İsmail İSEN Vefat etti

İsmail İSEN Vefat etti

 

Mudurnu Alpagut köyünden Merhum Fahriye İSEN in Eşi İsmail İSEN vefat etti.

 

Merhum için bu gün Öğle namazından önce Alpagut köyünde Mevlit okutulacak, Kılınacak Öğle ve Cenaze namazına müteakip Köy mezarlığında toprağa verilecektir.

 

Merhuma Allah tan rahmet Ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.

www.mudurnuhaber.com

 

 BAŞ SAĞLIĞI MESAJI

Çok değerli  Merhume Fahriye İSEN Ninemin Eşi İsmail İSEN Dedenin de Vefat ettiğini üzüntü ile öğrendim.  Birlikte  Kutsal topraklarda Hac görevi  esnasında güzel vakitler geçirdik. Her iki büyüğüm için Allah tan Rahmet diler, Mekanları Cennet olsun.

AYDIN ÖZPELİT  MUDURNU HABER

 

ANNE

ANNE

Anneler çilekeşi ömrümüzün… Kahır çekeni, eziyet ve cefa adına yüreği ev
sahibi olanı dünyamızın. Anne bir kutsal sözcük, bir aziz mana, bir umman
yürek…

Cennet annelerin ayakları altındadır ama bizler o ayakları bir gün dahi baş
tacı yapıp taşıyamıyoruz bugün. Belki sadece tabuta girdiğinde kollarımızın
üzerinde taşıyacağız annemizin nazik bedenini. O zaman da çok geç
olacak. Çok geç olacak sarılmamız için, af dilememiz için. Onların 24 saat
dahi hizmetkârı olsak ömrümüzün sonuna değin yine de haklarını vermiş
sayılmayız. Onların kul kölesi olsak dahi ve her an yanlarında dursak dahi
yine de haklarını tam olarak karşılamış sayılmayız. Borçlu gideceğiz hep,
onlara borçlu kalacağız hep.

Dokuz ay on gün bizlere ev sahipliği yapan bedeninde ve ondan sonra
ömrünün ahirine değin yüreğinde bizlere en görkemli koltuğu veren
kadın. Düştüğümüzde bacağı kanayan, ağladığımızda gözleri yaşaran,
güldüğümüzde kahkaha atan, acıktığımızda acıkan kadın. Onun şiirini
kimse yazamaz, onun destanını kimse anlatamaz. Onu kimse ifade
edemez.

Anne sihirli bir kelimedir, bizi bizden alır sıcak ve mesut bir iklime
sürükler. İçimiz ısınır birden, duygularımız yeşerir, renk gelir tenimize.
Daha bir soluklanırız, daha bir canlanırız daha bir havalanırız. Memlekete
bahar gelmiş gibidir annenin yanında durmak. Onun nefesi bir okşayıştır
ruhlarımızı baştanbaşa. Sözleri sihirli bir melodidir kulağımızın içinde
akseden. Dokunuşu ipek bir kumaşa dokunmaktır içinizi titretircesine.

Ömrümüzün moral kaynağı, güç deposu yüreğimizin, trafosu her
şeyimizin. Karanlıkta kalır ama sizi karanlıkta komaz. Aç kalır
ama aç komaz sizi, susuz kalır ama susuz komaz sizi. Üşür ama
üşütmez, ölür ama öldürtmez sizi. Öylesine fedakâr, öylesine cefakâr,
öylesine hürmetkârdır evladına. Başınız ağrıdığında aspirin olur size,
öksürdüğünüzde şurup olur, sinirlendiğinizde sakinleştirici olur; Annesilin
diye bir ilaçtır O! Her derdinize devadır; yaranıza merhem, ateşinize ıslak
mendil, soğuk algınlığınıza sıcak bir çorba.

Yırtık elbisenize yama, kabuk bağlamış yaranıza ipek bir el, kirli saçınıza
yumuşacık bir şampuan, perişan duygunuza sokulacak bir liman… Daha
nen olsun bu hayatta anne? Azrail geldiğinde dahi ömrünü sizin uğrunuza
verecek kadar fedakâr. Bundan ötesi var mıdır? Sevgiliniz mi ömrünü
verecek size? Arkadaşınız mı? Başkaları mı?

