Regaib Kandili duası

Bu gece Regaib Kandili… İşte bu mübarek gecede edilebilecek dualardan biri…

  Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Regaib gecesinin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi. Regâib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul etmek suretiyle çeşitli ibâdetlerle geçirmek, genel olarak alimler arasında kabul görmüştür.

Regaib Kandili  DUASI

Euzü billahi mine’ş-şeytani’r-racîm

Bismillahi’r-rahmani’r-rahîm

Ey bizleri varlığa erdiren

Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran

Güzeller güzeli rabbimiz!

Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya sonsuz salât ü selam olsun.

İçinde

bulunduğumuz şu mübarek Regaib Kandili münasebetiyle bu gecenin senin

katındaki kutsiliğini de vesile edinerek dergâh-ı ilahînin önünde

ellerimizi açıp yalvarıyoruz:

YA İLAHE’L-ALEMİN!

Bize

verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla engin

rahmetinin kapısına dayanıyor, şu mübarek Regaib gecesinde bir kere daha

hâlimizi arz etmek istiyoruz.

EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur;

Ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur.

Bütün dileklerimizi kabul buyur

Ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur;

Yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

EY KORUYUP KOLLAYAN ALLAHIM!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma;

Akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden,

Nefislerimizi cismânîliğin baskılarından,

Gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle ya Rabbi

Biz kullarını; ilimde kibir ve gururdan,

İbadette riya ve gafletten

Ve duygularına renk attıran ülfetten koru ya Rabbi!

Senin yolunda yürüyor gibi görünüp senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde iç içe firkat yaşamak,

Hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır!

Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine bizleri bağışla,

İnayetine ihtiyacımız açık,

Çaresizliğimiz her halimizden belli;

Bizleri yara-bere almadan

Ötelerdeki

güzelliklere ancak sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa

çatlamış ve kırılmış ruh dünyamızı da ancak sen tamir edebilirsin.

İçimizi sana döküyor,

Kusurlarımızı sana açıyor ve bizlere yeniden iyi insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun.

Sana yönelenlere hep “gelin, gelin” diyorsun.

Ey Rab! Bütün kusur ve hatalarımızla beraber müsaade buyur “biz de geldik” diyelim. Geldik ve şu mübarek gecede sana,

Yolların amansızlığını,

Nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını,

Bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz.

Bilhassa, her zaman hatalara açık duran,

Günahlara meyyal bulunan

Ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan,

Serkeş nefsimizi sana şikayet ediyoruz.

Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır Ya Rabbi

Lisanlarımızı yalandan, gıybetten, senin sevmediğin,

Hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle ya Rabbi!

Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle ya Rabbi!

Niyetlerimizi ihlaslı kıl ya Rabbi!

Ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI,

EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder,

Davranışlarımız ahenksiz,

Çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık,

Dünyanın durumu boz-bulanık,

İşte böyle bir dağınıklık içinde sana geldik.

Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı,

Şimdiye kadar gelip senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış;

Hiçbir pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır.

Bizi hilm ü silminle güçlendir ve affınla bizlere muamelede bulun ya Rabbi!

EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Şu mübarek Regaib gecesinde binler, yüz binler senin karşında gerek burada gerek televizyon ekranları karşısında divan durarak

Ellerimizi

sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına

her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının

tokmağına inleyerek dokunuyor ve “biz geldik” diyoruz.

Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine,

Her

sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak senden uzaklığımızı

geçici dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde

tasavvur ediyor, senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona

bağlıyoruz ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Mescitlerimizde Kur’an okunuyor,

Minarelerimizden dinin temeli ezanlar yükseliyor;

Ve

biz mabetlerimizde, mescitlerimizde bülbülü hoş eda nağmeler dinlemeye

erdik, sen bu nağmeleri kesip bizi inkisara itme ya Rabbi.

Hazret-i Muhammed’i güldüren,

Kur’an’ın manasını güldüren,

Eslâfı, ervahı, eşbahı güldüren bu manzarayı makûs edip

Bütün bu gülenleri şu mübarek gece hürmetine ağlatma ya Rabbi.

EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız,

gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden

fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli;

Eller yasak meyvelerde,

Ağızlar harama açık duruyor;

Gözler başkalarının kusur müfettişi..

Yalan revaçta, hıyanet sıradan bir şey,

Hak ve adaletin ismi var sadece;

Vefa Kafdağı’nın arkasında,

Ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış;

Buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta.

Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement;

Her biri birer çukur olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve özümüzle bütünleşip kendimiz olamıyoruz.

N’olur bu durumdan bizleri kurtar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap

Ne de tutarlı bir plâna sahibiz.

Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz;

Kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz.

Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rabb!,

Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz.

Kendimiz edip kendimiz bulsak da,

Rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek genişlikte.

Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

EY KAİNATIN SULTANI!

Dua edenlere cevap veren sen,

Izdırapları dindirip ihtiyaçları gideren sen,

Devrilenleri kaldırıp doğrultan sen,

Çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de sensin!

Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı;

Nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü;

Samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı.

Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere..

Var eden sensin, yok eden de sen; uzak tutan sensin, yaklaştıran da sen;

Sen

bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın

neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi söyleyemezdik.

Verdiklerin

vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını

duyur ve benliğimizde sana karşı yaklaşma heyecanları uyar ya Rabbi!

ALLAH’IM!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun..

İç

dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi sensizliğin

zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş

koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma.

Senden

kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet,

niyetlerimize de ihlas istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa

ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur ya Rabbi!

EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Ya Rabbi dokuz asır tevhide bayraktarlık yapmış bir milletin torunları olarak biz senin adını omzumuzda taşımaya,

Âfaktan âfâka serhad türküleri söyleyerek gezmeye,

Kaleleri aşmaya, cihana muvazene getirmeye,

İnsanlık için denge unsuru olmaya alıştık Ya Rabbi.

Sen bizi buna davet ettin, “sizi ifrat ve tefritin ortasında ümmet-i vasat yaptım” dedin. Bizlerde böyle olmaya çalıştık,

Sen bizleri devletler muvazenesinde olması gereken ufka ulaştır ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Cihanın çeşitli yerlerinde yeni gelişmelerin olduğunu duyalım ve bunların şükrünü eda etmek için iki büklüm huzuruna gelelim.

Minarelerden hakiki manasına uygun Allah-u Ekber nidalarının yükseldiğini duyalım..

Gözyaşlarımızı ceyhun ederek huzuruna koşalım..

İki büklüm rükua varalım.. Bu az oldu diye secdeye kapanalım..

Gözyaşlarımıza muhtaç seccadeleri ıslatalım..

Ve

pek çoğumuz bu neşvenin içimizde hasıl ettiği mevcelenme ile canı

dudağına gelmiş, kalbi durmuş insanlar olarak ruhumuzu teslim edelim..

İnşirah, beşaret ve beşaşet içinde şadırvanların temiz güvercinleri gibi kanat çırpalım, sana yükselelim..

Bedrin

aslanları gibi, Uhud’un kaplanları gibi, cihan tarihinde benzerine az

rastlanan harika nesiller gibi olma yolunda bir hayat sürelim..

Bizi bu mübarek gece hürmetine bu türlü lütuflarla şerefyâb eyle ya Rabbi.

EY RAHMETİ GAZABININ ÖNÜNDE BULUNAN,

KULLARININ TEVBELERİNİ KABUL BUYURAN VE DUA DUA YALVARANLARIN NİDALARINA İCABET EDEN YÜCE RABB’İMİZ!

Amellerimizdeki

eksikliklere ve sözlerimizdeki kırık-döküklüğe değil, hakkındaki hüsn-ü

zannımıza ve rahmetine bağladığımız recâmıza göre muamele et ve bizim

dualarımıza da icabet buyur;

Bizi haybet ve hüsrana uğratma!

EY KORUYUP KOLLAYAN YÜCELER YÜCESİ!

Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahlardan dolayı bize azap etme..

Şu aciz kullarına, gazabının önüne geçmiş o engin rahmetinle ve fazlınla

Muâmele eyle..

Bizi dünyevî afet ve rezaletlerden,

Ahiret azabından,

Kalbleri fenalığa esir düşmüş kötü insanların şerlerinden,

Fâcir kimselerin komplolarından,

Düzenbazların hîle ve tecavüzlerinden,

Bozguncuların kırıp dökmelerinden

Ve bütün despotların zulmünden

Sen bizleri ve ülkemizi

Muhafaza buyur ya Rabbi!

Ya Rabbi bize dünya da ve ahirette iyilikler lutfeyle

Bizleri cehennem azabından azad eyle

Ya Rabbi bizi, anne ve babamızı, ve bütün inananları büyük buluşma ve duruşma gününde sen mağfiret eyle

Ya Rabbi ülkemize ve islam alemine birlik ve düzen

Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle

EY YAPILAN DUALARA CEVAP VEREN ALLAH’IM!

Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;

Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,

Darda kalanlara icabet edersin,

Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın

Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin

Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin

Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

YA İLAHEL ALEMİN!

Burada okunan Kur’an’dan

Getirilen salat ü selamlardan

Terennüm edilen mevlid-i şeriften

İlahi ve kasidelerden

Hasıl olan sevaplardan başta Peygamberimiz Efendimiz Hazret-i Muhammed (SAS) olmak bütün enbiya ve murseline

Dine diyanete hizmet etmiş insanlara

Bütün eş dost akraba arkadaş ve arkadaşlarımıza

Tüm yakınlarımıza ve büyüklerimize

Gazi ve şehitlerimize

Bu ülke için hizmet vermiş devlet adamlarımıza

Armağan ediyoruz sen onların ruhlarını da hissedar eyle ya Rabbi!

