KIZILAY DA DÖNEN ENTRİKALAR

Geçtiğimiz Pazar günü Mudurnu ilçemizde Türkiye nin her bölgesinde bulunan ve yardım kuruluşu gözü ile bakılan KIZILAY MUDURNU Şubesi nin seçimleri vardı.

Uzun yıllardır sürekli Mudurnu’da KIZILAY yönetimi olarak söylenen bir söz var. Mudurnu’da gençler KIZILAY’a sahip çıkmıyor.  Ben ve genç arkadaşlarım bu kez biz çıkalım, gençlere görevi devretmek isteyenlerin sırtından yükü alalım istedik. Gerçi bizde o kadar genç sayılmayız. Ama KIZILAY da görev alan 80 yaşına yaklaşmış kişileri görünce neredeyse yolun yarısındayız.

Biz bir hafta önceden seçim çalışmalarına başladık, kişilerle görüşüp destek istedik. Ama bu bir Hafta içersinde maalesef bu hayır kurumunda da bir dolapların döndüğünün farkına vardık.

Mudurnu’da her gün defalarca karşılaştığımız insanlardan 10 tanesinden 5 i KIZILAY a üye olacaktık, ama bir türlü çaresini bulamadık, sürekli atlatıldık cevabını verirken diğer 5 kişiden 3 kişiside bizden bu yıl aidat almadılar şimdide oy kullanamayacakmışız diye tepki verdiler.

SEÇİM GÜNÜ GELDİ ÇATTI

KIZILAY MUDURNU şubesi seçim günü geçtiğimiz hafta Pazar günü Mudurnu Belediye altında sanat merkezinde yapılmak üzere toplandık.  Mudurnu ‘nun şu an toplam nüfusu Köyler ile birlikte 20.500civarında,  30 yıldır görevde olan büyüğümüz bu süre zarfından Mudurnu’da sadece 160 üye yapmış ve bunların içinden ölenler olduğunu söylüyorlar geriye ise bize oy kullanacak sadece 66 üye kalmış.  Çoğu KZIILAY cı artık bu kurumun Mudurnu ikilik yarattığını ifade ederek oy kullanmaya bile gelmez olmuş. Zaten belirli kişiler hariç aidatlar alınmamış. Yıllardır, insanların dükkânlarını kapı kapı dolaşıp Makbuz keserek Aidat toplayan Kızılay İlçe Başkanı bu kez Kongrede arkadaşlar kusura bakmayın ben bazı arkadaşları Mudurnu’da göremedim onun için aidatlarını alamadım, bu nedenle oy kullanamayacaklar, beni kimse yanlış anlamasın, hem ben gidip Aidat toplamak zorunda da değilim diyerek yumuşak sözlerle, olayı kapatmış oldu.

PEKİ OLAY BU KADAR BASİT Mİ ?

Başka zaman Belediye ile ortaklaşa paslaşarak, Belediye ilan sisteminden yeter artık dedirtene kadar ilan yapılırken, bu kez neden insan ilan yaptırmaz? Aidatlarını ödemeyen üyeler 2013 yılında seçimde oy kullanamayacaklar denilmez?  Kan Bağışı toplamaya gelince 10 larca kez ilan edilirken bu kez neden sus pus olup sessizce gemi yürütülmeye çalışıyor? Burası bir hayır kurumu ve dönen Entrikaların haddi hesabı yok.  Buraya yıllar önce gönül vermiş ve üye olmuş insanlar bir çırpıda nasıl küstürülür? Yarın herhangi Afet, Sel, Deprem gibi durumlarda bu insanlardan nasıl yardım ve destek isteyeceksiniz?

GÖNÜLLÜ KURUM MAAŞ YOK

Kızılay’ın gönüllü bir kurum olduğunu ve herhangi bir maaşının olmadığını biliyoruz. İstiyorduk ki 30 yıldan bu yana Başkanlık yapan büyüğümüz Bayrağı dürüst bir şekilde Gençlere teslim etsin, ama burada da koltuk sevdasının olduğunu biz Mudurnulu gençler bir kez daha görmüş olduk.

İSTANBUL DA HAYIRSEVER DEN ARSA VAR BİZİM HABERİMİZ YOK

Mudurnu ilçe Esnaflarından Merhum Ayakkabıcı amcamızın İstanbul da bağışladığı yerden aylık 900 tl Mudurnu’ya geldiğini Kongrede öğrendik. Ama İstanbul da Hayırsever büyüğümüzün verdiği yerin tam olarak nerede olduğunu ilçe başkanımız bilmemektedir. Aslında daha Başkanlığı 30 yıldır yürütüyor, belki fırsat olmamıştır gidip bakmaya, inşallah bundan sonraki 30 yılda gider bakarlar.

Bu işlerin hayır işi olduğunu çok net bilenlerdeniz, bu seçimlerde kendine yakın olan kişilerden ve KIZILAY ı kullanarak çeşitli siyasi emeller düşüncesinde olanlar ile birlikte yola çıkanlar bunun cevabını bu Dünya ‘da vermeseler bile öbür dünya da mutlaka vereceklerdir. Haaaa birde şunu söyleyeyim ki öbür tarafta Blok Liste yokmuş ve her kes oy kullanma hakkına sahipmiş. Aidat toplamanıza gerek yok.

Saygılarımla

Aydın ÖZPELİT

www.mudurnuhaber.com

 

Mudurnu Kızılay Kongresi yapıldı

Mudurnu ilçesi KIZILAY Kongresi Mudurnu Belediye Düğün salonu altında  sanat merkezinde yapıldı.

  TOPLAM ÜYE 160 Katılan üye 66

Mudurnu ilçesi KIZILAY derneğinde toplam üye sayısının 160 civarında olduğu belirtilirken,  31.12.2012 tarihi itibari ile yıllık aidatını yatıranlar oy kullanabildi.

 SEÇİMLERE 2 LİSTE GİRDİ

Seçimlere 2 liste ile girilen Mudurnu KIZILAY ilçe Başkanlığı bu seçimlerde  heyecana yol açtı. Daha önceki seçimlerde rakip bulamamaktan şikayetçi olanlar yine aday olup, çeşitli çalışmalar yaparak  koltığu garantiledi. Mehmet KÜÇÜKATALAY 45 oy alarak başkanlığa devam dedi.

 Aydın ÖZPELİT  ( Her canlı ölümü tadacaktır)

Başkanlık yarışında bende varım diyen Aydın ÖZPELİT, Divan heyetinden  söz istedi.

ÖZPELİT, Konuşmasında şunlara yer verdi.

Mudurnu ilçemizde yıllardır gençler çıkıp KIZILAY  da görev alsınlar denirdi. Ama bu günlerde görüyorum ki   gençlerin KIZILAY a sahip çıkması bazı kesimler tarafından rahatsızlık yaratıyor.

Amacımız Türk Kızılayını en iyi şekilde Mudurnu da temsil etmek  ve faaliyetleri çeşitlendirerek Mudurnu ya katkı sağlamaktır dedi.

ÖZPELİT, bu gün seçim var, gönül isterdi ki  tek bir liste ile çıkılıp, Mudurnu kazansın ama, maalesef koltuk sevdası insanı bırakmıyor demekki…

 ÖZPELİT,Bazı makam ve mevkilerde bulunan insanlar peşinden gelecek kişileri yıllar önce  yetiştirmesi gereklidir. Hiç kimse ölümsüz değildir. Her canlı bir gün ölümü tadacaktır. Bu nedenle bizlerde Mudurnu ilçemiz için faydalı olmak istiyoruz , dedi.

 

 BİR ZAMANLAR  KIZILAY KONGRESİNDE  İNSANLAR DOLAR TAŞARDI

 Yıllardır üyelik işlemleri için bekleyen arkadaşlarımızı, büyüklerimizi ziyaret edeceğiz. Şu an burada sadece  85 kişinin  oy kullanacağını biliyorum. Toplamda 160 civarında üye var, ve bunların sadece 85 inden üyelik aidatı alınmış , diğer üyeler göremedim deniliyor, Mudurnu gibi yerde günde 10 kez gördüğünüz ve  Denetçi olarak  yazdığınız Seçkin BEYHAN   dan bile aidat alınmadıysa  nasıl bir bahane göstereceksiniz merak ediyorum.

