Mudurnulu Servis şoförleri dertli


 

Mudurnulu Servis şoförleri dertli

Mudurnu ilçesinde Taşımalı Eğitim Öğrencilerini taşıyan Servis Şoförleri ödenmeyen taşıma ücretlerinden dolayı sıkıntı içersinde olduklarını belirttiler.

 

MAZOT ALACAK PARA KALMADI

16 Eylül den bu yana 3 Fatura kestiklerini ve 4. fatura kesmek için hazırlık yaptıklarını ifade eden, servis şoförleri, MAZOT alacak paramız kalmadı dedi.

Mudurnu ilçesinde toplam 101 taşımalı servis aracının olduğunu ifade eden Şoförler ücretlerin neden verilmediğini araştırıyoruz bir türlü ne olduğunu öğrenemedik, ödeneğin geçtiğimiz hafta Salı günü aktarıldığını duyduk, Cuma günü verilecek derken üzerinden bir hafta daha geçti dediler.

Edinilen bilgiye göre, Servis ücretleri Mudurnu Milli eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan bordolar, Kaymakamlık imzasından çıkarak Mudurnu ilçe Özel idare müdürlüğüne gönderildi.

Mudurnu ilçe Özel idare Müdürlüğü Servis ücretleri ile ilgili Mudurnu Kaymakamı izinde olduğu için Özel İdare Müdürünün Cuma günü Kaymakam Bey ile görüşüp ödemelerin yapılacağı günü belirleyecek.

Servis şoförleri artık takatimiz kalmadı, gelen ödenek 2 hafta neden bekletiliyor anlamış değiliz, araçlarımızın sürekli zaruri harcamaları var, daha dün çoğu arkadaşımız araçlarına ödenecek bu paraya güvenip Kış Lastiği aldı, ama öğrendik ki umudumuz haftaya kaldı dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu –Beypazarı gezisi 1

Geçtiğimiz hafta Cuma günü akşamı Mudurnu Hacı Abdullahlar Konağında sohbet ederken, Konak işletmecisi genç kardeşimiz, gelin size yarın Kahvaltı ısmarlayayım diyor.  Ben ve Özgür Kardeşimde Güleryüzlü Genç işletmeci Kardeşimizi kırmamak için tamam deyip, saatlerimizi Sabah Ezanına ayarlayıp Mudurnu Yıldırım Beyazıt camiinde buluşuyoruz.

 

Sabah saat 6.20 civarları Camii çıkışında Osman Kardeşimiz aracına buyur ediyor. Mudurnu ilçe merkezinden geçiyoruz, meydanlarda in ve Üç harfliler cirit atıyor, Bizim Şeherliler den daha hiçbir eser yok.  Sadece Meydan dan geçerken bir ara gözüm Ahçı Raşit ağabeyin Tayfunların dükkanına takılıyor.

 

Tabiî ki bizim buralarda bir laf vardır, Akşam Yatmak bilmesiniz, Sabah kalkmak bilmesiniz!   Biride derki sabah kalksak ne olacak, zaten gelen giden mi var? 

Oda ayrı bir konu…

Biz Kahvaltı için Mudurnu dan hızla uzaklaşıyoruz, Aynalı kaya mevkiine geldiğimizde , Mudurnu’nun üzerinin bulutlarla kaplandığını görüyoruz. Nallıhan, Çayırhan derken saat 7.30 civarında Beypazarına iniyoruz.  Beypazarına ilk vardığımızda İlçeyi Kuş bakışı görmek için Hıdırlık tepesine çıkıyoruz.  Burada teyzeler sabahın ilk ışıkları ile tezgahlarını açmaya başlamışlar, bizlere güler yüz ve tatlı dilleri ile hitap ediyorlar ve bizlerde Osman bey Özgür Kardeşim ve ben Tezgahlarına bakınarak Sabah siftahlarımızı bırakıyoruz.

 

          BEYPAZARIN DA FATMA TEYZE ÇOK ÜN YAPMIŞ

Beypazarı’nda bir kahvaltı yeri varmış, ünü neredeyse Dünya’ya taşmış diyorlar.  Fatma TEYZE, buralarda çok meşhur kime sorsanız hemen tarif ediyor. Fatma Teyze nin kahvaltı mekânına varıyoruz, Güler yüzlü, yöresel Kıyafetleri ile bizi eşi ile birlikte karşılıyorlar. Mudurnu’dan geliyoruz diyoruz, daha bir seviniyorlar, Kahvaltı yapacağımızı ve Kahvaltı öncesi çevreyi dolaşmak istediğimizi belirtiyoruz.

 

Onlar bize kahvaltı hazırlarken Biz Beypazarı’nın Çarşılarını dolaşıyoruz. Saat 8.00 yaklaştı, bütün dükkânlarda Kepenk sesleri ve esnafın heyecanlı iş yeri açmalarına tanıklık ediyoruz. Çarşının ortasına Meşe kömüründe Çay keyfi yazılmış ve yanında duran dükkânların önlerini kaplayacak şekilde küçük iskemleler ve masalar var. Kendi kendimize mırıldanıyoruz, bizim Mudurnu’da böyle bir şey yapsan her gün kavga dövüş çıkar, dükkânımın önünü kapattın diye.

 

Bu sırada çay işletmecisi bizi görüyor ve buyur ediyor, soruyoruz nasıl böyle davranabiliyorsunuz, Çaycı biz arkadaşlarımıza hizmet veriyoruz, onlarında müşterileri bizim Masa ve Sandalyelerimizde oturuyor, her iki tarafta kazanmış oluyor.

Beypazarı Çarşısında sabahın erken saatlerinde dolaşırken Dükkânların teker, teker açıldığına tanık oluyoruz, bri dükkândaki ürünlere bakarken içeriden güleryüzlü bir bayan, buyur ediyor, Lütfen Beypazarı’mızın 80 katlı Baklavasını tadıverin, diyor. Osman Bey, bizim karnımız aç, kahvaltı yapacağız, daha sonra geliriz demesi ile birlikte,  Suluhan Gıdadaki Bayan Bizim Baklavamız Kahvaltı öncesinde yenirse şifa olur diyor ve biz Dükkâna giriyoruz. İçeride  Baklava dan, Dolma ya, Beypazarı Kurusundan, Baharat çeşitlerine varıncaya bir çok lezzet var.  İlgi ve alakadan çok memnun kaldık.

