BAHAR ALERJİSİ GÖZÜNÜZÜ VURMASIN!

BAHAR ALERJİSİ GÖZÜNÜZÜ VURMASIN!

Baharın kendini hissettirmeye başladığı bugünlerde alerjik hastalıklar kâbusunuz olmasın. İlkbaharda uçuşmaya başlayan polenlerin ve çiçek tozlarının alerjik göz nezlesini tetikleyebileceğini söyleyen Dünyagöz Sakarya’dan Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  “Gözde kızarıklık, çapaklanma, yanma, batma, kaşıntı ve sulanma gibi şikayetler alerjik göz nezlesinin habercisi olabilir” dedi. Alerjen maddenin tespit edilmesinin ve göz nezlesine yönelik önlem alınmasının önemine dikkat çeken Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  , alerjik göz nezlesinin erken teşhis edilmediğinde görme kaybına kadar uzanan ciddi sorunları ortaya çıkarabileceğinin altını çiziyor.

 

Bahar mevsiminde havada uçuşan polen ve tozlarla birlikte alerjik hastalıklar da artış gösteriyor. Bahar alerjisinin göz sağlığını yakından etkilediğine dikkat çeken Dünyagöz Sakarya’dan Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  “Sulanma, kızarıklık, kaşıntı, ışık ve güneşe karşı aşırı hassasiyet  gibi belirtilerle ortaya çıkan alerjik göz nezlesi, geç teşhis edildiğinde; göz kapaklarında düşme ve kısılmaya, korneada hasara ve kalıcı göz bozukluklarına neden olabiliyor. Bu nedenle alerjik göz nezlesinde alerjinin kendi kendine geçmesi beklenmemeli, mutlaka alerjen madde tespit edilmeli ve uzman bir göz hekimine başvurarak korunma ve tedavi konusunda destek alınmalıdır” diyor.

Şapkasız ve gözlüksüz çıkmayın!

 

Alerjik göz nezlesini büyük oranda rüzgâr ile birlikte uçuşan polen ve tozların tetiklediğini söyleyen Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  “Alerjik göz nezlesi genellikle atipik bünyeli diye adlandırdığımız çocuklarda çocukluk yaşlarında ortaya çıkıp yıllarca aynı mevsimlerde kendini gösterebiliyor. Her sene yinelenen bu alerjilerde korunma ve tedaviye yönelik yapılması gereken en önemli şey alerjen madde tespit edilebiliyorsa mümkün olduğu sürece ondan kaçınmaktır” diyor. Göz sağlığını alerjilerin getireceği risklerden korumak adına önerilerde bulunan Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  “Tozlu ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı, açık havaya çıkıldığında şapka ve gözlük kullanımı tercih edilmeli, özellikle alerjinin alevlendiği dönemlerde havalandırma yerine filtreli olduğu için klima kullanılmalı” diyor. Ev tekstilinde ve özellikle yatak odasında toz çekmeyen kumaşlardan yapılmış, sık yıkamaya müsait yatak örtüleri ve nevresimler kullanmayı öneren Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  “Evinizi de mutlaka günde bir kez süpürün ve toz alırken mutlaka ıslak bez kullanın. Tabi bunun yanı sıra ellerinizi ve yüzünüzü sık sık bol su ile yıkamayı da ihmal etmeyin” diyor.

Gözünüzü eliniz ile buluşturmayın!

 

Alerjinin en rahatsız eden ve göze zarar veren yanının gözde meydana getirdiği kaşınma hissi olduğunu vurgulayan Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar  “Göze el temasından mümkün olduğunca uzak durmak göz sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü gözü kaşımak ve ovuşturmak, gözün ön kısmında bulunan ve saydam tabakası olan korneanın yapısında bozulmalara sebep olabileceği gibi ciddi görme kayıplarına neden olabilecek “keratokonus” hastalığına da zemin hazırlayabilir” diyor. Gözdeki her kızarma, sulanma ve çapaklanmanın sadece alerjik temelli olmayabileceğini söyleyen Doç.Dr.Yıldırım Bayezıt Şakalar   viral ya da bakteriyel sebeplerle ortaya çıkan göz nezlesinin bulaşıcı olduğunun unutulmaması gerektiğinin de altını çiziyor.

www.mudurnuhaber.com

fetihh

Erken Doğumla Birlikte Gelen Körlük Tehlikesi!

Erken Doğumla Birlikte Gelen Körlük   Tehlikesi!

Düzensiz beslenme ve stres gibi çevresel faktörler nedeniyle son yıllarda artış gösteren

erken doğum vakaları, bebekler için ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor.

