ARINÇ: “BİRİLERİNİN AYAĞININ NASIRINA BASTIK”

BURASI BOLU OSADA OLU, OMASADA OLU DEDİLE.


ARINÇ: “BİRİLERİNİN AYAĞININ NASIRINA BASTIK”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bolu mitinginde yaptığı konuşmada dinlemelere sert çıkarak, “Çok fazla kaldık galiba iktidarda? Birilerinin ayağının nasırına mı bastık yoksa? Birilerinin çıkarlarına engel mi olduk yoksa?” dedi.
 akpartibolu
ak-parti-bolu

BOLU (İHA) – Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bolu mitinginde yaptığı konuşmada dinlemelere sert çıkarak, “Çok fazla kaldık galiba iktidarda? Birilerinin ayağının nasırına mı bastık yoksa? Birilerinin çıkarlarına engel mi olduk yoksa?” dedi.

akpartibolu1

Yerel seçimler öncesi miting yapmak üzere Bolu’ya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cuma namazının ardından Kent Meydanı’nda Bolululara seslendi. Binlerce kişinin katıldığı mitingde kalabalığa dikkat çeken Arınç, şöyle konuştu: “Zor günleri bilirim. Muhalefette kaldık yıllarca. İktidarı da bilirim. Yaptıklarımızla iftihar ederim. Ama bu son yapılan mitingler var ya akıl şaşıyor. Bu nasıl olabilir. Bu nasıl böyle heyecanlı bir topluluk, bu kadar toplanabilir ve mitinglerimize destek verebilir. Her gün hakaret edilen bu hükümet değil mi? Her gün yıpratılmak istenen bu başbakan değil mi? Her gün hakkında iftiralar yapılan insan bu değil mi? Nasıl oluyor da Malatya en son mitinginin üç misli kalabalık toplayabiliyor. Nasıl oluyor Elazığ geçmişteki mitinglerin üç dört mislini toplayabiliyor. Dik duruyoruz, dikleşmiyoruz. Cesuruz, kararlıyız, ilkeli siyaset yapıyoruz. Millete hizmetten başka bir derdimiz yok.”

akparti-mudurnu

Ak Parti olarak bundan sonraki seçimlerde yüzde 60’lara talip olduklarını açıklayan Bülent Arınç, sözlerine şöyle devam etti: “Herkes Ak Parti’den memnun olduğunu söylüyor. Memnun olmasalar yüzde 50 oy verirler miydi? Yüzde 50 oy ne demek biliyor musunuz? İki kişiden biri demek, dört kişiden ikisi demek, altı kişiden üçü demek. Sandığa gidiyorsunuz. Çıkan her iki kişiden birinin size oy verdiğini gösteriyor. ‘O 2011’deydi canım. Şimdi tablo değişti mi?’ diyorsunuz. Yarın genel seçim olsa yüzde 52’leri, 53’leri gösteriyoruz. Allah’ın izniyle 60’lara talibiz 60’lara. Milletin yalanlara inanacak hali yok.”

akpartibolu-mudurnu

Son zamanlardaki kaset ve dinleme iddialarına da sert yanıt veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, üç partili koalisyon dönemini anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim devraldığımız üç partili koalisyonda 38 bakan vardı. Biz tek başımıza iktidara geldik. 38’i 24’e indirdik. Peki, bunlar niye 38’di. Çünkü onlar koalisyon yaparken bakanlık pazarlığı yapıyorlardı. ‘Bana 8 tane vereceksin ha, ben 9 alacağım. Benim sayım üç fazla, bana 15 vereceksin.’ Haydi bakanlıkları dağıttık diyelim. Her parti bayındırlık bakanlığını almak ister. Çalışmayı almak ister. Sağlık Bakanlığını almak ister. Niye? İhalesi çoktur. Çalışanı çoktur. Kendi aile efradını, kendi dostlarını, arkadaşlarını yerleştirmek için. Herkes bir kırmızı plaka hesabı yapardı. Ee deli misiniz? Onların 38 kişi yaptığını siz niye 24’e indirdiniz. Hayır, akıllıyız da onun için. O 20 tane devlet bakanının her birisi sadece bir bankadan sorumluydu.

bolu-mudurnu-akparti
O bankalardan kendi işletmelerine kredi çekecek, sonrada adı başka yolsuzluklara karışacaktı. Siz bunları 11 seneden beri görüyor musunuz? Şimdi bize laf atmaya çalışanlar, bizim aile dostlarımızla yaptığımız konuşmaları bile alçakça, ahlaksızca tespit edip bunları her akşam yayınlamaya kalkanlar, bugünleri görmediler mi?” Meyveli ağaca taş atıldığını anlatan Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: “Çok fazla mı olduk yoksa? Çok fazla mı kaldık iktidarda? Birilerinin ayağının nasırına mı bastık yoksa? Birilerinin çıkarlarına engel mi olduk yoksa? Neden yıkılmasını istiyorlar bu hükümetin? Arkadaşlar Allah’a söz vermiştik. Bu millet darbeler gördü. Bu millet muhtıralar gördü. Bu millet demokrasiyi kesintiye uğratan çok kötü şeyler gördü. Neden, güçsüz siyasetçiler vardı. Korkak siyasetçiler vardı. Dik duramayan insanlar vardı.”Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir saat süren mitingin ardından belediye başkan adayları ve milletvekilleriyle vatandaşları selamladıktan sonra Düzce’ye gitti.
www.mudurnuhaber.com
BOLU MİTİNG FOTOĞRAF ALBÜMÜ FACEBOOK SİTEMİZDE :   https://www.facebook.com/aydin.ozpelit/media_set?set=a.10152218987405340.1073741830.765370339&type=1
toki otopark SULAR EKMEK

MUDURNU DOĞAL GÜZELLİĞİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR

MUDURNU  DOĞAL GÜZELLİĞİ İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Mudurnu ilçesinde  kişilerden kaynaklanan bazı sorunlar olmasına rağmen, ilçedeki Doğal güzellikler ilçe dışından gelenleri kendine hayran bırakıyor.

İlçe genelinde dışı sıvasız duran Ahşap evler kimi zaman Bir Gelin Damadın Ömründe unutamayacağı pir Pozda zamanda dururken, kimi zamanda Konak Bahçesindeki Kına Gecesi Gelin Adayının unutulmazları içersine giriveriyor.

İŞTE BURASI MUDURNU

Mudurnu ilçesi aslında  Tarihi, Kültürü ve Gelenekleri ile   çok güzel ve şirin bir ilçe, ulaşım problemi olmayan Bolu’nun nadir İlçelerinden biri olan Mudurnu yıllardır bu değerlerini tanıtamamış.

Dünya’ca bilinen ABANT aslında Mudurnu ilçesine Bolu’dan daha yakın olmasına rağmen Mudurnu bu önemli değere sahip çıkamamış. Şimdilerde yaşanan siyasi ve Rant çekişmeleri   Mudurnu’da bundan 70 yıl önce de yaşanmış ve bu çekişmeler Dede den Toruna Miras  gibi kalıvermiş.

Tabiî ki bunları yazanlar ve bu işlere öncülük edenlerde bazı kesimler tarafından sevilmemiş ve zaman, zaman dışlanmışlar. Haklı iken haksız çıkarılıp susturulmuşlar veya susturulmaya çalışmışlar.

Her şeye rağmen, Mudurnu ilçesinde geride ayakta kalan bazı binalar ve Tarihi eserler yerlerine yenileri yapılmak, tadil edilmek için yıkılmış ve destek göremedikleri için şu an harabe şeklinde bekliyor.

İlçeye  dışarıdan gelen  Fotoğraf aşıkları MUDURNU ilçesinde  dijital Fotoğraf makinelerinin  hafızalarını doldurmuşlar. Buraya gelirken  acaba gidince ne ile karşılaşacağız diye içlerinde değişik düşünceleri olan Fotoğraf severler ve Doğa tutkunları MUDURNU ilçesinde her ikisini bir bulmanın  heyecanı ile ileriki bir zamanda tekrar gelerek incelemeye kaldıkları yerden devam etmek için Takvimlerdeki gelecek günlerini şimdiden işaretlemişler bile…

Tabiî ki ilçemiz Doğal güzellikleri ile çok zengin bir ilçe olmasına rağmen bu güne kadar ismini Tavukçuluk sektörü ile duyurduğundan  ve şu anda bizim Turizme geçiş yapmamızdan kaynaklanan bazı problemler  var. Bunların başında Mudurnu’ya her gelen  misafirin aklında kalan  kötü bir Koku, Turizm de bu tip olaylar hoş olmayan olaylardır. Bu kokunun sahibi bizleriz, eğer bu koku ve benzeri çevre olaylarının, mesela Çöp ü buraya Bolu dan getirip atmıyorlar. Gerek, ÇÖP olsun gerekse Koku olsun, çözülmeyecek sorunlar değil. Tek önemli olan bunların varlığına inanmak ve birlikte hareket ederek  kalıcı çözümler üretmektir.

Eğer burada yaşamak istiyorsak.

