İTFAİYE KAZA YAPTI

İTFAİYE KAZA YAPTI

Mudurnu Belediyesine ait   14 DK 237 Plakalı  İtfaiye aracı Mudurnu Tavukçuluk önündeki araçlara çarptı.

Mudurnu Tavukçuluk önünde bölünmüş yolda meydana gelen kaza akıllara  çeşitli soruları beraberinde getirdi.  Sürekli olarak burada meydana gelen kazalarda şu ana kadar  maddi hasar harici  bir vakaa yaşanmaması sevindirirken, daha kötü olayların yaşanmaması için yetkililerin burası ile ilgili tedbir alması gerektiği dile getirildi.

Kaza nedeni ile  Mudurnu-Bolu yolu bir süre ulaşıma kapalı kaldı, araç kuyruğu yaşandı.

www.mudurnuhaber.com

 

Yanlışa yanlış Doğruya doğru demeli

Yanlışa yanlış Doğruya doğru demeli

Mudurnu ilçesi Tarihi güzellikleri ile  dışarıdan gelen Turistlerin dikkatini çeken Bolu nun şirin bir ilçesi, ilçe  merkezi Sit alanı içerisine alınmış ve bir çok Ev,Konak  koruma kurulu tarafından tescillenmiş, bunlardan bazıları ise 1. derece ile tescil yapılmış.

 

Mudurnu şehir merkezinde çarpık  yapılaşmaya izin verilmemesine rağmen, zaman zaman  vatandaşlar tarafından yapılan  yapılar  Tarihi yapının görselliğini ve değerini düşürdüğü ve çevreye zarar verdiği gerekçesi ile yıkılmış.

 

Geçtiğimiz yıllarda  Tarihi Yıldırım Beyazıt Camii yanı ve 1. Derece korumada olan Armutçular Konağı önündeki eskiden Musalla taşının olduğu ve kullanıldığı alan boş kaldığından dolayı  Kullanılmayan ve Mudurnu nun bir değeri olan  Eski İtfaiye araçları konulmuş ufak bir Açık hava müzesi konumuna getirilmişti.

YAPILAN YANLIŞTIR

Son günlerde Tarihi Yıldırım Beyazıt Camii yanında bulunan bu araçların üzerleri arkasında ve yanında bulunan  Tarihi değerlerin değerlerini düşürecek ve Mudurnu Turizmine katkı değil , zarar verecek şekilde  kapatılması  vatandaşın kafasında soru işareti bıraktı. Vatandaşlar bizlere Tarihi Sit alanı çivi bile çakamazsınız denilen yere  yapılan bu çalışmada neyin nesidir diye soruyor. Yapılanın  yanlış olduğu vatandaşlar arasında yüksek sesle dile getirilmesine rağmen   yetkililerden konu hakkında herhangi bir açıklama yapılmıyor.

www.mudurnuhaber.com

 

 

Mudurnu nun Genel sorunları

Kent Konseyi Başkanı Mehmet Cantürk’ün 2 Mart 2013 tarihinde yapılan Mudurnu’nun sorunları ve çözüm önerileri toplantısında yaptığı açılış konuşması.

Merhaba Arkadaşlar; Çağrımıza ses verip geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Yedi senedir konuşuyorum, bu gün fazla konuşmaya niyetim yok…

Daha çok davetli arkadaşların görüşlerine yer verelim isterim. Ancak burada bir ricam var. Mudurnu sorun ve sıkıntılarını konuşan her arkadaş dile getirdiği konu hakkında kendisinin de kapsama alanına alacak çözüm önerisini de söylesin. Bu benim açımdan işim olmasa olmazı. Sonra kimse ben söylemiştim olmuyor demesin.

Kendine dönüp sorunu söylediğim eleştirdiğim konuda ne yaptım diye de sorsun çözümünün parçası olsun. Söylediğim gibi en azından ben buradayken yedi senedir konuşuyoruz. Toplantıda konuştuğumuz konuların hiç birini biz bunları konuştuk ve yaptık diyemedik. Harcanan emeklere,zamana yazık değimli.

Arkadaşlar elimizde çok kaynağımız var ve yapılacak çok işimiz var Mudurnu’nun dedikodu siyasetine değil birleştirici siyasete ihtiyacı var… Maalesef kendimizle yüzleşmemiz gereken çok konu var öncelikle bunu yapmalıyız.

