MHP ADAYIMIZ HAZIR

MHP Milliyetçi hareket Partisi Mudurnu ilçe Başkanı Metin GÜÇ Yerel seçimler için adayımız hazır dedi.

   ADAYIMIZI ÇOK SEVECEKSİNİZ VE OYUNUZU BAŞKA YERE VERMEYİ DÜŞÜNMEYECEKSİNİZ.

MHP Mudurnu İlçe Başkanı Metin GÜÇ Adayımızı çok iyi tanıyorsunuz ve çok sevdiğiniz bir kişilik. Adayımızın ismini şimdilik açıklamıyoruz, ama Mudurnulular Adayımızı açıkladığımızda başka bir Partiye oy vermeyi düşünmeyecekler bile dedi.

Yerel Seçimler için çalaışmalara başladıklarını ifade eden GÜÇ, Mudurnu için hayırlısı olacak dedi.

www.mudurnuhaber.com

Müftü den Hoca ya Sarık ve Cübbe Hediye

Müftü den Hoca ya Sarık ve Cübbe Hediye

Bolu nun Mudurnu ilçesinde 5 yıldan bu yana görev yapan ve son olarak Mudurnu Merkez Müftülüğünde görevli iken Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi olarak atanan Ahmet ŞEN e Mudurnu Müftüsü Arif CEVLEK tarafından Sarık ve Cübbe hediye edildi.

 

 Mesai Arkadaşları tarafından Ahmet ŞEN için düzenlenen Veda yemeğinde konuşan Mudurnu Müftüsü Arif CEVLEK, bizler arazideyiz birde bu işin mutfak kısmı var, şu anda Ahmet Arkadaşımız işin mutfak kısmında görev alacak dedi. İmamlık tan ayrılıp araştırma görevlisi olacak olan arkadaşımız yine bu camiaya hizmet edecek ama, bu sarık ve Cübbe Kafaya bir girdimi sen 100 bin defa kalksan ben Hoca değilim desen yine hocasın, Ölünceye kadar bu çıkmayacak, hiç çıkarmaması dileği ile maddi değeri belki küçük ama manevi değeri çok ağır olan bu Cübbe ve Sarığı hediye ediyoruz ve bundan sonraki görevinde başarılar diliyoruz dedi.

 

Cevlek, Ahmet Hocamın bizi unutmamasını diliyoruz,  Vefa İstanbul da sadece bir semtin adı olmasın, Vefa bizim insani ilişkilerimizde gözettiğimiz en önemli bir kavram olsun, yani bir Bayram vesilesi veya başka bir vesile ile Telefonu çevirip arkadaşlar, hocam nasılsınız demesinden memnun oluruz dedi.

Söz alan Ahmet ŞEN, Mudurnu nun benim hayatımda unutamayacağım kadar fazla anım var, ben burada görev aldım, burada Memur oldum, Burada Evlendim, Çoluk Çocuğum burada oldu, o sebepten burayı unutamam dedi.

Mudurnu ile ilgili söyleyeceklerim saatlerce anlatsam bitmez, fakat sizlerden Hakkınızı Helal etmenizi istiyorum, bende yana tüm haklarım helal olsun dedi.

www.mudurnuhaber.com

Huzur Sokağının Baş Rol Oyuncusu MUDURNU LU

Mudurnulu Namık ÖZTÜRK ün Kızı  Sinem ÖZTÜRK geçtiğimiz yıllarda Arka Sıradakiler adlı Dizi ile adını  duyurmuştu.

Şimdi ise ATV Televizyonunda yeni başlayan  “HUZUR SOKAĞI” dizisinin Baş rol oyuncu kadrosunda yer alan Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar dileriz.

“HUZUR SOKAĞI” dizisinde  Şükran  Karekterini Canlandıran,  Sinem Öztürk “Huzur Sokağı insanları sınıflandırmayan, ötekileştirmeyen bir iş” dedi ve ekledi: Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz.

ŞÜKRAN’I ÇOK SEVDİM

Dizide başörtülü bir kızı canlandırıyorsunuz. Teklif geldiğinde tereddüt yaşadınız mı?

Görüşmeye gittiğimde bana genel hatlarıyla ‘Şükran’ı anlattılar. Karakteri ve hikayeyi çok beğendim. ‘Şükran’ı çok sevmem bu projeye dahil olmamda çok etkili oldu. O çok naif, gururlu biri ve içinde çok büyük bir aşk yaşıyor. ‘Huzur Sokağı’ eğer insanlar arasında uçurum yaratan, onları sınıflandıran bir proje olsaydı, bu işe girmezdim. Hepimizin başörtülü arkadaşları, akrabaları var. Dizide de herkes kaynaşmış ve iç içe yaşıyor. İnsanları ötekileştirmeyen bir proje bu! Biz aradaki uçurumu yok etmeyi hedefliyoruz. Başörtülülerin de hikayelerini anlatmamız lazım.

Bundan sonra bu tarz projeler olacak mı sizce?

Bizde cesaret konusunda sıkıntı var ama bundan sonra daha cesur projeler çıkabilir. Kimseyi dışlamaya hakkımız yok! ‘Şükran’lar da, başörtülü kızlar da kendilerini ekranda görmek istiyor. Bizim çok temiz bir hikayemiz var.