 

www.mudurnuhaber.com

 

Regaib Kandili duası

Bu gece Regaib Kandili… İşte bu mübarek gecede edilebilecek dualardan biri…

  Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Regaib gecesinin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Regâib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.

Regaib Kandili  DUASI

Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm

Bismillahi’r-rahmani’r-rahîm

Ey bizleri varlığa erdiren

Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran

Güzeller güzeli rabbimiz!

Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya sonsuz salât ü selam olsun.

İçinde

bulunduğumuz şu mübarek Regaib Kandili münasebetiyle bu gecenin senin

katındaki kutsiliğini de vesile edinerek dergâh-ı ilahînin önünde

ellerimizi açıp yalvarıyoruz:

YA İLAHE’L-ALEMİN!

Bize

verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla engin

rahmetinin kapısına dayanıyor, şu mübarek Regaib gecesinde bir kere daha

hâlimizi arz etmek istiyoruz.

EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur;

Ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur.

Bütün dileklerimizi kabul buyur

Ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur;

Yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

EY KORUYUP KOLLAYAN ALLAHIM!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma;

Akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden,

Nefislerimizi cismânîliğin baskılarından,

Gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle ya Rabbi

Biz kullarını; ilimde kibir ve gururdan,

İbadette riya ve gafletten

Ve duygularına renk attıran ülfetten koru ya Rabbi!

Senin yolunda yürüyor gibi görünüp senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde iç içe firkat yaşamak,

Hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır!

Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine bizleri bağışla,

İnayetine ihtiyacımız açık,

Çaresizliğimiz her halimizden belli;

Bizleri yara-bere almadan

Ötelerdeki

güzelliklere ancak sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa

çatlamış ve kırılmış ruh dünyamızı da ancak sen tamir edebilirsin.

İçimizi sana döküyor,

Kusurlarımızı sana açıyor ve bizlere yeniden iyi insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun.

Sana yönelenlere hep “gelin, gelin” diyorsun.

Ey Rab! Bütün kusur ve hatalarımızla beraber müsaade buyur “biz de geldik” diyelim. Geldik ve şu mübarek gecede sana,

Yolların amansızlığını,

Nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını,

Bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz.

Bilhassa, her zaman hatalara açık duran,

Günahlara meyyal bulunan

Ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan,

Serkeş nefsimizi sana şikayet ediyoruz.

Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır Ya Rabbi

Lisanlarımızı yalandan, gıybetten, senin sevmediğin,

Hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle ya Rabbi!

Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle ya Rabbi!

Niyetlerimizi ihlaslı kıl ya Rabbi!

Ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI,

EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder,

Davranışlarımız ahenksiz,

Çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık,

Dünyanın durumu boz-bulanık,

İşte böyle bir dağınıklık içinde sana geldik.

Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı,

Şimdiye kadar gelip senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış;

Hiçbir pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır.

Bizi hilm ü silminle güçlendir ve affınla bizlere muamelede bulun ya Rabbi!

EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Şu mübarek Regaib gecesinde binler, yüz binler senin karşında gerek burada gerek televizyon ekranları karşısında divan durarak

Ellerimizi

sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına

her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının

tokmağına inleyerek dokunuyor ve “biz geldik” diyoruz.

Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine,

Her

sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak senden uzaklığımızı

geçici dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde

tasavvur ediyor, senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona

bağlıyoruz ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Mescitlerimizde Kur’an okunuyor,

Minarelerimizden dinin temeli ezanlar yükseliyor;

Ve

biz mabetlerimizde, mescitlerimizde bülbülü hoş eda nağmeler dinlemeye

erdik, sen bu nağmeleri kesip bizi inkisara itme ya Rabbi.

Hazret-i Muhammed’i güldüren,

Kur’an’ın manasını güldüren,

Eslâfı, ervahı, eşbahı güldüren bu manzarayı makûs edip

Bütün bu gülenleri şu mübarek gece hürmetine ağlatma ya Rabbi.

EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız,

gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden

fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli;

Eller yasak meyvelerde,

Ağızlar harama açık duruyor;

Gözler başkalarının kusur müfettişi..

Yalan revaçta, hıyanet sıradan bir şey,

Hak ve adaletin ismi var sadece;

Vefa Kafdağı’nın arkasında,

Ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış;

Buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta.

Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement;

Her biri birer çukur olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve özümüzle bütünleşip kendimiz olamıyoruz.

N’olur bu durumdan bizleri kurtar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap

Ne de tutarlı bir plâna sahibiz.

Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz;

Kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz.

Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rabb!,

Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz.

Kendimiz edip kendimiz bulsak da,

Rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek genişlikte.

Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

EY KAİNATIN SULTANI!

Dua edenlere cevap veren sen,

Izdırapları dindirip ihtiyaçları gideren sen,

Devrilenleri kaldırıp doğrultan sen,

Çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de sensin!

Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı;

Nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü;

Samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı.

Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere..

Var eden sensin, yok eden de sen; uzak tutan sensin, yaklaştıran da sen;

Sen

bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın

neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi söyleyemezdik.

Verdiklerin

vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını

duyur ve benliğimizde sana karşı yaklaşma heyecanları uyar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun..

İç

dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi sensizliğin

zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş

koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma.

Senden

kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet,

niyetlerimize de ihlas istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa

ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur ya Rabbi!

EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Ya Rabbi dokuz asır tevhide bayraktarlık yapmış bir milletin torunları olarak biz senin adını omzumuzda taşımaya,

Âfaktan âfâka serhad türküleri söyleyerek gezmeye,

Kaleleri aşmaya, cihana muvazene getirmeye,

İnsanlık için denge unsuru olmaya alıştık Ya Rabbi.

Sen bizi buna davet ettin, “sizi ifrat ve tefritin ortasında ümmet-i vasat yaptım” dedin. Bizlerde böyle olmaya çalıştık,

Sen bizleri devletler muvazenesinde olması gereken ufka ulaştır ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Cihanın çeşitli yerlerinde yeni gelişmelerin olduğunu duyalım ve bunların şükrünü eda etmek için iki büklüm huzuruna gelelim.

Minarelerden hakiki manasına uygun Allah-u Ekber nidalarının yükseldiğini duyalım..

Gözyaşlarımızı ceyhun ederek huzuruna koşalım..

İki büklüm rükua varalım.. Bu az oldu diye secdeye kapanalım..

Gözyaşlarımıza muhtaç seccadeleri ıslatalım..

Ve

pek çoğumuz bu neşvenin içimizde hasıl ettiği mevcelenme ile canı

dudağına gelmiş, kalbi durmuş insanlar olarak ruhumuzu teslim edelim..

İnşirah, beşaret ve beşaşet içinde şadırvanların temiz güvercinleri gibi kanat çırpalım, sana yükselelim..

Bedrin

aslanları gibi, Uhud’un kaplanları gibi, cihan tarihinde benzerine az

rastlanan harika nesiller gibi olma yolunda bir hayat sürelim..

Bizi bu mübarek gece hürmetine bu türlü lütuflarla şerefyâb eyle ya Rabbi.

EY RAHMETİ GAZABININ ÖNÜNDE BULUNAN,

KULLARININ TEVBELERİNİ KABUL BUYURAN VE DUA DUA YALVARANLARIN NİDALARINA İCABET EDEN YÜCE RABB’İMİZ!

Amellerimizdeki

eksikliklere ve sözlerimizdeki kırık-döküklüğe değil, hakkındaki hüsn-ü

zannımıza ve rahmetine bağladığımız recâmıza göre muamele et ve bizim

dualarımıza da icabet buyur;

Bizi haybet ve hüsrana uğratma!

EY KORUYUP KOLLAYAN YÜCELER YÜCESİ!

Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahlardan dolayı bize azap etme..

Şu aciz kullarına, gazabının önüne geçmiş o engin rahmetinle ve fazlınla

Muâmele eyle..

Bizi dünyevî afet ve rezaletlerden,

Ahiret azabından,

Kalbleri fenalığa esir düşmüş kötü insanların şerlerinden,

Fâcir kimselerin komplolarından,

Düzenbazların hîle ve tecavüzlerinden,

Bozguncuların kırıp dökmelerinden

Ve bütün despotların zulmünden

Sen bizleri ve ülkemizi

Muhafaza buyur ya Rabbi!

Ya Rabbi bize dünya da ve ahirette iyilikler lutfeyle

Bizleri cehennem azabından azad eyle

Ya Rabbi bizi, anne ve babamızı, ve bütün inananları büyük buluşma ve duruşma gününde sen mağfiret eyle

Ya Rabbi ülkemize ve islam alemine birlik ve düzen

Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle

EY YAPILAN DUALARA CEVAP VEREN ALLAH’IM!

Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;

Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,

Darda kalanlara icabet edersin,

Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın

Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin

Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin

Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Burada okunan Kur’an’dan

Getirilen salat ü selamlardan

Terennüm edilen mevlid-i şeriften

İlahi ve kasidelerden

Hasıl olan sevaplardan başta Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammed (SAS) olmak bütün enbiya ve murseline

Dine diyanete hizmet etmiş insanlara

Bütün eş dost akraba arkadaş ve arkadaşlarımıza

Tüm yakınlarımıza ve büyüklerimize

Gazi ve şehitlerimize

Bu ülke için hizmet vermiş devlet adamlarımıza

Armağan ediyoruz sen onların ruhlarını da hissedar eyle ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Efendimiz Hazret-i Muhammed’e,

Muallâ aile efradına

Ve bütün Ashab-ı Güzînine

Salât

u selam ederek ve şu mübarek Regaib gecesini vesile edinerek bunları

senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..

Amin amin amin

 

Velhamdü Lillahi Rabbil Alemine’l-fatiha 

www.mudurnuhaber.com

NE OLURSAN OL, YİNE GEL

 

NE OLURSAN OL, YİNE GEL

Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen müzelerinden Mevlana Müzesi  Yurt içi ve Yurt dışından ziyaretçi akınına uğruyor.

En fazla ziyaretçi alan Müzelerden biri olan Mevlana Müzesi’ni, her yıl yüz binlerce kişi ziyaret ederek, Mevlana’nın sandukası başında dua ediyor.

Ne olursan ol , yine gel sözü ile bilinen Mevlana Hazretleri  yılın her günü ziyaretçi almaya devam ediyor. Mevlana Hazretlerinin Kabrinin bulunduğu  Yeşil Kubbe’nin batısında ve Mevlana’nın başucunda eşi Kerra Hatun (1292), Mevlana’nın kızı Melike Hatun (1306), Mevlana’nın oğlu Muzaferüddin Emir Alim Çelebi (1277), Mevlana’nın torunu Celale Hatun (1283), Kadı Tacettin’in kızı Melike Hatun (1330), Çelebi Hüsamettin (1284) ve bu dergâhta postnişinlik yapmış çelebiler ile onların ailelerine ait 65 sanduka bulunuyor.

NEY USTALIK İSTERMİŞ!

Evet, NEY Müzik aletinin çıkardığı o muhteşem sesi Konya nın her yerinde duymanız mümkün. O sesi çıkaran Ney, bir Türk Sazı olarak biliniyor. Tasavvuf müziğinin simgesi haline gelen NEY,  Konya ve Mevlana ile birlikte anılıyor.

 

 

Mevlana Müzesi  T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı  Müze statüsünde olup Müze giriş bedeli olarak 3 Tl karşılığında  tek kullanımlık bir Elektronik bilet veriliyor.  Müzeyi Yurdun çeşitli yerlerinden ziyaretçilerin yanısıra Dünya nın değişik yerlerinden, değişik inançta insanlarda ziyaret ediyor. Yurt dışından gelen ziyaretçilerden en dikkat çekici misafirler arasında Japon ziyaretçiler dikkatleri çekiyor.

www.mudurnuhaber.com

 

GENÇLEŞİYOR MUYUM ? SEBEBİ NE ?

EVET, gençleştiğimi hisseder gibiyim. Şair diyor yaaa, yaş 35 yolun yarısı diye, çok değerli bir hocam ise, be Mübarek Hâşâ Allah ile aranda senetmi yaptın 70 yaşına kadar yaşamak için nerden biliyorsun 35 yaşında yolun yarısında olduğunu diye vaazlarında şaire çatıyor.

Günlerden 13 Mart 2013 bir Ankara ziyareti dönüşüne geçtiğim anda Cep telefonumda tanımadığım bir ses, efendim biz sizi Mudurnu Yarışkaşı Konağı Nevzat ANLITAN bey in vasıtası ile arıyoruz, sizin ile bir konu hakkında görüşmek istiyoruz dedi. Bende ben Ankara dayım Bolu’ya geliyorum, orada görüşsek olurmu? dedim.  Tamam, gelince görüşelim dediler. Konuyu bilmediğim için hemen Nevzat abiyi aradım, bana dediki birisi size bir şey tanıtacağız, çok faydalı dedi bende benim bu işlere ayıracak vaktim yok, bunu yapsa yapsa Mudurnu’nun kâhyası bizim Aydın var onu arayın dedim dedi. Bende iyi o zaman abi  ben gidip bir bakayım bakalım neymiş dedim.

Ankara dan Bolu ya gelene kadar, acaba şu mu acaba bumu, acaba yeni bir termal proje varda bana bir şeymi teklif edecekler diye gelene kadar çatladım. Nihayet Bolu’ya geldim ve buluştuk. Orada Alp ve Hüseyin Bey diye iki arkadaş ile tanıştım. Dedim arkadaşlar buyrun konu nedir bir anlatın, teklifinizi bekliyorum. Arkadaşlar dediler ki bizim işimiz sağlıklı beslenme ile ilgili, ben hemen daha önceki bilgilerime dayanarak hay Allah keşke gelmeseydim, bunlar bana bir şeyler satacaklar. Biraz arkadaşları dinledim, ban çeşitli slâytlar ve görüntüler seyrettirdiler ve kendileri ile ilgili daha önce çekilmiş ve şimdiki hallerini gösterdiler.

Tabiî ki ben arkadaşları daha önceden tanımadığım için, işin açıkçası güvenemedim. Efendim biri 95 kğ den 65 kğ ye düşmüş, biri 130kğ den 80kğ ye düşmüş ve çok sağlıklı görünüyorlar. Dediğim gibi arkadaşları tanımadığım için, pazarlama taktiği olduğunu düşündüm. Bana dediler ki Yılmaz GÜNEY i tanıyorsunuz değil mi? Tanımam mı?  Evet bu sinema sanatçısı bizim programımız sayesinde bu kadar genç görünüme sahip.  Kendi kendime,  bu işler boş işler dedim. Arkadaşlar size bir analiz yapalım, ücret felan istemiyoruz, sadece bilgilerinizi size söyleyelim. Şunu da hatırlatayım, buraya gelmeden 3-4 gün önce başlayan bir problemden dolayı sürekli başım dönüyor ve çok huzursuz olduğumdan dolayı çareyi ÇEK -UP yaptırarak rahatlamakta bulmuştum. Orada da doktorlar Karaciğerinizde yağlanma var,  biraz gıdalara dikkat edin diye uyarmışlardı.

Neyse biz teraziye çıkıp tartılarak bilgilerimizi verdik, kilo 95, yağ problemi ve normalde 42 olan Metobolizma yaşımın dengesiz beslenmenin ve her gün çeşitli gofret ve Çikolata beslenmem ile beraber 57 olduğunu öğrendim.

Kilomdan rahatsız olduğum için ayaklarımda ve diz kapaklarında zaman, zaman problemler yaşıyordum. Alp ve Hüseyin Bey, isterseniz bir deneme programı yapalım dediler. Anlatılanlardan sonra kaybedeceğim hiç bir şeyin olmadığını düşünerek deneme programına başlamayı kabul ettim.

Sonuç, önce Nevzat abi den sonra Alp ve Hüseyin Bey den beni ikna ettikleri için teşekkür ederim. Aradan 16 gün geçmiş ve ben 95 kğ den 92 kğ ye inmişim, zaten kendimde de hissedebiliyorum.  Ayrıca programa girdikten sonra gözle görülür farklılıkları kendimde görmeye ve hissetmeye başladım. Mesleğimiz ve birazda Siyaset ile uğraşmamızdan dolayı çok çabuk sinirleniyor ve çok fazla yüksek sesle konuşuyordum. Artık bazı alışkanlıkları otomatikman bıraktım. Eskiden bir oturuşta bir çorba ile bir büyük ekmeği neredeyse bitirirken, şimdi ise sadece bir dilim Ekmek yeme hissi içimden zor geliyor.

CAN BOĞAZ DAN GELİP, BOĞAZDAN ÇIKIYOR

Atasözü, Can boğaz dan gelir, EVET, Boğaz dan geliyor ama maalesef Kalp krizi, Damar Tıkanıklıkları, Alçak ve Yüksek tansiyon ve benzeri şeylerin ana kaynağıda  Boğazdan kaynaklanıyor, Boğazımıza sahip çıkamadığımız için, dengesiz beslenerek  hayatımızı hastane köşelerinde, o doktor senin bu Doktor benim  koşturarak geçiriyoruz. Benden size tavsiye, kendiniz için vakit ayırın ve sağlığınıza özen gösterin. Yol yakinken…

 

Saygılarımla

Mudurnu’da Muhsin Yazıoğlu İçin Bin 500 Kişilik Pilav Dağıtıldı

Bolu‘nun Mudurnu ilçesinde yaklaşık 600 yıldır devam eden ‘Esnaf Bereket Duası’nda bu hafta merhum Muhsin Yazıcıoğlu için pilav dağıtıldı.

muhsin-mudurnu

Mudurnu ilçesinde her hafta Cuma namazı öncesi yapılan bereket duasında bu hafta sürpriz yaşandı. Helikopter kazasında hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcoğlu için pilav dağıtıldı.

