Nüfus Müdürlüğü Hafta sonuda hizmet veriyor

Nüfus Müdürlükleri Hafta Sonu da Çalışacak, 09.00-17.00 Arası!

Yoğun talep üzerine Nüfus Müdürlüklerinde Hafta Sonu Mesai Saatleri arasına eklendi.

İçişleri Bakanlığı, yeni kimlik kartlarına bugüne kadar 2 milyon başvurunun alındığını belirterek yoğunluk nedeniyle; ilçe nüfus müdürlüklerinde mesai saatlerinin yeniden düzenlendiğini açıkladı.

Bakanlığın kimlik kartı başvurularındaki yoğunluğun azaltılması ve nüfus cüzdanını değiştirmek zorunda olanların; yeni kimlik kartı başvurularının hızlı bir şekilde karşılanması amacıyla, ilçe nüfus müdürlüklerinde mesai saatlerinin yeniden düzenlendiği; yoğunluklar azalıncaya kadar mesai saatlerinin hafta içi saat 19.00’a kadar uzatıldığı, başvuruların cumartesi ve pazar günleri de saat 09.00-17.00 saatleri arasında alınmaya devam edilmesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.

İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, yeni kimlik kartı başvuruları nedeniyle ilçe nüfus müdürlüklerinde oluşan yoğunluğu azaltabilmek amacıyla birtakım düzenlemeler yapıldığı belirtildi.

Ülke genelinde 2 Ocak’ta başlayan yeni kimlik kartı müracaatları kapsamında bugüne kadar 2 milyon başvurunun alındığı kaydedilen açıklamada, bu doğrultuda 750 bin kimlik kartı basıldığı bilgisi verildi.

Vatandaşların ellerindeki nüfus cüzdanlarının, yeni kimlik kartlarıyla değiştirilinceye kadar geçerli olacağına işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Doğum, kayıp, mevcut kimlik kartının geçerlilik süresinin sona ermesi veya tahrifat sebebiyle kullanılmayacak durumda olması gibi; değiştirilmesi zorunlu haller nedeniyle yapılan kimlik başvurularında geçici kimlik belgesi düzenlenmektedir. YGS’ye girecek öğrenciler başta olmak üzere tüm vatandaşlarımız; gerek mevcut nüfus cüzdanlarıyla gerekse yeni kimliklerini alıncaya kadar kendilerine verilen geçici kimlik belgeleriyle sınava giriş; pasaport başvurusu gibi tüm resmi iş ve işlemlerini gerçekleştirebileceklerdir.

Bakanlığımız tarafından kimlik kartı başvurularındaki yoğunluğun azaltılması; nüfus cüzdanını değiştirmek zorunda olanların yeni kimlik kartı başvurularının hızlı bir şekilde karşılanması amacıyla; ilçe nüfus müdürlüklerimizin mesai saatleri yeniden düzenlenmiş olup, yoğunluklar azalıncaya kadar mesai saatleri hafta içi saat 19.00’a kadar uzatılmış; başvuruların cumartesi ve pazar günleri de 09.00-17.00 saatlerinde alınmaya devam edilmesi kararlaştırılmıştır.”

www.mudurnuhaber.com

Abant’a ulaşım Mudurnu’dan sağlanıyor

Abant’a ulaşım Mudurnu’dan sağlanıyor

Karayolları, Abant Tabiat Parkı yolunda bugün yol bakım çalışması başlattı. Abant Tabiat Parkı’na giden 22 kilometrelik yol D-100 Karayolu girişinden itibaren ulaşıma kapatıldı.

Yolun girişine asılan pankartta yolun hafta içi saat 09.00 ile 18.30 arasında kapalı olacağı, Abant’a gideceklerin Mudurnu yolunu kullanmaları istenildi.

