İPEK YOLU’NUN ANKARA DURAKLARI YAYINLANDI

İPEK YOLU’NUN ANKARA DURAKLARI YAYINLANDI

İpek Yolunun Ankara Durakları, başkentin en güzel ilçelerinden geçiyor : Güdül, Ayaş, Nallıhan ve Beypazarı, geçmişin izlerini, hala taşıyor. Ankara’nın hanlarından Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne, merkezden kervan yollarının geçtiği ilçelere uzanan bir keşif yolculuğu…

Ankara Belediyesinin bir kültür hizmeti olan Belgesel de Mudurnu,Göynük ve Taraklı ilçeleri de tanıtıldı.

Zamanın habitat’ında şimdi izleyin. >>>>>>

Haber istihbarat: Özgür KOCABAY

Demekki Sadece Mudurnu da değilmiş

Demekki Sadece Mudurnu da değilmiş

Geçtiğimiz günlerde sosyal Medya hesabımızda Mudurnu Tepekarakolu Mevkiindeki Çeşmenin etrafı ile ilgili bir paylaşım yapmıştık.

Türkiye CENNET, Yabancı gözüyle Türkiye Mick Scarsbrook Türkiye nin CENNET bir köşe olduğunu fakat insanların burayı adeta bir Çöplük olarak kullanmamaları gerektiğini belirterek bir video hazırlamış.

Kanalımıza ABONE olmayı unutmayınız. TEŞEKKÜRLER

https://www.youtube.com/c/Aydinozpelit

https://youtu.be/76nAA-CDlqY

MUDURNU BOLU KARAYOLU ÜZERİNDE BULUNAN TEPE KARAKOLU ÇEŞMESİ

 

www.mudurnuhaber.com

İPEKYOLU OTEL İHALEYE ÇIKIYOR

İPEKYOLU OTEL İHALEYE ÇIKIYOR

Mudurnu ilçesinde daha önce  Tekel ve Hükümet konağı olarak kullanılan  bina son olarak Otel olarak  hizmete açılmış  ve başarılı olunamamıştı.

ÖĞRENCİ YURDU OLARAK TALEP EDİLMİŞTİ

İlçede yaşanan  Yurt sorunları ve ileride yaşanacak olan sorunların giderilmesi için Mudurnu  İlim Yayma Cemiyeti Olarak Yurt yapılması için girişimlerde bulunulmuş  ve sonuca ulaşılamamıştır.

 

 YENİDEN  TURİZME YÖNELİK İHALEYE ÇIKIYOR

Kasım ayının sonlarına doğru yeniden Turizm amaçlı ihaleye çıkarılacak olan bina Otel olarak Bolu il Özel idaresinden kiralanacak.

İhaleye katılım şartları ve detaylar Bolu Özel İdare müdürlüğünden temin edilebilir.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu’da Tarihe tanıklık edin

Hacı Şakirler Konağı

Mudurnu’da 1840’lı yıllardan günümüze kadar korunmuş bir konak var. Bu konağın içine olur da girerseniz size şöyle seslenen birini duyarsınız; ‘’ hoş geldiniz yeğenim, dedenizin, ninenizin evine hoş geldiniz.’’

Çift kapaklı tarihi  kapısından içeriye adım atar atmaz evden gelen etki insanın iliklerine işliyor vesselam. Ben bu evin kokusunu, rengini, tadını görür görmez sevenlerdenim. Hikâyesini öğrendikçe neden sevdiğini daha bir anlayanlardan… Devirler değişir, izler yavaş yavaş silinir, değerler kimi zaman yer değiştiriverir. Bu tehlike her çağ için, her devir için hep vardı! Zaman neleri öğütmüyor ki!  İşte tam da bu yüzden nelere dikkat çektiği ile ilgili olarak taşıdığı izler bu konağa tarihi bir sorumluluk vermiş. Bu sorumluluğu taşıyan insanların eline düşmüş. Ne şans! Ki bulunduğu yörenin geleneksel yapıları arasında tavan işlemeleri, süslemeleri, el işçiliği, yapım tekniği gibi niteliklerinin yanında bozulmadan ve değişmeden korunabildiği için tarihi konaklar arasında üçüncü sırada yer alıyor. Vakti zamanında ‘bağdadi yapı tekniği ile’ yapılmış, günümüze kadar orijinal hali ile korunmuş, hâlihazırda kervansaray misali buradan yolu geçen konuklar için kapısı her daim açık bir mekan; Hacı Şakirler konağı

Evin ilk sahibi Şakir Ağa adında hali vakti yerinde bir zat imiş. Şakir Ağa dericilik ve baharatçılıkla uğraşırmış. Zira Türkler yerleşik kültüre geç intikal ettiğinden olsa gerek değirmencilik ve inşaatçılığı sonradan öğrenmişler. O dönemde taş binalar Rum ustalardan, ahşap olanlar da Ermeni ustalardan sorulurmuş.

Konağın girişi günlük kullanıma ayrılmış. Bu bölüm ‘hayat’ olarak geçiyor. Evin içinden bir avluya çıkılıyor, avluda eskiden kullanılan ağaç tırmıklardan tutun da diren, yaba, tırpan, saban halkası, koyun çanı, kalbur, elek, gözer, çocuk beşiği, boyunduruk, teker, çıkrık, çoban sopası, 1800 yılında biçilen ağaçları kesen hizar testeresi, kösele taşı, yirmi kişinin oturup yemek yediği bakır siniler, düven, aynalı gelin sandığı, deri kaplamalı sandık, ibrikler, küpler, ahşap su boducu, dokuma tezgâhı tarak küzüleri, çamaşır tokacı, kıl keçeden dokunmuş buğday çuvalı, elde örülmüş sepetler, eski teraziler gibi zamanında kullanılmış pek çok materyal sergileniyor. En çok sevdiğim parçalardan biri de Orta Asya’dan günümüze kadar kullanılan at eyerleri. Evin içindekilerden bahsetmiyorum bile!

Bahçede sedirlerin üstüne kurulmak sahiden de insana ninesinin evinde gibi hissettiriyor. Her daim çay hazır bu konakta. İklim kış ise sobalar yanar, çaydanlık hep kaynar. Kestane, patates, nohut hep hazırdır yemek isteyenler için. Mevsimlerden baharsa her yer çiçek açar, vişne ağaçları şenlenir, bahçede ekili domatesler mis gibi kokusu ile yemeğe davet eder insanı. Kilerde hep yiyecek bir şeyler vardır. Cevizler, bademler, fındıklar… Eğer kaşık sapı* da yapacaksa Fatoş, ceviz ayıklamak o vakit benim işim olur.

Dönelim konağın içine yine. Vakti zamanında evin giriş bölümünde ağanın atı ve elbette olası misafirlerin atları düşünülerek bir ahır yapılmış. Şimdilerde konağın konuklarına yemek ikram edilen bölümü burası. Yine de ben orada bir köşede her oturduğumda o atı hayal ederim. Ki Şakir ağa evin altında atının olmasını çok önemsermiş. İnancına göre atın soluğunun olduğu evde huzur’ daim olurmuş. Soluğu evi ısıtır, varlığı kutsal sayılırmış. Bu bana çok dokundu zira atları bir başka severim.

Nitekim Mehmet beyin sesi‘’1200’lerde Cengiz han zamanında’’ diye başlayan bir misalle başka bir gerçekliğe götürebilir dinleyeni. Cengiz han 485 kilometrelik bir alanda haberleşmeyi atlarla sağlarmış. Her 50 kilometrede birinden diğerine geçen bir künye ile atlılar haberleşir, asayiş berkemal olurmuş. Mehmet bey de misal çok.