Tekrar, Beypazarı Fatma Teyze Kahvaltı Salonuna dönüyoruz. Bizim için Fatma Teyze, Süper bir Kahvaltı hazırlamış. Bu damak tadını başka yerde bulmak çok zor, biz kahvaltıları hazırlarken sevgimizi veriyoruz diyor, Fatma teyze…

Kahvaltı esnasında sohbet ediyoruz, Fatma teyze ye nasıl bu kadar ün yaptığını soruyoruz. Cevabı hazır, Güler Yüz, Tatlı dil, şeker kardeşim diyor.

Kahvaltı esnasında Osman Bey bir yeri arıyor ve aradan 5 dakika sonra Veysel USTA Mudurnu nun ustası geliyor. Tokalaşma faslından sonra bize eşlik ediyor.

Devamı Haftaya>>>> Mudurnu Haber de Aydın ÖZPELİT www.mudurnuhaber.com

Haftaya Beypazarı Konakları,Beypazarı Yaşayan Müze, Beypazarı Hamam Müze ziyaretlerinden görüntü ve anlatımlar.

DÖRTLÜKLER

DÖRTLÜKLER
 
Ya öğrenen, ya öğreten, ya dinleyen, ya da seven ol!
Bunların dışında bir beşincisi olma; helak olursun . Beşincisi ise, ilme ve ilim ehline buğzetmendir ~ HzMuhammed
“Kabe-i Şerif yıkılarak taşları denize atıldığı vakit, işte o zaman korkunç alametler olur.” Hz Muhammed
 
   ‘Suudiler 1926 yılında kendi sınırları içindeki tüm mezarlıkları yıkma kararı alır. Çünkü Arabistandaki en büyük mezheplerden biri olan Vahabilik anlayışında mezar kavramı,mezar ziyareti yoktu. İşin en ilginç yanı Hz. Muhammed’in mezarının da Suudi sınırları içerisinde olmasıdır. Ancak Atatürk öyle bir telgraf çeker ki Suudiler mezarın tek bir taşına bile dokunamazlar.
Nevzat Yalçıntaş’ın anekdotu
TEK TAŞINA DOKUNURSANIZ ORDUMU GÖNDERİRİM
Prof. Nevzat Yalçıntaş “Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek ‘Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim’ demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi” dedi.
Atatürk olmasa bugün Hazreti Muhammed’in mezarı da olmayacaktı.’
 
   Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı öğütlemez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini korumalarını emrediyor. 1923 (Atatürk’ün S.D.1I, s. 92)
Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslamların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 128)
 
   Kendisine, 1923 yılında armağan olarak küçük boyda bir Kur`an gönderilmesi üzerine teşekkürü:
Bence değerini takdire imkân olmayan bu hediyeyi, en derin ve hürmetkar din duygularımla saklayacağım. 1923 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s. 480-481)

 
Dolduruver testini
Alıver abdestini
Abdestin tamamlanır
Verince sen mesdini.
 
Ezan namaz daveti
Dinse ruhun serveti
Atatürk kuruverdi
Halkçı laik devleti.
 
Müslümanlık bir cevher
Kur’anımız da rehber
Gönlümüzde yatanlar
Atatürk’le Peygamber.
 
Yaptığın siyasete
Alet etme sen dini
Üç kuruş menfaate
Satma sakın kendini… 

Nefsine sen meram et
Dinimizde keramet
Hak’ın fani kulusun
Acize et merhamet.
 
Ölüm birden anidir
Dünyamız da fanidir
Hak kulunu katleden
Hak’tan korkmaz canidir.
 
Anla ki dünya yalan
Boş zaman ömrü çalan
Son nefesin verince
Mal mülkün olur talan.
 
Hakkınca yap işini
Helal kazan aşını
Ecel başa gelince
Sormaz sana yaşını.
 
Vatan kutsal davadır
Gerisi boş havadır
Ana-baba ocağı
Mukaddes bir yuvadır.
 
Eş dosta selâm yolla
Yoksul yetimi kolla
Menzilin açık olur
İlim gibi bir yolla.
 
Kişi sözün eridir
İman (g)özün feridir.
Helal lokma kazanmak
Kutsal alın teridir.
 
İlimde var saadet
Birde hukuk adalet
Bağımlı milletlerin
Sonu hüsran sefalet.
 
Kulak ver sen Kur’ana
Meyil verme harama
Huzur senin içinde
Başka yerde arama.
 
 Abdullah Atay
 
Dinsel ve tinsel huzurluluğa…

www.mudurnuhaber.com

 

 

HOŞ GELDİN 11 AYIN SULTANI

HOŞ GELDİN 11 AYIN SULTANI

  Bu ay sevinç günleri ,kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Ramazan ayını doya,doya yaşayalım. Oruç  İslam ‘ın imanın gereği farzdır. Oruç  hafıza  ,algılama, vücudun savunma sistemi,kanser oluşumu üzerideki etkileriyle insanın vücudu ve ruh sağlığı için çok faydalı bir ibarettir.

Oruç mideyi, bağırsakları ve kalbi dinlendirir. Oruç; ruhun, kalbin ve vücudun devasıdır. Vücuttaki fazlalıkları eritir, zararlı olan gıdaları vücuda almaktan kişiyi alı ko­yar.
“Oruç, İmsak vaktinden gün batıncaya kadar-ibadet niyetiyle-yeme, içme ve cinsî münasebetten vazgeçmektir. Oruç, bütün dinlerde müşterek bir ibâdettir. Nitekim Kur’ân-ı Kerim’de: Ey îman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin ürerinize de oruç farz kılındı. Ge­rektir ki oruç sayesinde kötülüklerden korunasınız. O size farz kılman oruç sayılı günlerdir. Sizlerden her kim o günlerde hasta veya yolculukta olur da oruç tutamazsa, tutamadığı günler sayısınca, sıhhat bulduğu ve rahat etti­ği başka günlerde oruç tutar. Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya güç yetiremeyenler üzerine bir yoksulu doyuracak kadar fidye vermeleri la­zımdır. (Bakara 183-84J
Peygamber Aleyhis-Selâm da: “Her şeyin bir zekatı vardır, vücudun zekatı ise oruç tutmaktır. Oruç, sabrın yarısıdır demişlerdir.