Bolu Valiliği yaptığı yazılı açıklamada, Abant Tabiat Parkı yolunun hafta içi saat 09.00 ile 18.30 arasında yol bakım çalışmaları nedeniyle ulaşıma kapalı olmasının, hafta sonu ise ulaşıma açık olmasının planlandığı belirtti.

www.mudurnuhaber.com

Belediye den Zorunlu açıklama

Mudurnu ilçesinde yapılması planlanan,  Mudurnu Devlet Hastanesi için yer bulunamaması yerel seçimler öncesinde  Belediye Başkanlığı Facebook adresinden  bir açıklama yapıldı.

MUDURNU BELEDİYESİN DEN ZORUNLU AÇIKLAMA

Geçtiğimiz günlerde Bolu’da bir yerel gazeteye açıklama yapan AKP Bolu Milletvekili Sayın Fehmi Küpçü;

Mudurnu’da söz verdikleri hastane yapımına hala başlanamadığını söyleyen AK Parti Milletvekili Fehmi Küpçü, buna gerekçe olarak CHP’li Mudurnu Belediyesi’ni gösterdi.

“BELEDİYE YER TESLİMİ YAPINCA BAŞLAYACAĞIZ”
“Mudurnu’daydım hafta sonu. Mudurnu’da da aynı şekilde Mengen ve Dörtdivan’la beraber Sağlık Bakanlığı’nın ödenek ayırdığı bir hastanemiz var. Maalesef orada Belediye’nin yer teslimi yüzünden hastanemize başlayamadık. Buna üzülüyor oradaki insanlar ‘acaba’ diyorlar. ‘Siyaset arası bir çekişme mi var? Burası CHP Belediye başkanı diye mi?’ Kesinlikle değil. Kesinlikle bizim hizmet kriterimizde bu yok. Ama Bolu’daki insanımız da şunu bilmeli ki bu işler belediye temelli oluyor. Yer tahsisini bizim yapacak halimiz yok. Ben oradaki hissiyatı Mudurnululara şikâyet etmiş olayım. Bilsinler. Sağlık Bakanlığı projeksiyonunda parası, projesi her şeyi hazır. Belediye yer teslimini yaptığı an biz ihalesini yapıp mevcut olan sağlık hizmetine biraz daha yüksek standartta sahip olunması noktasında biz o katkıyı zaten AK Parti iradesi olarak sahibiz. Zaten paramız da hazır bir an önce başlamış oluruz”

Şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.

Konu ile ilgili olarak, T.C. Bolu Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, ilçemize yapılması düşünülen 15 yataklı ilçe hastanesi için Kaygana Mah. Beşkavak Mevkii 136 Ada 8 Nolu parseldeki arazinin tahsisi için talep gelmiştir. Bu talep Belediyemizce 02.05.2011 /784 tarih sayılı yazı ile cevaplanmıştır;

– Söz konusu parsel Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Belediye Başkanlığımızla 13.03.2007 tarihinde yapılan protokol gereği 10 yıllığına Belediyemize tahsis edilmiştir. Fiilen tahsis süresi dolmamıştır ve tahsis kalkmamıştır.

– Mudurnu Halkı ve Belediye Meclis üyelerinin hastane yapılacak yerin İmar Planında spor alanı olarak ayrılan alanda olması nedeniyle yapılan çalışmaların yasal olmadığından olumsuz bakmaktadırlar.

– Bilindiği üzere İmar planında hangi amaçla ayrıldığı belirtilen alanların amacı dışında veya Belediye Meclis kararı olmadan uygulama yapılamayacağı, uygulama yapılması düşünülen alanlarda ve talep gelmesi durumunda Meclisin uygun görüp veya görmemesi göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Uygun görülmemesi durumunda kamu zararı oluşabileceğinden,

Yukarıda bahsedilen sebepten dolayı bundan sonra yapılacak işlemlerde imar planı değişikliği yapılması ve onaylandıktan sonra çalışmaların yapılması hususunda Belediye olarak görüşümüzü bildirdik.