At binmek günümüzde unutulmuş kadim farkındalıklardan biri. Bilgeler at ile insan arasındaki ilişkinin tamamen birbirine uyum sağlaması halinde insanın iç merkezlerinde muazzam bir dengenin ortaya çıktığından bahseder. Günlük yaşamın sıradan dalgınlığında fark etmediğimiz başka bir canlı ile olan her etkileşim içimizde bir yerlere dokunur zira; bir şeyleri başlatabilir ya da durdurabilir, dondurabilir, yumuşatabilir ya da sertleştirebilir! Günümüzde endüstrileşmenin getirdiği kolaylıkların aslında neleri kaybettirdikleri üzerine uzun uzun düşünmek gerek. Bir şeylerin tamamen terkedilmesi, yeninin egemenliğinin kültürlerin ve yaşanmış deneyimlerin insanlığa bıraktığı izlerin üstünü örtmesine izin vermek demek olur ki bu da hayati derecede hatalıdır.Teknolojik yenilikler manevi değerlerle birlikte yürümezse insanın maneviyatı bir zaman gelir, çöker! Geçmiş ve gelecek birbirine bağlıdır. Mehmet beyin en çok saygı duyduğum yanı da budur. Geçmiş geleneksel kültürün insanı körleştiren değil geliştiren olumlu yanlarını günümüze taşıyan ve geçmişten gelen bu bağı gelecek kuşaklara aktarma sorumluluğunu içinde basınçla hisseden, kendi ifadesiyle ‘bir zamane dervişi’ o. Ve yalnız bu nedenle bile  Mehmet Cantürk ve Hacı Şakirler konağı benim için bir bütündür. Biri olmadan diğeri olmazdı!

Konağın ikinci katı kışlık kullanım için yapılmış. Daha kolay ısınabilsin diye. Şakir Ağanın odasına ayrı bir ihtimam gösterilmiş. Gelin-damat odasındaki süslemeler ise görülesi… Kız odasında ise sadelik gözetilmiş. Evlenip gideceği ailenin ekonomik durumu daha zayıf olursa kanaatkâr olsun, şımarık olmasın diye. Şakir ağanın kızı böyle büyütülmüş. Kız odası haricinde diğer odalardaki tavan süslemeleri, dolap kapakları, odada özel eşyaların koyulacağı yerlere kadar her şey en ince ayrıntılarına kadar düşünülmüş. Tavan süslemeleri dövme çivilerle ceviz ve çamdan yapılmış. Nişler, işlemeler çok güzel. Ocak yanmadan da odanın haletiruhiyesine sıcaklık katıyor. Sedir ve yatak işlemeleri hala eski tatlara götürüyor insanı. Gaz lambaları, kilimler, ibrikler, ağaç rafların görünümleri odaya adım atar atmaz başka bir zamana taşıyor insanı; daha sade, daha samimi…

Cumbalardan bahçeye bakanı hatunlar için yol tarafına bakanı erkekler için düşünülmüş. En üst kat ise yazlık kullanıma uygun olarak yüksek tavanlı yapılmış. Odalar daha büyük ve çokça açılmış giyotin pencerelerden ışığın olabildiğince içeriye girmesine müsait. Biraz loş olanı da var, aydınlık olanı da. Ben biraz karanlık seviyorum galiba. Herkese hitap ediyor oluşu güzel.

Hacı Şakirler deyince Mudurnu’dan bahsetmeden geçmek olmaz. Osmanlı erken dönem mimarisine ait ilk eserlerin korunduğu, ahşap sivil mimarinin olduğu, genel dokusunu bugüne kadar koruyabilmiş, Arasta hala orijinal haliyle kullanılabilen bir yer Mudurnu. 1992’de sit alanı ilan edilmiş. Bizans döneminden kalma bir de kale var. Osmanlı döneminden kalma saat kulesi, saat kulelerinin bulunduğu kasabaların kültür ve ticaret merkezi olduğuna işaret ediyor. İpek baharat yolu üzerinde olması dolayısıyla farklı kültürlere ev sahipliği yapmış olması, insanların misafir ağırlama geleneğine damgasını vurmuş.

Anadolu’da ticaretin kanunlarla belirlenmediği dönemde Ahilik, ticaretin kanunlarını belirlemesi nedeniyle önemli bir dönem bilindiği üzre. Mudurnu’da Ahilik geleneği, hüküm sürdüğü zamanlarda çıraklıktan ustalığa kadar ilim-irfan öğretmesi, sosyal ve ticari hayata hazırlaması bakımından bir okul gibi imiş. Dolayısıyla halkın içinden çıkan ilk sivil toplum örgütü olma özelliğine de sahip. İçinde bugüne karşılık gelen tüketici hakları da bulunuyor. Bir esnaf ürettiği malda bilerek insanları kandırır, uyarıya rağmen devam ederse, ürettiği şey ne ise dükkânının çatısına çakılır, o çakılan malı görenlerde ondan bir daha alışveriş etmezmiş. Bu edep günümüzde de bir balta sapı gibi insanların aklının bir köşesinde duruyor olmalı!

Bunları nereden mi biliyorum! Konağa adım atanlar hem özü sözü aynı olan bir adamla tanışıyorlar hem de konağın tarihi ile. Mehmet bey eskiyi** yeniyle bozmayan, yeniye de sırt çevirmeyen amma lakin eskiyi neden koruduğunu, tarihin, kültürün zaman köprüsünde asimile olmadan korunması gerektiğini ve bunun nasıl yapılacağını bilen adamlardan. O hep anlatır, herkese anlatır. Bilmek isteyene de istemeyene de… Ben denk gelirsem bıkmadan dinlerim. Onu dinlemeyi hem sevdiğimden hem de yeniden ve yeniden öğrendiğimden…

Belli bir şiveyle konuşan insanları hep sevmişimdir. Mehmet bey de Mudurnu şivesi ile konuşur. İnsanlarla konuşurken samimidir. Kendini olduğu gibi sunar. İlk defa biriyle tanışırken de kırk yıllık ahbabıyla konuşurken de aynı samimiyetle konuştuğuna tanığım. Hayatla kurduğu ilişki kendi değerleri üzerinden. Oturması, kalkması, yaşam ritmi kendi kültürü üzerinden. Konakta da bu prensipler geçerli zaten. Hacı Şakirler, hayvan sevmeyenlere, çöpünü uluorta yere atanlara, saygısız insanlara karşı mesafelidir. İnsanlar hep bir masada yemek yer. Büyük bir masa donatılır. Ve o gün konakta her kim varsa yemek hep beraber yenir. Usülden olanla samimi olan burada kendiliğinden ayrılır. Hacı Şakirler ve Mehmet Cantürk bir elmanın iki yarısı gibi!

Soba ve ocak başı sohbetlerine müzik de karışır çoğu zaman. Saz konuşur, insanlar dinler.Türküler anlatır, insanlar dinler.

Konakta kalmış her insanın içinden geleni yazdığı bir defter uzatılır ayrılmakta olan konuğun önüne. İçlerinden biri aklımda kalmış ve anlatmak isteneni güzel anlatmış;

‘ayrıntılara girip orada yaşayacağınız birçok sürprizi önceden söylemek istemem. asıl mesele beklentinizin ne olduğu. müşteri olmak mı, misafir olmak mı! beklentiniz otel mi, konak mı! eşya mı, ortam mı! yenilik mi, yaşanmışlık mı! odada televizyon olması mı, odanın bir hikâyesi mi olması! Ayrılırken tokalaşmak mı, dostça kucaklaşmak mı!’

Varın, siz karar verin..

Mudurnu Hacı Şakirler Konağı

0 532 281 35 14 – 0 374 421 38 56

www.hacisakirlerkonagi.com

 

*Kaşık sapı yöresel bir yemektir. Hamur mantı gibi açılır, içine hiçbir şey konulmadan kapatılır. Üzerine keş denilen özel yapılmış bir tür yoğurt rendelenir. Üzerine tereyağı serpilir. Onun üzerine ceviz. Bu hareket bir kez daha yenilenebilir. O zaman çok daha lezzetli olur.

 

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Pazarı hangi gün olmalı

Mudurnu Pazarı hangi gün olmalı ?

Mudurnu pazarının  hangi günü olmasını isterseniz yan taraftaki Anket te oy verebilirsiniz.

Mudurnu ilçesi biz ilçede yaşayanlar ile birlikte güzel ve yaşanır olduğu için, mutlaka vatandaşlardan gelen seslere  duyarlı olmak gerektiğini düşünüyoruz.

İlçede yaşayan bizler bazı  ortak şeylere birlikte karar vermeliyiz, bu en doğal hakkımızdır. Bunlardan bir taneside Mudurnu Pazarının günüdür.

Gelin birlikte hareket edelim ve yaşadığımız ve kazanç elde ettiğimiz güzel ilçemizin , dahada güzel ve yaşanabilir olması için  birlik olalım.

İlçemizi temiz tutalım, Tuvaletlerimizi temiz tutalım, gereksiz yere araçlarımızı çarşıya getirmeyelim, hele hele Mudurnu Pazarının olduğu günlerde bu dahada çok önemlidir.

