GENÇLEŞİYOR MUYUM ? SEBEBİ NE ?

EVET, gençleştiğimi hisseder gibiyim. Şair diyor yaaa, yaş 35 yolun yarısı diye, çok değerli bir hocam ise, be Mübarek Hâşâ Allah ile aranda senetmi yaptın 70 yaşına kadar yaşamak için nerden biliyorsun 35 yaşında yolun yarısında olduğunu diye vaazlarında şaire çatıyor.

Günlerden 13 Mart 2013 bir Ankara ziyareti dönüşüne geçtiğim anda Cep telefonumda tanımadığım bir ses, efendim biz sizi Mudurnu Yarışkaşı Konağı Nevzat ANLITAN bey in vasıtası ile arıyoruz, sizin ile bir konu hakkında görüşmek istiyoruz dedi. Bende ben Ankara dayım Bolu’ya geliyorum, orada görüşsek olurmu? dedim.  Tamam, gelince görüşelim dediler. Konuyu bilmediğim için hemen Nevzat abiyi aradım, bana dediki birisi size bir şey tanıtacağız, çok faydalı dedi bende benim bu işlere ayıracak vaktim yok, bunu yapsa yapsa Mudurnu’nun kâhyası bizim Aydın var onu arayın dedim dedi. Bende iyi o zaman abi  ben gidip bir bakayım bakalım neymiş dedim.

Ankara dan Bolu ya gelene kadar, acaba şu mu acaba bumu, acaba yeni bir termal proje varda bana bir şeymi teklif edecekler diye gelene kadar çatladım. Nihayet Bolu’ya geldim ve buluştuk. Orada Alp ve Hüseyin Bey diye iki arkadaş ile tanıştım. Dedim arkadaşlar buyrun konu nedir bir anlatın, teklifinizi bekliyorum. Arkadaşlar dediler ki bizim işimiz sağlıklı beslenme ile ilgili, ben hemen daha önceki bilgilerime dayanarak hay Allah keşke gelmeseydim, bunlar bana bir şeyler satacaklar. Biraz arkadaşları dinledim, ban çeşitli slâytlar ve görüntüler seyrettirdiler ve kendileri ile ilgili daha önce çekilmiş ve şimdiki hallerini gösterdiler.

Tabiî ki ben arkadaşları daha önceden tanımadığım için, işin açıkçası güvenemedim. Efendim biri 95 kğ den 65 kğ ye düşmüş, biri 130kğ den 80kğ ye düşmüş ve çok sağlıklı görünüyorlar. Dediğim gibi arkadaşları tanımadığım için, pazarlama taktiği olduğunu düşündüm. Bana dediler ki Yılmaz GÜNEY i tanıyorsunuz değil mi? Tanımam mı?  Evet bu sinema sanatçısı bizim programımız sayesinde bu kadar genç görünüme sahip.  Kendi kendime,  bu işler boş işler dedim. Arkadaşlar size bir analiz yapalım, ücret felan istemiyoruz, sadece bilgilerinizi size söyleyelim. Şunu da hatırlatayım, buraya gelmeden 3-4 gün önce başlayan bir problemden dolayı sürekli başım dönüyor ve çok huzursuz olduğumdan dolayı çareyi ÇEK -UP yaptırarak rahatlamakta bulmuştum. Orada da doktorlar Karaciğerinizde yağlanma var,  biraz gıdalara dikkat edin diye uyarmışlardı.

Neyse biz teraziye çıkıp tartılarak bilgilerimizi verdik, kilo 95, yağ problemi ve normalde 42 olan Metobolizma yaşımın dengesiz beslenmenin ve her gün çeşitli gofret ve Çikolata beslenmem ile beraber 57 olduğunu öğrendim.

Kilomdan rahatsız olduğum için ayaklarımda ve diz kapaklarında zaman, zaman problemler yaşıyordum. Alp ve Hüseyin Bey, isterseniz bir deneme programı yapalım dediler. Anlatılanlardan sonra kaybedeceğim hiç bir şeyin olmadığını düşünerek deneme programına başlamayı kabul ettim.

Sonuç, önce Nevzat abi den sonra Alp ve Hüseyin Bey den beni ikna ettikleri için teşekkür ederim. Aradan 16 gün geçmiş ve ben 95 kğ den 92 kğ ye inmişim, zaten kendimde de hissedebiliyorum.  Ayrıca programa girdikten sonra gözle görülür farklılıkları kendimde görmeye ve hissetmeye başladım. Mesleğimiz ve birazda Siyaset ile uğraşmamızdan dolayı çok çabuk sinirleniyor ve çok fazla yüksek sesle konuşuyordum. Artık bazı alışkanlıkları otomatikman bıraktım. Eskiden bir oturuşta bir çorba ile bir büyük ekmeği neredeyse bitirirken, şimdi ise sadece bir dilim Ekmek yeme hissi içimden zor geliyor.

CAN BOĞAZ DAN GELİP, BOĞAZDAN ÇIKIYOR

Atasözü, Can boğaz dan gelir, EVET, Boğaz dan geliyor ama maalesef Kalp krizi, Damar Tıkanıklıkları, Alçak ve Yüksek tansiyon ve benzeri şeylerin ana kaynağıda  Boğazdan kaynaklanıyor, Boğazımıza sahip çıkamadığımız için, dengesiz beslenerek  hayatımızı hastane köşelerinde, o doktor senin bu Doktor benim  koşturarak geçiriyoruz. Benden size tavsiye, kendiniz için vakit ayırın ve sağlığınıza özen gösterin. Yol yakinken…

 

Saygılarımla

Mudurnu nun Genel sorunları

Kent Konseyi Başkanı Mehmet Cantürk’ün 2 Mart 2013 tarihinde yapılan Mudurnu’nun sorunları ve çözüm önerileri toplantısında yaptığı açılış konuşması.

Merhaba Arkadaşlar; Çağrımıza ses verip geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Yedi senedir konuşuyorum, bu gün fazla konuşmaya niyetim yok…

Daha çok davetli arkadaşların görüşlerine yer verelim isterim. Ancak burada bir ricam var. Mudurnu sorun ve sıkıntılarını konuşan her arkadaş dile getirdiği konu hakkında kendisinin de kapsama alanına alacak çözüm önerisini de söylesin. Bu benim açımdan işim olmasa olmazı. Sonra kimse ben söylemiştim olmuyor demesin.