Bir anne hikâyesi, anne yüreğidir her ne de olsa!
Gecenin ilerleyen bir saatinde bir anne telefon açar yavrusuna. Gecenin
üçünde. Ve yavrusu hırsla telefonu kaldırır, gecenin üçünde telefon mu
olur diye! Bakar annesidir

“Hayırdır anne!”
“Yok, oğlum yok bir şey, sesini duyayım diye aradım.” der.
“Bu saatte ses mi duyulur, telefon mu olur anne?” der oğlu ve ağzına
geleni sayıp döker annesine. Bir anne düşünün ki yavrusu tarafından
azarlansın.
“Bu saatte arayarak rahatsız mı ettim evladım? Yavrum rahatsız
mı oldun?” der kadın usulca. “Evet!” der çocuk “rahatsız oldum.”
Anne sesini içten gelen bir duygu ritmiyle şöyle tamama erdirir: “Oğlum
sende bundan 25 sene evvel bu saatlerde beni rahatsız etmiştin.
Doğum günün kutlu olsun.”

Bu yazı bir anne hikâyesi yazısıdır. Lütfen yanınızdaysa sarılın hemen
uzağınızda ise koşun yanına. Mesafeler ne olursa olsun aranızda. Bir
dakikalığına da olsa yok sayın yaşadığınız dünyayı. Varsayın ki anneniz
tek dünyanızdır yaşadığınız. Tek ormanınız, tek okyanusunuz, tek
gökyüzünüz.

Yok sayın hastalığınızı, hüznünüzü, yalnızlığınızı. Koşun annenize hemen;
nerede olursa olsun. Uzakta, çok uzakta, hatta atta da dahi olsa…
Can YÜCEL’İN şiiri ile bitireyim bu yazıyı, buyurun lütfen:
“ Nahide Hanım söyledi yine
Neden babama yazmışım da
Anama şiir döktürmemişim
Kaç kere yazdım cebimden uçup gittiler
Ben on yedi yaşında beni yıkayan
Anneme şiir yazacak kadar şair değilim”

Anneleri anlatacak yazı da yazılamaz, yok öyle bir yazar!

Gürhan Gürses
STDM Aktivisti

www.mudurnuhaber.com

 

VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET

Çok değerli hemşehrilerim sizlere ilk fırsatta bu yazımı yazmaya çalışacağım.bu yazımın konusu VATAN SEVGİSİ VE HALKA HİZMET,okuma sabrı göstereceğiniz için şimdiden şükranlarımı iletirim.

 
  Bu yazımı geçenlerde dinlediğim ve kendime göre yorumladığım bir şiirle başlamak istiyorum.
Etrafıma bakıyorum da şaşırıyorum
Canım sıkılıyor Allah canımı alsın
Zengin babaları sayesinde talan edilen
Vatan aşkını ve sevdasını ve aşkını 
paraya tercih edenlere
Kızıyorum;kızdığım gibi de acıyorum
Bana ne?diyemiyorum 
Takıyorum kafama bölüyorum uykularımı 
Çünkü bu VATAN bizim,bizim
 
Yazıyorum ya iki de bir yaralı yüreğim de 
Yaralamak istemezdim sizleri
Ama sev da ne demek? ama vefa ne demek?
VATANIM nasıl sevmişim seni vay ki vay!.
 
Ben insanların toprakla haşır neşir olduğu
Çocuklarına helal lokma için terler döktüğü
Eli nasırlı mı nasırlı,yüzü güneş yanığı 
Gönlü ezelden yanık buram buram dert 
Buram buram hasret VATAN sevdasıyla yanan
Hürriyet sevdalısı milyonlarca VATAN neferlerinden biriyim.
 
Gönül dersen gönül,yürek dersen yürek,aşk dersen aşk
Bırak duygularını,yüreğin de bul kendini
Gör ki nasıl sevmişim seni 
VATANIM vah ki vah!..
 
işte bu yüreğimi dinleyerek sizlere aktardığım bu şiir de  vatan sevgisiyle ilgili bir şeyler anlatmaya çalıştım.
 
Bizi biz eden,bizi farklı kılan vatan sevdası ve sevgisi her şeyin önünde olmasıdır.bizim sevgimiz bireysel menfeatimiz için değil,Allahın bize lutfettiği ve atalarımızın bize emanet ettiği bu cennet vatanımızı bir ömür boyu nesilden nesile emanet edeceğimiz şekilde koruyup sahip çıkmalıyız.
 