Gelen misafirlerimize zaten iyi davranıyoruz, bundan böyle dahada fazla önem gösterelim. Sanal alemde yemek ve gezmek fotoğraflarımıza  gösterdiğimiz özeni Mudurnu ilçemizden de güzel kareler paylaşarak, Turizm e destek verelim.

İlçemizin sesinin dahada fazla duyulması için, Fuar ekipleri oluşturalım ve PTT nin önünde yine atıl düşen Turizm  danışma ofisini  ve Tanıtım evi Küçük evi mutlaka çalıştıralım.

Segiyle kalın…

www.mudurnuhaber.com

Emitt Turizm Fuarı izlenimlerim

Emitt Turizm Fuarı izlenimlerim

Geçtiğimiz pazar günü 31 Ocak 2016 günü İstanbul da 20. kez kapılarını açan EMİTT turizm fuarı için Mudurnu’dan çıktık.

Keyifli bir yolculuk sonrasında İstanbul’da Emitt turizm Fuarını gezmeye başladık.

Kapıdan girişten sonra uzun bir arama sonrasında nihayat 8. salonda Bolu ve çevre il ve ilçelerimizin stantlarının olduğu alana geldik. İnsan Memleketinden bir şeyleri burada görünce bir gurur duyuyor.

Gözümüz hemen Mudurnuyu aradı,  sebebine gelince Turizm kenti olma yolunda ilerleyen bir ilçe mutlaka bu fuarda olmalıydı, belkide biz Standı göremedik diye düşündük, ama köşe bucak bakmamıza rağmen maalesef Mudurnu’dan sadece bir kaç tane  konak broşürü masanın üzerinde görebildik.

  MUDURNU FUAR DA NEDEN OLMALIYDI ?

Mudurnu’nun Turizm de kendini göstermesi için mutlaka bu fuara katılması lazımdı, hemde öyle bir katılması lazımdı kiiii, Gazetelerde ve Medya da haberleri döndürecek cinsten…

 

Peki neydi bunlar, bizim Mudurnu’nun  Sepet işleyen dedeleri, var  oya ören annelerimiz ,teyzelerimiz var, Mudurnu Bebeklerini işleyen annelerimiz ve ablalarımız var, sürekli bir şeyler yapıp satamıyoruz, pazar bulamıyoruz diye konuşuyoruz, işte size Türkiye ve Dünya pazarı aynı anda neden gelmediniz ?

Mudurnu’nun  simgesi bir Tavuğumuz var, Mudurnu  Köy ekmeğimiz var, varda var.

 

Şimdi  birileri kalkıp şunu diyebilir,  biz geçen seneler gittik senin dediklerinin hepsini yaptık, zaten  geri dönüşte olmadı. Bu tip söylemlere söylenecek tek bir söz var, Akşam yemek yiyorsun, o zaman diğer gün yemek yemene ne gerek var !…

   ŞÜKÜR KAVUŞTURANA  – ŞEHER DEN BİRİLERİNİ GÖRMEK NE GÜZEL

İstanbul a gelirken  paylaşım sitesinden İstanbul a geldik Fuara gidiyoruz diye yazmamın ardından ardı ardına  iki  adet mesaj geldi, biri Mustafa ÖNER ten biri  İbrahim ŞENTÜRK ten geldi, mesajda abi biz Fuarda yız standımıza bekleriz.

Bolu standının karşısında açtıkları  küçük ve Mütevazi stant da Yöresel ürünler  sergileyen Mudurnulu arkadaşlarımla biraz sohbet ettik İsmail ŞENTÜRK  ürünleri kendisinin ürettiğini ifade ederek  yavaş yavaş tanıtımlar yapıyoruz, bütçemiz dahilinde diyor, ileride daha genişletmek istiyorum, ama şartlar diyerek ekliyor. Allah gönlüne göre versin, Mudurnu ilçemizin reklamını yapıyor, çok güzel doğal ürünler var, ürünleri Bolu da  BEHDER de bulabilirsiniz.

 

    O BİR MEMLEKET AŞIĞI

EMİTT Fuarını duyunca fuarda mutlaka bende olmalıyım demiş ve şartları zorlayıp Stant kiralamış benim ustam,  Fuarda  Göynük stant açıyormu diye sormuş, hayır demişler ve oda kendisi açmaya karar vermiş. Ama fuarda Göynük ün olduğunu görünce hafiften sitem etmekte haklı buluyorum.

Fikirleri  ve aceleci davranışları ile hep örnek olmuştur bana Uğur TÜRESİN Ağabeyim, yıllarca Mudurnu Tavukçuluk ta taşıyıcı kadroda yer aldı ve bu işlerin en kralını yapar, Mudurnu Turizmini aslında ilk başlatanlardandır.

Standa gelen  misafirlere Sünnet gölü ve oteli ile ilgili bilgiler veriyor ve arasında hemen Mudurnuyu da ekleyiveriyor.

 İŞTE TESADÜF BUNA DERİM

Adını dünya ya duyurmuş  ve bir Dünya markası haline gelmiş Kumluca ANTALYA da Kadirin Ağaç evlerinin mimarı Kadir abi  Sünnet gölü standı sırasında aralarında sadece  bir kaç stant var.

Uğur TÜRESİN   gel seni birisi ile tanıştıracağım deyip kadir abinin yanına varıyoruz.  Kadir abi Fuar da üç günden beri çok yorulmuş olmalıki  fazla ilgilenemiyor, oradaki bir yetkili Kadir bey arkadaşlar sizinle görüşecek dediğinde buyrun diye hafif yorgun bir ses tonu ile bizi karşılıyor.

 

Bizim Uğur bey olaya en derin yerden girip Kadir abi ben sizin eniştenizim deyince  hemen kendine gelip  harekete geçiyor ve buyrun buyrun deyip stant içine giriyoruz, sen nerdensin,ben nerdenim derken  içinden şimdi  akraba çıkacaklar diyorum ve  düşündüğüm başıma geliyor.

Uğur abinin  hemen şimdi takdiği yine devreye girip hemen telefona sarılıyor ve  kayın validesini arıyor, ben burada  Kadir abiyle tanıştım oda sizin oralı bi konuşun diyor, Kadir abi  telefonu eline alıyor siz şurayı bilirmisiniz ?  kimlerdensizin ? derken meğer kapı komşu ve akraba çıkıyorlar.

Kadir abi bizi stantları gezdiriyor ve tanıştıracağım insanlar var diyor, Düzce standında çok sevdiği  ve sürekli irtibat halinde olduğu kişiler ile tanıştırıyor ve Eniştemdir  yardımcı olamanızı istiyorum diye söylüyor.

 

Göynük lü Kaşıkcı ibrahim amca ile biraz sohbet ettikten sonra  Bolu standını dolaşıyoruz.

 

KADİR ABİ DEN MUDURNU’YA  SELAM VE %15 İNDİRİM

Kadir abi  eniştemiizn hemşehrileri Mudurnulular Antalya  / Kumlucaya geldiklerinde  tesislerimizden % 15  Ajans indirimi gibi indirim alacaklar dedi ve Mudurnu ilçesini gelip gezmek istediğini belirtti.

Kadir abi 35 yıldan bu yana  Turizm le iç içe olduğunu ifade ederek Mudurnu  yada bir mesaj gönderdi, Doğaı sevin doğa ile baş başa yaşayın dedi.

 

 

 

 

 

 

 

Gün boyu Fuar merkezinde bi o stand a bi bu Stant a koşmaktan yorulduk ve  yine Bolu standımıza geldiğimizde birde baktıkki   Bolu il ve ilçeleri  Kültür  ve Dayanışma ve yardımlaşma derneği Başkanı Turgut GÜLEN,  İstanbul Bolulular Derneği Başkanı Mustafa AYDEMİR  Bolu Belediyesi Kültür ve sosyal işler Müdürü  Güler MERT   sohbet ediyorlar, bizlerde sohbete karıştık ve Turgut abiyle hasret giderdik.

Stant taki sohbeti bırakıp gitmek  zor olsada aracımızdaki yolcularımız bizi bekler ve yolumuz uzak diyerek müsaade istedik. Bir EMİTT Turizm Fuarıda böylelikle sona erdi,  Rabbim inşaallah 2017 Emitt fuarında  Mudurnu Standı kurup farklı ve değişik bir  sivil taktik  ile Mudurnu ilçemizin tanıtımını bizlere nasip eder.

Bizlere İstanbul da ev sahipliği yapan tüm dostlara selam ve saygılarımızla. MUDURNU HABER AİLESİ

www.mudurnuhaber.com

PERİ MASALI DİYARINA YOLCULUK !!

