HUZURLU MUTLU VAKUR BABA

HUZURLU MUTLU VAKUR BABA

Kendi deyimiyle ” Böyük Türkiye” ,hayranlarının sözüyle Baba, Barajlar Kralı, Çoban Sülü, Devlet Millet Adamı , Demokrasi Insanı, Süleyman DEMİREL 91 yaşında hakka yürüdü.

1924 yılında Isparta İslamköy de doğan İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliğinden mezun olup Orta Doğu Teknik Üniversitesinde öğretim görevlisi, serbest mühendislik ,mūtahitlik görevlerinden sonra 1962 yılında Adalet Partisinde siyasete başlayıp. 1965’te Isparta’da Milletvekili seçilmiştir. 1969-70-75-79-91 yıllarında Başbakanlık görevlerinde bulunmuştu. 5 yılı aşkın Devlet Su İşlerinde , 35 yıl Siyasi, 7 yıl Cumhurbaşkanlığı görevlerini yaparak yurdumuza demokrasi ve kalkınma anlamında demokratik kuralların işlemesi için mücadele etmişlerdir.

Türkiye’nin 80’li yıllara kadar altyapı yol, su, elektrik, barajlar, eğitim ,hastane, havalimanları ve 1. Boğaz Köprüsünü, bir çok fabrikaların kurulmasını sağlamış bir liderimizdir Süleyman DEMİREL. Türk siyasetinin fotur şapkalı ve güçlü hafızası ile meşhur olmuş siyasi būyūğūmūzdūr. Kendilerine basın mensupları başarılı oldunuz mu diye sorulduğunda, bize Mustafa Kemal ATATÜRK öyle bir miras bıraktı ki bu miras hiçbir hizmetten daha değerli değildir. Bizler Cumhuriyetimiz, Demokrasimiz için başarılı olmaya çalıştık demiştir.

Kalkınma hamlelerinde Türk Silahlı Kuvvetlerini kışlaya çekme mücadelesiyle birlikte sık sık darbelere muhatap kalmıştır. Türkiye’de Demokrasi mücadelesinde yasaksız Türkiye için uğraşan 9.cu Cumhurbaşkanımız Süleyman DEMİREL şehirde ne varsa kırsalda ve köyde de o olacaktır hedefiyle çalışmış siyasi liderlerimizdendir. 199 8 yılında Mudurnu ilçemizi şereflendiren 9.cu Cumhurbaşkanımız DEMİREL, O gün için dünyanın üçüncü büyük tavuk kesimhanesi açılışında bizleri, Mudurnuluyu kutlayarak ‘ Sözleşmeli üretim modeliyle Türkiye’de örnek model olan Mudurnu Tavukçuluk başarılı olmuştur.

Arkadaşım Tevfik Türesin ve Mudurnuluları Devletim ve şahsım adına kutluyor , tebrik ediyorum ‘ sözlerini hatıra şeref defterine yazmışlardır. Kendine özgü töleranslı, hoşgörülü, pratik üslubuyla “‘Barışmasını bilmiyorsan tartışmayacaksınDemokrasi halktır’” diyerek devlet meselelerinde dargınlık yapmamış, yaptırmamıştır.

Siyasi çalışma ve hizmetleriyle milletin adamı olan kendini son anına kadar huzurlu mutlu vakur hisseden Baba Süleyman DEMİREL Dünya ve Türkiye siyasi tarihinde Türkiye’nin önemli lideri, iyi insan olarak uzun yıllar unutulmayacak kalplerimizde yaşayacaktır. Tüm yurdumuza baş sağlığı dileyerek büyük Türkiye’nin iyi insanının mekanının cennet olmasını Cenabı Haktan niyaz ediyorum.

Yaptığın hizmetlere Teşekkürler BABA

Uğur TÜRESİN

MUDURNU HABER 17.6. 2015.

Gurbetçi Gençlerden Örnek Davranış

Gurbetçi Gençlerden Örnek Davranış

Bolu’nun Mudurnu ilçesinde gurbetçi bir ailenin çocukları, biriktirdikleri harçlıklarla okul eşyası alarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere akrabalarına teslim ettiler.

Bolu’nun Mudurnu ilçesinde gurbetçi bir ailenin çocukları, biriktirdikleri harçlıklarla okul eşyası alarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere akrabalarına teslim ettiler.

