Müjgan Cumbur Vefat etti

Müjgan Cumbur Vefat etti

Mudurnulu, Eski Milli Kütüphane Genel Müdürü Sayın Dr. Müjgan Cumbur vefat etti.

Rahmetli hoca çok mütevazi bir şahsiyetti. Çok önemli makamlarda bulunduğu halde hiç öne çıkma çabası olmadı. Aziz naaşı bu gün Hacıbayram Camiinde kılınan namaz sonrası Cebeci Asri mezarlığında toprağa verildi.

Anne tarafından (Perdahcıoğlu) Köseler sülalesinden  olan Cumbur,un  Türk kültürü üzerine pek çok çalışması vardı. Allah rahmetini esirgemesin.

 

Merhume büyüğümüze Allah tan Rahmet Ailesine ve yakınlarına Baş sağlığı dileriz.

www.mudurnuhaber.com

 

MÜJGAN CUMBUR KİMDİR ?

Türk Kültür hayatının önemli isimlerinden Dr. Fatma Müjgan Cunbur 87 yaşında hayatını kaybetti.

Dr. Fatma Müjgan Cunbur, Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat etti.İstanbul‘da 12 Ocak 1926’da doğan Cunbur, ilk öğrenimine 1933’te Ankara Dumlupınar İlkokulunda, Mehmed Akif’in İstiklal Marşı’nı yazdığı odada başladı ve aynı okuldan mezun oldu. İstanbul’da başladığı orta tahsilini, Ankara’da bitiren Cunbur, 1945’te Ankara Kız Lisesi’nden mezun oldu. Yüksek tahsilini Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde 1948’de tamamlayan, 1952’de edebiyat doktoru unvanını alan Cunbur, ayrıca 1947-1948 yıllarında, yüksek öğrenimi sırasında, Adnan Ötüken’in Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde açtığı Kütüphanecilik Kursu’na devam etti.

1952’de girdiği imtihanı kazanarak, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi’nde çalışmaya başlayan Cunbur, 1955’te Milli Kütüphane’ye nakledildi.
1965 yılında Milli Kütüphane Genel Müdürü olan Cunbur, 19767da Kültür Bakanlığı müşavirliğine tayin edildi. 1978’de müşavirlik kadrosuyla yeniden Milli Kütüphane müdür vekilliğine daha sonra kütüphane statüsünün başkanlığa çevrilmesi üzerine 1984’te Başkanlık görevine getirilen Cunbur, 1987’de emekliye ayrıldı.

1960-1984 yılları arasında Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Kütüphanecilik Bölümü’nde ek görevle öğretim görevlisi olarak çalışan, Kültür Bakanlığı’nca, Atatürk Kültür Yüksek Kurumu’nun kuruluş çalışmalarında görevlendirilen Cunbur, Yüksek Kuruma bağlı Atatürk Kültür Merkezi’ne 1984’ten itibaren asli üye seçildi.

“Atatürk ve Millî Kültür” kitabı iki kere basıldı

Cunbur, Türk Kütüphaneciler Derneği, Türk Dil Kurumu, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Türk Kadınları Kültür Derneği, Milli Kütüphaneye Yardım Derneği, Kadının Sosyal Hayatını Araştırma Derneği, Türk Folklor Araştırmaları Kurumu gibi derneklerde üyelik yaptı. Cunbur’un kitaplarından “Karacaoğlan-Hayatı ve Şiirleri” Tarsus Belediye Başkanlığı’nın 5 Altın ödülünü kazandı, “Atatürk ve Millî Kültür” Sakarya Valiliğince başarılı öğrencilere ödül olarak verilmek üzere 2006’da iki kere basıldı.

Adı 2007 yılında Milli Kütüphane Büyük Okuma Salonuna verilen Cunbur’un, Türk Kadın Yazarlar Bibliyografyası, Fuzûli Hakkında Bir Bibliyografya Denemesi, Yunus Emre’de Namaz, Yunus Emre’nin Gönlü, Atatürk ve Milli Kültür gibi çok sayıda kitabı bulunuyor.

www.mudurnuhaber.com

Su İçmek Yaşlanmayı Yavaşlatıyor

Yapılan araştırmalar kadınların erkeklere göre daha az su tükettiklerini gösteriyor. Oysa bayanların cildindeki kırışıkların oluşumunda ve artmasında en önemli etkenlerden biri yeterli su tüketiminin olmaması. Yeterli oranlarda su içen kişilerde yaşlanma daha yavaş.