EY YÜCELER YÜCESİ!

Efendimiz Hazret-i Muhammed’e,

Muallâ aile efradına

Ve bütün Ashab-ı Güzînine

Salât

u selam ederek ve şu mübarek Regaib gecesini vesile edinerek bunları

senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..

Amin amin amin

 

Velhamdü Lillahi Rabbil Alemine’l-fatiha 

www.mudurnuhaber.com

BU KONAK CEZALI MI?

BU KONAK CEZALI MI?

Mudurnu ilçesi Kaymakamlık Binası Karşısında bulunan ve daha  önce  MODERNO Otel ismi ile faaliyet gösterirken   el değiştiren  Otel tadilata girdi.

Yeni müstecirin yaklaşık 350 bin türk lirası harcayarak 3 Yıldızlı ayarında düzenlediği OTEL yaklaşık 35 günden bu yana Ruhsat işlemlerini bitirmek için çaba harcıyor.

 BU KONAĞIN CEZASI NE ZAMAN BİTECEK

Konak yetkilileri Konağın ne zaman Ruhsat alarak faaliyete geçeceğini tam olarak bilemediklerini ifade ederek, sürekli bizden istenen eksikleri tamamlıyoruz, Mudurnu’da şu an bizim yaptığımız şekilde Ruhsatı olan hiç bir OTEL yoktur,  sürekli engellerle karşılaştık, ama artık sonlara yaklaştık yakında Ruhsatımıza kavuşarak Mudurnu turizmine hizmet edeceğiz dediler.

 

MÜSTECİR KÜSTÜMÜ ?

Heyecan ile Mudurnu’ya gelerek yatırım yapan  İpekyolu Oteli  Müsteciri Muhittin ÖZCAN  yaşanan olaylardan dolayı Mudurnu ilçesine gelmiyor mu?

İPEKYOLU Oteline  Ruhsat verilmemek istenmesinin sebebi ne ?

Turizme Yatırımcı Aranan ilçede,  3 Yıldızlı Otel için neden 5 Yıldızlı Otellerde istenen  evraklar isteniyor?

Buna benzemez daha bir çok soru  vatandaşın aklını karıştırıyor.

www.mudurnuahber.com

 

 

 

KONYA GEZİSİ

KONYA GEZİSİ

 Mudurnu ilçesinden 3 gün sürecek bir Konya yolculuğu gerçekleştirdik. Mudurnu ilçesinden yola çıktık ve Nallıhan güzergahını takip ederek Tabduk EMRE , Sarıyar, Mıhallıçık,Yunus EMRE,Bolvadin,Çay ve Akşehir  üzerinden ilk durağımız Konya nın ILGIN ilçesine vardık.

 KAPLICA ŞEHRİ ILGIN

Evet, ILGIN ilçesini ben bu güne kadar Kaplıca Şehri diye hiç duymamıştım, ILGIN benim aklımda Şeker Fabrikası ile kaldı. Ama ilçe girişinde büyük bir tabela görünce demekki burada da kaplıcalar varmış dedim.

 

GÜLERYÜZLÜ İNSANLARIN YAŞADIĞI ŞEHİR

 

İlçe 35 bin Nüfusa sahip, ILGIN ilçesinin Pazartesi günü kurulan Pazarını gezmeye başladık. Pazarı gezerken ben  bir taraftan fotoğraflar alıyorum, diğer taraftanda yabancısı olduğum yerdeki insanlar acaba, çekmesene kardeşim derlermi diye biraz tedirgin yaklaşıyorum. Ama benim fotoğraf çektiğimi anlayan ve Önünde Çilek tezgâhı durak arkadaş abi çek çek diye bağırınca tabiî ki fırsattan istifade çekmeye başlıyorum. Sonrasında ise yanındaki tezgâhtaki arkadaş abi benide çeksene, diğeri abi benide çeksene diye seslenirken neredeyse Pazaryerindeki herkesin bir an fotoğrafını çekesim geldi. Güleryüzlü insanların maşallah gönülleride çok zengin, tezgâhlarda duran Çilek ve benzeri ürünlerin üzerlerinde  “YEMEK HELAL” yazısı görünce dikkatimi çekti. ILGIN Pazarında biraz dolaştıktan sonra Pazaryeri girişinde bir hatıra fotoğrafı aldık. Sağolsun ILGIN Belediyesi ilçeye çok modern bir Pazaryeri kazandırmış, inşallah Mudurnu ilçesine bizlerde böyle bir Modern Pazaryeri kazandırırız.

 

            ILGIN Pazarını gezdikten sonra ILGIN Belediye Başkanını bir ziyaret edelim istedik. Belediye ye girdik ve Başkanın Sekreteri Emine Hanım  a  Bolu Mudurnu dan Mudurnu Haberden geliyoruz, Başkan beyle  10 dakika bir sohbet etmek isterdik dedik. Oda hemen Başkanıma ileteyim diye cevap verdi.  Başkan Beye Sekreteri bizim geldiğimizi ilettikten sonra 5 dakika içersinde bizi içeriye alacaklarını şu an önemli bir toplantıda olduklarını ifade etti. Aradan 5 dakika geçtikten sonra ILGIN Belediye Başkanı İbrahim ORAL ın Makamına girerek kendimizi tanıttık. İbrahim Başkan, güler yüzlü ve samimi bir şekilde Hayırdır Mudurnu’dan buraya size nasıl yardımcı olabilirim dedi.

 

  Ben kendisine Mudurnu’dan ziyarete geldiğimizi ve çarşılarda dolaştıktan sonra bir uğrayıp tanışmak istediğimizi benimde bundan Önce Mudurnu Belediyesinde Meclis Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yaptığımı belirterek, Başkanım Önümüzdeki dönem inşallah beklide beraber çalışma fırsatı buluruz,  tüyo almaya geldik ILGIN daki insanların hepsinin yüzlerini nasıl güldürdünüz sorusu üzerine, Başkan İbrahim ORAL ın yüzünde gülümseme meydana gelerek inşallah Allah kolaylıklar versin sözü yer aldı. ORAL, insanlarla uğraşmanın hakikaten zor oluğunu bu işin içinde olan birisi olarak çok sabır gerektiğini ifade etti, ILGIN da şu ana kadar  hiç kimse ile herhangi bir polimiğe girmediğini ifade ederek, insanımıza hizmet etmek beni çok mutlu ediyor ve o nedenle önümüzdeki seçimlerde yeniden ILGIN dan aday olacağım dedi.

 

 Başkan İbrahim ORAL ile güzel bir sohbetin ardından ILGIN Kaplıcalarına doğru yol aldık. İlçede Belediye nin işlettiği ve birde Özel şahsın çalıştırdığı kaplıca mevcut.  Kaplıca nın en dikkatimi çeken yanı gece saat 23.30 a kadar hizmet vermesi oldu. İnsanlar Kaplıcaya adeta akın ediyorlar, suyu aynı bizim Mudurnu nun Kaplıca suyunun sıcaklığında 40 derece sıcaklıkta akan Kaplıcanın şahsın işlettiği bölüme giriyoruz. Burada eskiden Mudurnu Babas ta olduğu gibi odalar var, ve bir havuz 2 duş ve Buhar odası ve Hamam dan oluşuyor. Suyu kükürtüs ve berrak, birçok hastalık için şifa kaynağı bu kaplıca, ILGIN da yaşayanlar bu Kaplıcaların kıymetini biliyor ve hemen hemen her gün Kaplıca ya girmeden duramayanlar varmış. Ben bu bilgiyi aldıktan sonra ILGIN da yaşayan insanların neden bu kadar güleryüzlü olduğunu şimdi anladım, suyun verdiği enerji ILGIN insanın yüzüne yansımış.

 

ILGIN Merkezinde ILGIN Lala Paşa Külliyesi tarihi bir yapıyı günümüz şartlarına göre düzenleyerek Turizme açmışlar. İşletmenin sahibi Harun KOÇ, özenli bir şekilde Hanı düzenlemiş ve adınıda Sedirlihan  olarak  koymuşlar. Sedirlihan ı gezdikten sonra hayran kalmamak mümkün değil.  Sedirlihan girişinde solda ve sağda içe girişler var, buralarada oturma yerleri yapılmış, bizde oturup 5 dakika mola veriyoruz. Sağolsun görevli arkadaşlar bize Çay ikram ediyorlar. Sedirlihan dan çıkarak ILGIN ilçesinde dolaşırken  Toros dondurma Kasım TOPALOĞLU ağabeyin dükkanına girerek Dondurmalı Burma Tel Kadayıf ile damağımızı  tatlandırıyoruz.

 

ILGIN da geçirdiğimiz günün ardından ikinci gün KONYA merkeze doğru yola çıkıyoruz. ILGIN Konya 90 km civarında, her yerde oyluğu gibi burada da yollarda bakım çalışmaları dikkatleri çekiyor.