Kendine dönüp sorunu söylediğim eleştirdiğim konuda ne yaptım diye de sorsun çözümünün parçası olsun. Söylediğim gibi en azından ben buradayken yedi senedir konuşuyoruz. Toplantıda konuştuğumuz konuların hiç birini biz bunları konuştuk ve yaptık diyemedik. Harcanan emeklere,zamana yazık değimli.

Arkadaşlar elimizde çok kaynağımız var ve yapılacak çok işimiz var Mudurnu’nun dedikodu siyasetine değil birleştirici siyasete ihtiyacı var… Maalesef kendimizle yüzleşmemiz gereken çok konu var öncelikle bunu yapmalıyız.

Küçük çıkar hesapları uğruna ikiyüzlü, eyyamcı davranmak herkese şirin görünmeye çalışmak en büyük hastalığımız olmuş. Geriye dönüp şöyle bir bakalım halk arasında en çok sevilenler herkese hoş görünmeye çalışanlar! Neden acaba iş yapanlar değil de ortamı idare etmeye çalışanlar seviliyor. Burada kendimizi de sorgulamamız lazım.

Burada şunu da söyleyim kimse Mudurnu’yu kastederek bizden bi şey olmaz demesin, böyle bir şeyi söylemeden önce kendine dönüp aynaya bakarak “benden bir şey olurmu diye sorsun”.Toptancı şekilde dedikodudan fitne fesattan şikâyet edenler öncelikle kendilerine dönüp baksınlar hastalığında, tedavisin inde kendilerinde olduğunu görecekleridir Arkadaşlar siyaset tabiî ki yapalım ama birbirimize kin tutmadan, çamur atmadan öncelikle sağduyu ile düşünelim. Kendi kafamızın içinde olanlarla başkalarını yargılayıp niyet okumayalım.

Önceliğimiz her zaman ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz Mudurnu olsun. Mudurnu’nun geleceği için diyalog kuralım, uzlaşma sağlayalım. Doğrusuyla yanlışıyla memleket bu günlere geldi artık zaman eski zaman değil..dedelerimiz dumanla haberleşiyor,belediye meclisi çok değil on beş sene öncesine kadar yılda bir toplanıyordu.Şimdi ise bir bilgi iyi yada kötü anında bırakan ülkeyi dünyaya yayılıyor.

Atacağımız her adımı vereceğimiz her kararı buna göre vermeliyiz. Örnek olarak soruyorum Mudurnu’nun geleceğini planlamak için il genel meclisi, belediye başkanı, belediye meclis üyeleri toplanıp konuşmuşlar mıdır? Toplantılardan çıkan sonucu milletvekilleri ile paylaşıp hatta vekilleri halkla buluşturup yatırım ve çözüm önerilerini sunmuşlar mıdır? Devletin en hantal zamanda bile 3 yıllık 5 yıllık kalkınma planları olurdu.

Bu gün planlamaları seçilmiş temsilcilerimizden değil de kimden öğreneceğiz. Yedi yılda neredeyse on kaymakam değişti bu kimin başarısı yâda başarısızlığı? Ancak bunun bir faydası oldu Mudurnu da eskiden kaymakamlık yapmış olan emniyet gelen md. yeğeni vekil kaymakam olarak geldi. Mudurnu Saffet amcanın da etkisiyle Mudurnu yeni bir Emniyet binası kazanmış oldu. Arkadaşlar birilerinin başarısızlığı Mudurnu’nun kaybı olmasın. Yerel yönetim anlamında da birçok eleştirim var…

Mudurnu on beş yıl önce sit alanı ilan edildi bir mimar istihdam edemedik… Gelen mimarda üç ay dayanabildi neden acaba.Bir şehir plancımız yok..yerel yönetim olarak bilmiyorum ama avukatlara vereceğimiz paraları mimar ve şehir plancıya versek ekten,kökten,teneke çatılardan bir an evvel kurtulmuş oluruz.Yine el sanatlarımız,arasta çarşımızda ki üretimler zaman bağlı yok olmaktadır. Yıllardır konuşuyoruz trafikten tanıtıma birçok sorunumuz var halledemedik ne yazık ki bunu çözecek ortak aklı ve birlikteliği oluşturamıyoruz.

Örnek olarak oya bizim oyamızı Nallıhan aldı diye hopluyoruz artık bu işler yapanın, kapanın, patentini alanın elinde kalıyor. Bu güne kadar destek olarak proje geliştirerek kaç ürünün patentini aldık acaba? Oya işi ile önerim meydanda Belediyenin küçük ev diye bir evi var burada şu anda ekmek satılıyor ”bana göre belediyenin ekmek satma devri ikinci dünya savaşı döneminde kaldı ”MEM ve Halk Eğitim Müd. Konuşalım iş kur bağlantılı oya kursu açılsın bayanlarımız sıra ile durarak burada yaptıkları oyaları satsınlar.

Yani küçük eve Mudurnu Halk ekmek satışı yerine Mudurnu Oya Evi yazmak daha çok yakışır diye düşünüyorum. Bunun gibi pratikte otak akılla ve iletişimle çözebileceğimiz birçok konuyu birbirimizle dostça kucaklaşamadığımız için sorunları çözemiyoruz. Bunun bedelini yaşadığımız çağda sadece bizler değil gelecekte tamir edilemeyecek hasarlar bırakıyoruz.

Arkadaşlar dünya aynı hızda dönse de çağımızdaki endüstrileşme, sanayi, iletişim, nüfus artışı, buna bağlı istihdam ihtiyacı, sağlık, eğitim, çevre, vb. sorunlara zaman kaybetmeden ittifakla karar verirsek çağı yakalayabiliriz. Zamanında yapacağımız hamleleri yapamasak ben onu sevmiyorum, onun döneminde bu hizmet olursa bu bizim için iyi olmaz diye kısır çekişmelere girersek bunu düşünenler sorumluluk makamlarına geldiklerinde tren çoktan kaçmış olur.