Konu ile ilgili yaptığı araştırmalarla gündem yaratan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu doğal mineral içeren sular hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Cildin taze ve canlı görünmesinde, vücudun ihtiyacı olan yeterli suyun alınması çok önemlidir. Günde en az birbuçuk litre su içmeyi alışkanlık haline getirmek yaşlanmayı geçiktirmek için en önemli etkenlerdendir. Sadece susayınca su içilir diye bir kural yoktur. İster susayın ister susamayın gün boyu en az bir buçuk litre doğal mineralli su tüketilmelidir. Özellikle yatmadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su vücuda sağladığı yararlar bakımından oldukça önemlidir.”

Susuzluğunuzu Sadece Su İle Giderin!

Susuzluğun sadece su içerek giderilebileceğini açıklayan Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu suyun yerini hiçbirşeyin dolduramayacağını açıklayarak şu açıklamalarda bulundu: “Bazı insanlar, susuzluklarını daha sağlıklıdır diye düşünerek bitkisel çay veya taze sıkılmış meyve sularıyla geçirmeye çalışırlar. Bu yanlış bir uygulamadır. Vücudunuzu meyve sularıyla yıkayabilir misiniz? Öyleyse susadığınızda da susuzluğunuzu sadece ve sadece doğal mineral içeren suyla gidermeniz daha doğru bir karar olacaktır. Susuzluğunuzu suyun dışında herhangi bir içecekle karşılamaya kalkarsanız vücudunuzun su ihtiyacı kesinlikle giderilmez. Ayrıca yemeklerde su haricinde içilen tüm sıvılar açlık duygusunu daha fazla tetikleyerek yemek yerken doyma duygusunu geciktirici etki gösterir. Halbuki yemeye başlamadan önce içilen bir bardak doğal mineralli su sindirimin ön basamaklarını hızla harekete geçirir ve suyla yemeğe başlamak yemek sonrası tatlı yeme ihtiyacının giderilmesini sağlar”

Su Hayattır, Su Sağlıktır!

Sağlıklı yaşamın, sağlığımızı korumanın ve hastalıklara karşı dirençli olabilmenin temelinde özellikle doğal mineralli su içmenin yattığını ifade eden Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu şunları söyledi: “Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijeni bir tek havadan değil sudan da alıyoruz.

Hücrelerimiz tıpkı bir elektroliz reaksiyonunda olduğu gibi suyun moleküler yapısında bulunan oksijenide kullanmaktadır. Bu bağlamda suyun vazgeçilmezliği daha da artmaktadır.

 

Ayrıca suyun içerisinde bulunan doğal mineraller ile vücudumuzun günlük mineral ihtiyacının bir kısmını karşılamış oluruz. Doğal minerallerin içerisinde bulunan kalsiyum kemik gelişimi için en önemli faktörlerdendir. Tırnak sağlığında da bunu farkedebiliriz tırnakların kırılması büyük oranda aldığımız su miktarına bağlıdır. Aynı şekilde yeterli su alınmadığı takdirde şaçlar cansız ve mat görünür. Az su içmenin bedene verdiği diğer bir etkide selülit oluşumudur. Gereken miktardan ne kadar az su içilirse, selülit oluşumu o kadar hızlı olur.”

www.mudurnuhaber.com

AB Ülkelerindeki Çiğ Süt Satışları

ADNAN SERPEN

Veteriner Hekim

21-22 Şubat 2012 Tarihlerinde AB’liğinin değişik ülkelerinden katılan AB Veteriner Hekim uzmanlarıyla birlikte düzenlenen “Gıda Kaynaklı Salgınların İzlenmesi” ile ilgili bir toplantıya katıldım.