BBPMudurnu İlçe Başkanı Hüseyin Yağın, “Dört yıl önce şehit olan genel başkanımız merhum Muhsin Yazıcıoğlu için ilçemizde çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Bunlardan biri de esnaf bereket duası sırasında gerçekleştirildi. Genel başkanımız için ilçe halkına pilav ikramında bulunduk. Allah kabul etsin” dedi. Cuma namazı öncesi pilavlarını alan vatandaşlar afiyetle yedi.

muhsin-mudurnu1

 

 muhsin-mudurnu2

 

muhsin-mudurnu4

 

www.mudurnuhaber.com

 

ÇANAKKALE ZAFERİ

ÇANAKKALE ZAFERİ

 
18 MART 1915 tarihini her gördüğümde aklıma sıradan bir tarih değil;bir devrin battığı,paramparça olmuş bir milletin yeniden dirilişinin bir destanı gelir.18 mart 1915 tarihini gördüğüm de bugünlerde gördüklerimiz değil,din,dil,ırk,mezhep ayrımı yapmadan dedelerimizin kenetlenmesidir.
 
18 mart 1915 tarihini şu kısa şiir benim duygularıma bir nebze olsun tercüman olabilir

Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdi
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.
Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
 
bu yazımda tarihi içeriğe girmeyeceğim.bize bu savaştan yansımış manevi değerleri öne çıkarmayı uygun buldum.
geçenlerde okuduğum bir yazı çok duygulandırdı.57.alayda savaşan komutanlardan biri ağır yaralanmış.yaralı yattığı yerden askerlerden kaldırmalarını emretmiş.askerler komutanım çok ağır yaralısınız demişler.ben size emrediyorum demiş.ayağa kaldırdıkları komutan bir süre sonra askerlere yere yatırmalarını emretmiş.askerler neden ayağa kaldırma emrini verdiğini istemeden komutan sormuşlar.evlatlarım az önce buradan peygamberimiz geçti.o buradayken ben onun karşısında nasıl yerde yatarak saygısızlık yapabilirim ki demiş.
 
işte hemşehrilerim bizler böyle ecdadların torunlarıyız.peki biz onlara layık olmak için ne yaptığımızı düşündük mü hiç.sizlere tarihe mal olmuş seyit onbaşı anımsatmak istiyorum;
 

Çanakkale Savaşı’nın kahramanlarından Seyit Onbaşı’nın tartışıldığı bu günlerde çok önemli bir bilgi ortaya çıktı. 1936 yılında bir gazeteye röportaj veren Seyit Onbaşı, Çanakkale Savaşı’nın ruhunu taşıyan o fotoğrafın nasıl oluştuğunu an be an anlatıyor!

Çanakkale Savaşı’nda Seyit Onbaşı olayının ‘gerçek dışı’ görülerek alan kılavuzları ders kitabından çıkarılmasının yankıları devam ediyor. Bu arada Seyit Onbaşı’nın bir gazeteye röportaj verdiği ortaya çıktı.

Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay’ın verdiği bilgiye göre Seyit Onbaşı olayı, 1936 yılında Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Gıyas Tekin Bey’e anlattı. Küpürü yıllardır saklanan haberde Seyit Onbaşı’nın sözleri özetle şöyle aktarılıyor:

“Kilitbahir Mecidiyesi’ndeki uzun 24’lüklerin üçüncü topunda idim. Bir kere mermiyi kucaklayacak oldum, yağlı olduğundan elimden kaydı. Elimi biraz topraklayarak bir dizimi yere koydum ve mermiyi sırtladım. Merdivenleri ilk defa nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Gene aşağıya atlayarak 2., 3., 4. mermileri sıra ile taşımaya başladım. Aslan topumuz gürlemeye başlamıştı. 4. mermiyi attıktan biraz sonra idi, Gonca Suyu tarassut mevkisi, iki mermimizin isabetini bildirmişti. Bu haberi de duyduktan sonra bana gülleler, ufak bir saman çuvalı kadar yenik (hafif) geliyordu. Sanki denizin üzeri yanıyordu. Sağda solda iki gemi, kara dumanlar ve kızıl alevler içinde yana yana batıyordu.”

 

işte görüyorsunuz bizim ecedadımızı.kendi kişisel menfeatlarını öne çıkarmadan sadece vatanı için canını dişine takarak neler yaptığını.

 

yazımı fazla uzatarak sizleri sıkmak istemiyorum fakat beni çok etkileyen yaşanmış bir hikayeyi anlatmadan geçemeyeceğim.ZONGULDAKLI bir gazi dedemizin hikayesi;CONKBAYIRINDA yaralanan bir gazi.

 

-CONKBAYIRINDA ayağımdan bir ay boyunca çarık çıkmamıştı.ayağımda bir sıcaklık hissettim.çarığı bir çıkardım ki içi kan dolmuş.biraz sonra kan kaybından bayıldım.İSTANBULA hastaneye götürmüşler,gözlerimi orada açtım.ZONGULDAKTAN anam duymuş geldi İSTANBULA.hastanede benim ayağımdaki yarayı  görünce

-utanmadın mı bu kadarcık yara için ta ÇANAKKALE den İSTANBULA gelmeye.

-doktorlar ne diyonuz ya! moralini bozmayın hastanın bu basit bi şey değil bir ayda zor iyileşir.

anam döndü bi de doktorlara gürledi

-madem öyle bunu 1 ay sonra ÇANAKKALEYE geri göndereceksiniz.

-ben onu;beni şehit anası yapacak diye büyüttüm.

o hastane de 1 ay yattığı zaman içinde anası da 1 ay gönüllü hemşirelik yapmış.

 

GÜN BİRLİK İÇİNDE olmamız gereken ZAMANDIR.her karış toprağı şehit kanıyla bezenmiş ve rengini şehitlerin kanından almış ALBAYRAĞIMIZIN,bu VATANIN VE TOPRAKLARIN GERÇEK SAHİPLERİ ŞEHİTLERİMİZİNDİR.bazen içimden bu şehitler bugünleri görseler şehit düşmeden kahırlarından ölürler diye iç geçiriyorum.

 

sözlerimi şu şiirle bağlamak istiyorum,

 

 

TÜRKİYE’YE NEDEN TÜRKİYE DENMİŞ
BU İSİM BU YURDA GÖKTEN Mİ İNMİŞ
DEMEK Kİ APAÇIK BEDEL ÖDENMİŞ.
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
 
BEDELİ SAYISIZ ŞEHİT OLMUŞ CAN
BEDELİ BAYRAĞI AL EYLEYEN KAN
NE İSTERSE VERDİK BİZDEN VATAN
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
 
LAZ DA BEN,ÇERKEZ DE BEN KÜRT DE BEN
BUNLAR AZA,EL-KOL.TÜRK!TÜRK BEDEN
AĞZI OLAN KONUŞMASIN BİLMEDEN
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
 
ŞEHİTLERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN!RAHMETLİ MEHMET AKİF ERSOY’UN BELİRTTİĞİ GİBİ YÜCE MEVLAM BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRTMASIN!
 
Yusuf  TANRIKULU   MUDURNU HABER İSTANBUL   www.mudurnuhaber.com
 
Çanakkale destanını yaratan, başta büyük önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, çanakkale zaferini kazanarak vatan ve bayrağı için şehit olan kahraman mehmetçikleri minnet ve şükranla bir kez daha  anıyoruz..Aziz ruhları şad olsun…

MUDURNU HABER AİLESİ
 

YATIRIM İSTEMEZÜK

YATIRIM İSTEMEZÜK

Mudurnu,  Bolu’nun şirin güzel ve küçük bir kasabası olup, şu anda son sayımlarda Köy statüsündeki köylerinde mahalle olarak sayılması ile birlikte beş bin nüfusu aştı. Yıllardır Mudurnu’da birileri bir yatırım yapmak istermiş ama her nedense mutlaka bir kulp bulunup yatırımların engellendiğini küçük yaştan beri duyarım.

MUDURNU GELİŞSİN

Mudurnu’da yaşayan ve yaşamayan Her kesimden insan  Mudurnu gelişsin der, toplantılar yapılır, geceler düzenlenir, ama her ne hikmetse toplantılar biter, yenilen yemekler  yanımıza kaar kalır. Mudurnu gelişsin, ama  şu gelmesin, Mudurnu gelişsin ama bu gelmesin, Mudurnu gelişse , gelişse en iyi Kültür ve Termal turizmle gelişir deniliyor ve çoğu insanda bu fikri savunuruyor. Ama kalkıp yatırımcı biri çıktığı an aman oraya yapmasın, aman buraya yapmasın, ben bunları görünce aklıma hemen şu geliyor. Beyazıt ÖZTÜRK ün bir tiplemesindeki gibi vatandaşımız hem Mudurnu’ya yatırım gelsin istiyor, Hem para kazanalım istiyor, Mudurnu da hem seviye yükselsin istiyor , ama benim olsun istiyor, ben kazanayım, mutlaka benim olsun istiyor. Ben burada şunu sezinliyorum, sanırım kıskançlık ve çekememe alametleri, benim olursa OK , benim olmazsa olmasın gerek yok.