Burada halkımızda söyleyeceklerim var yukarıda saydığım nedenler sorunlarımızı ortaya koyup çözüm için kamuya, yerel yönetime, seçtiğimiz siyasilere biz oy verdik onlar takip etsinler demek “torunumuza meyvesini yesin diye fidan dikip”o fidana su vermemeye benzer. Arkadaşlar bana göre kısır çekişmeli günlere gelişimizde geçmişten bu güne yerelde ve genelde iş başında olan yöneticiler maalesef alınan kararları basın aracılığıyla halka duyuramamış bu durum halk arasında fısıltıdan başlayarak gerçekmiş gibi işin içinde olanlarda inanamaya başlıyor yâda bir konunun gerçek durumunu anlatmak o işi yapmaktan daha zor hale geliyor.

Görüldüğü gibi yine iletişimi kaçırmışız eskinin ahilik felsefesini, şehir lokalinde iş yapılan herkesin her şeyden haberi olduğu günleri kaybettiğimiz gibi. Arkadaşlar Mudurnu tarımdan, küçük ve büyük baş hayvancılığa, ormancılığa, kültür, tarihten, doğaya, sağlık ve inanç turizmine yönelik birçok potansiyele sahip. Coğrafi sınırlarımızda doğal güzelliği ile marka olmuş göllerimiz Abant vb. gibi bölgesel avantajları da kullanamıyoruz.

Bu günlerde birlikte hareket edip sorunların çözüm ortağı ve takipçisi olmasak hızlı tren geçince, istasyon, orman işletme müdürlüğü alanı odun deposu olduktan sonra turizm alanı ilan edecek hastalarımızı kaybedince cenazede hocaya hakkımızı helal ettik mi diyeceğiz, Diyalize girmek için haftada iki gün yüz km. yol gitmek zorunda kalan vatandaşlarımıza kusura bakma hastane yeri bulamadık deme utancını mı yaşayacağız.

 Çözüm önerilerim; Bu güne kadar defalarca toplantı yapıp sorunları tartıştık çözüm önerileri dile getirdik. Kısaca bir on sene daha sorunları tartışsak yine çözüm bulamayız. Benim bu toplantılardan edindiğim tecrübe kamu, yerel ve genel idare ittifakla hareket etmeden yapılacak işin sorumluluğunu almadan ekonomik bedelini üstlenmeden sadece sivil toplumdan çözüm beklemek çözümsüzlüğü getiriyor.

Sivil toplumda inisiyatif alan kurumların gönüllüsü ve destekçisi olması lazım. Arkadaşlar birçok sorunumuz şimdiden planlanması gereken çok işimiz var ancak bu toplantıyı sorun tespit etme ve konuşma değil kucaklaşmaya ve birlikte iş yapabilmenin yollarını bulmaya ayıralım. Buradan ittifakla çıkacak kararları birlik ve beraberliğimizi perçinlemek için basın yolu ile bunu deklare edelim. Bundan sonra her sorunun ortaklaşa takipçisi olalım. Arkadaşlar konuşmamı Mahatma Gandhi dünyanın yedi hatası diye başlayan sözü ile kapatmak istiyorum.

Emeksiz servet

Vicdansız zevk

Kişiliksiz bilgi

Ahlaksız ticaret

İnsaniyetsiz bilim

Feragatsiz ibadet

İlkesiz siyasettir

Mehmet Cantürk 2.3.2013

www.mudurnuhaber.com

 

Sokak tabelalarına yeni düzenleme

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, şehirlerdeki görüntü kirliliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Tabelaların daha derli toplu, düzenli, anlaşılır olması ve çevre açısından görüntü kirliliğine sebebiyet vermeyecek şekilde düzenlenmesini sağlayacağız” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, cadde ve sokaklardaki tabelaların görüntü kirliliği oluşturmasını engellemek için çalışma başlattı. Yılsonuna kadar her cadde ve semtte oraya ait dükkanların kullanacağı bir tabela kriteri getirilecek, 2014 yılı itibariyle tüm dükkanlar bulunduğu cadde ve semtin standartlarına göre tabela kullanacak. Görüntü kirliliğine engel metal ve plastik tabelaların yerini mümkün olduğunca ahşap tabelalar alacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sokak ve caddelere girildiğinde tabela kargaşasından ve kirliliğinden insanların aradığı şeyi bulamadığını söyledi. Şehirlerdeki görüntü kirliliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Bakan Bayraktar, “Cadde ve sokaklarda esasında belediyenin bünyesinde olan, belediyenin düzenlenmesini yaptığı ve izinlerini belediyenin verdiği, ruhsatlarını belediyenin verdiği bu tabelalar konusunda hakikaten çok ciddi bir görüntü kirliliği oluştu” dedi.

TABELALAR DAHA DÜZGÜN VE DAHA ANLAŞILIR OLACAK

Bakanlık olarak görüntü kirliliğini giderici düzenlemeler yaptıklarını belirten Bayraktar, “Yani belediyeler de bu işin üzerinde esasında hassasiyetle duruyor, ama Bakanlık olarak biz görüntü kirliliğinin giderilmesi yönünde daha önce bu çanak antenler konusundaki çalışmamızı biraz daha genişleterek tabelaları da düzenleyici mahiyette çalışma yürütüyoruz. O çalışmalarımızı belediyelerimizle paylaşacağız, belediyelerimiz gerçekten görüntü kirliliğini giderici ve çevre açısından hoş görüntü oluşturan yerlerde bizden destek isteyebilir. Maddi destek, yani biz şartlı nakdi yardım yapacağız onlara ve o düzenlemeler de belki onlar da oradaki işletme sahiplerine bu düzenlemeyi yapmaları için destek olabilirler diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Görüntü ve gürültü kirliliğinden dolayı Bakanlığın ceza yazma yetkisine sahip olduğunu dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Biz bunu işletmeyi çok arzu etmiyoruz, ama mecbur kaldığımız noktada da işleteceğiz. Biz istiyoruz ki halkımız biraz bunu bilerek yapsın, isteyerek yapsın, zorlamayla olmasın. Çevresel açıdan görüntü kirliliğine sebebiyet veren tabelaları daha düzgün, daha anlaşılır ve daha ülkenin şartlarına da uygun hale getirerek. Mesela öyle yerler var ki, kimi ışıklı tabela, kimi ışıksız, kimi büyük, kimi küçük, kimi tahtadan, kimi plastikten, kimi işte demirden veya alüminyumdan, bunların daha derli toplu, daha düzenli, daha anlaşılır ve çevre açısından görüntü kirliliğine sebebiyet vermeyecek şekilde düzenlenmesini sağlayacağız.”