– İlçemize yapılması düşünülen hastanenin yer seçimi ile ilgili olarak Belediye Meclis İmar Komisyonu ve Meclis Üyelerimizin ortak görüşü sonucu profesyonel bir çalışma yapılması için davet edilen Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Yüksek Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer ve Belediye Meclisimizin tüm üyeleri ile birlikte, ilçede hastane olabilecek yerlerin gezilmesi sonucunda oluşturulan rapor, bilgi amaçlı 24.05.2011 / 904 numaralı yazıda T.C. Bolu Valiliği Sağlık İl Müdürlüğü’ne ulaştırılmıştır. Rapor içerisinde Belediyemizce hastane yapımına uygun görülen 10 farklı arazinin zayıf ve avantajlı yönleri yer almaktadır.

Mudurnu İlçe Hastanesi Baştabipliği’nin 18.08.2011 / 1370 tarih sayılı plan tadilatı talep yazısı elimize ulaşmış olup, söz konusu talep yazısı Belediye Meclisimizin 04.10.2011 tarihindeki toplantısında ele alınmış ve 04.10.2011- 83 sayılı Meclis Kararıyla hastane talebinin değerlendirilmesi sonucunda;

– Mudurnu İlçe Hastanesi Baştabipliğinin 18.08.2011 gün ve 1370 sayılı yazısında, ilçemiz Kaygana Mahallesi 136 ada 8 nolu parsel üzerine hastane yapılması için; Mevcut İmar Planında spor alanı olarak gözüken alanın İmar Planı tadilatı yapılarak sağlık alanı olarak tahsis edilmesini talep etmekte, konu ile ilgili 26.09.2011 tarihinde sivil toplum örgütleri mahalle muhtarları ve vatandaşlar ile toplantı yapılmış olup;

1) İlçemiz Yıldırım Bayezıt Mahallesi Bolu Caddesi üzeri Karayolları’na ait ve atıl durumda olan şantiye binasının olduğu alan,

2) İlçemiz Kaygana Mahallesi E-1 bağlantı yolu trafo binasının kuzeyinde kalan Ertan PAMUK’a ait olan yer,

3) İlçemiz Yıldırım Bayezıt Mahallesi Orman İşletme Yolu sağında, Çarşambalıoğlu benzin istasyonu arkasında bulunan Tevfik TÜRESİN’e ait yerin,

Yukarıda belirtilen sıralamaya göre hastane yapılacak yer olarak belirlenmesine, işaret sistemi ile yapılan oylama neticesinde, oy çokluğu ile karar verilmiştir.

– Belediye Meclisimizin bu kararı 16.12.2011 / 2237 tarih sayılı yazıyla İl Sağlık Müdürlüğü ve Mudurnu İlçe Hastanesi Baştabipliğine ulaştırılmıştır.

Belediyemiz hastane yeri ile ilgili olarak üzerine düşen sorumluluğu Belediye Meclisi, Sivil Toplum Kuruluşları ve halkın katılımıyla “ halkçı” bir anlayışla yerine getirerek, 10 adet hastane yapılması düşünülen yer ile ilgili Yüksek Şehir ve Bölge Plancısı hocamızla birlikte rapor hazırlayarak yerine getirmiştir.

Sağlık Bakanlığı projeksiyonunda parası, projesi her şeyi hazır olan hastanenin ilçemize yapılması için daha fazla beklemenin gereği olmadığını düşünüyoruz. Belediyemizin gösterdiği 10 adet yer ortadadır. Konu ile ilgili olarak hazırlanan rapor incelenebilir ve söz konusu raporun istenmesi halinde paylaşılacağını bildiririz.

Kamouyuna saygıyla duyurulur.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu Cumhuriyet İlkokulu İstanbul’da

Mudurnu Cumhuriyet İlkokulu İstanbul’da

Mudurnu Cumhuriyet İlkokulu ve Ortaokulu hafta sonu öğretmen,Öğrenci ve velilerin katılımı ile İstanbul gezisi düzenlendi.

İstanbul’da Miniatürk,Büyük Akvaryum,Ayasofya,Sultanahmet,Boğazda Tekne turu gezileri yapılarak çok güzel bir hafta sonu geçirdiler.