Eskiden  Mudurnumuz’da Ramazan günler önce gıda, temizlik hazırlıkları ile başlar Ramazan gelmeden önce düğünler yarım kalan işler bitirilir. Ev ekmekleri, katmerliler, ak gözlemeler ,şuruplar, börekler,baklavalar yapılır.Bulgur,pirinç,fasulye ,patates,mevsimsel sebze meyveler kurutulur hazırlanır mutfak kilerlerine depolarında yerini alıridi. Küçük baş hayvanlar kesilir yiyecek hazırlıkları yapılarak ilk günden itibaren komşu hısım akrabalar ihtiyaç sahipleri iftarlara davet edilir,kahveler içilerek sohbetler yapılarak terafi namazlarına gidilir. Tüm ay boyunca Oruç ibadeti Mudurnulular tarafından büyük bir huzur ve zevkle yerine getirilir.Ay boyunca hali vakti yerinde olanlar ihtiyaç sahipleriyle yardımlaşırlar. Zekatlar Fitreler verilerek şeker  bayramı sabahına hazırlanırdı.

Dostlar bir çoğumuz gelişen teknolojiye ve çevresel alışkanlıklarımıza rağmen bu güzel gelenekleri devam ettirmekteyiz..Hepimiz bu ramazanda imkanlarımızca hazırlıklarımızı tamamladık örf ve edetlerimizi  ibadetlerimizi yerine getireceğiz.Siz okuyucularım yaz sıcaklarında serinlemek ve Şehriman tepesinde  yatan dedelerimizin ruhunu şad etmek için  kimliği yaşadığı zaman hakkında kesin bilgisi şuan için bilinmeyen rivayete göre karşısında misafir olmadan yemek yemeyen misafirsiz kalırsa günlerini oruç tutarak geçiren şehriman tepesindeki ermişimiz şeyhül ümran hazretleri ve Filibeli hacı Tevfik efendiyi hatırlayalım, onlarla birlikte ailelerimizi sevindirelim.Davetlerimizi o kutsal mekanda yapalım.Şehriman tepemizin kutsal enerjisini hayrını kazanalım. YARDIMLAŞMA OLGUNLAŞMA AYI MUBAREK RAMAZANI ŞERİF TÜM İSLAM ALEMİNE BİZLERE Bereketli ve Hayırlara vesile olsun.

İslamı doğru anlayıp uygulayan ,kimseye haksızlık ve zulüm yapmayan,sadece Allaha kulluk eden tüm  inananların oruç ve ibadetlerinin kabul olmasını dileyerek cümlemize tekrarının nasip olamasını cenabı haktan niyaz ediyorum.          

   Uğur Türesin        MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com

 

BERAT GECEMİZ MÜBAREK OLSUN

Beraat Gecesi namaz ve duaları

İbn Mâce, Şaban ayı ve özellikle Beraat gecesi hakkında rivayet edilen şu iki hadisi kaydeder:

   “Şaban ayının yarısı (Beraat gecesi) gelince; gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz  Şüphesiz ki Allah, o gece güneşin batmasıyla dünya göğüne  iner (tecelli eder) ve şöyle der: Benden af dileyen yok mu? Onu affedeyim! Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim! Şifa dileyen yok mu? Şifa vereyim!” (Sünen, İkâmetü’s-Salât, 191)

   “Allah Teâlâ, Şabanın on besinci gecesi (Beraat gecesi) tecelli eder ve ana-babaya asî olanlarla Allah’a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar” (Sünen, İkâmetü’s-Salât, 191)

Bu gece af kapısından mahrum olanlar başka bir hadis-i şerifte şöyle sıralanmıştır: Falcılar, sihirbazlar, bid’at ehli, ehli İslama kin güdenler, faizciler, zinacılar, içkiciler, anne ve babasına isyan ediciler, koğucular. Tövbe edilip terkedilmediği sürece bu gecede affedilmeyenlerin listesinde kalmaya devam edeceklerdir.

Resim Yükleniyor...Resim Yükleniyor...Resim yükleniyor..

www.mudurnuhaber.com

 

BERAT GECEMİZ MÜBAREK OLSUN.

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

Saygı değer hemşehrilerim bizler hiçbir zaman boyunduruk altında yaşamamış,özgürlüğüne düşkün,vatan için hiç düşünmeden canını veren ecdadlarımızın evlatları ve torunlarıyız.sülalem de şehitlik mertebesine ulaşmış dedemin babası sayesin de şu an ki yaşamımı ona ve onun gibi şahadet mertebesine erişenlere borçluyum.

 
_ Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa, vatandır. ( M. Cemal Kuntay 
 
işte bu bayrakta bir damla da benim dedemin kanı olan ALBAYRAK sız nasıl yaşayabilirim ki.şu an ülkemiz de alt kimlik,üst kimlik diye bir safsata ve yaygara başını almış gidiyor.hatta ve hatta neymiş TÜRK değil TÜRKİYE yurttaşlığı gibi söylemler ayyuka çıkmış durumdadır.bu tip söylemler bölgesel özerklik isteyenlerin kelimeleriyle eşdeğer değil mi?
 
bizim dedelerimiz eğer bugünlerimizi görselerdi bunlar için değer miydi?demekten kendilerini alamazlardı.ama onlar böyle ufak teferruatlara takılacak basit insanlar değillerdi.ilk TÜRK DEVLETİNİ kuran METE HANIN sözünden bahsetmeden geçemeyeceğim
 
Benden eğerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem.demiş.
 
ÇANAKKALE DE koyun koyuna yatan her ilden,her milletten her bölgeden şehitlerimize ne yapsak azdır.esirine misafir gibi başka milletlerinin cenazelerine kendi evladı gibi sahip çıkan,hatta aynı durum ULU ÖNDERİMİZ tarafından da vuku bulan ecdadın evlatları olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız.
 
 bu şehitlerimiz için resmi anma törenlerinin yanında bol bol KUR’AN,DUALAR VE YASİNLER okuyarak ruhlarına hediye etmeliyiz.
 ÇÜNKÜ BU VATAN BİZLERDEN ÇOK ONLARINDIR!.BİZ BU VATAN DA YAŞIYORSAK ONLAR SAYESİNDEDİR.
 
bizi bizden iyi bilen yabancılardan hamiltonun sözünü aktarmadan edemeyeceğim
 
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim.bu sözün üstüne başka bir söz söylemek çok hafif kalır.
 
ayrıca vatanımızın temeline dinamit koymak isteyenlere bir kaç mısra aktarmak istiyorum.
 