 

 KIZILAY İLÇE YÖNETİMİ ŞU ŞEKİLDE

 BAŞKAN: Mehmet KÜÇÜKATALAY  45 -oy

Hayri ERGEN                                 45 -oy

Mehmet TÜRESİN                       45-oy

Metin KARADEMİR                   45 -oy

Mehmet ASTARCI                       44-oy

Hamdi ASTARCI                          44-oy

Fikret TAŞPINAR                         44-oy

Mehmet İNEGÖL                          40 -oy

Hayrettin ULU                               35-oy

Mehmet BAŞAL                             26-oy

Metin SOYGÜR                              25-oy

ŞUBE  DENETÇİSİ ASİL ÜYELİĞE : Seçkin BEYHAN  Gelen Merkez Genel Kurul Asil Delegeliğe İsmail ATLI ve Cevat KOZAN seçildi.

www.mudurnuhaber.com

 

YATIRIM İSTEMEZÜK

YATIRIM İSTEMEZÜK

Mudurnu,  Bolu’nun şirin güzel ve küçük bir kasabası olup, şu anda son sayımlarda Köy statüsündeki köylerinde mahalle olarak sayılması ile birlikte beş bin nüfusu aştı. Yıllardır Mudurnu’da birileri bir yatırım yapmak istermiş ama her nedense mutlaka bir kulp bulunup yatırımların engellendiğini küçük yaştan beri duyarım.

MUDURNU GELİŞSİN

Mudurnu’da yaşayan ve yaşamayan Her kesimden insan  Mudurnu gelişsin der, toplantılar yapılır, geceler düzenlenir, ama her ne hikmetse toplantılar biter, yenilen yemekler  yanımıza kaar kalır. Mudurnu gelişsin, ama  şu gelmesin, Mudurnu gelişsin ama bu gelmesin, Mudurnu gelişse , gelişse en iyi Kültür ve Termal turizmle gelişir deniliyor ve çoğu insanda bu fikri savunuruyor. Ama kalkıp yatırımcı biri çıktığı an aman oraya yapmasın, aman buraya yapmasın, ben bunları görünce aklıma hemen şu geliyor. Beyazıt ÖZTÜRK ün bir tiplemesindeki gibi vatandaşımız hem Mudurnu’ya yatırım gelsin istiyor, Hem para kazanalım istiyor, Mudurnu da hem seviye yükselsin istiyor , ama benim olsun istiyor, ben kazanayım, mutlaka benim olsun istiyor. Ben burada şunu sezinliyorum, sanırım kıskançlık ve çekememe alametleri, benim olursa OK , benim olmazsa olmasın gerek yok.

 

Büyüklerimiz hep anlatır, Mudurnu ECA gelecekti, engellendi denir. İyikide gelmemiş, eğer gelseydi şu anda bu tartışmaları yapmamış olurduk.  Bu gün günlerden Cumartesi Mudurnu’nun Pazarı , Esnaf lar dükkanlarda oturup Köylerden vatandaşlar gelsin diye sürekli dışarıyı gözetliyor, hafta içi siftah bile edemeyen Esnafımız acaba bu haftayı Cumartesi günü ile kurtarabilirmiyiz düşüncesinde…

 

Ama gerek yok, Mudurnu fazla kalabalıklaşırsa yaşam sıkıntı olur, onun için biz bize yeteriz, dışarıda yaşayan Mudurnulu kardeşlerimiz ehbaplarımızda yorumları ile desteklesinler, Mudurnu fazla kalabalıklaşırsa onlarda  3-5 yılda  bir geldikleri ve en fazla 10 gün kaldıkları Mudurnu’da rahat edemezler, Ekonomi hiç önemli değil, naslı olsa Allah koymuştur bir yoluna, zaten yaşayanların %70 i Emekli, onlarda bize yeter.

 

 Mudurnu’nun nesine  Termal, bakın ne güzel gidip Babas ta ayaklarımızı sokup yıkıyoruz, şimdi oraya yapılacak bir tesis bir sürü eleman  alır, Mudurnu’ya geri göç başlar, durup durduk yerde bizim rahatımızı bozarsınız.  Bakın Taşkesti de ne oldu?  Taşkesti bozulacak, bu adamlar Taşkesti’de  kaplıcayı yapıp paraları alıp kaçacaklar, dolandıracaklar diyorlardı, ama şimdi bakıyorum , bu sözleri söyleyenler  Sarot Termal de Müdür olmuş, diğerleride  iç ve dış havuzlardan dışarı çıkmıyorlar. 200 Taşkestili ye iş kapısı olmuş, ama hiç gerek yoktu, o kadar yatırıma,  sağolsunlar bu kadar dedikodunun döndüğü ve dalaverenin çevrildiği yerde hala  2.3. etap projeleri  gerçekleştirmeye ve Mudurnu’yada yatırım yapalım diyen yöneticilere  şaşıyorum. Aynı davranışları bana yapsalar, ne haliniz varsa görün der bir çivi bile çakmam.  O zaman sizlerde gider havuzda çimersiniz…

 

Saygılarımla

www.mudurnuhaber.com

 

BABAS’TA SONDAJ MÜJDESİ


 

BABAS’TA SONDAJ MÜJDESİ

Mudurnu Taşkesti Sarot Termal A.Ş Mudurnu Babas ta Sondaj çalışmalarına başladı.

MUDURNU TERMAL İLE CANLANACAK

Mudurnu Babas  ta  SAROT TERMAL in başlattığı sondaj çalışmaları ile birlikte yıllardır uyumaya bırakılan MUDURNU TERMAL artık gerçek olacak.

Yıllardır kısır çekişmeler sebebi ile bir türlü beklenen hedefi yakalayamayan BABAS termal suları gün yüzüne çıkartılarak Mudurnu’nun Turizmini canlandıracak ve belkide çıkış yolu olacak.

Yerdelen; Mudurnudan Vazgeçmedik

Taşkesti Sarot Termal A.Ş yönetim kurulu üyesi Mehmet Emin YERDELEN , Mudurnu dan vazgeçmedik, yatırımlarımız devam edecek, engellemeler  olmasa daha hızlı hareket edeceğiz ama bunda da bir hayır vardır dedi.

www.mudurnuhaber.com

                           www.tuanaevleri.com

sarot-kampanya1

Evet, ADAYIM

Evet, ADAYIM

Bundan kısa bir süre önce “ Bende Aday olabilirim “ başlıklı bir köşe yazmış ve çevremdeki arkadaşlar ve sevenlerimden birçok e-mail ve telefon aldım. Tabiî ki, Mudurnu’da aday olabilirim deyince akıllara hemen Belediye seçimleri geldi, bazılarının sanamı kaldı dediğini duydum, bazı dostlar ise duyar duymaz gelerek, hayırlı olsun maddi ve manevi desteciniziz dedi, bazı dostlar da telefon edip çok doğru bir karar almışsın, Mudurnu’da değiliz ama seçimlerde gelir gece gündüz yanında canla başla çalışırız dedi.

Yerel seçimlere daha neredeyse 1 yıldan fazla zaman var, sağ olun beni o makamlara layık gören veya görmeyen Tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum. Şimdi ise size nereye aday olduğumu artık açıklama vaktinin geldiğini buradan duyurarak bana maddi ve manevi destek vererek Mudurnu’nun kazanmasında sizlerinde rol almasını ve daha iyi çalışmaların Mudurnu’nun hak ettiğini düşündüğünüzü bildiğimi hatırlatmak isterim.

Bilindiği gibi, hepimiz Topraktan geldik toprağa gideceğiz, hiç kimse ölümsüz değildir, insanlar yaptıkları icraatlar, yenilikler, çalışmaları ve iyilikleri ile öldükten sonra veya görev süresi dolduktan sonra vatandaşlar tarafından anılırlar. İnsanın kendisini iyi veya kötü andırması için bazı çalışmalar yapması gereklidir, bunun içinde ekip çalışması başarı getirir.

 Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığına Adayım.

Evet, Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığına aday olduğumu ve 17 Şubat 2013 tarihinde yapılacak olan Kongre için açık, açık çalışma yaparak üye ağabeylerim, kardeşlerim ve arkadaşlarım ile karşılıklı konuşarak bilgi alışverişinde bulunuyorum. Amacımız, Mudurnu Kızılay Şube Başkanlığını en iyi şekilde temsil etmek ve örnek çalışmalar yaparak ilçemize ve Bölgemize örnek olmayı hedefliyoruz. Mudurnu ilçesinde Kızılay Üyesi olan değerli arkadaşlarım, birlikte bu çatı altında Mudurnu için gerekli tüm çalışmaları hedefliyoruz.