Dizide ‘Bilal’, ‘Feyza’ ve ‘Şükran’ arasında bir aşk üçgeni mi yaşanacak?

Öyle bir durum var ama yaşananlar onları farklı noktalara sürükleyecek. Üçünün de haklı nedenleri var.

“İlişkileriyle bir yere gelenlere sinir oluyorum” demişsiniz. Bazı oyuncular haketmedikleri yerde mi?

Konservatuarlı olsun olmasın, bu iş için çok emek veren insanlar var. Ancak bazıları başka şeylerle gündeme geliyor ve bazı işlerin tepesine oturuyorlar. Kapris yapıp birilerini aşağılıyorlar. Geçmişlerinde ise hiçbir şey yok! Ben buna karşıyım.

Mudurnulular olarak Dizide Sinem ÖZTÜRK kardeşimize başarılar diler,   Dizinin 1-2 bölümlük bir kısmında Mudurnu ilçesininde  Turizm yönünden katkı sağlamak amacı ile işlenmesini dile getiriyoruz.

www.mudurnuhaber.com

Ramazan Bayramımız Mübarek olsun

Ramazan Bayramımız Mübarek olsun

 Çok kıymetli Dostlar,  bir Ramazan Bayramına daha erişmenin sevinci ile sizlere bu sayfalar aracılığı ile sesleniyorum.

 Bayramlar, Uzaklardaki yakınlarımız ile Aile ve Dostluk bağlarımızı kuvvetlendiren en güzel günlerdir. O günlerden birini daha hep birlikte yaşıyoruz. Ama ne yazıkki, Bayram dönüşlerinde birçok insanımız Trafik kazalarında can ve Mal kaybı ile karşılaşmaktadırlar. Bu kazaların oluş nedenlerinden biri dikkatsiz araç kullanmak ve aşırı hız nedeni ile direksiyon hâkimiyetini kaybetmektir. Siz siz olun, gideceğiniz yere sağ salim varabilmek ve mutlu bayramlar geçirmek için Trafik kurallarına uyunuz.

  Trafik kuralları deyince aklıma sürekli gelen bir hususuda hatırlatmadan edemeyeceğim, Mudurnu girişinde son günlerde yaşanan Trafik kazalarında ölümcül olmasa da maddi hasarlı kazalar gerçekleşmiştir. Mudurnu girişinde gerekli sinyalizasyon çalışmaları ve gerekli Trafik tedbirleri bir can’a mal olmadan alınmalıdır.

 Mudurnu İlçesindeki termal Canlılık

Evet, Mudurnu ilçemizde yılan hikâyesine dönen ve Su akar Türk bakar mantığı artık kırılmalıdır. Mudurnu ilçemiz Taşkesti beldesi sınırlarında faaliyete geçen Sarot Termal Bölgede bacasız bir fabrika görevi görmekte ve bölge halkı buradan maddi gelir elde etmektedir.

Neden Mudurnu ilçesindeki Babas suyu Mudurnu ekonomisine değer katmasın?

 Neredeyse 30 yıllık mazisi olan Babas kaplıcası hala sürüncemede…

İnşallah siyasiler ve idareciler bir an önce Mudurnu Ekonomisinin canlanarak ilçenin gelir düzeyinin yükselmesi için Kaplıca Turizmine yatırım yapacak olan yatırımcıların önlerini açarlar.

Her Şey MUDURNU muz için

Bizim yaptığımız haberlerden, yazdığımız köşe yazılarından rahatsız olanlar olduğunu çok iyi biliyoruz, ama bunun tek bir sebebi var, oda Memleket aşkıdır.  Yoksa, kimse kusura bakmasın Türkiye da kaç tane bizim Mudurnu gibi ilçe var ve orada Bayramlarda gazete çıkıyor bir takip edin. Bunun sonucunda biz Madalya veya Plaket istemiyoruz, ama gölge etmeyin başka bir şey istemem, her kes görevini yapmalıdır. Basın temsilcileri aksaklıkları hataları görür ve yazar, bunuda onaracak ve tamir edecek konu ile ilgili yetkililer ve kurumlardır.  Yapılan haberler hiçbir zaman açık aramak değil Mudurnu ilçesinin daha yaşanabilir ve insanların daha mutlu olması ve sorunların çözülmesidir. Bakınız, Küçük bir not; Mudurnu Demirciler çarşısı girişi açık çıkışı ise Trafiğe kapalıdır,  bu sebepten dolayı çarşıya günde en az 10 araç yanlış giriş yapmakta ve geri, geri giderken araçlara ve çevreye maddi zarar verilmektedir. Bu konuyu  www.mudurnuhaber.com sitemizde birkaç kez dile getirmemize rağmen henüz çarşı girişine bir uyarıcı levha dikilmemiştir,  ilçemizi gezmeye ve tanımaya gelen Misafirlerimiz Türkiye nin başka hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok, diye hem gülüyor hemde tepki göstermektedir. Küçük sinek mide bulandırdığı gibi bu tip çalışmalar Turizme köstek vurur, Bilginize…

Mutlu Bayramlar

Aydın ÖZPELİT

e-mail: aydinozpelit@mudurnu.com

 

GUBUR TEKNİĞİ

GUBUR TEKNİĞİ

Mudurnu Haber Sitesindeki Kötü Koku yazışmalarında fark ettim ki, Mudurnu Haber Sitesini, yazı ve yorum yapmadan takip eden önemli bir okuyucu kitlesi var. Heyecan duydum. İlçemiz için sevindirici. Kendimi, çevre ve çevre bilinci ile ilgili naçizane bilgilerimi paylaşarak bir dizi yazı hazırlamakta görevli kıldım.