TÜRKİYE’YE NEDEN TÜRKİYE DENMİŞ
BU İSİM BU YURDA GÖKTEN Mİ İNMİŞ
DEMEK Kİ APAÇIK BEDEL ÖDENMİŞ.
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM

BEDELİ SAYISIZ ŞEHİT OLMUŞ CAN
BEDELİ BAYRAĞI AL EYLEYEN KAN
NE İSTERSE VERDİK BİZDEN VATAN
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
 
LAZ DA BEN,ÇERKEZ DE BEN KÜRT DE BEN
BUNLAR AZA,EL-KOL.TÜRK!TÜRK BEDEN
AĞZI OLAN KONUŞMASIN BİLMEDEN
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
                                
şuna kesinlikle inanın burada kafkaslardan,güneydoğudan yatan şehitler var.bu zamana kadar bizleri bölmek için yapmadıkları kalmadı etrafımızı çember içine aldılar.bunun yanında boş durmadılar.bizlere
-bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasını öğrettiler.
-şimdiler de bizleri uyuşturmak üzereler ve bize elinizden alınsa bile sesimizi çıkarmamayı öğretiyorlar.
-onlar kendilerini efendi olarak görüyorlar,bizleri de onlara köle olarak hizmet ettirmek için zorlayacaklar.

RUHU ŞAD OLSUN RAHMETLİ MEHMET AKİF ERSOY’UN BELİRTTİĞİ GİBİ YÜCE MEVLAM BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRTMASIN!
BUNDAN SONRA Kİ NESİLLER DE VATANINI SEVEN,MİLLİ DEĞERLERİNE,DİNİNE SAHİP ÇIKAN EVLATLAR BAHŞETSİN!
ÜLKEMİZİN BUNDAN SONRA DAHA ÇOK BİRLİK BERABERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR DİYEREK İSTİKLAL MARŞIMIZIN 3.ve 7.KITASIYLA son veriyorum.benim yazımı okuma sabrını gösterdiğiniz için şimdiden sizlere minnetarım.ne yapayım içimdeki vatan sevgisi sizlere bu yazıyı yazmaya sevketti.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
 
Yusuf TANRIKULU İSTANBUL Mudurnu Haber www.mudurnuhaber.com

Darbe!

Darbe!

             Yaşadığımız çağ bilgi çağı ama endüstrinin hızlı yaşam biçimi olayları aklıselim içinde tartışmamızı engelliyor. 1997 Şubatında e-posta darbe ile parlamentoya dayatılan sekiz yıllık eğitim sistemine geçişin gerekçeleri arasında öncelikle “imam hatiplerin” önünü kesmek bu gidişin önüne geçilmese”İslamcılar” 2025 lerde iktidara gelir diye yapılan e-darbe ve fiili darbeler karşı olduğu her şeyin en çetrefillisini terörden, ekonomiye memleketin başına bela etmiştir.

Dönemin muktedirlerince bin yıl devam edeceği söylenen post modern darbe sivil irade tarafından kabul görmemiş olacak ki beş yıl sonra 2002 yılında başbakan adayı bile belli olmayan AKP’yi iktidara taşımıştır.

Bu süreç içerisinde sekiz yıllık kesintisiz eğitimin olumlu yâda olumsuz yönlerini, imam hatipler açısından sorun olmasa da, sanayiye ara ve teknik eleman yetiştiren meslek okullarında sıkıntılar olduğu biliniyor. Geçmişte mağdur oldukları söyleyen bu günün muktedirleri de 28 Şubatın 15.yıldönümünde rövanş alırcasına ana sınıfından lise sona kadar on yedi milyon öğrencimizin ve ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konuda aklıselim ve olgunluk içinde tartışarak geleceğe yön vermek eğitim, sağlık, adalet gibi konularda mümkün olabilen en geniş uzlaşma sağlanarak karar verilmeli, yapılacak olan yeni anayasa içinde toplumun her kesiminin görüşü ve önerileri alınarak çağımıza yakışır toplumumuzun yeni yol haritası çizilmelidir.

1980 yılında topluma giydirilen deli gömleği bir an evvel çıkarılmalı ,”iyi çocuklardan” katil, azmettirenlerin yargılamadan muaf ”tekbir allahüekber” diyerek insan yakanların zaman aşımından kurtulamayacağı hukuksal ve demokratik düzen yaratılmalıdır.  

          A.İ.B.Ü ve Haytalar Konağı, Meslek Yüksek Okulu

          Geçtiğimiz yıl yapılan bir protokolle Haytalar Konağı Abant İzzet Baysal Üniversitesine Uygulama amaçlı kullanması için devir edildi ancak hiçbir tamir bakım yapılmadan A.İ.B.Ü yönetimi tarafından “masraflı olacağı gerekcesiyle”sesis sedasız iade edildiği duyduk.

Kamusal bir sorumluluğu’da bulunan Üniversite yönetimleri tarihi kültürel varlıklara anıtsal eserlere sadece ticari açıdan mı bakmalı? Geçtiğimiz haftalarda basında A.İ.B.Ü ana yerleşkesine yaptığı sosyal tesise iki trilyon para harcandığı yazıldı. Mudurnu’daki önemli anıtsal eserlerden biri olan Haytalar Konağına bu paranın beşte birini ayrılamazıydı!

İlçemizin anıtsal eserleri tarihi evleri açısından çok önemli olan ve 2009 yılında açılıp öğrenci alınmayan Mimari Restorasyon bölümüne önümüzdeki yıl öğrenci alınması ve dört yıllık fakülte açılması konusunda alt yapısı hazırlanıp gündeme getirilmelidir.

Bu arada konu üniversiteden açılmışken Mudurnu Süreyya Astarcı Meslek Yüksek okulunun ilçemize sosyal, kültürel ve akademik alanda katkılarını sağlamamız lazım ne yazık ki bu alanda topluma sosyal alanda öncü olması gereken akademik çevre ile ilişkilerimizi geliştiremedik. Olumlu iş birlikteliği kurulamamsında bizde yâda Yüksek okul yönetiminde ne gibi hata ve noksanlıklar var masaya yatırılması gerekir.

          Çevre kirliliği  

          Yoğun kış yaşadık ama bahar geliyor bir taraftan tavuk memleketiyiz diye övünürken planlı belirli alanlar yaratamadan satanla alanın inisiyatifine bıraktığımız ve her yere kondurulan tavuk çiftliklerinin atıklarını sağda solda yol kenarlarına döküp gelen geçene raklamımızımı yapacağız,

          İlçemizin Munduşlar ve Yeniceşıhlar köyleri ovasında son yıllarda pazarlarda aranılan marul ve havucu yetişirken yirmi sene önce suyunu içtiğimiz Mudurnu çayının şimdi mikrop yuvası olan suyunun temiz akmasını nasıl sağlayacağız.