Kızılay kurumunun sadece Kan bağışı toplamak ile görevli olmadığını birçok sosyal faaliyetlerde yapabileceğini vereceğiniz destek üzerine inşallah birlikte göreceğiz. Allah nasip ederde başarı sağlandığı takdirde, daha önce Belediye Başkanlığı içinde ismimi telaffuz eden büyüklerim, küçüklerim ve arkadaşlarıma da Allah gönlümüze göre versin diye dua etmenizi istiyorum.

Kızılay Başkanlığı konusunda çevremdeki ve Mudurnu da yaşayan kişiler ile sohbet anlarında sorup, üye olup olmadıklarını eğer üye iseler benim ayın 17 sindeki Kongrede aday olduğumu ve destek vermelerini istiyorum.

Asla hedefim ortalığı karıştırmak ve 7 delikten 7 ayrı görünmek değildir, aday olduğumu her kesin bilmesini istememden dolayı bu köşeyi yazarak destek almak istedim. Belki ulaşamadığım ağabeylerim olabilir, kimse bana söylemedi diye kırılmasın, gelin birlikte konuşalım, sonuçta hepimiz Mudurnu menfaatleri için çalışan bireyleriz. Benim amacım daha güzel hizmetler olsun, Mudurnu nun adı değişik yerlerde duyulduğu gibi KIZILAY kurumunda da farklı olarak görünsün istiyorum. Şimdiden hepinize teşekkür eder, selam ve saygılar sunarım.

Aydın ÖZPELİT  www.mudurnuhaber.com

 

Bolu- Mudurnu ve EMİTT

Bolu -Mudurnu ve EMİTT

Geçtiğimiz Hafta 24 -27 Ocak 2013 tarihlerinde İstanbul da başlayan Doğu Akdeniz Uluslar arası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda gördüğüm kadarı ile Bolu standı diğerlerine bakarak sönük kaldı.

Bu kanıya nereden vardığımı soracak olursanız, o günlerde Tv kanallarını gezerken sürekli Fuar dan haberler görürken ve diğer komşu illerden haberler çıkarken  Cennet Bolu il ve ilçelerinden hiçbir habere veya tanıtıma rastlamadım. Şu an bakıyorum google arama motorunda bile bulmak çok zor. Yerel Kanallarımız Köroğlu ve ABANT tv hariç…

 emitt1

Dünya nın değişik yerlerinden fuara katılanların dikkatlerini çekmek için daha farklı uygulamalar yapılabilirmiydi?  Neden BOLU ili ve ilçeleri bu tip organizasyonlarda Aktif bir rol alamıyor? Daha sorulacak birçok soru akıllara gelebilir.

 emit3

 Bolu muzu tanıtmak için açılan stant, acaba gelen misafirlerin ve ziyaretçilerin ne kadar aklın da kaldı?  Gölleri ile ünlü Bolu ilimizin sınırlarında Bulunan  Yedigöllerin, Zonguldak tarafından benimsendiğini, ABANT gölünün ise Düzce tarafından benimsendiğini ve  en  önemli olan ise Mudurnu Taşkesti beldesi sınırlarındaki SÜLÜKLÜ göl ün Sakarya tarafından sürekli olarak reklamlarının yapılarak broşürlerde ilan edildiğini biliyormuydunuz ?

 

Ziyaretçi akınına uğrayan stantlarda verilen ikramlar, verilen broşürler verilen ilgi ve alaka çok önemlidir. Ben bir gazeteci olarak bu yılki EMİTT fuarında şuna merak ettim. Sayın, Bolu il valimiz Bolu yu bu kadar yakından ilgilendiren bir Fuar da neden yok tu? Hatırlıyorum, Sayın Valimiz Bolu Beyaz et Festivalinde de görünmemişti.

 

Bolu Turizmi iç içe yaşanan bir il, o kadar çok zenginliği varki harca harca bitmiyor. Ama nedense Turizm konusunda hala adını Türkiye de bilmeyen belki milyonlarca kişi vardır. İyiki Merhum, İzzet Baysal Amca Bolu ya bir üniversite yaptırmış, iyiki Bolu Dağı ve Tüneli var, eğerki bunlarda olmasa vay halimize…

 

Bizim MUDURNU ise Tavukçuluk olmasa idi, Bolu nun bir ilçesi olduğumuzu kimse bilmezdi. Geçen İzmir den bir vatandaş telefon ile arıyor, ben Mudurnu diyorum, o hala orası batmadımı diye cevap veriyor.

 

Göynük ilçemiz her yıl ki gibi sanırım bu yılda Ahşap Kaşık ile meşhur olmayı planladı.

 

Mudurnu nun bu yıl EMİTT fuarına sadece 15 gün kala hazırlandığını biliyorum. Ziyaretçi akınına uğrayan Fuar, Mudurnu gibi kendini Turizme bağlamış bir ilçe için çok önemli ve kaçırılmayacak bir fırsattır. Mudurnu dan Turizm amaçlı yurt dışına düzenlenen gezi gibi, Mudurnu dan da  Kaymakamlık ve Belediye tarafından Turizimciler, Konak sahipleri, Esnaflar ve Gençler  Fuara taşınabilir, hiç olmazsa fikir edinerek Mudurnu da uygulanabilirdi.

 

Çok okuyan mı bilir, Çok gezen mi ? Atasözü nü Atalarımız boşuna söylememiş. Hadi hayırlısı, inşallah Bolu il ve ilçeleri şimdiden 2014 yılındaki EMİTT fuarına nasıl hazırlanırız? Neler sunarız diye beyin cim lastiği yaparak  daha güzel hazırlanırlar.

 

Aydın ÖZPELİT

 www.mudurnuhaber.com

  SAKARYA SÜLÜKLÜ GÖL İLE İLGİLİ BAZI SİTELER

http://www.sakaryarehberim.com/others/sehir_yasam_rehberi_detay.php?id=1181

http://www.sakarya.bel.tr/haber.php?id=3323&uk=16&ak=44

http://www.forumalev.net/sehir-ve-ilcelerimiz/78482-sakarya-suluklu-gol.html

 DÜZCE ABANT İLE İLGİLİ SİTELER

www.sanalda1numara.net/karadeniz-bolgesi/163631-duzce-abant-golu.html

www.sanalda1numara.net/karadeniz-bolgesi/163631-duzce-abant-golu.html

www.duzcekulturturizm.gov.tr/haber.asp?id=108

 

Ayıptır, Günahtır, Zulümdür, Yazıktır…

Ayıptır, Günahtır, Zulümdür, Yazıktır…

Ayet “Zulme sesiz kalan dilsiz şeytandır”der.
Mudurnu haberde yayınlanan http://www.mudurnuhaber.com/mudurnu-da-ne-yapilmak
isteniyor başlıklı haber içeriğinde T.C.Mudurnu ilçesi Babas Kaplıca Birliği 22.11.2012
2012 /04 sayılı Encümen Kararında Mudurnulu iki il genel meclisi üyesi ve iki Belediye
Meclisi üyesinin imzası var.

