Köylü’nün Elektrik Üretimindeki Tercihi: Güneş Enerjisi

Doğu Karadeniz Köylüsünün Elektrik Üretimindeki Tercihi: Güneş Enerjisi

Kendi yaptıkları ilkel HES’lerle birçok köyde boşa akan derelerden elektrik üreten Doğu Karadeniz insanı şimdi de temiz enerji kaynağı olarak güneşi kullanıyor.

Kendi yaptıkları ilkel Hidro Elektrik Santralleri (HES) ile birçok köyde boşa akan derelerden elektrik üretmeyi başaran Karadeniz insanı şimdi de temiz enerji kaynağı olarak güneşi keşfetti. Bu sebeple Tarım Kredi Kooperatifleri Trabzon Bölge Müdürlüğü kendilerine başvuran 450 yöre insanına güneş enerjisinden elektrik üretmeleri için destek sağladı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yaklaşık 10 yıldır uygulanan “Kırsal Kalkınma Yatırımları” destekleme programı çerçevesinde bu sene ilk defa güneş kolektörü desteği verildi. Güneş enerjisinden elektrik üretmek isteyen Doğu Karadeniz insanına 450 adet elektrik kolektörü verilirken, bunun yüzde 50’si bakanlık tarafından karşılandı.

 

www.mudurnuhaber.com

İSTANBUL BOĞAZI VE HALİÇ NEDEN DONAR?

İSTANBUL BOĞAZI VE HALİÇ NEDEN DONAR?

Meteorolojik olayları meydana getiren en önemli faktörün depremlerin
olması sebebiyle İstanbul Boğazı ve Haliç’i donduran ve ağır kışları
yaşatan aylarca süren deprem fırtınalarının olduğu görülmektedir.



İstanbul tarih boyunca değişik iklim şartlarının ve EKSTREM olayların
tezahürlerini yaşamıştır. Marmara Bölgesi’nin coğrafîk, jeolojik,
sismolojik ve meteorolojik konumunun farklılığı görülmektedir. Bu
farklılıktan dolayı değişik iklim hâdiseleri meydana gelir. İstanbul’u
belirli bir iklimin çerçevesine sıkıştırmak kolay değildir. Marmara
Denizi’nde bulunan fay kavşağındaki faylarda meydana gelen DEPREM
FIRTINALARINDAN dolayı iklimi her yıl farklılık gösterebilmektedir.
İstanbul’un iklimi üzerinde Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar ve
Anadolu’da meydana gelen depremlerinde tesiri bulunmaktadır. Bu
bölgelerden biri veya birkaçında oluşan DEPREM FIRTINALARI basıncı
etkileyerek, rüzgârları meydana getirmekte bu rüzgârlar da Boğaz’ın
geçiş alanından faydalanarak İstanbul üzerinde esmekte ve şehrin
ikliminde büyük tesirler meydana getirmektedir. Bu sebeple İstanbul’un
çevresindeki DEPREM FIRTINALARININ, basıncı etkilemesinden dolayı sert
kışların yaşanması ve bunun neticesinde Boğaz’ın buzlarla kaplanması
şaşırtıcı olmamaktadır.
İstanbul’un çevresinde kış aylarında KESİNTİSİZ devam eden DEPREM
FIRTINALARI, şiddetli soğuklar oluşturmuş, İstanbul Boğazı ile
Haliç’in donmasına sebep olmuştur. Fetih öncesi İstanbul’un meşhur
kışları 401, 739, 755, 763, 928, 934, 1232 yıllarında yaşanmıştır.
Fetih sonrasında ise 1621, 1755, 1768, 1823 ve 1878 yıllarında yaşanan
kışlara dâir teferruatlı bilgiler vardır.
İstanbul’un 1929, 1954, 1963, 1969 ve 1987 kışları
İstanbul’un kış tarihinde 1929 kışı önemliymiş.
6 Ocak’ta başlayan kar yağışı, 12 Mart’a kadar devam etmiş. Kar
yağışı, 2 ay boyunca devam etmiş. Asıl büyük kış Avrupa’da yaşandığı
için, Tuna Nehri donmuş. Donan Tuna Nehri’nin çözülme evresi
İstanbul’u etkilemiş.
Çözülen buzlar, Karadeniz’e inmiş. Dalgalarla süreklenerek, evvela
Rumelihisarı önüne gelmiş. Rumelihisarı boğazın en dar yeridir. Orayı
büyük buz parçaları kilitlemiş. Avrupa’daki büyük kışın neden olduğu
büyük ırmaklardaki donmaların, bir süre sonra çözülmesiyle oluşan buz
kitlelerinin akıntıyla boğaza gelmesi ilginç olayların arasındaymış.
İstanbul Boğazı’nın fotoğraflarıyla tespit edilmiş, en büyük İstanbul
kışı olarak yaşanmıştır.
1954 yılında da aynı şekilde büyük bir kışın yaşandığı ve Tuna
Nehri’nden kopan buzların İstanbul’a geldiği görülmüş.
1963’te yaşanan ağır kış mevsiminde, Trakya’daki kışı görüntülemek
isterken tipide boğulan gazeteciler kurtarılamamış.
1969’da şiddetli bir kış daha yaşanmış. 1969 kışında Büyükçekmece
Gölü, Küçüksu, Kâğıthane Dereleri ve Elmalı Barajı tamamen donmuş.
1987’de ağır bir kış daha yaşanmış. Bu ani ve olağanüstü bir kış olmuş. Şehir
bir metre kalındığındaki karın altında kalmış ve hayat tamamen durmuş.

İstanbul mevsimsel sürprizi çok olan bir şehirdir. İki deniz arasında
bir boğaz var, Haliç var. Karşısı Romanya, Rusya, Ukrayna’dan gelen
rüzgarları yaşıyor. Karayeli alıyor, poyrazı alıyor. Rutubet
yükleniyor. İstanbul bir acayip yerdedir. Mevsimleri sürprizlidir. Bu
süprizleri anlayabilmek için gökyüzüne bakarken biraz bakar olacağız
fakat bakar kör değil! İstanbul bu sürprizleri her zaman DEPREMLERİYLE
yaşar.

Yukarıdaki tarihlerde İstanbul Boğazı ve Haliç ağır kışları yaşamış ve
donma şartları oluştuğunda tekrar yaşayacağı ve donabileceği
görülebilir.