          İlçemizde yapılacak olan hastane yerini inatlaşmayı bırakıp nasıl çözeceğiz…

          Halvet

          Yine geçtiğimiz hafta Mudurnu Kaymakamlığı,Milli eğitim Müdürlüğü ve Şeyhül İmran vakfı organizasyonuyla M.Akif Ersoy’dan anekdotlar,Halvetilik ve Mudurnu bağlantısı konulu söyleşi yapıldı.Söyleşinin çağrıcıları arasında Mudurnu Kaymakamlığının olması ve Valimizin katılımı nedeniyle  daire amirlerinin ve öğrencilerin katılımı ile salon dolu idi..ancak mimari olarak ses akustiği düzgün salonlar yapamadığımızdan sesler yankı nedeniyle tam anlaşılmıyordu.

Ayrıca Halvetilik konusu ilköğretim çağındaki çocuklara göre bir konu olmadığı konuya ilgisiz kalışlarından belli idi.Halvetilik konusunun  tarihi ve kültürel anlamda Mudurnu’ya bir katkısı olacaksa bu tür sunumların konuya yoğunlaşmış katılımcılarla yapılmasında fayda var konuk  yazarda  bunu açıkça belirtti.

Sunumda  Mudurnu bağlantısından çok Halvetilik anlatıldı.Söyleşi sonunda soru cevap olsaydı bende  öğrenci olsaydım babam yada dedem bırakın erbaini haftalık halvet yapsaydı…evimizin ihtiyaçlarını kim karşılayacak..benim kontörü,dershane parasını,akşam ekmeği,market Pazar alışverişini kim yapacak yani halvetin günümüzdeki yaşam biçimine denk gelir karşılığı nasıl olacak  diye sormak isterdim.?

          Eğitim

         Son günlerde ilköğretim öğrencilerin ellerinde Arapça ve Türkçe meali olan dua kâğıtları gördüm. Ellerinde bu kâğıtları gördüğüm öğrencilere sorduğumda sosyal vb. öğretmenleri tarafından kutlu doğum haftası nedeniyle verildiğini bu duaları yüz defa okumalarını okumazlarsa günaha gireceklerini eksik okurlarsa başkalarının günahına da girecekleri söyleyerek çocuklar yönlendirmeye çalışılıyor.

          Bu yönlendirmeleri yapan arkadaşlara önerim bu memlekete faydalı insan yetiştireceksek önce farklılıkların zenginliğimiz olduğunu öğreneceğiz. Sonra ne iş yapıyorsak severek ve layıkıyla yapacağız.

         Çocuklarımıza fen bilimi, coğrafyayı, matematiği, sosyolojiyi, mantığı, felsefeyi, dil bilgisini, ana dilini, Türkçeyi, edebiyatı iyi öğretirsek iyi insan yetiştirmiş oluruz önce iyi insan yetiştiremezsek ne iyi meslek sahibi nede iyi  “inanan” yetiştirebiliriz.

15.03.2012

Mehmet Cantürk

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu ve Mudurnu Haber

Mudurnu ve Mudurnu Haber

Değerli okurlarımız, Mudurnu ilçesinde 1993 yılında başladığımız Habercilik serüveni 2000 yılından bu yana çok Aktif bir şekilde devam ediyor.

Hedefimiz, Mudurnu nun ve Mudurnulu nun sesini duyurmak ve ilçedeki gelişmeleri Dünya üzerindeki Hemşerilerimize ve bizleri seven ve takip eden insanlara duyurmaktır.

Tabiî ki, bunu yaparken zaman, zaman topluma faydası olacak şekilde eleştiriler haberlerde yapmamız gerektiğinin farkındalığı ile birlikte üzerimize düşen görevi yapıyoruz.

Tabiî ki  bu durum bazen en sevdiğimiz insanların bile bize cephe almasına sebep oluyor. Bunun nedeni ile tamamen çıkar ilişkiliği olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Hani, bir Atasözümüz var, Yılan kimi sokarsa soksun, Umurumda değil yeterki bana bir şey yapmasın, deriz yaaa…

Ama, aynı Yılan gelip bizi öpse bile, ortalığa bizi Yılan soktu diye avazımızın çıktığı kadar  ses çıkararak taraftar toplamayı düşünürüz. Bu insanoğlunun genlerinde olan bir mekanizmadır.

Mudurnu ve Mudurnu Haber denildiğinde kimileri der, yanlı, kimileri der, yansız, kimileri ise ben bilmem deyip geçiverir. Ama durum bu şekilde olmamalıdır,  Mudurnu da yanlı yansız olmamalıdır. Biz elimizden geldiği kadarı ile yansız davranmaya gayret ediyoruz. Bunuda köşe yazarlarımız ve yazılarından anlamanız çok fazla zor olmasa gerek…

Yanlı, demek sürekli kötü veya sürekli iyileri yansıtmak demek olmamalıdır. Haberine göre zamanı geldiğinde okurlara iyi ve kötü haberleri yansıtmak zorundayız.

Mesela, geçtiğimiz günlerde Okullardaki öğrencilerin sigara içme alışkanlığında çoğalmalar olduğunu haber yaptık. Eğerki Sigara iyi bir şey ise herkes içsin. Ama Mudurnu ilçemizde bile özenti ile Sigaraya başlamış ve Kolları bacakları kesilerek ızdıraplar içersinde ölüm döşeklerinde aylarca bekleyerek vefat edenler geçmişte hatırlıyorum. Bu toplum haberidir, isterdim ki bu haberin altına Eğitimciler, öğrenciler ve Veliler yorumlar ile doldursun ve gelecek nesil in sadece bir özenti şeklinde başladığı illet olan Sigara bağımlısı olacak gençlere yardımcı olunsun.

Ama gördüm ki, sadece okuyup geçmişiz. Okullar da Sigara içen ve Sigara içmeye özenen Kız veya Erkek evlatlarımızı Rehber öğretmenler daha fazla vakit ayırıp mutlaka zararlarını anlatmalıdırlar. Ama işin birde şu yönü var. Eğer Öğretmen arkadaşımda sabahtan akşama kadar Teneffüsleri bir fırsat bilip Öğrencilerin karşısında Sigara içiyorsa, diyecek hiçbir şeyim yok, Çözümü kendiniz bulun. Ben diyeceğimi dedim. Hiç olmasa ilerde ben hatırlatmış ve elimden geleni yapmıştım derim.