KONYA ya varıyoruz, Yeşil Kubbe hemen dikkatimizi çekiyor. Mevlana Hz. Türbesinin bulunduğu yere doğru ilerliyoruz ve içeriye giriş için tek kullanımlık geçiş kartını 3tl karşılığında alıyoruz. Dikkatimizi etrafta bulunan çok sayıda yabancı Turist çekiyor. Türbe ziyaretlerinin ardından KONYA merkezindeki diğer Türbe ve ziyaret yerlerini geziyoruz. Konya da önemli bir zat ise Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesinide geziyoruz. Konya nın Meşhur KONYA şekeri ve hediyeliklerinden alıyoruz.

konya17

 konya18

 

Akşam ILGIN a geri dönüyoruz. Ertesi gün  ILGIN dan Mudurnu ya yola çıkıyoruz.  Dönüş yolumuz üzerinde bulunan Akşehir de Nasrettin HOCA mızın Türbesini ziyaret ettikten sonra AKŞEHİR Evi ni Ücretsiz olarak geziyoruz. Akşehir de Akşehir Kültür Sağlık Eğitim Vakfı nın işlettiği evde adeta tarihe bir yolculuk yapıyoruz. Evin içersi tamamen Akşehir ilçesini yansıtıyor. Buradan ayrılmak zor olsada yolumuz uzak uğranacak birçok yer var deyip yola devam ediyoruz.  Akşehir ilçe merkezinde dikkatimizi Akşehir BATI CEPHESİ KARARGÂHI MÜZESİ çekiyor. Bu Müzeyede giriş ücretsiz, arkadaşlar Müze girişinde çok ilgili davranıyorlar. Müze içersinde Mustafa Kemal ATATÜRK ün kullandığı elbiseler ve değişik araçlar sergileniyor. Akşehir e vardığınızda mutlaka buraya da uğramadan geçmemenizi tavsiye ederiz.

 

 Akşehir den yola çıkıp Afyon istikametine doğru ilerliyoruz, Afyonkarahisar a bağlı Çay ilçesinden geçerken bir Mola veriyoruz. Mola verdiğimiz istasyondaki çalışanlar güleryüzlü bir şekilde buyurun bir şeyler ikram eldim diyorlar ve bizde ikindi atıştırmasını burada yapmaya karar veriyoruz. İstasyonda hareketleri ile genç görünümlü bir ağabey dikkatimi çekiyor. Bize doğru yaklaşan kişi istasyonun sahibi Yaşar KAYIKCI beymiş. Sohbet ediyoruz, Benzin isatsyonu yanında küçük bir bahçesinin olduğunu ve eşi ile birlikte burada domates, Biber fideleri diktiklerini anlatıyor. Bu sırada bohçamızdan çıkardığımız Börek ten ikram ediyoruz. Sonra da ekliyor, arkadaşlar buyurun eve gidelim, Çay Merkezinde bir soluklanırsınız diyor. Bizler yolumuzun uzak olduğunu ifade ederek ÇAY dan ayrılıyoruz.

Çay ilçesinden hareket ediyoruz ve Yunus EMRE diyarına kadar geliyoruz. Burada Yatsı namazlarını kılmak istiyoruz fakat Caminin kapıları kilitli olduğundan ve müsait bir yer olmadığı için namazları kılamıyoruz. Yunus EMRE Türbesini ve mezarlarını ziyaret ederek dualar ediyor ve Mıhallıçık yönünde devam ediyoruz.  Mıhallıçık ta görev yapan Hemşerimiz Kaymakam beyi ziyaret etmek için vaktin çok geç olduğunu fark ederek inşallah bir dahaki sefere ziyaret ederiz diye oradan ayrılıyoruz. Yolumuz üzerinde hem giderken hemde gelirken uğradığımız ve bize huzur veren Tabduk Emre Kabrinini yanında gece saatlerinde huzurlu bir şekilde Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz oturuyor çevreyi geziyor ve Mudurnu ilçemize doğru yola koyuluyoruz.

ŞİMDİ GELELİM BİRAZ DA SİYASETE

3 Günlük gezi süresince başka yerde görmediğim bir ayrıntıyı yazmadan geçemeyeceğim.  O kadar dağlar tepeler aşıp yaklaşık 500km yol katettik bu yolun en yorucu kısmı ise Nallıhan Mudurnu sınırından Mudurnu ilçesine gelmek bin bir cefa çektiriyor.  Yani o kadar netki, eğer gözleriniz kapalı olsun sizi Türkiye nin herhangi bir ilinden kaçırıp Mudurnu ya getirseler ilçeye yaklaştığınızı yollarda arabanın düştüğü deliklerden öğrenmeniz için hiçbir harita bilgisine ihtiyacınız yok.

Ar zor Mudurnu ilçemize geliyor ve bir dahaki KONYA gezimiz için tarih belirlemek için çalışmalara başlıyoruz. Eğer sizde bizimle birlikte KONYA turuna katılmak isterseniz bekleriz.

         Aydın ÖZPELİT

    MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com

 

 

ANNE

ANNE

Anneler çilekeşi ömrümüzün… Kahır çekeni, eziyet ve cefa adına yüreği ev
sahibi olanı dünyamızın. Anne bir kutsal sözcük, bir aziz mana, bir umman
yürek…

Cennet annelerin ayakları altındadır ama bizler o ayakları bir gün dahi baş
tacı yapıp taşıyamıyoruz bugün. Belki sadece tabuta girdiğinde kollarımızın
üzerinde taşıyacağız annemizin nazik bedenini. O zaman da çok geç
olacak. Çok geç olacak sarılmamız için, af dilememiz için. Onların 24 saat
dahi hizmetkârı olsak ömrümüzün sonuna değin yine de haklarını vermiş
sayılmayız. Onların kul kölesi olsak dahi ve her an yanlarında dursak dahi
yine de haklarını tam olarak karşılamış sayılmayız. Borçlu gideceğiz hep,
onlara borçlu kalacağız hep.

Dokuz ay on gün bizlere ev sahipliği yapan bedeninde ve ondan sonra
ömrünün ahirine değin yüreğinde bizlere en görkemli koltuğu veren
kadın. Düştüğümüzde bacağı kanayan, ağladığımızda gözleri yaşaran,
güldüğümüzde kahkaha atan, acıktığımızda acıkan kadın. Onun şiirini
kimse yazamaz, onun destanını kimse anlatamaz. Onu kimse ifade
edemez.

Anne sihirli bir kelimedir, bizi bizden alır sıcak ve mesut bir iklime
sürükler. İçimiz ısınır birden, duygularımız yeşerir, renk gelir tenimize.
Daha bir soluklanırız, daha bir canlanırız daha bir havalanırız. Memlekete
bahar gelmiş gibidir annenin yanında durmak. Onun nefesi bir okşayıştır
ruhlarımızı baştanbaşa. Sözleri sihirli bir melodidir kulağımızın içinde
akseden. Dokunuşu ipek bir kumaşa dokunmaktır içinizi titretircesine.

Ömrümüzün moral kaynağı, güç deposu yüreğimizin, trafosu her
şeyimizin. Karanlıkta kalır ama sizi karanlıkta komaz. Aç kalır
ama aç komaz sizi, susuz kalır ama susuz komaz sizi. Üşür ama
üşütmez, ölür ama öldürtmez sizi. Öylesine fedakâr, öylesine cefakâr,
öylesine hürmetkârdır evladına. Başınız ağrıdığında aspirin olur size,
öksürdüğünüzde şurup olur, sinirlendiğinizde sakinleştirici olur; Annesilin
diye bir ilaçtır O! Her derdinize devadır; yaranıza merhem, ateşinize ıslak
mendil, soğuk algınlığınıza sıcak bir çorba.

Yırtık elbisenize yama, kabuk bağlamış yaranıza ipek bir el, kirli saçınıza
yumuşacık bir şampuan, perişan duygunuza sokulacak bir liman… Daha
nen olsun bu hayatta anne? Azrail geldiğinde dahi ömrünü sizin uğrunuza
verecek kadar fedakâr. Bundan ötesi var mıdır? Sevgiliniz mi ömrünü
verecek size? Arkadaşınız mı? Başkaları mı?

Bir anne hikâyesi, anne yüreğidir her ne de olsa!
Gecenin ilerleyen bir saatinde bir anne telefon açar yavrusuna. Gecenin
üçünde. Ve yavrusu hırsla telefonu kaldırır, gecenin üçünde telefon mu
olur diye! Bakar annesidir

“Hayırdır anne!”
“Yok, oğlum yok bir şey, sesini duyayım diye aradım.” der.
“Bu saatte ses mi duyulur, telefon mu olur anne?” der oğlu ve ağzına
geleni sayıp döker annesine. Bir anne düşünün ki yavrusu tarafından
azarlansın.
“Bu saatte arayarak rahatsız mı ettim evladım? Yavrum rahatsız
mı oldun?” der kadın usulca. “Evet!” der çocuk “rahatsız oldum.”
Anne sesini içten gelen bir duygu ritmiyle şöyle tamama erdirir: “Oğlum
sende bundan 25 sene evvel bu saatlerde beni rahatsız etmiştin.
Doğum günün kutlu olsun.”

Bu yazı bir anne hikâyesi yazısıdır. Lütfen yanınızdaysa sarılın hemen
uzağınızda ise koşun yanına. Mesafeler ne olursa olsun aranızda. Bir
dakikalığına da olsa yok sayın yaşadığınız dünyayı. Varsayın ki anneniz
tek dünyanızdır yaşadığınız. Tek ormanınız, tek okyanusunuz, tek
gökyüzünüz.

Yok sayın hastalığınızı, hüznünüzü, yalnızlığınızı. Koşun annenize hemen;
nerede olursa olsun. Uzakta, çok uzakta, hatta atta da dahi olsa…
Can YÜCEL’İN şiiri ile bitireyim bu yazıyı, buyurun lütfen:
“ Nahide Hanım söyledi yine
Neden babama yazmışım da
Anama şiir döktürmemişim
Kaç kere yazdım cebimden uçup gittiler
Ben on yedi yaşında beni yıkayan
Anneme şiir yazacak kadar şair değilim”

Anneleri anlatacak yazı da yazılamaz, yok öyle bir yazar!