Yaşanan bu kışlarında bir düzeni olduğunu düşünerek inceleme ve
araştırmalar yapıldığında düzenin ipuçlarına rastlamak mümkün
olmaktadır.
Donma şartlarının en önemli birkaç özelliği:
1. Aralık-Ocak-Şubat-Mart aylarındaki İstanbul’un gün ortasındaki hava
sıcaklığının önemi.
2. İstanbul’un çevresinde uzağında veya yakınında İstanbul’un semasını
sürekli soğutabilecek deprem fırtınasının olması.
3. Sütçü Bulutlarının uydu kızılötesi görüntüsünde sürekli olarak
Marmara Bölgesi üzerinde Ocak-Şubat aylarında görünür olması.

Kaynak 1:Van depremi artçılarının havayı soğuttuğu ve kar yağışını
tetiklediği görülüyor.
http://www.aktifhaber.com/bitlise-kisin-yagan-toplam-kar-kalinligi-11-metreyi-gecti-578217h.htm
Van Gölü donmuş:
http://www.zaman.com.tr/gundem_sibirya-soguklari-van-golunu-bile-dondurdu_2198156.html
Kaynak 2:Depremler ve İstanbul’a yağan kar yağışlı günlerin örtüşmesi
Kaynak 3:İstanbul Boğazı’nın donduğu yıllar:
http://www.sabah.com.tr/fotohaber/yasam/istanbul_bogazinin_dondugu_gun/29821
Kaynak 4: http://www.kadirsutcu.com/ daki inceleme ve araştırmalarım

 

www.mudurnuhaber.com

 

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 76’ıncı yıldönümü

Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 76’ıncı yıldönümü

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 76’ıncı yıldönümünde saygıyla ve sevgiyle anıyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ‘Asaletini, zarafetini, bilgeliğini seni özledik’, Bizimle bizde yaşıyorsun’ afişleri hazırladı. 

10 Kasım Atatürk’ü anma günü ve Atatürk haftası

Atatürk Haftası, 10 Kasım 1938 günü saat 9’u 5 geçe yaşamını yitiren Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına düzenlenen; onun yurtseverliği, inkılap ve ilkelerinin anlatıldığı, radyo ve televizyonda Atatürk’ün konuşmalarının kendi sesinden dinletildiği, Atatürk’le ilgili filmlerin gösterildiği haftadır. 10-16 Kasım tarihleri arasına karşılık gelir.

10 Kasım günü Anıtkabir ziyaret edilmekte, başkent Ankara’da resmi tören yapılmaktadır. Türkiye’nin genelinde de yas tutulmaktadır. Her yıl 10 Kasım günü trafikteki arabalar durur ve 4 dakika korna çalarak anma etkinliklerine destek verirler. Ayrıca, tüm bayraklar 10 Kasım günü yarıya indirilir.

Yurdun dört bir yanında  10 Kasım ATATÜRK anma haftası etkinlikleri düzenleniyor.

 

www.mudurnuhaber.com

 

 

Vali Vasip ŞAHİN e Hayırlı olsun ziyareti

Vali Vasip ŞAHİN e Hayırlı olsun ziyareti

İstanbul Valiliğine kısa bir süre önce atanan Eski Mudurnu Kaymakamı ve Eski Düzce Valisi Vasip ŞAHİN e Hayırlı olsun  ziyaretleri devam ediyor.

Düzce İlinde  Valilik yapan İstanbul Valisi Vasip ŞAHİN e  Düzce ili ve ilçelerinin Belediye Başkanları   hayırlı olsun ziyaretinde bulundular.

Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, Akçakoca Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici, Çilimli Belediye Başkanı Muhsin Yavuz, Cumayeri Belediye Başkanı Recep Tuna, Gölyaka Belediye Başkanı Bekir Akbulut, Gümüşova Belediye Başkanı Ahmet Azap, Kaynaşlı Belediye Başkanı Erol Bayraktar, Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit, Beyköy Belediye Başkanı Osman Kılıç ve Boğaziçi Belediye Başkanı İbrahim Ercan ; Akçakoca ilçesinde  bir yıl Kaymakamlık yapan ve iki yıl Düzce ilinde  vali olarak görev yapan, İstanbul Valisi  Vasip Şahin’i ziyaret ederek hayırlı olsun dileklerini ilettiler.

 İstanbul Valisi Vasip Şahin ziyaretten dolayı son derece memnun olduğunu  ifade etti.

www.mudurnuhaber.com

Sizin Oraların Nesi Meşhur

Sizin Oraların Nesi Meşhur

Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) bu yıl beşincisini düzenleyeceği Türkiye’nin en büyük yerel ürün fuarı Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 22 Ekim’de ‘Sizin Oraların Nesi Meşhur’ sloganıyla kapılarını açıyor

“Antalya’da “Sizin Oraların Nesi Meşhur” sloganıyla 4 gün sürecek ve 81 kentin katılımının beklendiği YÖREX’de Ankara Çubuk’un turşusu, Aydın’ın inciri, Çanakkale’nin Mevlevi tatlısı, Van’ın otlu peyniri ve kedisi, Afyon mermeri, Eskişehir lüle taşı, Tokat basması gibi Türkiye’nin bütün renkleri buluşacak.

 

 

 

Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) bu yıl beşincisini düzenleyeceği Türkiye’nin en büyük yerel ürün fuarı Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX), 22 Ekim’de ‘Sizin Oraların Nesi Meşhur’ sloganıyla kapılarını açıyor

Yöresel ürünlerden kültürel değerlere yöre yöre Türkiye’nin tüm değerlerinin buluşturulacağı fuar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu başta olmak üzere Türkiye’deki çok sayıda ticaret ve sanayi odası, ticaret borsası, esnaf odası gibi kuruluşların da desteğiyle düzenleniyor. ATB Başkanı Ali Çandır, Avrupa’da 1500’e yakın yöresel ürün koruma altına alınırken, Türkiye’de ise YÖREX’in başladığı 5 yıl önce 119 olan bu rakamın, şimdi 183’e çıktığını, 222 ürünün de müracaat aşamasında olduğunu kaydetti. Bu sayıların çok yetersiz olduğunu belirten Çandır, Türkiye’de coğrafi işaret alabilecek yöresel ürün sayısının 3 bin 500 civarında olduğunu söyledi.
Yöresel tanıtımdaki önemi
Bir yörenin tanıtımında en iyi argumanların yöresel ürünler olduğuna dikkat çeken ATB Başkanı Çandır, “Hangi parayla Finike’yi Finike portakalı, Malatya’yı Malatya kayısısı kadar tanıtabilirsiniz? Onun ötesinde bu ürünleri üreten insanların, eğer üretimi geliştirilerek devam ederse, bu yörelerden göçlerin önü de alınır. O yörelerin ekonomisi gelişir, yine bu ürünlere sadık kalır ve tüketicilere bu ürünleri sağlıklı, yaygın bir şekilde sunabilirsek bir nebze de olsa ithalatın önünü de kesebiliriz. Bir yöresel ürünü aldığınızda, çocukluğunuza kadar, yaşadığınız yerlere kadar sizi duygusal olarak taşır” dedi.