Küçük çıkar hesapları uğruna ikiyüzlü, eyyamcı davranmak herkese şirin görünmeye çalışmak en büyük hastalığımız olmuş. Geriye dönüp şöyle bir bakalım halk arasında en çok sevilenler herkese hoş görünmeye çalışanlar! Neden acaba iş yapanlar değil de ortamı idare etmeye çalışanlar seviliyor. Burada kendimizi de sorgulamamız lazım.

Burada şunu da söyleyim kimse Mudurnu’yu kastederek bizden bi şey olmaz demesin, böyle bir şeyi söylemeden önce kendine dönüp aynaya bakarak “benden bir şey olurmu diye sorsun”.Toptancı şekilde dedikodudan fitne fesattan şikâyet edenler öncelikle kendilerine dönüp baksınlar hastalığında, tedavisin inde kendilerinde olduğunu görecekleridir Arkadaşlar siyaset tabiî ki yapalım ama birbirimize kin tutmadan, çamur atmadan öncelikle sağduyu ile düşünelim. Kendi kafamızın içinde olanlarla başkalarını yargılayıp niyet okumayalım.

Önceliğimiz her zaman ekmeğini yediğimiz, suyunu içtiğimiz Mudurnu olsun. Mudurnu’nun geleceği için diyalog kuralım, uzlaşma sağlayalım. Doğrusuyla yanlışıyla memleket bu günlere geldi artık zaman eski zaman değil..dedelerimiz dumanla haberleşiyor,belediye meclisi çok değil on beş sene öncesine kadar yılda bir toplanıyordu.Şimdi ise bir bilgi iyi yada kötü anında bırakan ülkeyi dünyaya yayılıyor.

Atacağımız her adımı vereceğimiz her kararı buna göre vermeliyiz. Örnek olarak soruyorum Mudurnu’nun geleceğini planlamak için il genel meclisi, belediye başkanı, belediye meclis üyeleri toplanıp konuşmuşlar mıdır? Toplantılardan çıkan sonucu milletvekilleri ile paylaşıp hatta vekilleri halkla buluşturup yatırım ve çözüm önerilerini sunmuşlar mıdır? Devletin en hantal zamanda bile 3 yıllık 5 yıllık kalkınma planları olurdu.

Bu gün planlamaları seçilmiş temsilcilerimizden değil de kimden öğreneceğiz. Yedi yılda neredeyse on kaymakam değişti bu kimin başarısı yâda başarısızlığı? Ancak bunun bir faydası oldu Mudurnu da eskiden kaymakamlık yapmış olan emniyet gelen md. yeğeni vekil kaymakam olarak geldi. Mudurnu Saffet amcanın da etkisiyle Mudurnu yeni bir Emniyet binası kazanmış oldu. Arkadaşlar birilerinin başarısızlığı Mudurnu’nun kaybı olmasın. Yerel yönetim anlamında da birçok eleştirim var…

Mudurnu on beş yıl önce sit alanı ilan edildi bir mimar istihdam edemedik… Gelen mimarda üç ay dayanabildi neden acaba.Bir şehir plancımız yok..yerel yönetim olarak bilmiyorum ama avukatlara vereceğimiz paraları mimar ve şehir plancıya versek ekten,kökten,teneke çatılardan bir an evvel kurtulmuş oluruz.Yine el sanatlarımız,arasta çarşımızda ki üretimler zaman bağlı yok olmaktadır. Yıllardır konuşuyoruz trafikten tanıtıma birçok sorunumuz var halledemedik ne yazık ki bunu çözecek ortak aklı ve birlikteliği oluşturamıyoruz.

Örnek olarak oya bizim oyamızı Nallıhan aldı diye hopluyoruz artık bu işler yapanın, kapanın, patentini alanın elinde kalıyor. Bu güne kadar destek olarak proje geliştirerek kaç ürünün patentini aldık acaba? Oya işi ile önerim meydanda Belediyenin küçük ev diye bir evi var burada şu anda ekmek satılıyor ”bana göre belediyenin ekmek satma devri ikinci dünya savaşı döneminde kaldı ”MEM ve Halk Eğitim Müd. Konuşalım iş kur bağlantılı oya kursu açılsın bayanlarımız sıra ile durarak burada yaptıkları oyaları satsınlar.