BELEDİYELERE HEM MADDİ HEM TEKNİK DESTEK
Bu düzenlemenin boyut noktasında olacağını söyleyen Bayraktar, “Mesela İstanbul’da İstiklal Caddesi’ni biliyorsunuz. Şimdi İstiklal Caddesi’ne girdiğiniz zaman ahşaptan tabelalar yapılmış ve böyle baktığınız zaman hakikaten bir ahenk içerisinde. Yani biri böyle çok büyük, biri çok küçük, biri böyle okunmayacak şekilde, biri farklı yazı, öyle değil, daha derli toplu, daha anlaşılır ve insanların da gözüne hoş gelen bir görüntü var, bunu arzu ediyoruz. Birçok belediyemiz bunu uyguluyor zaten. Biz bu noktada var olan şeyin hızlandırılması ve Bakanlığımız tarafından da maddi olarak belediyelerin desteklenmesi şeklinde güçlendirilip hızlandırılmasını arzu ediyoruz” diye konuştu.
Yıl içerisinde çalışmaların ana hatlarıyla bitirileceğini bildiren Bayraktar, “2013 ve 2014 yılı itibarıyla bunun altyapısı oluşmuş bir şekilde uygulamanın gerçekleşmesi için de denetimlerimize başlarız. Nasıl yapılabileceğiyle ilgili belediyelere hem maddi destek veriyoruz hem de teknik destek veriyoruz” dedi.

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU BABAS TA YÜZLER GÜLÜYOR


 

 MUDURNU BABAS TA YÜZLER GÜLÜYOR

Mudurnu Babas ta yaklaşık 40 gün önce başlanan ve ilk haftasında şikayet söz konusu olduğu için Sondajı durdurulan çalışmanın meyvesi göz kamaştırıyor.

 MUDURNU HALKI  SUYU GÖRMEK İÇİN SIRAYA GİRDİ

İlçede suyun çıktığını duyan vatandaşlar BABAS kaplıcasında suyu görmek için  akın akın suyun olduğu bölgeye gidiyor. Usta başı, suyun  MUDURNU ya hayırlı olmasını temenni ederek, gelen arkadaşlara uzaktan bakmalarını istiyoruz, vatandaşlar heyecanlı , her gelen elini suya değdirmek istiyor, bizde onun için suyu borular ile aşağıya akıttık.

250 METRE DE 40 DERECE 20 LİTRE SANİYE SU

Mudurnu Babas Termal de 250 metre de 40 derece sıcaklıkta su saniyede  20 litre  kendi akışkanlığı ile akıyor.

 ESKİ KAPLICA DA SU AZALMADI AKSİNE ÇOĞALDI

Eski kaplıcanın suyu azalacak diye günlerce MUDURNU da çeşitli propagandalar yapıldı. Ama  yeni yapılan sondaj çalışması ile birlikte eski Kaplıcanın suyunun bir miktar daha fazlalaştığı ifade edildi.

www.mudurnuhaber.com

 ersagmudurnuersagmudurnu

 

 

 

 

Mudurnu organik ARMUTÇUOĞLU YUMURTA

Dedeler Köyünde Kümes yangını 1 Çocuk zehirlendi

Dedeler Köyünde  Kümes yangını 1 Çocuk zehirlendi

 Mudurnu ilçesi Dedeler köyünde meydana gelen Yangında 1 Çocuk zehirlendi.

 112 Ekiplerine ulaşan ihbar üzerine olay yerine ulaşmak için  Mudurnu ‘dan yola çıkan  Ekipler 3-4 yaşlarında olduğu belirtilen E.U yu  Mudurnu Abant sapağında özel araçtan Ambulans a nakletti.

 Mudurnu Devlet Hastanesine  AMBULANS ile kaldırılan  E.U nun  Kalp Atışının Karbondioksit nedeni ile durduğu  anlaşılarak,  Kalp masajı uygulandı. Mudurnu Devlet Hastanesinde  yoğun çabalar sonucunda E.U  Mudurnu’da hayata  geri döndürüldü.

E.U daha sonra AMBULANS ile Bolu Abant İzzet BAYSAL Üniversitesi Tıp Fakültesine nakil edildi. E.U  ya Bolu Abant İzzet BAYSAL Üniversitesi Tıp Fakültesinde  müdahale edilerek ,yoğun bakıma alındığı öğrenildi. E.U nun Kalp atışlarının düzenli olarak atmaya devam ettiği belirtildi.

 

www.mudurnuhaber.com

 

 

Detaylar az sonra…..

www.mudurnuhaber.com da

 

HAYAT KURTARAN CİHAZ BOLU’DA

BOLU İZZET BAYSAL DEVLET HASTANESİ MERKEZ ÜNİTE YOĞUN BAKIM SERVİSİNDE KULLANILAN HAYAT KURTARAN CİHAZ

Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Merkez Ünite Yoğun Bakım Servisinde kullanılan Hemodiafiltrasyon Cihazı ile ağır vaka hastalarının kanları temizlenerek hastalar sağlıklarına kavuşturuluyor.

hastane fotoğrafı

Hastane Başhekimi Op. Dr. İbrahim ÖZCAN Hemodiafiltrasyon Cihazının ilk yaştan itibaren tüm kritik hastalarda kullanılabildiğini, bu cihaz ile tüm travma (kafa travması, göğüs travması, ciddi kırıklar, tüm vücut travmaları vb.) hastalarına, ciddi solunum yetmezliklerine, ani gelişen veya devamlı böbrek yetmezliklerine, sinir sistemi hastalıklarına (Myastenia Gravis, Guillian Barre vb.), ciddi infeksiyonlarına, zehirlenmelere, ciddi yaralanmalara, ciddi yanıklara, ilaç entoksikasyonları, mantar ve besin zehirlenmeleri ile daha birçok kritik hastalara yoğun bakım ünitesinde anında müdahale edilebildiğini ve bu tip hastaların yaşamsal desteğinin sağlandığını söyledi.makina

 

 Özcan, Bolu izzet Baysal Devlet Hastanesi Merkez Ünite Yoğun Bakım Servisinde bu cihazla yaklaşık 180 adet ilaç içerek intihar girişiminde bulunan genç bir hastanın 4 gün boyunca kanının temizlenerek hayata döndürüldüğünü, bu cihaz sayesinde yaz aylarında bölgemizde çok sık görülen ve ölümle sonuçlanan kene ısırma vakalarının ve mantar zehirlenmelerinin tedavisinde kullanılabileceğini belirtti.

www.mudurnuhaber.com

 

Açılışa DAVET

Açılışa DAVET

Yıllardır Bolu ilinde faaliyet gösteren  Mudurnulu ATAKAN GROUP , ilçemizde de Teşhir ofisi açarak Mudurnululara hizmet için atağa geçti.

