyüş parkuruna isimlerini  verdik, ilerleyen yıllarda Mudurnu’ya yine geleceklerini ifade eden Yeni Zellandalı gönüllüler Mudurnu dan hatıralar ile ayrıldı dedi.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Sözer Ticaret  Nurettin-Mehmet SÖZER

BAYRAM OLA

BAYRAM OLA

Bu gün Kurban Bayramı. Dün sabah namazından itibaren başlayıp, bayramın dördüncü günü ikindi vaktine kadar farz namazlardan sonra kadın-erkek herkese vacip olan ‘Teşrik Tekbirleri’nin inananların dudaklarından döküldüğü, duaların ve özellikle hacıların dillerine pelesenk ettikleri ‘Lebbeyk nidalarının ufuk ufuk kainatı kapladığı, gönülleri fethettiği, mukaddes mekanları gergef gibi işlediği, buram buram müstesna zamanları mübarekleştirdiği, nakış nakış atmosferimizi güzelleştirdiği Bayram günleri… Nemlenen gözlerden yanaklara süzülen damlaların hüzün mecrasında, buruk dillerin titrek dudaklarından dökülen ‘Allahu Ekber, Allahu Ekber, Bismillahi Allahu Ekber’ tekbiriyle kesilen kurbanlıkların maddesi değil, yalnız niyetlerin, ihlasların, duaların ve takvaların helezon bir aşkla arzdan arşa ulaştığı Bayram günleri…

Kurban: sözlükte, yaklaşmak, kişiyi Alah’a yakın olmasına vesile kılan  şey anlamlarına gelir. Dini terim olarak kurban: ibadet maksadıyla belirli vakitte belli nitelikleri taşıyan hayvanı usulüne uygun kesmektir. Buna Arapçada udhiyye denir. 

Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.

Günümüzde herkes bir şekilde kendini sevdiğine kurban ediyor. Kimi kara sevdasına kimi bir başka şeye kurban oluyor. En kıymetli sermaye olan ömür, hep süfli şeylere kurban ediliyor. İşte İbrahim ve İsmail, insanın adi şeyler uğruna harcanmaması için en yüce değer uğruna adamanın ve adanmanın yolunu gösterdi. Kurbanın sembolize ettiği derin hakikat budur. Bu hakikati anlamayan için kurban bir “hayvan”, kurban bayramı da “et festivali”dir.

Kurban ilk insandan itibaren âdemoğluna Yüce Rabbimizin emrettiği çok önemli bir ibadettir. Malum Hazreti Adem’in oğulları Habil ile Kabil Allah’a Kurban sunmuşlar ve Yüce Mevla tam bir teslimiyet ve Allah’a saygı içinde sunulan Habil’in kurbanını kabul edip diğerinin kurbanını kabul etmemiştir. O günden bu güne kadar bütün inananlara Cenabı Hak şükür ve yakınlaşma aracı olarak kurban kesmeyi emretmiş ve bu günü de mü’minler için bir bayram günü ilan etmiştir.

Allah’a yaklaşma vesilesi olduğu gibi aynı zamanda insanların gönüllerinin birbirlerine yaklaşmasına da vesiledir kurban. Dünya üzerinde her gün milyonlarca hayvan boğazlanmakta fakat cebinde parası olan sadece bu etlerden alabilmektedir. Kesilen Kurban ve dağıtılan etlerle kişi bir anlamda diğergamlığını ve aynı zamanda Müslüman kardeşine karşı isar görevini yerine getirmektedir.

Kurban Bayramı, insani duyguların ön plana çıktığı fakir fukaranın farkına varıldığı, paylaşım duygusunun verildiği manevi hissiyatın yaşandığı mübarek bir bayramdır. Yüce Rabbimizin bizim kestiğimiz kurbanlara ihtiyacı yoktur. Rabbimiz biz insanlara bu vesile ile bir kez daha birlikteliğin, paylaşımın fakirin, yoksulu kardeşçe kucaklamamız gerektiğini hatırlattığı kutsal bir Bayram.