Bazı arkadaşlar ise sitedeki bazı haberlerin altına ısrarla değişik isimler ile yorum gönderip, efendim Mudurnu da habermi bulamıyorsunuz da bu haberi yaptınız gibi kelimler sarf ediyorlar. Mudurnu, inanın Bolu ilinin Haber yönünden en zengin ilçelerinden ilk birinci sıradadır. Mesela Nüfusu kalabalık olmasına rağmen bir Gerede bizim kadar gerek yerelde, gerekse ulusalda ismini duyuramaz. Hal böyle olunca da Mudurnu internet ortamında çok reklamı yapılan bir yerdir. Zaman, zaman kötü haberlerde aksetse de, Mudurnu yazdığınızda binlerce fotoğraf ve Binlerce Haber ve yüzlerce videoya rastlarsınız.  Bunda yerel gazeteciler olarak bizlerin rolü çok yüksek. İster, şucu ister bucu, olsun. Mudurnu için çalışıyoruz, her kesin görüşüne sahip çıkılması taraftarıyım.

Gelelim Mudurnu ve Mudurnu spor’a

Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve haber yapmamızdan dolayı çok tepki aldığımız bir konuya gelelim. Arkadaşlar, yapılan iş yanlıştır.  Mudurnu Spor u ben hepinizden çok severim ve sürekli takip eder, haberlerini duyurmaya çalışırım. Ama kimse kusura bakmasın, insanlara zorla Bilet satılması ve üstüne üstlük 5tl 10 tl fazla para alınması yanlıştır dedik. Mudurnu Spor a yardım mı lazım?

Evet…

 O zaman yönetimdeki arkadaşlar ellerine makbuzlarını alırlar ve ileri gelenler ve yöneticiler ile, Fabrika ziyaretleri, iş yeri ziyaretleri yapılır, bunun 100 misli daha fazlası toplanacağına eminim.  Ayrıca, bunun değişik yolları daha bulunur. Bunları illaki burdan saymamız gerekmez.

Yok para toplayamayız, olmaz diyenler çıkabilir. Ama , bende derimki işinize geldiği zaman nasıl toplarsınız, bu tip davranışlardan bazen çok moralim bozuluyor. İçimde şöyle bir duygu geçiyor. Mudurnu da hareketlilik olsun diyemi bu tip işler yapılıyor, ve bunları Habere taşıtmak için hususimi yapılıyor diye aklımdan geçmiyor değil haniii…

Mudurnu’da hakikaten Maddi ve Manevi hareketlilik isteniyorsa , her kes birlikte taşın altına elini sokmalıdır. Her  taşın altına elimizi sokturup, ondan sonrada  uzaktan bakılması, bu Dünya için hoş olabilir, ama ben bu işin Ahiret ayağı ile daha çok ilgileniyorum, bilesiniz…

Bilet satışı konusunda, Burada ben kimseyi suçlamak istemem, iyi niyetli bir davranış olabilir, ama yapılış tarzı yanlıştır. Mudurnu’ya 8000 adep Boluspor bileti gelmiş bu biletler 10 tl yerine 15 ve 20 tl den satılıp , üstü Mudurnu Spor a yardım olsun.Peki, bilet alanların hepsi biliyor mu? Karşılığında makbuz… Aynı şekilde ben insanlardan zorla, para toplasam ve karşılığında herhangi bir makbuz vs kesmesem, benim başıma gelecekleri düşünemiyorum bile…

 www.mudurnuhaber.com

Devamı Haftaya > > > > >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

*Mudurnu Esnafı ve Mühürlemeler

*Mudurnu Haber ve Siyaset

*Mudurnu Haber ve Turizm

*Mudurnu Haber ve Hedefimiz

www.mudurnuhaber.com

İSTANBUL’DAKİ BİR MUDURNU’LUDAN MEKTUP VAR

Değerli hemşehrilerim öncelikle bu yazımı zahmeti ve sabrını göstereceğinizden şimdiden teşekkürlerimi bir borç olarak bilir sonsuz,saygı selamlarımı iletirim.

Çoğumuzun pek yakınında olup da  fark edemediği konuyu gündeme getirmek istiyorum.

KONU:ABANT’IN BOLU’YA DAHİL EDİLİP YERELLEŞMESİ.Şimdi gelelim bu konunun ne anlama geldiği;ben acizhane MUDURNU  büyüklerimin önüne geçerek bunu belirtmemem gerekir ama,her nedense onlardan fazla tepki göremediğim için dayanamadım,içimdeki ABANT SEVDASI ağır bastı,çocukluğum orada geçtiği için vicdanımın sesi beni sizlerin önüne geçmeye sevketti.

Bence  ABANT’IN yerelleşmesi demek doğa katliamı demektir.Son zamanlarda okuduğum haberlere göre BOLU BELEDİYESİNİN  ABANTI BOLU HUDUTLARI İÇİNE ALMA SENARYOLARININ ÇİZMESİ.BEN DERİM Kİ BOLU BELEDİYESİ İLK ÖNCE GÖLCÜKÜ Bİ ALSIN,DÜNYA HARİKALARINDAN OLAN YEDİ GÖLLERLE İLGİLENSİN DERİM!.günümüz şartlarında kararı taslak olarak sunmadan önce geçimini ABANTTAN SAĞLAYAN TEYZEM,AMCAM,YENGEM,DAYIM ne yapacak bi düşündünüz mü?acaba buradan kimler rant sağlama peşinde?

ABANT MUDURNU sınırları içindedir.Nasıl mı dersiniz?ABANT ın etrafını çevreleyen MUDURNU KÖYLÜSÜNÜN YAYALALARINA ne diyeceksiniz veya ne kılıf uyduracaksınız doğrusu merak ediyorum.BOLU BELEDİYESİNİN yaptığı işgal altına alınmış filistin örneğine benzetiyorum.Buralar 2B arazisi olarak acaba kimlere peşkef çekilmek isteniyor?