Yani küçük eve Mudurnu Halk ekmek satışı yerine Mudurnu Oya Evi yazmak daha çok yakışır diye düşünüyorum. Bunun gibi pratikte otak akılla ve iletişimle çözebileceğimiz birçok konuyu birbirimizle dostça kucaklaşamadığımız için sorunları çözemiyoruz. Bunun bedelini yaşadığımız çağda sadece bizler değil gelecekte tamir edilemeyecek hasarlar bırakıyoruz.

Arkadaşlar dünya aynı hızda dönse de çağımızdaki endüstrileşme, sanayi, iletişim, nüfus artışı, buna bağlı istihdam ihtiyacı, sağlık, eğitim, çevre, vb. sorunlara zaman kaybetmeden ittifakla karar verirsek çağı yakalayabiliriz. Zamanında yapacağımız hamleleri yapamasak ben onu sevmiyorum, onun döneminde bu hizmet olursa bu bizim için iyi olmaz diye kısır çekişmelere girersek bunu düşünenler sorumluluk makamlarına geldiklerinde tren çoktan kaçmış olur.

Burada halkımızda söyleyeceklerim var yukarıda saydığım nedenler sorunlarımızı ortaya koyup çözüm için kamuya, yerel yönetime, seçtiğimiz siyasilere biz oy verdik onlar takip etsinler demek “torunumuza meyvesini yesin diye fidan dikip”o fidana su vermemeye benzer. Arkadaşlar bana göre kısır çekişmeli günlere gelişimizde geçmişten bu güne yerelde ve genelde iş başında olan yöneticiler maalesef alınan kararları basın aracılığıyla halka duyuramamış bu durum halk arasında fısıltıdan başlayarak gerçekmiş gibi işin içinde olanlarda inanamaya başlıyor yâda bir konunun gerçek durumunu anlatmak o işi yapmaktan daha zor hale geliyor.

Görüldüğü gibi yine iletişimi kaçırmışız eskinin ahilik felsefesini, şehir lokalinde iş yapılan herkesin her şeyden haberi olduğu günleri kaybettiğimiz gibi. Arkadaşlar Mudurnu tarımdan, küçük ve büyük baş hayvancılığa, ormancılığa, kültür, tarihten, doğaya, sağlık ve inanç turizmine yönelik birçok potansiyele sahip. Coğrafi sınırlarımızda doğal güzelliği ile marka olmuş göllerimiz Abant vb. gibi bölgesel avantajları da kullanamıyoruz.

Bu günlerde birlikte hareket edip sorunların çözüm ortağı ve takipçisi olmasak hızlı tren geçince, istasyon, orman işletme müdürlüğü alanı odun deposu olduktan sonra turizm alanı ilan edecek hastalarımızı kaybedince cenazede hocaya hakkımızı helal ettik mi diyeceğiz, Diyalize girmek için haftada iki gün yüz km. yol gitmek zorunda kalan vatandaşlarımıza kusura bakma hastane yeri bulamadık deme utancını mı yaşayacağız.

 Çözüm önerilerim; Bu güne kadar defalarca toplantı yapıp sorunları tartıştık çözüm önerileri dile getirdik. Kısaca bir on sene daha sorunları tartışsak yine çözüm bulamayız. Benim bu toplantılardan edindiğim tecrübe kamu, yerel ve genel idare ittifakla hareket etmeden yapılacak işin sorumluluğunu almadan ekonomik bedelini üstlenmeden sadece sivil toplumdan çözüm beklemek çözümsüzlüğü getiriyor.

Sivil toplumda inisiyatif alan kurumların gönüllüsü ve destekçisi olması lazım. Arkadaşlar birçok sorunumuz şimdiden planlanması gereken çok işimiz var ancak bu toplantıyı sorun tespit etme ve konuşma değil kucaklaşmaya ve birlikte iş yapabilmenin yollarını bulmaya ayıralım. Buradan ittifakla çıkacak kararları birlik ve beraberliğimizi perçinlemek için basın yolu ile bunu deklare edelim. Bundan sonra her sorunun ortaklaşa takipçisi olalım. Arkadaşlar konuşmamı Mahatma Gandhi dünyanın yedi hatası diye başlayan sözü ile kapatmak istiyorum.