Aydın’dan Van’a binlerce ürün
YÖREX bünyesinde, yöresel ürünlerin sahte ya da ismi kullanılarak rant amaçlı orijinalinden uzak üretimlere karşı hukuki olarak da çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Çandır, Ankara Çubuk’un turşusu, Aydın’ın inciri, Çanakkale’nin Mevlevi tatlısı, Van’ın otlu peyniri ve kedisi, Denizli’nin horozu, Zonguldak’ın Elpek bezi, Finike portakalı, Amasya elması, Erzurum oltu taşı, Adana’nın kebabı ve şalgamı, Diyarbakır’ın örgü peyniri, Devrek bastonu, Şile bezi, Hereke halısı, Afyon mermeri, Eskişehir lüle taşı, Tokat basması gibi el emeği göz nuru 5 binin üzerinde ürünün fuarda olacağını söyledi.

YÖREX’in hedefleri
ATB Başkanı Ali Çandır, YÖREX’in hedeflerini şöyle anlattı: “Ulusal tür ve çeşitlerimizin, iç pazarı dolduran ithal tür ve çeşitler arasında eriyip gitmesine engel olmak. Yerel pazarlarda sıkışıp kalmış nice ürünümüzün, başka pazarlarda değer bulmasına yardımcı olmak. Yöresinin adını almış ve bu özelliği ile tescillenmiş ürünlerin pazar değerini artırmak. Yöresinin adını almış, ancak tescillenmemiş ürünlerin tescillenmesini teşvik etmek. Oda ve borsalarımızın, yöresel ürünlerin tanıtımı konusunda öncü kurum olma özelliklerini pekiştirmek. Oda ve borsalarımızı, yöresel ürünler konusunda birbirleriyle kaynaştırmak. Yöresel değerlerin ve kültürlerin de fuar süresince etkileşimini ve paylaşımını sağlamak. Fuar ile yöresel ürünlerin ticari değerlerini ve hacmini yükselterek, yerinde istihdamı geliştirmek ve tersine göçü arttırmak.”

 

Fuara girişler ücretsiz
10 bin metrekarelik fuar alanında Anadolu’nun yüzlerce ürününü görme, tatma, tanıma, düzenlenen kültürel etkinliklerle özlemini duydukları memleketlerini hatırlama olanağı sunulacak YÖREX, 22 Ekim Çarşamba günü saat 11.00’de açılış programıyla başlayacak. 26 Ekim’de sona erecek ve ücretsiz ziyaret edilebilecek olan fuar, her gün 10.00 ile 20.30 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
www.mudurnuhaber.com

Mudurnu Eski kaymakamı İSTANBUL Valisi oldu

İstanbul’un yeni Valisi’ Eski Mudurnu KAYMAKAMI

İçişleri Bakanlığı Kararnamesi ile Malatya Valiliği’nden İstanbul Valiliği’ne atanan Vasip Şahin, “İstanbul gibi bir şehrin ağır yükünün omuzlarımıza verileceğini doğrusu beklemiyordum” dedi.

İstanbul Valiliği’ne atanması ile ilgili olarak Vali Vasip Şahin, atanması ile ilgili olarak basın mensuplarına yaptığı değerlendirmede, “İnşallah bizim için, memleketimiz için Malatya için, İstanbul için hayırlı bir karar olur. Temennimiz orada elimizden gelen imkanlarla ve kabiliyetimizle en iyi şekilde hizmet edebilmek. Cenab-ı Hak mahcup etmesin. Tabi bu takdirde bulunan Sayın İçişleri Bakanımıza, hükümetimizin çok değerli üyelerine, Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza bu noktada desteklerinden ve bize vermiş oldukları bu görevden dolayı çok teşekkür ediyorum. İnşallah onlara karşı da, milletimize ve İstanbullulara karşı da mahcup olmayız” dedi.

Vali Şahin, “Ben öncelikle Malatyalılara ve Malatya halkına çok teşekkür etmek istiyorum. Buradaki görevim müddetince her an yanımda oldular, hep yapıcı eleştirileriyle, takdirleriyle, destekleriyle hep yanımda oldular. Ben Malatya’dan gerçekten yüreğimi burada bırakarak ayrılacağım. İnşallah Malatya’ya çok daha güzel hizmet edenler gelecektir. Bizden sonra gelen valimiz de gayretli ve tecrübeli bir insan. İnşallah Malatya hakkettiği hizmetin daha fazlasına ulaşacaktır. Ama benim dediğim gibi Malatya’ya kalbimin en azından bir parçasını bırakmış oldum. Bütün Malatyalılara teşekkür ediyorum. Haklarını helal etmelerini diliyorum. Malatya hem bulunduğu konum itibariyle, hem yetiştirmiş olduğu insan yapısı itibariyle gerçekten övünülecek bir şehir. Hemşehrisi olmakla gurur duyulacak bir şehir. Dolayısıyla ben Malatya’ya her anlamda teşekkür ediyorum” ifadelerini kaydetti.

Vali Şahin, “Her dönemde kararnameler çıkar, siz böyle bir atama bekliyor muydunuz” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Böyle bir şey beklemiyordum doğrusu. İstanbul sadece Türkiye’nin değil, dünyanın çok önemli şehirlerinden birisi ve dünya başkenti. Dolayısıyla İstanbul gibi bir şehrin ağır yükünün omuzlarımıza verileceğini doğrusu beklemiyordum. Büyüklerimizin takdiri, onlara şükranlarımı arz ediyorum. Allah bizleri mahcup etmesin, yardımcımız olsun. İnşallah büyüklerimizin desteği, İstanbulluların desteğiyle birlikte elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağız.”

’GEZİ’ EYLEMLERİNİ OLAYSIZ BİTİRDİ

Vali Vasip Şahin, İstanbul’daki ’Gezi’ olayları ile ilgili olarak Malatya’da o dönem gerçekleşen eylemleri olaysız bir şekilde bitirmişti. Yürüyüşler ve protestolar esnasında eylem noktalarına gelen Vali Şahin, eylemi organize eden grupların yöneticileri ile görüşmeler yaparak, olayları büyümeden önlemiş ve eylemlerin olaysız bitmesine katkı sağlamıştı.