Başkan Vali beyle toplam üye sayısı yedi biri üye katılmamış
yâda “Mudurnulu olmadığı” için yapılan haksızlığa dayanamayıp imzalamamış veya
muhalefet şerhi koymuş. Toplantıya katılan yâda imzalayan altı üyenin dördü icra makamında
olan Mudurnulular. Mudurnunun ali menfaati içinde 2000 tl lik kirayı uygundur buyurmuşlar!
Mudurnu Belediyesi 2006 yılından bu yana Yıldırım Beyazıt hamamı’nı sorumluluk
projesi kapsamında işletiyor. Yaz dönemi hariç kaplıcada aynı konumda.Hamama günde
kaç kişi gidiyor ..kaplıcanın bina alt yapısı ve hizmet standardı bu durumda iken kaç kişi
gelecek…diyelim para kazandı Belediye gelir elde edince para Mudurnu yerine başka ilçeye
mi gidecek.
Benim işim bu şunu dedi o bunu dedi değil olayları kendi okuduğumdan, gördüğümden
ibarettir. Başka işleri bilmem ama dünyanın en özel termal sularından birine sahip olan
Mudurnu’muzun sahibi yok.
Tahminen bir buçuk yıl önce kaplıcanın durumunu görüp vatandaş sorumluğu
içinde basın açıklaması yapmıştım.Memlekette sivil toplumu anlayacak yerel ve genel
idari kültür birikimi ve geleneği olmadığı için bir yerden olumlu yâda olumsuz tepki
gelmemişti.Açıklamayı merak edenler http://www.youtube.com/watch?v=dBLG6jZGf-w
izleyebilirler.
Bu açıklamadan sonra geçmişten geleceğe kimlerin bu işte sorumluluğu varsa kim
yanlış yaptı ise kendisi ile yüzleşsin. Ayıca şu anda icra makamlarında olanlara önerim
Mudurnu’nun termal suyuna çözüm bulamayan bir anlayış memleketin hangi sorununa çözüm
bulacak merak ediyorum.
Ayrıca bir öneri daha kendi vicdanında bu işin sorumluğunu taşıyanlaradır. Yıllardır
çözüm bulamadıkları Babas kaplıcası suyu vicdanları da temizleyecek kadar saf, temiz ve
şifalı olduğunu biliyorum, burayı arada bir ziyaret edebilirler.
Bu açıklamaya son alınan karar sadece vesile olmuştur. Yok değildir diyen olursa bir
buçuk sene önce yaptığım açıklamayı izleyebilir.
Yıllarca Mudurnu halkına yapılan bu zulüm devam eder ve bir an evvel çözüm
bulunmaz ise konuyu Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına, ilgili Bakanlıklara ve ulusal basına
ileteceğim.
Mehmet Cantürk
Mudurnu Kent Konseyi Başkanı
05.01.2013

www.mudurnuhaber.com
http://f1301.hizliresim.com/15/5/hp49w.jpg

 

EMEKLER BU KEZ ZAYİ OLMADI

EMEKLER BU KEZ ZAYİ OLMADI

Mudurnu ilçesinde bu konu hakkında defalarca yazı yazdık, başka eften püften konulara yorum yazan arkadaşlar bu haberlerin altına yorum yazmaktan sürekli çekindi. Biz yazmaya devam ettik. Görülüyorki, istendiği zaman, Mudurnulularda Etkinliklere katılabilir ve Düğün salonunu doldurabilirmiş.

Mudurnu Miili Eğitim Müdürlüğü nün organize ettiği Mudurnu şiir günleri etkinliği çerçevesinde düzenlenen Mehmet Akif Ersoy Konulu şiir Gecesine diğer programlardan daha fazla ilginin olduğunu yazabiliriz. Şiir Dinletisi Mudurnu Dumlupınar İlköğretim Okulu Öğrencileri tarafından hazırlanarak Düğün salonunda sunuldu.

Öğrencilerin Mehmet Akif ERSOY konulu Şiirleri ve anlatımları çok içten ve çok anlamlı idi. Aileler den bazılarının çocukları şiir okurken küçük damlalar halinde gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.

Güzel bir gecede bir başka not ise , Ön sırada Protokole ayrılan Koltuklardan iki tanesinin boş olduğu görülürken, birinin Mudurnu Kaymakamı tarafından , Programın ortalarında gelmesi ile doldu. Ama diğer bir koltuk Program süresince boş kaldı, Mudurnu Milli Eğitim Müdürü Fuat GÜRLEYEN in ise Protokol arkasındaki sandalyelerde oturması dikkatleri çekti.

www.mudurnuhaber.com

Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)

          Seyyahın Avrupa Gözlemleri (iki)  

            İlk izlenimlerimi bundan önceki yazımda ifade etmiştim, hafta içi programlarından sonra hafta sonu tarih kenti Salzburg’ga gitmek üzere Augsburgtan,Münihe oradanda trenle üç saatlik yolculuktan sonra  Avusturya Salzbuga ulaştık.

              Üç saat önce başka bir ülke topraklarında üç saat sonra başka bir ülkedeydik. Ne kimlik, ne dil, ne din soran vardı insanların farklılıklarıyla bir arada yaşayabilmesi ne güzel bir şeymiş! Bunu öğrenebilmek ve bir arada yaşayabilmek için kan dökmek mi gerekir diye düşündüm.

             Salzburg ta yeyenim Kenan ve Avusturyalı gelinimiz Andrea ile buluşup soğuk ve kar yağışı eşliğinde Salzbug sokaklarında yürüyerek adını bilemediğim başpiskopos prensin Metresi için yaptırdığı Mirabell şatosunu vardık, şato görülmeye değer! hanımı için yaptırsaydı daha iyiydi ama insana “ne sevgiymiş” dedirtiyor.

             Karşı tepede görünen kaleye doğru yürürken kenti ikiye bölen Salzach nehrinin üzerinde bulunan köprüden geçerken ilk dikkat çeken şey köprünün tel korkuluklarına dilek tutularak kilitlerin takıldığı ve anahtarlarının nehre atıldığını öğrendim.

             Bu durum hemen Anadolu daki dilek tutarak türbeleri ziyaret etme ve ağaçlara çaput bağlama geleneğini hatırlattı. Demek ki insanoğlu her coğrafyada maddi, manevi ihtiyacı olanı keşfediyor.

              Kaleye doğru ilerlerken beş, altı yüz yıllık binaların ara sokaklarından geçerek müzik dâhisi Mozart ın evinin önüne varıyoruz.

Evin önü kalabalık içeri girmeye sıra gelecek gibi değil… Noel ayı nedeniyle sokakta gezen insan kalabalığına göre yerlerin temizliğini görünce ”temizlik hangi imandan gelir” eğitimden mi kurallara göre davranan insan yetiştirmekten mi gelir düşünmeye başladım.

            Burada şunu da yazayım bizim atalarımız yere tükürmeyi “ayıp sayıp” cebinde mendil taşırken, Avrupalı pisliğini camlardan atıyordu.

            Pislikleri de kafalarına geldiği için şemsiyeyi icat etti. Avrupalı nın bir küvette on kişinin elini yüzünü yıkadığı ve kokudan kurtulmak için parfümü icat ettiği dönemde bizde altı yüz elli sene önce han, hamam, imarethane, tuvalet kültürü vardı’ da neden şimdi yol kenarları cam kırığı, poşet, pet şişe piknik alanları pislik içinde,

            Bize göre Ekmek nimetti, yere düşerse öper başımızın üstüne koyar, buğday, fındık tarlasını ziyan olmasın diye “başak” yapardık… Bugün bayram, mevlüt yemeklerimizin yarısı neden çöpe gidiyor düşünmemiz lazım.

            Salzburg kalesine çıkacak kapıya vardığımızda kapıda yoğun bir kalabalık vardı. 150.000 bin nüfusu olan şehre yılda“resmi rakam” 8.000 (Sekiz milyon turist geliyormuş)bu durumu öğrenince içim acıdı! Bizimde kültür varlığımız ve adını aldığımız Mudurnu Kalemiz var… Kalesi gitmiş”kale -cik“ kalmış… Ne olur daha fazla uyumayalım aklımızı başımıza alıp tarihi değerlerimizi kaybolmaktan kurtaralım.

            Bunu başarabilirsek geçmişimize de, geleceğimizde en büyük iyiliği yapmış oluruz.

Mehmet Cantürk

10.12.2012

Augsburg – Almanya

Not: Sonraki yazı, Dachau Nazi toplama kampı izlenimleri     

www.mudurnuhaber.com

       

 

Mudurnulu Servis şoförleri dertli


 

Mudurnulu Servis şoförleri dertli

Mudurnu ilçesinde Taşımalı Eğitim Öğrencilerini taşıyan Servis Şoförleri ödenmeyen taşıma ücretlerinden dolayı sıkıntı içersinde olduklarını belirttiler.

 

MAZOT ALACAK PARA KALMADI

16 Eylül den bu yana 3 Fatura kestiklerini ve 4. fatura kesmek için hazırlık yaptıklarını ifade eden, servis şoförleri, MAZOT alacak paramız kalmadı dedi.

Mudurnu ilçesinde toplam 101 taşımalı servis aracının olduğunu ifade eden Şoförler ücretlerin neden verilmediğini araştırıyoruz bir türlü ne olduğunu öğrenemedik, ödeneğin geçtiğimiz hafta Salı günü aktarıldığını duyduk, Cuma günü verilecek derken üzerinden bir hafta daha geçti dediler.