PERİ MASALI DİYARINA YOLCULUK !!

ANADOLU’NUN BOZKIRINDA AMA FARKLI BİR HAYAL VE EN ESKİ UYGARLIKLARINDAN BİR TANESİ !! FANTASTİK ÖYKÜLERİN DÜŞSEL MEKANI !!
DÜNYANIN 7 HARİKASINDAN BİRİ !!
GÜZEL ATLAR ŞEHRİ !!
KAPADOKYA (CAPPADOCİA)

15 – 16 Ağustos Cumartesi ve Pazar.2 gün 1 Gece Nevşehir Çiner Otel Konaklamalı, Lüx Otobüslerle Ulaşım, 2 Sabah Kahvaltısı, 1 Akşam Yemeği, Rehberlik Hizmetleri, Gezi Programı, Seyahat Sigortası Dahil Sadece 180 TL!

Olağanüstü coğrafi yapısı, ünlü atları, güvercinleri, üzümleri ile Anadolu’nun vazgeçilmez mührü.

14 Ağustosu 15 Ağustosa Bağlayan gece 24.00’de Kapadokya’ya hareket ediyoruz.

1.Gün Tur Programı(14 Ağustos Cumartesi):
*UÇHİSAR KALESİ
*GÜVERCİNLİK VADİSİ
*ONYX TAŞI ATÖLYESİ
*PAŞABAĞLARI
*DERVENT
*ÇANAK ÇÖMLEK ATÖLYELERİ
*TURASAN ŞARAP TADIMI
*ASMALI KONAK
*3 GÜZELLER
(16.00-17.00 Civarı)OTELE GEÇİŞ

2.Gün Tur Programı(15 ağustos Pazar):
*GÖREME AÇIKHAVA MÜZESİ
*DERİNKUYU YERALTI ŞEHRİ
*IHLARA VADİSİ
*TUZ GÖLÜ

Son Günün Akşamı Gezi Programımızın bitiminde saat 17.00’de Düzce’ye harekete geçiyoruz

GEZİMİZİN ÜCRETLENDİRMESİ:
*2 ve 3 Kişilik Suit Odalarda Konaklamalı Kapadokya Gezisi Sadece 180 TL
**0/6 Yaş Ebeveynin yanında yolculuk yaptığı sürece Ücretsizdir.

BİLGİ VE REZERVASYON:
0551 607 90 77

GEZİYE ONLİNE REZERVASYON FORMU
http://goo.gl/forms/azVeJTGZoU

Konaklama Yapılacak Otel:
ÇİNER HOTEL
http://www.cinerhotel.com/


FİYATA DAHİL OLAN HİZMETLER:
# 2 Sabah Kahvaltısı
(1 Adet Kahvaltı Araç İçi Lüx Kahvaltı Paketi)
(1 Adet Kahvaltı Otelimizde Açık Büfe Kahvaltı)
# 1 Akşam Yemeği
(Otelimizde Açık Büfe akşam Yemeği)
# Profesyonel Kokartlı Rehberlik hizmeti
# Tursab Belgeli ve Lüx Araçlarla Ulaşım
# Araç İçi İkramlar
#Seyahat sigortası

FİYATA DAHİL OLMAYAN HİZMETLER(EXTRALAR):
# Öğle Yemekleri
# Müze Giriş Ücretleri(Müze Kartı olanlara Ücretsizdir)
# Yapılan Extra Masraflar

Bazı Müze Ve Ören Yerleri için giriş Ücreti uygulanmaktadır.Müze Kartınız var ise bu yerlere Ücretsiz giriş yapabilirsiniz.Kapadokya Bölgesine Varış itibariyle Müzekartınızı ilk Noktadan da temin edebilirsiniz.Öğrenci 20 TL,Sivil 40 TL’dir.İş bankası Maximum Kredi Kartınız(Aidatsız ve Maximum Üniversiteli haricindekiler için geçerli) var ise Müze Kart olarak kullabilirsiniz.Müze Kart başvurusu için:
http://www.muzekart.com/

*BALON TURU isteğe bağlıdır.Talep olunması durumunda İsteyen katılımcılarımız 2.Günün sabahında balon turu aktivitesine katılabilirler.Fiyat için İletişime geçiniz

Gezimiz A sınıfı Seyahat Acentası güvencesiyle yapılmaktadır..

BİLGİ VE REZERVASYON:
0 551 607 90 77

GEZİYE ONLİNE REZERVASYON FORMU
http://goo.gl/forms/azVeJTGZoU

GEZİMİZE KATILIM HERKESE AÇIKTIR

SINIRLI KONTENJAN BULUNMAKTADIR..

www.mudurnuhaber.com

 

Seben PAVLU Kaplıcaları şifa dağıtıyor

Seben PAVLU Kaplıcaları şifa dağıtıyor

Bolu nun Seben ilçesinde bulunan SEBEN Pavlu kaplıcaları şifa dağıtıyor.

Tüm romatizmalarda tüm kireçlenmelerde bronşit hastalıklarında sinir boyunca yayılan iltihaplanmalarda eklem kireçlenmelerinde baş ağrılarında cilt hastalıklarında böbrek taşı dökülmesinde kadın hastalıklarında doğum lekesi ve güneş lekesinde, bel ve boyun fıtığında ve bazı müzbin hastalıklara faydaları ile bölgenin şifa kaynağıdır.

PAVLU Kaplıcası  işletmecisi Sami KILIÇ  Pavlu Kaplıcasının sularının yerin 1700m  altından kendiliğinden çıktığını ifade ederek  herhangi bir depolama, biriktirme su kullanılmıyor dedi.

SEBEN PAVLU KAPLICALARI BOLU

Tesiste toplam 200 Yatak kapasitesi mevcut olup  hastalıkların faydasının görülebilmesi için  günde 3 kez haftalık 20 banyo ile  şifalı olduğu biliniyor.

Pavlu kaplıcalarında  21 Aralık 2014 itibari ile  Pansiyon ücreti  gecelik konaklaması 2 kişilik odalarda 70 tl  ile 80 tl arasında değişiklik gösterirken  Otel odasında ise  80 ve 85 tl çift kişilk odalarda konaklamam mümkün… Tesis Kış aylarında 7/24 hizmet vermekte olup  Kaplıca havuzlarından günün istediğiniz saatinde   günlük  10 tl ile faydalanabilirsiniz.

Tesiste  günübirlik kullanıma uygun 2 havuz  ve bir doğal saunalı bölüm  ayrıca 1  Havuzlu bir bölüm bulunmakta olup, tesislerdeki  su içilmesi halinde  şifalı olduğu bilinmektedir.

Pavlu Kaplıcalarından Seben  yoluna çıkış için 7 km mesafe vardır, buradan Mudurnu Nallıhan-Ankara yol ayrımına 29 km dir, Nallıhan yol ayrımından Mudurnu 41km dir , yol ayrımından Nallıhan sadece 10 km dir.

Detaylı bilgi Pavlu Kaplıcaları işletmecisi SAMİ KILIÇ  0 374 414 60 63  veya 0 536 865 16 50 nolu telefondan alınabilir. İnternet adresi ise www.kaplicapavlubolu.com dur.

www.mudurnuhaber.com

Alaaddin Başkan a Hayırlı olsun ziyareti

Alaaddin Başkan a Hayırlı olsun ziyareti

30 Mart yerel seçimlerinde bir 5 yıl daha Bolu ilini yönetme  görevini  üstlenen Bolu belediye Başkanı Alaaddin YILMAZ  ı Makamında ziyaret ettik.

Çevre il ve ilçelerden gelen ziyaretçi trafiğinde bizlere  vakit ayırıp sohbet eden Alaaddin YILMAZ , Mudurnu ve Kıbrıscık a şaşıyorum dedi.

Bolu Belediye Başkanı Alaaddin YILMAZ ı tebrik ederek,   Başarılar dileyip Makam dan ayrıldık.

 

www.mudurnuhaber.com

 

BOLU MUDURNU LULAR DERNEĞİMİZİ ZİYARET ETTİK

BOLU MUDURNU LULAR DERNEĞİMİZİ ZİYARET ETTİK

Bu gün Bolu ilimizde bir dizi ziyaretlerde bulunduk. Mudurnu Kilözü Köyü Muhtarımız Cemal MEMİŞ, Mudurnu Gönüllüleri Özgür KOCABAY ve Aydın ÖZPELİT olarak, ilimizde bir dizi ziyaret gerçekleştirdik.

