YATIRIMCILARIN DİKKATİNE

YATIRIMCILARIN DİKKATİNE

* SU DOLUM FABRİKASI KURMAYA ELVERİŞLİ 2 AYRI SU KAYNAĞI,

* DEBİSİ: 10 LT/SN

* SERTLİK: 7

* SU KAYNAĞININ ANA YOLA UZAKLIĞI 5 KM,

* TESİS KURMAYA ELVERİŞLİ 6 DÖNÜM ARAZİ,

ARAZİNİN ANA YOLA UZAKLIĞI 150 M

* İSTANBUL’A UZAKLIK 200 KM

*ANKARA’YA UZAKLIK 210 KM

 

*MÜRACAAT: SABAHATTİN ÖZCAN gsm 0530 924 4388

YUSUF YILDIZ   GSM: 0532 463 5744

www.mudurnuhaber.com

 

Karaarslan Veli 18 Ağustos ta anılacak

Karaarslan Veli  18 Ağustos ta anılacak

Mudurnu ilçemiz Hisar Tepesi sırtlarında Mefhum bulunan Karaaslan Veli hazretleri anma günü bu yılda 18 Ağustos 2012 Pazar günü yapılacak.

Mudurnu Şeyh Ül İmran Vakfı, Mudurnu Müftülüğü ve hayırsever vatandaşlarımızın katkıları ile düzenlenecek olan anma programında Mevlidi şerif  ve Kuran ı kerim okunacak.

Mudurnu ilçesi köyleri ve komşu il ve ilçelerden ziyaretçilerin katılımı ile yapılacak olan anma gününde dualar edilecek, katılımcılara geceden pişirilecek Etli Pilav ikram edilecek.

 Karaaslan Veli Kimdir ?

Mudurnu’nun doğu istikametin de kendi adıyla anılan tepede makberi bulunan Karaaslan Veli Hazretleri, Anadolu’ya gelerek yerli halka islamiyeti benimsetmiş bir Alperendir. Mudurnu’ya ilk İslam ışığı saçan bir veli, bir kahraman komutan, şehit Asker, Karaaslan Veli Hazretleri; Selçuklu uç beylerin den olup, kalbi Allah ve Peygamber aşkıyla tutuşan bir veli zat olarak bilinir.

www.mudurnuhaber.com

Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası!

Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası!

Türbesi Unkapanı’nda bulunan Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssasını bilir misiniz? Onu bizzat Padişah yıkayıp defnetmiştir.

 

Baba adı ile bilinir. Asıl adı Muhammed Mimi Efendi’dir. Bergamalıdır. 1592 yılında vefat etti.
Cenaze hizmetlerini bizzat padişah gördü. Kabri üzerine bir kubbe, içine bir çeşme koydurdu. Dahası bir tekke ile yaşattı adını. Türbesi Unkapanı’nda, Cibali Tütün Fabrikası’nın arkasında, Harabzade Camii karşısındadır.

 

İşte o Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası;

 

nalıncı-babaSultan Murat Han, o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşe ile üzüntü arasında gidip gelmektedir. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:

 

Sultan Murat Han tarafından yaptırılan türbe Unkapanı’nda bulunuyor.
– Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?

– Akşam garip bir rüya gördüm.

– Hayırdır inşallah?

– İnşallah hayrolur, öğreneceğiz.

– Nasıl yani?

– Hazırlan, dışarı çıkıyoruz.

Padişah ve vezir, derviş kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır

NALINCI BABA TÜRBESİ Sultan Murat Han tarafından yaptırılan türbe Unkapanı'nda bulunuyor.

NALINCI BABA TÜRBESİ
Sultan Murat Han tarafından yaptırılan türbe Unkapanı’nda bulunuyor.

MAHALLELİNİN ÖFKESİ

 

İşte tam o sırada gözüne yerde yatan bir ceset ilişir. Hemen sorar:

– Kimdir bu?

Ahali:

– Aman hocam hiç bulaşma, derler. Ayyaşın, serhoşun biri işte!..