Edinilen bilgiye göre, Servis ücretleri Mudurnu Milli eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan bordolar, Kaymakamlık imzasından çıkarak Mudurnu ilçe Özel idare müdürlüğüne gönderildi.

Mudurnu ilçe Özel idare Müdürlüğü Servis ücretleri ile ilgili Mudurnu Kaymakamı izinde olduğu için Özel İdare Müdürünün Cuma günü Kaymakam Bey ile görüşüp ödemelerin yapılacağı günü belirleyecek.

Servis şoförleri artık takatimiz kalmadı, gelen ödenek 2 hafta neden bekletiliyor anlamış değiliz, araçlarımızın sürekli zaruri harcamaları var, daha dün çoğu arkadaşımız araçlarına ödenecek bu paraya güvenip Kış Lastiği aldı, ama öğrendik ki umudumuz haftaya kaldı dediler.

www.mudurnuhaber.com

 

Bedevi kafasıyla Teknoloji ile buluşmak!

Bedevi kafasıyla Teknoloji ile buluşmak!
Yazacak konu çok hangi birini yazsam diye düşünürken… Nasihatten anlamak için
musibet gerekmez ama sokakta beklerken yanımdan geçen iki gençten biri içtiği sigarayı,
üstelik söndürmeden yere attı ve yürümeye devam etti. Arkasından seslenip ‘amcası bir
şey düşürdün’ dedim. Bana bakarak düşürmedim dedi, attığı sigarayı yerden alıp hemen
yakındaki çöp konteynırına attıktan sonra ben sana söylüyorum, senin yanında da başkası
atarsa sen de ona söylersin dedim. IQ seviyesi yeterli olmadığından yapılan davranışı
anlamayıp, ‘ben neden başkasına söyleyecekmişim?’ diye söylenerek gitti. İçinden de
başka şeyler homurdandığı kesin. Benim ne düşündüğüme gelince; kendi kültürünü
geleneğini aile değerlerini “modernlik”adı altında pervasızca tüketen bir toplum seksen
dokuz yılda kendi vatandaşını yaratamamış bir rejim ve liderlerinin birbirlerini çölde
kutup ayısına kovalattıkları bir acayip memleket.

Geçmişte atalarımızın yaşam ve davranış biçimine ait bize örnek olacak birçok
konu var tabi. Bir iki tanesini hatırlatmak isterim; atalarımız cebinde mendil taşıyıp yere
tükürmediği ve ayıp karşıladığı zamanlarda o günün Avrupalısı bırakın tükürmeyi, başka
pisliklerini camlardan aşağı attığı için şemsiyeyi icat etti. Atalarımız han, hamam, tuvalet
yaparken aynı küvette on kişi yıkanan Avrupalı pis kokudan kurtulmak için parfümü icat
etti. Yazının tam başlığı ‘Bedevi kafası ve kıl çadır kültürüyle teknolojiyle buluşmak’
olacaktı ancak bizim dağda gezen, yaşayan yörüğümüzün, çobanımızın doğaya saygıdan
yaktığı ateşin yeri bile belli olmazdı, onlara saygısızlık etmiş olurum diye yazamadım.

Mevzu uzun yaz yaz bitmez değerlerimizi yitire yitire geldik bu güne… Yere
tükürmeyi ayıp sayan atalarımız dünyayı yönetirken bu gün elinde ne varsa doğaya atan,
geri dönüşümü bilmeyen, okumayan, doğayı gözlemlemeyen, kan vermeyen, organ
bağışlamayan, sivil oluşumlara ilgi göstermeyen hakkını, hukukunu gerçeklere göre değil,
işine geldiği davranan aklını fikrini başkalarına ipotek etmiş bisiklet tamir edemeyecek
alet edevatı üretemeyen bir toplumun ipleri Hans ve Coninin elinde olur. İstedikleri zaman
da işlerine nasıl geliyorsa Karagöz Hacivat gibi oynatırlar.

Yukarıdaki yazımı yazma nedenim, her an her yerde karşılaştığımız olumsuzluklara
karşı bir nebze olsun katkım olabilir diye düşünmemdir.
Bu vesile ile son günlerde sosyal medyada paylaşılan Ahmet beyin ve Ayşe hanımın
günlük yaşamından kısadan hisse…

Ahmet Bey, sabah saat 7.00’de
*Casio** masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
*Puffy** yorganını kaldırdı.
*Hugo Boss** pijamalarını çıkarıp
*Adidas** terliklerini giydi.
*WC** ‘ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
*Clear** şampuan ve
*Protex** sabunuyla duşunu aldı.
*Colgate** ile dişlerini fırçaladı.
*BRAUN** ile saçlarını kuruttu.
*Bill’s** gömleğini ve
*Pierre Cardin** takımını giydi.
*Lipton** çayını içti.

*Sony** televizyonda medya özetlerini ve
*flash** haberleri izledi. *
*Citizen** kol saatine baktı. Aile fertlerine
*’BYE’** deyip
*Peogeot** otomobiline bindi.
*Blaupunkt** radyosunu açarak,
*rock** müziği buldu. Ağzına bir
*Polo** şeker attı. Şehrin göbeğindeki
*Mega Center** ‘daki ofisine varınca,
*Toshiba** bilgisayarını çalıştırdı.
*Microsoft Excel’e** girdi.
*Ofisboy** ‘dan
*Nescafe** ‘sini istedi. Saat 10.00’a doğru açlığını
yatıştırmak için
*Grissini **yedi. Öglen
*Wimpy’s Fast Food** kafeteryaya gitti. Ayaküstü,
*Coca Cola** ve **hamburgeri **mideye indirdi.
*Camel** sigarasını yakıp
*Star** gazetesini karıştırdı. Akşamüzeri iş çıkışı
*Image Bar’** a uğrayıp
*JB’** sini yudumladı, sonra köşedeki
*Shopping Center** ‘a uğradı. Eşinin sipariş ettiği
*Ariel** deterjan,
*Ace** çamaşır suyu,
*Palmolive** şampuan,
*Gala** tuvalet kağıdı,
*Sprite **gazoz ve
*Johnson** kolonyayı alarak kasaya yanaştı.
*Bonus** kartıyla ödemeyi yaptı.
Hafta sonu eşi Münevver’le
*Galleria** ‘ya giden Ahmet Bey,
*Showroom** ‘ları dolaşıp
*Converse** ayakkabı, *
*Lee Cooper blue jean** satın aldı.
Akşam evde bir gazetenin verdiği

*TV Guide** ‘a göz atan Ahmet Bey, kanallar arasında
*zapping** yaparak,
*First Class** ,
*Top Secret** ,
*Paparazzi** gibi programlar izledi. Aynı anda
*Outdoor** dergisini karıştırdı.
Uykusu gelen Ahmet Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.
** ‘Ne mutlu Türk’üm diyene!’** diye gerindi ve uyudu.
*Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil.

Mehmet Cantürk
10 Kasım 2012

www.mudurnuhaber.com

Kalbimiz Sıcak, ama Kalemimiz soğuk geliyor

Kalbimiz Sıcak, ama Kalemimiz soğuk geliyor

Biz Gazeteciler, halkımızın dediklerini  dinleyip  onların yaralarına Melhem olduğumuz zaman, en iyi izleriz. Fakat gel gelelim, bir kötü huyumuz var, Yüzümüz ve Kalbimiz ne kadar sıcak olursa olsun, doğruları kalemimize yansıttığımız zaman bazen vatandaşlarımızı üzebiliyoruz.

Mesela bir Haber yaparsınız aslında çok kişi okumuştur ama hiç ses getirmez, ve haberini yaptığınız kişide sanki hiç okumamış ve görmemiş gibi davranır, hııııııııı, heeeeeee, eeeeeee gibi sesler çıkartır. Ama aynı kişi ile ilgili başka bir haber yaparsınız daha 20 kişi okumadan damlar hemen kapıya, bir sürü laf söyler, ve haberi yayından kaldır, fotoğrafını kaldır vs kaldır der, tabiiki yerelde Gazetecilik yapmak zor iştir, çünkü burada her gün insanlarla yüz yüze bakarsınız, biz tayinci değilizki yarın bürgün başka bir yere gitmiyoruz.