Özellikle erken doğan bebeklerin gözlerinde kalıcı hasar bırakan prematüre retinopati

(ROP) hastalığına dikkat çeken Dünyagöz Sakarya’dan Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar “

Erken doğan bir bebekte aileleri en çok telaşlandıran nokta bebeklerinin kalp ve beyin gibi

organlarının sağlığıdır. Oysa erken doğan, düşük tartılı bebeklerde dikkat edilmesi gereken

hastalıkların başında ciddi ve kalıcı görme kaybına neden olan prematüre retinopati de

gelmektedir” diyor.

 

 

Dünya göz

 

 

Genellikle çevresel faktörlere bağlı olarak gelişen erken doğum vakalarının 2015’te yüzde 8

oranında artış gösterdiğini belirten uzmanlar, erken doğumun beraberinde getirdiği risklere

karşı aileleri uyarıyor. Özellikle erken doğan, düşük tartılı bebeklerde sıkça karşılaşılan

prematüre retinopati hastalığının göz sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu belirten

Dünyagöz Sakarya’dan Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar “Erken doğan bebeklerde göz

damarlarının gelişmemesinden kaynaklanan prematüre retinopati, bebeklerde kalıcı görme

kayıplarına ve körlüğe neden olabilen bir hastalıktır. Çok hızlı ilerleyen bu hastalıkta erken

teşhis, tedavinin başarısı açısından çok önemlidir” diyor.

Dünya Göz

Kuvözdeki yoğun oksijen göz damarlarını etkiliyor!

Bebeklerin doğana kadar göz damarlarının geliştiğini söyleyen Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt

Şakalar “Erken doğan bebeklerde bu gelişme tamamlanamadığı için doğduktan sonrada

devam eder. Ancak prematüre bebekleri yaşatmak için verilen yüksek konsantrasyonlardaki

oksijen, gözdeki bu damarların anormal bir şekilde gelişmesine neden olur” diyor. Bebeklerin

göz damarlarında meydana gelen bu oluşumların prematüre retinopatiye zemin hazırladığına

dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar “Ciddi göz problemlerini de beraberinde

getiren bu yeni damar oluşumları, özellikle retina bölgesinde neden olduğu bozulmalar ve

göz içi kanamaları nedeniyle bebekte körlük gelişmesine sebep olabilir” diyor. Bilhassa 1500

gramın altında doğan bebeklerde prematüre retinopati riskinin çok daha yüksek olduğunu

belirten Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar “ Bunun nedeni ise bin 500 gramın altındaki

bebeklerde daha yoğun oksijen takviyesi ve daha uzun kuvözde kalma gerekliliğidir” diyor.

Çocuk doktorları ile oftalmologların birlikte çalışması önemli

32. haftadan önce doğmuş tüm bebeklere mutlaka ROP muayenesi yapılması gerektiğini

vurgulayan Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar “Erken doğan bebeklerde rastlanan akciğer

sorunları, kalp-damar rahatsızlıkları, ağır enfeksiyonlar ve beyinde yaşanabilecek problemler

de ROP riskini artırmaktadır. Bu nedenle erken doğan bebeklerde ROP’un erken tanısı ve

tedavisinin uzmanlaşmış çocuk doktorları ve oftalmologlar tarafından yapılarak, ailenin doğru

yönlendirilmesi son derece önemlidir” diyor.

 

Tedavide başarıyı hastalığın evresi belirliyor!

Hastalığın hafiften ağıra doğru 5 farklı evresinin bulunduğunu belirten Doç. Dr. Yıldırım

Beyazıt Şakalar tedavide başarıyı etkileyen en önemli faktörün teşhis ve tedaviye başlandığı

evre olduğunun altını çiziyor. Hastalığın ilk iki evresinde takibin yeterli olduğunu söyleyen

Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar “Üçüncü evreden itibaren gerekli enjeksiyon ve lazer

tedavisine başlanması gerekiyor. Çünkü bu hastalık tedaviye en iyi sonucu üçüncü evrede

veriyor. Ancak bu başarı oranı dördüncü ve beşinci evrelerde maalesef düşüş gösteriyor”

diyor. Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Şakalar sadece ROP açısından değil, tüm yeni doğan

bebeklerin 6. ayda göz muayenesinin yapılmasının şaşılık, göz tansiyonu ve göz tembelliği gibi

birçok göz hastalığının teşhis ve tedavisinde büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.

www.mudurnuhaber.com