VALİ VASİP ŞAHİN

Malatya Valiliği’nin internet sitesinde Vali Vasip Şahin’in biyografisi şu şekilde veriliyor:

“Vali Vasip Şahin, 1964 yılında Bayburt’ta doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Erzincan’da tamamladı. 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1986 yılı Haziran ayında Erzincan Kaymakam adayı olarak göreve başladı. 1987 yılında bir yıl süre ile İngiltere’de inceleme ve araştırmalarda bulundu. Daha sonra sırasıyla; Kastamonu – Küre, Malatya – Pütürge ilçelerinde kaymakamlık, Muş Vali Yardımcılığı, Bolu – Mudurnu, Ankara – Kızılcahamam ilçelerinde kaymakamlık, Düzce Vali Yardımcılığı yaptı. 2003 yılında İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri ve Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nde Daire Başkanı olarak görevde bulundu. Eylül 2005 – Ağustos 2008 tarihleri arasında İller İdaresi Genel Müdür Yardımcısı, 5 Ağustos 2008 tarihinden itibaren İller İdaresi Genel Müdürü ve 11.05.2010 tarih ve 407 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 07.06.2010 – 17.08.2012 tarihleri arasında Düzce Valisi olarak görev yaptı. Bu görevi yürütürken 1 Ağustos 2012 tarih ve 2012/3511 Sayılı Kararname ile Malatya Valisi olarak atandı. Vasip Şahin, evli ve üç çocuk babası olup İngilizce bilmektedir.”

www.mudurnuhaber.com

                                                                                                                 TEBRİK 

Mudurnu Haber Ailesi olarak Eski Kaymakamımız  Sayın; Vasip ŞAHİN ‘in İstanbul Valisi olarak atanmasına biz Mudurnulular olarak çok sevindik. İnşaallah  başta Ülkemize ve İstanbul’umuzu hayırlı hizmetler  vermeniz dileğiyle…

HAYIRLI OLSUN

AYDIN ÖZPELİT

MUDURNU HABER

www.mudurnuhaber.com 

Türksat uydu geçişi için tarih verdi

Türksat uydu geçişi için tarih verdi

Türksat, 4A uydusuna geçiş yapacak olan televizyon ve radyo yayınlarının frekans değişikliklerinin, 17 Eylül 2014 tarihini 18 Eylül 2014 tarihine bağlayan gece yarısı yapılacağını açıkladı.

Türksat A.Ş.’den yapılan açıklamada, Türksat 2A haberleşme uydusunun ömrünün 2016 yılının başında tamamlanacağı hatırlatılarak, söz konusu uydu üzerindeki yayınların Türksat 4A haberleşme uydusuna aktarılacağı belirtildi. Yapılan açıklamada, yeni TV kanallarıyla birlikte Türksat uyduları  üzerindeki TV kanal sayısı 500’ün üzerine çıkacağı kaydedildi.

“KULLANICILARA DAHA FAZLA TV VE RADYO KANALI İZLEME İMKÂNI SUNMAKTADIR”

Türksat’tan konuya ilişkin yapılan açıklamada, Türksat Kanal Güncelleme Sistemi (TKGS) ile uyumlu uydu alıcılarının yeni frekansları otomatik olarak güncelleyeceği belirtilerek, yeni uydu alıcısı alacak kullanıcıların TKGS uyumlu uydu alıcılarını tercih etmeleri tavsiye edildi.
Yazılı olarak yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “TKGS uyumlu uydu alıcılarının listesine, http://www.turksat.com.tr/tr/turksat-kanal-guncelleme-sistemiadresinden ulaşabilirsiniz. Diğer uydu alıcıları içinse, 11844 MHz frekansı, Dikey V-polarizasyon, 2222 Sembol Oranı, FEC 3/4 veya 11747 MHz frekansı, Yatay H-polarizasyon, 27500 Sembol Oranı ve FEC 5/6 değerleri girilerek ‘Şebeke Taraması’ yapılmalıdır. Türksat 4A haberleşme uydusu, 42° Doğu yörüngesinde (Türksat 2A ve Türksat 3A uyduları ile birlikte) hizmet vereceğinden, uydu üzerindeki yayınları izlemek için ek bir antene ihtiyaç olmadığı gibi mevcut anten ayarlarında da herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Yeni uydularıyla bölgesindeki liderliğini güçlendiren Türksat, 42° yörüngesinde kullanıcılara daha fazla TV ve radyo kanalı izleme imkânı sunmaktadır.”

14 TEMMUZ’DA ERTELENMİŞTİ

Türksat, daha önce 14 Temmuz olarak açıkladığı televizyon frekans değişikliklerini, Ramazan ayı nedeniyle yayıncı ve vatandaşlardan gelen talep sebebiyle ertelendiğini açıklamıştı.

 

www.mudurnuhaber.com

 

GEBZE DE BOLULAR GECESİNDE YER YERİNDEN OYNADI

GEBZE DE BOLULAR GECESİNDE YER YERİNDEN OYNADI

Darıca Belediyesi 8. Şehirler ve Kültüler Kaynaşması’nda sahne alan Bolulular Derneği ülkemizin en büyük sanatçılarından olan Safiye Soyman’ı Darıca’lılarla buluşturarak unutulmaz bir programa imza attı.

Soyman eşi Faik Öztürk le birlikte sahne alırken , zaman zaman yaptıkları esprilerle de geceye renk kattılar.

Bolu Folklör Ekibi’nin gösterileriyle başlayan geceye başta Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz olmak üzere,Taşkesti ve Seben ilçe belediye başkanları,İzzet Baysal Vakfı Onursal Başkanı Ahmet Baysal ve Bolu lu protokol büyük ilgi gösterdi.

Bolulular Gecesi’nde açılış konuşmasını yapan Bolulular Dernek Başkanı Erdem Sevgi, “Darıca da sekiz yıldır aralıksız bir şekilde devam eden Şehirler ve Kültürler Kaynaşmasında memleketimiz Bolu’yu en iyi şekilde temsil etme adına çalışıyoruz.Bu önemli organizasyonu düzenleyerek kültürlerin kaynaşmasına vesile olan, üç dönemdir Darıca da önemli projelere imza atan ve bizlerden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen hemşerimiz Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak’a teşekkür ediyor,herkese iyi eğlenceler diliyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

KÖROĞLU NUN DİYARINA SELAM OLSUN

Bolulu hemşerilerinin alkışları arasında sahneye çıkarak bir selamlama konuşması yapan Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak ise Köroğlu şiirini okuyarak başladığı konuşmasında “Binlerce yıldır bir çok uygarlıkların filizlenip boy attığı ,batı karadenizin göz bebeği ,doğal güzelliklerin zirveye ulaştığı ,toprağın yeşile ,insanın yemeğe doğduğu yerdir memleketimiz Bolu.