– Nerden biliyorsunuz?

– Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz!
AYYAŞ VE MİMLİ KADIN DÜŞKÜNÜ
Bir başkası tafsilata girer:

– Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı’nda çalışır. Nalının hasını yapar… Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerede mimli bir kadın varsa takar peşine.

Hele yaşlının biri çok öfkelidir:

– İsterseniz komşulara sorun, der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu?

Hâsılı, mahalleli döner ardını gider. Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah merakla sorar:

– Hayırdır, sen nereye?

– Bilmem, bu adamdan uzak durmak istersiniz sandım.

– Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem… Ama biz gidemeyiz; adam ne olursa olsun bizim teb’amızdır. Defin işini halletmek gerek.

Bir nurdur aydınlanır alnında
CENAZEYİ BİZ KALDIRALIM
Vezir hemen bir çare önerir:

– İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar kurtuluruz vebalden.

– Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha.

– Doğru ya! Peki, ne yapmamı emir buyurursunuz?

– Dervişliğe devam edeceğiz bir süre daha! Naaşı kaldırmalıyız en azından.

– Aman efendim, nasıl kaldırırız?

– Basbayağı kaldırırız işte.

– Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini…

– Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmalıyız.

– Şurada bir mahalle mescidi var, ama…

– Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin?

– Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den, en azından Fatih Camii’nden…

– Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkânı çoktur. Orada bizi tanıyanlar çıkar. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Hadi yüklenelim…
PADİŞAH NAAŞI YIKAR KEFENLER
Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur. Padişah, bakır kazanları vurur ocağa… Usulü erkânınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzünde bir beşâşet hâsıl olur. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında. Padişahın da, vezirin de kanı ısınmıştır bu adama. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine de bir hayli vardır. Bir ara vezir, sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır ve:

– Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba…

– Neden, ne yaptık ki?

– Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki de yetimleri?

– Doğru dedin. Öyleyse sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.

Vezir cüzüne, tespihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir.

– Hakkını helal et evladım, der. Belli ki çok yorulmuşsun. Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar. Neden sonra silkinip konuşmaya başlar:

– Biliyor musun oğlum? diye dertli dertli söylenir… Bizim efendi bir âlemdi, vesselam… Akşamlara kadar nalın yapardı. Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya!

– Niye?

– Ümmet-i Muhammed içmesin diye…

– Fesübhânallah!..

– Sonra, malum kadınların ücretlerini öder, eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım, derdi. Öyleyse şimdi dinleyin bakalım… O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara.. Mızraklı İlmihal, Hüccet-i İslam okurdum…

– Allah Allah! Millet ne sanıyor hâlbuki…

Padişahın işi ne?

– Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi; tekbir alırken Kâbe’yi görmeli…

– Öyle imam kaç tane kaldı şimdi?

– İşte bu yüzden Nişancı’ya, Sofulara uzanırdı ya… Hatta bir gün:

– Bak efendi, dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada…

– Ne dedi peki?

– Kimseye zahmetim olmasın, deyip mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?

– Merak ettim şimdi cevabını!

– Önce uzun uzun güldü, sonra;

– Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?

Kaynak: Çiftlik Dergisi www.ciftlikdergisi.com.tr

www.mudurnuhaber.com

Amerikalı Akademisyenler Taşkesti de Deprem Kampı Yapıyor

Amerika’da öğrenim gören öğrenciler ve beraberindeki akademisyenler, Türkiye’deki fay hatları hakkında inceleme yapmak için 25 kişilik grupla Bolu’ya geldi.

 

Amerika’da öğrenim gören öğrenciler ve beraberindeki akademisyenler,Türkiye‘deki fay hatları hakkında inceleme yapmak için 25 kişilik grupla Bolu‘ya geldi.