Emeksiz servet

Vicdansız zevk

Kişiliksiz bilgi

Ahlaksız ticaret

İnsaniyetsiz bilim

Feragatsiz ibadet

İlkesiz siyasettir

Mehmet Cantürk 2.3.2013

www.mudurnuhaber.com

 

Gelin Manileri (1)

Gelin Manileri (1)
 
 
saçları lüle gelin
benziyor güle gelin
yardan ayrı kalınca
her günü çile gelin…

ay gelin çilli gelin
incecik belli gelin
sende kara sevda var 
gözünden belli gelin…

elinde testi gelin
gönlümün dostu gelin
el ele göz gözeyken
nedense küstü gelin…

dağları aşma gelin
peşime düşme gelin
gönül kapımdan geçip
derdimi deşme gelin…

eli kınalı gelin
beli aynalı gelin
mecnun oldum gezerim
sana yanalı gelin…

gözleri ela gelin
düşme sen dile gelin
ay battı şafak attı
gelmedin hala gelin…

gergef işleyen gelin
yari düşleyen gelin
şu garip yüreğime
sevda düşüren gelin…

pınara geldi gelin
el ettim güldü gelin
yari beklediğimi
nasıl da bildi gelin…

hasretlik çeker gelin
gözyaşı döker gelin
yari gurbete gitmiş
yollara bakar gelin…

bahçeye çıktı gelin
seslendim baktı gelin
koparıp gonca gülü
göğsüme taktı gelin

bir bakış baktı gelin
yüreğim yaktı gelin
gözleri pınar olup
içime aktı gelin…

bağıma geldi gelin
gül verdim aldı gelin
meramı gül değilmiş
benimle kaldı gelin…

yoluma durdu gelin
yarini sordu gelin
‘yarin gitti’ deyince
kendini vurdu gelin…

ay gelin çengi gelin
gönlümün dengi gelin
aşkınla küle döndü
yüzümün rengi gelin…

 

dağlarda gezen gelin
zülfünü çözen gelin
bir hayırsız yüzünden
gönlünü üzen gelin…ay gelin,akça gelin
elleri pakça gelin
zalım anan duymadan
gel bize sıkça gelin..

 
baharda dalmış gelin
dallarda gülmüş gelin
yar yolunu beklerken
uykuya dalmış gelin…
 
sevdaya düştü gelin
dağları aştı gelin
ne karaymış yazısı
kötüye düştü gelin…
gönlümü çalan gelin
sevdaya salan gelin
üstüne yar sevmişim
vallahi yalan gelin…

badeleri iç gelin
gerdanını aç gelin
bağımdaki gülümsün
kokuları saç gelin…

 
al fistanı dar gelin
sende gönlüm var gelin
başkaları inan ki
olmaz bana yar gelin…
zilleri takan gelin
oyuna kalkan gelin
cilvesiyle nazıyla
yüreğim yakan gelin…

dağımda ki kar gelin
bağımda ki nar gelin
yarini eller almış
senin işin zor gelin…

al şalvarı bol gelin
sen de mutlu ol gelin
benden başka seversen
sararıp da sol gelin…

 
bağları bozdu gelin
göz ettim sezdi gelin
liraları takınca
düğmeyi çözdü gelin…bana göz eder gelin
kışımı yaz eder gelin
durma kapım önünde
eller söz eder gelin…

yarine gülen gelin
çeşmeye gelen gelin
kabına su yerine

sevdalar koyan gelin…
 
gönül yari bulunca
‘samanlık seyran’ olur
bir de yarsız kalınca
saraylar viran olur…
 
Abdullah ATAY MUDURNU HABER

 www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu da ne yapılmak isteniyor ?

Mudurnu ilçemizde siyasi çekişmelerden dolayı o kadar olması gereken işlerin olmadığını insanımız tüm sohbet fırsatlarında duymaktadır.

mudurnunereye11

MUDURNU GELECEĞİ İÇİN SİYASET BIRAKILMALI

Şucu imiş, bucu imiş tartışmalarının gölgesinde kalan Mudurnu ilçemizde  tabiri caiz ise, didişmekten  ilçeye hizmet etmeye vaktin olmadığını ifade eden yaşayanlarımız, artık bu kısır çekişmelerin yerini ilçeye hizmet etmenin alması gerektiğini savunuyorlar.

Mudurnu ilçesinde  yönetime gelmeden söz veren ve afişler, el ilanları dağıtanlar, yönetime geldiklerinde yine siyaseti bırakamadıkları için Mudurnu ilçesinin kaderi ile oynamaktadırlar.

KAPLICA VE HASTANE ÜZERİNDEN SİYASET YAPILMAMA LI !