Bu o kadar ucuza olacak bir şey değil,bedelini ağır ödersiniz,tarih sizleri lanetle anar.BOLU BELEDİYESİ ABANTI ALIP SONRA ZENGİNLERE SATIP BORÇLARINI MI ÖDEYECEK DİYE SORMADAN DA EDEMİYORUM.Sınırları tamamen MUDURNU içinde olan,etrafı yaylalarla çevrili olan bir yeri dahil etmek işgal değil de nedir?Bu durumu başkalarına nasıl anlatabilirsiniz?BOLUYU kayıtsız şartsız seven memleketi sorulduğunda ilk önce BOLULUYUM diyen MUDURNUNUN desteğini kaybeden BOLUYU hayal bile edemiyorum.Bizlerin ağırlığı ile şu an GEREDE kalktığı gibi tekrar geri oturdu haberiniz ola!..MUDURNUYU kaybeden BOLU diğer ilçeleri de elinde tutamaz tamamen güvenirliğini kaybeder.

Ben ABANT’SIZ MUDURNU DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM.EĞER BU GÜNE KADAR MUDURNU BU KADAR TANINDIYSA ABANT SAYESİNDE,MİLLETİN EFENDİSİ KULLANDIĞI YAYLALARI SAYESİNDEDİR.

Benim acizhane sizlerden isteklerim olacak;

-İLK ÖNCELİKLE MUDURNU BELEDİYE BAŞKANINI BU KONUYLA İLGİLENMESİ İÇİN GÖREVE DAVET EDİYORUM

-AKLIMA GELEN MUDURNU SEVDALISI REŞAT ÜNSAL AMCAYI OSMAN AMCAYI MEHMET CANTÜRK ABİYİ VE PARTİ GÖZETMEKSİZİN İLÇE MECLİS ÜYERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM.GURBETTE OLDUĞUM İÇİN AKLIMA GELMEYEN DİĞER BÜYÜKLERİM DE DUYARLI OLUP BİR MUTABAKATA VARIP GEREKLİ GİRİŞİMLERİ BAŞLATMANIZ GEREKMEKTEDİR.

-BU ARADA MUDURNULU OLUP DA BOLU DA SİYASETTE AKTİF OLAN AKP 2.BAŞKAN YARDIMICIMIZI,CHP İL BAŞKANIMIZI,MUDURNULULAR DERNEK BAŞKANINI,DAHA DOĞRUSU MUDURNULUYUZ DİYEN HERKESİ GÖREVE DAVET EDİYORUM.TABİ BUNU YAPARKEN DE TEK DİLEĞİM KANUN SINIRLARI İÇİNDE OLMASIDIR.Şu an BOLU DA siyasette  aktif olan MUDURNULU abilerimin ahd-e vefa borçlarının olduğunu hatırlatmak isterim.Çünkü sizler MUDURNU sayesinde tanındınız ve bugünlere geldiniz.

-SAYIN BELEDİYE BAŞKANIM,İLÇEMİZDEKİ HALKIMIZ,GENÇLER VE İDARECİLERİMİZ 1 KM ÖTESİNİ HATTA 15 KM ÖTESİNİ BİR GÖRELİM DERİM.ETRAFIMIZDAKİ ÇENBER DARALIYOR,İŞLERİ TIKIRINDA OLAN BÜYÜKLERİM;BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YIL YAŞASIN DİYENLER BU DÜŞÜNCELERİNDEN BİR AN ÖNCE VAZGEÇMELİLER(çünkü yılan büyüdü sizin mıntıkanızda dolaşıyor,her an sizi de sokabilir.)

-KÖYLÜLERİMİZ DE ESKİ ALIŞKANLIKLARINDAN VAZGEÇMELİLER.YAYLALARINIZA SAHİP ÇIKINIZ.

GERÇEK MUDURNU VE ABANT SEVDALILARI yüz yılllardır o güzel coğrafyaya sahip çıkan ve Türkiye’nin güzelliğini koruyan Mudurnu halkıdır. Abant sayesinde ekmek yiyen Abant dibi köylerine ve tüm mudurnululara soruyorum Yarın Abant Gölü Bolu yerel yönetime Belediyeye geçtiği zaman orada Faytonunu çalıştırabilecek mi,At Eşek den gezi parası kazanabilecekmi yayla evinde rahat oturabilecekmi hayvanlarını otlatabilecek mi o bölge Bolumuzdaki ard niyetli siyasi güçlere geçtiği an ABANT elden gidecek doğa bozulacak orayı kendi yandaşlarına mevcut Bolu belediyesi otellerle donatacak güzelim Abant bitecek.

-MUDURNU’NUN TANITIMI İÇİN HİZMET EDEN,KÜLTÜREL DEĞERLERİMİZİ KİTAP HALİNE GETİREN BENİM DE İLKOKUL ÖĞRETMENİM OLAN KAMURAN HOCAMI DA GÖREVE DAVET EDİYORUM.

-KÖY MUHTARLARINI,ABANT’SIZ MUDURNU OLMAZ BİLİNCİNİ TAŞIYAN TÜM MUDURNULULARI GÖREVE DAVET EDİYORUM.-

-ÇÜNKÜ ALINMASI GEREKEN FAKAT ERTELENEN HER TEDBİR,FELAKETE GÖNDERİLEN DAVETİYE GİBİDİR!..

-DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM HİÇBİR İŞİ İMKANSIZ DİYEREK BIRAKMAYALIM,YOKSA ERTESİ GÜN BAŞKALARININ O İŞİ BAŞARIRKEN ÇIKARTTIĞI GÜRÜLTÜYLE UYANIRSINIZ HABERİNİZ OLA DİYEREKTEN TEKRAR SAYGI VE SELAMLARINI İLETİRİM.

         

-BENİM TEK İSTEĞİM DIŞARIYA KARŞI SÖZÜ BİR ÖZÜ BİR MUDURNU’DUR,ÖRNEK MUDURNU HALKIDIR.ABANT’SIZ MUDURNU GÖRMEK İSTEMEDİĞİM GÜNLERİN BİZLERİN OLMASI DİLEĞİYLE HOŞÇAKALINIZ.BU YAZIMI OKUMA SABRINI GÖSTERİP VAKTİNİZİ ALDIĞIM İÇİN HAKKINIZI HELAL EDİNİZ!..

Yusuf TANRIKULU  İstanbul MUDURNU HABER  www.mudurnuhaber.com

 

 

MUDURNU AĞZI Kitap oluyor

Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitiminde, Öğretim Görevlisi Mudurnulu  Faruk ASMA  MUDURNU  AĞZI isimli bir kitap için  araştırmalara başladığını belirtti.