Gürhan Gürses
STDM Aktivisti

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu’da Her yer Küçük Ev doldu ama…

Mudurnu’da Her yer Küçük Ev doldu ama…

Mudurnu ilçesi 2001 yılında  Mudurnu Tavukçuluk A.Ş nin İflası ile birlikte Tarihi ve Kültürünü arayarak, ilçede Turizm yapılmasına karar verildi.

O gün bu gündür ilçede 10 larca Kaymakam ve 3 Belediye Başkanı görev aldı. İlçenin Tarihi,Tursitlik ve Kültürel anlamda Turizme kazandırılması için çeşitli çabalar ve çalışmalar yapıldı.

MUDURNU’DA HER YER KÜÇÜK EV AMA…

Mudurnu ilçesinde Turizme hizmet etmesi amacı ile ilçenin çeşitli yerlerine  Küçük EV tarzı büfeler yerleştirildi. Yapılış amacının dışına çıkan  Küçük Evlerden bir tanesi MUDURNU HALK EKMEK büfesi  diğeri ise  Mudurnu Turizm Danışma bürosu tabelası ile Mudurnu’nun Turizmine eksi yönde hizmet ederken , diğer  diğer Büfelerde atıl  bir şekilde bekliyor.

Bu Küçük Evler tam manası ile Mudurnu’ya hizmet vermezken şimdi bir Küçük ev daha Mudurnu  Tarihi Yıldırım Beyazıt Hamamı yanına getirildi. Bu Küçük Ev in bazıları Bayanların Çocuk Emzirme yeri olarak kullanılacağını ifade ederken bazılarıda buranında MUDURNU HALK EKMEK satış yeri olarak kullanılacağını belirtiyorlar. Buranın nasıl bir amaçla kullanılacağı yakında netlik kazanacak.

Vatandaşlar Mudurnu’da bu kadar Atıl ve boş bekleyen Küçük Ev varken yeni bir Küçük Ev in tarihi binaların yanına getirilerek monte edilmesinin mantığını anlayamadıklarını ifade ettiler. Bazı vatandaşlar bu davranışın Mudurnu Belediyesinin HALK EKMEK satışını çoğaltarak Mudurnu’da Ekmek  Fırınları ile rekabet etmesinden kaynaklandığını belirttiler.

www.mudurnuhaber.com

 

 

Başkanım Doğru söylemiş

 Mudurnu ilçesi Bolu nun Piliç markası ile adını duyurmuş bir ilçesidir. İlçede Tavukçuluk 1960 lı yıllarda başlamış ve 1990 lı yıllarda iyice hızlanarak adeta Dünya Markalarının arasına girmeyi başarmıştır.

İlçede 2001 yılı Ülke genelinde yaşanan Kriz ile birlikte Firma İflas etmiş ve birkaç el değiştirmiştir. İlçe genelinde toplamda irili ufaklı 1500 civarında resmi verilere göre Kümes bulunduğu ifade ediliyor. Mudurnu İlçesinde Köylerde Firmaların verdiği Civciv ve Yem ile Fason üretim yapan üreticiler bulunmaktadır.
Gelelim bizim konumuza, Mudurnu Ziraat Odası Başkanımız Hilmi AYAZ Hocam, bundan birkaç yıl önce “ MUDURNU TAVUK CEHENNEMİ “ olacak demiş ve biz bunu haberimize taşımış ve bu haberden sonra Firmalar ve bazı insanlar Hilmi AYAZ hocama sizin ne dediğinizden haberiniz varmı diye tepki göstermişti.
Aradan yıllar geçti ve Mudurnu ilçesi aynı bir İstanbul nasıl insan göçü alıyor ise Mudurnu ilçeside aynı şekilde Kümes yapımı göçü alıyor, ekilebilir araziler ve Mudurnu-Bolu karayolu  Mudurnu –Sakarya Karayolu Mudurnu-Ankara Karayolu üzerine yurdun değişik bölgelerinden yatırımcılar gelerek 100 binlerce kapasiteli Tavuk Kümesleri inşaatlarını kısa sürede bitirerek Mudurnu’nun temiz havasını kirletmeye hız desteği sağlamış oluyorlar.
Evet, yatırımcı Mudurnu’ya gelsin, ama kusura bakmayında taaa  gelipte ilçenin dibinede 100 binlerce adetlik Kümesler, Kuluçkalar vs yapılmasın. Daha önceleri yazıları birkaç kez daha yazdım ve bazıları yazılarıma kızarak, Mudurnu’da işmi var çalışacak bularlıda kapattırıpta hırsızlıkmı yaptıracaksınız diye tepki gösterdiler. Ama aynı kişiler bir dönemde kümese koydukları 20 bin civcivden 10 binini 15 binini bir akşamda veya bir haftada öldüğünü görünce heeeeeee, Mudurnu’nun havası kirlenmiş birileri bi zamanlar söylediydi, yazdıydı diye akıllarına inşallah geliyordur.
Yalancı Veba adı altında ilçe sınırlarında bir türlü bitmek bilmeyen ve bir sürü üreticinin canını yakan bu hastalığın adı aslında bilinçsiz çığ gibi Mudurnu ve çevresinde büyüyen Tavuk kümesleri olduğunu unutmamak gerekiyor. Çünkü doğa bizi bu şekilde maddi olarak zarar vererek kınıyor.
Sanki Bolu nun başka yeri kalmamış gibi Mudurnu nun yol güzergahları Kümesler ile dolup taştı.Ekilebilir arazi neredeyse kalmadı denecek kadar azaldı, ama bunun yerine şehre daha uzak yerlere ve ormanlık bölgesi daha fazla olan yerlere bu yatırımların yapılması daha mantıklı olacaktı, ama gelgelelim insanımız bu devirde Tuvalete bile araba ile gidecek konuma geldiği için , yatırımcılarında neden yol kenarlarını seçtiği belli oluyor.
MUDURNU İLÇESİNDE KÜMES YAPIMI HIZLA İLERLİYOR
Bolu da yeni Kümes yapımı konusunda yasak gelmesi ile birlikte yatırımcılar gözü Mudurnu’ya dikti. Fakat şöyle bir problem var, 2013 yılında Mudurnu ilçe genelinde  bazı Ankara ve İstanbul dan  yatırımcıların bu bölgede büyük Tavuk Kümesi yapmak için araziler aradığı ve bazılarınında arazileri satın aldığı konusunda  dedikodular kulaklarımıza geliyor. Hatta ve hatta Mudurnu’ya Kümes yapmak için İstanbul da bir Üniversitenin Dekanının bile ilçeye gelerek satılık arazi baktığı konuşuluyor. Mudurnu ilçesinde 2013 yılı içersinde üç milyon adetlik daha Broiler kümesinin yapılacağı konuşularak resmi olmamak ile birlikte eğer bu haber doğruysa ilçeyi çok yakında büyük bir tehlike beklemektedir. Mudurnu Hem Termal Turizm konusunda çeşitli girişimler yapılan bir ilçe konumuna getirilmek istenirken, gelişen bu olaylar karşısında idarecilerin konu hakkında nasıl bir çalışma yaptıklarını bilmiyorum.  Bende bunun üzerine Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat Şube Müdürlüğüne telefon ettim. Oradaki arkadaşa bir konu hakkında bilgi almak istediğimi söylediğimde çok iyi niyetli bir ses tonu ile buyurun dedi. Ama ardından gelen sorudan sonra kusura bakmayın, bu soruyu bilgi edinme kanunu gereği yazılı dilekçe ile istemeniz gerekiyor dedi.
MUDURNU ‘DA 2013 YILINDA KAÇ ADET VE KAÇ BİN TOPLAM KAPASİTE BROİLER KÜMESİ RUHSAT ÇALIŞMASI VAR?
Evet, ben bir dilekçe ile Başbakanlık Bimer Kanalı ile sorumu sordum.  Bilgi edinme kanunu sistemi o kadar hızlı işliyorki, internetten 2 gün sonra baktığımda dilekçemin çeşitli yerlerden sonra Bolu Valiliğine ve buradan da Bolu İl Özel İdare Müdürlüğüne gönderildiğini gördüm. Ve bundan sonra gelecek cevabı beklemeye başladım, aradan 10 gün geçti yok 13-15 derken, ilk yazdığım dilekçe tarihi ve nosu ile geri bildirimde bulundum. Aradan 2 gün geçti yine Bolu İl özel İdaresine şikâyetimin ulaştığı bilgisini gördüm. Ve bir gün sonra telefonum çaldı ve Bolu İl Özel İdaresinden Dilekçe konusu ile ilgili aradıklarını duyunca sevindim.
Telefondaki Bayan, Aydın bey size cevabı daha önce verdik ama siz tekrar yazmışsınız, bende şu an tekrar cevabı yazıyorum dedi. Bende hanımefendi acaba bana cevabı okuyabilirmisiniz dedim. Oda cevabı okudu. Sayın, Aydın ÖZPELİT istemiş Olduğunuz bilgi Bilgi edinme kanununun bilmem kaçıncı maddesi gereğince verilememektedir.
Bu Cevabı acaba yanlışmı duydum diye tekrar sordum ve şok oldum. Benim 2 aydan beri beklediğim cevabı alamadım ve Telefondaki arkadaşa teşekkürler ben bunu bir şekilde öğrenirim diyerek Teşekkür edip kapattım telefonu….
Eeeeeeee  şimdi ne yapacağız, valla ben bana düşen görevi yerine getirdim, eğer bilgi edinmeden Mudurnu ilçesine  2013 yılında şu kadar bin Broiler Kümes yapılacak diye bir resmi ibilgi alabilseydim paylaşacaktım, vermedikleri için artık 2013 yılı  inşaat sezonunda Mudurnu ve çevresine ne kadar Kümes ve kaç binlik yapıldıklarını sayıp öğreneceğiz, sizlerde ona göre Kümesler yapılınca tepkinizi gösterirsiniz.
Sözün özü, Demek ki Ziraat Odası Başkanım Hilmi AYAZ Hocam  “MUDURNU TAVUK CEHENNE Mİ OLACAK “ diye doğru söylemiş.
Kalın sağlıcakla
Aydın ÖZPELİT MUDURNU
www.mudurnuhaber.com

ŞEHRE HAYVAN GİBİ BAK!