Mudurnu ilçesinin yıllardır kanayan yarası haline gelmiş ve kangren olmuş Babas kaplıcası ve son yıllarda yer bulunamamasından dolayı bir türlü temeli atılamayan Mudurnu Hastane binası üzerinden  yapılan siyasetten Mudurnu halkı olarak tedirginlik yaşanmaktadır.

3 Ocak 2013 tarihinde bildiri şeklinde dağıtılan yazılı açıklamada ,  Babas kaplıca birliğinin  encümen kararı, çoğaltılarak halka dağıtılmıştır.

Yapılan bu uygulama doğrumudur?

Siyasi kışkırtma varmıdır?

Mevcut hükümete saldırı varmıdır ?

Peki Mevcut hükümetin İlçe Başkanlığı, İl Başkanlığı ve Milletvekilleri  herhangi bir gayret içersindemidir?

Bu çekişmelerin  sonucunda kim zararlı çıkacaktır?

Mudurnu Beldiyesine  neden Babas Kaplıcası 3 yıldan bu yana ücretsiz işletme hakkı verilmiştir?

Babas Kaplıca birliği mevcut yeri ihaleye çıkarmalımıdır?

Mudurnu Belediyesine Ücretsiz olarak 3 yıldan bu yana  çalıştırma izni verildiğinde, Halka  bunu anlatmayan yönetim şu anda ne olduda bunu siyasi malzeme olarak kullanmaktadır ?

Babas Kaplıcasını müstecir olarak Mudurnu dan tutup işletebilecek kimse yokmudur ?

Bu sorular halk arasında sürekli dile getirilip cevap beklemektedir.

Yıllardır bir çözüm bulunamayan Babas Kaplıcasının siyasi bir malzeme olarak kullanılmamasını isteyen vatandaşlar, Mudurnu ilçesinin kazanması için mutlaka mevcut hükümet ile yönetimin birlikte hareket etmesi gerektiğini savundular.

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu nun Hayalini Taşkesti gerçekleştirdi

Mudurnu ilçesinde meclis Toplantılarında sürekli dile  getirilen  ve tartışma konusu olan  Gasılhane + Morg ve Nakil aracı problemi çözülememişken, Taşkesti Belediyesi günün şartlarına uygun Lüks bir Cenaze hizmet aracını vatandaşın hizmetine sundu.

Taşkesti Belediyesine ait araç Cenaze Hizmetleri ve Morg bulunuyor. Vatandaşlar verilen bu hizmet için  bu işe öncülük yapanlara teşekkür ettiler. Daha önceleri cenaze yıkama işlerinde sürekli yer problemleri çıkıyordu, alınan bu sistem ile bu sorunlar tamamen ortadan kalktı dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

MANİLER (20)

MANİLER (20)
 
Kışla bahar geçince
Gördüm yazın leyleği
Yarim benden göçünce
Gönlüm hüzün eyleği.

Seninle gönül bağım
Güllerden daha renkli
Dilimde sevda şarkım
Bülbülden de ahenkli…Baharımı süsleyen
Dalımda papatyamsın
Damarımı besleyen
Falımda papatyamsın…

Açarsın kardelenim
Ömrün karakışında
Ben seni yar bilenim
Her yürek atışında…

Menekşe gül ve lale
Baharda geldi dile
Ben gönlümü bağladım
Ahu gözlü güzele…

Can gibi can gördüğüm
Sevda sevda ördüğüm
Hicranın girdabında
Gönül bağım kördüğüm….

Hasretin buram buram
Kanıyor gönül yaram
Cenneti de verseler
Ben sensiz nasıl duram…

Alındaki yazıyı
Artık kimse silemez
Gönüldeki sızıyı
Sevmeyen hiç bilemez…

Ateşte köz eyleşir
Gönülde söz eyleşir
Gizli sevda çekende
Dil susar göz söyleşir…

 
İçin için yakıyor
Ayrılığın sancısı
Buram buram kokuyor
Yar bağının goncası…Dalımda ki filizim
Sevdanla sürgün verir
Çiçeklenmiş her gözüm
Vedanla vurgun görür…

Gönülde kormuş sevda
Ölümden zormuş veda
Yar saçının teline
Bir değil bin can feda…

Yar bağının gülü
Vuslat ile beslenir
Bu benim deli gönlüm
Yar gelince uslanır…

Bülbülün aşkı güldür
Onca döktüğü dildir
Sevenin sevdiğine
Bir gülüşü ödüldür…

Seven gönül zengindir
Derya gibi engindir
Gizli sevda çekenin
Yüreciği yangındır…