Okul Müdürü Ali OSMAN KURU,  yapılan gezilerle öğrencilerimizin  Ülkemizin güzelliklerini daha yakından görme fırsatı bulduklarının ve ufuklarının açıldığını belirterek  yapılan  be etkinliklerin  öğrencilerimiz, velilerimiz, ve bizler için unutulmaz bir anı olduğunu belirtti.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu’da 3500 kişiye AŞURE Dağıtıldı


 

Mudurnu’da 3500 kişiye AŞURE Dağıtıldı

Mudurnu ilçesinde bir Esnaf Muharrem Ayı ve AŞURE günü dolayısı ile Mudurnu Pazarının kurulduğu Cumartesi günü Atatürk Meydanında 3500 kişiye AŞURE Tatlısı ikram etti.

 

 Mudurnu Meram lokantası tarafından  Mudurnu Atatürk anıtı önünde dağıtılan AŞURE tatlısı vatandaşlar tarafından çok memnuniyetle karşılanarak, Allah bu hayrı yapanlardan razı olsun diye dua ettiler.

 

Firma yetkilisi Ali ÖZSOY Mudurnu Esnaflarına bu bizim yaptığımız çalışma bir örnek olsun istiyoruz, çeşitli gün ve gecelerde bu tip etkinlikler ile insanlar ve Esnafımız kaynaşma içersine girmiş olur dedi.

 

Mudurnu ilçesine, Ankara dan Hafta sonu tatil amaçlı gelen  Turist kafilesi dağıtılan Aşure den tadarak çok tatlı olmuş,  ne güzel bir adet olmuş, yapan arkadaşları tebrik ederiz dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Korayım’ ın Konak Hikâyesine Önsöz;

Korayım’ ın Konak Hikâyesine Önsöz;

            Aşağıdaki yazıya önsöz yazarken insanın kendine ait bir hikâyeyi beyninde, yüreğinde olgunlaştırıp yazıya dökmesinin yazılmış bir hikâyeye önsöz ve açıklama yazmaktan daha kolay olduğunu düşündüm. Aşağıda okuyacağınız yazı yeğenim Koray tarafından kaleme alındı.

           Koray doğa ve gönül mühendisi, ‘şairliğimden utanırım’ diyecek kadar şair ve şiir yorumcusu, yazarlığımdan utanırım diyecek kadar hikâyeci, mutluluğu Avm’lerde arayan günümüz gençliğinin “avamlığında” değil,  mutluluğu sahaflarda arayan kitap dostu, doğa, bitki, börtü, böcek aşığı. Dünyanın herhangi bir yerinde yanan ağaca ağlayan hümanist, Geleneğini, doğasını, geleceğini kaybetmiş günümüz insanların atasından kalan kömürlü ütüyü, iki bakır tabağı mahalleye gelecek hurdacıya vermek için beklediği zamanda, eşimin müzayedede satmayı düşündüğü amcasının “asari antikalarına” sahip çıkıp gelecek kuşaklara bu kültürü, geleneği aktarmayı düşünen “zamane dervişi”İflaholmaya_CAN kadar Fenerli, her hafta sonu amcasının yanına Mudurnu’ya gelemezse kederli, on iki yaşına kadar Mudurnu’da yaşamış insanın memleketi doyduğu yer değil çocukluk kültürünü aldığı yer diyen Mudurnu sevdalısı, Bu yazı her lafın başı “sözde” biz Mudurnuluyuz deyip yetiştiği evini köyünü anasını, babasını, amcasını, teyzesini unutan Allah geçinden versin öbür tarafa intikal ettiğinden, beni “hacet tepesine”götürün diyenlere “Mudurnu hatırası” olsun.

Mehmet Cantürk 15.10.2012

 

 

Koray’ın Konak Hikâyesi

            Şakir Ağa her zamankinden ayrı bugün biraz daha gecikmişti. Fakat gecikmesine rağmen O gelmeden konakta yemek yenmezdi. Gecikmesinin nedenini aile fertleri bilir, bunun için ayrıca saygı duyarlardı.