 

   Aslında bu konuları fazlada abartmamak  lazım, biz toplumun aynasıyız, siz ne yaparsanız biz onu yansıtırız, bir Kamu kuruluşuna gideriz ve oradaki Bilgisayarlarda  envayi oyunların açık olduğunu ve 5 dakika bile işinden geç ayrılmaya dayanamayan çalışanın dakikalarca  bilgisayarı yenmek için çaa sarfettiğini görürüz, ama bunu uygun bir dil ile yansıtırız habere taşımayız.

Facebook sitelerinde dolaşan  Kamu kurum ve kurumlarında çalışan vatandaşlarımız sanal ortamda Çiftlikler kurar, çeşitli hayvanlar besler vs yaparken, enim Köylü Mehmet amcam işimi çabucak bitirip Köyüne dönmenin telaşesinde iken benim memurum ise sanaldan gerçek hayata bir türlü dönemez, buda haber yapılmaz.

Bir Kamu kurum ve kurumlarında çalışan  Yönetici,Amir,Memur vs kendi aracını kullandığı zaman  veya bisiklet veya benzeri araçlar ile evine gittiği zaman onu haber yapar örnek yönetici veya çalışan olarak lanse eder, diğer çalışanlara örnek olmasını isteriz. Ama tam tersi kendi aracını park edip Devletin araçları ile özel işlerinde gece gündüz, çoluk, çocuk şehir içi ve şehirlerarası seyahatlerini biliriz, duyarız hatta ve hatta bu bölgelerdeki Gazeteci arkadaşlarımız ile paslaşırız, fotoğraf temin ederiz, ama burası küçük yer olduğu için ve yeterince insanlar birbirine küsmüşken birde biz karıştırmayalım diye arşivimizde saklarız.

Biz yereldeki gazeteciler, aslında çok zor işlere imza atarız, bazen üzdüğümüz insanların farkına varır, ne gerek vardı der, ama sonra görevimizi hatırlayarak, her kesin bu şekilde düşündüğünü var sayarak yaptığımız işin doğrulunu  ve memlket çıkarları için yapıldığını hıssederek rahat bir şekilde uyuruz.

Tabiiki, yerel de gazetecilik yapmak zordur, bir yere gittiğinizde oranın amiri, memuru konumundaki insanlar size şüphe ile bakarlar, acaba bu buraya niye geldi? Bir şey olmasa gelmez, gibi içilerinden mırıldanırlar, soru sorarsınız, bir şeyler öğrenmek istersiniz, karşınızdaki vata

ndaşlar tam tersine size soruya soru ile cevap verir ve sizin ne öğrenmek istediğinizi kendi yöntemleri ile çözmeye çalışır, tabiiki bu yanlış bir taktik olduğu için, ister istemez durup,durduk yerde şüpheye kapılırsınız. Acaba yanlış bir şey var da,  kimseye duyrulmak istenmiyor mu? sorusu aklınıza gelir.

Bazıları ise,  işlerine geldikleri zaman, zam,mesai vs isteyecekleri zaman her türlü Basın açıklamasını yapar ve yazı gönderir, ama işine gelmediği zaman  meşhur 657 yi öne sürerek biz konuşamayız der, buda başka bir taktiktir, ama bu taktik çoğu zaman sökmez, sebebi ise olayın herkes tarafından bilindiğini bildikleri için, ben söyliyim ama benden duymadın denir.

Tabiiki bu olumsuzlukların yanısıra  canı gönülden yardım eden ve memleketin menfaati için iyi veya kötüyü paylaşarak haber yapılıp, duyurulup duyurulmaması konusunda emeği geçenlerde yok değil ! İşini iyi yapan ve vatandaşlarımıza  yol gösteren Kamu Kurum ve kuruluşları çalışanlarına teşekkür ederim.

İşte yerelde Gazetecilik yapmak böyle zor bir olaydır. Tüm Yerel Medya çalışan arkadaşlarım adına bu köşe yazımı sizinle paylaşmak istedim. Teşekkürler.

www.mudurnuhaber.com

MUDURNU ARIKAN SİGORTA MEHMET ARIKAN

DÖRTLÜKLER

DÖRTLÜKLER
 
Ya öğrenen, ya öğreten, ya dinleyen, ya da seven ol!
Bunların dışında bir beşincisi olma; helak olursun . Beşincisi ise, ilme ve ilim ehline buğzetmendir ~ HzMuhammed
“Kabe-i Şerif yıkılarak taşları denize atıldığı vakit, işte o zaman korkunç alametler olur.” Hz Muhammed
 
   ‘Suudiler 1926 yılında kendi sınırları içindeki tüm mezarlıkları yıkma kararı alır. Çünkü Arabistandaki en büyük mezheplerden biri olan Vahabilik anlayışında mezar kavramı,mezar ziyareti yoktu. İşin en ilginç yanı Hz. Muhammed’in mezarının da Suudi sınırları içerisinde olmasıdır. Ancak Atatürk öyle bir telgraf çeker ki Suudiler mezarın tek bir taşına bile dokunamazlar.
Nevzat Yalçıntaş’ın anekdotu
TEK TAŞINA DOKUNURSANIZ ORDUMU GÖNDERİRİM
Prof. Nevzat Yalçıntaş “Suudiler 1926 yılında sınırları içinde tüm mezarlıkları yıkıyorlardı. Atatürk sıranın Hazreti Muhammed’in kabrine geldiğini öğrenince bir telgraf çekerek ‘Eğer bir tek taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim’ demişti. Bunun üzerine Suudiler Hazreti Muhammed’in kabrine dokunamamıştı. Ama bu telgraf yok edildi” dedi.
Atatürk olmasa bugün Hazreti Muhammed’in mezarı da olmayacaktı.’
 
   Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı öğütlemez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini korumalarını emrediyor. 1923 (Atatürk’ün S.D.1I, s. 92)
Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslamların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s. 128)
 
   Kendisine, 1923 yılında armağan olarak küçük boyda bir Kur`an gönderilmesi üzerine teşekkürü:
Bence değerini takdire imkân olmayan bu hediyeyi, en derin ve hürmetkar din duygularımla saklayacağım. 1923 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s. 480-481)

 
Dolduruver testini
Alıver abdestini
Abdestin tamamlanır
Verince sen mesdini.
 
Ezan namaz daveti
Dinse ruhun serveti
Atatürk kuruverdi
Halkçı laik devleti.
 
Müslümanlık bir cevher
Kur’anımız da rehber
Gönlümüzde yatanlar
Atatürk’le Peygamber.
 
Yaptığın siyasete
Alet etme sen dini
Üç kuruş menfaate
Satma sakın kendini… 

Nefsine sen meram et
Dinimizde keramet
Hak’ın fani kulusun
Acize et merhamet.
 
Ölüm birden anidir
Dünyamız da fanidir
Hak kulunu katleden
Hak’tan korkmaz canidir.
 
Anla ki dünya yalan
Boş zaman ömrü çalan
Son nefesin verince
Mal mülkün olur talan.
 
Hakkınca yap işini
Helal kazan aşını
Ecel başa gelince
Sormaz sana yaşını.
 
Vatan kutsal davadır
Gerisi boş havadır
Ana-baba ocağı
Mukaddes bir yuvadır.
 
Eş dosta selâm yolla
Yoksul yetimi kolla
Menzilin açık olur
İlim gibi bir yolla.
 
Kişi sözün eridir
İman (g)özün feridir.
Helal lokma kazanmak
Kutsal alın teridir.
 
İlimde var saadet
Birde hukuk adalet
Bağımlı milletlerin
Sonu hüsran sefalet.
 
Kulak ver sen Kur’ana
Meyil verme harama
Huzur senin içinde
Başka yerde arama.
 
 Abdullah Atay
 
Dinsel ve tinsel huzurluluğa…

www.mudurnuhaber.com

 

 

Mudurnu da çok hatalı işler yapıldı, Engel olamadım

Mudurnu ilçemiz  Eski belediye Başkanlarından İbrahim BOYACI, yıllardır Mudurnu için  siyasi olarak çeşitli görevlerde bulunarak memleketine hizmetlerin getirildiğini ifade ederek, helali hoş olsun , çok kısa zaman çok imzalar attık dedi.

  GURSAĞIMDA KALDI

Eski belediye Başkanı İbrahim BOYACI, Mudurnu  için  dev projeler planladıklarını ifade ederek, ama bu işler hep gursağımda kaldı,  taviz vermediğim için, dürüst çalıştığımız için seçimi kaybettik dedi.