Kibir hırs öm’re zarar
Sevgi aşk gön’le yarar
Dünya malın çok ise
El alem seni sorar…

Hazan sonu kış olur
Seven gözde yaş olur
Sevdiğinin koynunda
Ölüm bile hoş olur…

 

Abdullah Atay

www.mudurnuhaber.com

AKŞAM ŞİİRİ BUNLAR

AKŞAM ŞİİRİ BUNLAR

gelin dostlar gelin
akşam şiiri bunlar…

sıcak sıcak
yürek yürek
buram buram sevgi
aşk hasret kokuyor.
el işi gönül işi
kalem işi bunlar…

sözcükleri nakış nakış işli
mısraları motif motif süslü
hasretlerde dile gelmiş şiirlerim var…

mayası sevgi
suyu gözyaşı
aşk ateşinde pişmiş
gönül potasından taşmış
sevgi deryası bunlar
sevdalılar bunu anlar…

anana babana
bacına balana
eşine dostuna
okula giden yavruna
yavukluna daha nice hediyelerim var.

her derde deva
şiir mani rubailerim var.
geçim derdini unutturur
aşk rüyasında uyutturur
gurbete düşmüş sevgilinin
hasretliğini avutturur.

daha neler var daha
sevgiyi bilenlere bedava! ..

manilere de buyrun;

şapkası var hasırdan
yeni gelmiş mısır’dan
sevgisiz taş kalpli o
kalbindeki nasırdan…

yar peçeni aç da gel
al bohçanı kaç da gel
yoluna güller döktüm
gece saat üçde gel…

tabağımda üzüm yok
el kızında gözüm yok
yarim bana darıldı
barışmaya yüzüm yok…

hadi yanaş abim,ablam
söz söz dize dize dolu tablam…

değirmenin arkı yok
hem arkı hem çarkı yok
şu hercai gönlümün
kelebekten farkı yok…

yarim seni sorarım
esen seher yeline
şu gönlümü bağlarım
saçının her teline…

gergef bezeten güzel
gönlüm azıtan güzel
iğnesinin gözünden
beni gözeten güzel…

gerdanı allı güzel
mor donu güllü güzel
döne döne oynuyor
her yanı zilli güzel…

hicranlı sevdalardır yürek yakan
gönül kasırgasından sizlere
sevgi esintileri getirdim
bahar kokan…

sevgiliye sitem şiirlerim var! ..

ben allı morlu güller döktüm yollarına
sense harlı korlu küller döktün kollarıma…

yakmayın siz ağıtı
dinleyin şu beyiti:

fala bakmaz istersen, iç telveli kahveyi
dile düşmek istersen, seç cilveli kahpeyi..

sevda şiirlerime de bir bakın.

kınan oldum parmağına yakıldım.
güzeller içinde sana takıldım
al gül olup bağlarına dikildim.
sulayıp koklayıp sevmen mi dilber?

dağları delerdim tek bir sözünle
yaşamdan bezdirdin bin bir nazınla.
yalanın,riyanla,sahte yüzünle
hicran ateşini sen yakıyorsun.

sevdiğim bakınca sevda gözüyle
dalımda açıyor gülüm yaprağım
dilinden dökülen veda sözüyle
serpilir üstüme ölüm toprağım…

gönül deryasından sevgiler damla damla
dolmasın gönlünüz hicranla gamla…

gelinlere de söylenecek sözlerım var:

gergef işleyen gelin
yari düşleyen gelin
şu garip yüreğime
sevda düşüren gelin…

pınara geldi gelin
el ettim güldü gelin
yari beklediğimi
nasıl da bildi gelin….

badeleri iç gelin
gerdanını aç gelin
bağımdaki gülümsün
kokuları saç gelin…

sevdaya düştü gelin
dağları aştı gelin
ne karaymış yazısı
kötüye düştü gelin…

bağıma geldi gelin
gül verdim aldı gelin
meramı gül değilmiş
benimle kaldı gelin…

delikanlılar var sırada
bu arada:

sevdiğine kul oğlan
çiçeğine dal oğlan
dağlar geçit vermiyor
gece bizde kal oğlan…

bahçası gülsüz oğlan
parasız pulsuz oğlan
yarini alamamış
üst başı çulsuz oğlan…

dağlarda seken oğlan
hasretlik çeken oğlan
gördüğü kurda kuşa
derdini döken oğlan…