            Osmanlı devleti artık duraklama devrinden de geçmiş, gerileme dönemine girmişti. Padişah ve uleması geriye giden ekonomiyi düzeltme yolu olarak vergileri arttırmayı öngördülerse de, bu, halkın üzerindeki yükü arttırmaktan başka bir işe yaramamış, en çok da Şakir Ağa gibi ticaretle uğraşan çarşı eşrafını olumsuz etkilemişti. Şakir Ağa kötüye giden ekonominin farkında olduğu için pazarını genişletmeye çalışmış, doğuda Ankara, batıda İstanbul’a kadar ilişkilerini kuvvetlendirmişti. Ne var ki, artık o da vergilerin yükü altında ezilmeye başlamıştı. Yaşı da hayli ilerlediğinden eskisi kadar çalışamıyor, gençliğinde büyük emek vererek yaptırdığı konağa ulaşmayı asıl hedef haline getiriyordu.

O gün yine gün batımına yakın, Nallıhan’dan döndüğünde, her zamanki gibi ikiyüzelli yıllık çınarın yanında atından indi. İki elini beline koyarak geriye doğru esnedi. Her ne kadar ikinci kattaki odasından bu ulu çınara bakmak zevkliyse de, pazardan dönüşünde de bu ulu çınarın yanından konağa bakmak o kadar keyifliydi. Atının ayak sesinden, ağasının geldiğini anlayan kâhyası, hemen çınara doğru koşar, atın eğerinden tutarak alt kattaki ahıra kadar getirirdi. Ağanın gelmesine, atın, suyu ve yemi de hazır olurdu.

            Konağın damı giriş katta, insanların yaşam alanından farklı olmayacak şekilde inşa edilmişti. Birinci kattan atın soluğunu, kişnemesini duyabilirdiniz. Şakir Ağa bunu özellikle istemişti. At bereketti, at ile beraber yaşayanın ömrü uzun olurdu. Bu nedenledir ki, Şakir Ağa atını çok sever, ev halkı de bu yüzden At’a, Şakir Ağaya olduğu kadar iyi bakarlardı.

            Şakir Ağa her zaman ki gibi geriye yaslana yaslana ağır adımlarla konaktan içeri girdi. Ağır adımlarla on basamaklı merdiveni tırmanarak birinci kata çıktı. Çıktığı merdivenin ucu sofaya bağlanır, burada da onu bakır el ve ayak yıkama leğeni, güğüm ve işlemeli havlusuyla gelini karşılardı. Gelinini çok severdi. Şakir Ağanın tek oğlunun sevdiği kadındı o, daha evi yaptırırken hayalini kurduğu gelin odasına açılırdı sofa. Aynı sofada gelininin kendisini beklemesi, O’nu hem gençliğine geri götürür hem de yıllarca uğraşıp didindikten sonra elde ettiklerinin hazzını yaşatırdı.

            Mevsim sonbahardı, Şakir Ağa sofada elini yıkarken bir yandan da konağın arka bahçesine bakardı. Buraya gençliğinde iki tane dut dikmişti. Çünkü ipek ve deri tüccarıydı. Bir tüccarın bahçesinde koza olmazsa olmazdı. Bu dutlar yaptığı işin simgesi gibiydi. Şakir Ağa elini yıkarken bir üşüme geldi.  Gelinine ; ‘ Artık Aşağı inmeli kızım ‘ dedi. Çünkü evin birinci katı ısıyı muhafaza etmek ve daha çok faydalanmak için alçak yapılmıştı. Bu katın pencereleri daha küçük, sadece sofadan arka bahçeye bakan camlar büyüktü. Bu da güneşten daha çok faydalanmak içindi.