Almanya’da yaşayan Bayrakçeken Ailesi, yaz tatili için Bolu‘nun Mudurnu ilçesine geldi. Ailenin kızları Kübra, Beyaz ve Nida, okulların açılmasıyla birlikte örnek bir davranışa imza attı. Üç kız kardeş, gurbette biriktirdikleri harçlıklarını bir araya getirerek okul eşyası aldı. Defterden kaleme, yapıştırıcıdan silgiye kadar birçok okul eşyasını kolilere koyan kardeşler, daha sonra eşyaları ihtiyaç sahiplerine dağıtmaları için akrabalarına verdi. Anne Vildan Bayrakçeken ve Baba Hayri Bayrakçeken, kızlarının duyarlı davranışından dolayı büyük mutluluk duyduklarını söyleyerek, “Almanya’da bizden aldıkları harçlıkları biriktirmişler. Daha sonra bize gelerek yardım yapmak istediklerini söylediler. Biz de destek verdik. İhtiyaç sahiplerine ulaşabilirsek çok mutlu oluruz. Umarım bu yardımlaşma herkese örnek olur” dediler.

www.mudurnuhaber.com

HABER:  Aydın ÖZPELİT MUDURNU İHLAS HABER AJANSI BÜROSU

Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası!

Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası!

Türbesi Unkapanı’nda bulunan Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssasını bilir misiniz? Onu bizzat Padişah yıkayıp defnetmiştir.

 

Baba adı ile bilinir. Asıl adı Muhammed Mimi Efendi’dir. Bergamalıdır. 1592 yılında vefat etti.
Cenaze hizmetlerini bizzat padişah gördü. Kabri üzerine bir kubbe, içine bir çeşme koydurdu. Dahası bir tekke ile yaşattı adını. Türbesi Unkapanı’nda, Cibali Tütün Fabrikası’nın arkasında, Harabzade Camii karşısındadır.

 

İşte o Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası;

 

nalıncı-babaSultan Murat Han, o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşe ile üzüntü arasında gidip gelmektedir. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

 

Sultan Murat Han tarafından yaptırılan türbe Unkapanı’nda bulunuyor.
– Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?

– Akşam garip bir rüya gördüm.

– Hayırdır inşallah?

– İnşallah hayrolur, öğreneceğiz.

– Nasıl yani?

– Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.

Padişah ve vezir, derviş kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır

NALINCI BABA TÜRBESİ Sultan Murat Han tarafından yaptırılan türbe Unkapanı'nda bulunuyor.

NALINCI BABA TÜRBESİ
Sultan Murat Han tarafından yaptırılan türbe Unkapanı’nda bulunuyor.

MAHALLELİNİN ÖFKESİ

 

İşte tam o sırada gözüne yerde yatan bir ceset ilişir. Hemen sorar:

– Kimdir bu?

Ahali:

– Aman hocam hiç bulaşma, derler. Ayyaşın, serhoşun biri işte!..

– Nerden biliyorsunuz?

– Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz!
AYYAŞ VE MİMLİ KADIN DÜŞKÜNÜ
Bir başkası tafsilata girer:

– Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı’nda çalışır. Nalının hasını yapar… Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerede mimli bir kadın varsa takar peşine.

Hele yaşlının biri çok öfkelidir:

– İsterseniz komşulara sorun, der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?

Hâsılı, mahalleli döner ardını gider. Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah merakla sorar:

– Hayırdır, sen nereye?

– Bilmem, bu adamdan uzak durmak istersiniz sandım.

– Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem… Ama biz gidemeyiz; adam ne olursa olsun bizim teb’amızdır. Defin işini halletmek gerek.

Bir nurdur aydınlanır alnında
CENAZEYİ BİZ KALDIRALIM
Vezir hemen bir çare önerir:

– İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar kurtuluruz vebalden.

– Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.

– Doğru ya! Peki, ne yapmamı emir buyurursunuz?

– Dervişliğe devam edeceğiz bir süre daha! Naaşı kaldırmalıyız en azından.

– Aman efendim, nasıl kaldırırız?

– Basbayağı kaldırırız işte.

– Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini…

– Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmalıyız.

– Şurada bir mahalle mescidi var, ama…

– Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?

– Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den, en azından Fatih Camii’nden…

– Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkânı çoktur. Orada bizi tanıyanlar çıkar. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Hadi yüklenelim…
PADİŞAH NAAŞI YIKAR KEFENLER
Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur. Padişah, bakır kazanları vurur ocağa… Usulü erkânınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzünde bir beşâşet hâsıl olur. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında. Padişahın da, vezirin de kanı ısınmıştır bu adama. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine de bir hayli vardır. Bir ara vezir, sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır ve:

– Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba…

– Neden, ne yaptık ki?

– Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki de yetimleri?

– Doğru dedin. Öyleyse sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.

Vezir cüzüne, tespihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir.

– Hakkını helal et evladım, der. Belli ki çok yorulmuşsun. Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar. Neden sonra silkinip konuşmaya başlar:

– Biliyor musun oğlum? diye dertli dertli söylenir… Bizim efendi bir âlemdi, vesselam… Akşamlara kadar nalın yapardı. Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya!

– Niye?

– Ümmet-i Muhammed içmesin diye…

– Fesübhânallah!..

– Sonra, malum kadınların ücretlerini öder, eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım, derdi. Öyleyse şimdi dinleyin bakalım… O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara.. Mızraklı İlmihal, Hüccet-i İslam okurdum…

– Allah Allah! Millet ne sanıyor hâlbuki…

Padişahın işi ne?

– Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi; tekbir alırken Kâbe’yi görmeli…

– Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?

– İşte bu yüzden Nişancı’ya, Sofulara uzanırdı ya… Hatta bir gün:

– Bak efendi, dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada…

– Ne dedi peki?

– Kimseye zahmetim olmasın, deyip mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?

– Merak ettim şimdi cevabını!

– Önce uzun uzun güldü, sonra;

– Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?

Kaynak: Çiftlik Dergisi www.ciftlikdergisi.com.tr

www.mudurnuhaber.com

Mehmet SÖZER Dünya Evine girdi

Mehmet SÖZER Dünya Evine girdi

Mudurnu Esnaflarından Nurettin SÖZER in Oğlu Mehmet SÖZER  yapılan sade bir tören ile Dünya evine girdi.

7 Nisan 2013 Pazar Günü Mudurnu Belediye Düğün Salonun da okutulan Mevlit sonrasında, Gelinalma  sonrasında Mudurnu Belediye Düğün Salonunda Nikah işlemi gerçekleştirildi.

Nikah işleminin ardından Mudurnu Musiki Ekibi 30 dakikalık bir Program ile gönülleri fetetti.

Programda birbirinden güzel ilahiler okundu. Programda okunan ilahilere Salonu dolduran Davetlilerde zaman, zaman eşlik etti,  Salavatlar getirildi, dualar okunarak, takı törenine geçildi.

 

GELİNALMA  ESNASINDA  MEHMET SÖZER İN ARKADAŞLARI ANAHTARLARI SAKLADI

Gelinalma esnasında birbinden ilginç  olaylar yaşandı. Mehmet SÖZER in Komşusu Ali TEPELİOĞLU ve arkadaşaları, Gelin arabasının  anahtarını sakladı.  Mehmet SÖZER  Ali bey o konuyu Babam lahallet cevabı üzerine, Baba Nurettin SÖZER  ile Ali TEPELİOĞLU arasındaki sıkı pazarlığa Mehmet SÖZER müdahale etti.

Mehmet SÖZER in Mudurnu içindeki Gelinalma gezisi esnasında ilginç Metodlar ile Gelin Arabası önü kesilerek bahşişler alındı.

Kimisi, ÇÖP Konteynırını yolun ortasına çekerek Bahşiş alırken, kimileride Motorsikletini yola gererek   damattan bahşiş istedi.

Arkadaşları Takı töreni esnasında  Mehmet SÖZER i yine rahat bırakmayarak Kendisine bir Emzik hediye ettiler.

 

Mehmet SÖZER in bu Mutlu Gününde arkadaşları Annesi Kadriye, Babası Nurettin SOYLU nun Mutlulukları gözlerinden okundu.

Zeynep ve Mehmet SÖZER Çiftine Bir Ömür Boyu Hayırlı Ömürler  geçirmelerini Yüce Mevladan Niyaz ederiz.