ATAKAN GROUP olarak , PVC  DOĞRAMA , ALİMİNYUM DOĞRAMA , CAM BALKON ,MUTFAK DOLABI,GENÇ ODASI çeşitleri ve Cam  ve Mobilya grupları imalatı  yapmaktadır.

Yakup ERDOĞAN ve Kadir DİNÇER , Mudurnu ilçemizden sürekli iş alıyorduk, istedikki  sürekli çalıştığımız yere bir tanıtım ofisi açalım ve  müşterilerimize gerek servis olarak gerekse iletişim olarak daha yakın olmak istedik dediler.

Yakup ERDOĞAN ve Kadir DİNÇER , Mudurnu Yıldırım Beyazıt Hamamı üzerinde   22  Şubat 2013 Cuma günü  Cuma  Esnaf duası ile birlikte açılış yapacağız, bu mutlu günümüzde tüm Mudurnulu Hemşerilerimizi yanımızda görmek isteriz ve davet ediyoruz dediler.

HAYIRLI OLSUN.

www.mudurnuhaber.com

Yakup ERDOĞAN : 0 532 745 05 63 Kadir DİNÇER 0 535 418 87 02

 

Konak’ta KUMPİR li gün partisi

Konak’ta KUMPİR li gün partisi

 Bolu nun Mudurnu ilçesinde bir konak işletmecisi farklı bir anlayış ile hizmet ediyor.

 

Bolu nun Mudurnu ilçesinde Hacı Abdullahlar Konağı İşletmecisi Osman KARACA  Mudurnulu Bayanlar için KUMPİR li gün düzenledi.

 

Konak işletmecisi Osman KARACA Mudurnu Turizmini renklendirmek ve farklı bir şeyler ile adını duyurmak istiyorum, bunuda en güzel nasıl yapabilirim diye düşündüm aklıma Lezzetler ile adımızı duyurma fikri geldi dedi. Karaca, ilk KUMPİR yaptığında biraz  çevredekilerden hadi canım Mudurnu’da KUMPİR mi satılır diye tepki aldıklarını ifade ederek, daha sonra tepki verenlerin KUMPİR siparişi verdiğini belirtti.

 

 MUDURNULU BAYANLARDAN KUMPİR Lİ GÜN

 

Konak işletmecisi Osman KARACA   gelen istekler üzerine artık Konak bahçesinde Mudurnulu Bayanlara KUMPİR li gün düzenlediklerini ve ilgininde bir hayli yoğun olduğunu ifade etti.

www.mudurnuhaber.com

mudurnuilce

                            www.tuanaevleri.com

sarot-kampanya1

BABAS’TA SONDAJ MÜJDESİ


 

BABAS’TA SONDAJ MÜJDESİ

Mudurnu Taşkesti Sarot Termal A.Ş Mudurnu Babas ta Sondaj çalışmalarına başladı.

MUDURNU TERMAL İLE CANLANACAK

Mudurnu Babas  ta  SAROT TERMAL in başlattığı sondaj çalışmaları ile birlikte yıllardır uyumaya bırakılan MUDURNU TERMAL artık gerçek olacak.

Yıllardır kısır çekişmeler sebebi ile bir türlü beklenen hedefi yakalayamayan BABAS termal suları gün yüzüne çıkartılarak Mudurnu’nun Turizmini canlandıracak ve belkide çıkış yolu olacak.

Yerdelen; Mudurnudan Vazgeçmedik

Taşkesti Sarot Termal A.Ş yönetim kurulu üyesi Mehmet Emin YERDELEN , Mudurnu dan vazgeçmedik, yatırımlarımız devam edecek, engellemeler  olmasa daha hızlı hareket edeceğiz ama bunda da bir hayır vardır dedi.

www.mudurnuhaber.com

                           www.tuanaevleri.com

sarot-kampanya1

Mirasyediler bir “evvel zaman içinde”

Mirasyediler bir “evvel zaman içinde”

 Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken, develer
kervan iken, meydanlarda tellallar duyan duymayan kalmasın diye bağırırken eski zamanda
ipek ve baharat yolu üzerinde hisar ve kulaklı tepeleri arasına yerleşmiş şirinmi şirin bir
kasaba varmış “masala” göre bu kasaba ormanlarıyla, şifalı sularıyla, ceviz bahçeleri, üzüm
bağları, büyük ve küçükbaş hayvancılığıyla el sanatlarıyla, dericiliği, bakırcılığı, semerciliği,
süpürgeciliği, terziliği, kundura çeşitlerinin her birini üretir, ustaları körüklerde demiri kızdırır
örslerde demir döverler nal, mıh, hatıl, araba tekeri, ok, yay, gazıcak, kürek, kazma sacıcak,
bakır sahanlar, naşırfalar, yedekler, ibrikler, soba, mandız, kama, kılıç, çakı, bıçak, soba
küreği, maşa, kötürüm, tandır imal edilirmiş.
Bu topraklar Bursa tekfurluğuna bağlı iken Bursa tekfuru dillere destan güzellikteki kızı
Matarni’ anısına ve aynı zamanda kasabayı korumak için Anadolu coğrafyasında eşi benzeri
bulunmayan bir kale yaptırıp bu gün bile boşa akıp duran “papazının” kaplıcasından küntlerle
su akıtıp kalede kullanmış. Babas kaya evlerinde altın imalatı, Hıristiyanlık serbest olunca
piskoposluk merkezleri kurulmuş, asar köyde para basılmış. Zaman su gibi akmış orta Asya
steplerine sığamayan atalarımız Anadolu’yu mekân tutmaya başlamış.
Moğol ordularının saldırıları bu süreci hızlandırmış ve hızını alamayan atalarımız
Özbek, Oğuz, Türkmen, Tatar, Yörük gelip bu şirin kasabaya yerleşip daha önceki ev
sahipleri ile beraber yaşarken Bizans’tan; Selçukluya, Selçukludan Bizansa el değiştirmiş
sonunda bu işin böyle olmayacağını söyleyen Osman oğulları buraları kimseye yar etmem
deyip yönetime el koymuş.