            Şakir Ağa yemekte ev halkının bir arada olmasına özen gösterir, sofra da da her zaman bir tabak fazla görmek isterdi. Böyle olmadığı zamanlarda hanımına çıkışır, ’belki dışarıdan aç biri gelir derdi. Şakir Ağa kalkmadan sofradan kimse kalkmazdı. Sofrada da pek konuşulmaz, günlük yaşamda başa gelen işler, olaylar, ikinci katta ki sofada dile dökülürdü. İkinci kata onbir basamak merdivenle çıkılırdı. Burası birinci kata göre daha yüksek tavanla yapılmış, Şakir Ağanın en sevdiği sofanın bulunduğu kattı. Şakir Ağa akşam kahvesini muhakkak bu sofada içer, konağın giriş tarafına bakan sofadan, elinde gaz lambalarıyla camiye giden insanları seyrederdi. Ev halkı pek konuşmaz, Şakir Ağanın kendilerine soru sormasını beklerlerdi. Şakir Ağa ilk önce hanımına hal hatır, sonra da oğluna işlerinin nasıl gittiğini sorardı. Şakir Ağa iyi gitmediğini bilse de oğluna çok yüklenmez, acele laflarla geçiştirip torunlarını severdi.

            Şakir Ağa bu konağı yaptırırken çok düşünmüştü, ustayla dost olmuştu. Usta ne istedi ise hemen bulup getirtmişti. Hep dediği bir şey vardı ; ‘ Geç olsun da güç olmasın’. Konağın tek parça kirişlerden olması bu sabrın ürünüydü. Konağın arka yüzüne bakan yirmi metrelik çam kirişi, Eskişehir’in Mihalıççık ormanından getirtmişti. Ülkenin en iyi sarıçamları orada yetişirdi çünkü. Ne zaman inşaatın hızlı gittiğini gözlese; ‘ağır olun, acele etmeyin’ derdi. Odaların içinde ki dolap gözleri bu yüzden bu kadar güzeldi. Şakir Ağanın ustası, usta adamdı, Şakir Ağa kadar ileriyi görürdü. Bunun için ayrı bir kız odası da düşünmüş, lakin Şakir Ağanın kız çocuğu olmamıştı. Bu oda ikinci katta, girişteki sokağa bakan sofanın yanında ki odaydı. Pencereleri büyük, dolapları genişçeydi. Odada, bir ocak, genişçe de bir sedir vardı. Odanın pencereleri sokağa bakardı. Ağanın kızı bu pencerelerden bakıp, evleneceği erkeği seçecekti. Fakat olmadı, Allah Ağaya kız evlat nasip etmemişti ama şimdi bir kız torunu vardı. Bu oda artık O’na aitti. Pencere üstlerine işlemeli pervazlar koydurtmuştu. Buralara da hanımının ördüğü en güzel perdeleri çektirdi.

            Şakir Ağanın uyuması yatsıyı bulmazdı. Yani ev halkının bildiği buydu. Şakir Ağa konağı yaptırırken kendi odasının, illa çınara karşı bakmasını istedi. Çınar uluydu, çınar uzun ömürlüydü. Ona bakarken hep kendi ağalığını düşünürdü.  Ölümü düşünürdü sonra, ‘benden ikiyüzelli yıl yaşlısın, beşyüz yıl daha yaşlı olursun’ derdi, çınara… Ağalığın çarşıda pazarda değil, böyle bir yerde böyle bir çınara karşı ev yapabilme özgürlüğünde saklı olduğunu düşünürdü hep.

            Bu yüzden ustaya özel bir şey yapmamasını, odanın yönünün zaten onu özel kılacağını söylediyse de, usta ağayı dinlememiş, bir de işleme ustası getirmişti. Konağın yapımı en uzun süren odası burası olmuştu. Ahşapla dokunan her alan çok özel olmalıydı. Giysi dolabından gusülhanenin kapağına, süs gözlerinden tavan işlemelerine kadar her şey ağaya layık olmalıydı.

            Ağa odasından içeri her girdiğinde, ustanın inşaat sürecinde kendini bu odaya sokmamasını tebessümle hatırlardı. İçinden ‘Allah rahmet eylesin ‘ derdi. Ustanın ölümünü çok sonra duysa da, ölümünden kendini de sorumlu tutar, engel olabilirdim diye kendi kalbini ezerdi. Usta Ermeniydi, çok sonraları duymuştu hak etmediği bir muamele gördüğünü…

            Şakir Ağa hava güneşli ise bahçede dokuma tezgâhının yanında kahvaltı etmeyi çok severdi. Burada, Hanım Ağanın gençliğinde yün eğirmesini hatırlar, hanımına bugünlere gelmesinde payı olduğu için de minnet duyardı.