Alman meslektaşım, süt Uzmanı ve aynı zamanda Yetkilendirilmiş Veteriner Hekim Mr.Conrad Maas’a yaptığı sunumu ve göreviyle ilgili kendisine yönelttiğim soruları cevaplarken, hijyen kurallarına ve soğuk zincir şartlarına uyulmak şartıyla çiğ süt satışının hiç bir sakıncası olmadığını,bu şartlar altında ülkesinde perakende çiğ süt satışının yapıldığını belirterek  AB’de perakende çiğ süt satışının yasak olmadığını çok net bir şekilde ifade etti.

Yine İtalya’dan katılan Mr.Alfredo Caprioli’de ülkesinde perakende çiğ süt satışının yapıldığını hatta bankamatik tarzında bir sistemle soğuk zincir içinde satışı yapılmakta olan perakende çiğ süt satış merkezlerindeki cihazların üzerine “Hiçbir şekilde pişirmeden tüketmeyiniz” ibaresini koydurtan kişinin kendisinin olduğunu ifade etti,internetten de bu görüntülere ulaşılabileceğini söyledi.

AB’de bu gerçekler ortada iken ülkemizde ise her seferinde,sık sık hijyenik ve soğuk zincir içinde perakende satışı yapılan çiğ süt satışlarını hazmedemeyen,bu nedenle hiç yüzlerini kızartmadan “sokak sütü“diye kamuoyuna lanse ederek kamuoyunu yanıltan ve karşı çıkan,kendilerini adeta sanayiciye hizmet etmeyi görev addetmiş ve sadakatlarını ortaya koymaya çalışan bazı meslek mensupları ve bazı bilim adamı diye geçinen  akademisyenlerimiz sorunu çözecekleri yerde çözüm getirmeyip AB’nin uygulamalarını çarpıtıp yazılı ve görsel medyada AB’nin uygulamalarıymış gibi ve kendilerini konunun uzmanı gibi gösterip açıklama yapan bu zihniyet sahiplerini bu nedenle asla ve hiç bir şekilde affetmiyorum.

Bu konuda ki bazı bilgileri zamanı geldikçe gündemde ki konumuna göre sizlerle ileride paylaşacağım. Bu bilgileri Çiğ Süt Üreticileri internet grubunda da paylaştım,bu açıklamalarım üzerine bir grup üyesi, benim açıklamalarımı doğrular nitelikte ekipman bilgilerine ulaştı.

Bu ekipman bilgilerini  sizlerle paylaşmak istedim.

URL: http://www.ciftlikdergisi.com.tr/?p=24877

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Projesi İle Dünya Aydınlanacak

Bolu da bu yıl yedincisi düzenlenen ilköğretim öğrencilerine yönelik “Bu benim eserim” adlı Matematik ve Fen Bilimleri Proje yarışmasında Mudurnu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun üç projesi ilk üç sırayı kaptı.

Mudurnu YİBO Proje

Bolu genelindeki ilköğretim okulları arasında düzenlenen proje yarışmasına Mudurnu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu damgasını vurdu. Yarışmaya üç proje ile katıldıklarını söyleyen Danışman Öğretmen Adnan Çambel, projelerinin toplam 45 proje içinde ilk üç sırada yer almasının kendilerini sevindirdiğini ve projelerin Ankara’da da dereceyi zorlayacaklarından emin olduklarını belirtti. Çambel, öğrencilerin üç projeden biri olan “Oto potansiyel yol” projesi ile dünyayı ücret ve yakıtsız bir şekilde ışıtabileceklerini ve bu projeye mutlak sahip çıkılmasını istediklerini söyledi. Projede, yollara konulan hız kesicilere monte edilen bir aparat yardımı ile geçen araçların hız kesici üzerinden geçerken oluşturduğu hareketle sisteme gündüz saatlerinde elektriği depolayıp, gece boyunca bölgenin ücretsiz olarak ışıklandırılabileceğini ifade etti.

Dereceye girdikleri bir başka projede ise merdivenlerde insanların yürümesinden elektrik enerjisi üzereteceklerini söyleyen Adnan Çambel, “İkinci bir projemizde merdivenlerden elektrik üretimidir. Tüm okullarda, kalabalık merkezlerde, kamu kurum ve kuruluşlarında aynı mantık ile hareket ederek merdivenleri kullanan insanların hareketlerinden faydalanılarak elektrik enerjisi üreteceğiz” diye konuştu.

www.mudurnuhaber.com