saçın uzatan oğlan
bıyık kazıtan oğlan
saçına boncuk dizip
işi azıtan oğlan…

uzaktan bakma teyzecim,amcacığım…
yaşınız ne olursa olsun sizin içinde dörtlüklerim var:

yar saçını taratmış
mevlam neler yaratmış
gönül ferman dinlemez
yaşın olsa da altmış…

yare bal kaymak gitmiş
o da yarime yetmiş
gönüller kocamıyor
yaşlar olsa da yetmiş…

yıllar çabuk geçerken
gül yaprağın dökerken
hayat yine güzeldir
yaşın olsa da seksen…

gönül gözüyle baksan
kalpten kalbe aksan
kış kapıya gelirmiş
yaşlar olunca doksan…

aşığız biz gül yüze
bal damlayan her söze
‘sessiz gemi’ kalkacak
yaşlar gelince yüze…

askere gidecek kınalı yiğitlerimi hiç unutmadım.
alın da astınızı,üstünüzü dostunuzu sevindirin:

davulla zurnayla göreve gider
ana baba eş dost bayramın eder
kışlaya varınca dağılır keder
askerlik andını içer Mehmetçik.

vatan için silah alır eline
yiğitlik türküsü dolar gönlüne
yurduna göz diken hain zalime
namludan kurşunu saçar Mehmetçik.

kimi topçu tankçı kimi piyade
vatanın sevdası yardan ziyade
en ileri safı tutar cephede
çiğneyip düşmanı geçer Mehmetçik.

dinleyin beni
bakın şu dörtlüklerime bir de
her mısrası dermandır derde.:

gurbet elde olunca
zulüme ne gerek var
yardan ayrı kalınca
ölüme ne gerek var…

can kuşun nefesiyle
dirildi bu bedenler
şimdi selâ sesiyle
dönmüyor bu gidenler…

kişi darda kalınca
yakınları el olur
aşkı yarda bulunca
dikenleri gül olur…

eğleşir tanrı kulu
‘iki kapılı handa’
insanlığın yolu
barıştır bu cihanda…

kefesi sevgi dolu
gönüller bir terazi
her insan tanrı kulu
tartma kinle garezi…

gönül denilen kantar
nice sevgiler tartar
cömert ol sen sevgide
sevgi verdikçe artar…

bu gök bu deniz bu yer
yaşamda bir sahneymiş
kürkler kostümler meğer
bu dünyada sahteymiş…

öğretmen ve öğrenci için söylemlerim var:

barışta güvercin savaşta şahin
geçit vermez dağda yoldur öğretmen…

gazimin diktiği ulu çınarda
yaprağa çiçeğe daldır öğretmen…

yunus Veysel gibi çalıp söyleyen
aşığın sazına teldir öğretmen…

kardeşliğe yürüyün
sevgi ile büyüyün
bu günümüzü veren
atamızla öğünün…

senin asil kanın var
şöhretin var şanın var
dünyada hiç olmayan
tek çocuk bayramın var…

büyük kurtarıcımız Gazi Mustafa Kemâl Atatürk için ne dense azdır:

sayesinde yükseldi minareden ezanlar
laikliği bilenler Ata’mı iyi anlar…

mavi gözü dalgalı derin okyanus gibi…
O barışa sevdalı Mevlâna Yunus gibi

namerde aman vermez Ata’mı sen de tanı
dişiyle tırnağıyla kurtardı bu vatanı…

bu vatanın uğruna döküldü nice kanlar
ata’mın değerini yurdunu seven anlar…

şehit kanıyla dolu her karışı bu yurdun
düşmana geçit vermez destanlar yazan ordum.

verdiği ilimlerle karanlığı boğarız
Ata’mızın izinde bir ölür, bin doğarız…

daha bitmedi gönlü sevgi dolu
yolu Atatürk yolu
dostlarım daha bitmedi
yarin yine beklerim..

abdullah atay diyor ki;

kalbimde yeriniz var
dostluğunuz bana kar
yarın yine beklerim
bu günlük de bu kadar…

açma herkese derdini
sırrını kendine sakla
dostlar kalın sağlıcakla…

Not:Bir simitçi çocuktan esinlenerek yazmağa çalıştığım duygularımdı.
 Abdullah ATAY  MUDURNU HABER MUDURNU www.mudurnuhaber.com