            O sabah yine hava güneşliydi. Yarısı sararmış çınar yaprakları güneşi daha da sarı yapmıştı gözünde. Kahvaltı arka bahçeye kurulacaktı. Ağa elini yüzünü yıkadı. Sargısını sarıp şapkasını giydikten sonra merdivenlerden aşağı inecekti ki, gözüne merdiven başında ki mahyada bulunan tarih ilişti. Binsekizyüzkırk yazıyordu. ‘Hey gidi’ dedi, adetti, inşaat bitince merdiven başına tarih atılırdı.

            Ustanın ;’ Çok güzel bir konağın oldu Ağam’ dediğini hatırladı. Ağa da ‘ hayır bu konak benim değil, kadir kıymet bilenlerin “yüz yetmiş yıl sonrasının da ‘ demişti.

            Sonra Mehmet Cantürk’ü bir el uykusundan uyardı. Fatma Hanım arka bahçede kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. 15.10.2012

   Koray Cantürk     

www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Cumhuriyet Okulundan Kültür Turları

 

            Cumhuriyet İlköğretim Okulu, öğrencilerini ve velilerini Nevşehir-Ürgüp-Göreme-Kapadokya-Kırşehir gezisine götürerek ülkemizin coğrafi güzelliklerini tanıtmaya devam ediyor. Geziye katılan idareci, öğretmen, öğrenci ve veliler yukarıda yazılı tarihi ve turistik yerleri gezerek güzel bir hafta sonu geçirdiler.

Okul müdürü Ali Osman KURU Cumhuriyet İlköğretim Okulu olarak eğitim-öğretimin yanı sıra sosyal ve kültürel etkinliklerde de mümkün olduğunca gayretli çalışmalar yaparak öğrencilerimizin okulun yalnızca ders ve sınavdan ibaret olmadığı, eğlenceli ve dinlendirici yanlarını da görüp yaşamalarını istiyoruz dedi. Bu kapsamda yapılan gezi amacına ulaşmış olup gerek öğrencilerimiz ve velilerimiz gerek se öğretmenlerimiz güzel bir hafta sonu geçirdiler dedi.

CUMHURİYET İLKÖĞRETİM OKULU

ÜRGÜP – GÖREME GEZİSİNDE GÖRÜLEN YERLER 

1.      IHLARA VADİSİ (Aksaray’da gezilen büyükçe vadi)

2.      DERİNKUYU YERALTI ŞEHRİ (Yeraltına uzunca iniş)

3.      DERBENT VADİSİ (İnsanı andıran peri bacalarının görülmesi)

4.      ZELVE (Eski yaşam alanlarında ve mağaralar çevresinde uzunca yürüyüş)

5.      PAŞABAĞLAR (Bağların görülmesi ve deve turları)

6.      GÖREME (Öğle yemeği)

7.      AVANOS (Çömlek yapımı, hediyelik eşya alımı)

8.      ÇAVUŞİN (Evi andıran ve bazılarında yaşanılan mağaralar)

9.      ÜRGÜP ( Ürgüp ilçe merkezinin gezilmesi ve konaklama yeri )

10.   ÜRGÜP ASMALI KONAK (Asmalı Konak dizisinin çekim alanlarının gezilmesi)

11.   ORTAHİSAR (Kale gezisi, çay içimi)

12.   UÇHİSAR KALESİ(Kale gezisi, bayrak altında fotoğraf çekimi, yöresel yemiş alımı)

13.   GÖREME (Panorama seyir yeri)

14.   HACIBEKTAŞ ÇİLEHANE ( Delikli taş içinden geçme, önemli Türk büyüklerinin görülmesi)

15.   HACI BEKTAŞ VELİ KÜLLİYESİ

16.   KIRŞEHİR AHİ EVRAN TÜRBESİ

17.   KIRŞEHİR CACABEY MEDRESESİ 

www.mudurnuhaber.com

BEYPİLİÇ ÜRETİCİLERİYLE MUDURNU’DA BULUŞTU

Beyaz Et Sektörümüzün Lider Entegre firmalarından Beypiliç Mudurnu yöresinde çalışmalarını sürdüren üreticileri ile biraraya gelerek bilgilendirdi.