ŞEHRE HAYVAN GİBİ BAK!

Hayvan Partisi tarafından düzenlenen ‘Şehre Hayvan Gibi Bak!’ temalı fotoğraf yarışması, herkesi yaşadığı şehre; kedi, köpek , fare ve güvercin gözünden bakmaya davet ediyor. İnstagram üzerinden gerçekleşen yarışmanın son katılım tarihi 20 Mayıs.

Yaşadığımız şehirlere hep aynı açıdan baktık, aynı açıdan fotoğrafladık ve aynı açıdan kameraya aldık. Yani insan boyundan, insanın göz hizasından. Şimdi yaşadığımız yere bu defa öteki hemşehrilerimiz kediler, köpekler, fareler ve güvercinlerin gözüyle bakma zamanı. 

‘Bu Anayasaya Kuyruk Lazım’ sloganı ile farklı bir çıkış yapan Hayvan Partisi, ‘Şehre Hayvan Gibi Bak’ sloganıyla farklı bir fotoğraf yarışması düzenliyor. 

Bu yarışmaya katılmak çok kolay ama önce şehre hangi hayvanın gözünden bakacağınıza karar vermeniz gerekiyor. Eğer fareyi seçerseniz biraz yerlerde sürünmeniz gerekebilir. Güvercini tercih ederseniz şehri kuşbakışı kadrajlarla fotoğraflamalısınız. Evimizin yanı sıra sokakta da en çok sık karşılaştığımız hemşehrilerimizden kedi ve köpeğin gözünden bakmayı da unutmayın. Sonra çektiğiniz fotoğrafları instagram’a yüklemeniz yeterli. 

HERKES JÜRİ OLACAK!

İlk elemede jüri, tüm instagram kullanıcıları olacak. Bu aşamayı geçen fotoğraflar Atlas Dergisi’nin usta fotoğrafçıları ve Hayvan Partisi üyelerinden oluşan jüri tarafından değerlendirilecek ve dört hayvan kategorisinde ilk üç eser belirlenecek. 

Fotoğrafa, şehre ve hayvanlara ilgi duyan tüm instagram kullanıcılarına açık olan yarışma 20 Şubat’ta başladı ve 20 Mayıs 2013’de sona erecek. Yarışma sonunda her kategoriden birinciye 500, ikinciye 250, üçüncüye 100 liralık para ödülü verilecek. 

 

Yarışma Takvimi:

Son Katılım Tarihi: 20 Mayıs 2013

Sonuç Bildirim Tarihi: 30 Mayıs 2013

Sergi ve Ödül Töreni: 11 Haziran 2013

Başvuru: instagram; @hayvanpartisi  #kedigozundensehir, #kopekgozundensehir, #guvercingozundensehir, #faregozundensehir

 

Kedi Kategorisi ödülleri:   

1. Altın Kedi Madalyası + 500 TL                                                       

2. Gümüş Kedi Madalyası + 250 TL                                                  

3. Bronz Kedi Madalyası + 100 TL

 

Fare kategorisi ödülleri:

1.Altın Fare Madalyası+ 500 TL

2.Gümüş Fare Madalyası+ 250 TL   

3.Bronz Fare Madalyası+ 100 TL     

 

Köpek kategorisi ödülleri:     

1. Altın Köpek Madalyası + 500 TL                                                   

2. Gümüş Köpek Madalyası+250 TL 

3. Bronz Köpek Madalyası + 100 TL  

                                               

Güvercin Kategorisi ödülleri:   

1.Altın Güvercin Madalyası+ 500TL   

2.Gümüş Güvercin Madalyası +250TL

3.Bronz Güvercin Madalyası+ 100 TL 

https://www.facebook.com/hayvanpartisi

https://twitter.com/HayvanPartisi

https://www.youtube.com/hayvanpartisi

İLETİŞİM: Rumeysa Boz

                  0 533 433 48 55

                  bozrumeysa@gmail.com

www.mudurnuhaber.com

 

Çanakkale’yi geçilmez yapan Mudurnu lu kınalı kuzular

            Çanakkale’yi geçilmez yapan Mudurnu lu kınalı kuzular

            Bu gün Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98 yıldönümü törenlerle, panallerle, mevlitlerle kutlanıp gelecek yıldönümüne kadar unutulacak.

            Peki, ne yapacağız başta yaptığımız işleri geçmişi unutmadan, geleceği düşünerek “adam gibi yapacağız ”hiçbir ırkı, dili, dini, düşman görmeyeceğiz… Çalışmadan, üretmeden herkes bize düşman gözü ile bakarsak, bilimi, ilimi, teknolojiyi, sevgiyi, saygıyı, vefayı es geçersek “papazı” imam yaparlar farkına varmayız.

            Doksan sekiz yıl önce atalarımız düşmana geçit vermedi ama biz üç tarafı denizlerle çevrili memleketimizde yeterli deniz taşımacılığı yapamadığımız gibi kişi başı balık tüketimi Japonya’ya oranla 50 kat daha az. Japonya’da yılda kişi başına 500 kilonun üzerinde, Norveç’te 445 kilo, Danimarka’da 230 kilo ve Fransa’da ise 21 kilo balık tüketiliyor.

           Atalarımız düşmanı boğaza gömdü biz  “Kazdağlarında” altın arasınlar diye teslim ettik. Siyanürle beynimize, angusla midemize, gdo lu mısır, fasulye, hormonlu tohumlarla

Genlerimize yerleştiler…

           O zaman ne yapalım; cemaate, tarikata bir gönüllü, partimize bir oy, sendikaya bir üye, başını açıp yâda kapatacak birini aramak yerine kendi işimizde olsa devlet işi de olsa bindiğimiz arabada oturduğumuz koltukta bu yurdun hatta dünyanın, insanlığın bu günlere nasıl geldiğini düşünerek hareket edelim. Makam, mevki, unvanımız ile değil, insanlık için ne üretiyoruz ne gibi katkıda bulunuyoruz onunla övünelim. Kişiliğimizi mal, mülk, makamlar değil, hayata kattığımız değerler belirlesin… Yoksa mal, mülk. Makam elden gidince kişiliğimizde gider.  

           Yanımızda “biat” eden boş kalabalıklar olacağına yazı yazdığımız tükenmez kalem “Faber Casteli, Bic” tükenmez kalemi biz neden icat edemiyoruz diye sorgulayan insanlar olursa işte o zaman tekrar Çanakkale yi geçilmez yaparız.

           Bir çift ayakkabıyı iki kişi giyen Mudurnulu Gaziler,

           Mudurnulu kınalı kuzuların hikâyesini yazmadan yukarıda satırları yazmamın nedeni kimseye ders verme değil kendimizle yüzleşme isteği…

           Musalla Mahallesinden Caferoğlu Abdullah ve Karapınar kavağı köyünden Hasan oğlu Hüseyin 1885 doğumludur 2 Ağustos 1914 tarihinde Harbiye Nezaretince genel seferberlik ilan edilir. O dönem Osmanlının Yemen, Hicaz, Asir, Şam, Arap yarımadasında birlikleri vardır.

            Seferberlik ilanında 29,30 yaşlarında olan Mudurnulu gençler hareket planına göre ikinci bölge “Obüs bölgesi”diye bilinen ve 8. Ağır Topçu Alayı, Bağımsız Ağır Numune Topçu Taburu, 1 ışıldak. Görevi: Giriş bölgesinden geçen düşman donanmasının, Merkez Tabyalarının büyük toplarının ateşlerinden etkilenmeden “İntepe”Erenköy Koyunda demirlemesi veya burasını üs yapacak girişimlerde bulunmasını önlemektir.

            Mudurnulu kınalı kuzular ve mehmetcik arkadaşları canları, Hüseyin dede sağ ayağını, Abdullah dede sol ayağını vererek düşmanın boğazı geçmesine izin vermezler. İki ayakla gittikleri memleketlerine gazi olarak birer ayakla dönerler. Soy ismi kanunu çıktığında Cafer oğlu Abdullah’a bir ayağını kaybettiği İntepe soyadı Hasan oğlu Hüseyin’e Çanakkale’de kaybedilen binlerce fidanların anısına Fidan soyadı verilir.

            İki arkadaşın askerden geldikten sonrada dostlukları devam eder… İsraf olmasın diye bir çitf ayakkabı alıp biri sol ayağına biri sağ ayağına giyer.

           Vatan. Millet, Müslümanlık naralarından geçilmeyip günde altı milyon, yılda iki milyar ekmeğin çöpe gittiği güzel yurdumda bize örnek ve önder olmaya devam ediyorlar.

Mehmet Cantürk

18 Mart 2013

www.mudurnuhaber.com    

 

Açıklama; Abdullah İntepe Musalla mah.Mehmet Yozgatlı  (Cek dayının dedesi)fotoğraf Mehmet Yozgatlı arşivinden alınmıştır.

