KIZIN ADI (AB Ve ABD Açılımı) Kızın adı Teri’dir
Bakışları eritir Boy huy güzelliğine Ne söylense yeridir.Kızın adı Barbi’dir Her bir sözü harbidir Bir kez sevdimi seni Ömür boyu yar bilir. Oy Oksana Oksana Kızın adı Sahara Zengin kızı Edra’dır Kızın adı Ellene Kızın adı Sabrini Kızın adı Birdine Kızın adı Olga’dır Bakın bir de Fara’ya Severseniz Eden’i Vaz geçemem Kevin’den Görünce Ben Hazel’i Zengin kızı Melissa Kızın adı Tarin’dir Kızın adı Eva’dır Kızın adı Belinda Unutamam Piper’i Alırsanız Feme’yi Kızın adı Gala’dır Kızın adı Desire |
|||
Abdullah Atay www.mudurnuhaber.com
|
SU KUYULARINA SAYAÇ TAKILACAK
SU KUYULARINA SAYAÇ UYGULAMASI GELİYOR
Mudurnu ilçesinde faaliyet gösteren Eskioğlu Mühendislik Firma Yetkilisi Jeoloji Mühendisi Kürşad ESKİOĞLU derin Kuyu sahiplerinin dikkat etmesi gerekli bir uygulamanın Şubat ayına kadar süreceğini ifade etti.
DİKKAT ! SON GÜN 13 ŞUBAT 2013
Eskioğlu, Mühendisliğimize gönderilen DSİ Genel Müdürlüğünün 12/11/2012 tarih ve 152-536985 sayılı yazılarında: 12 Kasım 2012 tarihinden itibaren açılan kuyulara sayaç takılması uygulamasına başlanıldığı belirtilmektedir. Buna göre Bölge Merkezimize veya Şubemize 12 Kasım 2012 tarihinden itibaren yapılan kullanma belgesi başvurularında kuyulara sayaç takılmadan belge verilmeyecektir.
Kullanılacak sayaç; adi sayaç olmayıp uzaktan kontrollü su sayacı veya elektrik sayacı (OSOS) olacaktır.
Eskioğlu , Ayrıca, eski belgeli kuyulara sayaç takılması için yönetmelikte öngörülen süre 13 Şubat 2013 tarihinde sona ereceğinden belge sahiplerinin bu tarihe kadar ilgili şubeler kanalıyla bölge müdürlüğümüze dilekçe ( dilekçe ekinde eski kullanma belgesi , kullanma belgesi isteme dilekçesi , taahhütname ve teknik sorumlu mühendis tarafından yapılacak enerji hesabı ile birlikte) başvuru yaparak kuyularına sayaç takmaları gerekmektedir. Bu tarihe kadar başvuru yapmayanların belge hakkı hukuken sona ereceğinden kuyuları kapatılacaktır.
Jeoloji Mühendisi Kürşad ESKİOĞLU Sondaj Kuyusu sahiplerinin ileride mağdur olmamaları için gerekli bilgileri yetkililerden alabilirler dedi.
Adres : Seyrancık Mah. Filibeliler Sok. No:12 Mudurnu/BOLU (Pazaryeri Yanı )
GSM : 0 536 357 55 83
BAYRAM OLA
BAYRAM OLA
Bu gün Kurban Bayramı. Dün sabah namazından itibaren başlayıp, bayramın dördüncü günü ikindi vaktine kadar farz namazlardan sonra kadın-erkek herkese vacip olan ‘Teşrik Tekbirleri’nin inananların dudaklarından döküldüğü, duaların ve özellikle hacıların dillerine pelesenk ettikleri ‘Lebbeyk nidalarının ufuk ufuk kainatı kapladığı, gönülleri fethettiği, mukaddes mekanları gergef gibi işlediği, buram buram müstesna zamanları mübarekleştirdiği, nakış nakış atmosferimizi güzelleştirdiği Bayram günleri… Nemlenen gözlerden yanaklara süzülen damlaların hüzün mecrasında, buruk dillerin titrek dudaklarından dökülen ‘Allahu Ekber, Allahu Ekber, Bismillahi Allahu Ekber’ tekbiriyle kesilen kurbanlıkların maddesi değil, yalnız niyetlerin, ihlasların, duaların ve takvaların helezon bir aşkla arzdan arşa ulaştığı Bayram günleri…
Kurban: sözlükte, yaklaşmak, kişiyi Alah’a yakın olmasına vesile kılan şey anlamlarına gelir. Dini terim olarak kurban: ibadet maksadıyla belirli vakitte belli nitelikleri taşıyan hayvanı usulüne uygun kesmektir. Buna Arapçada udhiyye denir.
Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.
Günümüzde herkes bir şekilde kendini sevdiğine kurban ediyor. Kimi kara sevdasına kimi bir başka şeye kurban oluyor. En kıymetli sermaye olan ömür, hep süfli şeylere kurban ediliyor. İşte İbrahim ve İsmail, insanın adi şeyler uğruna harcanmaması için en yüce değer uğruna adamanın ve adanmanın yolunu gösterdi. Kurbanın sembolize ettiği derin hakikat budur. Bu hakikati anlamayan için kurban bir “hayvan”, kurban bayramı da “et festivali”dir.