Yeşili ve mavisi ile bütün güzellikleri içinde barındıran, Abant Gölü,Bolu Çikolatası,Çam Balı, Köroğlu’nun Diyarı, Kartalkaya kayak merkezi,yayları ve saymakla bitmez bir çok coğrafi güzelliği bünyesinde barındıran Bolumuzun güzel insanları gecemize hepiniz hoş geldiniz sefalar getirdiniz.Sekiz yıldır birlik,beraberlik ve kardeşlik duyguları içerisinde sürdürdüğümüz etkinliğimizde bu akşam Boludayız. Her akşam farklı bir ilin güzelliklerini yaşamaya devam ediyoruz.Gecemize iştirak eden siz kıymetli misafirlerimize teşekkür ediyor,hepinize iyi eğlenceler diliyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

SAFİYE SOYMAN VE FAİK ÖZTÜRK LE EĞLENCE TAVAN YAPTI

Bolulular Gecesi’nin sürpriz sanatçıları, kendisi de Bolu lu olan Safiye Soyman ve eşi Faik Öztürk oldu.Sahne performanslarıyla izleyenleri kendisine hayran bırakan ikili , birbirinden güzel parçalarla gönüllere hitap ederken, yaptıkları esprilerle de izleyenleri kahkahaya boğdu.Gece Bolu nun yerel sanatçıları ve folklör gösterileriyle sona erdi.

 

BAŞKAN KARABACAK, MUDURNULU HEMŞEHRİLERİNİ KARŞILADI

Mudurnu ilçesinden 28 kişilik bir ekip olarak  Darıca Belediyesinin daveti üzerinde Darıca ya giden ekibi Belediye Başkanı Şükrü KARABACAK karşıladı.

 

Hemşehrileri ile bir süre görüşen Şükrü KARABACAK Mudurnulular ile birlikte Akşam yemeği yedi.

www.mudurnuhaber.com

 

AYDIN ÖZPELİT  MUDURNU HABER

 

1 milyon kişiye müjde!

Devlet, kamuda çalışan taşeron işçiye, 3 yıllık sözleşme süresi sonunda 3 bin 402 lira kıdem tazminatı ödeyecek. 

Taşeron işçilerin kıdem tazminatı, ücret ve yıllık izin gibi sorunların çözümünde geri sayım başladı. Torba yasa ile taşeron çalıştırmayı öngören sözleşmeler 1 yıldan 3 yıla çıkarılacak.

1.1 MİLYON KİŞİYE ÖDEYECEK

Kamuda ve belediyelerde çalışan 1.1 milyon taşeron işçiler, her bir yıllık çalışmaları karşılığında brüt asgari ücret tutarında kıdem tazminatı hak edecek.

www.mudurnuhaber.com

Zemzemin hayrete düşüren sırrı

Zemzemin hayrete düşüren sırrı
Dünya Sağlık Örgütü´nün raporlarına göre dünyanın en sağlıklı sularından olan zemzem suyunun esrarı, günümüz teknolojisindeki tüm araştırmalara rağmen çözülemiyor.

 

Kaynağı bulunamayan suyun denizden 80 kilometre uzakta olmasına ve çevresinde başka hiçbir kuyu olmamasına rağmen yıllardır kurumaması, araştırmacıları şaşkına çeviriyor.

 

WHO tarafından da zemzem, dünyanın en içilebilir ve sağlıklı sularından biri olarak açıkladı.

Fakat diğer sulara göre çok daha besleyici ve mineral barındıran suyun kaynağı ise halen araştırma konusu.

Amerika´da yapılan test sonuçlarına göre ise zemzem, içinde mikroorganizma ve bakteri bulunmayan tek su olma özelliği taşıyor.

ZEMZEM Yeryüzündeki en hayırlı sudur.

İçenin açlığını ve susuzluğunu gideren suyun esrarı bilim adamları tarafından inceleniyor.

Avrupa´da laboratuarlarda yapılan araştırmalarda, zemzem suyunun çok az kükürt içerdiği tespit edildi.

Yeryüzünde en mukaddes topraktan kaynayan sudur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´in kalb-i şerifinin defalarca yıkandığı sudur.

 

Baş ağrısını giderir. Gözün görmesini ziyadeleştirir.

İçilmesi sünnettir.

www.mudurnuhaber.com

 

 

 

“Arı Biziz Bal da Bizdedir-4” Projesi

2014 YILI  TÜBİTAK DESTEKLİ DÜZCE ÜNİVERSİTESİ
“Arı Biziz Bal da Bizdedir-4” Projesi
2014 TÜBİTAK Bilim ve Toplum Projeleri tarafından finanse edilen, bal arılarını çocuklara tanıtmak bilgilendirerek sevdirmek ve bu şekilde farkındalık yaratarak bilgi düzeylerini arttırmak amacıyla Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezinde (DAGEM) yürütülen “Arı Biziz Balda Bizdedir-4” projesi, dördüncü kez kapılarını ilgili gruplara açtı.
 Arılar bal, polen, arı sütü ve propolis gibi arı ürünlerinin üretimi nedeniyle insan yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bundan daha önemlisi doğal tozlaşmada en fazla etkili böcek grubu olarak geleceğin besin güvencesidir. Ancak ne yazık ki çocuklarımız arı iğnesi ile sokar korkusu ile büyümekte ve bu korkuyla büyüyen çocuklar arıların doğa ve doğal sürdürülebilirlik açısından önemini fark edememektedir. Böcekler içinde önemli bir yere sahip olan bal arılarını çocuklara tanıtmak bilgilendirerek sevdirmek ve bu şekilde farkındalık yaratmak üzere TÜBİTAK Bilim ve Toplum Projeleri kapsamında Arı Biziz Balda Bizdedir projesinin yapılması düşünülmüştür.  Hedef kitlemiz, hem kırsal hem de kentsel kesimde bulunan ortaokullarının öğrencileriyle, Bilim sanat Merkezi ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı yetiştirme yurtlarından aynı yaş grubu öğrencilerdir.
Proje yaş grubuna yönelik olarak teorik ve uygulamalı eğitimler şeklinde, toplam 80 katılımcı (4 grup, her grupta 20 kişi) ile gerçekleştirilecektir.  Arı ailesi, morfolojisi, anatomisi anlatılarak, mikroskop altında incelenecektir. Arıların yaşam alanları tanıtılarak atölye çalışmalarıyla farklı kovan tipleri tasarlanacaktır. Bal dışındaki alternatif arı ürünleri ve farklı kullanım alanları tanıtılacak, sanatsal etkinliklerle katılımcıların konuları pekiştirmeleri sağlanacaktır. Arazi çalışmalarında arılar doğal yaşam ortamlarında gözlenecek ve bu esnada ballı bitkilerden örnekler toplanacaktır. Daha sonra toplanan bitki örneklerinin polenleri mikroskobik düzeyde incelenecektir. Bilimsel düşünme yetilerini geliştirmeye yönelik teorik dersleri destekleyecek nitelikte deneysel etkinlikler yaptırılacaktır. Konuyla ilgili değişik atölyelerin de yer aldığı çalışmalar 20 kişilik gruplar halinde gerçekleştirilecektir.
Her gruba eğitim öncesinde ve sonrasında arılarla ilgili mevcut bilişsel, duyuşsal becerilerini, ekosentrik ve antroposentrik bakış açılarını ve eğitim sonunda edindikleri kazanımları belirlemek amacıyla ön test ve son test uygulamaları yapılacaktır. Bu kapsamda uygulama öncesinde ve sonrasında arı konusuyla ilgili arı anketi ve başarı testi yaptırılacaktır. Böylece eğitimler sonunda çocuklarda ortaya çıkan bilişsel ve duyuşsal farkındalık ölçülecektir. Ayrıca proje çalışmalarından sonra gerçekleşen geri dönüşümler ile ortaya çıkan farkındalığın kalıcılığı da izlenmeye çalışılacaktır.
 “Arı Biziz Bal da Bizdedir-4” projesi TÜBİTAK Bilim ve Toplum Projeleri kapsamında parasal olarak desteklenmekte ve Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi tarafından yürütülmektedir.
Etkinlik Tarihleri: 16 Haziran – 11 Temmuz 2014
Önemli Not:
  • Katılımcılardan hiç bir ücret talep edilmemektedir.
  • Projenin devam ettiği 20 gün boyunca katılımcıların ikamet ettikleri yer ile DAGEM arasındaki ulaşım ve yemek giderleri TÜBİTAK tarafından proje bütçesinden karşılanmaktadır.