Giden gitmiş kalan kalmış,Osman oğullarının bölgede hâkimiyeti
ele geçirmesinde Anadolu da ilk sivil esnaf örgütlenmesi olan ahiliğin çok önemli katkıları
ve destekleri olmuş. Osmanlı beylik beni kesmez büyük devlet olacam deyince Ahilerin
desteği devam etmiş bu desteği unutmayan Osmanlı daha devletleşme sürecini tamamlamadan
hâkimiyeti altındaki geniş arazilere düz ovalara kalıcı eserler yapmadan Mudurnu benim
mayamı tuttuğum yer deyip camii, han, hamam yaptırmış ve güvende gördüğü bu topraklara
devlet adamı yetiştirecek ilim irfan sahibi hocalar gönderip şehzadeler yetiştirmiş.

O zamanki devirlerde sarp dağlar geçit vermez, yollar zorlu iken seyyah ve gezginler
önemli ticaret ve kültür merkezlerine gider oradaki ticari hayatı yaşamı kayıt altına alır
belgelerlermiş. Gezginlerin kayıtlarına göre arasta çarşıda yazıda belirtilen el sanatlarına
ilave olarak Çine, Hinte kadar ünü yayılan su boduçları, iğneler, sepetler, çeşit çeşit oyalar,
danteller işlenir, ipek halılar, kilimler, şallar, kılçanlar dokunmuş, kullep, menteşe, kanca,
burgu, nacak, kapı tokmakları, kilitler imal edilirmiş. O devirlerde dilden dile dolaşan kapı
tokmaklarında başka bir ustalık,nezaket ve incelik varmış. Bu tokmaklardan her evin kapsına
iki tane takılır eve erkek geldimi kalın sesli olana bayan ise ince sesli olana vurulur evin
hanımı kılık kıyafetini ona göre ayarlarmış.
Saray mutfağını süsleyen, tereyağı, peyniri, tavuğu, tatlıları, hamur yemekleri ile
dillere destan olmuş. Memleketin her bir köşesine ve yurtdışına dahi deri gönderilirmiş.
Ticaretten el sanatlarından elde edilen gelirle kasaba yeniden imar edilmiş aile birlik ve
dayanışmasının bir ifadesi olan iki üç katlı evler konaklar yapılmış dededen toruna gelenek,
kültür ve zanaatkârlık devam etmiş gitmiş.
Masal bu ya zaman gelmiş zalim beyler türeyip halka zulüm yapmaya başlamış
buna karşı her devirde zalimlere karşı koyacak yiğitlerde çıkmış Anadolu da yiğitler yiğidi
Köroğlu’da zalim Bolu beyinin üstüne atını sürerken Mudurnulu demirci ustalarının nallatmış
atını deh etmiş zalimlerin üstüne.
Gel zaman git zaman dükkânlarda sanatkârlar, ahi ocaklarında iş ahlakı, birikmelerde,
yaşam biçimi öğretilmiş savaşa gitmeyen oğlunu eve almayan analar, efe olmayan oğlunu
kucaklamayan babalar çıkmış vatan elden gidiyor deyince ilk cepheye koşanlarda Mudurnu
yu geçilmez kale yapanlarda buradanmış.

Olan oldu giden gitti ve geldik bu güne.

Not: Mirasyediler devam edecek…

Mehmet Cantürk
www.mudurnuhaber.com

 

Evet, ADAYIM

Evet, ADAYIM

Bundan kısa bir süre önce “ Bende Aday olabilirim “ başlıklı bir köşe yazmış ve çevremdeki arkadaşlar ve sevenlerimden birçok e-mail ve telefon aldım. Tabiî ki, Mudurnu’da aday olabilirim deyince akıllara hemen Belediye seçimleri geldi, bazılarının sanamı kaldı dediğini duydum, bazı dostlar ise duyar duymaz gelerek, hayırlı olsun maddi ve manevi desteciniziz dedi, bazı dostlar da telefon edip çok doğru bir karar almışsın, Mudurnu’da değiliz ama seçimlerde gelir gece gündüz yanında canla başla çalışırız dedi.

Yerel seçimlere daha neredeyse 1 yıldan fazla zaman var, sağ olun beni o makamlara layık gören veya görmeyen Tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum. Şimdi ise size nereye aday olduğumu artık açıklama vaktinin geldiğini buradan duyurarak bana maddi ve manevi destek vererek Mudurnu’nun kazanmasında sizlerinde rol almasını ve daha iyi çalışmaların Mudurnu’nun hak ettiğini düşündüğünüzü bildiğimi hatırlatmak isterim.

Bilindiği gibi, hepimiz Topraktan geldik toprağa gideceğiz, hiç kimse ölümsüz değildir, insanlar yaptıkları icraatlar, yenilikler, çalışmaları ve iyilikleri ile öldükten sonra veya görev süresi dolduktan sonra vatandaşlar tarafından anılırlar. İnsanın kendisini iyi veya kötü andırması için bazı çalışmalar yapması gereklidir, bunun içinde ekip çalışması başarı getirir.

 Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığına Adayım.

Evet, Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığına aday olduğumu ve 17 Şubat 2013 tarihinde yapılacak olan Kongre için açık, açık çalışma yaparak üye ağabeylerim, kardeşlerim ve arkadaşlarım ile karşılıklı konuşarak bilgi alışverişinde bulunuyorum. Amacımız, Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığını en iyi şekilde temsil etmek ve örnek çalışmalar yaparak ilçemize ve Bölgemize örnek olmayı hedefliyoruz. Mudurnu ilçesinde Kızılay Üyesi olan değerli arkadaşlarım, birlikte bu çatı altında Mudurnu için gerekli tüm çalışmaları hedefliyoruz.