                  Hüseyin Fidan Karapınar kavağı köyünden Şenol Fidan’ın dedesi

 Fotoğrafta ortada oturan Mudurnu esnaflarından(merhum) Ahmet İğneci’nin kayınpederi

Sokak tabelalarına yeni düzenleme

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, şehirlerdeki görüntü kirliliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Tabelaların daha derli toplu, düzenli, anlaşılır olması ve çevre açısından görüntü kirliliğine sebebiyet vermeyecek şekilde düzenlenmesini sağlayacağız” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, cadde ve sokaklardaki tabelaların görüntü kirliliği oluşturmasını engellemek için çalışma başlattı. Yılsonuna kadar her cadde ve semtte oraya ait dükkanların kullanacağı bir tabela kriteri getirilecek, 2014 yılı itibariyle tüm dükkanlar bulunduğu cadde ve semtin standartlarına göre tabela kullanacak. Görüntü kirliliğine engel metal ve plastik tabelaların yerini mümkün olduğunca ahşap tabelalar alacak.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, sokak ve caddelere girildiğinde tabela kargaşasından ve kirliliğinden insanların aradığı şeyi bulamadığını söyledi. Şehirlerdeki görüntü kirliliğinin önlenmesiyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Bakan Bayraktar, “Cadde ve sokaklarda esasında belediyenin bünyesinde olan, belediyenin düzenlenmesini yaptığı ve izinlerini belediyenin verdiği, ruhsatlarını belediyenin verdiği bu tabelalar konusunda hakikaten çok ciddi bir görüntü kirliliği oluştu” dedi.

TABELALAR DAHA DÜZGÜN VE DAHA ANLAŞILIR OLACAK

Bakanlık olarak görüntü kirliliğini giderici düzenlemeler yaptıklarını belirten Bayraktar, “Yani belediyeler de bu işin üzerinde esasında hassasiyetle duruyor, ama Bakanlık olarak biz görüntü kirliliğinin giderilmesi yönünde daha önce bu çanak antenler konusundaki çalışmamızı biraz daha genişleterek tabelaları da düzenleyici mahiyette çalışma yürütüyoruz. O çalışmalarımızı belediyelerimizle paylaşacağız, belediyelerimiz gerçekten görüntü kirliliğini giderici ve çevre açısından hoş görüntü oluşturan yerlerde bizden destek isteyebilir. Maddi destek, yani biz şartlı nakdi yardım yapacağız onlara ve o düzenlemeler de belki onlar da oradaki işletme sahiplerine bu düzenlemeyi yapmaları için destek olabilirler diye düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Görüntü ve gürültü kirliliğinden dolayı Bakanlığın ceza yazma yetkisine sahip olduğunu dile getiren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Biz bunu işletmeyi çok arzu etmiyoruz, ama mecbur kaldığımız noktada da işleteceğiz. Biz istiyoruz ki halkımız biraz bunu bilerek yapsın, isteyerek yapsın, zorlamayla olmasın. Çevresel açıdan görüntü kirliliğine sebebiyet veren tabelaları daha düzgün, daha anlaşılır ve daha ülkenin şartlarına da uygun hale getirerek. Mesela öyle yerler var ki, kimi ışıklı tabela, kimi ışıksız, kimi büyük, kimi küçük, kimi tahtadan, kimi plastikten, kimi işte demirden veya alüminyumdan, bunların daha derli toplu, daha düzenli, daha anlaşılır ve çevre açısından görüntü kirliliğine sebebiyet vermeyecek şekilde düzenlenmesini sağlayacağız.”

BELEDİYELERE HEM MADDİ HEM TEKNİK DESTEK
Bu düzenlemenin boyut noktasında olacağını söyleyen Bayraktar, “Mesela İstanbul’da İstiklal Caddesi’ni biliyorsunuz. Şimdi İstiklal Caddesi’ne girdiğiniz zaman ahşaptan tabelalar yapılmış ve böyle baktığınız zaman hakikaten bir ahenk içerisinde. Yani biri böyle çok büyük, biri çok küçük, biri böyle okunmayacak şekilde, biri farklı yazı, öyle değil, daha derli toplu, daha anlaşılır ve insanların da gözüne hoş gelen bir görüntü var, bunu arzu ediyoruz. Birçok belediyemiz bunu uyguluyor zaten. Biz bu noktada var olan şeyin hızlandırılması ve Bakanlığımız tarafından da maddi olarak belediyelerin desteklenmesi şeklinde güçlendirilip hızlandırılmasını arzu ediyoruz” diye konuştu.
Yıl içerisinde çalışmaların ana hatlarıyla bitirileceğini bildiren Bayraktar, “2013 ve 2014 yılı itibarıyla bunun altyapısı oluşmuş bir şekilde uygulamanın gerçekleşmesi için de denetimlerimize başlarız. Nasıl yapılabileceğiyle ilgili belediyelere hem maddi destek veriyoruz hem de teknik destek veriyoruz” dedi.

www.mudurnuhaber.com

 

MUDURNU BABAS TA YÜZLER GÜLÜYOR


 

 MUDURNU BABAS TA YÜZLER GÜLÜYOR

Mudurnu Babas ta yaklaşık 40 gün önce başlanan ve ilk haftasında şikayet söz konusu olduğu için Sondajı durdurulan çalışmanın meyvesi göz kamaştırıyor.

 MUDURNU HALKI  SUYU GÖRMEK İÇİN SIRAYA GİRDİ

İlçede suyun çıktığını duyan vatandaşlar BABAS kaplıcasında suyu görmek için  akın akın suyun olduğu bölgeye gidiyor. Usta başı, suyun  MUDURNU ya hayırlı olmasını temenni ederek, gelen arkadaşlara uzaktan bakmalarını istiyoruz, vatandaşlar heyecanlı , her gelen elini suya değdirmek istiyor, bizde onun için suyu borular ile aşağıya akıttık.

250 METRE DE 40 DERECE 20 LİTRE SANİYE SU

Mudurnu Babas Termal de 250 metre de 40 derece sıcaklıkta su saniyede  20 litre  kendi akışkanlığı ile akıyor.

 ESKİ KAPLICA DA SU AZALMADI AKSİNE ÇOĞALDI

Eski kaplıcanın suyu azalacak diye günlerce MUDURNU da çeşitli propagandalar yapıldı. Ama  yeni yapılan sondaj çalışması ile birlikte eski Kaplıcanın suyunun bir miktar daha fazlalaştığı ifade edildi.

www.mudurnuhaber.com

 ersagmudurnuersagmudurnu

 

 

 

 

Mudurnu organik ARMUTÇUOĞLU YUMURTA

VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET

Çok değerli hemşehrilerim sizlere ilk fırsatta bu yazımı yazmaya çalışacağım.bu yazımın konusu VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET,okuma sabrı göstereceğiniz için şimdiden şükranlarımı iletirim.

 
  Bu yazımı geçenlerde dinlediğim ve kendime göre yorumladığım bir şiirle başlamak istiyorum.
Etrafıma bakıyorum da şaşırıyorum
Canım sıkılıyor Allah canımı alsın
Zengin babaları sayesinde talan edilen
Vatan aşkını ve sevdasını ve aşkını 
paraya tercih edenlere
Kızıyorum;kızdığım gibi de acıyorum
Bana ne?diyemiyorum 
Takıyorum kafama bölüyorum uykularımı 
Çünkü bu VATAN bizim,bizim
 
Yazıyorum ya iki de bir yaralı yüreğim de 
Yaralamak istemezdim sizleri
Ama sev da ne demek? ama vefa ne demek?
VATANIM nasıl sevmişim seni vay ki vay!.
 
Ben insanların toprakla haşır neşir olduğu
Çocuklarına helal lokma için terler döktüğü
Eli nasırlı mı nasırlı,yüzü güneş yanığı 
Gönlü ezelden yanık buram buram dert 
Buram buram hasret VATAN sevdasıyla yanan
Hürriyet sevdalısı milyonlarca VATAN neferlerinden biriyim.
 
Gönül dersen gönül,yürek dersen yürek,aşk dersen aşk
Bırak duygularını,yüreğin de bul kendini
Gör ki nasıl sevmişim seni 
VATANIM vah ki vah!..
 
işte bu yüreğimi dinleyerek sizlere aktardığım bu şiir de  vatan sevgisiyle ilgili bir şeyler anlatmaya çalıştım.
 
Bizi biz eden,bizi farklı kılan vatan sevdası ve sevgisi her şeyin önünde olmasıdır.bizim sevgimiz bireysel menfeatimiz için değil,Allahın bize lutfettiği ve atalarımızın bize emanet ettiği bu cennet vatanımızı bir ömür boyu nesilden nesile emanet edeceğimiz şekilde koruyup sahip çıkmalıyız.
 
Ben yıllık iznimi özellikle ipek yolu festivali ŞEYHÜL İMRAN bayramına denk getirdim.küçüklüğümden beri içimden geçirdiğim halde ŞEHRİMAN bayramı öncesi MUDURNU’daki bayram hazırlığını görmek nasip olmamıştı.YÜCE MEVLAM 2012 de nasip eyledi.
 
Şuna kesinlikle inanın içimden geldiği gibi yazıyorum,Şehriman bayramı öncesi o manevi hava beni fazlasıyla duygulandırdı.esnafıyla işçisiyle,köylüsüyle,zenginiyle,fakiriyle yapılan o yardımlaşma ve koşuşturma ve ALLAHIN verdiği o bereket beni hayretler içinde bıraktı.bizler de bitmeyen o yardımlaşma ve bağış yapma duygusu beni geleceğimiz için fazlasıyla umutlandırdı.
 
Bizim tek eksiğimiz bir araya gelemeyişimizin bizleri bir arada tutacak liderimiz olmayışındandır.kimse kusura bakmasın ama bunu yazmak zorundaydım.
 
