NAZIM HİKMET MEZARI MUDURNUYA GELİRMİ ?

Birbirimizin siyasi görüşlerine karşı olsak da Mudurnu da birbirimizi sayar severiz.Vatanımızı ve insanımızı  daha çok korumak sevmek için bir yerden başlanmalıysa ülkemizde Mudurnu dan başlayabiliriz. Duygu düşünce ,görüşü,özel hayatı ile ilgili  birçok siyasi ideolün ,vatan hainliği ile suçladığı veya sahip çıktığı ve eleştirdiğini geçmişe bırakarak günümüzde geliştirilmeye çalışılan demokrasi ve özgürlükler adına Nazımı  tanımak için biyografisini incelersek,

Nazım Hikmet 15 ocak 1902 de Selanikte doğar. Babası  Hikmet bey Matbuat umum müdürlüğü ve Hamburg konsolosluğu  Selanik de Hariciye Nezaretinde (Dışişleri Bakanlığında) çalışan memurdur. Diyarbakır,Halep ,Konya ve Sivasta valilikler yapmış olan Nazım Paşanın oğludur Mevlevi tarikatından olan Nazım paşa Selanik’in son valisidir.Hikmet bey Nazımın çocukluğunda memuriyet den ayrılır ve ailece Halep’e Nazımın dedesine giderler.Oradan da İstanbul a gelirler.

Nazım Hikmet İstanbul da Heybeli Ada Bahriye Mektebini bitirir.Hamidiye Kruvazörü’nde güverte subayı iken,sağlık nedeniyle zatülcenp hastalığı nedeniyle askerlikten ayrılır.1920 yılının son günlerinde yazdığı  İstanbul işgal altındayken Nazım Hikmet coşkun bir vatan sevgisini yansıtan Gençlik adlı şiiriyle gençleri ülkenin kurtuluşu için savaşmaya çağırmaktaydı.Yazdığı şiirle ortalığı karıştıran yetenekli şairi  1921 başlarında Kurtuluş Savaşına katılmak için Anadolu ya geçer.

Bolu da öğretmen olarak görevlendirilir. Bolu’da ağır ceza mahkeme reis vekili Ziya Hilmi ,eşrafın din adamlarının daha baştan benimsemedikleri ,kalpak giyen ,camiye gitmiyen  genç öğretmeni korur fakat Bolu’daki tutucu çevrelerin  baskısına ,gizli polis örgütünün güvensizlik belirten  davranışlarıda eklenince  Bolu’da barınamayacaklarını anlayan Nazım Hikmet ve Vala Nurettin dünyada olup bitenleri anlamak,iyi bir öğrenim görmek için  Paris mi Berlin mi diyerek düşünürken Ziya Hilmi ‘nin etkisiyle  Batum  üzerinden Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünüst  Üniversitesi’ne yazılır. Burada siyasal bilimler iktisat okur. 1924 ‘te yurda döner.

Aydınlık gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince  yeniden Sovyetler birliğine gider.1928 af kanunundan yararlanıp tekrar yurda döner.Yazı ve çalışmalarından dolayı 1932 de yeniden dört yıl hapse mahkum olur bu kez onuncu yıl affından yararlanır.1938 de orduyu donanmayı isyana teşvik ettiği iddiasıyla 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılır.1950 Demokrat partinin çıkardığı bağışlama yasası ile de özgürlüğüne kavuşturulduysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamaz.Kitaplarını yayınlatma ,oyunlarını  oynatma olanağı bulamaz.Kalbinden ciğerlerinden hasta olduğu raporlarını sunduğu halde asker alınması kararlaştırılınca tekrar  Moskova ya gider.1951 de T.C vatandaşlığından çıkarılır.

On dört yaşından beri şairlik yazarlık yapan” kimi insan otların ,kimi insan balıkların çeşidini bilir ,ben ayrılıkların ,kimi insan ezbere sayar yıldızların adını, ben hasretlerin” diyerek çektiği acıları hasretleri  yazıya döken ,yazılarım otuz kırk dilde basılır Türkiyem’de Türkçemle yasak diyen 1965 te kitapları ülkemizde basılabilen ,tüm dünyanın eserleriyle dünyada bilinen Türk şair ve oyun yazarı  Moskova dan 1955 ‘te Helsinki’de yapılan Dünya barış toplantısında 2000 delege içinde  Türk delege olarak söz aldı.Propaganda amaçlı değil içtenlikle duygularını ifade eden bir şair olarak görüldü.Moskova’da  Sıtalin döneminin ağır   baskısını eleştiren  Nazım bu durumdan  rahatsız oldu.1956 yılında geçirdiği ağır zatürree nedeniyle Çekoslovakya Yasenik  sanatoryum ‘unda tedeavi olduktan sonra  Sovyetler birliğnde uzun süren tiyatro oyunlarını ,şiir ve romanlarını gerçekleştirdi Hayatı olumlu olumsuz birçok evliliğe sahne olan Nazım Hikmet 3 HAZİRAN 1963 te   kalp kırizi neticesinde hayata gözlerini kapadı.  Moskovada yazarlar birliğinin düzenlediği bir törenle Novadeviçiy mezarlığına gömüldü.