Ben yıllık iznimi özellikle ipek yolu festivali ŞEYHÜL İMRAN bayramına denk getirdim.küçüklüğümden beri içimden geçirdiğim halde ŞEHRİMAN bayramı öncesi MUDURNU’daki bayram hazırlığını görmek nasip olmamıştı.YÜCE MEVLAM 2012 de nasip eyledi.
 
Şuna kesinlikle inanın içimden geldiği gibi yazıyorum,Şehriman bayramı öncesi o manevi hava beni fazlasıyla duygulandırdı.esnafıyla işçisiyle,köylüsüyle,zenginiyle,fakiriyle yapılan o yardımlaşma ve koşuşturma ve ALLAHIN verdiği o bereket beni hayretler içinde bıraktı.bizler de bitmeyen o yardımlaşma ve bağış yapma duygusu beni geleceğimiz için fazlasıyla umutlandırdı.
 
Bizim tek eksiğimiz bir araya gelemeyişimizin bizleri bir arada tutacak liderimiz olmayışındandır.kimse kusura bakmasın ama bunu yazmak zorundaydım.
 
Bilindiği üzere 2014 yılında yapılacak seçimde MUDURNU’muzun 1 belde 73 köyden oluştuğunu bilen ve hatırlayacak olan,bizlere tepeden bakmadan,bizlerle içli dışlı olacak,bizlerin yani MUDURNU’muzun yani coğrafi sınırları içinde kalan yaylalarımıza,göllerimize,kaplıcalarımıza değer veren sahip çıkan başkan görmek istiyorum.
 
TOPLUMLAR LAYIK OLDUĞU LİDERLERİ SEÇERLER;
 
Sözünün iyi tarafına layık olacak halen daha safiyane duygulara sahip olan benim için çok değerli sayın MUDURNU halkımıza çok büyük sorumluluk düşmektedir.bu fırsat 5 yıl da bir gelir bu fırsatı kaçırmayalım lütfen!…
 
adam kayırmacılık yapmayan,doğuda ki gibi ilkel aşiret zihniyeti taşımadan,takım fanatiği gibi taraf tutmadan MUDURNU’muz için hayırlı başkan seçmekten geçer.
 
benim bu yaşıma kadar seçilen başkanlar hep 5 bin kişiye hitap edecek şekilde koltuğa oturdular.ilçemizin coğrafi sınırlarından bi haber günlerini geçirdiler.köylünün ayağına misafirlik için ve ayaklarına hizmet görmek için gittiler.köylünün hep ayaklarına gelmelerini beklediler.köylünün el pençe karşılarında durmaları onların koltuklarını kabarttı.ama benim köylüm bu saygıyı çekindiği değil gördüğü terbiyeden dolayı gösterdi.ilçemizde halen daha 1960 zihniyeti devam ediyor.ben bunu mum ışığında yemek pişirmeye benzetiyorum.
 
EMPATİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ
 
ilk önce EMPATİNİN ne olduğunu hatırlayalım
 
EMPATİ;Empati bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır.bu tanım çok güzelde empati yapalım da neden hep karşı tarafın ne düşündüğünü beynimize kazımaya çalışıyorlar.pekala karşı tarafa aynı telkinde bulunuyorlar mı?bu kadar şehitler boşuna mı verildi?belkide evin tek evladı vatanı uğruna yani bizim huzur içinde evlerimizde rahat uyuyabilmemiz için şehit oldular.bu ailelerin çocukları empati yapınca yerine gelebilecek mi?
 
Bu arada 33 askerin izin dönüşü haince saldırı da şehit düşen KİLÖZÜ köyünden benim de yakinen arkadaşım olan ŞEHİT MUARAT MENTEŞi rahmetle yad ediyorum.
 
Empati konusundaki yorumların devamını da siz okuyucularımıza bırakıyorum.
 