Kültürümüzde bayramlar kaynaşma vesilesidir. Bu özel günlerde büyükler ziyaret edilerek elleri öpülür. Hastalar ziyaret edilerek hâl hatırları sorulur. Eş-dost ve akrabalarla hediyeleşerek gönülleri alınır. Böylece bayramların gerçek gayesi olan sıla-i rahim ve yakınlaşma gerçekleştirilir. Fakat günümüzde ne yazık ki bu saydıklarımızın çoğu yapılmıyor. Bu çağ birçok şeyi yozlaştırdı. Bayramlarımız da bu yozlaşmadan nasibini aldı. Bayram deyince işten kaytarma ve tatil akla geliyor. Bayramlar tatillere vesile kılınıyor. Turizm şirketlerinin organizasyonları ile aileler soluğu bir tatil beldesinde alıyor. Büyüklerin bayramları ancak telefon aracılığıyla kutlanıyor. Bu durum, dedeyle torunun kaynaşmasını engelliyor. Zamanla sevgi bağları da çözülüyor.

Kurban biz Müslümanlar için bir şiardır, semboldür. Müslümanlarının teker teker şiarlarını kaybettiği günümüzde bir şiarı yaşatmanın ne derece zor ve de sevaba mazhar olacağı kuşkusuzdur. Şiarımızı koruyamazsak her şeyimizi kaybederiz.

            Bu duygu ve düşüncelerle dünyanın dört bir tarafında bir şekilde zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün sıkıntı içerisinde olan kardeşlerimizin bu bayram vesilesiyle sıkıntılarını aşmalarını Yüce Mevladan niyaz ediyorum. Kadirşinas milletimizin de bayramını en kalbi duygularla kutlar tüm insanlığa barış huzur ve emniyet getirmesi dilerim.

 

        Adnan BALTACI

 Mudurnu Müftü Vekili

Amacımız; Velileri korumak

Mudurnu ilçesinde  Cumhuriyet ilkoöğretim okulunda Kıyafetlerin yenilenmesi hususunda çıkan kargaşaya son noktayı okul Müdürü Ali Osman KURU koydu.

Pazartesi  sabahı öğrenci velileri ile bir toplantı düzenleyen Ali Osman KURU , amacımız Öğrenci velilerimizi ezdirmek değil, en iyisini en uygun fiyata öğrencimize giydirmektir dedi.

Kuru, Öğrenci velileri ile yaptığı toplantıda Yaptırılan yeni kıyafetleri ve örnek verilen Kıyafetleri velilerden incelemelerini isteyerek, bazı öğrenci velileri Okul Aile birliği yaptırsın diyor, böyle bir şey yapılamıyor, geçen yıl YİBO  bu konu ile ilgili soruşturma geçirdi dedi.

Kuru,  Mudurnu’da 3 Esnaftan teklif aldıklarını ifade ederek, teklifler almadan önce imalatcı firma ile konuşup fiyat araştırdıklarını ve son fiyat olarak Kargo ve diğer masraflar hariç İstanbul teslimi bu ürünü 95 tl fiyat verildiğini , bunun üzerine Fiyat teklifi aldıklarını ve en uygun fiyatı Necati YAŞLI nın verdiğini belirtti.

Kuru,  geçtiğimiz yıl bazı okullar kıyafetleri Bolu esnafı ile anlaşma yapmış ve Aileler Bolu ya giderek satın almış, ve daha fazla ücret ödemişti, bunu hepimiz biliyoruz, biz burada Öğrencilerimizi ve velilerimizi korumak istedik, bizde mi Bolu daki Esnaflara yönlendirseydik, velilerimizi dedi.

 Bazı Öğrenci velileri  geçtiğimiz yıl başka okulda okuyan öğrencileri için bu kıyafetlerden daha az ve kalitesiz işçilik ile yapılan ürünleri daha yüksek fiyatla Bolu dan aldıklarını belirttiler.

Yaşlı nın Eşi nin Mudurnu AK Parti Kadın Kolları başkanı olması sebebiyle Siyaset yapıldığını belirten bazı Öğrenci velileri Mudurnu bunun yüzünden ileri gitmiyor, Eğitimde bari Mudurnu yu rahat bırakın, ondan sonrada Öğretmen kalmıyor burda, neden burası böyle her işte , üzerine vazife  olmayan insanlar ortaya atlayarak suyu bulandırıp sonra geride duruyorlar, madem o kadar çok biliyorlarsa daha ucuza mal edip kendileri satsınlar dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Hacı Abdullahlar Konağı yeni işletmecisinde

Mudurnu ilçesinde  Turizm işletmeciliği yapan Osman KARACA daha önce işlettiği Konak tan ayrılarak, işletmeciliğini kendisinin yapacağı Hacı Abdullahlar Konağında hizmete başladı.

Eşi ile birlikte  Hacı Abdullahlar konağında hummalı bir temizlik ve bakım çalışmasının ardından Misafir kabul etmeye başlayan Güleryüzlü ve azimli çift ,Konakta konaklayan Misafirlere kendi evlerinde gibi hissetiriyorlar.