Eskiler bilir. Evlerimizin tahta tuvaletleri GUBUR denilen üzeri açık çukurların üzerinde olur idi. Tuvalet atıklarımızın biriktiği bu çukurun üzerine bir dana ciğeri asılır, Güneşte kurtlanan ciğerdeki kurtcuklar GUBUR’a dökülür ve oradaki atıkları iştah ile yiyerek kendi dışkısından toprak gibi çıkartır. Eğer yeni atıklar gelmez ise bakmışınız Gubur daki pislikler yok olup toprak haline dönüşmüş. Kurtçukların havasız kalmayıp canlı kalmaları işlemin sürekliliği açısından önemli. Veya yeni bir dana ciğerini asıp kurtçuk elde ederiz. Bu hayatın bir döngüsü. Bu görevi üstlenen gözle görülmeyen mikroorganizma lar da var. Onlarda bir canlı ve hayatta kalıp  üremeleri için oksijene ihtiyaçları var.

                 

Gubur ve üzerindeki ciğer, sonuçta arıtılmış atık, olağanüstü bir sistem.

Şehirlerin, fabrikaların biyolojik atık dediğimiz kimyasal olmayan atıklarının, sudan arındrılması için yapılan, arıtma tesislerinin çalışma prensibi, işte bu GUBUR TEKNİĞİ nin tamamen aynısıdır.

Arıtma tesisinde atıklar büyük bir havuza boşaltılıyor, bu birinci havuzdaki kurtcuklar, mikroorganizmalar görevlerini yapıyor, atıkları yiyorlar. kirlilik miktarına göre 6-8 saat sonra bu atık su, başka bir havuza alınıp çökeltmeye bırakılıyor. Burada geçen sürede kurtcukların atıkları dibe çöküyor, çökeltme süresine bağlı olarak istediğiniz durulukta su üstte kalıyor. İnanılacak gibi değil ama bu suyu klorlayıp tekrar kullanma, hatta içme imkânınız dahi var.

Havuzların büyüklüğü atık su miktarınıza göre hesaplanıyor. İlk havuzdaki kurtcuk ve mikroorganizmaların yaşayıp üremeleri için bu havuza, tıpkı akvaryuma verilen hava gibi “blower” denilen pompalar ile hava veriliyor veya havuz üzerindeki pervaneler ile su köpürtülüp havalandırılıyor. Buradaki süreç nekadar uzatılırsa, atık, okadar temizlenir. Çökeltme havuzundaki süreç nekadar uzarsa, okadar duru su elde edilir. Birinci havuzdaki suyu havalandırmak için elektrik motorları çalışıyor. Enerji gideri var.

Bu yazıyı okuyanlardan ricam, buraya kadarki bölümü tekrar okumaları ve tam anlamaları.

Arıtma sistemindeki

1- Havuz büyüklükleri atıksu miktarınıza uygun olmaz ise

2- Suyunuzda yeterli mikroorganizma yok ise, yani havalandırma süresini kısaltmış iseniz

3- Çökeltme havuzunda yeterli sürede bekletmez iseniz;

Atık suyunuzu arıtmadan veya eksik arıtıp dereye gönderirsiniz.

Sorumluluk bilinci ve dikkatli takip ile bu süreci, doğru sonlandırırsanız;

Derede yüzebilirsiniz,

Hatta balık yakalayabilirsiniz.

      Atık suyunuzda çok çok miktarda KİMYASAL kirlilik varsa bu sistem işe yaramaz. Kimyasal kirlilik ancak yine kimyasal sistemler ile arıtılabiliyor.  İlçemizde kimyasal tesis yok. Bu sebeple gündemimizde değil.

Allah’ın bize bahşettiği bu güzellikleri yaşatabilmek için, hepimizin çevreye karşı sorumlu ve takipçi olma görevimiz var.

 Nevzat Anlıtan

İnş.Y.Müh..   

www.mudurnuhaber.com

Muktuder Başkanı Nejdet AKAY , Çok üzüldüm

Mudurnu ilçesinde gönüllü olarak faaliyet gösteren  Mudurnu Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği MUKTUDER  Başkanı Nejdet AKAY, Programda olmasına rağmen  derneklerine getirilmeyen  Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul GÜNAY için çok üzüldüğünü belirtti.

AKAY, Ben gönüllü olarak Mudurnu için çalışıyorum, Programda olmasına rağmen, Kültür ve Turizm Bakanı  dernek binamıza neden getirilmedi anlayamıyorum dedi.

Kendisinin, Bakan GÜNAY a verilmek üzere, bina  ve Kültür açısından CD ve bir Mektup Hazırladığını ifade ederek, bu olay beni çok üzdü dedi.