ü

Bolu ilinde çeşitli faaliyetler ile MUDURNU ilçemizin ismini duyuran MUDURNULULAR derneğimizi ziyaret ettik. başkan Celalettin ÇELEBİ ağabeyimiz ile biraz sohbet ettikten sonra Bolu Belediyesi Meclis Üyesi Mahallemiizn Eniştesi Sami  ÖZDEMİR ağabeyim geldi. Onunlada biraz sohbetin ardından Klarnetçi İsmail Abi , Edip ATALAY amca ve Dernekteki diğer hemşehrilerimize iyi günler dileyerek ayrıldık.

 

NOT: Derneğimizin 2 Mayıs 2014 te geleneksel gecesi varmış, buradan okurlarımıza hatırlatmakta faydası var.

www.mudurnuhaber.com AYDIN ÖZPELİT

KONYA GEZİSİ

KONYA GEZİSİ

 Mudurnu ilçesinden 3 gün sürecek bir Konya yolculuğu gerçekleştirdik. Mudurnu ilçesinden yola çıktık ve Nallıhan güzergahını takip ederek Tabduk EMRE , Sarıyar, Mıhallıçık,Yunus EMRE,Bolvadin,Çay ve Akşehir  üzerinden ilk durağımız Konya nın ILGIN ilçesine vardık.

 KAPLICA ŞEHRİ ILGIN

Evet, ILGIN ilçesini ben bu güne kadar Kaplıca Şehri diye hiç duymamıştım, ILGIN benim aklımda Şeker Fabrikası ile kaldı. Ama ilçe girişinde büyük bir tabela görünce demekki burada da kaplıcalar varmış dedim.

 

GÜLERYÜZLÜ İNSANLARIN YAŞADIĞI ŞEHİR

 

İlçe 35 bin Nüfusa sahip, ILGIN ilçesinin Pazartesi günü kurulan Pazarını gezmeye başladık. Pazarı gezerken ben  bir taraftan fotoğraflar alıyorum, diğer taraftanda yabancısı olduğum yerdeki insanlar acaba, çekmesene kardeşim derlermi diye biraz tedirgin yaklaşıyorum. Ama benim fotoğraf çektiğimi anlayan ve Önünde Çilek tezgâhı durak arkadaş abi çek çek diye bağırınca tabiî ki fırsattan istifade çekmeye başlıyorum. Sonrasında ise yanındaki tezgâhtaki arkadaş abi benide çeksene, diğeri abi benide çeksene diye seslenirken neredeyse Pazaryerindeki herkesin bir an fotoğrafını çekesim geldi. Güleryüzlü insanların maşallah gönülleride çok zengin, tezgâhlarda duran Çilek ve benzeri ürünlerin üzerlerinde  “YEMEK HELAL” yazısı görünce dikkatimi çekti. ILGIN Pazarında biraz dolaştıktan sonra Pazaryeri girişinde bir hatıra fotoğrafı aldık. Sağolsun ILGIN Belediyesi ilçeye çok modern bir Pazaryeri kazandırmış, inşallah Mudurnu ilçesine bizlerde böyle bir Modern Pazaryeri kazandırırız.

 

            ILGIN Pazarını gezdikten sonra ILGIN Belediye Başkanını bir ziyaret edelim istedik. Belediye ye girdik ve Başkanın Sekreteri Emine Hanım  a  Bolu Mudurnu dan Mudurnu Haberden geliyoruz, Başkan beyle  10 dakika bir sohbet etmek isterdik dedik. Oda hemen Başkanıma ileteyim diye cevap verdi.  Başkan Beye Sekreteri bizim geldiğimizi ilettikten sonra 5 dakika içersinde bizi içeriye alacaklarını şu an önemli bir toplantıda olduklarını ifade etti. Aradan 5 dakika geçtikten sonra ILGIN Belediye Başkanı İbrahim ORAL ın Makamına girerek kendimizi tanıttık. İbrahim Başkan, güler yüzlü ve samimi bir şekilde Hayırdır Mudurnu’dan buraya size nasıl yardımcı olabilirim dedi.

 

  Ben kendisine Mudurnu’dan ziyarete geldiğimizi ve çarşılarda dolaştıktan sonra bir uğrayıp tanışmak istediğimizi benimde bundan Önce Mudurnu Belediyesinde Meclis Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yaptığımı belirterek, Başkanım Önümüzdeki dönem inşallah beklide beraber çalışma fırsatı buluruz,  tüyo almaya geldik ILGIN daki insanların hepsinin yüzlerini nasıl güldürdünüz sorusu üzerine, Başkan İbrahim ORAL ın yüzünde gülümseme meydana gelerek inşallah Allah kolaylıklar versin sözü yer aldı. ORAL, insanlarla uğraşmanın hakikaten zor oluğunu bu işin içinde olan birisi olarak çok sabır gerektiğini ifade etti, ILGIN da şu ana kadar  hiç kimse ile herhangi bir polimiğe girmediğini ifade ederek, insanımıza hizmet etmek beni çok mutlu ediyor ve o nedenle önümüzdeki seçimlerde yeniden ILGIN dan aday olacağım dedi.

 

 Başkan İbrahim ORAL ile güzel bir sohbetin ardından ILGIN Kaplıcalarına doğru yol aldık. İlçede Belediye nin işlettiği ve birde Özel şahsın çalıştırdığı kaplıca mevcut.  Kaplıca nın en dikkatimi çeken yanı gece saat 23.30 a kadar hizmet vermesi oldu. İnsanlar Kaplıcaya adeta akın ediyorlar, suyu aynı bizim Mudurnu nun Kaplıca suyunun sıcaklığında 40 derece sıcaklıkta akan Kaplıcanın şahsın işlettiği bölüme giriyoruz. Burada eskiden Mudurnu Babas ta olduğu gibi odalar var, ve bir havuz 2 duş ve Buhar odası ve Hamam dan oluşuyor. Suyu kükürtüs ve berrak, birçok hastalık için şifa kaynağı bu kaplıca, ILGIN da yaşayanlar bu Kaplıcaların kıymetini biliyor ve hemen hemen her gün Kaplıca ya girmeden duramayanlar varmış. Ben bu bilgiyi aldıktan sonra ILGIN da yaşayan insanların neden bu kadar güleryüzlü olduğunu şimdi anladım, suyun verdiği enerji ILGIN insanın yüzüne yansımış.

 

ILGIN Merkezinde ILGIN Lala Paşa Külliyesi tarihi bir yapıyı günümüz şartlarına göre düzenleyerek Turizme açmışlar. İşletmenin sahibi Harun KOÇ, özenli bir şekilde Hanı düzenlemiş ve adınıda Sedirlihan  olarak  koymuşlar. Sedirlihan ı gezdikten sonra hayran kalmamak mümkün değil.  Sedirlihan girişinde solda ve sağda içe girişler var, buralarada oturma yerleri yapılmış, bizde oturup 5 dakika mola veriyoruz. Sağolsun görevli arkadaşlar bize Çay ikram ediyorlar. Sedirlihan dan çıkarak ILGIN ilçesinde dolaşırken  Toros dondurma Kasım TOPALOĞLU ağabeyin dükkanına girerek Dondurmalı Burma Tel Kadayıf ile damağımızı  tatlandırıyoruz.

 

ILGIN da geçirdiğimiz günün ardından ikinci gün KONYA merkeze doğru yola çıkıyoruz. ILGIN Konya 90 km civarında, her yerde oyluğu gibi burada da yollarda bakım çalışmaları dikkatleri çekiyor.