BAŞVURU FORMU İÇİN  : http://aribizizbaldabizdedir4.duzce.edu.tr/  Ziyaret ediniz.

 

www.mudurnuhaber.com

Başbakan; Bu İşin Arkasında Youtube var.

 

Başbakan; Bu İşin Arkasında Youtube var.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yerel seçimlere kısa bir süre kala NTV ve STAR TV’nin ortak

yayınında soruları cevapladı.

Başbakan Erdoğan’ın NTV ve Star TV’de yaptığı açıkamalar gazete manşetlerin’de geniş yer buldu.

Programda kendisine sorulan sorulara cevap veren Erdoğan son aylarda Ülke gündemine damga

vuran olaylarda başta Twitter olmak üzere sosyal medyanın büyük rol oynadığını belirtti.

Başbakan Erdoğan, Twitter için “Düzeltmediniz biz de kapatırız. O zaman yasaklara uysunlar biz de

yasağı kaldıralım. Twitter dediğiniz olay nedir? Bir şirket. Bu olayın arkasında aslında Youtube var.

Youtube’un avukatlarıyla çalışıyorlar” dedi.

Radikal Gazetesi Başbakan’ın NTV ve Star TV’de düzenlene programa geniş yer verdi. Başbakan

kendisine düşürülen Suriye uçağıyla ilgi sorulan soruya; Bu olaylar başlamadan önce Suriye ile iyi

ilişkiler kurulduğunu söyleyen Erdoğan, Biz böyle bir Esed beklemiyorduk, dedi. Suriye’de meydana

geşen olaylar başlamadan önce telefon diplomasisi başta olmak üzere her şeyi yaptıkarını söyleyen

başbakan, düşürülen uçakla ilgili olarak, belirli bir angajman kuralları var ve o kurallar uygulanır dedi.

Son zamanlarda Süleyman Şah Türbesi çevresinde meydana gelen gerilimle ilgili açıklamalarda

bulunan Erdoğan, burada IŞİD le alakalı sorunlar olduğunu belirtti.

Ayrıca Niğde’de meydana geşen terör saldırısına da değinen Erdoğan“Niğde olayında bir Kosovalı,

bir annesi babası farklı ülkeden, bir diğeri de Makedon. İkisi yaralı ele geçirildi, biri de yakalandı.

Ankara’ya getirildiler. Bağlantıları nedir? Suriye’de aldıkları eğitimler filan. Silahı yanlarında sünnet

olduğu için taşıdıklarını iddia ettiler. Belli bazı bilgiler elde edilmiş durumda. Üzerine gerek istihbarat

birimlerimiz, gerek yargı gerekeni yapıyor’’ dedi.

Program’da Pensilvanya’ya da değinen Başbakan, ‘‘ Bunlar yasa dışı dinlemelerle Başbakanı, Cumhur

başkanını, Genel Kurmay Başkanını dinliyorlar, bunlara karşı tabiiki önlemler alacağız’’ dedi.

Online Haber Portalı gazeteoku ‘da Başbakanın dün akşam yaptığı açıklamalara geniş yer ayırdı. Haber

portalı özellikle Başbakan’ın sosyal medya ile alakalı yaptığı açıklamaları değerlendirdi.

Hükümete karşı yapılan darbe girişiminin mukavemete uğramasıyla birlikte, operasyonun sosyal

medya ya taşındığını ve amacın sadece hükümeti karalamak olduğunu söyleyen Başbakan, sen

kurallara uymazsan biz de kapatırız dedi

 

 

 

 

Bu köy Avrupa Birliği’ne girdi

Bu köy Avrupa Birliği’ne girdi

bu-koy-avrupa-birligine-girdi

Bu köy Avrupa Birliği’ne girdi

Bu köyün yolu AB’ye gider

Köy çocukları Avrupa yolunda

 

Bundan 30 yıl öncesine kadar erkek çocuklarının ilkokuldan sonra köyde çoban ya da sanayide tamirci çırağı olduğu, kız çocuklarının ise tarlaya tarım işçisi olarak gönderildiği İskenderun’un Suçıkağı (Sakıt) köyünün çocukları artık Avrupa yolunda.

BOkullaşma oranının hızla artığı Suçıkağı Köyü’nde öğrenciler artık proje hazırlayarak Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gidiyor. Tüm giderleri Avrupa Komisyonu tarafından karşılanan Comenius Projesi kapsamında, AB ülkelerinin öğrencileri de Suçıkağı Köyü’ne geliyor.

YAĞMUR ÜLKESİ LİTVANYA’YA UÇTULAR

Türkiye koordinatörlüğünü Suçıkağı Paşa Karaca Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Hanefi Zobar´ın üstlendiği “Türk ve Litvanyalı Öğrenciler Kültürel Halı Dokuyor” projesinin Avrupa Komisyonu ve Türk Ulusal Ajansı tarafından onaylanmasının ardından, 13 yedinci sınıf öğrencisi Litvanya’ya uçtu. Öğrenciler, Litvanca’da ‘yağmur’ anlamına gelen ‘yağmur ülkesi’ne yanlarında arkadaşlarına ve ailelerine vermek üzere Hatay’ın yerel kültürüne özgü hediyeler götürdüler.