 

Yurt dışına kaçması ve  düşünceleri  yüzünden 1951yılında Türk vatandaşlığından çıkarılan Nazım Hikmetin  yeniden Türk vatandaşı olmasına ilişkin öneri 5 ocak 2009 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti bakanlar kurulu kararınca kabul edilerek 58 yıl sonra yeniden Türk vatandaşı oldu.

Ulu önderimiz Atatürk’ünde  şairi  istemediğini ,daha sonralarıda politik yönden Rusya adına vatana ihanet ettiğini söyleyenler olmasına rağmen o günler geride kalmıştır. Demokrasi adına yapılan iadeyi itibar özgürlükler adına doğru bir adımdır .İnsanın fikir ve düşüncelerini özgürce ifade edebilmelidir ki toplum çağdaşlaşsın gelişsin.Konu  politik siyasi fanatizm haline getirilmemeli ,birlik beraberliği bozulmamalıdır.

Önemli olan hatasıyla sevabıyla   Nazımın sözü gibi  güzel güneşli günleri görmeyi temenni etmektir.Konuyu kültür ve turizmle beraber bir insanın kendi düşünce ve duygularını yaşadığı dönem şartlarına göre değerlendirilmeli diyerek eleştirimizi yapmalıyız diye düşünüyorum.Şairimizde neticede insandır hataları olabilir.Kanımca sorun Nazımın o dönemdeki  şartların  politik  sorunlarıdır o dönemde olması gerekenler olmuş yaşanmıştır.

Şairimizin günümüzde okunan  içten duygu dolu şiir ve romanları,birçok eserleri dünyada ilgi ile  anılıyor okunuyor saygı ile anılıyor.Bizlere düşen onun insani duyguları fikirlerini yaşatmak. Vatan hasretiyle rahmete kavuşan ve vasiyet adlı şirindeki isteği.

 “YOLDAŞLAR NASİP OLMAZSA GÖRMEK O GÜNÜ ,ÖLÜRSEM KURTULUŞTAN ÖNCE YANİ, ALIP GÖTÜRÜN,ANADOLUDA  BİR KÖY MEZARLIĞINA GÖMÜN BENİ” ,  Şöylede biter;  YOLDAŞLAR, ÖLÜRSEM O GÜNDEN ÖNCE YANİ ,ÖYLECE GİBİDE GÖRÜNÜYOR, ANADOLUDA BİR KÖY MEZARLIĞINA GÖMÜN BENİ,VE DE UYARINA GELİRSE ,TEPEMDE BİR ÇINAR OLURSA,TAŞ MAŞ DA İSTEMEZ HANİ ..

Nazım hikmetin arzusu  ve mezarının Türkiye’ye getirilmesi  için  bugüne kadar birçok ilçede toplanan imza kampanyaları ,kurulan komisyonlar  gibi , uygun görürlerise kalan oğlu  ailesi e ikna edilerek Mudurnu’da kendilerine oturma imkanı sağlanıp ve gerekli makamlardan izin alarak ,Mudurnu  Musalla mahallemizdeki ulu çınar ağacımızın altına yakışmaz mı?

Maktuder derneğimizin kurduğu, Mudurnumuzun kültürüyle birlikte,müze tanıtımları ile yaşattığı, Türk  halk edebiyatı  folklörü araştırma konusunda dünya çapında uzman olan çocukluğu Mudurnu ‘muz da geçen  PERTEV  NAİLİ  BORATAV büyüğümüzde olduğu gibi  Mudurnu yu dünyada turizm kültür anlamında yüceltecek Nazımın mezarının getirilmesi projesini , NAZIM HİKMETİN hasretini yerine getirmeyi , NAZIM  HİKMETLE  İLGİLİ  ESERLERİN FİLİMLERİN OLACAĞI BİR MÜZE KAZANDIRABİLİRİZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM DOSTLARIM.

EN AZINDAN YUNUS EMRENİN ÜLKEMİZDE  BİRÇOK MEZARI OLDUĞU GİBİ ŞAHSIMINDA İLGİSİYLE  TURİZİM BAKANIMIZ ERTUĞRUL GÜNAY BEYİN DE MUDURNUDAKİ ULU ÇINARIN ALTINA SICAK BAKABİLECEĞİ GERKÇELERİMİZE  DESTEK OLACAKLARDIR. EN AZINDAN BELEDİYEMİZ YAKIŞAN SEMBOLİK BİR ANITLA YAŞATMALIDIR ŞAİRİ MUSALA DAKİ ULU ÇINAR ALTINDA

Mudurnu’muzu  elbirliğimizle  şairler, edebiyatçıların eserlerinden aldığımız feyz, ilhamla, sevgi dolu bir ilçe yapmalıyız sevgi deresini oluşturmalıyız fanatik siyaset yapmadan .En samimi arzu dileklerimle.                       

  UĞUR TÜRESİN    MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com