AKAY, Mudurnu için bir çok Projemiz var, bu bina hakkında Kültür ve Turizm Bakanımıza anlatacaklarımız vardı.

Bakan beyle bir heyet halinde gidecektik, ve halada gitme kararımızdan vazgeçmedik. Ama , Bakan bey Mudurnu ya gelmişken yerinde yaptıklarımızı görsün istedik.

KURTULUŞ SAVAŞINA KATILMA KARARI YAN ODADA VERİLDİ

Başkan AKAY, Kurtuluş savaşına katılma kararının yan odada verildiğinin altını çizerek, böyle önemli  bir yeri Kültür Bakanı Ziyaret etmeyecekde nereyi ziyaret edecek dedi.

AKAY, bu eksiklik Milletvekillerimizin, Parti Başkanlarımızın, Belediye Başkanımzıın, İl Genel Meclisi Üyelerimizin bir eksikliğidir.

Mudurnulu olupta Bolu lu olupta  herhangi  bir seçilmiş kişinin  Bakanımızı g buraya getirmemesi  kadar ayıp bir şey yoktur, çünkü onlarda burayı bilmiyorlar dedi.

www.mudurnuhaber.com

Miraç Kandilimiz Mübarek olsun

İslam âlemi, dualarla Miraç Gecesi’ni idrak ediyor. Kandiliniz mübarek olsun. İşte Miraç Kandili duası…

İslam âlemi, dualarla Miraç Gecesi’ni idrak ediyor. Kandiliniz mübarek olsun. İşte Miraç Kandili duası…

Euzü billahi mineş-şeytanir-racîm
Bismillahir-rahmanir-rahîm

Ey Bizleri varlığa erdiren
Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran
Güzeller Güzeli Rabbimiz!
Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Kainatın İftihar Tablosu Peygamber Efendimiz’e Sonsuz salât ü selam olsun.

Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek gecede bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:

1. YA İLAHEL-ALEMİN!

Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs’ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek gecede bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz. Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. İcabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!

2. EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü vet-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde.. Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum.. İbadet ü tâat kültür televvünlü.. Duygular, düşünceler fantezilere emanet.. Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya Rabbi!

3.YA RAB!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru. Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

4. EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

5. EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep ‘Gelin, gelin’ diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur ‘Biz de geldik’ diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya Rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. Ya Rabbi lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle.. Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

6. EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış… İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız. Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.

7. EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Şu mübarek gecede binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve “Biz geldik” diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki!

Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.

8. EY YÜCELER YÜCESİ!

Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyalarıekonomive refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre… Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.

9. EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. Yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet “sayyâd-ı bîinsaf”ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı’nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü’l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rab! Bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs’atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş’esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.

10. EY RAB!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. İç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.

11. EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Bu mukaddes miraç gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.

Ey Yüceler Yücesi!

Efendimiz Hazreti Muhammed’e, Muallâ aile efradına ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya Rabbi!..

Amin amin amin
Velhamdü lillahi Rabbil aleminel-fatiha

www.mudurnuhaber.com

 

Volkan KONAK Ramazan ÇELİK ile aynı sahneyi paylaşmadı

Boluluyum, Bolulu adlı parça ile Bolu adını dünya ya duyuran Bolulu Ramazan Çelik, Beypazarı Havuç Festivalinde Karadenizli Sanatçı Volkan KONAK ın tepkisi ile karşılaştı.

Beypazarı Havuç Festivalinde Volkan KONAK ile aynı sahneyi Paylaşacak olan Bolulu Ramazan ÇELİK e Volkan KONAK Sahnesini paylaştırmadı.

Aylar öncesinden Beypazarı Şehir Stadında Ramazan ÇELİK ve Volkan KONAK ın beraber çıkacağı belirtilmişti.

İlk olarak Ramazan ÇELİK in sahne alacağı stadyum seyirci akınına uğradı.

Volkan KONAK ın sahneyi paylaşmam demesi üzerine Ramazan ÇELİK Konseri Beypazarı  Aile Çay Bahçesi içersindeki sahnede yapıldı.

Ramazan ÇELİK hayranları  Stadyumda beklerken, anons ile Konserin Şehir merkezinde yapıldığı duyuruldu. Şehir Merkezindeki Aile Çay Bahçesi tıklım, tıklım Çelik, hayranları ile doldu , taştı.

 

Bolulu Ramazan Çelik  Sahneden kendine yapılan bu davranışı seyirci ile paylaşarak, Volkan KONAK gibi değerli bir sanatçı ile sahne paylaşmak çok güzel bir duygu olacaktı, ama inşaallah ilerleyen günlerde aynı yerde sahne alırız dedi.

Sanatçının oyunları ile Beypazarılılar saatlerce oynadı, program bitmek bilmedi, görevliler programı yoğun çabalar sonunda sonlandırdı. Bolulu Ramazan ÇELİK e sevgi seli vardı.

www.mudurnuhaber.com

 

NİSAN 1 ŞAKASI HEYECANLANDIRDI

Çok kıymetli okurlarımız, sizlere Bolu ili ve ilçelerinden ve özellikle Mudurnu ilçemizden en güncel haberleri vermeye gayret ediyoruz.