 

Büyüklerimiz hep anlatır, Mudurnu ECA gelecekti, engellendi denir. İyikide gelmemiş, eğer gelseydi şu anda bu tartışmaları yapmamış olurduk.  Bu gün günlerden Cumartesi Mudurnu’nun Pazarı , Esnaf lar dükkanlarda oturup Köylerden vatandaşlar gelsin diye sürekli dışarıyı gözetliyor, hafta içi siftah bile edemeyen Esnafımız acaba bu haftayı Cumartesi günü ile kurtarabilirmiyiz düşüncesinde…

 

Ama gerek yok, Mudurnu fazla kalabalıklaşırsa yaşam sıkıntı olur, onun için biz bize yeteriz, dışarıda yaşayan Mudurnulu kardeşlerimiz ehbaplarımızda yorumları ile desteklesinler, Mudurnu fazla kalabalıklaşırsa onlarda  3-5 yılda  bir geldikleri ve en fazla 10 gün kaldıkları Mudurnu’da rahat edemezler, Ekonomi hiç önemli değil, naslı olsa Allah koymuştur bir yoluna, zaten yaşayanların %70 i Emekli, onlarda bize yeter.

 

 Mudurnu’nun nesine  Termal, bakın ne güzel gidip Babas ta ayaklarımızı sokup yıkıyoruz, şimdi oraya yapılacak bir tesis bir sürü eleman  alır, Mudurnu’ya geri göç başlar, durup durduk yerde bizim rahatımızı bozarsınız.  Bakın Taşkesti de ne oldu?  Taşkesti bozulacak, bu adamlar Taşkesti’de  kaplıcayı yapıp paraları alıp kaçacaklar, dolandıracaklar diyorlardı, ama şimdi bakıyorum , bu sözleri söyleyenler  Sarot Termal de Müdür olmuş, diğerleride  iç ve dış havuzlardan dışarı çıkmıyorlar. 200 Taşkestili ye iş kapısı olmuş, ama hiç gerek yoktu, o kadar yatırıma,  sağolsunlar bu kadar dedikodunun döndüğü ve dalaverenin çevrildiği yerde hala  2.3. etap projeleri  gerçekleştirmeye ve Mudurnu’yada yatırım yapalım diyen yöneticilere  şaşıyorum. Aynı davranışları bana yapsalar, ne haliniz varsa görün der bir çivi bile çakmam.  O zaman sizlerde gider havuzda çimersiniz…

 

Saygılarımla

www.mudurnuhaber.com

 

EMITT turizmde çıtayı yükseltmeye devam ediyor

EMITT turizmde çıtayı yükseltmeye devam ediyor

Türkiye dünya turizm sıralamasında 6. ülke,
EMITT turizm fuarları sıralamasında 5. fuar konumuna ulaştı

2012 yılında Türkiye 30 milyona yakın ziyaretçiyle dünyada en çok turist ağırlayan 6. ülke konumuna ulaşırken, Türkiye’nin tanıtımında önemli bir rol oynayan EMITT Fuarı, 2012 yılında 128 bin ziyaretçiyle dünyanın en büyük 5. büyük turizm fuarı konumunu perçinledi.

emitthand_tango1-510x364

24-27 Ocak 2013 tarihleri arasında TÜYAP’ta 17. kez düzenlenecek olan Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT, Türkiye’nin turizmde emekleme dönemi olarak nitelenen 90′lı yıllarının ikinci yarısında Ekin Fuar tarafından hayata geçirilerek turizm fuarcılığında yeni bir dönemi başlattı. 1997 yılından bu yana turizmde Türkiye’nin nabzını tutan EMITT Fuarı, kısa bir zaman diliminde dünya çapında ses getiren turizm fuarları arasında yerini almayı başardı. Bugün dünyanın 5. büyük turizm fuarı konumuna ulaşan EMITT, Türkiye turizmde geliştikçe büyüdü ve hedef aldığı Akdeniz, Ortadoğu, Güneydoğu Avrupa ve Asya coğrafyasının sayılı fuarlarından biri olarak gücünü kanıtladı.

Hedef 60 milyon yabancı turist
2000 yılında Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısının 9 milyon 586 bin, elde edilen gelirin
9 milyar 161 milyon dolar olduğunu, 2011 yılı itibariyle turist sayısının 29 milyon 343 bine, gelirin ise 23 milyar dolara ulaştığını ifade eden Ekin Fuar Direktörü Hacer Aydın, 17 yıldan bu yana turizm sektörünün profesyonellerini Türkiye’ye getiren ve ses getiren fuar etkinliklerine imza atan EMITT’in bu başarıda önemli bir rolü olduğuna vurgu yapıyor. İstatistiki veri olarak EMITT’te boy gösteren kentlerin, bölgelerin ve beldelerin ziyaretçi sayılarını yedi sekiz kat artırdıklarını belirten Aydın, turizmde ihtisas fuarlarının çok büyük önem taşıdığını, doğrudan hedef kitleyle buluşmayı sağladıklarını, EMITT’in bu alanda geniş bir deneyime ve birikime sahip olduğuna vurgu yapıyor.

Türkiye’nin dünya turizm sıralamasında 6′ncı konumda olmasının önemli bir başarı olduğunu, ancak gerçek potansiyelinin çok gerisinde kaldığını ifade eden Aydın, doğru tanıtım stratejilerini hayata geçirerek Türkiye’nin zorlu bir hedef gibi gözüken 60 milyon turiste rahatlıkla ulaşabilecek tarihi, kültürel ve doğal zenginliklere sahip olduğunun altını çiziyor.

Turistik merkezler çeşitlendirilmeli
Türkiye’nin dünya çapında en cazip turizm pazarlarından biri olduğuna değinen Aydın, kişi başına turist harcamasında ise oldukça alt pozisyonda bulunduğumuzu, kongre turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi ve diğer alternatif turizm modelleri için son derece elverişli bir ülke olduğumuzu, değerlerimizi doğru tanıtım politikalarıyla buluşturduğumuz takdirde arzu edilen seviyeye ulaşacağımıza inandığını belirtiyor. Bununla birlikte, turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği lokasyonların başında İstanbul, Antalya ve Muğla’nın geldiğini ifade eden Aydın, Türkiye’nin dünyada eşi benzeri olmayan sayısız beldeye sahip olduğunu, bu beldelerin tanıtımda öne çıkarılmasının çeşitlilik açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapıyor.

EMITT Fuarı’nın bu anlamda Türkiye’nin en büyük tanıtım platformlarından biri olduğunu belirten Aydın, özellikle turizmde öne çıkmak isteyen beldeler başta olmak üzere turizmle de gelişmek isteyen tüm kesimleri 2013 EMITT Fuarı’nda yer almaya davet ediyor.

70 ülke EMITT’te buluşuyor
Dünyada ve Türkiye’de turizmde öne çıkmak isteyen beldeler, kalkınma ajansları, turizm firmaları ve sektör profesyonelleri her yıl EMITT Fuarı’nda düzenli olarak boy gösteriyor. 2013 yılında çok daha geniş katılımla yeni bir rekora imza atmaya hazırlanan EMITT Fuarı’na 2012 yılında dünyanın 62 ülkesi ve Türkiye’nin 150 şehir ve turizm beldesinden katılım gerçekleşmiş, 60.500 m2 fuar alanını 4.500 uluslararası katılımcı, 57.000 profesyonel ve 71.000 tatilci ziyaret etmişti. 2011 yılına kıyasla toplam ziyaretçi sayısında yüzde 12 oranında artış gerçekleşmişti.

www.mudurnuhaber.com

 

KANUNİ SULTAN CAMİİ TUVALETSİZ KALDI

KANUNİ SULTAN CAMİİ TUVALETSİZ KALDI

 Mudurnu ilçemizin en fazla Turist ziyaretcisi bulunan Tarihi eserlerinden biri olan Kanuni Sultan Süleyman cAMİİ Halk dilinde ( Yeni Camii) Tuvaletlerinin yıkılmasının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen yapılmadı.

 Tuvalet ihtiyacının giderilmesi için mutlaka acilen Kanuni Sultan Süleyman Camii adına yakışır bir Tuvaletin yapılması gerektiğini belirten vatandaşlar, Tuvaletlerin yıkılarak yerine veya başka bir yere Tuvalet yapılmamasının Mudurnu nun ayıbı olduğunu söylediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Huzur Sokağının Baş Rol Oyuncusu MUDURNU LU

Mudurnulu Namık ÖZTÜRK ün Kızı  Sinem ÖZTÜRK geçtiğimiz yıllarda Arka Sıradakiler adlı Dizi ile adını  duyurmuştu.

Şimdi ise ATV Televizyonunda yeni başlayan  “HUZUR SOKAĞI” dizisinin Baş rol oyuncu kadrosunda yer alan Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar dileriz.

“HUZUR SOKAĞI” dizisinde  Şükran  Karekterini Canlandıran,  Sinem Öztürk “Huzur Sokağı insanları sınıflandırmayan, ötekileştirmeyen bir iş” dedi ve ekledi: Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz.

ŞÜKRAN’I ÇOK SEVDİM

Dizide başörtülü bir kızı canlandırıyorsunuz. Teklif geldiğinde tereddüt yaşadınız mı?