Amerika’da yer bilimi eğitimi alan ve mezun olabilmek için arazi kampı stajı yapmaları gereken yabancı öğrenciler, 25 kişilik ekiple Bolu‘ya geldi. Mudurnuilçesi Taşkesti beldesinde bulunan kampa giden yabancı öğrenciler ve akademisyenler, burada Bolu İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü’ne bağlı Deprem Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde çalışmalar yapıyor. AFAD başkanlığınca temin edilen kampta kalan öğrenciler, daha önceden özenle planlanmış küçük projeler üzerindeki çalışmalarını Prof. Nuri Uzunlar, Prof. Colin Paterson, Prof. Alvis Lisenbee ve Dr. Zeynep Öner öncülüğünde gerçekleştiriyor.

Bolu İl AFAD Müdürü Hasan Erdoğan ve personeli, yıllardan beri devam eden kamp çalışmalarını yakından takip ederek sık sık hocalar ve öğrencilerle bir araya geliyor. Yabancı öğrencilerle bir arada olmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Erdoğan, “Ülkemiz doğal çeşitlilikleriyle her daim dikkat çeken ve merak edilen bir yer olmuştur.

Amerika’da öğrenim gören öğrencilerin ülkemizi tercih etmesi bizi sevindiriyor. Senelerdir fikir alışverişinde bulunduğumuz değerli hocalarımızın öncülüğünde yürütülen bu çalışmalara destek olduğumuz için çok memnunum. Müdürlüğümüzde görevli personelimizden kampa giden ve çalışmalara katılanlar oldu. Halkımızın farklı kültürlerle tanışması da diğer bir kazancımız. Bizler kamp çalışmalarının devamı için her türlü desteği vermeye hazırız” diye konuştu.

İHA

 

Mudurnu’nun TOST cusu Güney Asya yolcusu

 

Mudurnu’nun TOST cusu  Güney Asya yolcusu

Mudurnu adını BAZLAMA Tost ile duyuran genç girişimci Serdar YALÇIN  Güney Asya nın Kamboçya  Ülkesine gitmek  sabah erken saatlerde  için yola çıktı.

ABLA  ZİYARETİ

Mudurnulu Genç Esnaf , Kamboçya’da bulunan Abla sının yanına ziyaret amaçlı Annesi Fatma YALÇIN ile birlikte gitmek için yola çıktıklarını ifade ederek,  yola çıkmadan önce  yanlarına Erzak olarak MUDURNU BAZLAMA TOST aldıklarını ifade etti.

16-30 Temmuz 2013 tarihleri arasında 15 günlük bir gezi için İstanbul dan toplam 17 saatlik bir  Uçak yolculuğu sonunda  Kamboçya ya ineceklerini ifade eden Serdar YALÇIN, değişik Ülke görmek iyidir, oralarda gördüğüm  ve dikkatimi çeken objeleri Fotoğraflayıp not tutacağım dedi.

YEYENLERİNE  MUDURNU DAN ÇİKOLATA İKRAMI

Serdar YALÇIN,  orada Çikolatalarda değişik katkı maddesi kullanıldığı için yeğenlerinin kendisinden  Türkiye den Çikolata getirmesini istediklerini ifade ederek, hem onlar hem diğer komşu çocukları için Mudurnu dan götürebildiğim kadar Çikolata götürüyorum dedi.

www.mudurnuhaber.com

Denizbank tan Mudurnu ya Şube

Denizbank tan Mudurnu ya Şube 

Bolu nun Mudurnu ilçesi tarihi ve Ticari anlamda çok eski bir yerleşim alanı olmasına rağmen Ekonomik Krizin yaşandığı 2001 yılından sonra ilçede Banka olarak sadece Ziraat Bankası hizmet veriyordu.

Alınan bilgiye göre Mudurnu ilçesinde  eskiden  SÜMERBANK olarak hizmet veren bina için DENİZBANK yetkililerinin bina sahibi ile görüşme yaptıkları ve   görüşmenin olumlu geçtiği ifade edilirken, ilçe ile ilgili bilgilerin DENİZBANK üst yönetimine rapor edildiği  ve raporun olumlu sonuçlanmasının ardından DENİZBANK ın Mudurnu ya şubesini 2 ay içersinde açması bekleniyor.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Üç Öğün Dualar ile açıldı

Mudurnu Üç Öğün Dualar ile açıldı

 

Mudurnu Üç Öğün  Lezzet Durağı Dualar ile açıldı.