Şu ana kadar yaptığımız haberlerimiz ile Tüm Dünyadaki Mudurnulu hemşehrilerimizi ve sizleri aydınlattık ve aydınlatmaya devam edeceğiz.

Mart 2011 tarihinde bir ağabeyim, Mudurnu’da insanlar çok mutsuz bu yıl 1 Nisan şakası ile bir hareketlilik gelsin teklifinde bulundu.

Bizde bunun üzerine EVET dedik. Ve planımızı başlattık. Mart ayı içersinde  Mudurnu ya MİLYON dolarlık yatırım başlığı altında bir manşet ile Proje merak edilsin ve insanımız hareketlensiz amacı ile detayları bildirmedik.

30 Mart 2012 gecesinden itibaren Planımız hız kazandı ve  düzenlediğimiz  1NİSAN şakasının detaylarını paylaştık.

Mudurnu ilçesine bir Japon Türk ortaklı yatırımın yapılacağını ve Uçak parçası imalatı yapılarak Mudurnu da 1000 kişilik bir  işçi istihdamedileceğini duyurduk.

Aslında insanımız verdiğimiz bu tüyolardan 1 NİSAN şakası olduğunu anlaması lazımken, maalesef   bu şakayı çoğu insanımız gerçek zannedip telefon edenler, o civardaki tarlasını satıver diyenler, e-mail atanlar oldu.

Tabiiki, Mudurnu’ya gelebilecek her yatırım çok güzel, ama böyle bir yatırımın gelmesi söz konuus olamaz. Ayrıca, birakın 1000 kişilik istihdamı Mudurnu da şu an çalıştıracak işçi bulamama sıkıntısı yaşanıyor. Haberimizden 1 gün öncesi Mudurnu Tavukçuluk Belediye Haporlör sistemizden Eleman alımı için ilan anonsu verdi.

Gelelim, Yüzüncü yıl köyüne, orası benim Annemin ve Dayılarımın olduğu bölgedir, belki yaptığımız bu  1NİSAN şakası haberinden sonra o bölge de de canlılık olur düşüncesindeyim. İlk örneği bu gün yaşandı bile, Coco Cola firması Reklam filminin bir kısmını Yüzüncü Yıl köyü merkezinde çekti.

                          BU HABER BİR NİSAN ŞAKASI DEĞİL

Şimdi  verceğim bu haber ise bir Nisan şakası değil tamamen gerçektir. EVET Mudurnu ilçesine Bir Milyon Dolardan daha fazla yatırımın yapılacağı artık kesinlik kazanmıştır. Bu gün  Taşkesti Sarot Termal Vadi Ortaklarından  Mehmet Emin YERDELEN ile sohbetimizde, Mudurnu ilçesine  Milyon Dolardan daha fazla bir yatırım için gerekli tüm çalışmanın bittiği müjdesini verdi. Mudurnu ilçesinde yapmayı düşündükleri projeden vazgeçmediklerini belirten Mehmet Emin YERDELEN  detayların yakın bir zaman içinde kamu oyu ile paylaşacaklarını ve Taşkesti gibi Mudurnu ilçesininde Termal  Turizmden kazanç sağlamasının artık zamanınınçoktan gelip geçtiğini sohbetimiz esnasında belirtti.

Buda  MUDURNU için iyi bir haberdir.

 Sevgi ile kalın…….

Aydın ÖZPELİT

Mudurnu Haber www.mudurnuhaber.com

 

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ

Saygı değer hemşehrilerim bizler hiçbir zaman boyunduruk altında yaşamamış,özgürlüğüne düşkün,vatan için hiç düşünmeden canını veren ecdadlarımızın evlatları ve torunlarıyız.sülalem de şehitlik mertebesine ulaşmış dedemin babası sayesin de şu an ki yaşamımı ona ve onun gibi şahadet mertebesine erişenlere borçluyum.

 
_ Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa, vatandır. ( M. Cemal Kuntay 
 
işte bu bayrakta bir damla da benim dedemin kanı olan ALBAYRAK sız nasıl yaşayabilirim ki.şu an ülkemiz de alt kimlik,üst kimlik diye bir safsata ve yaygara başını almış gidiyor.hatta ve hatta neymiş TÜRK değil TÜRKİYE yurttaşlığı gibi söylemler ayyuka çıkmış durumdadır.bu tip söylemler bölgesel özerklik isteyenlerin kelimeleriyle eşdeğer değil mi?
 
bizim dedelerimiz eğer bugünlerimizi görselerdi bunlar için değer miydi?demekten kendilerini alamazlardı.ama onlar böyle ufak teferruatlara takılacak basit insanlar değillerdi.ilk TÜRK DEVLETİNİ kuran METE HANIN sözünden bahsetmeden geçemeyeceğim
 
Benden eğerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem.demiş.
 