KONYA ya varıyoruz, Yeşil Kubbe hemen dikkatimizi çekiyor. Mevlana Hz. Türbesinin bulunduğu yere doğru ilerliyoruz ve içeriye giriş için tek kullanımlık geçiş kartını 3tl karşılığında alıyoruz. Dikkatimizi etrafta bulunan çok sayıda yabancı Turist çekiyor. Türbe ziyaretlerinin ardından KONYA merkezindeki diğer Türbe ve ziyaret yerlerini geziyoruz. Konya da önemli bir zat ise Şems-i Tebrizi Camii ve Türbesinide geziyoruz. Konya nın Meşhur KONYA şekeri ve hediyeliklerinden alıyoruz.

konya17

 konya18

 

Akşam ILGIN a geri dönüyoruz. Ertesi gün  ILGIN dan Mudurnu ya yola çıkıyoruz.  Dönüş yolumuz üzerinde bulunan Akşehir de Nasrettin HOCA mızın Türbesini ziyaret ettikten sonra AKŞEHİR Evi ni Ücretsiz olarak geziyoruz. Akşehir de Akşehir Kültür Sağlık Eğitim Vakfı nın işlettiği evde adeta tarihe bir yolculuk yapıyoruz. Evin içersi tamamen Akşehir ilçesini yansıtıyor. Buradan ayrılmak zor olsada yolumuz uzak uğranacak birçok yer var deyip yola devam ediyoruz.  Akşehir ilçe merkezinde dikkatimizi Akşehir BATI CEPHESİ KARARGÂHI MÜZESİ çekiyor. Bu Müzeyede giriş ücretsiz, arkadaşlar Müze girişinde çok ilgili davranıyorlar. Müze içersinde Mustafa Kemal ATATÜRK ün kullandığı elbiseler ve değişik araçlar sergileniyor. Akşehir e vardığınızda mutlaka buraya da uğramadan geçmemenizi tavsiye ederiz.

 

 Akşehir den yola çıkıp Afyon istikametine doğru ilerliyoruz, Afyonkarahisar a bağlı Çay ilçesinden geçerken bir Mola veriyoruz. Mola verdiğimiz istasyondaki çalışanlar güleryüzlü bir şekilde buyurun bir şeyler ikram eldim diyorlar ve bizde ikindi atıştırmasını burada yapmaya karar veriyoruz. İstasyonda hareketleri ile genç görünümlü bir ağabey dikkatimi çekiyor. Bize doğru yaklaşan kişi istasyonun sahibi Yaşar KAYIKCI beymiş. Sohbet ediyoruz, Benzin isatsyonu yanında küçük bir bahçesinin olduğunu ve eşi ile birlikte burada domates, Biber fideleri diktiklerini anlatıyor. Bu sırada bohçamızdan çıkardığımız Börek ten ikram ediyoruz. Sonra da ekliyor, arkadaşlar buyurun eve gidelim, Çay Merkezinde bir soluklanırsınız diyor. Bizler yolumuzun uzak olduğunu ifade ederek ÇAY dan ayrılıyoruz.

Çay ilçesinden hareket ediyoruz ve Yunus EMRE diyarına kadar geliyoruz. Burada Yatsı namazlarını kılmak istiyoruz fakat Caminin kapıları kilitli olduğundan ve müsait bir yer olmadığı için namazları kılamıyoruz. Yunus EMRE Türbesini ve mezarlarını ziyaret ederek dualar ediyor ve Mıhallıçık yönünde devam ediyoruz.  Mıhallıçık ta görev yapan Hemşerimiz Kaymakam beyi ziyaret etmek için vaktin çok geç olduğunu fark ederek inşallah bir dahaki sefere ziyaret ederiz diye oradan ayrılıyoruz. Yolumuz üzerinde hem giderken hemde gelirken uğradığımız ve bize huzur veren Tabduk Emre Kabrinini yanında gece saatlerinde huzurlu bir şekilde Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz oturuyor çevreyi geziyor ve Mudurnu ilçemize doğru yola koyuluyoruz.

ŞİMDİ GELELİM BİRAZ DA SİYASETE

3 Günlük gezi süresince başka yerde görmediğim bir ayrıntıyı yazmadan geçemeyeceğim.  O kadar dağlar tepeler aşıp yaklaşık 500km yol katettik bu yolun en yorucu kısmı ise Nallıhan Mudurnu sınırından Mudurnu ilçesine gelmek bin bir cefa çektiriyor.  Yani o kadar netki, eğer gözleriniz kapalı olsun sizi Türkiye nin herhangi bir ilinden kaçırıp Mudurnu ya getirseler ilçeye yaklaştığınızı yollarda arabanın düştüğü deliklerden öğrenmeniz için hiçbir harita bilgisine ihtiyacınız yok.

Ar zor Mudurnu ilçemize geliyor ve bir dahaki KONYA gezimiz için tarih belirlemek için çalışmalara başlıyoruz. Eğer sizde bizimle birlikte KONYA turuna katılmak isterseniz bekleriz.

         Aydın ÖZPELİT

    MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com

 

 

NE OLURSAN OL, YİNE GEL

 

NE OLURSAN OL, YİNE GEL

Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen müzelerinden Mevlana Müzesi  Yurt içi ve Yurt dışından ziyaretçi akınına uğruyor.

En fazla ziyaretçi alan Müzelerden biri olan Mevlana Müzesi’ni, her yıl yüz binlerce kişi ziyaret ederek, Mevlana’nın sandukası başında dua ediyor.

Ne olursan ol , yine gel sözü ile bilinen Mevlana Hazretleri  yılın her günü ziyaretçi almaya devam ediyor. Mevlana Hazretlerinin Kabrinin bulunduğu  Yeşil Kubbe’nin batısında ve Mevlana’nın başucunda eşi Kerra Hatun (1292), Mevlana’nın kızı Melike Hatun (1306), Mevlana’nın oğlu Muzaferüddin Emir Alim Çelebi (1277), Mevlana’nın torunu Celale Hatun (1283), Kadı Tacettin’in kızı Melike Hatun (1330), Çelebi Hüsamettin (1284) ve bu dergâhta postnişinlik yapmış çelebiler ile onların ailelerine ait 65 sanduka bulunuyor.

NEY USTALIK İSTERMİŞ!

Evet, NEY Müzik aletinin çıkardığı o muhteşem sesi Konya nın her yerinde duymanız mümkün. O sesi çıkaran Ney, bir Türk Sazı olarak biliniyor. Tasavvuf müziğinin simgesi haline gelen NEY,  Konya ve Mevlana ile birlikte anılıyor.

 

 

Mevlana Müzesi  T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı  Müze statüsünde olup Müze giriş bedeli olarak 3 Tl karşılığında  tek kullanımlık bir Elektronik bilet veriliyor.  Müzeyi Yurdun çeşitli yerlerinden ziyaretçilerin yanısıra Dünya nın değişik yerlerinden, değişik inançta insanlarda ziyaret ediyor. Yurt dışından gelen ziyaretçilerden en dikkat çekici misafirler arasında Japon ziyaretçiler dikkatleri çekiyor.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu’dan Kocaeli ve İstanbul Gezisi

Geçtiğimiz Cumartesi saat 15.45 te Mudurnu Müftülüğü önünden hareket eden 32 Kişilik Mudurnu Ekibi, Kocaeli ve İstanbul’da çeşitli ziyaretlerde bulunduk.

IMG_7106

 

Mudurnu ilçemize yeni görevlendirilen BOSİAD Bolu Sanayici ve İşadamları Derneği Mudurnu Temsilcisi Ahmet Selim GEZİCİ nin organize ettiği gezide çok güzel anlar yaşadık.

 IMG_7103

 

 Mudurnu  ilçemizden hareket ile ilk durak yerimiz olan Kocaeli ye vardık. Akşam yemeğinde Kocaeli Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği nin hizmet binasında Akşam yemeğinde MAKLÜBE ikramı ve Osmanlı tatlısının ardından Dernek yönetimi , Dernek hakkında bilgilendirmede bulundu.

Kasiad yönetimi ile bir süre sohbet eden gurubumuz, birlik ve Beraberlik ile neler yapılabileceğini bir kez daha gözleri ile görmüş oldu. Tabiî ki birlik ve Beraberlik olurken, düşüncelerin samimi ve içten olması gerektiği akıllardan çıkarılmamalı, orada bizlere Öğütler veren çok değerli büyüğümüz Atilla abi yaklaşık olarak 1 saatten fazla değerli vaktini ayırıp bizimle sohbet etti ve bizler ile tanıştı. Ben şahsen anlattıkları karşısında hayran kaldım.  Kocaeli nin durumu bizim Mudurnu nun kinden daha zor iken şu an orada neler başarıldığı yapılan hizmetlerden belli idi.

 

Bizler Mudurnu’dan giden 32 kişilik bir ekip, Atilla ağabeyin anlattıkları karşısında hakikaten şaşırmadık desem yalan söylemiş olurum.  Tabiî ki yapılan işlerde, gerek siyasi, gerek ise Ticari olsun, bir ekip halinde yola çıkar iken nelere dikkat edilmesini Atilla ağabeyin sözlerinden kapmış olduk. Benim bazı yazılarımda bir şifre görevi olarak yazdığım bir yazı vardır, o nu bu günü anısına bir kez daha sizinle paylaşmak istiyorum.