Bilindiği üzere 2014 yılında yapılacak seçimde MUDURNU’muzun 1 belde 73 köyden oluştuğunu bilen ve hatırlayacak olan,bizlere tepeden bakmadan,bizlerle içli dışlı olacak,bizlerin yani MUDURNU’muzun yani coğrafi sınırları içinde kalan yaylalarımıza,göllerimize,kaplıcalarımıza değer veren sahip çıkan başkan görmek istiyorum.
 
TOPLUMLAR LAYIK OLDUĞU LİDERLERİ SEÇERLER;
 
Sözünün iyi tarafına layık olacak halen daha safiyane duygulara sahip olan benim için çok değerli sayın MUDURNU halkımıza çok büyük sorumluluk düşmektedir.bu fırsat 5 yıl da bir gelir bu fırsatı kaçırmayalım lütfen!…
 
adam kayırmacılık yapmayan,doğuda ki gibi ilkel aşiret zihniyeti taşımadan,takım fanatiği gibi taraf tutmadan MUDURNU’muz için hayırlı başkan seçmekten geçer.
 
benim bu yaşıma kadar seçilen başkanlar hep 5 bin kişiye hitap edecek şekilde koltuğa oturdular.ilçemizin coğrafi sınırlarından bi haber günlerini geçirdiler.köylünün ayağına misafirlik için ve ayaklarına hizmet görmek için gittiler.köylünün hep ayaklarına gelmelerini beklediler.köylünün el pençe karşılarında durmaları onların koltuklarını kabarttı.ama benim köylüm bu saygıyı çekindiği değil gördüğü terbiyeden dolayı gösterdi.ilçemizde halen daha 1960 zihniyeti devam ediyor.ben bunu mum ışığında yemek pişirmeye benzetiyorum.
 
EMPATİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ
 
ilk önce EMPATİNİN ne olduğunu hatırlayalım
 
EMPATİ;Empati bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.bu tanım çok güzelde empati yapalım da neden hep karşı tarafın ne düşündüğünü beynimize kazımaya çalışıyorlar.pekala karşı tarafa aynı telkinde bulunuyorlar mı?bu kadar şehitler boşuna mı verildi?belkide evin tek evladı vatanı uğruna yani bizim huzur içinde evlerimizde rahat uyuyabilmemiz için şehit oldular.bu ailelerin çocukları empati yapınca yerine gelebilecek mi?
 
Bu arada 33 askerin izin dönüşü haince saldırı da şehit düşen KİLÖZÜ köyünden benim de yakinen arkadaşım olan ŞEHİT MUARAT MENTEŞi rahmetle yad ediyorum.
 
Empati konusundaki yorumların devamını da siz okuyucularımıza bırakıyorum.
 
ÇÖZÜM SÜRECİ;ne demek bunun hakkında da sizlerin ne düşündüğünü ise yoruma açık bırakıyorum.ben acizhane birkaç kelam etmek istiyorum.ülkemizde kürt sorunu yok,ermeni sorunu var.TECHİR zamanında göçe zorlanan ermenilerden oluşan aşiretlerin bir araya gelerek oluşturdukları sun-i bir sorundur.büyüklerimiz çok iyi hatırlarlar.bu sorun ilk önceleri iş ve işçi hakları aramakla başlayan daha sonra kardeşi kardeşi kırdırtan ermeni asala örgütünün planı değil miydi?
 
ihtilal sonra ise bu asala örgütünün adı sözde kürtlerin haklarını aramak amacıyla binlerce kürt gençlerinin kandırılarak dağa çıkartılıp askere ve polise ve hatta kendisini desteklemek istemeyen kürt aile ve çocuklarını kurşunladıklarına tanık olmadık mı?
 
Bu çözüm süreci biraz açıldığında ise altından ne çıktığını görüyoruz.anadilde eğitim,TÜRKLÜK isminin anayasımızdan kalkması ve TÜRKİYELİLİK isminin gelmesi.devamında ise EŞİT HAK VE HÜRRİYET.bu zamana kadar sanki eşit değilmiydik. 3 tane CUMHURBAŞKANI çıkarmış bir etnik guruptan bahsediyorum.kaldı ki şimdiki hükümette çoğu bakanların kürt olduğunu çoğumuz görebiliriz.
 
UYANIK OLALIM BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLALIM.DIŞARIDAN POMPALANAN BÖYLE BÖLÜCÜ KAVRAMLARA İTİBAR ETMEYELİM.ÖZELLİKLE VE ÖZELLİKLE ŞİRİN MUDURNUZUN geleceğine sahip çıkalım.
 
Sözlerime ULU ÖNDERİMİZİN sözleriyle son veriyorum.bu sözleri siyasi  yöne çekmeden kabullenelim. kökeni ne olursa olsun yıllardan beri olan ve var olacak olan bütün bireyler TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIDIR.bu kadar insanları bir çatı toplayan TÜRKLÜK tür.TÜRKLÜK bir alt kimlik DEĞİL BİR EVİN ÇATISIDIR!..
 
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
 
ÇOK DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM SÜRÇ-Ü LİSAN ETTİYSEM AFFOLA.İNANIN ŞİRİN MUDURNU’MUZ GÜZELLİKLERİN EN GÜZELİNE LAYIKTIR VE HAK ETMEKTEDİR.BEN DE İÇİMDEN NE GEÇTİYSE OLUĞU GİBİ ABARTISIZ SİZLERE AKTARMAYA ÇALIŞTIM.
 
HOŞ VE ESEN KALINIZ!..
 
Yusuf  TANRIKULU MUDURNU HABER
 

KÜMES Mİ ? TURİZM Mİ?

KÜMES Mİ ? TURİZM Mİ?

Mudurnulular hop oturup , Hop kalkıyorlar, köşeyi yakında döneceğiz diye. Bir taraftan Arap lar, bir taraftan Termal Turizm, Bir Taraftan Hızlı Tren,  bir taraftan HES projesi ve diğer Taraftan üzerine yüz binlerce Broiler Pilicin yetiştirildiği Tavuk Kümeslerinin yapıldığı tarlalar.

Mudurnu’da bu gidişe hiçbir problem kalmayacağa benziyor. Gelir seviyesi 3-5 yıla varmaz tavan yaparsa şaşmayın.  Dönümü 2-3 lira bile yapmayan tarlaların dönümüne 10 lira verip alan vatandaşlar  tarlaları Kümeslerle doldurmaya devam ediyor. Daha önceleri Bolu ve çevresinden yatırım amaçlı Kümes yapmaya gelenlere her geçen gün yurdun değişik bölgelerinden, Avukat’ı, Hakim’i, Doktor’u, Mühendis’i ekleniyor.

 

KİMİ  45 GÜNDE 105 BİN TL KAZANIYOR, KİMİNİNDE 10 BİN PİLİÇ TEN 1000 PİLİÇ İ KALIYOR

Ben küçükken sene 1970 li yılların sonunda  Tavukçuluk Mudurnu’da daha yeni yeni  adını duyuruyor, Köylerde vatandaşlar 1000 lik 2000 lik 3000 lik Kümesler yapıyor. ORKÖY destek veriyor, köylü Kümes yapsın diye, ve yavaş yavaş geri ödüyorsunuz.

O zamanlar bir büyüğüm biz çok büyük Kumar oynuyoruz deyince ev halkı , Allah Allah o kadar işin gücün arasında birde Kumarmı oynuyorsunuz diye o büyüğüme kızıyorlar.  Sonra olayı kendisi anlatıyor, bu Tavuk işi KUMAR hemde çok büyük Kumar diyor du. Şimdi ne demek istediğini iyice anlıyorum. Vatandaşın birine bakıyorum, 45 günde 105 bin tl kazanmış, diğerinin ise 10 bin Piliç ten 9000 i ölmüş. Vatandaşlar bir birine soruyor, nasıl oluyor bu iş diye, firma diyormuş sen bakamamışsın, tavukların hastalanmış, aynı kişi ya be adam  benim 2 kümesim var biri hasta olur da diğeri neden olmaz, bu işte bir bit yeniği var, yemlerden şüpheleniyorum diyor, ama dinleyen kim…

 

Bolu’da Kümes yapımı durduruldu, ama gel gelelim orada hırslananlar soluğu Mudurnu’da alıyor. Ne olacak Mudurnu’nun hali…

 

Son iki yılda Mudurnu’da neredeyse son 10 yılda yapılan kümeslerin kapasitesinden daha yüksek kapasitede Kümeslerin yapıldığı gözle görülüyor. Mudurnu Bolu karayolunun sağında , solunda her yer Kümes doldu. Diğer yandan Taşkesti yolu ve Ankara güzergahıda onlardan aşağı kalır yanı yok.   İş istihdamı önemli, önemli olmasına da yarın tedbir için geç kalınmış olacak. Geçtiğimiz günlerde resmi bir veride Mudurnu ve genelinde 45 günlük dönemde 2012 verilerine göre 11 milyon Piliç yetiştirildiğini ve bu piliçlerin 45 günlük süreçte her birinin 175 gr dışkı ürettiği ve bu dışkıların gelişi güzel atılması ile birlikte yer altı sularının yakında kullanılamaz hale geleceği ve tehlike yaratacağı belirtiliyor.

MUDURNU’DA TURİZM

Eğer böyle devam ederse Mudurnu’da Turizm olması çok zor, Tarihi ve Termal Turizm ile adını duyurmayı planlayan Mudurnu ilçesi yanlış yaptığı hamle ile her an cehenneme dönmek için bir adım daha yaklaşıyor. Bunun için yetkililerin ve idarecilere buradan ihbar niteliğinde olan bu duyuruyu yaparak Mudurnu ilçesine  sahip çıkılmasını ve artık Mudurnu’da da yapılan büyük çaplı ve yol kenarlarına , Kümes yapımının durdurulması gerektiğinin bilinmesini istiyorum. 