Görüşmeye gittiğimde bana genel hatlarıyla ‘Şükran’ı anlattılar. Karakteri ve hikayeyi çok beğendim. ‘Şükran’ı çok sevmem bu projeye dahil olmamda çok etkili oldu. O çok naif, gururlu biri ve içinde çok büyük bir aşk yaşıyor. ‘Huzur Sokağı’ eğer insanlar arasında uçurum yaratan, onları sınıflandıran bir proje olsaydı, bu işe girmezdim. Hepimizin başörtülü arkadaşları, akrabaları var. Dizide de herkes kaynaşmış ve iç içe yaşıyor. İnsanları ötekileştirmeyen bir proje bu! Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz. Başörtülülerin de hikayelerini anlatmamız lazım.

Bundan sonra bu tarz projeler olacak mı sizce?

Bizde cesaret konusunda sıkıntı var ama bundan sonra daha cesur projeler çıkabilir. Kimseyi dışlamaya hakkımız yok! ‘Şükran’lar da, başörtülü kızlar da kendilerini ekranda görmek istiyor. Bizim çok temiz bir hikayemiz var.

Dizide ‘Bilal’, ‘Feyza’ ve ‘Şükran’ arasında bir aşk üçgeni mi yaşanacak?

Öyle bir durum var ama yaşananlar onları farklı noktalara sürükleyecek. Üçünün de haklı nedenleri var.

“İlişkileriyle bir yere gelenlere sinir oluyorum” demişsiniz. Bazı oyuncular haketmedikleri yerde mi?

Konservatuarlı olsun olmasın, bu iş için çok emek veren insanlar var. Ancak bazıları başka şeylerle gündeme geliyor ve bazı işlerin tepesine oturuyorlar. Kapris yapıp birilerini aşağılıyorlar. Geçmişlerinde ise hiçbir şey yok! Ben buna karşıyım.

Mudurnulular olarak Dizide Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar diler,   Dizinin 1-2 bölümlük bir kısmında Mudurnu ilçesininde  Turizm yönünden katkı sağlamak amacı ile işlenmesini dile getiriyoruz.

www.mudurnuhaber.com

Ramazan Bayramımız Mübarek olsun

Ramazan Bayramımız Mübarek olsun

 Çok kıymetli Dostlar,  bir Ramazan Bayramına daha erişmenin sevinci ile sizlere bu sayfalar aracılığı ile sesleniyorum.

 Bayramlar, Uzaklardaki yakınlarımız ile Aile ve Dostluk bağlarımızı kuvvetlendiren en güzel günlerdir. O günlerden birini daha hep birlikte yaşıyoruz. Ama ne yazıkki, Bayram dönüşlerinde birçok insanımız Trafik kazalarında can ve Mal kaybı ile karşılaşmaktadırlar. Bu kazaların oluş nedenlerinden biri dikkatsiz araç kullanmak ve aşırı hız nedeni ile direksiyon hâkimiyetini kaybetmektir. Siz siz olun, gideceğiniz yere sağ salim varabilmek ve mutlu bayramlar geçirmek için Trafik kurallarına uyunuz.

  Trafik kuralları deyince aklıma sürekli gelen bir hususuda hatırlatmadan edemeyeceğim, Mudurnu girişinde son günlerde yaşanan Trafik kazalarında ölümcül olmasa da maddi hasarlı kazalar gerçekleşmiştir. Mudurnu girişinde gerekli sinyalizasyon çalışmaları ve gerekli Trafik tedbirleri bir can’a mal olmadan alınmalıdır.

 Mudurnu İlçesindeki termal Canlılık

Evet, Mudurnu ilçemizde yılan hikâyesine dönen ve Su akar Türk bakar mantığı artık kırılmalıdır. Mudurnu ilçemiz Taşkesti beldesi sınırlarında faaliyete geçen Sarot Termal Bölgede bacasız bir fabrika görevi görmekte ve bölge halkı buradan maddi gelir elde etmektedir.

Neden Mudurnu ilçesindeki Babas suyu Mudurnu ekonomisine değer katmasın?

 Neredeyse 30 yıllık mazisi olan Babas kaplıcası hala sürüncemede…

İnşallah siyasiler ve idareciler bir an önce Mudurnu Ekonomisinin canlanarak ilçenin gelir düzeyinin yükselmesi için Kaplıca Turizmine yatırım yapacak olan yatırımcıların önlerini açarlar.

Her Şey MUDURNU muz için

Bizim yaptığımız haberlerden, yazdığımız köşe yazılarından rahatsız olanlar olduğunu çok iyi biliyoruz, ama bunun tek bir sebebi var, oda Memleket aşkıdır.  Yoksa, kimse kusura bakmasın Türkiye da kaç tane bizim Mudurnu gibi ilçe var ve orada Bayramlarda gazete çıkıyor bir takip edin. Bunun sonucunda biz Madalya veya Plaket istemiyoruz, ama gölge etmeyin başka bir şey istemem, her kes görevini yapmalıdır. Basın temsilcileri aksaklıkları hataları görür ve yazar, bunuda onaracak ve tamir edecek konu ile ilgili yetkililer ve kurumlardır.  Yapılan haberler hiçbir zaman açık aramak değil Mudurnu ilçesinin daha yaşanabilir ve insanların daha mutlu olması ve sorunların çözülmesidir. Bakınız, Küçük bir not; Mudurnu Demirciler çarşısı girişi açık çıkışı ise Trafiğe kapalıdır,  bu sebepten dolayı çarşıya günde en az 10 araç yanlış giriş yapmakta ve geri, geri giderken araçlara ve çevreye maddi zarar verilmektedir. Bu konuyu  www.mudurnuhaber.com sitemizde birkaç kez dile getirmemize rağmen henüz çarşı girişine bir uyarıcı levha dikilmemiştir,  ilçemizi gezmeye ve tanımaya gelen Misafirlerimiz Türkiye nin başka hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok, diye hem gülüyor hemde tepki göstermektedir. Küçük sinek mide bulandırdığı gibi bu tip çalışmalar Turizme köstek vurur, Bilginize…

Mutlu Bayramlar

Aydın ÖZPELİT

e-mail: aydinozpelit@mudurnu.com

 

Kültür Bakanını Sirtaki ile Karşılamak!

               Kültür Bakanını Sirtaki ile Karşılamak!

               Halk arasında gerçek ama “gülmece” gibi bir olay olduğunda tam Aziz Nesinlik deriz. Mudurnu’da yapılan bazı olaylar ve yapılan işler üst üste gelince bunları yazmaya karar verdim. Bu yazıda yapılmak istenen şunu bunu hedef almak değil, bir zihniyetin eleştirisidir. Ayrıca bu yazı biraz sizlerin öneri ve yorumlarınızla şekillenecektir.

            Yıllar önce Kemal Sunal’ın oynadığı ve bir bölümü ilçemizde çekilen ‘Deli deli küpeli’ filmi vardı. Kaymakam olmayan bir ilçeye tımarhaneden kaçan iki “deli”den biri karlar kalkmadan “kaymakam” olur. Yani önümüz kış bize de böyle biri gelir diye korkuyorum. Yorum yazan olur belki, yazan olmadan ben yazayım; aslında bize böyle biri gelse daha iyi olur, hiç değilse kar da geç kalkarsa kaymakamsız kalmamış oluruz. İşin şakası bir yana bir ilçede beş senede sekiz kaymakam ve onun da yarısı ya stajyer ya da vekil. Bir haftalık, üç haftalık, iki aylık beş aylık seç beğen al… Bazı ilçelerdeki adliyeler kaldırılıyor bu arada bizi de ilçe olmaktan çıkarsınlar madem devlet atayacak kaymakam bulamadı böylece bu sorunda ortadan kalkmış olur! 

 

             Yapamadığımız işlerden birisi hatta en önemlisi ilçemize yapacağımız işlerin yapımında ortak karar alamayışımız ve yapılacak işlerde kontrol sürecinde herkesin kendi bildiğini söylemesi. Bu durum böyle giderse maddi ve  manevi çok bedel öderiz. Birincisi herkes aklını başına alsın Mudurnu’da siyaset yapmak mı önemli, geleceğe dönük yaşadığımız çağa dair sorumluluklarımızı yerine getirmek mi? Başbakan geldiği zaman ‘Abant yolu yapılsın’ dedi,  bir bölümü yapılacak oldu eğimi daha da fazlalaştı ve yol yapımından sonra daha çok kaza olmaya başladı. Oysa bilenler bilir, kurt kapanı mevkiinden, Abant’ın tepeye kadar bir eşek yürütüp gittiği yeri işaretleselerdi yolun eğimi daha düzgün olurdu. Bolu yolunda çalışma var umarım kışa sonuçlanır, Nallıhan yolumuz her halde bir kış geçsin diye bekleniyor. Sivil toplumu iş yapım ve kontrol süreçlerinde karar mekanizmasına dahil edemezsek bu sıkıntıları hep yaşarız. Lider ve sözcü bir kişi olur ama kararlar ortak alınamazsa birimiz yapar birimiz bozar dururuz.