Boyacı, Mudurnu’da bazı yanlış yapılan işlere  görev yapan Belediye Başkanlarını uyardığını belirterek, ama ben bilirim havasından kurtulunmadığı için bazı işler yanlış yapıldı, sonucunda da şu anda Mudurnu’da Trafik sorunu başta olmak üzere bir sürü sorun var dedi.

  BELEDİYE  SARAYI YAPACAKTIM

İbrahim BOYACI Belediye Hizmet Binasının yanlış bir şekilde planlandığını ifade ederek, benim projem hazırdı, o zamanın şartlarında akıllara zarar, bölgede hiç olmayan bir hizmet binası inşa edecektim , projeleride hazırdı. Ama  yazık oldu , Projemizde Hizmet Sarayının altına otopark ve onun üstünede yaklaşık  60 adet İşyeri Dükkan ve Büro planlıyorduk dedi.

 

  SAROT YOK KEN BİZ MUDURNU BABAS IN PROJESİNİ YAPMIŞTIK

Eski belediye Başkanı İbrahim BOYACI,  Mudurnu  şimdiye çoktan Termal bir kent olacaktı,  Babas ta ek sondajı benim zamanımda kazdırdık, suyu biz çıkarttık, ama devamını getiremediler dedi.

Mudurnu Belediyesine ait olan Santral binasının olduğu bölgeye Hızırfakı mahallesine Fizik Tedavi ünitesi yaparak Sağlık turizminide canlandıracaktık, olmadı. Babas termal suyunu Mudurnu merkeze indirerek, Camilere  ve Hamam a verecektik.

MUDURNU YA TALİ YOL

Mudurnu nun bir türlü çözülemeyen sıkıntısı olan tali yol çalışması için projemiz hazırdı, bu proje sayesinde trafik sorunu diye bir şey olmayacaktı, ama engellendik diyen İbrahim BOYACI,  bu planladığım işler hep içimde uhde kaldı dedi.

  MUDURNU TARİHİ  KARAYOKUŞ YOLUNDA TURİZM

Mudurnu Nallıhan ilçesini birbirine bağlayan tarihi Karayokuş yolu güzergahında  Bungolow tipi evler yaparak, Mudurnu’ya  Doğa Turizmini kazandıracaktık.

www.mudurnuhaber.com

Osmanlı Tarihinde Nallıhan

Osmanlı Tarihinde Nallıhan

Nallıhan hakkında Osmanlı dönemi tarihini araştırmak için arşivlerde; tahrir defterleri, vakıf kayıtları, şeriye sicilleri ve Ankara Vilayeti Salnameleri gibi belgeler bulunmaktadır.

Nallıhan’la ilgili Osmanlı arşivinden günümüze ulaşan en eski yazılı belgeler tahrir defterleridir. Bu defterlerin 1487, 1521 ve 1530 yılına ait olanları Hüdavendigar (*) Tahrir Defteri adıyla Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğündedir. Tahrir defterlerinin sonuncusu olan 1572 tarihli 68 no’lu Bursa Mufassal Tahrir Defteri ise Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Kuyud-i Kadime (Esi Kayıtlar) Arşivindedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde ise 1613 tarihli 585 no’lu defterde Nasuhpaşa Vakfiyesi kaydı vardır. Bu belgeler incelendiğinde görülecektir ki;

Nallıhan, Nasuh Paşa Kocahan’ı yaptırmadan öncede var ama bugünkü yerinde değil de, büyük olasılıkla Kayapınar Çiftliği yakınındaki şehir kalıntılarının olduğu yerdedir. Bu olasılığa Ankara Vilayeti Salnameleri ve ansiklopediler de yer veriyor. Kocahan’ın yapımıyla bugünkü yerine bir göç olduğuna kesin gözüyle bakılabilir. (Nallıhan’ın Tarihçesi’ne bakınız.)

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Arşivinde NALLIHAN

1487 yılına ait Bursa Sancağı Tahrir Defterinin 290 ve 319 arasındaki sayfalarından anlaşıldığına göre, Nallıhan Kasabasının merkez olduğu Karahisar-ı Nallı nahiyesi, karye (köy) statüsündeki 50 yerleşim yerinden oluşuyor ve nahiyenin tamamında toplam 832 ev ve 221mücerred (bekar) vergi mükellefi bulunuyordu.

1487 tarihli Bursa Tahrir defterinde Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı görünen köyler:(1)

1487 de Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı köyler

Acısu Kavacık
Akçabayır Kayalar
Aksu Keçilü
Belenalan Kendere
Beydili Kethüda
Çayır Kızılcaviran
Çeği Kızılkuyu
Davudoğlan Kızılöz
Depe Kozca
Ebce Körpeler
Erücek Kuruca
Eymür Miçan
Gazi Mikail
Gölcük Ormenos
Günşah Osman
Harami Oyumağacı
Hisarcık Ozan
İshaklar Sarukaya
İslamözü Sobran
Kafiralanı Sofular
Kara Soku
Karacapınar Sorka
Karadepe Sürümlü
Karakozan Ulu
Karaköy Yemre

1521 yılına ait Bursa Sancağı Tahrir defterinin 171 ve 209 arasındaki sayfalarından anlaşıldığına göre, Nallıhan kasabasının merkez olduğu Karahisar-ı Nallı Nahiyesi, karye (köy) statüsündeki 49 yerleşim yerinden oluşuyor ve nahiyenin tamamında toplam 970 ev ve 627 mücerred (bekar) vergi mükellefi bulunuyordu. Bu rakamlara göre nahiyenin tamamında yaklaşık 5 500 kişi yaşamaktaydı. Önceki sayımla (1487) karşılaştırıldığında Karahisar-ı Nallı Nahiyesi nüfusunun 34 yıl sonra % 25 oranında arttığı görülüyor. Bu deftere göre nahiyenin tamamı Müslüman olarak kayıtlıdır.

1521 tarihli Bursa Tahrir Defterinde Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı görünen köyler bir eksiğiyle Sorka adlı köy hariç 1487 yılındakilerle aynı.” (2)

1530 tarihli 166 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri’nde Hüdavendigar Vilayetine bağlı Karahisar-ı Na’llu Nahiyesine 53 köy ve 5 mezranın bağlı olduğunu görüyoruz. Aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere köy sayısında ve köy isimlerinde bazı farklılıklar var.(3)

1530 da Karahisar-ı Nallı Nahiyesine bağlı köyler

KÖYLER Kavacık
Acıca Kendere
Acısu Kethüda
Akçabayır Kızılcaviran
Akkaya Kızılkuyu
Aksu Kızılöz
Ayagü Kovacık
Belenalan Kozca
Beydili Körpeler
Çay / Çayır Mikail
Çeği Ormenos
Çive Osman
Dar Oyumağaç
Davudoğlanı Ozan
Depe Saçak
Dutağacı (Eyyübağacı) Sarukaya
Erücek Sobran
Gazi Sofular
Gençlü Soku
Gevanşe Sorka
Gölcük Sürümlü
Günşah Ulu
Harami Yemre
Hisarcık  
İshaklar MEZRALAR
Kabalar Aslıhan
Kafiralanı Kayabükü
Kara Sulucayer
Karadepe Yusuf bin Gündüz
Karahavran
Karaköy

Tapu Kadostro Genel Müdürlüğü Kuyud-i Kadime Arşivinde NALLIHAN

h.981/m.1572 tarihli 68 nolu Mufassal-ı Liva-i Hüdavendigar Tahrir Defterinin başından, 114. sayfaya kadar Nahiye-i Sivrihisar, 185. sayfaya kadar Nahiye-i Beğpazarı, 186. sayfadan kitabın sonuna yani  245. sayfaya kadar da Nahiye-i Karahisar-ı Na’llu yer almaktadır.

Nahiye-i Karahisar-ı Na’llu 3 mahalleden oluşur, zeamet türü vergi öder.