Konak  Sahibi Osman USLUPAT, Genç  Turizimci ve Eşi bu işi en layiki ile yapacaklardır, Mudurnu kazanacak, bizde   Annem ile birlikte  Genç arkadaşlara hayırlı olsuna geldik , çok mutlu olduk dedi.

Osman KARACA, Mudurnu için çalışmaya devam ettiklerini ifade ederek, dostlarımız sevenlerimiz bizi arayıp buluyorlar, bizim işimiz hizmet etmek, en iyi şekilde hizmet ederek faydalı olmak isteriz dedi.

Osman KARACA, konakta ki bakım çalışmalarının ve çevre düzenlemesinin tamamlandığını ifade ederek, ilerleyen günlerde  farklı değişiklikler daha yapacağız dedi.

Hacı ABDULLAHLAR KONAĞI Osman KARACA ya  05352103229 nolu telefondan ulaşabilirisniz.

Konak rezervasyon Tel: :0374 421 22 84  :421 31 71

www.mudurnuhaber.com

Fotoğraf Yarışmasında 11 bin tl ödül

GÜBRETAŞ, 60. yılında yeni bir projeyi daha hayata geçiriyor.

Bu Toprağın Renkleri Basın Fotoğraf Yarışması başladı 

Bu yıl 60. yılını kutlayan sektörün öncü firması GÜBRETAŞ, yeni bir projeyi daha hayata geçiriyor. Bu Toprağın Renkleri adlı Basın Fotoğraf Yarışması başladı. Başvurular, 30 Nisan 2013 tarihine kadar devam edecek.

Usta fotoğrafçılardan oluşan jürinin değerlendirmesinde dereceye girenlere toplam 11 bin TL para ödülü dağıtılacak.

Tarım sektöründeki sosyal sorumluluk projeleriyle dikkat çeken GÜBRETAŞ (Gübre Fabrikaları T.A.Ş.), yeni bir projeye daha imza atıyor. 60 yılı geride bırakan şirket, “Bu Toprağın Renkleri” isimli Basın Fotoğraf Yarışması’nı başlattı.

Eylül ayından itibaren başlayan Bu Toprağın Renkleri Basın Fotoğraf Yarışması’na başvurular, sadece internet üzerinden yapılabilecek. Son katılım tarihi 30 Nisan 2013 olan yarışmada toplam 11.000 TL’lik para ödülü verilecek. Birincilik ödülü olarak 5.000 TL, ikinciye 3.000 TL ve üçüncüye 1.500 TL’lik para ödülünün konulduğu yarışmada 3 kişiye de mansiyon ödülü verilecek.

Yarışmanın jürisinde özellikle basın fotoğrafçılığı konusunda tecrübeli isimler yer alıyor. Abdurrahman Antakyalı, Coşkun Aral, Garbis Özatay, İsmail Küçük, Sabahattin Kayış, Selahattin Sevi ve Yakup Güler’den oluşan yarışma jürisi, sonuçları 6-10 Mayıs 2013 tarihleri arasında değerlendirerek, sonuçlar 14 Mayıs 2013’teki Dünya Çiftçi Günü’nde açıklanacak. Yarışmadan fotoğrafların yer aldığı bir sergi de düzenlenecek.

Yerel ve ulusal basında görev yapan tüm medya mensuplarına açık olan yarışmanın bu yılki ana teması “Anadolu Topraklarında Tarım” olarak belirlendi. Katılımcılar, Türkiye’nin farklı bölgelerinden üretim, hasat, ekim, dikim, gübreleme gibi tarımsal faaliyetler ile bu alandaki insanları en iyi fotoğraf karesinde buluşturmaya çalışacak.

Başvuru ve yarışmayla ilgili detaylar www.butopraginrenkleri.org adresinde.

www.mudurnuhaber.com

 

KENT KONSEYİNDEN ANKARA VE BEYPAZARI GEZİSİ

19 Eylül 2012 Çarşamba günü Mudurnu Kent Konseyi ve Mudurnu Turizm Derneği organizesi ile Ankara ve Beypazarı gezisi düzenlendi.

Mudurnu Kent Konseyi Başkanı Mehmet CANTÜRK sabah saat 07.00 de Mudurnu dan hareket edileceğini ve ilk olarak Ankara da ANITKABİR ziyaretinde bulunacaklarını belirterek, daha sonra Ankara bir iki farklı yerinde ziyaret edilebileceğini, ardından Beypazarı İlçe ziyaretinde bulunacaklarını ifade etti.