Mudurnulu Genç iş adamı Yücel YILMAZ ın işletmeciliğini yaptığı ve Mudurnu Adını yurt içi ve yurt dışına duyurduğu ÜÇ ÖĞÜN Unlu Mamuller  Mudurnu ilçesinde atıl durumda olan ve Eskiden Kent Kafe olarak çalıştırılan alanda  bir Kültürü canlandırmak için faaliyetlerine başladı.

MUDURNU YÖRESEL LEZZETLERİ BURADA BULACAKSINIZ

Genç iş adamı Yücel YILMAZ burayı Belediyeden kiraladıklarını ifade ederek, burayı açmalarının ticari kaar amacı gütmek olmadığını ifade etti. YILMAZ, Mudurnu ilçesinde ürettiğimiz ürünlerimizi ilçemize gelen misafirlerimizin damak zevkine hitap etmek için bu hizmeti açtık dedi.

 Mudurnu ya yakışır.

Mudurnu Esnaf Odası Başkanı Necati YAŞLI, genç girişimci kardeşimizi tebrik ediyoruz, Mudurnu isminin duyulmasında gösterdikleri  gayretleri destekliyor ve tebrik ediyoruz dedi.

www.mudurnuhaber.com

 

Traktör Devrildi 1 yaralı

Traktör Devrildi 1 yaralı

Mudurnu ilçesi Taşkesti beldesinden  Çavuşderesi köyüne evine Traktör ile gelen Ruhi ARABACI , Koğucak Köyü mevkiine geldiğinde Traktörün hakimiyetini kaybederek traktör Şarampole yuvarlandı.

Traktör ün devrilmesi sonucu  Ruhi ARABACI yaralandı. Arabacı ya ilk müdahale  Mudurnu Devlet hastanesinde yapıldıktan sonra  Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesine  sevk edildi.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu İpekyolu Festivaline HALK Rağbet göstermedi

Mudurnu İpekyolu Festivaline HALK Rağbet göstermedi

Mudurnu ilçesinde kutlanan Mudurnu İpekyolu Kültür ve Turizm Festivaline Mudurnu halkı rağbet göstermedi. Festival açılış konuşmalarını dış Ülkelerden gelen  gösteri, Halk oyunları  grupları ve Protokol  üyeleri izledi.

 CHP ve MHP İl Teşkilatları  Festivale Tam Kadro  katıldı.

CHP ve MHP İl Teşkilatları  Festivale Tam Kadro  katılırken AK Parti Festivale İlçe Teşkilatı düzeyinde katılması dikkat çekti.

 

 FESTİVALİN ZAMANI YANLIŞ

Mudurnu İpekyolu Kültür ve Turizm Festivali açılış konuşmalarında konuşan CHP Bolu Milletvekili Tanju ÖZCAN ,  Festivalin zamanı yanlış, bu Festival açılışı ya Sabah erken açılmalı, yada Akşam serin havada Açılış yapılmalı dedi.

 KOMŞU BELEDİYELERDEN KATILIM YOK

Bolu il ve İlçeleri Belediye Başkanlıklarından hiç bir belediye Başkanının  Festival açılışına katılmaması dikkatleri çekti.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu’da KENE vakaları çoğaldı

Mudurnu’da KENE vak’aları çoğaldı

Havaların ısınması ile  birlikte KENE vak’aları  çoğaldı. Bolu nun Mudurnu ilçesinde  Mudurnu Devlet Hastanesine  KENE vak’aları ile gelenlerin sayısında  artış gözleniyor.