Şirin kuzey Avrupa ülkesi Litvanya’ya hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda proje hakkında bilgi veren Hanefi Zobar şunları söyledi:

“Projemizin amacı öğrencilerimiz ve kurumlarımız arasında işbirliği ile öğrenciler arasında kültürel farkındalığı arttırmak ve iletişim yoluyla aslında farklı olduğunu düşündüğümüz kültürlerin birbirlerine ne kadar  benzer olduğunu göstermek. Projemizin iki yıl sürecek aktivite programı boyunca öğrencilerimize önce Türkçe ve Litvanyaca dersi verilecek daha sonra dil öğrenimi, yerel danslar, yemek tarifleri, milli ve dini bayramlar, çağdaş çocuk edebiyatı ile desteklenecek. Bu amaçla Suçıkağı Köyü Ortaokulu’ndan 13 öğrencimizle 12 gün süreyle Litvanya´yı ziyaret ediyoruz.”

LİTVANYALI ÖĞRETMENLER HAVAALANINDA KARŞILADI

Litvanya’nın başkenti Vilnus’a inen öğrencileri projenin Litvanya Koordinatörü Loreta Vaiciuliene ve Litvanyalı öğretmenler karşıladı. Öğrenciler daha sonra, Girkalnis Kasabası’na giderek onların gelişini yağmur altında bekleyen ailelerle buluştu.

TÜRK KONSOLOSLUĞU’NU ZİYARET

Suçıkağı Köyü’nden gelen öğrenci ve öğretmenler, Litvanyalı öğrencilerle birlikte Türk Konsolosluğu’nu ziyaret etti. Öğrencileri Litvanya Konsolosluk Müsteşarı Zeynep Savaş Suca karşıladı. Konsolosluğun yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Suca, bu tür projelerin uzaktaki kültürleri birbirine yakınlaştırdığını ve kültürel birlikteliğe katkı sağladığını vurguladı. Türkiye’den götürülen hediyelerin takdiminin ardından, Hatay mutfağına özgü lezzetler sunuldu.

LİTVANYA MECLİSİ’NE GİRDİLER

Türk ve Litvanyalı öğrenciler, Litvanya Meclisi’ni de ziyaret etti. Milletvekili Gintautas Mikolaitis, Meclis önünde karşıladığı heyete Meclis hakkında detaylı bilgi verdi. Daha sonra alınan özel izinle Meclis’in tüm bölümleri gezildi. Meclis gezisi sırasında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi Türk devlet adamlarının fotoğraflarını da gören öğrenciler heyecanlandı.

AİLE GÜNÜ

Litvanya’da Anneler Günü ile Babalar Günü arasında kutlanan Aile Günü münasebetiyle, Türk öğrencilerin konuk olduğu okulda program düzenlendi. Bu programda öğrenciler Hatay yöresi başta olmak üzere Türk halk oyunlarından örnekler sergilediler. Litvanyalı aileler, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle Delilo oyunu sırasında tempo tuttu.

KARAYİT TÜRKLERİ

Öğrenciler, Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta Karayit Türkleri’nin yaşadığı bölgeyi de ziyaret etti. Müzelerini ve evlerini gezdiler. Yarı Türkçe yarı Litvanca konuşan Karayit Türkleri ile sohbet ederek bilgi alışverişinde bulundular. Yaklaşık 600 yıl önce Litvanya’ya gelen Karayit Türkleri’nin kültürlerini korudukları görüldü.

LİTVANCAYI NASIL ÖĞRENDİLER?

Litvanya projesini başarıyla tamamlayan ve akranlarıyla kolaylıkla iletişim kuran Suçıkağı Köyü çocukları bunu nasıl başardı? Dil sorununu nasıl çözdüler?

Hanefi Zobar’ın verdiği bilgiye göre, projenin Litvanya Koordinatörü Loreta Vaiciuliene, Türkiye’ye iki kez ziyarette bulunup çocuklara 40 saat ders verdi. Ayrıca çocuklar için 60 sayfalık Litvanyaca-Türkçe-İngilizce sözlük hazırlandı. Bu sayede hem İngilizceleri gelişti hem de Litvancaları. Proje sınıfı Litvanca posterler ve kelimelerle donatıldı. Köy sokaklarında Litvanca konuşuldu.

Litvanyalı çocukların Türkçe öğrenmeleri için ise Hanefi Zobar, Litvanya’ya iki kez gidip 40 saat Türkçe kursu verdi. Avrupa Dil Günü’nde, okulda günboyu Türkçe müzikler yayınlandı.

LİTVANYALI ÖĞRENCİLER BU KÖYDE YAŞAYACAK

Litvanya’da ailelerin yanına yerleştirilen öğrenciler, projenin tamamlanmasının ardından 24 Mayıs 2014 günü yeniden Türkiye’ye döndü.

Şimdi sıra Litvanyalı öğrencilerde. Ekim ayının ilk haftası Suçıkağı Köyü’ne gelecek olan Litvanyalı çocuklar, köyde yaşayan öğrencilerin evlerine yerleşecek. Hem eğitim görecek hem de köy hayatını yaşayarak sıradışı anılarla ülkelerine dönecekler.

ROMANYA PROJESİ BAŞARIYLA UYGULANDILitvanya’dan mutlu haberlerle dönen Suçıkağı Köyü’nün bir önceki projesi ise Romanya ile gerçekleşti.

Hatay Milli Eğitim Müdürlüğü ile Braşov Okul Müfettişleri Başkanlığı’nın ortaklaşa hazırladığı ve Türkiye koordinatörlüğünü Suçıkağı Paşa Karaca Ortaokulu İngilizce öğretmeni Hanefi Zobar´ın üstlendiği “Öğrenciler Arası İşbirliği ve Uzlaşma İlkeleri” isimli “Hayat Boyu Öğrenme Comenius Bölgesel Ortaklık Projesi” her iki ülkede başarıyla uygulandı.

Öğrenciler arasında sosyal, kültürel, ekonomik ya da farklı sebeplerle ortaya çıkan şiddeti azaltmak, Feuerstein Metodu ve diğer modern metotlar ile öğrencilerin kişisel etkileşim becerilerine odaklanmayı amaçlayan proje kapsamında, Romanyalı eğitimciler İskenderun’daki okullarda ders verdi.

SIRADA NE VAR?