Kızılay kurumunun sadece Kan bağışı toplamak ile görevli olmadığını birçok sosyal faaliyetlerde yapabileceğini vereceğiniz destek üzerine inşallah birlikte göreceğiz. Allah nasip ederde başarı sağlandığı takdirde, daha önce Belediye Başkanlığı içinde ismimi telaffuz eden büyüklerim, küçüklerim ve arkadaşlarıma da Allah gönlümüze göre versin diye dua etmenizi istiyorum.

Kızılay Başkanlığı konusunda çevremdeki ve Mudurnu da yaşayan kişiler ile sohbet anlarında sorup, üye olup olmadıklarını eğer üye iseler benim ayın 17 sindeki Kongrede aday olduğumu ve destek vermelerini istiyorum.

Asla hedefim ortalığı karıştırmak ve 7 delikten 7 ayrı görünmek değildir, aday olduğumu her kesin bilmesini istememden dolayı bu köşeyi yazarak destek almak istedim. Belki ulaşamadığım ağabeylerim olabilir, kimse bana söylemedi diye kırılmasın, gelin birlikte konuşalım, sonuçta hepimiz Mudurnu menfaatleri için çalışan bireyleriz. Benim amacım daha güzel hizmetler olsun, Mudurnu nun adı değişik yerlerde duyulduğu gibi KIZILAY kurumunda da farklı olarak görünsün istiyorum. Şimdiden hepinize teşekkür eder, selam ve saygılar sunarım.

Aydın ÖZPELİT  www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU UMUT ELEKTRİK YENİ YERİNDE

makel-mudurnu

 MUDURNU UMUT ELEKTRİK DUALAR İLE AÇILDI

Mudurnu Esnaflarından UMUT ELEKTRİK , daha önce bir üst çarşıda hizmet veriyordu.

makel-mudurnu1

 makel-mudurnu2Mudurnu MERAM Lokantası altında eski AKBANK binasında yeni bir düzenlemeye giden UMUT ELEKTRİK sahibi, İbrahim MUTLU, yıllardır boş duran ve şehir merkezinde boş bekleyen  binayı Elektrik  malzeme satışı için hizmete açtı.

DUALAR İLE AÇILDI

Mudurnu Esnaf Duası ardından , yeni iş yeri önünde Dualar yapıldı ve ardından Dükkan içersi gezilerek iş yeri sahibine  vatandaşlar hayırlı olsun  dileklerini ileterek tebrikte bulundular.

makel-mudurnu3

 

www.mudurnuhaber.com

Seben Günlüğü…

Seben Günlüğü…

         Atalarımız tebdili mekânda ferahlık vardır demiş… Yeni yılın ilk günlerinde eşimle birlikte komşu ilçemiz ve sınır komşumuz Seben’e doğru yola çıktık. Geçmişte hısımlık ve ticari bağlarımızın çok güçlü olduğu önemli coğrafi ve tarihi özelliklere sahip Elma diyarındayız. Bu arada Elma diyarı diye bilinen Seben’imiz de Elmacılık can çekişiyor ilgilerle önemle duyurulur!

          Seben’de sevgili dostum Reşat Demirel’ile buluşup Kozyaka köyü Çavuşlar mahallesine harekât ettik köyün girişinden görünen ıssız ve sessiz evlere rağmen köyün eskiden yoğun bir nüfusa ev sahipliği yaptığının ipuçlarını veriyordu.

         Bizi önünde durduğumuz üç katlı ahşap evin kapısında baba dostu Abdullah abi her zamanki güler yüzü ve tevazusu ile karşıladı, daha kapıdan içeri girmeden hoş beşe başlayıp köy ve ev hakkında sorular sormaya başladım.

         Reşat Bey ve Abdullah abiden bilgiler alıp etrafa göz gezdirirken sobası yanan sıcacık odada candan bir hoş geldiniz’le güler yüzlü yengemiz buyurun dedi. Daha yerimize oturmadan kediden çok kuzuya benzeyen “Osman”da bende buradayım diye kendini gösterdi.

         Hal hatır sorma faslında ara verdiğimiz köyün tarihini konuşmaya sofraya gelen nefis yemekleri yerken devam ettik.

 

İsmet İnönü’nün konuk olduğu evde zamana tanıklık etmek…

         Misafir olduğumuz evi yaptıranlar Mudurnuda Boyalı konak diye bilinen(Havlu Mah.İlk kız mektebi) evin sahipleri 1800 lü yıllarda Mudurnu’dan yazları yaylak olarak geldikleri yeri zamanla benimseyip yine Mudurnulu ustalara bu evi yaptırmışlar.

        Kozyaka köyü Kurtuluş savaşında birçok tarihi olaya tanıklık etmiş… İstanbuldan Anadolu’ya geçen İsmet İnönü ve arkadaşları köyden Asim beyin öncülüğünde sağlanan özel müfreze ile Bolu’dan alınıp köyde misafir edildikten sonra ertesi gün Nallıhan’a kadar eşlik edilerek Ankara ya uğurlanmışlar.

         Yemekten sonra çaylarımızı içip tarihi sohbette köyün içinde devam etmek üzere dışarı çıkıyoruz ilk durağımız geçmişte Seben ve çevre ilçelerde Karakahya bıçak ve çakıları ile ün salan Hasan ustanın el emeği göz nurunu katarak çakı ve bıçaklar ürettiği atölyedeyiz. Dünyanın en seri üretim yapan modern bıçak fabrikasına gitseniz geçmişte Hasan ustanın bu mütevazi atölyede sevgisini, ustalığını katarak ürettiği bıçak ve çakıları bulamasınız.

          Atölyeden hemen yanındaki Reşat beyin dede, baba yadigâr evine geçiyoruz. Günümüzde insanların modernleşme adına  “Toki tabutluklarına” yerleşmek için yarış ettiği bir zamanda Reşat dostum dede, baba ocağı yok olmasın diye sahip çıkıp emek ve para harcamış, geçmişten aldığı kültürü geleceğe taşıma sorumluluğunu üstlenmiş.

          Bana göre bu sorumluluk en büyük erdemlerden biri, büyük dedesinin, babasının evini, ailesinin kültür ve geleneklerini, doğasını bilmeyen bireyler, toprağa, ağaca, çiçeğe, böceğe saygıyı nerden bilip; gelecek kuşaklara temiz bir dünya bırakma sorumluluğunu taşıyacak.  