KENE VAK’ASINDAN 1 KİŞİ GÖZETİM ALTINDA TUTULUYOR

Geçtiğimiz hafta KENE ısırması şikayeti ile Mudurnu Devlet Hastanesinden Bolu’ya sevk edilen  N.Ç nin  gözetim altından dün Mudurnu’ya geri döndüğü ve gece saatlerinde yüksek ateş Şikayeti ile yeniden gözetim altına alınmak için Bolu’ya sevki yapıldı.

www.mudurnuhaber.com

 

İpekyolu şairleri Bolu’ya geliyor

İpekyolu şairleri Bolu’ya geliyor

Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Kuruluşunun 20. Yılında İpekyolu Şairlerini Bolu’da düzenlenen bir programla ağırlıyor. 

İpekyolu Şairleri TÜRKSOY, Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği’nin organizasyonunda, Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Bolu Belediyesi’nin katkılarıyla Bolu’da buluşuyor. 24 Haziran 2013 Pazartesi günü saat 19.30’da Necip Fazıl Kültür Merkezi’nde düzenlenecek etkinliğe dünyanın birçok ülkesinden şairler katılacak.  İpekyolu Şairler buluşmasında, şiir ve edebiyat sevenler bir araya gelerek Türk dünyasının farklı kültürlerini izleme şansı yakalayacak.

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu ya bir Kuaför daha

 

    KUAFÖR SERKAN AÇILDI

Mudurnu ilçesindeki Genç Kuaför Esnaflarına bir yenisi daha eklendi.

Mudurnu ilçesi Orta çarşı girişinde   Cuma duası ile birlikte yapılan açılışa vatandaşlar katıldı.

Kuaför Serkan KOCAMAN a  açılış sonrasında hayırlı olsun ve bereketli kazançlar temennisinde bulunuldu.

www.mudurnuhaber.com

 

TÜRKİYE’NİN ÇARŞILARI FOTOĞRAF YARIŞMASI

TÜRKİYE’NİN ÇARŞILARI FOTOĞRAF YARIŞMASI

2011’den bu yana e-ticaret sitesi olarak hizmet veren ve bir Gold kuruluşu olan Sanalpazar.com ile İFSAK iş birliğinde gerçekleşecek yarışmanın konusu  ‘Türkiye’nin Çarşıları’ olacaktır.

Sanalpazar.com, ülkemiz insanının ticarete olan geleneksel yatkınlığını ve becerisini 21. yüzyılın ‘internet’ dünyasına taşıyabilecekleri, alıcı ile satıcıyı buluşturan bir ‘pazar yeri’dir.
Sanalpazar.com‘un ticaretin en geleneksel halinin bin yıllardır sürüp gittiği ‘çarşı’ları, ticaretin en modern hali ile tanıştırmayı amaçlayan ‘Çarşı’lar projesi, bu yarışmaya esin kaynağı oldu.

Sanalpazar.com’un ‘Çarşılar’ bölümünde yer alan Adana’nın, Urfa’nın, İzmir’in, Bursa’nın, Antep’in çarşılarından; örneğin Kütahya’ya el işi bir çeyiz sandığı, Bartın’a bir yemeni internet aracılığı ile satılıyor, gelenek gelecek ile buluşuyor.

Hemen hemen her şehrimizde, hatta ilçelerimizde bir ya da birden fazla sayıda çarşı var. ‘Türkiye’nin Çarşıları Fotoğraf Yarışması’ çarşılarımızdaki canlı ticaret yaşamının görsel bir seçkisini oluştururken bir yandan da geleneksel ticaretin geleneklerinden kopmadan e-ticarete evrilebileceğini, bu iki dünyanın birlikte var olabileceğini vurgulamak istiyor.

Bu açıklamalar ışığında seçici kurul, Türkiye’nin herhangi bir ilinin herhangi bir çarşısında çekilmiş fotoğraf kadrajlarını değerlendiriyor olacak.
Önemli bir hatırlatma ise “Pazar Yerleri’nin yarışma kapsamı dışında kalacak olması”dır.

ÖDÜLLER

1.’lik ödülü: 5.000 TL
2.’lik ödülü: 4.000 TL
3.’lük ödülü: 3.000 TL
Mansiyonlar (3 adet): 1.000 TL
Sergilemeler (30 adet): 200 TL

 

Bolu ili ve ilçelerinden’de  Fotoğraf tutkunlarının ilimizi ilçelerimiz temsilen bu Fotoğraf yarışmasına  katılmaya davet ediyoruz.