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnulular çıkış yolu arıyor

Mudurnulular çıkış yolu arıyor

Mudurnu’nun genel sorunlarını tespit etmek ve bu sorunlara getirilecek çözüm önerilerini tartışmaya açmak, ortak akıl oluşturmak amacıyla, Mudurnu gönüllülerinin, kurumların ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla bir toplantı çağrısı yapıldı.

Çağrıyı, Bolu Mudurnulular Derneği, Mudurnu Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği, Doğal ve Kültürel Mirası Koruma Derneği, İstanbul Mudurnulular Platformu ve Mudurnu Kent Konseyi başkanlığı yaptı.

Mudurnu Aile Çay Bahçesi, ÇINARALTI Restaurant ikinci katında yapılan toplantıya 56 kişi Davet edilirken, Belediye Anons sisteminden de katılmak isteyenlere açık davet edildi.

 

   MUDURNU SORUNLARI TOPLANTISINDA KAYMAKAM YOK

Mudurnu ilçesinin sorunlarının tartışılarak çözüm yollarının arandığı toplantıya Kaymakam Nurullah ERTAŞ a Kent Konseyi Başkanı Mehmet CANTÜRK ün bizzat davetiye verdiğini belirtmesi üzerine katılmaması,  toplantıya katılanlarda huzursuzluk yarattı.

Toplantıya başkanlık yapan Kent Konseyi Başkanı Mehmet CANTÜRK,  Kaymakam bey, mülakat sonuçlarını bekliyormuş, bende kendisine sizin kadar bizde bekliyoruz sonuçları,  Mudurnu’ya gelen Kaymakamları tutmak ve buraya hizmet vermelerini sağlamak için ne yapmamız gerekiyor diye katılımcılara sordu.

MUDURNU’DA TURİZM  OFİSİ VAR  AMA  GÖREVLİSİ BAŞKA YERDE

Mudurnu Yarışkaşı Otel Sahibi Nevzat ANLITAN Mudurnu’ya gelen Turistleri gezdirecek kimse yok, ofis var ama  burada görevli arkadaş başka yerde  görev yapıyor dedi.

Mudurnu Esnaf ve Kefalet Kooperatifi Başkanı Hulusi DİKER , geçmiş yıllarda Kaymakamlıkta otururken başına gelen bir olayı anlattı. Maaşını özel idareden alan rehberin  Kaymakam beye konağımıza  misafir getirmiyor diye şikayet edildiğini ifade etti.

Mudurnu Fuatbeyler Konağı Sahibi Reşat Ünsal ,  Turizmcilik yapıyoruz fakat çok büyük sıkıntılarımız var.  Dışarıdan gelen kişiler burada rahat edemiyor. En basit örneği Park sorunu bir defa adam geldimi Park yeri bulamıyor. Ondan sonra gelen vatandaşlar nereyi gezeceğini bilmiyor, bir rehberimiz yok,  bir taraftan bir şeylere başlamamız lazım, gelen vatandaşa bizim hamamımız var camimiz var, şuyumuz var, buyumuz var dememiz lazım dedi.

GÖYNÜK TERMİK SANTRALI TEHLİKE SAÇACAK

İstanbul Mudurnu platformu Üyesi Tayfun ÜNSAL , GÖYNÜK ilçesinde kurulmaya başlanan TERMİK santralde kullanılacak olan  GÖYNÜK kömürünün yakılmasından dolayı çevreye çok büyük bir RADYOSYON yayılacağını ifade etti. Tedbir alınmaz ise ileride  herkes için burası bir tehlike yaratabilir. Rüzgarın etkiis ile bu alan çok büyük bir çevreye zarar verebilir. Bunun için gerekli tedbirlerin alınması için Göynük ve MUDURNU birlikte haraket etmelidir dedi.

 

 

 MUDURNU ORGANİK BİR YER OLARAK BİLİNİYOR

İstanbul Mudurnu platformu Üyesi Yavuz ACAR,İstanbul dan arkadaşlarım sipariş verdi,  Mudurnu ya gidiyorsun bize, Yoğurt getir Ekmek getir diyorlar ve çok özlem çekiyorlar, Mudurnu yu organik olarak görüyorlar, yarın  burada bir tavukçuluk hastalığı olduğunda biizm Mudurnu ya çok büyük zarar verir dedi.  O kadar güzel değerlerimiz varki insani olarak, çocukluğumuz burada geçti bizim  ben şurdan beş dakika bir şey alıp geleyim dedim, her kes önümü çevirip hal hatır etti dedi.

Konuştuğu insanlarda çok güzel temennilerin olduğunu ifade eden ACAR, bir araya gelerek bir türlü örğütlenemiyoruz,  Mudurnulular birlikte olamıyorlar, olamıyoruz , eğer olabilsek  bu gün biz bir sürü şeye set koyabiliriz , bir sürü güzel değerleri  doğal olarakta kültürel olarak ta  dini olarak ta o kadar zenginizki  bu zenginliğin farkınd adeğil bizim kasabalımız, dışarıdakiler farkında , ama Mudurnulu farkında değil , sabahları 12 ye kadar Mudurnulu uyuyor,  üzerine bir çorba, genel olarak söylüyorum sözlerimi, ondan sonrada içki muhabbetine giriliyor , bu davranış Mudurnu yu çok kısır döngüye itebilir dedi.

 

 TÜM DETAYLARIN VİDEOLARINI MUDURNU HABER TV DE izleyebilirsiniz.

MUDURNU HABER TV     www.mudurnuhabertv.web.tv     

 

HER KES ETEKLERİNDEKİ TAŞLARI BİRER BİRER DÖKTÜ, ÇOĞU DİNLEDİ, BAZILARI  AÇTI AĞZINI YUMDU GÖZÜNÜ

www.mudurnuhaber.com

MUDURNU TERMAL DEVREMÜLK YERİNİ BULDU

MUDURNU TERMAL DEVREMÜLKLERİ NE İLK KAZMA MAYIS ‘TA VURULACAKbirturk1

 

Birtürkyapı tarafından projeleri hazırlanan MUDURNU TERMAL DEVREMÜLK Projesinde sona yaklaşılıyor.

Termal Projesi şu anki  Babas kaplıcalarından Mudurnu istikametine gelişte Fındıcak Köy sınırları içersinde tepe olan alanda gerçekleştirilecek.

birturk2

Şirket yetkilisi Finans Danışmanı ve Proje Müdürü Ayhan ATASOY, 2 yıldır uğraşılarımız devam ediyor, sonunda ,nşaallah Mayıs sonu Haziran başı gibi Proje start alacak dedi.

1 . ETAP 5000 DEVRE

Mudurnu Termal devremülklerinde 1. Etap ta toplam 5 bin devre nin olacağını belirten ATASOY,  toplam projeyi 120 dönüm arazi üzerinde ve  4 etap olarak düşünüyoruz, şimdi birinci etap için çalışmalarımız da sona yaklaştık, yakında inşaatlara başlayacağız dedi.

1.Etap Devre ile birlikte toplam 240 yataklı  Otel inşaatınında beraber başlanacağının müjdesi verilirken , bu Proje sayesinde Mudurnu’ya hayat gelecek işsizlik diye bir problem kalmayacak dedi.

Her etapta 5000 devre düşündüklerini ifade eden ATASOY, Pro bitiminde Mudurnu’da toplam 20000 devre olacak dedi.

birturk3

ÖRNEK PROJELERE BAKTIK VE HATALARI GÖZLEMLEDİK

Atasoy, çevremizde yapılan Projelere baktık ve yapılan hataları gözlemleyerek, Mudurnu’ya yapacağımız bu Devremülk projeleri üzerinde çok çalıştık, burada Profesyonel olarak 0 hata ile hizmet vermeyi planlıyoruz dedi.

 birturk4

YATIRIM YAPACAĞIZ,ENGELLER VAR

Mudurnu Termal Devremülkleri Pazarlama Müdürü Emre KUŞDİL, 2 yıldan bu yana sürekli engellemeler ile karşılaşıyoruz, yatırım yapacağız, mudurnu kazanacak , ama anlayamadığımız işler dönüyor dedi.

Haber: Aydın ÖZPELİT  www.mudurnuhaber.com

 

KAŞIK SAPI YEMEĞİ TARİFİ ÇOCUKLARI ŞAŞIRTTI

KAŞIK SAPI YEMEĞİ TARİFİ ÇOCUKLARI ŞAŞIRTTI

 Bolu nun Mudurnu ilçesinde Nilüfer Hatun Anaokulu öğrencilerine yöresel yemeklerin tanıtılması amaçlı bir proje hazırlandı.

 Projede ilk olarak Mudurnu ilçesinin Meşhur Keşli Cevizli Kaşık SAPI makarnası öğrencilere tarif edilerek tanıtıldı.

 Öğrencilerin bazıları bu yemeği bildiğini ama bazı öğrencilerin ise bu yemeği daha önce hiç bilmediğini ve görmediğini belirttiler.

Mudurnu Nilüfer Hatun Anaokulu  Müdürü Havva ÖZDEMİR ,Nilüfer Hatun Anaokulu olarak çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren yaşadıkları yer Mudurnu hakkında bilgi vermek istedik. Bunun için öncelikle yemek kültüründen başlayalım dedik ve Mudurnu nun herkes tarafından sevilen Kaşık Sapı nın yapılışını gösterdik. Çocuklarımız yapılan kaşık Saplarını afiyetle yedi. Kaşık Sapı yapan velilerimize çok teşekkür ediyoruz, faaliyetlerimiz devam edecek dedi.

 

MUDURNU İHA AYDIN ÖZPELİT www.mudurnuhaber.com