ÇANAKKALE DE koyun koyuna yatan her ilden,her milletten her bölgeden şehitlerimize ne yapsak azdır.esirine misafir gibi başka milletlerinin cenazelerine kendi evladı gibi sahip çıkan,hatta aynı durum ULU ÖNDERİMİZ tarafından da vuku bulan ecdadın evlatları olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız.
 
 bu şehitlerimiz için resmi anma törenlerinin yanında bol bol KUR’AN,DUALAR VE YASİNLER okuyarak ruhlarına hediye etmeliyiz.
 ÇÜNKÜ BU VATAN BİZLERDEN ÇOK ONLARINDIR!.BİZ BU VATAN DA YAŞIYORSAK ONLAR SAYESİNDEDİR.
 
bizi bizden iyi bilen yabancılardan hamiltonun sözünü aktarmadan edemeyeceğim
 
Türklerden başka dini ve vatanı uğruna canını vermeye hazır asker görmedim.bu sözün üstüne başka bir söz söylemek çok hafif kalır.
 
ayrıca vatanımızın temeline dinamit koymak isteyenlere bir kaç mısra aktarmak istiyorum.
 
TÜRKİYE’YE NEDEN TÜRKİYE DENMİŞ
BU İSİM BU YURDA GÖKTEN Mİ İNMİŞ
DEMEK Kİ APAÇIK BEDEL ÖDENMİŞ.
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM

BEDELİ SAYISIZ ŞEHİT OLMUŞ CAN
BEDELİ BAYRAĞI AL EYLEYEN KAN
NE İSTERSE VERDİK BİZDEN VATAN
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
 
LAZ DA BEN,ÇERKEZ DE BEN KÜRT DE BEN
BUNLAR AZA,EL-KOL.TÜRK!TÜRK BEDEN
AĞZI OLAN KONUŞMASIN BİLMEDEN
BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM
                                
şuna kesinlikle inanın burada kafkaslardan,güneydoğudan yatan şehitler var.bu zamana kadar bizleri bölmek için yapmadıkları kalmadı etrafımızı çember içine aldılar.bunun yanında boş durmadılar.bizlere
-bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasını öğrettiler.
-şimdiler de bizleri uyuşturmak üzereler ve bize elinizden alınsa bile sesimizi çıkarmamayı öğretiyorlar.
-onlar kendilerini efendi olarak görüyorlar,bizleri de onlara köle olarak hizmet ettirmek için zorlayacaklar.

RUHU ŞAD OLSUN RAHMETLİ MEHMET AKİF ERSOY’UN BELİRTTİĞİ GİBİ YÜCE MEVLAM BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRTMASIN!
BUNDAN SONRA Kİ NESİLLER DE VATANINI SEVEN,MİLLİ DEĞERLERİNE,DİNİNE SAHİP ÇIKAN EVLATLAR BAHŞETSİN!
ÜLKEMİZİN BUNDAN SONRA DAHA ÇOK BİRLİK BERABERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR DİYEREK İSTİKLAL MARŞIMIZIN 3.ve 7.KITASIYLA son veriyorum.benim yazımı okuma sabrını gösterdiğiniz için şimdiden sizlere minnetarım.ne yapayım içimdeki vatan sevgisi sizlere bu yazıyı yazmaya sevketti.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda
 
Yusuf TANRIKULU İSTANBUL Mudurnu Haber www.mudurnuhaber.com

Darbe!

Darbe!

             Yaşadığımız çağ bilgi çağı ama endüstrinin hızlı yaşam biçimi olayları aklıselim içinde tartışmamızı engelliyor. 1997 Şubatında e-posta darbe ile parlamentoya dayatılan sekiz yıllık eğitim sistemine geçişin gerekçeleri arasında öncelikle “imam hatiplerin” önünü kesmek bu gidişin önüne geçilmese”İslamcılar” 2025 lerde iktidara gelir diye yapılan e-darbe ve fiili darbeler karşı olduğu her şeyin en çetrefillisini terörden, ekonomiye memleketin başına bela etmiştir.

Dönemin muktedirlerince bin yıl devam edeceği söylenen post modern darbe sivil irade tarafından kabul görmemiş olacak ki beş yıl sonra 2002 yılında başbakan adayı bile belli olmayan AKP’yi iktidara taşımıştır.

Bu süreç içerisinde sekiz yıllık kesintisiz eğitimin olumlu yâda olumsuz yönlerini, imam hatipler açısından sorun olmasa da, sanayiye ara ve teknik eleman yetiştiren meslek okullarında sıkıntılar olduğu biliniyor. Geçmişte mağdur oldukları söyleyen bu günün muktedirleri de 28 Şubatın 15.yıldönümünde rövanş alırcasına ana sınıfından lise sona kadar on yedi milyon öğrencimizin ve ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konuda aklıselim ve olgunluk içinde tartışarak geleceğe yön vermek eğitim, sağlık, adalet gibi konularda mümkün olabilen en geniş uzlaşma sağlanarak karar verilmeli, yapılacak olan yeni anayasa içinde toplumun her kesiminin görüşü ve önerileri alınarak çağımıza yakışır toplumumuzun yeni yol haritası çizilmelidir.

1980 yılında topluma giydirilen deli gömleği bir an evvel çıkarılmalı ,”iyi çocuklardan” katil, azmettirenlerin yargılamadan muaf ”tekbir allahüekber” diyerek insan yakanların zaman aşımından kurtulamayacağı hukuksal ve demokratik düzen yaratılmalıdır.  