Kurban ilk insandan itibaren âdemoğluna Yüce Rabbimizin emrettiği çok önemli bir ibadettir. Malum Hazreti Adem’in oğulları Habil ile Kabil Allah’a Kurban sunmuşlar ve Yüce Mevla tam bir teslimiyet ve Allah’a saygı içinde sunulan Habil’in kurbanını kabul edip diğerinin kurbanını kabul etmemiştir. O günden bu güne kadar bütün inananlara Cenabı Hak şükür ve yakınlaşma aracı olarak kurban kesmeyi emretmiş ve bu günü de mü’minler için bir bayram günü ilan etmiştir.
Allah’a yaklaşma vesilesi olduğu gibi aynı zamanda insanların gönüllerinin birbirlerine yaklaşmasına da vesiledir kurban. Dünya üzerinde her gün milyonlarca hayvan boğazlanmakta fakat cebinde parası olan sadece bu etlerden alabilmektedir. Kesilen Kurban ve dağıtılan etlerle kişi bir anlamda diğergamlığını ve aynı zamanda Müslüman kardeşine karşı isar görevini yerine getirmektedir.
Kurban Bayramı, insani duyguların ön plana çıktığı fakir fukaranın farkına varıldığı, paylaşım duygusunun verildiği manevi hissiyatın yaşandığı mübarek bir bayramdır. Yüce Rabbimizin bizim kestiğimiz kurbanlara ihtiyacı yoktur. Rabbimiz biz insanlara bu vesile ile bir kez daha birlikteliğin, paylaşımın fakirin, yoksulu kardeşçe kucaklamamız gerektiğini hatırlattığı kutsal bir Bayram.
Kültürümüzde bayramlar kaynaşma vesilesidir. Bu özel günlerde büyükler ziyaret edilerek elleri öpülür. Hastalar ziyaret edilerek hâl hatırları sorulur. Eş-dost ve akrabalarla hediyeleşerek gönülleri alınır. Böylece bayramların gerçek gayesi olan sıla-i rahim ve yakınlaşma gerçekleştirilir. Fakat günümüzde ne yazık ki bu saydıklarımızın çoğu yapılmıyor. Bu çağ birçok şeyi yozlaştırdı. Bayramlarımız da bu yozlaşmadan nasibini aldı. Bayram deyince işten kaytarma ve tatil akla geliyor. Bayramlar tatillere vesile kılınıyor. Turizm şirketlerinin organizasyonları ile aileler soluğu bir tatil beldesinde alıyor. Büyüklerin bayramları ancak telefon aracılığıyla kutlanıyor. Bu durum, dedeyle torunun kaynaşmasını engelliyor. Zamanla sevgi bağları da çözülüyor.
Kurban biz Müslümanlar için bir şiardır, semboldür. Müslümanlarının teker teker şiarlarını kaybettiği günümüzde bir şiarı yaşatmanın ne derece zor ve de sevaba mazhar olacağı kuşkusuzdur. Şiarımızı koruyamazsak her şeyimizi kaybederiz.
Bu duygu ve düşüncelerle dünyanın dört bir tarafında bir şekilde zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz başta olmak üzere bütün sıkıntı içerisinde olan kardeşlerimizin bu bayram vesilesiyle sıkıntılarını aşmalarını Yüce Mevladan niyaz ediyorum. Kadirşinas milletimizin de bayramını en kalbi duygularla kutlar tüm insanlığa barış huzur ve emniyet getirmesi dilerim.
Adnan BALTACI
Mudurnu Müftü Vekili
MUDURNU AĞZI Kitap oluyor
Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitiminde, Öğretim Görevlisi Mudurnulu Faruk ASMA MUDURNU AĞZI isimli bir kitap için araştırmalara başladığını belirtti.
Asma, MUDURNU Ağzı adındaki Kitap çalışması için, kaynakları taradıktan sonra, hedef süre nin bir yıl içersinde kaliteli bir yyaından kitabın çıkacağını müjdeledi.
KİTABIMIZIN ADI: “MUDURNU AĞZI/ İnceleme-metinler-sözlük”
İÇERİĞİ: Kitabı 3 bölüme ayıracağız:
1- Mudurnu Ağzından (yani konuşma şivesinden) hareketle
Mudurnu’nun kendine ait bir dil bilgisi özelliklerini çıkaracağız. Bu
dil bilgisi özellikleri: ‘ses(fonetik), şekil(morfolojik) ve cümle
bilgisi(syntax)’ alt başlıklarıyla İNCELEME adı altında olacak,
2- Mudurnu’nun çok kıymetli folklor malzemelerini (masallar,
gelenek-görenek-adetler, hatıralar, maniler, türküler, ninniler,
dualar, beddualar,) vereceğimiz METİNLER adlı bölüm olacak ve son
olarak da
3- Yukarıda da saydığımız metinlerden çıkan ve bir Mudurnulunun
ağzındaki bütün kelimeleri SÖZLÜK adı altında vereceğimiz son bölüm.
Eserimiz Mudurnu’nun Akademik yani Bilimsel bir incelemesi
olacaktır .
Ve eğer kabül ettirebilirsek -ki büyük ihtimal
kabul edilecektir- TÜRK DİL KURUMU yayınlarından çıkaracağız. Bu da
Mudurnu için süper bir olay olur. Siz de bilirsiniz ki bu kurum
Türkiye’nin bilimsel anlamda en değerli kurumlarındandır.
Saygılarımla….
Katkıda bulunmak isteyenler Faruk ASMA ile iletişim kurabilirler. faruk.asma@gmail.com