 

( Yola Çıktıklarını, Yolda buldukların ile değişirsen, hem yolunu hemde izini kaybedersin.)  Bir kez daha anladım ve paylaşıyorum, ister Ticari, isterse siyasi olsun, insanlar yol arkadaşlarını çok iyi seçmeliler, içtenlik ve samimiyet sadece iki dudak arasından değil Kalpte , yoksa bir ömür boyu akıllarda kalacak hataların onarımının olmadığını görüyoruz.

Gece’yi Kocaeli’nde geçiren ekibimiz sabah saat 4.45 te İstanbul Şehzade Paşa Camiinde Sabah Programına katılmak için yola çıktı.

IMG_7117

 

IMG_7125

Sabah Ezanları Okunurken İstanbul Büyükşehir Belediyesi yanında bulunan Şehzade Paşa Camiine vardık. İstanbullular Camiye akın, akın gelirken bizler gibi değişik bölgelerden gelen Cemaatlerinde olduğunu gördüm. Sabah namazı öncesi bir program sunuldu. Namaz başlangıcında Caminin doldu ve dışarıda da Cemaat taştı. Bu insanlar sabahın bu erken saatinde ne işi vardı. Esas işin farklı bir yönü ise, namaz sonrasında Hoca efendinin 1 saatten fazla süren programında Camiden  Cemaatin ayrılmaması ve program sonuna kadar bekleyerek programı dinlemesi çok dikkat çekiciydi.

 IMG_7124

 Namaz, sonrasında ise Caminin üst katına köşeye çekilerek Cami ile ilgili ve etraf ile ilgili bilgileri, Rehberimiz Ahmet Selim GEZİCİ  etrafına toplaşan Mudurnululara anlattı.

IMG_7146 IMG_7162

 Sonrasında Eyüp Sultan Camii ziyaretinde bulunduk. Ve daha sonra  Sadr-ı Azam Sokullu Mehmet Paşa  Türbesini ziyaret ettik.

IMG_7185

 

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu Beypazarı Gezisi 2

Mudurnu Beypazarı Gezisi 2

( Geçen yazının devamı)

Beypazarı ilçesindeki gezimiz Fatma Teyze nin yerinde yaptığımız kahvaltıdan sonra devam ediyor.

Yıllar önce tanıştığımız Beypazarı Aşığı Turizmci Harun DEMİR ağabeyime bir gün önce telefon ediyorum ve neler yapmamız gerektiğini soruyorum. Bunun üzerine Harun ağabeyin işletmeye yeni açtıkları Hamam Müze yi ziyaret ediyoruz.

Hamam Müze de bize Rehber Arkadaşımız eşlik ediyor, Müze aslına uygun olarak tadilat yapılmış ve muhteşem bir şekilde her şey olduğu gibi sergileniyor, Hamam’ı gezerken adeta o eski günleri yaşıyorsunuz. Camekan içersinde sergilenen Hamam malzemeleri gelen Turistlerin çok ilgisini çekiyor. Tabiî ki Hamamı gezerken oradaki Rehber arkadaşımız Hamam hakkında bilmemiz gerekenleri bizlere aktarıyor.

Hamam Müze çıkışında sabahın erken  saatlerinde insanların Beypazarı’na adeta akın ettiğini görüyoruz , yöresel ürünler satan teyzeler , amcalar tezgahlarının başında müşterileri ile diyalog kuruyorlar ve  sorulara cevap verip  satış yapıyorlar.

Hamam Müze ziyaretimizden sonra Beypazarı sokaklarında ilerleyerek Harun DEMİR Ağabeyimizin bulunduğu YAŞAYAN MÜZE Konağına varıyoruz. Konak girişinde Taş oyunu Osman KARACA Arkadaşımızın çok ilgisini çekiyor.

Konak girişinde Oğlunu kaybetmiş Beypazarı Yöresel Kıyafetli bir teyze bize Oğlunu görüp görmediğimizi ve birde Sini nin kayıp olduğunu söylüyor ve başlıyor anlatmaya…

Meğer bu bir Masal imiş…

Tüm Misafirleri Konak girişinde bu şekilde karşılayan BEYPAZARI giysili Konak çalışanı, sanki gerçekmiş gibi bir karşılama ile misafirleri karşıladıktan sonra Yaşayan Müzeyi anlatıyor ve Müze de geziye başlıyoruz.

Gezi öncesinde Yaşayan Müze Bahçesinde Harun DEMİR Ağabeyimiz ile bir Çay molası vererek biraz  sohbet ediyoruz.  Harun Abi,  asıl Mesleğinin Matbaacılık olduğunu , eşi  Dr. Sema DEMİR in vesilesi ile Turizmciliğe adım attığını ifade ediyor.

Beypazarında ( Yaşayan Müze ) ve ( Hamam Müze ) nin  Proje Koordinatörü  ve Kurucu Müdürlüğü nü Harun DEMİR in eşi Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Sema DEMİR  üstlenmiş.

Müze girişinde Boya Baskılar yapan mı istersiniz, Kurşun Dökme mi istersiniz, olmasa kendiniz burada EBRU yapabilirsiniz.

Konağın ikinci katında ise Hacivat ve Karagöz perdesi var ve burada çeşitli sunumlar misafirlerin beğenisine sunuluyor. Bizde Hacı Abdullahlar Konağı İşletmecisi Osman KARACA ile birlikte Hacivat, Karagöz tiplemesini canlandırmaya çalıştık, fakat biz sahneye geçince nedense odada kimse kalmadı, buda tecrübeden olsa gerek.

Diğer bir odada ise birbirinden güzel Masallar anlatan Müze çalışanı, Masallar içersinde sorduğu sorulara cevap verenlere çeşitli hediyeler vererek, Beypazarı ilçesini ziyaret edenlerin akıllarında kalmayı başarmışlar.

Müze dışında küçük bir Atölye kuran Harun DEMİR Bey, Ekolojik ve Tarihi oyunları ve oyuncakları üreterek satışa sunuyor. Bu oyunların çoğu zekâ oyunu olduğu için dikkatleri çekiyor.

Yaşayan Müze ziyaretimizin ardından hemen yanı başında bulunan Beypazarı Hâkim Evi, Abbaslar’ın Konağı’nı ziyaret ediyoruz. Bize burada arkadaşlar çok sevecen ve samimi olarak yaklaşıyor. Mudurnu dan geldiğimizi ve Konağı gezmek istediğimizi söylüyoruz. Arkadaşlar odalarda temizlik olduğunu ama gezmek istersek gezdirebileceklerini ifade ettiler. Konak ta gezi ye başladık, odaları çok güzel dizayn edilmiş, Tarih resmen yaşatılıyor, hele hele , Konağın en  üstte bulunan Kuşluk kısmı bir harika, bakıyoruz her yerde elemanlar temizlik yapıyor, soruyoruz yanımızda bize rehberlik yapan arkadaşa , burada sistem nasıl işliyor diye,  oda burada çalışan personelin hepsinin Ankara   Üniversitesinin Öğrencileri olduğunu ve burada  uygulama yapıldığını ifade ediyor.

Konak gezimizin ardından, Konak Müdiresi Hanımefendi ile odasında sohbet ediyoruz. Müdire hanım dan da aynı ilgiyi görüyoruz, Mudurnu yu anlatıyoruz, bakıyoruz ki Müdire hanım zaten Mudurnu’yu çok iyi biliyor ve takip ettiğini belirtiyor. Bize burada anlatamayacağım bazı eksilerimizi söylüyor ve diyor ki, Tv programlarında reklâm amaçlı Mudurnu’nun her şeyini apaçık gösterelim derken hatalar yapılıyor, dikkat edin, biz notumuzu Osman bey Özgür Kardeşim ve ben alıyoruz, ilgililere iletmek üzere.

Ve ziyaretimizde Mudurnu ya geri dönüş yolculuğu başlıyor ve aracımızın yanına geri döndüğümüzde Çarşıların Kilitler ile kilitlendiğini görüyoruz. Buraya geldiğimizde aracımızı bırakırken, bir tabela gördük, saat 10.00 da bu bölgenin kilitleneceği ve Trafiğe kapatılacağı yazıyordu. Denemek her zaman iyidir. Biraz bekledikten sonra görevli gelerek bizim yolumuzu açıyor ve Beypazarı’ndan Mudurnu istikametine doğru yola koyuluyoruz.