 

Yarışmaya katılmak  ve tüm detayları öğrenmek için, http://www.sanalpazar.com/turkiyenincarsilari   Linkine tıklayabilirsiniz.

 

     Aydın ÖZPELİT

MUDURNU FOTOĞRAFÇILIK & MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu’da BOLULU HASAN USTA ŞAŞIRTTI

Mudurnu’da BOLULU HASAN USTA ŞAŞIRTTI

Mudurnu ilçesinde Esnaflık yapan Mudurnu  Bakkallar  odası başkanı  Turhan ÖREN  Mudurnu ilçesine gelen bir Turist kafilesinin sorusu üzerine şaşkınlık yaşadı.

 

BOLULU HASAN USTA NIN DÜKKANI NEREDE ?

Mudurnu ilçesine gezi amaçlı gelen bir Turist kafilesinin kendisine Mudurnu ilçesine gelmişken  Bolulu Hasan Usta nın tatlısından yemek istiyoruz, acaba dükkanı nerede diye soru gelince,  Bakkallar Odası başkanı  Turhan ÖREN  burada  sizin söylediğiniz bir şekilde tatlıcı yok cevabını verdi.

 

Ören, etrafındakilere  meraklı gözler ile arkadaşlar  Mudurnu’ya yeni bir tatlıcı açıldı da bizmi duymadık diye sorunca  vatandaşlar biz bu ismi ilk kez duyduk , burada bir İpekyolu Pastanesi birde ESER Pastanesi var cevabını verdiler.

Mudurnu ilçesine gezi amaçlı geldiklerini ifade eden  Turistler , biz Bolu’ya geldik istedikki  buraya gelmişken bir tatlı yiyelim, ama Bolulu Hasan Usta markası ile nam salmış markanın  Bolu da dükkanının olmaması  bizi hayal kırıklığına uğrattı dediler.

 

www.mudurnuhaber.com

 

 

Miraç Kandili duası! Miraç Kandili’nde nasıl dua edilir?

Miraç Kandili duası! Miraç Kandili’nde nasıl dua edilir?

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (S.A.V) insanlık adına Alemlerin Rabbi’yle buluştuğu kutlu gece… İslam âlemi, dualarla Miraç Gecesi’ni idrak ediyor. Kandiliniz mübarek olsun. İşte Miraç Kandiliduası…
Euzü billahi mineş-şeytanir-racîm
Bismillahir-rahmanir-rahîm
Ey Bizleri varlığa erdiren
Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran
Güzeller Güzeli Rabbimiz!
Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.
Kainatın İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz’e Sonsuz salât ü selam olsun.
Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:
1. YA İLAHEL-ALEMİN!
Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs’ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek gecede bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. İcabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!
2. EY ÇARESİZLER ÇARESİ!
Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.
Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü vet-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. İbadet ü tâat kültür televvünlü.. Duygular, düşünceler fantezilere emanet.. Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya Rabbi!
3.YA RAB!
Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.
4. EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!
Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!
5. EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!
Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep ‘Gelin, gelin’ diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur ‘Biz de geldik’ diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!
Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. Ya Rabbi lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle.. Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!
Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!
6. EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!
Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış… İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.
7. EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!
Şu mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve “Biz geldik” diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki!
Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.
8. EY YÜCELER YÜCESİ!
Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyaları ekonomi ve refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre… Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.
9. EY RAB!
Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. Yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet “sayyâd-ı bîinsaf”ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı’nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü’l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.
Bütün bunlara rağmen ya Rab! Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs’atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!
Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.
10. EY RAB!
Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. İç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.
11. EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!
Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.
Ey Yüceler Yücesi!
Efendimiz Hazreti Muhammed’e, Muallâ aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..
Amin amin amin
Velhamdü lillahi Rabbil aleminel-fatiha
www.mudurnuhaber.com