ÇÖZÜM SÜRECİ;ne demek bunun hakkında da sizlerin ne düşündüğünü ise yoruma açık bırakıyorum.ben acizhane birkaç kelam etmek istiyorum.ülkemizde kürt sorunu yok,ermeni sorunu var.TECHİR zamanında göçe zorlanan ermenilerden oluşan aşiretlerin bir araya gelerek oluşturdukları sun-i bir sorundur.büyüklerimiz çok iyi hatırlarlar.bu sorun ilk önceleri iş ve işçi hakları aramakla başlayan daha sonra kardeşi kardeşi kırdırtan ermeni asala örgütünün planı değil miydi?
 
ihtilal sonra ise bu asala örgütünün adı sözde kürtlerin haklarını aramak amacıyla binlerce kürt gençlerinin kandırılarak dağa çıkartılıp askere ve polise ve hatta kendisini desteklemek istemeyen kürt aile ve çocuklarını kurşunladıklarına tanık olmadık mı?
 
Bu çözüm süreci biraz açıldığında ise altından ne çıktığını görüyoruz.anadilde eğitim,TÜRKLÜK isminin anayasımızdan kalkması ve TÜRKİYELİLİK isminin gelmesi.devamında ise EŞİT HAK VE HÜRRİYET.bu zamana kadar sanki eşit değilmiydik. 3 tane CUMHURBAŞKANI çıkarmış bir etnik guruptan bahsediyorum.kaldı ki şimdiki hükümette çoğu bakanların kürt olduğunu çoğumuz görebiliriz.
 
UYANIK OLALIM BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE OLALIM.DIŞARIDAN POMPALANAN BÖYLE BÖLÜCÜ KAVRAMLARA İTİBAR ETMEYELİM.ÖZELLİKLE VE ÖZELLİKLE ŞİRİN MUDURNUZUN geleceğine sahip çıkalım.
 
Sözlerime ULU ÖNDERİMİZİN sözleriyle son veriyorum.bu sözleri siyasi  yöne çekmeden kabullenelim. kökeni ne olursa olsun yıllardan beri olan ve var olacak olan bütün bireyler TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞIDIR.bu kadar insanları bir çatı toplayan TÜRKLÜK tür.TÜRKLÜK bir alt kimlik DEĞİL BİR EVİN ÇATISIDIR!..
 
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!
 
ÇOK DEĞERLİ HEMŞEHRİLERİM SÜRÇ-Ü LİSAN ETTİYSEM AFFOLA.İNANIN ŞİRİN MUDURNU’MUZ GÜZELLİKLERİN EN GÜZELİNE LAYIKTIR VE HAK ETMEKTEDİR.BEN DE İÇİMDEN NE GEÇTİYSE OLUĞU GİBİ ABARTISIZ SİZLERE AKTARMAYA ÇALIŞTIM.
 
HOŞ VE ESEN KALINIZ!..
 
Yusuf  TANRIKULU MUDURNU HABER
 

Bolu- Mudurnu ve EMİTT

Bolu -Mudurnu ve EMİTT

Geçtiğimiz Hafta 24 -27 Ocak 2013 tarihlerinde İstanbul da başlayan Doğu Akdeniz Uluslar arası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda gördüğüm kadarı ile Bolu standı diğerlerine bakarak sönük kaldı.

Bu kanıya nereden vardığımı soracak olursanız, o günlerde Tv kanallarını gezerken sürekli Fuar dan haberler görürken ve diğer komşu illerden haberler çıkarken  Cennet Bolu il ve ilçelerinden hiçbir habere veya tanıtıma rastlamadım. Şu an bakıyorum google arama motorunda bile bulmak çok zor. Yerel Kanallarımız Köroğlu ve ABANT tv hariç…

 emitt1

Dünya nın değişik yerlerinden fuara katılanların dikkatlerini çekmek için daha farklı uygulamalar yapılabilirmiydi?  Neden BOLU ili ve ilçeleri bu tip organizasyonlarda Aktif bir rol alamıyor? Daha sorulacak birçok soru akıllara gelebilir.

 emit3

 Bolu muzu tanıtmak için açılan stant, acaba gelen misafirlerin ve ziyaretçilerin ne kadar aklın da kaldı?  Gölleri ile ünlü Bolu ilimizin sınırlarında Bulunan  Yedigöllerin, Zonguldak tarafından benimsendiğini, ABANT gölünün ise Düzce tarafından benimsendiğini ve  en  önemli olan ise Mudurnu Taşkesti beldesi sınırlarındaki SÜLÜKLÜ göl ün Sakarya tarafından sürekli olarak reklamlarının yapılarak broşürlerde ilan edildiğini biliyormuydunuz ?