MUDURNU HABER AİLESİ

Aydın ÖZPELİT

www.mudurnuhaber.com

 

HOŞGELDİN HASİME MELTEM BEBEK

Dostlar değerli okuyucularım Allaha hamdüsenalar olsun, yaşadığımız mübarek günlerde baba oldum.53 yaşımda şahsıma ve tüm ailemize destek bereket mutluluk getireceğine inandığım ikinci Kızım Hasime Meltem dünyaya geldi. Kıymetli oğlum İlker kıymetli kızım İdilden ve 23 yıl aradan sonra bir evlat daha dünyaya gelmesine vesile olan eşim Özlem hanıma teşekkür ,muhteşem duyguyu sağlayan Rabbime şükür ediyorum.

İlerleyen yaşım, yaşadığım yorgunluklarımla birlikte günümüzde çocuk yetiştirmenin zorluğunu düşünerek, baba olmaya gönüllü değilken, Allahın takdiri  vefalı kaderime razı olarak  doğum gerçekleşti. Şükür olsun ki hem anne hem kızım sağlıklı. Bebeğin iki ismi eşimin isteği üzerine annemin ismi” HASİME” ve  kardeş kadar yakın aile dostumuz iş ortağım Umut Duran kardeşimin değerli eşi ismi “MELTEM” adı verildi.

Hayatımda hissettiğim güzelliklerle birlikte kaygılarımın da doğal olduğunu,bu bilincimle bundan sonraki hayata bakış değişimimle zorlu durumları rahatlıkla baş edeceğimi şuandan itibaren hissetmeye başladım.

Allah tüm ailelere çocuklarımıza evlat bereketi mutluluğu versin. Allah devletimizi ,girişimcilerimizi, iş adamlarımızı doktorlarımızı başımızdan eksik etmesin .Bolu da seçkin kadrosu 5 yıldızlı otel konforu yeterli tıp teknoloji bebek doğum servisi ile hizmet veren Çağsu hastanesinden eş dostlarla birlikte sayın Arzu Dede doktorumuz  sayesinde iki günlük bakım tedavi doğum hizmetiyle mutlu ayrıldık.

  Her vatandaşın istifadesine sunulan, olması gereken özel hastane imkanlarından eşimin devlet sosyal güvenlik anlaşması (sigortalı oluşu ) gereği ekonomik şekilde faydalandık. Hastanedeki tüm çalışanlara doktorlarımıza teşekkürü borç biliyorum.

Duyan tebrik için gelen gelemeyen tüm arkadaşlarıma,akrabalarıma,hemşehrilerime teşekkür ederek Rabbime bizlere bu mutluluğu yaşattığı için bir kez daha şükürler olsun diyorum.    

 Uğur Türesin  MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com

  ARAMIZA HOŞ GELDİN   HASİME MELTEM HANIMEFENDİ

Mudurnu Haber sitemiz Köşe yazarlarından Uğur ve Özlem  TÜRESİN  Çiftinin bu mutluluğunu paylaşır, Allah sağlık,sıhhat ve huzur dolu bir ömür geçirmelerini temenni ederiz.

MUDURNU HABER AİLESİ

………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

Yaz Kur’an Kurslarının önemi

Yaz Kur’an Kurslarının önemi

Geleceğimizin teminatı olan yavrularımızı pozitif bilimlerle donatırken, hem bu dünyalarını hem de ahiretlerini imar edecek olan Kutsal kitabımızdan mahrum yetiştiremeyiz.

Çocuklarımızı kendileriyle barışık, topluma faydalı bir fert olarak yetiştirebilmenin yolu sağlam ve sahih dini bilgiyle donatmakla olur. Bu görev başta Anne Baba olmak üzere tüm toplumun sorumluluğu altındadır. Dini ve kur’ani bilgiden nasip almadan yetişen nesiller manevi boşluğa düşmeye aday nesillerdir. Kur’an-ı Kerim, insanlığın zihninde açtığı ufukla toplumları cehaletin karanlığından aydınlığa kavuşturmuş bedevilikten medeniyete ulaştırmıştır. O’nun ilahi nefesi kıyamete kadar insanlığa rehberlik edecektir. Dünyevileşme rüzgârının önünde ağaç yaprağı gibi sağa sola savrulan insanlığın kurtuluşu Kur’anın rehberliğine kendisini teslim etmekle olacaktır.

Yaz Kur’an Kursları geleceğimizin teminatı olan yavrularımızın Dini ve Ahlaki gelişmelerinde başaktörü oynamaktadır. Bütün Anne –Babalar çocuklarını bu imkândan istifade ettirmek için gayret sarf etmeleri, çocuklarını bu yönde teşvik etmeleri gerekir. Din görevlilerimiz hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan kendilerine emanet edilen yavrularımıza Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgileri öğretme konusunda seferber oldular.