          Köy içinde yapılan gezi ve aslan başlı çeşme ziyaretinden sonra ev sahiplerinin  “tekrar bekleriz” sözleriyle vedalaşıp Seben’de başka bir dostla buluşmak üzere yola çıkıyoruz.

Cuma Camileri…

         Köyden Seben doğru giderken geçmişte insanların sosyal hayatında önemli bir yeri olan ibadetin dışında başka bayramlar, seferberlik ve haberleşme gibi toplanma merkezide olan Cuma camileri burada’da kendi haline terkedilmiş.

          Akşam karanlığında caminin içini gezerken kim bilir insanlar burası yapılırken nasıl çalıştı, ilk ibadete açılırken ne duygular içindeydi burada seferberlik çağrısı yapılan ve gidip dönmemek var diyen insanlar bu meydanda sevenleri ile nasıl vedalaştı.

          Düşündüm! Acaba  “farzı” dışında hac ve umre ziyaretlerini ticarete çevirenler ve gidip, gelme sayısıyla övünenler… Cuma camilerini, akmayan çeşmeleri, köy okullarını, eski köy mezarlığının çitlerini, tamir ettirdim, okuma imkânı olmayan iki çocuğu okuttum, burs verdim diye övünseler, sevap ölçüsünü bilmem ama insanlığa da faydalı oldukları için Allah onları daha çok sever.     

 

Sebenli “Ayarsuzlar şahı”  

 

         Akşam olurken önceden geleceğimizden haberdar olan Turhan(Yılmaz)dostum geldiniz mi diye sormadan telefonda nerdesiniz dedi ve az sonra buluştuk. Haydi, doğru eve gidiyoruz deyince düştük peşine eşinin hazırladığı birbirinden güzel yöresel yemekler eşliğinde başladık sohbete gece boyunca halk bilimi, yöresel şive, yöresel kelimeler, turizm, tanıtım, Kınıkçı kanyonu, Seben’in muhteşem coğrafyası, doğa yürüyüşü, konuştukça konular birbirini izledi.

          Turhan dostum halk bilimi, folklorik değerler yöresel şive, özlü söz, vb. tarih belgeleyicisi, Ülkemizde birçok il ve ilçede müze yokken çevresinde ne var ne yok toplayıp sergilemiş böyle bir kültür ve geleneğin oluşmasını örnek olan ve bıkmadan, usanmadan elde avuçta ne bilgi, belge varsa toplayıp, arşivleyen bir “ayarsuzlar şahı” yol ve gönül dostluğu yapılacak zamane dervişi, sırtınızı güvenle dönebileceğiniz ”herkese lazım” denen türden… İnsanlığına diyecek bir şey yok ama bu kadar yeteneği kıskanmamak elde değil.  

 

VEGKE Ailesinin “VEGKE Solaklar Kütük Evleri”

          Seben’de turizm ve tanıtıma önem veren yöneticiler var… Şimdi değilse bile önümüzdeki yıllarda Seben koca yayla göleti, Solaklar ve Muslar kaya evleri, Çeltik dere Kilisesi, fosil ormanı, kaplıcası, vadi ve kanyonları ile turizmden önemli derecede pay sahibi olmaya aday.

            Bundan önce Seben in muhteşem coğrafyasını görmeye gelenlerin akşam konaklayacakları yer sınırlı idi. VEGKE kütük evleri ile artık bu sorunda ortadan kalkmış oldu. İşletmeci Volkan beyle tesisi gezerken düşüncelerimi söyledim… Bizim memlekette yapılan işe kusur bulanda öneri getiren çok olur tesis karar verilip yapılmış bundan sonra bize düşen Seben’in çevresel turizm potansiyelini görmeye geleceklere akşamları konaklayabilecekleri çok güzel bir mekânları olduğunu söylemek.

Mehmet Cantürk

Mehmet_canturk14@hotmail.com

www.mudurnuhaber.com

 

Dikkat KARACA Çıkabilir

Mudurnu Sakarya Karayolu üzerinde yolun kenarında telef olmuş KARACA yı görenler, yollarda  sürücülerin daha dikkatli olmasını istediler.

Yollarda, yabani hayata ait hayvanların yollara çıkabileceği alanlarda daha dikkatli, sürücülerin davranması ve  Levhalandırma çalışmaların daha dikkatli yapılmasını istediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Bende Aday olabilirim

 Çok kıymetli  ve değerli Mudurnulu ve Mudurnu sever dostlarım. Çevremdeki arkadaşlarımında çok israrı ile bende aday olabilirim diye bir düşünce oluştu.

aydın özpelit

Dün gerçekleştirilen  Kocaeli ve İstanbul  seyahatında arkadaşlar ile sohbet ederken bir kez daha anladımki,  şu kısa ömrümüzde çevremize ışık vermek ve hizmet etmek gerekiyor.

 

Bir dakikamızın bile boş geçmemesi ve Mudurnu ilçemiz için çalışmak adına , ciddi olarak bende Mudurnulu bir genç olarak aday olmak ve ilçeme hizmet etmek istediğimin farkına vardım.

 

Bu açıklamayı yılın ilk gününde vermek istedim. İnşaallah  Mudurnu ilçemiz  ve şahsen benim için bu karar hayırlı olur. Tüm Mudurnuluları ve Mudurnu severleri gençleri,orta yaşlıları çıkacağım bu yolda beni desteklemelerini ve katkı vererek, Mudurnu ilçemizin yarınlara ve gençlere daha yaşanabilir bir ortam bırakmak için beraber çalışmayı diliyorum.

 MUDURNU DA GENÇLİK

İlçemizde yapılavak o kadar iş varki, gençliğe yönelik programlar ve çeşitli organizasyonlar bu çatı altında rahatlıkla yapılabileceği kanaatindeyim.

 

Şimdiden teşekkür eder, 2013 yılında Mudurnu da bazı şeylerin değişmesi gerektiğinin altını çizerek  bu oluşumda destek ve dua bekliyorum.

Saygı ve sevgilerimle

Aydın ÖZPELİT

Mudurnu Haber

www.mudurnuhaber.com