 

Ziyaretçi akınına uğrayan stantlarda verilen ikramlar, verilen broşürler verilen ilgi ve alaka çok önemlidir. Ben bir gazeteci olarak bu yılki EMİTT fuarında şuna merak ettim. Sayın, Bolu il valimiz Bolu yu bu kadar yakından ilgilendiren bir Fuar da neden yok tu? Hatırlıyorum, Sayın Valimiz Bolu Beyaz et Festivalinde de görünmemişti.

 

Bolu Turizmi iç içe yaşanan bir il, o kadar çok zenginliği varki harca harca bitmiyor. Ama nedense Turizm konusunda hala adını Türkiye de bilmeyen belki milyonlarca kişi vardır. İyiki Merhum, İzzet Baysal Amca Bolu ya bir üniversite yaptırmış, iyiki Bolu Dağı ve Tüneli var, eğerki bunlarda olmasa vay halimize…

 

Bizim MUDURNU ise Tavukçuluk olmasa idi, Bolu nun bir ilçesi olduğumuzu kimse bilmezdi. Geçen İzmir den bir vatandaş telefon ile arıyor, ben Mudurnu diyorum, o hala orası batmadımı diye cevap veriyor.

 

Göynük ilçemiz her yıl ki gibi sanırım bu yılda Ahşap Kaşık ile meşhur olmayı planladı.

 

Mudurnu nun bu yıl EMİTT fuarına sadece 15 gün kala hazırlandığını biliyorum. Ziyaretçi akınına uğrayan Fuar, Mudurnu gibi kendini Turizme bağlamış bir ilçe için çok önemli ve kaçırılmayacak bir fırsattır. Mudurnu dan Turizm amaçlı yurt dışına düzenlenen gezi gibi, Mudurnu dan da  Kaymakamlık ve Belediye tarafından Turizimciler, Konak sahipleri, Esnaflar ve Gençler  Fuara taşınabilir, hiç olmazsa fikir edinerek Mudurnu da uygulanabilirdi.

 

Çok okuyan mı bilir, Çok gezen mi ? Atasözü nü Atalarımız boşuna söylememiş. Hadi hayırlısı, inşallah Bolu il ve ilçeleri şimdiden 2014 yılındaki EMİTT fuarına nasıl hazırlanırız? Neler sunarız diye beyin cim lastiği yaparak  daha güzel hazırlanırlar.

 

Aydın ÖZPELİT

 www.mudurnuhaber.com

  SAKARYA SÜLÜKLÜ GÖL İLE İLGİLİ BAZI SİTELER

http://www.sakaryarehberim.com/others/sehir_yasam_rehberi_detay.php?id=1181

http://www.sakarya.bel.tr/haber.php?id=3323&uk=16&ak=44

http://www.forumalev.net/sehir-ve-ilcelerimiz/78482-sakarya-suluklu-gol.html

 DÜZCE ABANT İLE İLGİLİ SİTELER

www.sanalda1numara.net/karadeniz-bolgesi/163631-duzce-abant-golu.html

www.sanalda1numara.net/karadeniz-bolgesi/163631-duzce-abant-golu.html

www.duzcekulturturizm.gov.tr/haber.asp?id=108

 

Hayrettin ÖZPELİT Vefat etti

Mudurnu ilçesi Dibekhanı Çiftliğinden Orman İşletmesinden Emekli  Hayrettin ÖZPELİT Vefat etti.

Merhumun Cenazesi bu gün 01.08.2012  saat 12.30 da Yıldıırm Beyazıt Mahallesinde Kızı Hatice, Torunları Ümit ve İsmail TURHAN ın evinden alınıp, Çarşambalıoğlu Camii önüne getirilerek, kılınacak Öğle ve Cenaze namazından sonra Pelitözü Köyü Aile Mezarlığında  toprağa verilecektir.

Merhum Amcamıza Allah tan rahmet Diler geride kalanlara Baş sağlığı dileriz.

www.mudurnuhaber.com

 

Amcamız Hayrettin ÖZPELİT  Vefat etti. Allah Mekanını Cennet eylesin. ÖZPELİT AİLESİ