Hello Türkiye
AB projesi ile 9 günlük bir tur sonrasında ülkemize geri döndük.
Bolulu gazeteci arkadaşlarımız ile birlikte geçirdiğimiz Avrupa yolculuğunda çok samimi dostluklar kurduk. Gezdiğimiz Ülkelerde bazı şeyler bizlerin inancı gereği bizlere ters geldi, ama bizlerde bulunması gerekmesine rağmen bulunmayan bazı özellikleride oralarda yaşayan insanlarda görünce şaşırdık.
Cadde ve sokaklarda gezerken insanların yüzlerindeki tebessüm çok hoşumuza gitti, Asansörde veya Kahvaltıda karşılaştığımız veya servis yapan görevlilerin tebessümlü bakışları ve Günaydın ve benzeri şekilde bir şeyler söylemeleri çok güzel bir davranış.
Sokaklarda gezerken insanların birbirine olan saygısı örnek alınacak bir davranış, hele hele çevre düzenlemeleri muhteşem, Evlerin ve binaların bakımlı olmaları insanı büyülüyor.
Brüksel de geçirdiğimiz günler esnasında orada Adapazarı Akyazılı Gazeteci Yusuf CİNAL ağabeyimiz bize ev sahipliği yaptı.Yusuf abi burada Türklerin sesi haline gelmiş. Brüksel sokaklarındaki Kaldırım taşları ve yapılar insanları büyülüyor, hele hele o ortadaki Meydan Brüksel denince ilk akla gelenlerden biri…
Brüksel gezimiz esnasında Beyzade Lokantasında kendimizi Türkiye de hissettik, ama bu AB ülkelerinde gezi esnasında şunu bir kez daha grup olarak anlamış olduk, buralarda yemeği karnınız acıkmadan söylemeniz gerekiyor, Çünkü yemek kültüründe 2-3 saat gibi bir zaman geçirme söz konusu, biz Türkler ise biran önce yemek yeyip yapacağımız işe baktığımız için gezi süresince bunda problem yaşadık.
Brüksel de Türk Milletvekilimiz ve Türk Belediye Başkanı olması gurur verici bir olay, Milletvekilimiz ile grup olarak sohbet ettik ve bize bilgi aktarımlarında bulundu, Belediye Başkanımızın ise Türkiye de bir iş için bulunmasından dolayı görüşme imkanımız olmadı.
Brüksel’in simgesi olan su kaçıran çocuk her yerde Turizm simgesi olarak kullanılmış .
Yazının devamı gelecek….. 23 Nisan 2015
www.mudurnuhaber.com