Suçıkağı Köyü çocukları şimdi de Erasmus Programı kapsamında başvurusu yapılan, Türkiye, Litvanya, Danimarka, Polonya, Romanya ortaklığıyla gerçekleşecek olan “Avrupa Kitap Okuyor” projesi için çalışıyor. Proje, Avrupa Komisyonu ve Türk Ulusal Ajansı tarafından destek görürse 2 yıl boyunca okullarda kitap okumaya yönelik sıradışı çalışmalar yapılacak.

KAYNAK: www.yurdumhaberleri.com

İSTANBUL DA DEPREM

İSTANBUL DA DEPREM

İstanbul’da deprem meydana geldi

İstanbul’da  deprem meydana geldi. Depremin şiddeti henüz belirlenemezken, birazdan resmi açıklamalar ile birlikte karşınızda olacağız.

24 Mayıs 2014. 24 Mayıs 2014 Cumartesi 12:29 İstanbul’da saniyeler öncesinde deprem meydana geldi.

Depremin şiddeti henüz belirlenemezken, birazdan resmi açıklamalar ile birlikte karşınızda olacağız.

Son depremler büyük İstanbul depreminin habercisi Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan,korkutan uyarıyı yaptı.

Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara Ereğlisi açıklarında meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki depremle ilgili olarak, “Marmara Ereğlisi depremi alıştırma yapıyor” dedi.

Prof. Okan Tüysüz de, “Büyük depremin habercisi” yorumunu yaptı. Uluslararası Jeofizik Kurultayı için Antalya’da bulunan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesi açıklarında meydana gelen 4,7 büyüklüğündeki depremle ilgili yazılı açıklama yaptı. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Dünkü tartışmalarda ortak kanı Kuzey Marmara’nın batı kolu olan Marmara Ereğlisi’nin gerginliğinin Sivriada koluna göre daha da arttırmış olmasıydı.

Ötesi, jeofizik belirtilerin sanki Gölcük depremi öncesindeki belirtileri andırmasıydı. Bu bilimsel tartışmayı ince eleyip sık dokuyarak, ayrıca titizlikle tartarak aramızda sürdürdük.

Derken, bugün 27 Kasım 2013 sabahında 06.13’de Marmara Ereğlisi deniz içinde, M=4,7 büyüklüğünde bir küçük deprem oldu. Ardından bir deprem de M=4,0 büyüklüğünde yakın yerde 06.21’de oldu. Bu alıştırma depremlerin odak konumu, tıpı tıpına M=7,0 ile 7,2 büyüklüğünde deprem beklediğim gevrek granit katmanı içinde, d=7 ile 10 km derinde oldu.

Granit katmanı oldukça gevrek, ayrıca kırılgan” dedi. Bu depremlerin jeofizik bilimcilere beklenen Marmara Ereğlisi depremi için ön bilgilendirme yaptığını kaydeden Ercan, “Şimdi soru şu; Marmara Ereğlisi depremi Sivriada depreminden önce mi olacak? Ben bunu pek beklemiyorum

. Ancak nasıl önce batıdaki Gölcük depreminden 2 ay sonra izci deprem doğuda Düzce’de olmuş ise, Sivriada-Marmara Ereğlisi sırası, Marmara Ereğlisi-Sivriada depremleri olarak değişirse şaşırtıcı olur, ancak olasılığı vardır. Bilimsel çalışmalarıma göre deprem kapının önünde değil. Bugüne dek kestirimlerimde şaşma olmadı.

Ancak bu hiç olmayacağı anlamına da gelmez” açıklamasında bulundu. Büyük deprem gelinceye değin arada bir 4, 4.5, 5, 5.5 büyüklüğünde depremlerin olmasının şaşırtıcı olmayacağını 14 yıldır dile getirdiğini anlatan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Bu onlardan 2’si olmalı.

Kandilli Gözlemevi jeofizik bilgilerine göre, 1970’den beri Marmara’da depremcik (öncü deprem) sayımları yılda 2 bin tane iken, 1999 Gölcük depreminden sonra 2000 yılında 3 bin 500’ü aşmıştır, 2004’de 7 bini bulmuştur.

Gerilen ortamlarda bu beklenen bir durumdur. Bu duruma artçı depremlerin katkısı olsa bile Marmara’da kırıcı gerilimin birikmekte olduğunun önemli bir jeofizik göstergecidir” dedi. Prof. Dr. Ercan, Marmara’da yılda gerilme biriminden oluşan yamulmanın 2 ile 3 santimetre olduğunu belirterek, “Marmara’da depremlerde atım 2 ile 3 metredir.

Son yıkıcı depremler, Adalar 1894’den beri 119 yıl, 1912’den beri 101 yıl geçtiğine göre, yer kabuğu 2 ile 3 metrelik kırılma gerginliğine 2004’de ulaşmış olmalı. Buna bakarak bu yıllarda İstanbul depremi olabilir denilebilirdi. Ancak gecikmesinin nedeni 1999’da M= 7,5 olan depremde boşalan gerilmenin beklenenden üç kat çok olması, Marmara’da aşırı dinginliğe neden olmuştur. O nedenle Marmara yeni bir deprem üretip, yerin kırılma direncini yenmesi için henüz kendini toparlayamadığı kanısındayım. Beklenen deprem beni şaşırtmazsa 2045’den önce olmaz. Ancak yerin gerginlik birikimi doğrusal çalışmıyor” ifadelerini kullandı.

www.mudurnuhaber.com

 

Cuma hutbesinin konusu: Soma

Cuma hutbesinin konusu: Soma

Bosna Hersek, Kosova, Azerbaycan, Arnavutluk ve Rusya’daki camilerde cuma hutbesi Soma’daki maden faciası konusunda verilecek, hutbe sonrasında okunan hatimlerin duası yapılacak.

Diyanet Basın Merkezi’nden alınan bilgiye göre, Bosna Hersek Reisul Uleması Hüseyin Efendi Kavazoviç, Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Terneva, Kafkasya Müslümanları İdaresi Başkanı Allahşükür Paşazade, Rusya Federasyonu Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdinov ile Arnavutluk Diyaneti Başkanı İskender Bruçay, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i telefonla aradı.

Soma’daki maden faciasında hayatını kaybedenler için taziyelerini ileten din adamları, Görmez’e, “ülkelerinde yarın cuma hutbesinin bu konuya ayrıldığını, hutbe sonrasında da okunan hatimlerin duasının yapılacağını” bildirdi.

Öte yandan, Görmez, yarın Ahmet Hamdi Akseki Camisi’nde cuma hutbesi verecek.

  MUDURNU DA  BU AKŞAM  MEVLİT OKUTULACAK

Soma da vefat edenler için Mudurnu Müftülüğü 15 Mayıs 2014  günü Mudurnu Yıldırım Beyazıt Camiinde Mavlit okutulacağını duyurdu.

 

www.mudurnuhaber.com