Mudurnu ASMA

Asma,  MUDURNU Ağzı adındaki Kitap çalışması için, kaynakları taradıktan sonra, hedef süre nin  bir yıl içersinde kaliteli bir yyaından  kitabın çıkacağını müjdeledi.

TABIMIZIN ADI: “MUDURNU AĞZI/ İnceleme-metinler-sözlük”

İÇERİĞİ:  Kitabı 3 bölüme ayıracağız:
    1- Mudurnu Ağzından (yani konuşma şivesinden) hareketle
Mudurnu’nun kendine ait bir dil bilgisi özelliklerini çıkaracağız. Bu
dil bilgisi özellikleri: ‘ses(fonetik), şekil(morfolojik) ve cümle
bilgisi(syntax)’ alt başlıklarıyla İNCELEME adı altında olacak,

    2- Mudurnu’nun çok kıymetli folklor malzemelerini (masallar,
gelenek-görenek-adetler, hatıralar, maniler, türküler, ninniler,
dualar, beddualar,) vereceğimiz METİNLER adlı bölüm olacak ve son
olarak da

    3- Yukarıda da saydığımız metinlerden çıkan ve bir Mudurnulunun
ağzındaki bütün kelimeleri SÖZLÜK adı altında vereceğimiz son bölüm.

    Eserimiz Mudurnu’nun Akademik yani Bilimsel bir incelemesi
olacaktır .

 Ve eğer kabül ettirebilirsek -ki büyük ihtimal
kabul edilecektir- TÜRK DİL KURUMU yayınlarından çıkaracağız. Bu da
Mudurnu için süper bir olay olur. Siz de bilirsiniz ki bu kurum
Türkiye’nin bilimsel anlamda en değerli kurumlarındandır.
Saygılarımla….

WWW.MUDURNUHABER.COM

Katkıda bulunmak isteyenler Faruk ASMA ile iletişim kurabilirler.  faruk.asma@gmail.com

Mudurnu Bera

Mudurnu Fotoğrafçılık

 

Yetkililer Mudurnu Folklöruna sahip çıkın

  SİZDEN GELENLER  www.mudurnuhaber.com

İyi günler sayın mudurnu haber yöneticisi 11 Şubat 2012 tarihinde KANAL A Televizyonun da tesadüfen GEZELİM TOZALIM programını izledim ?çok utandım ZEYBEK ?oynadılar Zeybek ten başka her şeye benzerdi bu oyunu oynayanlar kim Giydikleri Kıyafetler neyin nesi ?MUDURNU GEZELİM TOZALIM

 HALK EĞİTİM  MÜDÜRLÜGÜNDE Kİ ? ? ? (EFE Elbiseleri) ne oldu acaba Folklörümüzü böyle rezil etmeye kimsenin hakkı yok.

Bizler senelerce ?(Meşeli,Zeybek,Dodaraz) oyunlarını oynadık Yarışmalara , Açılışlara katıldık bu törenlere katılmadan önce günlerce haftalarca sıkı bir biçimde O günün Halk Eğitim Müdürü Sayın Remzi KOCAMAN tarafından çalıştırılırdık en ufak bir hatada o figür tekrar tekrar yapılır hatasız oynanmaya çalışılırdı ama malesef bu seyrettiğim oyun oyun değil maskaralıktan ibaretti.

 Bizler uzaktayız bu konuya birinin el atması lazım bu konuda Mudurnuda bu konuyla ilgilenen kim ise o kişiyi bu konuyu takip etmesi ve folklörümüzün layıkıyla temsil edilmesi için gerekli çalışmayı yapmaya davet ediyorum. ? Ek’te Folklör Ekibimizin Kıyafetini gösteren bir fotoğraf gönderiyorum.? Saygılarımla,

Ahmet Emin USLUPAT 0(532) 376 17 91

www.mudurnuhaber.com

 

POLİSTE FETHULLAHCI ÖRGÜTLENME LAFI DİKKATİMİ ÇEKTİ


POLİSTE FETHULLAHCI ÖRGÜTLENME LAFI DİKKATİMİ ÇEKTİ

 Her Taşın Altında “ THE CEMAAT “ mı var ? Kitabının tanıtımı için Bolu ilinde bir  Kitap Evinin konuğu olan  Gazeteci Yazar, Nazlı ILICAK  gündeme dair konular ile ilgili konuştu.

Mudurnu

 Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Bordo Salonunda yaklaşık 1300 kişiye hitaben konuşan ılıcak, Poliste Fethullahcı Örgütlenme Lafı benim çok dikkatimi çekti dedi.

Nazlı ILICAK MUDURNU HABER

ILICAK, Nedir bu Poliste Fethullahcı Örgütlenme  Lafı, inmisin ? Cinmisin ?  hiç birinin izi bulunmuyor, ama bir örgütlenme lafıdır ortalıkta dolaşıyor dedi.

 Nazlı ILICAK MUDURNU HABER

Ilıcak, Meseleye eğilince ve mercek altına alınca, gördük ki 1990 lardan itibaren Fethullah GÜLEN Cemaati Kamuda örgütleniyor, Özellikle Polis içinde örgütleniyor lafları var, aynı laflar 90 lardan bu güne geldik, hep aynı laflar, kitabımda da belirttim 1992 yılında Rafet YILMAZ isimli bir genç Polis Akademisinden atılıyor, Akademiden atılınca, diyorki burada bir Cemaat yapılanması var, ben onlara iştirak etmediğim için  beni istemediler sözleri üzerine yargı mercii devreye giriyor dedi.

 POLİS BAŞBAKANLIĞA BAĞLI

 Ilıcak, konuşmasında KCK davasında operasyonların devam etmesini Başbakanın istediğini vurgulayarak,  Savcı Hakan FİDAN ı ifadeye çağırdı diye Polis Müdürlerinin suçu ne burada?  Şöyle bir tez var, Polis Müdürleri yazıyorlar, yönlendiriyorlar Savcıyı, Savcı çağırıyor dedi.

 Salonu dolduran  vatandaşlar Gazeteci yazar ın yaklaşık 1 saat süren konuşmasını pür dikkat dinledi, Salon çıkışında Nazlı ILICAK   Her Taşın Altında “ THE CEMAAT “ mı var ? Kitabını imzaladı.

www.mudurnuhaber.com

 BERA OTEL

MUDURNU REYON
www.mudurnureyon.com