Yol üzerinde Ankara nın Denizi olarak nitelendirilen ÇAYIRHAN Beldesine uğruyor ve göl kenarında biraz hava alıyoruz. Burada Mesire yerleri oluşturulmuş ve örnek alınması gereken bir çalışma yapılmış, her yer cıvıl cıvıl insan sesleri ile dolup taşıyor.

Güzergahımızda Nallıhan İlçesi var, ve burada Tarihi Camide ikindi namazı ve ardından Çarşı merkezinde Tost evinde Tostlarımızı yedikten sonra Mudurnu ya hareket ediyoruz. Aynalı kaya ya geldiğimizde Mudurnu yu görüyor ve şehir merkezinde günü değerlendirdikten sonra başka bir gezide beraber olmak üzere ayrılıyoruz.

Not: Gezip, görmek çok güzel bir şey olmak ile birlikte, yaşayan her insan için Elektrik boşalmasına ihtiyaç vardır. Bu tip gezilerde, hem yeni insanlar ile tanışırken, ticari olarak kazanımlarda olabilmektedir. Akıl, akıldan üstündür mantığı ile yola çıkıldığında, hiç kimse her şeyi sadece kendisinin bilebildiğini söyleyemez. Mutlaka bizim ve sizinde bilmediğiniz ve başkalarından öğrenebileceğiniz çok şeyler vardır.

Mudurnu ilçemizde eğerki Turizm yapılacak ise,  mutlaka örneklere bakılmalı ve buna göre hareket edilmelidir. Mudurnu aslında eşi benzeri bulunmayan çok zengin ve tarihi Milattan öncelere dayanan bir ilçe olmasına rağmen bir türlü Kabuğundan çıkamamasının ve üretememesinin sebeplerinden en güçlüsü birlik ve beraberliği yakalayamaması olduğu bir gerçektir. Beypazarı gezimizde  her yerde üreten insanlar ve Ortaklıklar gördük,  örnek olarak verilecek olursa, Beypazarı Kuru su, Beypazarı Tatlı  çeşitleri, Lokum ve Şekerleme çeşitleri, hediyelik eşya çeşitleri, aynı şeyler bizim Mudurnu’muzda da var, fakat bir farkımız var, biz Beypazarı ve Safranbolu dan alıp Mudurnu diye satıyoruz, onlar ise ürünleri ortaklaşa kendileri üretiyor. Mudurnu Kazanacak ise Mutlaka kendi hediyeliklerini üretmelidir.  Genç girişimci arkadaşlarımız , birlikte hareket ederek güçlerini birleştirmeli, küçük çapta çeşitli hediyelik ürünler ve gıda üreterek , fason üretim bile başarı getirecektir.

 HER ŞEY MUDURNU İÇİN…

Aydın ÖZPELİT MUDURNU HABER www.mudurnuhaber.com

Bu Yolculuğumuzda bize sponsorluk eden Osman KARACA ya teşekkür ederiz.

www.mudurnuhaber.com

          

 

Mudurnu –Beypazarı gezisi 1

Geçtiğimiz hafta Cuma günü akşamı Mudurnu Hacı Abdullahlar Konağında sohbet ederken, Konak işletmecisi genç kardeşimiz, gelin size yarın Kahvaltı ısmarlayayım diyor.  Ben ve Özgür Kardeşimde Güleryüzlü Genç işletmeci Kardeşimizi kırmamak için tamam deyip, saatlerimizi Sabah Ezanına ayarlayıp Mudurnu Yıldırım Beyazıt camiinde buluşuyoruz.

 

Sabah saat 6.20 civarları Camii çıkışında Osman Kardeşimiz aracına buyur ediyor. Mudurnu ilçe merkezinden geçiyoruz, meydanlarda in ve Üç harfliler cirit atıyor, Bizim Şeherliler den daha hiçbir eser yok.  Sadece Meydan dan geçerken bir ara gözüm Ahçı Raşit ağabeyin Tayfunların dükkanına takılıyor.

 

Tabiî ki bizim buralarda bir laf vardır, Akşam Yatmak bilmesiniz, Sabah kalkmak bilmesiniz!   Biride derki sabah kalksak ne olacak, zaten gelen giden mi var? 

Oda ayrı bir konu…

Biz Kahvaltı için Mudurnu dan hızla uzaklaşıyoruz, Aynalı kaya mevkiine geldiğimizde , Mudurnu’nun üzerinin bulutlarla kaplandığını görüyoruz. Nallıhan, Çayırhan derken saat 7.30 civarında Beypazarına iniyoruz.  Beypazarına ilk vardığımızda İlçeyi Kuş bakışı görmek için Hıdırlık tepesine çıkıyoruz.  Burada teyzeler sabahın ilk ışıkları ile tezgahlarını açmaya başlamışlar, bizlere güler yüz ve tatlı dilleri ile hitap ediyorlar ve bizlerde Osman bey Özgür Kardeşim ve ben Tezgahlarına bakınarak Sabah siftahlarımızı bırakıyoruz.

 

          BEYPAZARIN DA FATMA TEYZE ÇOK ÜN YAPMIŞ

Beypazarı’nda bir kahvaltı yeri varmış, ünü neredeyse Dünya’ya taşmış diyorlar.  Fatma TEYZE, buralarda çok meşhur kime sorsanız hemen tarif ediyor. Fatma Teyze nin kahvaltı mekânına varıyoruz, Güler yüzlü, yöresel Kıyafetleri ile bizi eşi ile birlikte karşılıyorlar. Mudurnu’dan geliyoruz diyoruz, daha bir seviniyorlar, Kahvaltı yapacağımızı ve Kahvaltı öncesi çevreyi dolaşmak istediğimizi belirtiyoruz.

 

Onlar bize kahvaltı hazırlarken Biz Beypazarı’nın Çarşılarını dolaşıyoruz. Saat 8.00 yaklaştı, bütün dükkânlarda Kepenk sesleri ve esnafın heyecanlı iş yeri açmalarına tanıklık ediyoruz. Çarşının ortasına Meşe kömüründe Çay keyfi yazılmış ve yanında duran dükkânların önlerini kaplayacak şekilde küçük iskemleler ve masalar var. Kendi kendimize mırıldanıyoruz, bizim Mudurnu’da böyle bir şey yapsan her gün kavga dövüş çıkar, dükkânımın önünü kapattın diye.

 

Bu sırada çay işletmecisi bizi görüyor ve buyur ediyor, soruyoruz nasıl böyle davranabiliyorsunuz, Çaycı biz arkadaşlarımıza hizmet veriyoruz, onlarında müşterileri bizim Masa ve Sandalyelerimizde oturuyor, her iki tarafta kazanmış oluyor.

Beypazarı Çarşısında sabahın erken saatlerinde dolaşırken Dükkânların teker, teker açıldığına tanık oluyoruz, bri dükkândaki ürünlere bakarken içeriden güleryüzlü bir bayan, buyur ediyor, Lütfen Beypazarı’mızın 80 katlı Baklavasını tadıverin, diyor. Osman Bey, bizim karnımız aç, kahvaltı yapacağız, daha sonra geliriz demesi ile birlikte,  Suluhan Gıdadaki Bayan Bizim Baklavamız Kahvaltı öncesinde yenirse şifa olur diyor ve biz Dükkâna giriyoruz. İçeride  Baklava dan, Dolma ya, Beypazarı Kurusundan, Baharat çeşitlerine varıncaya bir çok lezzet var.  İlgi ve alakadan çok memnun kaldık.

Tekrar, Beypazarı Fatma Teyze Kahvaltı Salonuna dönüyoruz. Bizim için Fatma Teyze, Süper bir Kahvaltı hazırlamış. Bu damak tadını başka yerde bulmak çok zor, biz kahvaltıları hazırlarken sevgimizi veriyoruz diyor, Fatma teyze…

Kahvaltı esnasında sohbet ediyoruz, Fatma teyze ye nasıl bu kadar ün yaptığını soruyoruz. Cevabı hazır, Güler Yüz, Tatlı dil, şeker kardeşim diyor.

Kahvaltı esnasında Osman Bey bir yeri arıyor ve aradan 5 dakika sonra Veysel USTA Mudurnu nun ustası geliyor. Tokalaşma faslından sonra bize eşlik ediyor.

Devamı Haftaya>>>> Mudurnu Haber de Aydın ÖZPELİT www.mudurnuhaber.com

Haftaya Beypazarı Konakları,Beypazarı Yaşayan Müze, Beypazarı Hamam Müze ziyaretlerinden görüntü ve anlatımlar.