Aynı zamanda çocuklarımızı Allah’ın evleri olan Camilerimizin manevi atmosferinden mahrum etmememiz gerekir. Şahsiyetlerinin oluşmaya başladığı bu çağlarında, çocuklarımızın pak zihinlerini Kur’anın ve Camiinin manevi gıdasıyla doyurmak her Müslüman’ın en temel vazifesidir.

Bu vesileyle tüm ebeveynleri çocuklarını yaz Kur’an kurslarına gönderme konusunda daha gayretli ve azimli olmalarını, Camii Cemaatimizin kursa gelen çocuklarımıza daha hoşgörülü olmalarını temenni ediyorum.

Arif CEVLEK Mudurnu Müftüsü www.mudurnuhaber.com

Alan Ticaret Çay Ocağı açıldı

Mudurnu ilçe merkezinde yıllardır Baba mesleği Bakkaliyeciliği bırakarak, Çay Ocağı işletmeciliği ile esnaflığa devam etmeyi planlayan İsmail ALAN, Çay ocağının açılışını bu gün Cuma Esnaf duası ile birlikte yaptı.

Dualar ile açılışı yapılan Çay ocağı işletmecisi İsmail ALAN katılımcılara ikramlarda bulunurken, vatandaşlar ALAN ‘a başarılar ve hayırlı kazançlar diledi.

www.mudurnuhaber.com

Durmuş BABA Vefat etti

Mudurnu ilçesi Orman İşletmesinden Emekli  Durmuş BABA vefat etti.

 

Mudurnu ilçesi Sanayi Esnaflarından Yunus BABA   Hüseyin ve Erol BABA nın Babaları Durmuş BABA Vefat etti.

 

Merhumun Cenazesi 24 Haziran 2012 Pazar günü bu güm Bolu Okcular köyünde kıkılınacak Öğle ve cenaze namazına müteakip, Bolu Şehitler Mezarlığında toprağa verilecektir.

Merhuma Allah tan Rahmet Ailesine ve yakınlarına Baş sağlığı dileriz.

www.mudurnuhaber.com

Baş sağlığı Mesajı: Yunus BABA 0 532 403 58 27

İlker Samed AKÇADAĞ Erkekliğe ilk adımı attı

Mudurnu Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Yılmaz  ve Müyesser AKÇADAĞ ın oğlu  İlker Samed AKÇADAĞ için Sünnet Merasimi düzenlendi.

Mudurnu Belediye Düğün Salonunda düzenlenen programa AKÇADAĞ ve  BAHAR Ailelerinin Davetlileri ve yakınları bu mutlu günlerinde Aileleri yalnız bırakmadı.

Anne Müyesser ve Baba Yılmaz AKÇADAĞ Düğün Salonu girişinde misafirlerin tebriklerini kabul etti.

Sünnet Olan İlker Samed AKÇADAĞ ise bu  özel gününde  Ailesi  ve sevenleri ile mutlu bir gün geçirdi.

Bu Mutlu günlerinin ömür boyu sürmesini ve Evlatlarının hayrını ve mürvetini görmeleri temennisi ile geçmiş olsun dileklerimizi buradan bir kez daha iletiyoruz.

www.mudurnuhaber.com

 

 

Soğuk değil, tedbirsizlik hasta ediyor

Özellikle kış aylarında çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıkları, ebeveynleri endişelendiriyor.