Beypiliç Mudurnu buşuması www.mudurnuhaber.com

 Mudurnu Belediye Düğün Salonunda üreticilerin katıldığı toplantıya Beypiliç Genel Müdür Yardımcısı İskender Turhan başkanlık yaptı.Mudurnu bölgesi yetiştirici seminerinde Beypiliç Genel Müdür Yardımcısı İskender Turhan bir konuşma yaptı.

Turhan,Mudurnu’ya gelerek sizlerin dertlerini, sorunlarını dinlemek ve çözüm yolları bulmak için buraya geldik. 24 yıldır Bolu bölgesindeyim. İlk veterinerliğime burada başladım, çoğu üreticilerimizi tanırım. Bu nedenle sorunları çözmek için konuşmak en güzel yoldur. Çözülmeyecek bir problem yoktur” dedi.

Beypiliç Mudurnu Üreticileri ile Buluştu. www.mudurnuhaber.com

 Veteriner Hekim Hamdi İlbey’’nin “Piliçlerde İlk Hafta Bakım İdaresi ” konusunda verdiği bilgi sonunda üreticiler bu konu ile ilgili olarak sorular yönelterek bilgi sahibi oldular.

Beypiliç  Canlı Üretim Müdürü  Nihat Altunel ise “Kanatlı Kümeslerinde Biyogüvenlik” konusunda üreticileri geniş bir şekilde aydınlattı.Soru cevap bölümünün ardından bilgilendirme toplantısı sona erdi.

Beypiliç Mudurnu www.mudurnuhaber.com

Mudurnu’dan ayrılırken görüşlerini açıklayan Beypiliç Genel Müdür Yardımcısı İskender Turhan”Bizim başımızın tacı emektar,cefakar,vefakar üreticilerimizle her yıl olduğu gibi bu yıl da  buluştuk ve dertleştik.” Abi Kardeş ortamında bir program oldu dedi.

 www.mudurnuhaber.com

Mudurnu “Ölü şehir”

Mudurnu Kaymakamı Ayhan Abatay,  doğal ve tarihi zenginlikleri ile Osmanlı mimarisinden örnekleri barındıran Mudurnu’nun muhteşem bir ilçe olduğunu belirtti.

Mudurnu Ölü Şehir www.mudurnuhaber.com

Turizm konusunda ilçede uzun vadeli projeler oluşturulması gerektiğini ifade eden Abatay, “Bir turist hafta sonu Mudurnu’ya ‘ölü şehir’ dedi. Esnaf dükkan açmıyor, gelenlere yol gösteren yok, konaklardan kimsenin haberi yok. Cumartesi ve pazar olayına belli kararlar alıp uygulamak gerekiyor. Yeni projeler üretilmeli, kısa değil uzun vadeli düşünmeli. 10-20 yıl sonra ne olacak, göz önüne alınmalıdır” dedi.
Toplantıya vatandaşların ilgi göstermediğini vurgulayan Abatay, “Biz geçiciyiz, burası size kalacak. Katılımı artırmamız lazım. Birbirimizi eleştiriyoruz. Hastane olayında hastane yerine kararı veremedik, ilçe ikiye bölünmüş. Yeni hastane için gelen o parada geri gidecek. Para var, proje var, hastane yeri yok” diye konuştu.

Toplantıya Kent Konseyi Başkanı Mehmet Cantürk, konsey üyeleri, daire amirleri, muhtarlar, siyasi parti temsilcileri ve dernek başkanları katıldı.

Kaynak: Bolu Detay Gazetesi www.boludetay.com