          A.İ.B.Ü ve Haytalar Konağı, Meslek Yüksek Okulu

          Geçtiğimiz yıl yapılan bir protokolle Haytalar Konağı Abant İzzet Baysal Üniversitesine Uygulama amaçlı kullanması için devir edildi ancak hiçbir tamir bakım yapılmadan A.İ.B.Ü yönetimi tarafından “masraflı olacağı gerekcesiyle”sesis sedasız iade edildiği duyduk.

Kamusal bir sorumluluğu’da bulunan Üniversite yönetimleri tarihi kültürel varlıklara anıtsal eserlere sadece ticari açıdan mı bakmalı? Geçtiğimiz haftalarda basında A.İ.B.Ü ana yerleşkesine yaptığı sosyal tesise iki trilyon para harcandığı yazıldı. Mudurnu’daki önemli anıtsal eserlerden biri olan Haytalar Konağına bu paranın beşte birini ayrılamazıydı!

İlçemizin anıtsal eserleri tarihi evleri açısından çok önemli olan ve 2009 yılında açılıp öğrenci alınmayan Mimari Restorasyon bölümüne önümüzdeki yıl öğrenci alınması ve dört yıllık fakülte açılması konusunda alt yapısı hazırlanıp gündeme getirilmelidir.

Bu arada konu üniversiteden açılmışken Mudurnu Süreyya Astarcı Meslek Yüksek okulunun ilçemize sosyal, kültürel ve akademik alanda katkılarını sağlamamız lazım ne yazık ki bu alanda topluma sosyal alanda öncü olması gereken akademik çevre ile ilişkilerimizi geliştiremedik. Olumlu iş birlikteliği kurulamamsında bizde yâda Yüksek okul yönetiminde ne gibi hata ve noksanlıklar var masaya yatırılması gerekir.

          Çevre kirliliği  

          Yoğun kış yaşadık ama bahar geliyor bir taraftan tavuk memleketiyiz diye övünürken planlı belirli alanlar yaratamadan satanla alanın inisiyatifine bıraktığımız ve her yere kondurulan tavuk çiftliklerinin atıklarını sağda solda yol kenarlarına döküp gelen geçene raklamımızımı yapacağız,

          İlçemizin Munduşlar ve Yeniceşıhlar köyleri ovasında son yıllarda pazarlarda aranılan marul ve havucu yetişirken yirmi sene önce suyunu içtiğimiz Mudurnu çayının şimdi mikrop yuvası olan suyunun temiz akmasını nasıl sağlayacağız.

          İlçemizde yapılacak olan hastane yerini inatlaşmayı bırakıp nasıl çözeceğiz…

          Halvet

          Yine geçtiğimiz hafta Mudurnu Kaymakamlığı,Milli eğitim Müdürlüğü ve Şeyhül İmran vakfı organizasyonuyla M.Akif Ersoy’dan anekdotlar,Halvetilik ve Mudurnu bağlantısı konulu söyleşi yapıldı.Söyleşinin çağrıcıları arasında Mudurnu Kaymakamlığının olması ve Valimizin katılımı nedeniyle  daire amirlerinin ve öğrencilerin katılımı ile salon dolu idi..ancak mimari olarak ses akustiği düzgün salonlar yapamadığımızdan sesler yankı nedeniyle tam anlaşılmıyordu.

Ayrıca Halvetilik konusu ilköğretim çağındaki çocuklara göre bir konu olmadığı konuya ilgisiz kalışlarından belli idi.Halvetilik konusunun  tarihi ve kültürel anlamda Mudurnu’ya bir katkısı olacaksa bu tür sunumların konuya yoğunlaşmış katılımcılarla yapılmasında fayda var konuk  yazarda  bunu açıkça belirtti.

Sunumda  Mudurnu bağlantısından çok Halvetilik anlatıldı.Söyleşi sonunda soru cevap olsaydı bende  öğrenci olsaydım babam yada dedem bırakın erbaini haftalık halvet yapsaydı…evimizin ihtiyaçlarını kim karşılayacak..benim kontörü,dershane parasını,akşam ekmeği,market Pazar alışverişini kim yapacak yani halvetin günümüzdeki yaşam biçimine denk gelir karşılığı nasıl olacak  diye sormak isterdim.?

          Eğitim

         Son günlerde ilköğretim öğrencilerin ellerinde Arapça ve Türkçe meali olan dua kâğıtları gördüm. Ellerinde bu kâğıtları gördüğüm öğrencilere sorduğumda sosyal vb. öğretmenleri tarafından kutlu doğum haftası nedeniyle verildiğini bu duaları yüz defa okumalarını okumazlarsa günaha gireceklerini eksik okurlarsa başkalarının günahına da girecekleri söyleyerek çocuklar yönlendirmeye çalışılıyor.

          Bu yönlendirmeleri yapan arkadaşlara önerim bu memlekete faydalı insan yetiştireceksek önce farklılıkların zenginliğimiz olduğunu öğreneceğiz. Sonra ne iş yapıyorsak severek ve layıkıyla yapacağız.

         Çocuklarımıza fen bilimi, coğrafyayı, matematiği, sosyolojiyi, mantığı, felsefeyi, dil bilgisini, ana dilini, Türkçeyi, edebiyatı iyi öğretirsek iyi insan yetiştirmiş oluruz önce iyi insan yetiştiremezsek ne iyi meslek sahibi nede iyi  “inanan” yetiştirebiliriz.