            mudurnu sağlık

Ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, hapşırık gibi belirtilerle kendisini gösteren bu hastalıklar, doğru ve bilinçli tedavi edilmediği takdirde çocuklarda nadir de olsa ciddi rahatsızlıklara davetiye çıkarabiliyor.
Memorial Şişli Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu, çocuklarda sık görülen üst solunum yolu hastalıklarına karşı alınması gereken önlemler ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Üst solunum yolları, bir insana karşıdan bakıldığı zaman burnundan başlayıp göğüs kafesinin girişine kadar olan bölümdür. Soğuk algınlığı, nezle, grip, kulak iltihabı (otit), burun iltihabı (rinit), sinüslerin iltihabı (sinüzit), yutak iltihabı (farenjit), soluk borusu iltihabı (larenjit) ve bademcik iltihabı (tonsilit) gibi rahatsızlıklar, sık rastlanan üst solunum yolu hastalıklarıdır. Anne ve babaların çocuklarını en sık doktora götürdükleri hastalıkların başında üst solunum yolu iltihapları gelmektedir. Sağlıklı çocuklar bir yılda 6, 8 defa üst solunum yolu iltihabı geçirebilir; özellikle yuvaya veya okula ilk başlanan yıllar bu hastalıkların daha sık görüldüğü yıllardır. Üst solunum yolu hastalıkları mevsimine göre farklılık gösterir. Genellikle ilkbaharın ilk yarısı, sonbaharın son yarısı ve kış aylarında üst solunum yolu hastalıklarına çocuklar daha sık yakalanmaktadır; çünkü bu dönemlerde hem havada mikropların oranı daha fazla oluyor hem de insanlar kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirip daha iç içe yaşıyorlar” dedi.
Tedavinin yanlış uygulanmasının çocuklarda kalp romatizmasına sebep olabileceğine dikkat çeken Karaböcüoğlu, “Anne veya baba geçmişte alerjik hastalıklar yaşadıysa, çocuklarının bitmek bilmeyen öksürüklerinin nedeni alerjik bir rahatsızlık olabilir. Üst solunum yolu iltihaplarının çok büyük bölümü her ne kadar virüs dediğimiz çok küçük mikroorganizmalarla oluyor ve antibiyotik kullanmak gerekmiyorsa da, halk arasında “Beta” denilen mikrobun yol açtığı bademcik iltihaplarında hastalık başladıktan sonra 9 gün içerisinde doğru antibiyotiği doğru dozda kullanmak gerekir.

Aksi takdirde çocuklarda eklem ve kalp romatizması ortaya çıkabilir. Orta kulak iltihapları tedavi edilmediği zaman da kulak zarının delinip dışarı akma ihtimali vardır. Bazı durumlarda üst solunum yolu iltihabının arkasından alt solunum yolu iltihapları, zatürre ve bronşitler gelişebilir. Bu durumda çocukta; halsizlik, düşmeyen ateş, sık nefes alıp verme ve hışıltı gibi belirtiler görülürse tedbirli olup çocuğu doktora götürmekte fayda vardır” diye konuştu.
 

Karaböcüoğlu, üst solunum yolu hastalıklarında sık yapılan yanlışlar ve çocuklarını korumak için anne ve babalara şu önerilerde bulundu:
 

“Çocukta ateş var diye gereksiz yere antibiyotik verilmemelidir. Bir uzmana danışılmalı ve çocuğun hastalığına göre tedavi uygulanmalıdır.
Üç aydan küçük çocuğun her ateşlenmesinde doktoru haberdar edilmelidir. Üç aydan büyük çocuklarda tüm ateş düşürücülere rağmen 48 saatten fazla uzun süren ateşi varsa, yemek yiyemiyor, kendisini halsiz ve mutsuz hissediyorsa hemen doktora gidilmelidir.
 

Anne ve babalar çocuk hastalandığında gereğinden fazla C vitamini, portakal, mandalina, limon yedirip onu kış boyunca hastalıklardan koruyacaklarına inanırlar. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre; sağlıklı bireylerde gereğinden fazla C vitamini almanın hastalıklardan korumakla hiçbir ilgisi olmadığı açıklanmıştır. Anne ve babaların çocuklarına gerektiği kadar vitamin, meyve ve sebze yedirmeleri yeterlidir.
Anne ve babalar mümkün olduğu kadar kapalı ve kalabalık ortamlardan, hasta olduğu bilinen kişilerden çocuklarını uzak tutmalıdırlar.
 

Hastalıklardan koruyuculuğu özelliği kanıtlanmış tek şey anne sütüdür. Anne sütü, çocuğu orta kulak iltihabı ve üst solunum yolu iltihapları dahil olmak üzere pek çok hastalıktan korur. Anneler bebeklerini ilk 6 ay mümkünse tek anne sütü ile beslemeli, 6. aydan sonra da ek gıdalarla birlikte 18-24 aya kadar anne sütü vermelidir.
 

Aileler çocuklarının yanında sigara içmemeli ve içilmesine izin vermemelidirler.
Soğuk her ne kadar tek başına hastalık nedeni değilse de, aileler çocuklarını soğuk havalardan korumaya özen göstermelidir”.

www.mudurnuhaber.com

MUDURNU BERA