              Kaplıca sorununu ve hastane yerini kim çözecek? Kışın “Deli Kaymakam”gelsin çözsün diye mi bekliyoruz.

              Yine yapamadığımız işlerden biri yapılan bir etkinlik sonrası oturup olumlu olumsuz değerlendirmesini yapmıyoruz. Kendi adıma yakın zamanda yaptığımız festivale en kısa sürede katılanlardanım. Festival programı toplantılarından birine ‘Kent Konseyi Başkanı’ olarak davet edildim ve zaman ölçüsünde görüşlerimi söyledim. Festival konusu uzun bir konu ama kısaca bir iki şey yazayım… Birinci görüşüm festivallerde biz kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz. Altı yıldır konakçılık da ”ev sahipliği” yapıyorum, festival zamanı bir Allah’ın kulu arayıp da ‘Siz de kültür festivali varmış geleyim mi?’ demedi. Bu konu araştırmalarıma göre ilçemizde ki konaklama yerleri için de aynı. Ulusal anlamda tanıtım yapamıyoruz çünkü festival çalışması devamlı bir kültür birimi tarafından bir yıl boyunca değil festivale iki ay kala başlanıyor!

               Kültür festivalleri bir ilçenin kültürel ve folklorik zenginliğini göstermek, tanıtmak ve yaşatmak için yapılır. Festivalde ilçemizde geçmişte yapılan el sanatlarından kaçını gösterebildik?  Ya da böyle bir çabamız oldu mu? Kendi kendimize erişte,yufka,dolmamı satıp duracağız?

                Kültür bakanı davet edildi, geldi. Liseli kızlarımız da olmasa bakanı “yeşil ördek” yerine ‘sirtaki’ ile karşılayacaktık. Nerde bizim çiftetelli, melek hanım, meşeli, Mudurnu zeybeğimiz? Bütün ulusların folkloru güzel ve ortak zenginliğimizdir. Buna itizarım yok ama festivale katılan yabancı folklor guruplarına da bizim seyirlik oyunlarını, birikmeleri, ahilik törenini, çiftetellimizi, melek hanımı, meşeliyi, zeybeği izletseydik onlar da bizi davet eder kültürel zenginliğimizi bu vesile ile duyurmuş olurduk.Kendi folklorumuzun tanıtım ve organizasyonunu yapamazsak yurt içi ve yurt dışından getirdiğimiz guruplarla nereye gideceğiz.Yönetimlerin görevi güncel işleri yapmanın yanında kendi kültürünü gelecek kuşaklarla da buluşturmak olmalı.

                Ayrıca gelen protokol konuk olduğu sürece bize tabi olmalı, bunu yapabilmeliyiz. Bunu yapabilirsek kültürel değerlerimizi daha iyi tanıtmış, zenginliklerimizi daha fazla göstermiş oluruz.

           Kısa sürede durduğum festival alanında protokol oturma biçiminde de sıkıntı vardı. İlçenin seçilmiş belediye başkanı nezaketen konuk gelen milletvekiline bakanın yanındaki yerini veriyorsa, bakanın yanında oturması gereken belediye başkanına da kim yer vermesi gerekiyorsa verecek.

               Sivil toplumu esnafı ilçe halkını karar süreçlerine katabilmeliyiz. Yapılan bazı işlerle ilgili kısaca düşüncelerimi yazmaya çalışayım.

                Çarşıda, pazarda, sokakta kaldırımcı dedemin ve daha eskilerinin emeği olan ne kadar taş varsa hepsini ortaya çıkarırdım. Esas zenginliğimiz bunlar! Asfalt, kilit parke ya da andezit taşı değil. Mudurnu’ya gelen andezit taşı, asfalt, kilit parke görmeye gelmez doğal olanı görmeye gelir.

                Çift yol başlangıcından itibaren direklerde ki ışıkları yeşil değil direkteki lamba ışığı tonunda ve amblemin çam değil eski çatı ve baca motiflerini çağrıştırmasını isterdim.

                Kırmızı-beyaz boyanan bordür taşlarının kahverengi-beyaz olması tarihi dokumuza daha uygun olurdu. Zira gelen konuklara girişten itibaren tarihi bir kasabaya geldiklerini hissettirmek çok önemli.

                Ana yurdu demir ağlarla öremedik ama Mudurnu’nun her yerini tellerle ördük. Mezarlıklar vb. çok güzel olan yerler var ancak kasaba girişi ve terminali ferforje ile yapılması daha uygun olurdu.  

               Geçtiğimiz aylarda Dokuder Derneği aracılığı ile kardeş belediye olma ve Eko yaşam alanları, müzeleri ile ilgili kültürel amaçlı ilçemize gelen ve İstanbul platformundaki Mudurnulu gönüllü arkadaşların da desteği ile ağırlanan İtalyan heyeti iadei ziyaret anlamında ilçemiz belediye ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini davet ettiler.  Bu davete sivil toplumun da katılması, kardeş belediye ve kültürel devamlılık sağlanması amacıyla, kent konseyi, Dokuder,  Muktuder adına birer temsilcinin de katılması ve ödenek ayrılması için meclise önerge verdim. Bu ve diğer yapılacak işlerle ilgili görüşmelerde, meclisin sivil topluma, kültürel olaylara ve ilçe için yapılması gereken ve yapılan işlerde daha donanımlı olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa sivil kuruluşlar işin takipçisi olmazsa seçilmişler tekrar seçilemeyince yapılan kültür alışverişi de biter.

             ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı)geçtiğimiz hafta Çekül vakfı başkanı ve beraberindeki delegasyon davetlisi olarak ilçemize ziyarette bulundu. Çekül vakfının web sayfalarındaki tanıtım yazıları şöyle idi; 

              “Belge bırakarak, üretilen değerleri yaygınlaştırarak, üretirken öğrenerek ve öğreterek, somut ve somut olmayan doğal, tarihsel, kültürel varlıkların kalıcılığını ve sürekliliğini dikkate alarak, ülkeyi dünyanın gündemine taşımayı, dün olduğu gibi bugün de ana hedeflerden biri olarak görüyoruz.”  Prof. Dr. Metin Sözen

Kurulduğu günden bugüne ÇEKÜL Vakfı yaptığı çalışmaları ve bağlı kaldığı ilkeleri kamuoyu ile paylaşmak amacıyla çeşitli yayınlar yapıyor ve etkinlikler düzenliyor. Çalışmalardan edinilen deneyim ve birikimi belgeye dönüştürerek geleceğe kalmasını sağlamak için çaba gösteriyor. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda, Anadolu kentleriyle ilgili yapılan belgelemeler, belgesel filmler, kentsel ve kırsal yörelerde yapılan fotoğraf ve kamera çekimleri de arşivlerde yer alıyor. Yayın ve tanıtım etkinlikleri kamuoyunu bilinçlendirmenin yanı sıra, koruma politikalarının oluşmasında ve uygulanmasında etkin rol üstlenen kamu kurumları ile yerel yönetimlerin de yararlanacağı kaynaklar olarak önem taşıyor. Web sayfasına ana ilke olarak bunları yazan Çekül heyetine ilçemize yapmış oldukları gezide Mudurnu’da ve diğer tarihi kasabalarda, taşınmaz kültür varlıklarının nasıl restore edilmesi gerektiğine örnek olan, 1840 lı yıllarda ki yaşanmışlığı günümüze taşıyan “işletmeci” mantığı ile değil ev sahipliği ile Mudurnumuzun geleneksel kültür taşımacılığı ile kültür paylaşımını amaçlayan Hacı Şakirler Konağını gösterebilseydik Çekül’ün ana amaçlarında yazdıkları koruma politikalarının oluşmasına katkı vermiş olurduk.

          Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir konu daha var; ilçemizde restorasyon adı altında bir sürü yanlışlık yapılıyor. Tamir edeceğiz diye o güzelim işleme dolap kapılarını, konak kapılarını, balkon işlemelerini yok edip yeni ağaçları boyayıp sıvayarak eski yaşanmışlığı yok ediyoruz. Bu işi acil rant işi olmaktan çıkarıp planlanması ve işi bilen uzmanlarca kontrolünün yapılması lazım. Henüz turizm bürosunda görevli bir eleman bulamadık umarım daha fazla bozulma olmadan mimari anlamda geleceğimizi planlayan bir mimar buluruz.

Mehmet Cantürk

17.07.2012

www.mudurnuhaber.com

Akşemseddin Hazretleri Anma Etkinlikleri başlıyor

2012

Mikrobiyolojinin Babası Anılıyor…

“Akşemseddin Hazretleri Anma Etkinlikleri” başlıyor…

Göynük Belediye Başkanı Kemal Kazan:
“Akşemseddin Hazretlerini dünya tanımalı”
“Tüm Türk halkını 26-27 Mayıs’ta düzenlenecek olan “Akşemseddin Hazretleri Anma Etkinlikleri ”ne davet ediyoruz”

“AkşemseddinHazretleri Anma Etkinlikleri”26-27 Mayıs’ta “Diyar-ı Akşemseddin’’ Göynük’te gerçekleştirilecek. Bu yıl 25.’cisi düzenlenecek etkinliğe Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin’in katılması bekleniyor.