Cantürk, Ankara ve Beypazarı ziyaretleri için Mudurnu ilçesinden katılmak isteyenlerin isimlerini Mudurnu Turizm Derneğinde Dilek hanıma isimlerini yazdırmaları gerektiğini belirtti.

Geziye  katılım ücretsiz olup gitmek isteyenler   Mudurnu Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği Başkanı Nejdet AKAY ı 0 5368273076 nolu telefondan arayarak isimlerini yazdırabilirler.

www.mudurnuhaber.com

 

Huzur Sokağının Baş Rol Oyuncusu MUDURNU LU

Mudurnulu Namık ÖZTÜRK ün Kızı  Sinem ÖZTÜRK geçtiğimiz yıllarda Arka Sıradakiler adlı Dizi ile adını  duyurmuştu.

Şimdi ise ATV Televizyonunda yeni başlayan  “HUZUR SOKAĞI” dizisinin Baş rol oyuncu kadrosunda yer alan Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar dileriz.

“HUZUR SOKAĞI” dizisinde  Şükran  Karekterini Canlandıran,  Sinem Öztürk “Huzur Sokağı insanları sınıflandırmayan, ötekileştirmeyen bir iş” dedi ve ekledi: Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz.

ŞÜKRAN’I ÇOK SEVDİM

Dizide başörtülü bir kızı canlandırıyorsunuz. Teklif geldiğinde tereddüt yaşadınız mı?

Görüşmeye gittiğimde bana genel hatlarıyla ‘Şükran’ı anlattılar. Karakteri ve hikayeyi çok beğendim. ‘Şükran’ı çok sevmem bu projeye dahil olmamda çok etkili oldu. O çok naif, gururlu biri ve içinde çok büyük bir aşk yaşıyor. ‘Huzur Sokağı’ eğer insanlar arasında uçurum yaratan, onları sınıflandıran bir proje olsaydı, bu işe girmezdim. Hepimizin başörtülü arkadaşları, akrabaları var. Dizide de herkes kaynaşmış ve iç içe yaşıyor. İnsanları ötekileştirmeyen bir proje bu! Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz. Başörtülülerin de hikayelerini anlatmamız lazım.

Bundan sonra bu tarz projeler olacak mı sizce?

Bizde cesaret konusunda sıkıntı var ama bundan sonra daha cesur projeler çıkabilir. Kimseyi dışlamaya hakkımız yok! ‘Şükran’lar da, başörtülü kızlar da kendilerini ekranda görmek istiyor. Bizim çok temiz bir hikayemiz var.

Dizide ‘Bilal’, ‘Feyza’ ve ‘Şükran’ arasında bir aşk üçgeni mi yaşanacak?

Öyle bir durum var ama yaşananlar onları farklı noktalara sürükleyecek. Üçünün de haklı nedenleri var.

“İlişkileriyle bir yere gelenlere sinir oluyorum” demişsiniz. Bazı oyuncular haketmedikleri yerde mi?

Konservatuarlı olsun olmasın, bu iş için çok emek veren insanlar var. Ancak bazıları başka şeylerle gündeme geliyor ve bazı işlerin tepesine oturuyorlar. Kapris yapıp birilerini aşağılıyorlar. Geçmişlerinde ise hiçbir şey yok! Ben buna karşıyım.

Mudurnulular olarak Dizide Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar diler,   Dizinin 1-2 bölümlük bir kısmında Mudurnu ilçesininde  Turizm yönünden katkı sağlamak amacı ile işlenmesini dile getiriyoruz.

www.mudurnuhaber.com

DEREDE TEMİZLİK ZAMANI

DEREDE TEMİZLİK ZAMANI

Mudurnu içinden geçen Mudurnu Deresinde temizlik yapılıyor. Derenin şehir merkezinden geçmesi ve derede su akışkanlığının fazla olmamasından dolayı Dere de otlar büyüyor ve kötü bir görünüm oluşuyor.

Zaman, zaman Mudurnu deresinde temizlik çalışması yapan Belediye Temizlik işleri personeli derede yine temizlik yaptı. Dere kenarlarında büyüyen otlar temizlendi, dere içersine atılan Çöpler dereden arındırıldı. Yetkililer, Dere kenarlarında ikamet eden vatandaşların konuya daha duyarlı olmaları konusunda vatandaşları uyararak, derenin temiz tutulmasının insanların kendi ellerinde olduğu belirtildi.

 MUDURNU HABER www.mudurnuhaber.com