Nahiye-i KARA HİSAR-I NA’LLU(4)

Karye (köy) 144
Mezra 17
Nehir 3
Çiftlik 9
Cemaat 1 (106 neferlik, aydın kişi topluluğu)
Şehir 1
Mahalle 3

3 Mahalle ve nüfus dağılımları:

Mahalle-i Cami-i Şerif  (nüfusu 48)

Nefer(**) (vergiye tabi kişi) 20
Hane (5 nüfuslu aile) 5
Mücerred (bekar) 13
Ehl-i berat (5 nüfuslu devlet görevlisi) 2

Mahalle-i Mescid-i Hüseyinler (nüfusu 49)

Nefer 17
Hane 8
Mücerred 9

Mahalle-i Yakuplar (nüfusu 81)

Nefer 29
Hane 12
Mücerred 16
Ehl-i berat 1

Yetişen ürünler

Buğday 60 kile
Arpa 20 kile
Mahlut (Karışık) 20 kile

Üzüm, Bal , Meyve, Soğan, Pirinç.
2 tane de değirmen vardır.

h.981/m.1572 Tarihli 68 Nolu Mufassal Tahrir Defterindeki Kayıtlara Göre
Hüdavendigar Vilayeti KARAHİSAR-I NEALLU Nahiyesine Bağlı Köy ve Mezralar
(5)

Abdiler Düdükçükaşı Kavacık Şahinoğlu
Acıca Eğri Kayadibi Şumlular
Acısu Emre Kendere / Cendere Tekfurlar / Tekirler
Ağıllıca Enginler Kethüda Timuroğlanları
Ahi Erücek Kızılca Turfalar / Turkallar
Ahmedler Eymür Kızılcaviran Tuzakçı
Akçabayır Eyneler Kızılkuyu Tüysüzler
Aksu Gazi Kızılöz Ulardı
Akyaka Gencelü Mezra Kiçibeğler Ulu
Alan Gölcük Kozcular/ Kovancılar Uzun-belen
Alibeğ Gülüyaka Kozlu Ümmidler
Alpiler Güneyyaka Kozyaka Vakıf
Arapköseler / İzzetkös Günşah Köseler Viranlu
Arkudca Günviran Kulfallar Yakaderecik
Aruklar Hacı Kasım Kuruca Yeganlar
Aslıhanlar Hacı Yakuplar Kuzca Yenice
Aydıncıklar Haliloğlu Kuzyaka Yerme
Aydoğmuş Harami Küçük Oyumağaç
Bağluca Hasbeğiler Küçük Sarılar
Bahşayişler Haydarlar Küçükler
Balcılar Hisarcık Malkoç
Ballıcaklar Hisaryakası Mikail
Bayezidler Hocaoğlu Sekisi Ormenos
Beğdili İbrahim Fakihler Ortaviran
Belenalan İnebeği Osman
Büğrüce İsa Kethüdalar Oyumağaç
Büyük Mikail İsaoğlu Ozan
Cihanşahlar İshaklar Saçak
Cülahlar/Cullahlar İshakşıhlar Sakızcık
Çaldibi İslamözü Sarıyar
Çayır İsrailler Sarukaya
Çeği İsrailler / Asma Seydi Ahmedler
Çıkrıközü Kabalar Sobran
Çora Kafiralanı Sofılar
Dar/Körpeler Kara Sofular
Davutoğlanı Kara Depe Soku
Demürciler Kara Horan Solaklar
Depe Karacalar Sorka
Depe Mezra Karacapınar/ Karacasu Sülüklü
Dinek Sekisi / Dink Se Karaköy Sürmelü
Doğancıoğlu Karalular Şaban Fakih
Doğanoğlu Karyağdı Şadiler

1530 yılına ait Tahrir Defteri ile 1572 yılına ait 68 nolu Mufassal Tahrir Defteri ve h.1311/1893 tarihli salnamedeki köy adlarını bugünkülerle karşılaştırdığımızda kimileri çizelgede de görüleceği gibi bugünkülerle aynen çakışmaktadır. Bazı köy adları sanki Bizans’tan kalma gibi. Bazıları da çeviriden kaynaklanan nedenlerle bugünkülerle benzeşmiyor gibi görünse de, hece veya harf eksiği ya da fazlasıyla benzeyenlerde çok. Bazıları o yüzyıldan günümüze kadar isim değiştirmiş, bazıları ise doğal afetler ve göçler nedeniyle haritadan silinmiş olabilir. 1572 yılında göze çarpan köy ve mezra sayısının çokluğu ise 1530 yılında eksik yazımdan ya da mezraların yazılmayışından kaynaklanabilir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Kayıtlar Arşivinde NALLIHAN

NASUHPAŞA VAKFI

Nasuh Paşa’nın Halep’ten dönerken Nallıhan’da yaptırdığı yapıları vakfettiğine ilişkin, Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Kayıtlar Arşivinde bulunan h. 1022 / m. 1613  tarihli 585 nolu defterin 42. sayfa 45. sırasında kayıtlı bulunan Nasuhpaşa Vakfına ait vakfiyenin özeti:

“Bursa Sancağı’na bağlı Karahisar Neallu Kazası’nda, Nallı Boğazı’nda Ulaşlar Köyü arazisinden ayrılan arsa üzerinde, yapımı h.1015/m.1595’te biten, han, hamam, cami ve mektebin vakfedilmesi için Nasuh Paşa, h.1022/m.1613’de Anakara Valisi Mustafa Paşayı görevlendirir. O da Tatar Ali Çavuşu mütevelli tayin eder ve binaların vakfedildiğini mahkemede doğrular.” (6)

Yukarıdaki alıntının  Türkçe tercümesi  Vakıf Kayıtlar Arşivinde bulunan 2221 nolu defterin 160 s. 146. sırasındadır.

“Nasuh Paşanın bu hizmetlerine karşı padişah tarafından; Sobran, Hocaoğlu Sekisi, Dinek Sekisi, Karadepe, Kızılcaviran, Düdükçübaşı, Aslıhanlar ve Kiçibeğler köyleriyle bazı çiftliklerin gelirinin, bir kısmı vakfın yaşaması için bir kısmı da kendisine verilmiştir.” (7)

ANKARA VİLAYETİ SALNAMELERİ ‘nde NALLIHAN

Ayrıca, Osmanlı dönemine ait Ankara Vilayeti Salnamelerinde de Nallıhan’daki idari yapılanmayı, Nallıhan’ın tarihini, coğrafyasını ve ekonomisini izleme olanağı buluyoruz. (Bu konularda daha ayrıntılı bilgi edinmek için Mesut Şener’in NALLIHAN kitabına bakabilirsiniz.)
(*) Hüdavendigar Vilayeti: Osmanlı Döneminde Bursa, Bilecik, Kütahya, Balıkesir illerini içine alan ve merkezi Bursa olan vilayet.
(1) Belgelerle Nallıhan s.6, Devlet Arşivleri Gn. Md.lüğü  Hazar Reklam 2010
“Tahrir Defterleri, Osmanlı yönetimi tarafından 15. ve 18. yüzyılları arasında vergilerin sağlıklı toplanabilmesi ve devlete karşı olan yükümlülüklerin takip edilebilmesi için  tutulmuş sayım defterleridir. Osmanlı Devleti, bu defterlere, vergi mükellefi kişileri, gelir getiren  menkul ve gayri menkulleri, vakıf mallarını, vergiden muaf olanları ayrıntılarıyla kaydediyordu. Bu defterler 30-40 yılda bir yenileniyor ve güncelleniyordu. Verdikleri bilgiler açısından Tahrir Defterleri, bir çeşit  nüfus sayımı defteri de kabul edilebilir.” Aynı kitap
(2) Belgelerle Nallıhan s.8, Devlet Arşivleri Gn. Md.lüğü  Hazar Reklam 2010
(3) Devlet Arşivleri Gn. Md.lüğü 166 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri s.89-112
(4)  h.981/1572 Tarihli 68 nolu Mufasal Tahrir Defteri, Tapu Kadostro Gn.Md.lüğü arşivi
Köy isimleri dışındaki çeviriyi, anılan Gn. Md.lük çalışanı Orhan Özdil yapmıştır.
(**) Nüfusa neferler dahil edilmez. Nüfusu hesaplamak için, hane ve ehl-i berat sayıları 5′ le çarpılarak mücerretle   (bekarlarla) toplanır.
(5) Burada Köy ve Mezra isimleri -Ö.L.Barkan’ın -Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri  TTK  Ankara  1988-   kitabından alınmış ve afabetik sıraya konmuştur.
(6)  Vakıflar Gn. Md.lüğü Arşivi h.1022 Tarihli 585 Nolu Defter
(7) Ömer Lütfi Barkan  Hüdavendigar Livası Tahrir Defterleri  s.636 TTK  Ankara 1988

 

KAYNAK:  MESUT ŞENER   www.mesutsener.com.tr

www.mudurnuhaber.com