15.03.2012

Mehmet Cantürk

www.mudurnuhaber.com

 

Sene 1953 Mudurnu Yolları yine aynı

“Kar yağışı sonrasında Mudurnu ve çevresindeki yollar yüzünü gösterdi. Araç sahipleri durumdan şikayetçi olurken, havaların ısınması ile birlikte yollara açilen bakım yapılmasını istediler”. Başlıklı yazımıza M.Ali isimli okurumuz “Aydın bey,ben bildim bileli bu yol hep aynı. Kar yağışı bahane.Görün yazın yine aynı kalacak şeklinde yorumda bulunmuş. Yorum yapan okurumuzun yaşını bilmiyoruz ama, Güray ÖNAL ağabeyimin gönderdiği 25 Aralık 1953 tarihli BOLU EKSPRES gazetesindeki, Bedrettin Maradit’in kaleme aldığı “Mudurnunun Hazin Yolu”başlıklı yazıyı okursanız, okurumuzun ne kadar haklı olduğu ortaya çıkacaktır. Aslında Mudurnu yollarında aradan geçen 60 senede değişen hiçbir şey olmamış.

www.mudurnuhaber.com

Süt ve Yavru Makinası HALEP Keçileri Mudurnu da


 Mudurnu ilçesi Karacakaya Mahallesinde  Hayvancılıkla uğraşan Selami KARAKUŞ,  Mudurnu ilçemdeki hayvan ırklarınışekillendirmek için yoğun çaba harcayıp, Halep Keçileri getirdim dedi.

Karakuş, Mudurnu ve çevresine hemen uyum sağlayan Keçilerden edinmek isteyenler benimle irtibata geçebilir, Hayvanlarımın içinden istediklerini seçip alabilirler dedi.

Karakuş,  Halep keçilerinin verimliliğinin yüksek olduğunu duymuştum, ama şimdi kendim yetiştirdiğim için bunun iyice farkına vardım, Mudurnu ve çevresinde bu hayvanlardan çoğalması ve ailelerin Ekonomik durumları yükselmesi gerekli, bu hayvanlar ayrıca doğa dostuda ,diğer Keçiler gibi heryere saldırmıyorlar, 3 üz yavrulayıp ve süt verimleri ise 2kğ ye yaklaşık alıyoruz, çok memnunum dedi.

www.mudurnuhaber.com

 Halep Keçilerinin Satış Fiyatı  850 tl den başlıyor. Detaylı Bilgi ve diğer konular için ,Selami KARAKUŞ irtibat Tel: 0 539 281 99 28

İnternet ten NACAK siparişi

İnternet ten NACAK siparişi

Bolu nun Mudurnu ilçesinde 12 yaşından bu yana Demircilik ve Nacak imalatı ile uğraşan ve halk arasında Nacakcı İsmail Unvanını alan İsmail KOCABAY ( 55 ) internet üzerinden aldığı ilk siparişini gönderdi.

 

İsmail KOCABAY, internet ile hiç işim olmazdı, ben herkesi internette bilgisayarlarının başında saatlerce otururken gördüğümde kızardım, bu insanlar ne yapıyor diye, ama internette yayımlanan haberim üzerine bir sabah vakti telefonum çaldı. Ardından İstanbul dan bir arkadaş Nacak istediğini belirtti, bende müşterinin adresini aldım  Kargo aracılığı ile gönderdim. Artık internetin ne kadar önemli olduğunu öğrendim ve tanıtım amaçlı   www.nacakciismail.tr.gg isimli internet sitesi açtırdım yakında ise MUDURNU MARKET  www.mudurnumarket.com internet sitesinde ürünlerimizi satışa çıkartacağız  dedi.

www.mudurnuhaber.com

EV SAHİPLERİ KİRA VERGİSİNE DİKKAT !

2011 yılında kira geliri (gayrimenkul sermaye iradı gelirleri) elde eden ev sahiplerinin bugünden 25 Mart akşamına kadar beyannamelerini vermeleri gerekiyor.

Konu hakkında  Mudurnu Mal Müdürü Yılmaz OKATALİ bazı açıklamalarda bulundu.

Okatali,25 Mart 2012 tarihinden önce mutlaka bulunduğunuz yerdeki Mal Müdürlüklerine giderek , kullanıcı adı ve şifrenizi alınız. Sonrasında ise internet ortamından kullanıcı ismi ve şifreniz ile girerek beyannamenizi kendiniz doldurunuz. 2800 tl ye kadar olan  kazançlardan herhangi bir vergi söz konusu değildir, ama mutlaka kullanıcı ismi ve şifre alarak, giriş yapıp bunu beyan etmeniz gerekiyor dedi.

Okatali, Mudurnu da misafir bulunanların Mudurnu mal Müdürlüğünden şifre ve Kullanıcı isimlerini alabileceklerinin altını çizdi.

Mudurnu Mal Müdürlüğü  Mudurnu Merkez ve Köylerinde Muhtarlar aracılığı ile vatandaşa  bilgilendirme buroşürü dağıttı.

Broşürü incelemek için aşağıdaki resimleri bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

DETAYLI BİLGİ İÇİN http://www.gib.gov.tr/

www.mudurnuhaber.com