Göynük Belediyesi tarafından gerçekleştirilen etkinlik ile dünya ve ahiret âlimi olan AkşemseddinHazretleri’nin manevi ve ilim yolundaki değer ve görüşleri ulusal ve uluslararası boyutlara taşınması hedefleniyor.

Bu yıl etkinliğe yurt içi ve yurt dışından büyük katılımın olması bekleniyor. Göynük Belediye Başkanı Kemal Kazan, “Akşemseddin Hazretleri Anma Etkinlikleri”nin,Akşemseddin Hazretleri’nin ve onun yaşadığı yer olan Göynük’ün tanıtımı için önemli bir nitelik taşıdığını belirterek, bu yıl etkinliğin daha coşkulu geçeceğine inandıklarını kaydetti.

İslam âlimi olmasının yanı sıra devrinin en iyi hekimlerinden biri olarak da görülen AkşemseddinHazretleri,tarihte mikroorganizmalardan ilk bahseden kişi olarak “Mikrobiyolojinin Babası” sayılıyor. İstanbul’un fethinden sonra Göynük’e dönen Akşemseddin Hazretleri 1459 yılında vefat etmiş ve türbesi Fatih Sultan Mehmet tarafından 1464 yılında Göynük’te yaptırılmış.Akşemseddin Hazretlerinin Türbesi’ni her yıl 50 binin üzerinde insan ziyaret ediyor.

Bolu AK Parti Milletvekillleri Ali Ercoşkun ve Fehmi Küpçü’nünde katılacağıAkşemseddin Hazretleri Anma Etkinlikleri” 26 Mayıs Cumartesi Günü saat 19.30’da Mehteran Korteji yürüyüşü ile başlayacak. Cumartesi programında, açılış konuşmaları, ilahi konseri, sema gösterileri, havai fişek gösterilerive yatsı namazının ardından okunacakmevlid-i şerif yer alacak.

Ömer Sekkini Hazretleri ve Akşemseddin Hazretlerinin türbe ziyaretleriyle başlayacak27 Mayıs Pazar Günü programında Gazi Süleyman Paşa Hamamı etrafında oluşturulan kültür sokağı gezisi, Belediye Meydanı’nda yapılacak olan mehteran konseri yer alacak. Tasavvuf Musikisi konseri ve protokol misafirlerine hediye takdiminden sonra Gazi Süleyman Paşa Camii’nde Mevlid-i Şerif okutulacak. Etkinlik, Hamam Önü Meydanı’nda, etli pilav ve ayran ikram edilmesiyle son bulacak.

Göynük Belediye Başkanı Kemal Kazan’ın konu ile ilgili açıklaması şöyle:

 “Belediyemiz tarafından her yıl düzenlenen “Akşemseddin Hazretleri Anma Etkinlikleri”nin sadece Göynük için değil tüm Türkiye için önemli bir yeri olduğuna inanıyorum. Akşemseddin Hazretleri,  Anadolu’nun aydınlanma sürecinde büyük rol oynamasının yanı sıra çok yönlü kişiliğiyle de dikkat çeken bir din alimi. Fatih Sultan Mehmet’in çok değer verdiği hocası ve İstanbul Fethinin görünmez mimarı olan Akşemseddin Hazretleri’ni anarakona minnetlerimizi sunuyoruz. Böyle değerli bir kişinin ilçemizde yaşamış olması ve türbesinin de Göynük’te bulunması bizleri çok gururlandırıyor.

Akşemseddin Hazretleri manevi ağırlığı, Osmanlı sarayı üzerindeki etkisi ve halkın içinde yaşaması sebebiyle Anadolu aydınlanmasının en etkili ismidir.Biz Akşemseddin Hazretlerinin çok yönlü kişiğininuluslararası arenada da tanınmasını hedefliyoruz. Vakfımızla birlikte bu konuda büyük bir çalışma yürütüyoruz. Dünya Akşemseddin Hazretlerini tanımalı.

Bu etkinliğe katılanlar, Akşemseddin Hazretlerinin güzel ilçemiz Göynük’e kattığı manevi havanın yanında; tarihi konaklarıyla, Zafer Kulesiyle, yöresel yemekleriyle ve gölleriylede unutulmaz bir hafta sonu yaşayacaklar.Göynük’e ve Akşemseddin Hazretlerine ait tüm değerleri hissedecekler. Tüm Türk halkını,Akşemseddin Hazretleri’ne hak ettiği değeri sunmak için Göynük’e davet ediyoruz.” 

25. AKŞEMSEDDİN HAZRETLERİ’Nİ ANMA ETKİNLİKLERİ PROGRAMI

                26 MAYIS 2012 CUMARTESİ

19.30 -20.00       Mehteran Kortejinin etkinlik alanına gelişi ile gecenin açılışı

20.00-20.30        Açılış Konuşmaları

20.30-21.30        İlahi – Ezgiler Konseri – Sema Gösterisi

21.45-22.00        Havai Fişek Gösterisi ve Lazer Gösterisi

22:10.23.30         Cami Programı  (Yatsı Namazı ve mevlid-i şerif)

               27 MAYIS 2012 PAZAR

11.00 -13.30       Ömer Sekkini Hz. Ziyareti  (Mehteran eşliğinde)

                               Akşemseddin Hz. Ziyareti

                Gazi Süleyman Paşa Hamamı etrafında oluşturulan kültür sokağında kurulan yöresel el sanatları dokuma atölyesi, Resim galerisi, Göynük hanımlarının eserlerini sergilendiği alanın ziyareti.

                               Mehter Konseri Belediye Meydanı

                               Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı

                               Protokol Konuşmaları

                               Tasavvuf Musikisi konseri                         

                        Protokol Misafirlerine Hediye takdimi

                         Gazi Süleyman Paşa Camiinde Mevlid-i Şerif

 13.30-15.00        Halka Açık Yemek ‘’Hamam Önü Meydanı ‘’(Etli Pilav-Ayran İkramı)

                     GÖYNÜK AŞEVİ ERPİLİÇ TEN

Göynük Akşemsettin H.z Anma günü hazırlanacak  Pilav ikramı için, Göynük ilçe merkezine  Branda dan AŞEVİ kuruldu.

Portatif olarak kurulan AŞEVİ , ERPİLİÇ Firması tarafından Göynük Belediyesi  nin kullanımı için Vinçler yardımı ile kuruluyor.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu ve Mudurnu Haber

Mudurnu ve Mudurnu Haber

 Günler, Aylar ve yıllar birbirini hızlı bir şekilde geçerek her geçen gün aleyhimize işliyor. Geçtiğimiz hafta sizlerle Mudurnu ile ilgili görüşlerimi paylaşmış ve bu hafta sizlere hangi konularda yazacağımı bildirmiştim. 

İlk Konumuz Mudurnu Esnafı:

*Mudurnu Esnafı ve Mühürlemeler

Bende dahil Mudurnu ilçesinde zorluklar ile Esnaflık yaparken, Şikayet var gerekçesi ile 13 esnaf arkadaşımıza cezalar kesildiğini Haberlerimizde yazmıştık. Kabuk ile kaşınacak vaktimizin olmadığı şu günlerde Mudurnu Esnafından fazla gelenler aradan çıkartılmak mı isteniyor?

Bunun kime faydası olacak?

Hani Mudurnu daha güzel olacak ve Esnaf desteklenecek ti?

Şikâyet var, ayaklarına inanmıyoruz. Şikâyet eden biri Mudurnu ilçesinde yaklaşık 200 e yakın Esnaftan 13 tanesini neye göre şikâyet etmiş, geride kalan esnafa torpil neden geçmiştir?

Bu şekilde davranılarak Esnafın morali bozularak bir Şikâyet mekanizmasımı oluşturuluyor?

Mudurnu ilçesine yatırım yaparak zor şartlarda Dükkân açmış bir kişiye yardımcı olunacağına Dükkânının Mühürlenmesi hiç hoş bir hareket değildir.

Zaman, geliyor siftah etmeden evine dönen Esnafa haksız yere yerel yönetim tarafından kesilen Cezalar Mudurnu’da Esnaflık yapmayın dercesine anlaşılmaktadır.

*Mudurnu Haber ve Siyaset

Siyaset olarak tarafımız ne kadar belli olsada her kesimden okurumuzun olduğunun farkında lığı ile birlikte yelpaze şeklinde bir yazar kadromuzun olduğunu dikkatizi çekmek isterim. Yazarlarımız, yazdıkları yazılar ile sorumludur.

 *Mudurnu Haber ve Turizm

Bizler Mudurnu Haber olarak Mudurnu turizmi ve tanıtım hizmetleri için çalıştık ve çalışmayada devam ediyoruz.

*Mudurnu Haber ve Hedefimiz

Birliktelik sağlanarak Mudurnu Ekonomisini canlandırmak ilçemizde somurtan yüzlerin yerini  gülen yüzlerin alması için çaba göstermeye devam edeceğiz.

www.mudurnuhaber.com